Liderler Panosu

Öncelikle organizasyonda görev alan arkadaşlar olmak üzere buluşmaya katılan bütün arkadaşlara saygı ve selamlarımı sunuyorum. Emeği geçen herkese teşekkürler. Bol masa tenisli bir hafta sonu geçirmekle kalmadık aynı zamanda forum üyeleri ile beraber olabilme ayrıcalığını yaşadık. Biz (Fahri,Sevginur,Talha Sarılar, Alican Söylemez, Barış Ağaç) Kocaeli'den çok mutlu ayrıldık. Elbette kusursuz organizasyon yoktur. Olimpiyat organizasyonlarında bile skandal seviyesinde kusurlar olabiliyor. Ben bütün katılımcıların samimi olduğuna inananlardanım. Kusurlar elbette dile getirilmeli...Fakat bunu yaparken empati yapmayı da ihmal etmemeliyiz . Masa tenisine başlamadan evvel 20 yıl Atış sporu ile ilgilendim. Tabii ki severek yaptığım bir spordu ve Atış camiasını da gerçekten çok seviyorum. Fakat inanın Masa Tenisindeki katılım ve aktiviteler bu spora olan ilgimi daha fazla artırdı. Biz SARILAR ailesi olarak, bir çok sporcuya göre yeni sayılsak da, masa tenisi AİLESİNİN içinde olmaktan son derece mutluyuz. Saygı ve Selamlarımızla...:)

9. Forum Buluşması takım maçında forum yöneticimiz Ertan abi ile lastiği uzun süre tartışılan Mustafa Akar karşı karşıya geldi. Maçı Mustafa Abi 3-0 kazandı. Ben de maçı telefonumla çektim. Hd kalitesinde izleyebilirsiniz. Videoları yüklemek biraz zaman alıyor boyutundan ötürü, diğer setleri de gün içerisinde paylaşacağım. 1. Set

Her ne kadar 9. Forum Buluşması Ferdi Turnuva eleme maçı olsa da, tüm maçı bir dostluk maçı gibi fazla da ciddiye almadan yaptılar. Güzel maçtı. Sonlara doğru çok iyi bir sayı var.

ANTİka bir lastik, kıstasiyenizden isteyiniz...

Elbette ki bu tür buluşmalara yenmek - yenilmek odaklı gelmemek gerek. Zaten öyle olsa, ben dahil katılımcıların büyük bir kısmı zaten bir iddiamız olmadığı için hiç katılmazdık. Maksat farklı insanlarla tanışmak ve masa tenisi oynamak. Biz sadece varlığımızla bir katkıda bulunurken, elini taşın altına koyup sorumluluk alan insanlara karşı daha anlayışlı olunmalı diye düşünüyorum. Buluşmada önce organizatör olarak emeği geçenlere, daha sonra organizatör olmasa da orada onlara yardım edenlere ve tüm katılımcılara teşekkür ederim. İlk kez bir buluşmaya katıldım, beklentilerimin üzerinde güzellikte bir organizasyon olduğunu söyleyebilirim. Kaldığımız yurt, cumartesi akşam düzenlenen yemekli eğlence, maçlar ve sohbetler çok hoştu.

