Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 15-11-2011 de en çok beğeni alan içerik
-
2 puan
-
Direkt çevirince, çok doğru gelmiyor kulağa. Ben anladığımı yazayım. Birinci setten sonra: Rakibin üst üste topspinlerini kesmeye devam ettiği zaman korkmadan topspin yapmaya devam etmelisin. Kendinden şüpheye düşmek veya kararsız kalmanın hiç alemi yok. Dünya şampiyonasında maç yapıyorsun, rakibin sana bedava sayı vermeyeceğini, hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini unutma. İlk sette birkaç tane problem vardı. Birincisi, sen ister asıl ister garanti çek, rakibin bütün yolladığın topları çok iyi okudu ve sana hiç top yükseltmedi. Aklında bulunsun, rakibin servisini ne zaman side spin ile açsan rakibin henüz masadan uzaklaşıp büyük bir hareketle kesemediği için yeterince kesin bir top yollayamıyor. Bir de rakibin kestiği bazı toplar yüksek geldi ama kısa kaldı. Böyle havadan gelen ama kısa düşen kesik toplara topsin yaparken bazen hata yaptın. Unutma bu tip topların hızı çabucak kesilir. Seninm asanda zıpladıktan sonra hızlıca sana gelmesini bekleme, sen daha çok geriden savurmaya başla sadece koldan değil bütün vücudunla topa doğru git ve daha güçlü şekilde kolunu savurarak yüksek spin üret. Bunun dışında herşley gayet güzeldi, sayı sayı oyna! İkinci setten sonra: Setin ortalarında rakibin sana yolladığı topları iyi okuyamadın. Mesela bazı sayılarda çok agresif sert spinler yaptın, rakibin zor bela kesti. Bu durumda o topların çok kesik olmasını bekleyemezsin değil mi? Ama sen çok kesin zannedip topu ittireyim derken fazlaca altına girdin. Elini çok kastın ve top fazla uzun ve havadan gitti. Bu durumlarda rahat ol, topun çok kesik olmadığını hatırla ve elini gevşet. Yavaşça ittir gitsin. Rakip o topa atak yapsa da problem değil. Blok yapar geçersin, yeter ki gerilme... Sonuçta uzun pütürle oynayan bir rakibin var. Adamın her yolladığı topu çok iyi okuyamayabilirsin. O yüzden sabırlı ol. Her şeye sallama, topu iyi izle, emin değilsen havadan yavaşça fırçalayarak yumuşak bir spin yap, emin olduğuna daha sert ve rakibin tam üzerine doğru spin yap. Üçüncü setten sonra: Herşey gayet iyi gidiyor. Yalnızca elini gevşetmeyi unutma. Üst üste sert spinler yaptıkça elini kastıkça kasıyorsun. Sonra boş bir top gelince topspinlerine gereksiz asılıyorsun dışarı çıkıyor. Spin yaptıktan sonra adam kesince, bazen garanti olsun diye topu ittiriyorsun ve bu sana yarar sağlıyor. Ama habire ittirip de maçı bu şekilde kazanamayacağını biliyorsun değil mi? abartmadan ittirmeye devam et ama her ittirdikten sonra da gelen topa spin yapmayı unutma. Rakibin 3. setten itibaren daha çok atak yapmaya başladı. Muhtemelen bu sette de daha çok atak yapacak ve daha erken atak yapmaya başlayacak. Sen zaten onun servisini karşılamayı iyi beceriyorsun, boş topları iyi seçiyorsun ve defansın da gayet iyi. Dikkat edersen rakibin senin ittirdiğin toplara atak yapıyorsa genelde backhandine atak yapıyor. Blok yap gitsin. Raketi kapatmayı unutma yeter. Forehandden kontra yaparken de genelde hep forehande forehand kontraları seviyor. Backhandine paralel yapmayı pek tercih etmiyor. rakip kontra yaptığında hemen zihnen kontra oyununa konsantre olmalısın. Adam kesiyorsa da sabırlı olacaksın. Rakibin toplarını iyi okuyamıyorsan garanti-yumuşak bir topspin yap, emin olursan daha sert yap. spinerini bir dolu bir boş yapmayı, fırsat bulduğunda rakibi sağa sola yatırmayı unutma. Adamı toplarına alıştırma. Bu seti sanki son set gibiymiş gibi oynamanı istiyorum. Savaşmadan tek bir sayı bile verme.2 puan
