Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 19-11-2011 de en çok beğeni alan içerik
-
Bir Budist rahibe felsefesinin ne olduğunu sormuşlar. “Çok basit” diye yanıtlamış. “Acıkınca yemek yiyorum, uykum gelince uyuyorum.” Bu yukarıda anlatılan mesel çok basit gibi durmakla birlikte çok derin bir gerçeğe temas ediyor. Geçen World Men’s Cup 2011 turnuvasında Çin Milli Takım Koçu LGL’nin Zhang Jike’ye Joo See Hyuk ile olan maç arasında verdiği tavsiyelerden bir cümle: Her seferinde tek sayı!... Bu cümle, aslında dikkat edin, Zhang Jike’nin tekniğiyle, maç taktiğiyle, kondüsyonuyla vs. ilgili olmayan, fiziksel değil mental bir tavsiye. Buradan yola çıkarak –biraz da asıl alanım olan psikolojiye yakın olduğu için- masa tenisi psikolojisiyle ilgili bir şeyler yazmak istedim. Her seferinde tek sayı, oyuncunun o anki skora değil, setlerin durumuna değil, maçın sonucuna ne kadar yakın olduğuna değil, bir önceki sayıda vuramadığı o bomboş ve yüksek topa değil ya da çektiği harika spine değil, sadece ve sadece o an servis ile başlayacak sayıya odaklanmasını hedefleyen bir söz. Oyuncunun anlık odaklanma gücü ile ilgili bir durum. Yaklaşık 13 yıldır çocuklarla, gençlerle çalışıyorum. 4 yıl Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde zeka testleri uygulayarak, 1,5 yıl hastanede psikolog olarak, kalan sürede de okullarda psikolojik danışman olarak, ama hep çocuk ve genç psikolojisiyle ilgili çalıştım. Bu yıllar içinde gözlemlediğim ve meslektaşlarımın da gözlemlediği en belirgin değişiklik, DEHB dediğimiz tanının ne kadar yaygınlaştığı: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite. Bu iki durum ayrı ayrı da görülebileceği gibi birçok durumda da birlikte görülüyor. Ve tek başına dikkat eksikliği, tek başına hiperaktiviteden çok daha yaygın. İnanın çocuklarda yaygınlığı son on yılda en az 5 kat artmıştır. Tüm meslektaşlarım ve bazı anne babalar da bunu gözlemlemiştir. Nedeni ile ilgili çeşitli spekülasyonlar var: Kimisi elektromanyetik kirlilik diyor (her yerde televizyonların, telefonların, kablosuz internetin vb. yaydığı), kimisi gıdalardaki hormon düzeyinin artması diyor, hatta çocuklara vurulan aşıların yan etkisi olduğunu içeren yaygın bir komplo teorisi bile var. Psikolojik düzeydeki açıklaması ise şöyle dikkat eksikliğinin: Artık sürekli internette dolaşıyor çocuklar, bilgisayarda oyun oynuyorlar, televizyon ve sinema izliyorlar... Bu araçlar da çocuğu sürekli görsel – işitsel uyaranlar bombardımanı altında bırakıyor. Çocuğun-gencin canının sıkılmaya vakti yok. Canı sıkılmıyor. Ne zaman sıkılıyor? Ders çalışması ya da dinlemesi gerektiğinde. Ya da bir kitap okumak istediğinde. Örneğin kitap okuyan bir insanın gözünün önünde görüntüler olmaz, kitap ses de çıkarmaz. Bu yüzden kişi dikkatini toparlayıp orada olan biteni zihninde canlandırmaya, konuşmaları beyninde seslendirmeye başlar. Bu da zihni aktifleştirir, hayal gücünü zenginleştirir, odaklanma gücünü artırır. Ya da –diyelim tarih anlatan- öğretmenini dinleyen çocuk onun söylediklerini aynı şekilde beyninde kurmaya çalışır. Bu da yine onun odaklanma gücünü artırır. İşte bu insani melekemiz artık giderek köreliyor, öyle ki kitaplar sesli hale gelmeye başlıyor (audio book), derslerde öğretmenler çocuğun dikkatini çekebilmek için (başta bilgisayarlar olmak üzere) görsel- işitsel materyaller kullanmaya başladı. Evet bu şekilde çocukların dikkati daha çabuk toplanıyor ama kullanılmayan kasın zayıflaması