Abicim ben gerekeni orada söyledim. Hükmen de verirdik, iki kişiyle de çıkardık. Fakat takım arkadaşlarınız bunu kabul etmedi. Siz ise henüz daha kendi aramızda doğru dürüst konuşmadan hakem masasına gittiniz. Belki 1-2 dk daha orada tartışsaydık kendi aramızda çözerdik. Ortalığı germenin faydası yoktu. Beni yıllardır bilirsin, bugüne kadar kimsenin hakkını yemişliğim, ortalığı birbirine karıştırmışlığım, raket fırlatmışlığım, pano tekmeleyişliğim yoktur. Rakibin raketi yasaklıymış, üstünde fosforlu sarı t-shirt varmış, servisi elinden çıkarmıyormuş falan en ufak bir ayrıntıya bulaşmadım, şikayetçi olmadım. Tek derdim raketi topla buluşturmak ve insanlarla beraber güzel, eğlenceli vakitler geçirmek. Her ne kadar profesyonelce yapılıyor gibi gözükse de bu sporu sadece hobi olarak yapıyorum. O yüzdendir ki hiçbir zaman takım seçerken tercih nedeni para değil, vefa borcum olan, bana destek veren insanlar ve takımdaki kişilerdir. Bu seneyle birlikte tüm liglerde oynamış olacağım ve hayatımda sadece 1 kere sarı kart gördüm o da takım arkadaşıma sayı arasında taktik vermeyi biraz abartmam yüzünden. (ki ülkemizde birçok hakem buna kart vermez) Hakem abimle de maçtan sonra beraber çay içtik, sohbet ettik. Hak, hukuk dediniz... Başkasının hakkını bırakın, kendi hakkımdan sayısız kez vazgeçmişimdir. En kritik maçlarda veteran abilerim, kendi topları 1 mt dışarı kaçmasına rağmen "değdi" demeleri üzerine sayıları hep onlara vermişimdir. Turnuvada karışıklık içinde bu abiyi alın yerine mavilerden birini verin diyemezdim. Organizasyon konusuna az da olsa bulaştım ve karışıklığın farkındaydım. Renk belirlemede başrol oynadığım için zaten diken üstündeydim. Gidenler için her renkten birer tane olsaydı pekala düzgün bir şekilde paylaştırılabilirdi. Turnuva öğle saatlerinde öyle bir hal aldı ki neredeyse takım maçları karambole gidiyordu. En azından çok geç saat bitme olasılığı vardı. Diğer arkadaşlar duruma el koydu ve özveri göstererek önce takım maçlarını sonra da ferdi maçlarını oynattılar. Yinede bir kusurum olduğunu düşünüyorsan özür diliyorum. Çünkü 3-5 liralık metal parçası için kimsenin kırılmasını istemiyorum.

Burada dosluk kazanmış.... her ikisinide kutluyorum.

ya da Str8 şimdi straight var straight var. kimisi yassı (ince&kalın), kimisi kare (ince&kalın), kimisi yuvarlak (ince&kalın)... gördüğünüz gibi toplamda 6 farklı düz sap modeli ortaya çıktı. ki bunların bazıları kısa saplı da olabiliyor. yani 12 çeşide kadar yolu var :) elinizin fiziksel özelliği hangisine uygunsa onu geçersiniz. flared sap forehand vuruşlar için daha ideal bence. ben yıllarca flared kullandım ama bh'te büyük sorunlar yaşadığım için vuruşlara daha rahat adapte olma adına düz sapa geçtim. elbette ki bunlar mutlak doğrular değil. herkes tecrübe ederekten kendi doğrusunu zamanla bulacaktır. ayrıca hangi sapı seçerseniz seçin, eğer kalın olmasında sıkıntı görmüyorsanız overgrip ile istediğiniz şekli verebilirsiniz. bu yazdıklarım flared sap için de geçerli ama şimdilik sadece straight örneği yazayım zira hepsi için net örnekler veremeyeceğim. farklar ne kadar az olsa da elle tutulunca anlaşılabiliniyor. İnce yassı : Tibhar Samsonov Premium Contact Kalın yassı : Donic Waldner Allplay İnce kare : Xiom Fuga Kalın Kare : Yasaka Extra Offensive İnce yuvarlak : Nittaku Acoustic Kalın yuvarlak : Stiga Offensive Classic * Örneklerin hepsi 5 kat ağaç tahtalardır. * Örnekler birebir uymayabilir, bazılarında yanılmış olabilirim.

Buna ölüp bitiyorum beyler...

