Liderler Panosu

Toplamda 2-3 saat kadar kullanma fırsatım oldu. Sert Tensor lastiklerde yorum yapmak için biraz erken bir zaman ama kısaca bahsedeyim. 3-4 idman sonra fikirler değişebilir. Masmavi süngeri ile national tabir edilen Hurricane veya Skyline lastikleri andırıyor. Ağırlık T05 ile çok benzer, yanı ağır denebilecek bir lastik. T05'den sert ve belki biraz daha hızlı. Gayet yüksek atıyor. Daha spinli diyemiyorum. Bence değil. Karakter olarak çok farklı lastiklerle (Calibra, Sound, Spin, alçak atan lastikler) oynarken buna alışmak hemen olmuyor. O nedenle de tam spini kullanamıyor olabilirim. Ama yine de benim hissim Tenergy kadar rahat yüksek spin üretemediği. Potansiyel olarak yakın ama daha düzgün teknik istiyor. Omega4, Sigma gibi son nesil Xiom lastiklere yakın. Daha derli toplu oynayan, ayağı eli düzgün oyunculara daha çok uyar. Hata kapatma payı nispeten düşük. Tenergy mancınık usülü his verirken bu biraz daha yapışkan olmayan hayli hızlı bir Çin lastiğini andırıyor. Yanlış anlamayın, Çin lastiği ile alakası yok aslen, ama oyunda daha ölü hisli. Şimdilik bu kadar, Selamlar, sevgiler.

hakan bey ttrating turnuvasını zonguldakta yapmak için çalışmlara başladım. yemek işini sabah öğle akşam 15 tl ye ayarladım. yatacak yer sorununu da gençliksporla görüşecem büyük ihtimal halledecem. siz 16 sporcuyu ayarlayın salonda hazır sizden haber bekliyorum. yatacak yer işini bedava ayarlayabilirsem yapalım turnuvayı.

Minik ve yıldız oyuncuların antrenmanlarına örnekler: Belki youtube de gezinirken izlemiş olabilirsiniz yinede hatırlamada yarar var sanırım. Çeşke ben de onların yaşında böyle antrenman yapabilseydim. Eli sopalı bir hoca ve antrenmanı izleyelim Servis çalışması

Ozellikle timo boll un karsisindaki defanscinin sidespinlerine bayildim. http://youtube.com/watch?v=VajHOdrWSa4

.

bildiğin vega pro yani :)

Daha napalım? İyi, kötü bi salon açtık. Lisans çıkaran gençlerden para da almıyoruz.

http://www.youtube.com/watch?v=vb3J_nlA96U vallahide alışkanlık yaptı durup durup dinliyorum. Şarkı sözlerine dikkat lütfen.. ....51 ekranlara benziyirsen ....

Oralara para vereceğimize burada tesisler kurup (veya varolan tesislere destek olup) gençlere imkan tanıyalım...

ooo nihayet bayan bir üye :)) aslında forumda birçok bayan üye mevcut (hatta ankara buluşmasında baya üyemiz vardı) fakat şuana kadar kendilerinden ses gelmedi ama orada tek bayanın siz olmayacağınıza adım gibi eminim.. (içime öyle doğuyor nedense :))

O kısmı aslı burada: Adı Ju LIN'miş.

8:18'de olay var...

Çağan artık son noktayı koyalım ve üye olunması için zaman meselesini kaldıralım. Çünkü gerçekten üye olacak biri son hafta üye olup katılmak isterse onun en doğal hakkı bizlerle beraber olmak bence. Oyuncu seçimine gelince turnuva başlangıcı öncesi zaten isim listeleri tekrar yapılıyor. Gelecem deyip gelmeyen veya gelemeyeceğim deyip son anda gelenler olabiliyor. Bu arada herkes ısınırken düzeyde belli oluyor. Bir sorun çıkmadı şimdiye kadar diğer buluşmalarda bu şekilde yaptık. Gözümüzden kaçarsada zaten değişiklik yaparız. Sonuçta bizbizeyiz ve orada her sorunu beraber çözeriz. Bu arada bende katılabilirim Bora listeye :)

bence burda en uyuz samsanova insanın yüzünde oynarken hafif bir tebessüm olur yalandan ama bunda kardeşim sanki piskopata bağlıyor maç esnasında

Arkadaşlar konu ilgimi çekti :) Garip olaylar var .. Okumanızı tavsiye ederim . KÜÇÜK BALIKLARI YİYEMEYEN KÖPEKBALIĞI Araştırmacılar bir köpekbalığını oda büyüklüğündeki bir cam bölmeye koymuşlar. Cam bölmenin diğer tarafında da balıklar var. Köpekbalığı ne tarafa gitse cam bölmeye çarpmış. Bir süre sonra cam bölmeye çarpmamayı öğrenmiş. Çünkü ne kadar uğraştıysa da diğer taraftaki balıklara ulaşamamış. Köpekbalığı 21. günden sonra cam bölmelere hiç çarpmamayı öğrenmiş. Bunun üzerine cam bölmeyi çıkarmışlar. Köpekbalığı oralı bile olmamış. Kendisinin sadece o bölme alanına kadar yüzebileceğini sanıyormuş. Artık diğer balıkları yiyemeyeceğini anlamış ve balıklara dokunamamış. Çünkü köpekbalığı çaresizliği öğrenmiş. ZIPLAYAN PİRELER Öğrenilmiş çaresizlikle ilgili psikologlar bir pire deneyi yaparlar. Pirenin ne kadar zıpladığını ölçerler ve 50 cm zıpladığını görürler. Pireyi yüksekliği 30 cm olan cam kavanoza koyarlar. Kavanozun ağzını kapatırlar. Kavanozun altından ısıtırlar. Pire ısındıkça zıplar ve zıpladıkça kapağa çarpar. Bir süre sonra pire kapağa çarpmamak için 29 cm sıçrar, düşer. Ama kapağa çarpmaz. Pire bunu alışkanlık haline getirdikten sonra kavanozun kapağını açarlar. Pire hala 29 cm sıçrıyor. Halbuki eskiden 50 cm sıçrardı. Pire bu deneyle 29 cm' den fazla sıçrayamayacağını öğrenir. FİLLER NASIL EĞİTİLİR? Filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. Özgürlük kavramını yitirir. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. Fil büyüyünce ipten kurtarılır. Ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmiştir.