Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 20-11-2011 de en çok beğeni alan içerik
-
Bir Budist rahibe felsefesinin ne olduğunu sormuşlar. “Çok basit” diye yanıtlamış. “Acıkınca yemek yiyorum, uykum gelince uyuyorum.” Bu yukarıda anlatılan mesel çok basit gibi durmakla birlikte çok derin bir gerçeğe temas ediyor. Geçen World Men’s Cup 2011 turnuvasında Çin Milli Takım Koçu LGL’nin Zhang Jike’ye Joo See Hyuk ile olan maç arasında verdiği tavsiyelerden bir cümle: Her seferinde tek sayı!... Bu cümle, aslında dikkat edin, Zhang Jike’nin tekniğiyle, maç taktiğiyle, kondüsyonuyla vs. ilgili olmayan, fiziksel değil mental bir tavsiye. Buradan yola çıkarak –biraz da asıl alanım olan psikolojiye yakın olduğu için- masa tenisi psikolojisiyle ilgili bir şeyler yazmak istedim. Her seferinde tek sayı, oyuncunun o anki skora değil, setlerin durumuna değil, maçın sonucuna ne kadar yakın olduğuna değil, bir önceki sayıda vuramadığı o bomboş ve yüksek topa değil ya da çektiği harika spine değil, sadece ve sadece o an servis ile başlayacak sayıya odaklanmasını hedefleyen bir söz. Oyuncunun anlık odaklanma gücü ile ilgili bir durum. Yaklaşık 13 yıldır çocuklarla, gençlerle çalışıyorum. 4 yıl Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde zeka testleri uygulayarak, 1,5 yıl hastanede psikolog olarak, kalan sürede de okullarda psikolojik danışman olarak, ama hep çocuk ve genç psikolojisiyle ilgili çalıştım. Bu yıllar içinde gözlemlediğim ve meslektaşlarımın da gözlemlediği en belirgin değişiklik, DEHB dediğimiz tanının ne kadar yaygınlaştığı: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite. Bu iki durum ayrı ayrı da görülebileceği gibi birçok durumda da birlikte görülüyor. Ve tek başına dikkat eksikliği, tek başına hiperaktiviteden çok daha yaygın. İnanın çocuklarda yaygınlığı son on yılda en az 5 kat artmıştır. Tüm meslektaşlarım ve bazı anne babalar da bunu gözlemlemiştir. Nedeni ile ilgili çeşitli spekülasyonlar var: Kimisi elektromanyetik kirlilik diyor (her yerde televizyonların, telefonların, kablosuz internetin vb. yaydığı), kimisi gıdalardaki hormon düzeyinin artması diyor, hatta çocuklara vurulan aşıların yan etkisi olduğunu içeren yaygın bir komplo teorisi bile var. Psikolojik düzeydeki açıklaması ise şöyle dikkat eksikliğinin: Artık sürekli internette dolaşıyor çocuklar, bilgisayarda oyun oynuyorlar, televizyon ve sinema izliyorlar... Bu araçlar da çocuğu sürekli görsel – işitsel uyaranlar bombardımanı altında bırakıyor. Çocuğun-gencin canının sıkılmaya vakti yok. Canı sıkılmıyor. Ne zaman sıkılıyor? Ders çalışması ya da dinlemesi gerektiğinde. Ya da bir kitap okumak istediğinde. Örneğin kitap okuyan bir insanın gözünün önünde görüntüler olmaz, kitap ses de çıkarmaz. Bu yüzden kişi dikkatini toparlayıp orada olan biteni zihninde canlandırmaya, konuşmaları beyninde seslendirmeye başlar. Bu da zihni aktifleştirir, hayal gücünü zenginleştirir, odaklanma gücünü artırır. Ya da –diyelim tarih anlatan- öğretmenini dinleyen çocuk onun söylediklerini aynı şekilde beyninde kurmaya çalışır. Bu da yine onun odaklanma gücünü artırır. İşte bu insani melekemiz artık giderek köreliyor, öyle ki kitaplar sesli hale gelmeye başlıyor (audio book), derslerde öğretmenler çocuğun dikkatini çekebilmek için (başta bilgisayarlar olmak üzere) görsel- işitsel