Merhaba, Hakem verdiği kararı düzeltiyor ama maçta ne olduda Kasumi'nin puanı silindi acaba? Ben anlamadım. Teşekkürler. http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=W7xFVjUJNFI

2. Set

rica ederim.ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum. sağolun teşekkür ederim,benim de fotoğraflarla umarım bir katkım olmuştur

Eleştiriler konusunda arkadaşlara katılıyorum, daha yumuşak kırıcı olmayan bir dille eleştiri yapılmalı. Tabiki eleştirilenlerde bunu suçlama gibi görmek yerine seneye nasıl bunlar yaşanmazı düşünmeli. Tadı damağımda kalan bir buluşma oldu.Bende Fatih Birinci arkadaşım gibi ilk kez katılabildim buluşmaya, tatil planlarımı erteledim ve iyiki de ertelemişim diyorum şimdi. Tanışabildiğim - tanışamadığım herkese sevgi ve saygılar sunuyorum. Seneye görüşmek üzere diyorum.

BÜYÜK TAVSİYE O güzel arkadaşlarınla hiç uğraşma. Onlara ayıracağın zamanı derslerine ayır senin için daha hayırlı olur.

Organizasyona emeği geçen herkese teşekkürler. Masa tenisi ile dolu 2 gün geçirdik.Genel olarak iyi bir organizasyondu. Eksikliklerin dile getirilmesi daha sonraki organizasyonlara ışık tutacaktır.Bence kırıcı olmadan yapıcı yönde eleştiriler olmalı, eleştirilenlerde sabır ve tahammül göstermelidir.

Hadi topları fileye taktın. Göbeği ne yapacaksın? O göbek hiç gariban işine benzemiyor

Eskiden hiç bant takmazdım... Taaaa ki ciddi bir maçta alnımdan akan terin gözüme girip, onu bir güzel yakması sonucu bir sonraki kontra spini tek gözle çekene kadar. Aşırı terleyen biri olduğum için alnımı çok sık bir şekilde kolumla siliyordum ve bundan çok sıkılmıştım. Ayrıca kıvırcık saç uzadıkça kontrolü güçleştiği için her bakımdan bandın yararı oldu. Bu tip sorunlar yaşayanlara tavsiye ederim. Muammer, masa tenisine küçük yaşta başlamış, birtakım dereceleri olan, yıllardır liglerde oynayan başarılı bir sporcu kardeşimizdir. KKTC'de okuduğu, öncesi ve sonrasında Konya'da yaşadığından dolayı özel turnuvalara katılamıyordu ama bundan sonra forum buluşmalarına kaçırmaz, kaçırmamalı, kaçırmayacaktır da :) Sn. Hanzo forum üyemizdir. Kendisinden sözkonusu kenar bandını rica ediyorum :)

Tahsin'in şu yüzyüze konuşuyormuş gibi yazı yazmasına hayranım. Ne kadar samimi. Sanki karşında konuşuyor gibi geliyor ki zor zanaat bence. Bora'nın bandına gelince o bir fenomen oldu bence.Buluşmada birinde ( kimdi tam hatırlamıyorum ) özel yapım Hattori Hanzo kenar bandı görmüştüm...Çekik göz , samuray bandından sonra bir o eksik kaldı Bora sende...

Benim amacim mac degil(ki pek kazanamiyorum zaten) dostlar kazanmakti Bora kardesimin dedigi gibi dostluk kazandi dostlar kazandim.

ferdide final oynamadım abi maze42 (muammer)'e yenildim. zaman dar diye takım ve ferdi maçını bir saydık. takım finalinde yaptığımız maçı ferdi final zannetmiş olabilirsin. yinede teşekkürler :) kazanan dostluk olduğu için bunların karıştırılması normal :)