-
1 puan
-
Diğer başlıkta verilen bilgiler de gösteriyor ki bu kupanın formatı kesinlikle anlamsız. Bir dünya kupası düşünün ki sıralamanın birinci sırasındaki oyuncu o turnuvaya katılamıyor ve toplamda ilk ondaki 4 isim turnuva haricinde kalıyor. Şu anda Ma Long form düzeyi açısından rakipsiz, onu yenmeden alınan bir kupanın gerçek manada bir dünya kupası olması mümkün mü? Her ülkeden iki oyuncu uygulaması açık ki Çin'in turnuvalardaki hakimiyetini önlemeye yönelik, yarı finalde 4 çinli veya en iyi ihtimalle 3 çinli+timo sporun dünyadaki popülaritesi açısından çok sağlıklı olmayabilir, fakat bir ülkenin diğer ülkelerin çok üstünde bir yatırım ve çalışmayla ulaştığı bir seviyeyi böyle kağıt üzerinde sınırlamak ne derece adil bir uygulama?1 puan
-
Rica ederim. Zaten çok uzun bir yazı değildi, pek vaktimi almadı. Ancak masa tenisiyle ilgili yazıları çevirirken bir sıkıntı var: Birçok terimi Türkçe'ye çevirirken zorlanıyorum: drive, counter-loop, forehand, drop shot, vb. Garip oluyor. Maalesef bizde çok karşılığı yok bu terimler. Benim bildiklerim; "game" yerine "set" diyoruz. "backspin" yerine "kesme" diyoruz. "smash" yerine bazen "küt", bazen "çakma" deniliyor. Bir de yanlış/eksik kullandıklarımız var: Örneğin "spin" oyuncusu ile sadece atak/topspin oyuncuları kastediyoruz. Halbuki örneğin Joo Se Hyuk, topu spin manyağı yapıyor. Bizde kesmeye spin demiyoruz da sadece topspine spin diyoruz. Hem fileye çarpan top durumunda, hem de bir şekilde oyunun kesintiye uğramasına "net" diyoruz. İkincisi "let" olmalı. Bilmiyorum belki Türkiye'de profesyonel düzeyde bunların yerine kullandıkları terimler vardır, ama henüz bize kadar gelmedi :)1 puan
-
futboldaki gibi yapmaları lazım, nasıl şampiyonlar ligine ülke puanı yüksek ülkeler daha çok takım gönderiyorsa bunda da benzer durum yapılabilir1 puan
-
Selamlar, ve tekrar herkese iyi bayramlar. Daha önce JO Waldner’le yapılan bir röportajı çevirmiştim. Birçok arkadaş da beğendiğini belirtmişti. Bayram tatilinin boşluğunun da faydalanarak uzun süredir internette olan (ve aslında bizim bu sitede de orjinaliyle yer alan) güzel bir dergi yazısını çevirdim (ABD Masa Tenisi Dergisi, Temmuz/Ağustos 2005). Yazıyı yazanlar, yazının sonunda da görüldüğü gibi işinin ehli insanlar: Larry Hodges ve Cheng Yinghua Bazı cümleleri kısalttım, bazılarını gereksiz bulup tamamen attım ama yüzde 95’ten çoğunu çevirdim. Bir sürü yazım hatası olacaktır, fazla da titiz davranmadım. Bir de okurken unutmayın, yazı 2005 yılında yazılmış. Ben keyifle okudum, umarım beğenirsiniz: ÇİN MASA TENİSİ’NİN SIRLARI Ve Dünya’nın Geri Kalanının Onları Yakalamak İçin Yapması Gerekenler Son Dünya Şampiyonası’nda Çin beş dalın hepsinde madalyaları süpürdü: Erkek tek, kadın tek, erkek çift, kadın çift ve karışık çift. Kısaca son dünya şampiyonası Çin’in bu spordaki hakimiyetini dünyaya gösterme platformu oldu. Peki Çin Masa Tenisi’nin sırrı nedir? Ve dünyanın kalanı onlara nasıl yetişebilir? Çin Masa Tenisi’nin Sırları Çin Milli Takımı Çin Milli Takımı dünyadaki diğer tüm takımlardan daha