materyaller kullanmaya başladı. Evet bu şekilde çocukların dikkati daha çabuk toplanıyor ama kullanılmayan kasın zayıflaması gibi, kullanılmayan dikkat gücü de azalmaya başlıyor. Bu çocuk/genç de doğal olarak kitap okumayı sıkıcı buluyor, bu da bir kısır döngü olarak dikkatini daha da zayıflatıyor. Benim neslim (70’lerde doğanlar) ve daha büyüklerim, çocukken kendi oyuncağımızı üretip oynadığımızı hatırlarız. Hatta hiç materyal bulamadığımızda zihnimizden oyun üretip oynardık. Şu anda bir çocuğun yeni bir oyuncakla oynama süresi eskisine göre çok çok kısa. Artık herkes herşeyden çok çabuk sıkılmaya başladı. Boşanma oranının ne kadar arttığına bir bakın, güzel bir örnek olur. Şimdi bu dikkat eksikliği durumu her sene giderek arttığı için dolayısıyla az çok hepimize sirayet etmiş durumda. Gazetelerde bakıyorum, köşe yazarları tek cümlelik paragraflarla yazı yazmaya başlıyorlar son senelerde: okuyucu sıkılmasın diye. İnternette gençler (bu site dahil) cümlelerine nokta koymaya bile üşeniyorlar. Biraz aksiyon düzeyi düşük bir film sıkıcı diye izlenmiyor. Radyo denilen şey ölmek üzere. Kitap okuma düzeyi giderek düşüyor. İnanın öğrencilerin yazısı bile her geçen sene çirkinleşiyor, çünkü yazmayı sıkıcı buluyorlar. Bunun etkisi çok fazla. İnsanlar artık karşısındakinin derdini fazla dinlemek istemiyor, çünkü onun sadece sözel olarak ilettiği mesaj onlara sıkıcı geliyor. Her seferinde tek sayı! Liu Guoliang ‘ın Zhang Jike’ye verdiği bu mesajı yerine getirebildiğinizi düşünün, çok zor bir iş olur ancak elbette faydaları da bir o kadar yüksek olur. Zhang Jike’nin aynı turnuvada final maçında Wang Hao’ya 2-0 yeniliyorken 3. sete nasıl sanki skor 0-0 gibi bir moralle çıktığını unutmayın. Hepiniz biliyorsunuz, eğer bir kişi 9-2 öndeyse ve diğeri durum 9-9 olursa, başta önde olan büyük ihtimalle kaybeder. Çünkü dikkat dağılır, akıl o anki sayıdan gider de kaçırılan o 7 sayıya takılır kalır. WTTC’de Zhang Jike ile Wang Hao finalini hatırlayın: Son sette ZJ 10-5 öndeydi, Wang Hao sanki skor böyle değilmiş gibi gidip cüz yaptı. Ama sonra ZJ’nin suratına bakın, sanki maç yeni başlıyor gibiydi. Geçenki Çin Milli Takımı’nın sırları ismindeki yazıda dikkat edin Çinliler spor psikolojisine ne kadar önem veriyor. Ve bunun ekmeğini de yiyorlar. Maç sırasında ne kadar ciddi olduklarına dikkat edin. Öyle ki Timo Boll’un ya da Chen Weixing’in vs. maç sırasında gülümsemesi bize sıradışı görünüyor. Bir de Ma Long’un oyununa dikkat edin: Tamamen konsantre olmuş durumda. Eminim birçoğunuz çoğu kez durum eşitken ve set sona yaklaşmışken kimin seti alacağını onların mimiklerinden, beden dilinden seziyorsunuzdur. İşte zihnimizin geçmişte ya da gelecekte değil, o anın duygusal etkisinde değil, sadece ve sadece o anda ve o sayıyla meşgul olmasının faydası. Düşünün ki zihniniz o gün olan bitene takılırsa gece yatakta gözünüze uyku girmez. Eğer tam olarak şu anı yaşamıyorsak, şu anımızı verimli kullanmıyoruz demektir. Geçmişi değerlendirmemizin zamanı maç esnası değil sonrasıdır. Tabii ki bu gerçek ciddi, profesyonel masa tenisçileri için, ya da böyle olmayı isteyenler için. Yoksa eğer sadece bir hobi olarak oynuyorsanız oyun oynarken rakibinizle sohbet de edersiniz, başka şeyler de düşünebilirsiniz. Ben de öyle yapıyorum. Ancak en azından ciddi maçlarda bunu yapmaya çalışmak hem oyunumuzun gelişmesi açısından, hem de zihnimizi terbiye etmemiz açısından önemli gibi duruyor.1 puan