Tabii ki 1 yıl var daha her öneri rahat rahat düşünülür ve konuşulabilir. Öncelikle Federasyon Temsilcimiz Savaş Abi ile konuşmam lazım. Bilal Hocam..Temsilcimiz çok güzel faaliyetlere imza attı. Fakat bu organizasyon işi çok zor bir iş. Üniversite ve g.s.i.m ile koordineli bir çalışma yapılması lazım. Üniversite ile koordineli bir çalışma yapılamaz, Çünkü; masa tenisine önem verilmiyor. Masa Tenisi branşından sorumlu olan uzman öğrt. elem. bu sporla ilgilenmiyor. Kocaeli buluşmasında gördüğünüz gibi Kocaeli Üniversitesinden bir tane öğrt. görevlisi arkadaş hep salondaydı ve masa tenisine nasıl ilgiliydi herkes şahit oldu...(Adını hatırlayamadım unuttum). Konya'da 200-250 kişinin katılacağı salonlar, üniversitelerde, belediyelerde, g.s.i.m de var. Üniversiteyi çıkarırsak belediyenin salonları ve g.s.i.m salonları kalıyor. Bunlarında kamu olduğu düşünülürse yazışma yapılması felan gerekecek. Mayıs ve Haziran aylarında federasyonların bütün spor dalların da sezon sonu olduğu düşünülürse maçlar yoğunluk kazanacak ve salonların doluluğu, boşluğu, uygunluğu durumu ortaya çıkacak. Önümüzdeki aylarda bunun için bir çalışma yapabilirsek, rahat rahat düşünülebilir. Bu seneki buluşma organizasyon açısından iyiydi, ( salon ve kalınacak yer iyiydi) Bu kadar katılımcıyı nasıl ve ne şekilde ağırlarız beni korkutuyor işin açıkçası ama yapılmaz diye bir şey yok. Organizasyon yapılır daha sonra herkes ya bu ne biçim olay, herşey düzensiz rahat oynayacak, kalacak yer yoktu deyip herkes terk ederse bu iş organizasyona gölge düşürür...

Şu garibana bir 7 kat ebenholz verecek hayır sever var mıdır ki ?

Amaç bol bol maç yaparak masa tenisi oynamak mı yoksa kura ile şans eseri kurulan, dengesi tartışılan takımlar maçlarında derece yaparak bir teneke parçası almak mı ? Benim düşüncem oradaki çoğu kişi karşıma bir iyi oyuncu gelse de oynasam diye düşünüyordur. Hatta karşı takımda 3 kırmızı oyuncu bile olmasını isteyenler bile olacaktır. Ben geçen seneki 8.forum buluşmasında birinci olmama rağmen takımlarda grup maçlarında elendik. Hiç de önemli değil çünkü oradaki amaç gülmek eğlenmek ve bolca maç yapmaktı. ( Tahsin abiyle Sivas'ta maç yapamadık ama Kocaelinde bu açığı kapattık :) ). Umarım sizde siniriniz geçtiğinde bunu fark edersiniz. Ahmet'i ve ona kupayı hediye ederek çok güzel bir harekete imza atan takım arkadaşlarını da kutlarım.