fazla altyapıya sahip. Ana eğitim merkezi Pekin’de. Takım 96 oyuncudan oluşuyor: 24 erkek, 24 kadın, 24 kız, 24 oğlan. Oyuncular erkenden denenmeye başlanıyor. Uluslar arası arenadaki performanslarını görmek için Avrupa’daki ya da diğer yerlerdeki önemli turnuvalara gönderiliyor. Buradaki performanstan hareketli bir oyuncunun gelecekte bir yıldız olup olamayacağı anlaşılmaya çalışılıyor. Çin’in büyük bir avantajı bu zengin altyapıdan geliyor. Eğer milli takımdaki bir oyuncu yeterince sıkı çalışmıyorsa, uluslar arası arenada iyi bir performans sergilemiyorsa ya da kariyerini etkileyen teknik hatalar varsa, yerini dolduracak ve onun pozisyonunu almak isteyen başka bir hırslı oyuncu hemen yerini alıyor. Milli Takım Seçmeleri Birçok ülkede (ABD dahil) milli takım, takım seçmeleri sonucu belirleniyor. Bu yöntem bir takımı oluşturmanın en adil yolu, ancak hakim bir takımı oluşturmanın en iyi yolu olmayabilir. Cheng’e göre bir çok ülkede eğitimin ve maddi kaynakların %90’ı “defolu oyuncular” a gidiyor, ve bunların madalya kazanmak için aslında hiçbir şansı yok. Takım seçmeleri bir çok insanın en adil sistem olarak gördüğü şey olduğu için bu bir probleme yol açıyor. Çünkü bu seçmelerde maçlarını kazanıp takıma giren oyuncular her zaman madalya kazanmak için en uygun potansiyeller olmuyor. Bu takımlarda kırklı yaşlarında oyuncular olabiliyor, bunların varlığı 22 yaşından genç oyuncular için aşırı derecede ümit vaad edici oluyor. Örneğin şu anda ABD Milli Takımı’ndaki oyuncular takım seçmeleri sonucu oluşturuldu. Yaşları ise 46, 41, 41, 38, 37, 36, 34, 30, 19 ve 18. ABD’de birçok genç oyuncu bu seçmeleri geçip takıma giremedi. İronik olan, bunların en genci 5. olan 18 yaşındaki Han Xiao idi ve sadece ilk dört oyuncunun masrafları karşılandığı için o masraflarını cebinden karşılamak zorunda kaldı. Ve aslında Han ülkedeki bu yaştaki en iyi oyuncu. Fon onun yerine daha yaşlı, 30 larında ve 40 larında olan oyunculara gitti. Örneğin 22 yaş altı klasmanda 1 numaralı oyuncu Mark Hazinski, erkeklerde 18 yaş altında bir numara Adam Hugh ve kızlarda18 yaş altında bir numara olan Judy Hugh bu fondan faydalanamadılar. Takım seçmeleri takım oluştururken en adil yol mudur? Evet. Peki takım seçmeleri madalyaları süpürecek bir takım oluşturmak için en iyi yol mudur? Muhtemelenhayır. Eğitim Çinlilerin eğitim süreci uzun ve zor. Yaklaşık olarak her gün 7 saat çalışıyorlar. Bu 7 saat hem masa oyununu hem de masadan uzaktaki fiziksel eğitimi kapsıyor. Sabahları önce fiziksel egzersizleri yapıyorlar, sonra servis çalışıyorlar. Bir sabah eğitim dönemi var bir de öğlen. Genelde haftada 6 gün. (Eğitim hem bir partnerle düzenli antrenmanı içeriyor, hem de bir koçla çoklu top çalışmasını. Bu birçok ülkede böyle). Bazı oyuncular geceleri ya da tatil günlerinde de ekstra pratik yapıyorlar. Bir yılda 12 gün tatil alma hakları var, bir de tabii ki önemli turnuvalardan sonra dinlenme zamanları oluyor – ki bu da aslında seyahat günleri demek. Normalde Kasım ve Nisan arası eğitim ağırlıklı çalışmalar yapılıyor, yılın kalanında ise turnuva ağırlıklı. Cheng’in takımda olduğu yıllarda bu zamanlar daha sabitti ancak şimdi ITTF Pro Tour maçları ve çeşitli liglerle birlikte yıllık bazda daha çok maç yapıyorlar. Özelleşmiş Antrenman Partnerleri Çin’i dünyanın geri kalanından