Liderler Panosu

Bu forumun masatenisinin yaygınlaşması ve insanların bilinçlenmesi konusunda önemli bir yeri var. Dikkat ederseniz tecrübeli oyunculardan daha çok amatör diyebileceğimiz oyuncular bilgi veya tavsiye almak için üye oluyorlar. Bu oyunculara veya geleceğin oyuncularına doğru tavsiyelerde bulunulması önemli. Bakıyorsunuz ekipmanları hiç tanımayan ve kendisine tavsiye isteyen birisi 3 gün sonra başkalarına öneride bulunmaya başlıyor. Lütfen ekipmanları tanımayan üyeler kimseye ekipman önermesin, bunu yapanları da uyaralım.

Ekipman tavsiyesi isteyen üyelerimiz (genelde yeni kayıt olanlar) aynı konuda her soru için ayrı bir konu açıyorlar. Hatta ekipmanı aldıktan sonra "Bunları aldım" demek için bile ayrı konu açıyorlar. Bir raket tavsiyesi için 5-6 ayrı konu açanlar var. Olması gereken tavsiye ile ilgili bir konu açıldığı zaman sonuna kadar o konuyla devam edilmesi. Aslında işin doğrusu önce bu forumdaki tavsiyeleri okumaları. Bunu yapsalar zaten soru sormalarına gerek kalmayacak. Bu forumda kendi isteklerine benzer yüzlerce soru ve onlara verilmiş olan cevaplar var. Üyeler herkese benzer cevapları yazmaktan bıktıkları için yeni isteklere haklı olarak artık cevap yazmak istemiyorlar. Yeni bir mesaj yazdığınız zaman bunu herkes görebiliyor, dolayısıyla ayrı bir konu açmanız gerekmiyor. Bunlar forumda gereksiz konu kirliliğinden başka bir işe yaramıyor. Gereksiz konu açanları lütfen uyaralım. Ben gördüğüm zaman konuyu silip uyarıyorum fakat hepsine de yetişemediğim oluyor.

Bence bu iş insanları uyarmakla olmaz. Artık işe yarayacak sağlam tedbirler almanın zamanı geldi de geçiyor. Akılcı çözüm önerileri ile bu kirliliğin önüne geçilmesi lazım. 1) Üye alımı durdurulmalı, referans ile üyelik sistemi gelmeli. Malum hergün foruma girdiğimizde 10 mesaj varsa bunların 9'u kombinasyon tavsiyesi isteyen yeni üyelerin mesajları oluyor. Zaten adamların aradığı her bilgi mevcut forumda ama forumu kirletmekten ve sonra da çekip gitmekten başka bir şey yapmıyorlar. Üye alımı referans yoluyla yapılırsa, gerçekten buraya faydası dokunacak insanların katılımı sağlanabilir, kirlilik oluşmaz. 2) Yeni üye olanlar yazıları onaylanana kadar foruma mesaj atamasınlar mesela. Yani konuya mesaj yazabilsin, bu mesajı kendisi ve yönetim görebilsin fakat başka kimse görmesin. Eğer yönetim üyenin mesajlarını uygun ve yararlı bulursa üyeliği tamamen aktif olsun. Bunu bir deneme süresi olarak görebiliriz. Zaten yazmak isteyen gerçekten yazar ve bu aşamayı geçer. Sırf ekipman tavsiyesi isteyen de ya tüm konuları okumak zorunda kalır ya da pes edip çeker gider. Benim naçizane önerilerim bunlar, daha başka alternatif çözümler de vardır illa ki ama artık somut bir şeyler yapılmalı, aksi taktirde bu işin önünü alamayız.

bu forum yazılımında şöyle bir özellik varsa uygulanırsa güzel olur: msg sayısı 10 un altındaki üyeler yeni konu açamasın. bıktık valla komboculardan :)

kemal, sen onu bunu bırak ta imzanı bi düzenle bakayım.. senin bh lastiğini adı "auris" değil, "aurus"... ama "tuz" un "duz" olması gibi birşey değil bu. biri araba modeli diğeri ise lastik.. "bridgestone, michelin, goodyear" gibi de değil ama... bilmem anlatabildim mi doprağam...