Emeği geçen arkadaşların hepsine çok teşekkür ediyorum. Şu da unutulmamalıdır ki, maç organizasyonlarını düzenleyen baş hakem masasındakiler de oyuncuydu onlarda oynamak için geldiler. Hem adaletli bir durum oluşturdular, hem de o kadar kişinin maç organizasyonunu yaptılar. Herkes oynamaya geldi sonuçta. Şu da unutulmamalıdır ki; ikinci gün giden sporculardan dolayı; takımlar güçsüz oldu, güçlü oldu, kırmızı oldu mavi doldu gibi şeylere takılmak, bunun yaygarasını koparmak çok acayip ve olumsuzdu bence...Önemli olan aynı ortamda buluşmamız ve masa tenisi sevdalıları ile tanışmamız olmuştur. Burada şampiyon olan ya da ilk üçe giden avrupa şampiyonasına felan katılmıyor, ya da kazanacağı önemli bir durum yok. Kupa veya madalya istiyorsanız ya da İsminizin burada yayınlanıp kariyer oluşturmayı istiyorsanız yöneticlerin onu da yapacağına zannediyorum. Melih Buğur' a bir telefon etmeniz yeterli. Tenekeciden bir kupa ve madalya yaptırtıp size gönderebilir. Herkes buluşmaya ve tanışmaya geldi. 20. Takım arkadaşlarım Mustafa Yıldız ve Kemal Sağ' ile de çok iyi bir takım olduk. Kemal Abi yeşil olmasına rağmen kendini maviye yazmışlar. Herkes konuşuyor iki kırmızı aynı takımda diye bende iki yeşille takım oldum ve gayet de mutluydum. Her maçımızı ya 3-2 kazanıyorduk ya da 3-2 kaybediyorduk. Altını çiziyorum biz takım olmayı başarabildik.:) Takım olarak maç kaybetmemiz veya kazanmamız bizim için önemli değildi. Maç heyecanını takım olarak yaşadık ve yaptığımız maçlardan zevk aldık. Forumu oluşturan Ertan Abi ye de teşekkür ediyorum. Forum olmasa buluşma olmazdı...

Güzel bir hafta sonu geçirdik. Emeği geçen herkese özellikle organizasyonu üstlenen Melih bey e ve sanırım salonun ayarlanmasında büyük katkısı olan Tolga bey e( eminim bundan sonra enaz basket kadar masatenisine bir o kadar zaman ayıracaktır.) teşekkürlerimi iletiyorum. Arkadaşlar özellikle şunu bilmemiz lazım bu tarz bir organizasyonu herkes yapamaz. öncelikle bu bilinmeli. sadece özveri ile yapılan bir organizasyondur. Ufak tefek aksaklıklar mutlaka olacaktır. Lütfen eleştiriyi yaparken emek sarfeden o arkadaşlara saygılı olalım. orada eğlenmek, masatenisi oynamak, sohbet etmek varken hatta 10 dakika hakemlik yapmaktan bile kaçan arkadaşlar varken kimse saatlerini hakem masasının başında geçirmek istemez. Sorumluluk aldığı için diğer arkadaşlarıyla da tartışmak durumunda kalmaz. Eleştirimizi bir dahaki turnuva- buluşma yı daha az aksaklıklarla nasıl yapabiliriz diye yapmaya çalışalım. Turnuva sonuçlarının pek önemi olmadığı final maçlarının yapıldığı sırada salonda pek kimsenin kalmadığından belliydi. Yani Bora nın 1.olması ile benim sonuncu olmam çok önemli değildi. Bora nın forumun en iyi oyuncusu benim en kötü oyuncusu olduğu anlamına da gelmez. Önemli olan ikimizinde o ortamda buluşup beraber oynamamızdır. Bu buluşmada katkısı olan herkese tekrar teşekkürler.

adana ve mersinde alın terimle kazandıgım 2.lik 3.lük madalyalarım var .adres verirseniz size( kargosunu da kendim odeyerek) KOLAYCA bagıslayabilirim!

Organizasyonu yapan insanlarin o sıcak ve kalabalıkta mt sevgisiyle canı gönülden hizmetini çok taktir ettim. Seneye ben de görev almak niyetindeyim. bi tutam da ben tuz atmak isterim. Forum dışından kimse gelmesin tartışmalarını okudum ve üye olmamamıza ragmen katıldım. Katılımcıların yarattığı süper sıcak ortamı gorunce ben de kendimi bu camianın bi parçası hissettim ve bu sabah da üye oldum. Herkese selam