ayıran önemli bir avantaj ise antrenman partnerleri. Tipik olarak çoğu ülkede bu partnerler, takımdan başka bir oyuncu oluyor. Buna karşın Çin’de antrenmanın çoğu profesyonel antrenman partnerleri ile yapılıyor. Takım arkadaşlarını birbirleri ile pratik yapmalarının dışında, bu 96 yetişkinin herbiri diğerleri ile oynuyor. (Bu da özellikle kadın takımları için avantajlı, çünkü erkekler genelde daha kuvvetli oluyor). Daha da önemli bir husus, pratik partnerleri genelde muhtemel rakiplerin taklitçileri oluyor. Şu an Çin Milli Takımı’nda oyunlarını sadece en iyi yabancı oyuncuları örnek alarak, onları taklit ederek geliştiren partner oyuncular var. Örneğin erkeklerde Schlager, Samsonov, Kreanga, Waldner, Saive, Chuan, Ryu ve Oh’un taklit oyuncuları var, ve kadınlarda Boros, Tie Yana, Li Jia Wei, Liu Jia, Kim Kyung Ah, ve Pavlovich’in taklitleri var. Bu antrenman partnerleri taklit ettikleri oyuncuların videolarını defalarca çalışırlar, bu oyuncularda daha önceden oynayan oyuncularla detaylı şekilde konuşurlar. Çin Masa Tenisi Birliği’nden Duan Xiang’a göre “Bizim bir sürü Çinli Samsonov’umuz ve Waldner’imiz var. Bizim oyuncularımız bu Samsonov ve Walderlerle sürekli antrenman yapıyorlar. Maç günü geldiğinde de bu oyuncuların gerçeği ile karşılaştıklarında kendilerini tanıdık bir oyuncuyla oynuyor gibi hissediyorlar. Cheng zamanının çoğunu Çin’de bir antrenman partneri olarak geçirdi. İlk yıllarında Macaristan’dan Tibor Klampar’ın taklidiydi. Daha sonra Klampar emekliye ayrılınca kendisine Jan Ove Waldner’ı taklit etmesi söylendi. Bunun üzerine Cheng Avrupa’ya giderek Waldner’in oyunlarını izledi, onunla karşılaşan oyuncularla konuştu ve Waldner’i neyin bu kadar etkili yaptığını öğrenmeye çalıştı. Şu anda Cheng’i izleyen dikkatli gözlemciler onun oyununda Klampar ve Waldner’in bir karışımını görüyorlar. Örneğin Çin’den penholder Jiang Jialiang 1985 yılında dünya şampiyonasını kazandı. 1987 dünya şampiyonası yaklaştığında en ciddi rakibinin İsveç’ten Waldner olduğu kesinlik kazandı. Bu noktadan sonra antrenmanlarının çoğunu Cheng ile yaptı. Cheng Waldner’ın yaptığı herşeyi taklit edebiliyordu; servislerini, servis karşılamalarını, forehand looplarını ve drive’larını, vs. 87 Dünya şampiyonası yaklaştığında antrenmanlarını sıklaştırdılar, kaybeden şınav çekiyordu. Cheng yenince, “eğer beni yenemiyorsa dünya şampiyonasını nasıl kazanacaksın?” diyordu. Hazırlıklar işe yaradı, başta Jiang Cheng’in oyununa adapte olamamıştı ancak bir süre sonra bu oyun tarzına o kadar aşina oldu ki 1987’de tekrar Waldner’ı yenip şampiyon oldu. Belki Maze son şampiyonada Hao Shuai’ye 3-0 yenilmezdi, eğer ki iyi Çinli oyuncuları taklit eden antrenman partnerleriyle oynuyor olsaydı. Belki Ma Lin’le oynarken daha rahat olacaktı. Belki de Ma Lin ile maçının sonlarına doğru yeni yeni oyuna alışıyordu (Maze’in Ma Lin’e karşı oyunu, maç ilerledikçe oturmaya başlamıştı.) Ve Çinli oyuncular ile diğer oyuncular arasında olan diğer maçlarda da benzer bir durum geçerliydi. İkiye bir antrenman partnerleri Dünyadaki en iyi oyuncuların ortak bir sorunu, yeterince kuvvetli antrenman partnerleri bulmaktır. Waldner’ın kariyerinin zirvesindeyken bir gün İsveçli koçunun yanına gidip “ne zaman daha kuvvetli birisiyle antrenman yapabileceğim?” diye sorduğu bilinen bir