gibi, kullanılmayan dikkat gücü de azalmaya başlıyor. Bu çocuk/genç de doğal olarak kitap okumayı sıkıcı buluyor, bu da bir kısır döngü olarak dikkatini daha da zayıflatıyor. Benim neslim (70’lerde doğanlar) ve daha büyüklerim, çocukken kendi oyuncağımızı üretip oynadığımızı hatırlarız. Hatta hiç materyal bulamadığımızda zihnimizden oyun üretip oynardık. Şu anda bir çocuğun yeni bir oyuncakla oynama süresi eskisine göre çok çok kısa. Artık herkes herşeyden çok çabuk sıkılmaya başladı. Boşanma oranının ne kadar arttığına bir bakın, güzel bir örnek olur. Şimdi bu dikkat eksikliği durumu her sene giderek arttığı için dolayısıyla az çok hepimize sirayet etmiş durumda. Gazetelerde bakıyorum, köşe yazarları tek cümlelik paragraflarla yazı yazmaya başlıyorlar son senelerde: okuyucu sıkılmasın diye. İnternette gençler (bu site dahil) cümlelerine nokta koymaya bile üşeniyorlar. Biraz aksiyon düzeyi düşük bir film sıkıcı diye izlenmiyor. Radyo denilen şey ölmek üzere. Kitap okuma düzeyi giderek düşüyor. İnanın öğrencilerin yazısı bile her geçen sene çirkinleşiyor, çünkü yazmayı sıkıcı buluyorlar. Bunun etkisi çok fazla. İnsanlar artık karşısındakinin derdini fazla dinlemek istemiyor, çünkü onun sadece sözel olarak ilettiği mesaj onlara sıkıcı geliyor. Her seferinde tek sayı! Liu Guoliang ‘ın Zhang Jike’ye verdiği bu mesajı yerine getirebildiğinizi düşünün, çok zor bir iş olur ancak elbette faydaları da bir o kadar yüksek olur. Zhang Jike’nin aynı turnuvada final maçında Wang Hao’ya 2-0 yeniliyorken 3. sete nasıl sanki skor 0-0 gibi bir moralle çıktığını unutmayın. Hepiniz biliyorsunuz, eğer bir kişi 9-2 öndeyse ve diğeri durum 9-9 olursa, başta önde olan büyük ihtimalle kaybeder. Çünkü dikkat dağılır, akıl o anki sayıdan gider de kaçırılan o 7 sayıya takılır kalır. WTTC’de Zhang Jike ile Wang Hao finalini hatırlayın: Son sette ZJ 10-5 öndeydi, Wang Hao sanki skor böyle değilmiş gibi gidip cüz yaptı. Ama sonra ZJ’nin suratına bakın, sanki maç yeni başlıyor gibiydi. Geçenki Çin Milli Takımı’nın sırları ismindeki yazıda dikkat edin Çinliler spor psikolojisine ne kadar önem veriyor. Ve bunun ekmeğini de yiyorlar. Maç sırasında ne kadar ciddi olduklarına dikkat edin. Öyle ki Timo Boll’un ya da Chen Weixing’in vs. maç sırasında gülümsemesi bize sıradışı görünüyor. Bir de Ma Long’un oyununa dikkat edin: Tamamen konsantre olmuş durumda. Eminim birçoğunuz çoğu kez durum eşitken ve set sona yaklaşmışken kimin seti alacağını onların mimiklerinden, beden dilinden seziyorsunuzdur. İşte zihnimizin geçmişte ya da gelecekte değil, o anın duygusal etkisinde değil, sadece ve sadece o anda ve o sayıyla meşgul olmasının faydası. Düşünün ki zihniniz o gün olan bitene takılırsa gece yatakta gözünüze uyku girmez. Eğer tam olarak şu anı yaşamıyorsak, şu anımızı verimli kullanmıyoruz demektir. Geçmişi değerlendirmemizin zamanı maç esnası değil sonrasıdır. Tabii ki bu gerçek ciddi, profesyonel masa tenisçileri için, ya da böyle olmayı isteyenler için. Yoksa eğer sadece bir hobi olarak oynuyorsanız oyun oynarken rakibinizle sohbet de edersiniz, başka şeyler de düşünebilirsiniz. Ben de öyle yapıyorum. Ancak en azından ciddi maçlarda bunu yapmaya çalışmak hem oyunumuzun gelişmesi açısından, hem de zihnimizi terbiye etmemiz açısından önemli gibi duruyor.2 puan
-