Bence maçların yetişmemesi, oyuncu dağılımları, ikinci gün kadro değişiklikleri gibi konuları konuşmaya gerek yok. Bu konulardan şikayetçi olan arkadaşlar olabilir çok doğaldır ama bilinmelidir ki bu aksaklıkların büyük bir kısmının da nedeni yine forum üyeleridir. Maçlarını bitirmek yerine bolca antrenman maçı yapan veya maçı olduğu halde 2. güne katılmayanlar oldu. Böyle olunca çözüm bulabilmek adına bunlar yapıldı. Bu noktada bunlara bir başka çözüm öneriniz varsa yazabilirsiniz. Önümüzde bir sonraki buluşmayı konuşabileceğimiz 1 yıl var. Nasıl daha iyi olurduyu bolca düşünürüz. Benim kanaatim, "aman karşı taraf güçlüydü", yok "bize haksızlık yapıldı", yok "bizim kırmızı açık kırmızıydı" vs. şeklinde hayıflanıp derece kaygısını ön plana alan, üstüne üstlük oraya gelmek dışında ne organizasyona ne de foruma katkısı olmayan üyeler mümkünse bir sonraki buluşmaya gelmesinler. Bu bir rating turnuvası değildir. İsmi üzerinde bir buluşmadır. Ve bu 140 kişilik (tahminen) organizasyonu şahsi çabalarıyla bir avuç arkadaş yaptı. Bana göre bu imkanlarla çok da güzel gerçekleştirdiler. Bolca masa tenisiyle geçen 2 gün oldu mu? Bence oldu. Gerisi hikaye. NOT: Ben Starbucks'dan şikayetçiyim, çok git gel yaptım. Bardaklar miniminnacıktı. Büyük bardak garantisi veriyorlarsa bir dahakine Kahve Dünyası gelsin.

Her takım için tek bir kupa vardı (madalya yoktu) ve o kupa şuan takımımızın yeşil renkli oyuncusu, yani 12 yaşındaki Ahmed Beşiroğlu kardeşimizin odasındadır. Anasının ak sütü gibi helaldir.