şeydir. Çin’deki altyapı diğer bütün ülkelerden daha iyidir ancak yine de ülkenin en iyi oyuncuları sonuç olarak en iyi oyunculardır. Wang Liqin ve Ma Lin gibi oyuncuların kendilerinden daha iyi bir partnerle antrenman yapma şansı yoktur. Yoksa var mıdır? Çin bu sorunun üstesinden gelmenin bir yolunu geliştirmiştir. Cheng bize bu sırrı vermekte tereddüt etmişti. Bu eğitim yöntemi günümüze kadar bir sır gibi saklanmıştır. Bu yöntem sadece büyük turnuvalardan önceki eğitim dönemlerinde kullanılmıştır. Cheng bu sırrı açıkladığı takdirde başının belaya girebileceğinden söz etmiştir. Bu tekniğin özü, bir oyuncu için iki antrenman partneri bulundurmaktır. Bu diğer ülkeler için bir lükstür, fakat Çin’deki geniş altyapı buna imkan vermektedir. Bu teknikte iki antrenman partneri seçilir, birinin çok güçlü bir forehand’i, diğerinin ise çok güçlü bir backhand’i (tabii aynı zamanda iyi bir forehand’i) olur. Ve bu ikisi bir takım olarak birlikte oynamayı öğrenirler. Ve birlikte en iyi Çinli oyunculara karşı oynarlar. Oyunculardan birisi sadece forehand’de kalır ve forehand’ini kullanır, diğeri de backhand’de kalıp backhand’ini kullanır (tabii ki örneğin bu oyuncu yeri gelince backhand köşesinden forehand de vurur). Bu ikili yanyana gelince toplamları Wang Liqin’den bile daha kuvvetli olur! Bu sayede en iyi Çinli oyuncuların bile limitleri zorlanır, kendilerinden daha kuvvetli bir rakipleri olmuş olur. Mental ve Taktik Eğitim Çin Milli Takımı haftada en az bir kez spor psikologlarıyla görüşür (aslında bu diğer ülkelerde de yaygın bir uygulamadır). Çin’in burada farklı yaptığı şey ise bu oturumlarda taktik ve psikolojinin birlikte görüşülmesidir. Bu ikisi bir arada kullanılarak, oyuncunun baskı altındayken bile uygun stratejiler geliştirmesi sağlanır. Çin takımı için strateji geliştiren bir kadro vardır. Shangai Daily’den Zhou Zuyi’ye göre (Mayıs 7, 2005) “sahne arkasında bütün işi rakibi inceleyip strateji ve yeni teknikler geliştirmek olan bir ekip” vardır. Bu uzmanlar önemli yabancı rakiplerin oyun stili ile ilgili analizler yapar, bunlara ilgili uygun oyun tekniklerinin teorsini geliştirirler. Çinli Bir Oyuncunun Gelişimi Çinli çocukların spor yetenekleri çok erken yaşlarda test edilir. Test sonuçları iyi olanlar özel spor okullarına yönlendirilir. Örneğin Cheng 5 yaşında test edilmiştir. Test sonucunda özel bir spor okuluna gönderilmiştir. 5 yaşından 12 yaşına kadar hem masa tenisi hem de badminton üzerine eğitim aldı. 12 yaşından sonra ise sadece masa tenisine yoğunlaştırıldı. Normal okulu bıraktı. Birçok diğer Çinli oyuncunun da benzer bir öyküsü vardır. Diğer bazıları ise normal okul eğitiminden geçtikten sonra profesyonel olurlar. Çin’deki her bir okulun masa tenisi takımı vardır ve düzenli eğitim verilir. 1.3 milyar nüfusu olan bir ülkede bu çok fazla sayıda takım demektir! Shanghai Daily’ye göre (7 Mayıs 2005) masa tenisini düzenli olarak oynayan 10 milyon insan vardır. Bu 10 milyon kişi yüksek düzeyde bir oyuncu sayılır, ABD’de ve diğer ülkelerdeki gibi “garaj ping pong’u” oynayan diğer oyuncular gibi değillerdir. Çin Tekniği Kimileri masa tenisinde Çin’in iyi olmasının nedeni bu sayılarla açıklar. Elbette ki bunda bir gerçeklik payı da vardır. Ancak 1990’ların başlarındaki Avrupa hakimiyeti (özellikle İsveç’in) ve Çin’in düşüşü, sadece nüfusun zayıf tekniğin üstesinden gelinemeyeciğini göstermiştir. 