önce zhang jike (ingiltere açık'ta tomas konecny'e), sonra ma lin (çin açık'ta alexey liventsov'a), sonra wang liqin (asya kupası'nda noshad alamiyan'a) ve en son ma long (asya olimpiyat elemeleri'nde koki niwa'ya) kaybetti.. daha önce bir başlıkta "hiçbir ülke bir sporda çok uzun yıllar boyunca başarılı kalamaz" demiştim ve çin'in masa tenisinde gerileme dönemine yaklaştığını söylemiştim. coca cola reklamlarında isimleri geçmesine rağmen zhang jike, ma long gibi yeni nesil yıldızlar çin'de bir zamanlar wang liqin, ma lin gibi oyuncuların tanındığı kadar tanınmıyorlar. bunun en büyük sebebi diğer sporların çıkışa geçmesi. özellikle de daha önce hiç başarı kazanılmamış ve insanların yeni yeni tanıdığı sporlar. (futbol, basketbol, voleybol, tenis, snooker "ingiliz bilardosu" vs.) ben bu mağlubiyetlerin "kaza" olarak nitelendirilmesini doğru bulmuyorum. her mağlubiyete bir sebep aramaya gerek yok. belki takım halinde çin daha birçok dünya şampiyonluğu kazanabilir fakat bireysel olarak daha nice sürprizlere hazır olun derim.

boracım ne demek len lafımı olur asıl geldiğiniz için ben teşekkür ederim çok güzel günler geçirdik. :) burdan diğer arkadaşlarada söyleyeyim arayın federasyonu yine denizlide açılsın deyin bu yüksek harç bedelini ev ve kahvaltı olarak size bir nebzede olsa rahatlatmaya çalışalım :)) her türlü yardımcı olurum yeterki gelin :)