1. Setten Sonra Yeterli enerjin olmadığından endişelenme, eğer uzun süre loop yaparsan ne olacağından endişelenme, bu tamamen gereksiz bir şey. Resmi maçlarda tereddüte kapılmamalısın, kendini geri çekme ya da dinlenme şansın yok. Her bir sayıda sabırlı olmalısın, rakibinin pes etmesini ya da basit hatalar yapmasını bekleme, atak yapmaya devam et. Şu anda bir takım sıkıntılar var, çok yüksek spin içeren loplar yaptığında da onları kesebiliyor, drive yaptığında da kesebiliyor. Şu anda senin spinini çok iyi okuyor. Dikkat edeceğin başka bir şey var. Servisi flick yaparak karşıladığında ve o karşılığında topu kesince, top çok spinli olmuyor. Çünkü senin flick yaptığın topu masadan çok uzaklaşmadan kesmiş oluyor. Başka bir şey de, kesik topu kısa ve yüksek gönderince birkaç kez hata yaptın; topa vurdun ve topu fileye takılıp dışarı çıktı. Yüksek ve kısa gelen toplar havada biraz kalır gibi olur, böyle bir topa drive vuruş yaparken vuruşa daha arkadan başla, biraz da spin ekle, ve ağırlık merkezini arkadan öne al, sadece elini kullanma. Bunun dışında herşey güzel. Her seferinde tek sayı! 2. Setten Sonra Setin ortalarında spinle ilgili biraz kafan karıştı. Durum 9-9 olduğunda iyi drive yaptın. Bu kadar kuvvetli drive yaptığında giden topu yüksek bir spinle geri göndermesi imkansız, öyle değil mi? O zaman bu türden bir topa drop shot yaptığında top uzun gidecektir. Neden? Çünkü aşırı güç kullanmışsın demektir. Elini gevşet, biraz daha yükseğe gönder topu, bu şekilde daha kısa düşer. Buna counter loop yapsa da sorun olmaz. Daha sonra çok sıkı loop yaptığında ve o bunu bakchandiyle kesip geri gönderince top spinle dolu oluyor fakat sen bunu bir sıkıntı olmadan karşılayabiliyorsun, tabii fileye ya da kenara çarpmazsa. Bir chopper ile oynadığında büyük olasılıkla her spini çok net algılayamazsın. Bu yüzden sabırlı olmalısın ve spinden emin olduğunda ve drive yapmayı uygun gördüğünde bunu genelde ortaya doğru yapmaya çalış. {buradan sonra kamera Kore tarafına geçiyor} 3. Setten Sonra Şu an çok iyi gidiyorsun. Yine de şu anda elini daha fazla gevşetmelisin (burada raketi tutuşundan mı bahsediyor yoksa bileğinden mi tam belli değil). Onun bazı topları o kadar da spinli değil, bunlara sadece uzun looplar yapıyorsun. Bileğini gevşetmek buna yardımcı olabilir. Onu drop shotlarla yenmeye çalışmaya devam. Drop shot’lar sana kararlı bir oyun sağlayacaktır, ama eğer oyunu iyi okursan yine de drive yapmaya çalış. Sadece drop shot’a güvenemezsin, sadece bu yolla oyunu kazanamazsın değil mi? Şu anda aklında tutman gereken iki şey var. Üçüncü setten itibaren çok saldırgan olmaya başladı, ilk iki setteki gibi değil artık. Artık bir atak zihniyetine geçmeye başladı. Muhtemelen 4. Sette de atak yapmayı sürdürecek, üstelik oyunun başından itibaren. İlk iki top esnasında çok iyi gidiyorsun, servislerini iyi karşılıyorsun, ölü toplarına uzun ve güzel push’lar yapıyorsun, savunman da güzel. Senin backspin’ine karşı loop yapınca, bunu sürekli backhand’ine yapıyor. Bunlara sadece blok yap, raketini kapalı tut. O counter-loop yaptığı zaman, bunu çoğunlukla çaprazlara yapıyor. Bu türden saldırılarını kolaylıkla kapayabilirsin. O saldırdığı zaman, senin de hemen ralli moduna girmen lazım. O kestiği zaman sabırlı olman gerekiyor ve bu yüzden sabırlı ol, ama fırsat bulduğunda da drive yap. Eğer topu iyi okuyamazsan, sadece loop yap. Vuruşlarını çeşitlendir, ve sanki bu 7. set gibi davran. Bir tek sayıyı bile savaşmadan verme.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 0 Üye, 0 Gizli, 20 Misafir (Tam liste)
- Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
-
Konular