1980’lerin sonlarına doğru bütün dünyada shakehand giderek yayılırken Çin buna adapte olmakta zorlanmıştı. Ülkede shakehand oyuncuları oyun tekniklerinde temel bir bozukluk olan oyuncular olarak görülüyordu. Ama daha sonra buna da hakim olup yine çok iyi shakehand oyuncuları çıkardılar. Şu anda dünyanın bir numaralı erkek oyuncusu Wang Liqin ve bir numaralı kadın oyuncusu Zhang Yining shakehand tarzı oyuncular. Çin’de yeni teknikler de gelişiyor. Muhtemelen bunların en önemlisi “reverse penhold backhand” vuruşları. Şu anda Olimpik Gümüş Madalya sahibi Wang Hao ve finalist Ma Lin bu tekniği kullanıyorlar. Ve bir sürü Çin’li penhold oyuncusu da buna geçiyorlar. 1990’larda başta Liu Guoliang olmak üzere sadece birkaç Çin’li oyuncu bu tekniği kullanıyordu. Liu Guoliang da bunu sadece arada bir varyasyon olarak kullanıyordu. Ma Lin bu tekniği yeni bir seviyeye taşıdı ve oyunda kullanım oranını çok artırdı. Wang Hao ise başka bir seviyeye taşıyarak bu vuruşu temel backhand vuruşu yaptı. Avrupa’lılar backhand loopda uzmanlaşırken Çinliler masa üstü backhand loopda uzmanlaştılar. Aslında bu tekniği 1970’lerde Klampar geliştirmişti, ancak onu pek takip eden olmamıştı. Şimdi Wang Liqin, Kong Lighui ve Zhang Yining gibi üst düzey oyuncular (ve Avusturya’dan Werner Schlager ve Kore’den Oh Sang Eun) bu tekniği kullanıyor. Bunların dışında Çinli oyuncular servis ve servis karşılamaya da çok hakimler. Diğer ülkeler yavaşça farkı kapatıyor ancak ancak halen en iyi servis atıcısı Ma Lin ve sonra Liu Guoliang. Servis karşılamakta da Çin’ler rakipsiz. Diğer ülkeler servisten gelen topu nötralize etmeye çalışıyorlar, Çinliler ise servis karşılamalarıyla oyunda atak bir pozisyona geçip üstünlük sağlamaya çalışıyor. Bunu en iyi Ma Lin yapıyor, karşılamalarıyla servis atanları şaşırtıyor. Çinliler bunu yapmak için uzun saatler boyunca çalışıyorlar. Çin’in dışında buna bu kadar vakit ayıran sanırım bir tek Waldner var. Çin tekniğinin başka bir sırrı ise, en iyi temel vuruşlara onların sahip olması. Çok daha kötü oyunculara bile sıkıcı gelen basit, temel vuruşları yapmak için inanılmaz bir vakit ayırıyorlar. Bu yüzden bir süre sonra makine gibi oluyorlar. Çinli bir oyuncunun basit bir topu karşılayamadığını nadiren görürsünüz. Cheng ABD ulusal karşılaşmalarında 46 yaşındaydı ve rakiplerinin çoğunun iyi temel vuruşlara sahip olmadığını gözlemledi. Çin’e Kafa Tutmak: Zorlu Hedef Çin’deki tüm bu eğitimin sonucu olarak Çin’li oyuncular en iyi kondüsyone (Kore’lilerle birlikte), en iyi temel vuruşlara ve en iyi servis ve servis karşılamasına sahipler. Genel olarak en iyi tekniğe ve stratejilere de sahipler. Ve o kadar geniş bir altyapıları var ki eğer birisi biraz bocalarsa hemen yerini başkası alıyor. Peki dünyanın geri kalanı bununa nasıl başedebilir? Bunun iki temel yanıtı var. Birincisi, Çin’in güçlü olduğu alanlarda onları taklit etmek, diğeri ise onlarda olmayan yeni birşeyler geliştirmek. Milli Takım Hiçbir ülkede Çin’deki gibi geniş altyapı yok. Bu ülkeler özellikle daha gençler başta olmak üzere milli takımlarını genişletebilirler. Bunun bir yolu, milli takım koçlarının ümit vaad eden oyuncuları takıma alabilme yetkilerinin olması. Milli Takım Seçmeleri Çin’de koçlar takım oyuncularını