Okullarda sınav kaygısının yoğun olduğu öğrencilerde ortak bir özellik vardır: Bu öğrenciler, girecekleri sınavdan önce kendilerini o sınava girmiş, çok heyecanlanmış ve bu yüzden bocalar, soruları yapamazken düşünürler. Çoğu zaman bu öğrencilerin sorunlarını çözmek için kullanılan ilk teknik de, öğrencinin kendisini sınavda imgeleme şeklini değiştirmek, yani sınav esnasında kendine güvenli ve rahat bir şekilde soruları çözerken düşünmeleridir. İngilizce’de bu durumu tarif etmek için öteden beri kullanılan “self-fulfilling prophecy” diye bir ibare var, dilimize bazen “kendini doğrulayan kehanet” diye çevriliyor. Bir insan aslında gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi düşünür, bu düşüncesi de bir şekilde cidden düşünceyi gerçekliğe çevirir. Örneği paranoyaklar çevresindeki insanların kendisine zarar vermek istediğini, ona komplo yapacaklarını düşünür, bu yüzden onlara karşı aşırı şüpheci ve ters davranmaya başlar, bu garip durumu da çevresindekiler farkedince onun –doğal olarak- ruh sağlığının bozulmaya başladığını düşünüp psikiyatri servislerine başvururlar. Sonuçta çevresindeki insanlar, bazen paranoyağın haberi olmadan onu akıl hastanesine yatırmaya çalışan kişiler haline gelirler, hastanın düşünceleri gerçeğe dönüşür ve bu şekilde kendi çarpık düşüncelerine daha fazla inandığı için hastalığı daha da kök salar, vb. Eskiden bizde böyle durumlara “fasit daire” denilirdi. Bu fasit daire sınav kaygısında da bu şekilde etkili olur, topluluk karşısında konuşma durumlarında da, spor karşılaşmalarında da… Spor karşılaşmalarında bu fasit daire iki ayrı boyut açısından geçerlidir. Duygusal boyutu, yukarıda anlattığım şekilde kendini doğrulayan kehanet mekanizmasıyla. Motor-davranışsal boyutunda ise bazı nörolojik süreçler devreye girer: Elektromiyografikal araştırmalarının gösterdiğine göre zihnimizde kendimizi belirli bir hareketi yaparken düşünürsek, bu bizim gerçekten de bu hareketi yaparken aktif olan beyin bölgemizi hareketi geçirir. Örneğin araştırmalara göre vücut geliştirenler, antrenman dışında da günde on dakika bu hareketleri yaptıklarını imgelerlerse, imgelemeyenlere göre aynı antrenmandan yüzde elliye yakın daha fazla kas gelişimi elde ederler. Masa tenisi için düşünelim: Örneğin nizami bir topspin yaptığımızı düşünürsek, bu hareketi yapmamızı sağlayacak beyin bölgemizde elektriksel bir artış olur. Bu elektriksel artış daha yoğun şekilde, antrenman sırasında zaten sergilenir. Ama antrenman dışında da aynı beyin bölgesinin çalışması, sizin elinizi bile kıpırdatmadan biraz antrenman yapmanız gibi bir etki sağlar. Bu olumlu etki sadece teknik gelişim için değil, maç atmosferi için de geçerli. Belirli bir maçtan önce kendimizi o oyunu oynarken, servisi atarken, hareketlerimizi yaparken düşünmemiz, performansımızı ne yönde düşünürsek gerçekten de o yönde oluşma olasılığını biraz artırır. Ancak bunun doğal sonucu olarak kendimizi kötü bir performansta imgelersek de bunun oluşma olasılığını artırırız. Bu sadece kendimizi o hareketi yaparken zihnimizde “görmemiz” in dışında, eğer o imgelem anındaki sesleri duymamız, kokuları hissetmemiz, yorgunluğu hissetmeye çalışmamız gibi diğer duyularımızı da işin içine katmamız şeklinde kuvvetlendirilirsek, gerçek harekete de etkisi o kadar fazla olur. Zihnimizdeki net, parlak ve aktif bir şekilde oluşturduğumuz imgelem sportif performansı artırmakta kullanılabilir. Spor psikolojisinde elit atletler üzerinde neredeyse 30 yıldır yapılan çalışmalar, bu atletlerin iradi ya da gayri ihtiyari olarak imgelem tekniklerini kullandıklarını göstermektedir. İnternette –özellikle Dora Kurimay’ın araştırmalarından- okuduğuma göre üst düzeyde oyuncular önemli maçlardan önce, o maçı oynayacağı salonda salon boşken, o masaya bakarak birkaç dakika boyunca kendilerini üstün bir performansla o masada oynarken imgelerler. Kısaca, bir hareketi öğrenirken olsun ya da önemli bir maça hazırlanırken olsun, kendimizi yapmak istediğimiz şeyleri yaparken “imgelememiz”; o anı ve süreci zihnimizde görmemiz, o sırada çevrede oluşması muhtemel şeyleri zihnimizde işitmeye çalışmamız, hatta ısıyı ve kokuları hissetmeye çalışmamızın performansımızın üzerinde büyük etkisi olur.

KKMTSD Yönetimi olarak Kocaeli Masa Tenisi İl Temsilciliği ile birlikte düzenlenen "GSIM KUPASI FERDİ MASA TENİSİ TURNUVASI" maçları 22/04/2012 Pazar günü Derince Kapalı Spor Salonu'nda yapıldı. Turnuva 3 grupta düzenlendi: Zinde spor olarak 3 kategoride toplam 5 kupa alarak hoş bir sonuç elde ettik....

Forehand:TSP Triple Spin Chop 1,0(kırmızı)----Backhand:tsp Curl p 1-R 0,5(siyah).