-
Daha önce buradan ITTF başkanı Adam Shahara'nın masa tenisi topunun türünü değiştirebileceği ile ilgili bir haberi paylaşmıştım Bugün de benzer, ama daha büyük ölçekli bir değişiklik projesine ilişkin bir haber okudum, birkaç site gezdim ve söylentiler doğruymuş. Shahara'nın cidden böyle bir projesi var, 40 mm. olan topu 42 mm. yapmak, 15.25 cm. yüksekliğinde olan fileyi de bir inç (17.79 cm.ye) yükseltmek. http://mytabletennis.net/forum/forum_posts.asp?TID=43299&PID=537861 http://www.tabletennistalk.co.uk/forum/showthread.php?4617-42mm-Ball-Proposal&p=44679 ITTF başkanlık seçimleri 2012'de tekrar yapılacak. Eğer Shahara tekrar seçilirse bu değişiklikleri istediği kesin. Bence hiç iyi olmaz, özellikle daha büyük top. Bu oyun nihayetinde bir spor, giderek yavaşlaması iyi olmayacaktır. Umarım tekrar seçilmez, seçilir se de bunu uygulamaya koyamaz. Belki defans oyuncuları için çok faydalı bir gelişme olacak, ama olmayanlar için (ki en az yüzde 90) olumsuz olacak. Görelim bakalım, zaman neler gösterecek?1 puan
-
servis karşılamak kolaylaşacaksa ben varım. zorlaşacaksa yokum. bunu da böyle sharara'ya bildirin ona göre davransın.1 puan
-
Backhand spin vuruşunu gerçekleştirmek için yerine getirilmesi gereken koşullar son derece basittir: 1. Vuruş için raketin backhand yüzünü kullanmak 2. Topu ıskalamamak 3. Topa spin vermek 4. Topu filenin üzerinden masanın karşı tarafına geçirmek Bu basitliğe karşın, Backhand spin masa tenisinde en zor öğrenilen vuruşlardan birisidir. Masa tenisini yardım almadan, zor yoldan öğrenen bir oyuncunun bu vuruşu yapabilmesi için şu aşamalardan geçmesi gerekir: 1. Aşama : "Ne var yaa ben de yaparım" aşaması 2. Aşama : "Raketim güzel değil ondan yapamıyorum" aşaması 3. Aşama : "Raket iyi de bende hata var herhalde" aşaması 4. Aşama : "Bu backhand spin zormuş harbiden" aşaması 5. Aşama : "Backhande pütür mü taksam acaba" aşaması 6. Aşama : "Pütürden vazgeçtim" aşaması 7. Aşama : "Aman ya hep topu ıskalıyorum" aşaması 8. Aşama : "Top bi parmağıma çarpıyor bi raketin kenarına çarpıyor deli olcam" aşaması 9. Aşama : "Youtube'daki videoları izledim, adam şöyle yapıyor" aşaması 10. Aşama : "Aslında hep maç değilde biraz da antrenman yapmak lazım" aşaması 11. Aşama : "Sizinle antrenman yapa yapa benim de bh biraz gelişti" aşaması 12. Aşama : "Antrenmanda yapıyorum, maçta yapamıyorum" aşaması 13. Aşama : "Maçta da tek tük çekmeye başladım" aşaması 14. Aşama : "Maçta fena değil ama çoğunu sallıyorum" aşaması 15. Aşama : "Topu önüme almam lazım ama ayaklar çalışmayınca olmuyor" aşaması 16. Aşama : "Büyük, uzun hareketle bh spin çekmeye alışmışım, 3. 4. spinde topu yakalayamıyorum" aşaması 17. Aşama : "Benim backhand oturdu. Bi kondüsyon eksiğim var" aşaması 18. Aşama : "Ben backhandden her topa çekerim. Babalar gibi çekerim hem de" Ben oldum aşaması 19. Aşama : "Backhand spin mi? Kendi çapımda yapıyorum işte bişeyler" Tevazu aşaması 20. Aşama : "Moralini bozma delikanlı. Senin yaşındayken ben hiç yapamıyordum. Çalışa çalışa düzelecek." Başkalarına yardım aşaması.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 0 Üye, 0 Gizli, 448 Misafir (Tam liste)
- Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
-
Konular