kendileri seçiyor, batıda ise seçmeler sonucu en iyi olanlar takımı oluşturuyor. Diğer ülkeler, dünya sıralamasında üst düzeyde olmayanlar için bir yaş sınırı koyabilirler. Gençler ve yıldızlar milli takımda büyüklerle hep bir arada çalışabilirler. Eğitim Çin’de eğitim bütün bir yıl, ve bir takım olarak sürer. Çin dışında bu nadiren doğrudur. Çoğu Avrupalı oyuncu kendileri çalışır, liglerde oynarlar, yıl içinde de takım olarak birkaç çalışma yapar. Avrupa’da önemli turnuvalardan önce “Süper Kamp” denen bir organizasyon var, fakat bu bir yıl içinde sadece birkaç hafta sürüyor. Çin’in milli takımı ise sene boyunca birbirleriyle çalışır. 1987 ve 1989 dünya şampiyonu Jan Ove Waldner başarısının büyük bölümünün Çin’deki eğitimine borçlu olduğunu söylemiştir. Çin’e kafa tutmak isteyenler bundan da ders almalılar. Antrenman Partnerleri Çoğu ülkenin Çin’deki antrenman partnerleri uygulamasına geçmek için yeterli kaynakları yok. Ancak eğer Çin’i yenmek istiyorlarsa bu uygulamayı da taklit etmeliler. Çin’de örneğin Ma Lin’in Samsonov’la bir maçı olacaksa, Ma Lin bir süre sürekli olarak Samsonov’u taklit eden oyuncuyla oynar. Son dünya turnuvasında Michael Maze’in Ma Lin’le oynarken ne kadar rahatsız olduğunu, onun oyun stiline adapte olmakta ne kadar zorlandığına bakın. Halbuki Ma Lin bu maçtan önce yüzlerce kez Maze taklidiyle maç yapmıştı. Çin’deki ikiye karşı bir uygulamasına diğer ülkelerin geçmesi kolay bir değil. En azından yakın gelecekte. Bu yüzden ABD gibi parası olan ülkeler, Çin’deki bu mevcut antrenman partnerlerini satın alabilirler. Hatta bu oyunculara fırsat verilirse çoğu dünyada ilk 50’ye girebilirler. Mental ve Taktik Eğitim Çoğu ülkede sporcular psikologlarla çalışıyor. Bu oturumlar aynı zamanda taktik bir danışma süreci de yapmak mümkün, Çin’lilerin yaptığı gibi. Çoğu ülkede bir ya da iki koç takımları için strateji geliştirirler. Çin’de ise bir sürü iyi koç ya da eski oyuncular birlikte bu işi yaparlar. En iyi oyunculara karşı bireysel strateji geliştirmek burada en önemli önceliktir. Oyuncuları geliştirmek Yine burada da Çin dışındaki ülkelerin altyapı sorunu karşımıza çıkıyor. Yine de örneğin Almanya’da lig sistemlerinin de sayesiyle makul ölçüde bir altyapı var. Diğer ülkelerin Çin’le başa çıkabilmesi için yapması gereken bir şey de daha fazla ciddi maça katılmak. Çin’in gücü eğitimlerinden kaynaklanıyor. Avrupa’da ise lig sistemlerinin etkisiyle daha fazla sayıda maça katılmak mümkün. Bu onlara maç ortamına daha kolay adapte olmak için bir fırsat yaratıyor. Eğer Avrupa bu avantajını değerlendirir, ikiye bir ve antrenman partnerleri uygulamalarını hayata geçirirse bir şansları olabilir. Teknik Teknik aslında açık bir kavram. Çünkü dünyanın en iyi oyuncularını izleyerek en modern teknikleri öğrenebilirsiniz. Ama eğer bununla sınırlı kalırsanız, bu teknikleri geliştirenlerin uzun yıllar gerisinde kalırsınız. Oyuncular en iyi oyuncuları izleyerek teknikleri kapmalı ve daha sonra pratikte bunlara elini alıştırmalı. Macaristan 1979 yılında Çin’i yendiğinde temel avantajları, servislere yaptıkları flick’ler ve backhand loopları oldu. 1990’ların başında İsveç Çin’i yendiğinde temel avantajları speed glue sürülmüş inverted raketleriyle oynadıkları shakehand oyundu. Bu iki durumda da Çin hazırlıksız yakalandı, çünkü