Lastiği öyle bir anlatmışsınız ki ne hale geldiğini görmek için almak isteyen birisi çıkabilir

Adamlar Tenergy'i 2008'de çıkardı sanırım. 4 sene sonunda artık Tenergy egemenliği bu kadarmış deniyorsa Butterfly zaten amacına ulaşmış. 4 sene içinde Tenergy'i alt edicek denen kaç Tibhar, kaç Andro, kaç Xiom, kaç Donic lastik çıktı düşünün. Ben yine inanmıyorum ya neyse. Ne zaman bu saydığım markaların oyuncuları çaktırmadan Tenergy kulanmak yerine kendi markalarının lastiklerine geçerler, o zaman inanıcam.

Kulüp kurmak icin kriter yok ancak devletin desteği de yok. Her sene turnuva olmasini beklemeden ferdi lisans cikartirsiniz olur biter. Ama takim yaratip takim halinde bir yerlerde oynatmak istiyorsaniz takim kurarsiniz. Ama gsim dururken hem masraf hem de gereksiz kagit isleri olur...

Öyle özellikler olabiliyor ama bu sefer combo sormak için bir günde 10 tane mesaj yazarlar.

sametle aynı fikirdeyim yavaşlatılmış çekimlerde hepsi şut gibi görülüyor ama spin veriyorlar. Şut attıklarını bi diğer rakip defansta kalınca topu çok yükseltince attıklarını gördüm ben .

Evet,uzun pütürle oynayan biri olarak yukarda arkadaşların belirttiği bütün görüşlere katılıyorum.Hepsi doğru söylüyor.Şimdi bu nasıl iş diyecek olanınız çıkacaktır mutlaka aranızdan.Açıklıyayım kendi bilgimce mümkün olduğunca bilimsel temellere bağlı kalarak açıklamaya çalışacağım,Backhandi zayıf olanlar doğrudur uzun pütürün falsodan etkilenmesi normal lastiğe göre azdır,topu iyi okuyamayan bir arkadaş için bu artı avantaj olabilir,servis yemez karşıdaki rakibinin beklediği topu atmaz vs...Şimdi bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım,bilinen bir gerçekdirki.uzun pütürle kesilen topspinler doluluk oranına göre bir buçuk kat daha dolu kesik olarak,rakip sahaya döner,böylece rakip daha kuvvetli topspin çekmek zorunda kalır ,eğer spin atağa devam etmek istiyorsa,dolayısıyla daha fazla enerji kullanımı ve rakibin daha çabuk yorulması anlamına gelir,yok çekmeyeyim bir kısa bir uzun yapayım derse kısa bırakılan topla birlikte uzun pütürün ikinci safhası başlamış olur ki bu da yukarıda backhandi gelişmemiş olan arkadaşlar için hiç tavsiye edilecek bir durum değildir...dolayısıylabu aşamada top kontrol edebilen kişi,zoru başarıyor demektir.Bunuda üst düzey uzun pütür kullanan oyuncularda görebilriz.İşte uzun pütürle oynamanın zorlukları böylece yalnız hareketsişz backhandi zayıf ihtiyar tonton kişller pütürle oynamaz.Burda benim yürüteceğim bir mantığıda sizlerle paylaşmak istiyorum.Şöyleki....Karşı tarafı spine zorlamak...ve karşı tarafın spinini kesmek dönen toplara forehandden spin atak yapmak ,bu şekilde oyunun kalitesini bir iki gömlek artacağı inancındayım....Karşı tarafı spine zorlarken de uzun pütürle bachand tarafındanyapılacak etkili top açmalarıda göz önünde bulundurun...kesik topu uzun pütürle açmayı denedinizmi.....Başlangıçda çok kolay gibi görünen oyun tarzı birdenbire zorlaşmaya başlıyor ama o orandada akrşı rakip içinde aynı durum geçerli...Dolayısıyla arkadaşlar bahsettikleri olaylarda böylece iki tarafıda haklı çıkaracak şekilde sonuçlanıyor...Uzun pütüre yeni başlamış arkadaşlara tavsiyem en az bir sene ısrar edip sonra karar vermeleri...uzun ince bir yol...