bu yeni tekniklere aşina değillerdi. ABD buna güzel bir örnektir. ABD’li oyuncular şimdiye kadar sadece iki kez dünyada ilk yirmiye girebildi. Bunlardan birisi Dan Seemiller (halen ABD milli takımı koçu) diğeri ise Eric Boggan. İkisi de kendi zamanlarının en gelişmiş masa tenisi tekniklerini öğrenip uzmanlaştırdılar, daha sonra buna kendi tekniklerini eklediler. Raketlerini Seemiller denilen bir yöntemle tutuyorlardı (avuç içiyle genişçe kavrama). Raketin backhand tarafında ise varyasyon için bir antispin lastik vardı. 1985 yılında ABD milli takımının 5 üyesinin 4’ü raketini böyle tutuyordu. ABD işte bu kadroyla son 40 yılda alabildikleri en iyi dereceleri aldılar. Bu örneğin gösterdiği şudur: Çinlilere kafa tutmak için öncelikle onların tekniklerine hakim olmalı, daha sonra da yeni özgün şeyler eklemeliyiz. Örneğin Çinliler de açıkça Klampar’ın tekniğini alıp geliştirmişlerdir. Avrupa’nın şu anda Çin’den daha iyi olduğu tek şey ralli teknikleri. Ralli başlangıcında Çinliler daha uzmanlar ancak ralli uzayınca avantaj Avrupalılara geçiyor. Çünkü eğitimlerinde bu tekniğe –counterlooping’e- daha fazla zaman ayırıyorlar. Ve raketlerinde de daha yumuşak sünger kullanıyorlar, bu da counterlooping’de bir avantaj sağlıyor. Bu daha da geliştirebilecekleri birşey. Sonuç Çin’e kafa tutmak çok çetin bir iş, dünyanın geri kalanının ABD’ye basketbolda kafa tutması gibi. Ancak unutmayın birkaç yıl önceye kadar ABD basketbolda yenilmez denirdi, artık öyle görülmüyorlar. Çinliler’in de durumu belki bu şekilde değişebilir. Temel olarak bu onların güçlü yanlarını taklit edip, üstüne özgün güçlü yanlar eklemeye dayanıyor. Bu yapılabilir mi? Evet. Yapılacak mı? Göreceğiz. Yazarlar: Cheng Yingua. 4 kez ABD şampiyonu. 1977-1987 arası Çin Milli Takımı’ndaydı. 2004 yılında ABD şampiyonu olduğundan 46 yaşındaydı. Bunu beceren en yaşlı insan oldu. Halen ABD Milli Takımı koçu. Larry Hodges: ABD Masa Tenisi Dergisi editörü. Milli antrenör. Uzun süredir koçluk ve oyunculuk yapıyor. Masa tenisiyle ilgili 300’den fazla makale ve bir kitap yazdı: Masa Tenisi: Başarının Adımları. Copyright © USA Table Tennis - Larry Hodges and Cneng Yinghua1 puan
-
Ben bu istatistiklere katılmıyorum. Heryıl 5-6 bin lisans sayısı faal oyuncu sayısını ifade etmez. Okul maçları için beden hocaları bir sürü lisans çıkartır,bu çocuklar sadece okul maçlarında oynarlar, kendi raketleri bile yoktur. 3 tane normal ligimiz var + 1 terfi ligi, 15 takım olsa, 30 takım eder kızlı erkekli lig başına, 120 takım eder komple. Hadi terfi daha fazla olsun 150 takım. minik, yıldız, gençlerde her grupta ortalama 20 takım var, kızlı erkekli etti mi 40? 4 grup var, etti mi 160... 3 kategori var, 480 takım. ligdekiler, 150 yaş grupları, 500 veteranlar, 200 olsun diyelim kurumlar 500 olsun diyelim ne etti toplam 1350 takım, hadi suyundan da koyalım 1500 olsun diyelim ... abartalım 5 oyuncu olsun, 7500 sporcu yapar, hadi yukarıdaki kategorilere girmeyen oyuncuları da katalım 15.000 sporcu olsun. Yine de 55 bin rakamına yaklaşılamıyor hiçbir şekilde. o 55 bin sporcunun bence tahminen %60 ı falan, dediğim gibi okul maçları için çıkartılan lisanstır.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 0 Üye, 0 Gizli, 519 Misafir (Tam liste)
- Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
-
Konular