Evet, bir buluşmanın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Kendi penceremden buluşmanın olumlu ve olumsuz taraflarını anlatmaya çalışacağım. Uzun bir yazı olacak, okurken sıkılmazsınız inşallah. 1. Gün Buluşma için Cuma akşamına otobüs biletimi ayırtmıştım. Tek başıma gelmeyi planlarken Mustafa abi de (Akar) benimle gelmek istediğini söyledi ve ona da bir bilet alıp birlikte yola koyulduk. Yaklaşık 1,5 saat süren bir yolculuğun ardından Kocaeli'ye vardık. Halkevinde inip bizi salona ulaştıracak bir otobüs bulmak için kolları sıvadık. Salona gittiği söylenenen 53 no'lu otobüs indiğimiz yerden geçmiyormuş, neyse Umuttepe yazan bir otobüse bindik ve Tıp Fakültesine kadar gittik. Ordan da bir şekilde yurda ya da salona ulacaşacaktık artık. Neyse ki TT-Rating ekibi ve Özkaymaz ailesi yemek yemek için tıp fakültesinin yemekhanesine gelmişler, onlarla orada yemek yedikten sonra arabalarla birlikte yurda geçtik. Organizasyon Kocaeli Üniversitesi Kampüsü içerisinde olduğu ve Kampüs de kocaman olduğu için yurdu bulmakta zorlandık biraz. Sonunda yurdu bulduk ve artık odalarımıza yerleşebilecektik derken kapıda ufak bir şok yaşadık. Yurda giriş için önce idareye gidip ücret ödememiz ve kayıt yaptırmamız gerektiği söylendi. Daha önce bu ücret mevzusu konuşulmuştu ama Melih abi ilk yazısında ücretsiz demişti, fakat ücret ödemek gerekiyormuş. Ücretleri ödedikten sonra odalarımıza yerleştik. Yurt yakınındaki kafede diğer forum üyeleri ile karşılaştık ve gece 1'e kadar sohbet ettik. Daha sonra da sabah salonda buluşmak üzere odalarımıza çekildik. 2. Gün Sabah 8 buçuk civarı kalktık ve arabalarla salona gittik. Saat 9.30 olduğunda herkes yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Üyeler bir yandan oynarken organizasyon komitesi de kura işlemleri için çalışmaya başlamıştı. Daha sonra salona gelenler isimlerini yazdırdılar, torbalar daha önceki oyun seviyesi ve referanslara göre torbalara ayrıldı ve konferans salonuna geçip hep birlikte kura çekimini yaptık. Takımlar belirlendi ve her grupta 4'er takım olmak üzere masalara dağılıp maçlara başladık. Oldukça güzel ve keyifli maçlar oldu. Fakat 10'da başlaması planlanan buluşma kura çekimi, üyelerin tamamının gelmesi derken 12 civarında başlayabildi. Takım maçları uzun sürdüğü içinde akşam 8 olmasına rağmen grup maçları hala tamamlanamamıştı. Kalan maçları ertesi sabah yapmak üzere salondan ayrıldık ve yurda geçtik. Duş aldıktan sonra da gelen otobüs ile birlikte sahilde yemek yiyeceğimiz tekneye geçtik. Orada yemeği yiyip sahil turu ve biraz hoşbeşin ardından tekrar yurda döndük. Ordaki kafede de 40 civarı üye toplandık ve birlikte sohbet muhabbet ettik ve akabinde odalara çekildik. 3. ve son gün Sabah 9 da başlaması gereken müsabakalar ''giden oyuncular'' yüzünden aksadı. Bazı takımların oyuncuları eksildiği için elenen takımlardan oyuncu almaları gerekti. Tabii ortalık biraz karıştı, bunlara daha sonra değineceğim. Derken maçlara ancak 11 civarında başlanabildi. Herhalde öğlene kadar takım maçları biter ve ferdiler yapılır derken takım maçları saat 5 sularında hala devam ediyordu. Bir de araya ferdi torba usülü ferdi maçlar eklenince iş içinden çıkılmaz bir hal aldı. Biz 4 buçuk civarı salondan ayrıldığımız için kalan maçlar saat kaçta bitti bilmiyorum. Neyse, herkesle vedalaşıp tekrar buluşmak üzere söz aldıktan sonra biz İstanbul'a doğru yola koyulduk ve akşam 6 civarında evimize vardık. Pozitif: Herşeyden önce böyle bir buluşmayı üstlenmek kolay bir iş değil. Melih Hocaya ve Tufan abiye üstün gayretleri ve sabırları için teşekkür ediyorum. Her organizasyonda yaşanabilecek ufak tefek aksilikler dışında gayet güzel ve keyifli bir buluşmaydı. Kimi üyeler buluşmadan eski buluşmalar kadar keyif alamadıklarını söylese de birarada olmak ve masa tenisi oynamak herşeyin önündeydi bence. Salon güzeldi ve masa sayısı çoktu. Onca kalabalığa rağmen isteyen istediği gibi oynadı, özel maça da turnuva maçına da, rating maçına da zaman buldu tüm üyeler. Daha sayabileceğim pozitif şeyler vardır illa ama genel hatlarıyla bunları söyleyebilirim. Zaten böyle bir buluşma için söylenecek ekstra bir şey yok. Buluşmak bile kafi. Negatif: Salon havanın sıcaklığı ve ortamın kalabalık olmasından ötürü sauna gibiydi. Sabahın 9'unda yaptığım kısa bir maçın ardından sırılsıklam olmuştum, varın siz düşünün gerisini. Onun dışında 130 civarında gerçekleşen katılım maçların belirlenen zaman dilimleri içerisinde bitmesine engel oldu. Daha takım maçları bile tamamlanmamışken araya ferdi maçların sıkıştırılması işi iyice zorlaştırdı. Forumun gerçek üyeleri dışında herhalde sonradan üye olup gelen bir 40-50 kişi vardı. Üye olmayanlar ya da sonradan üye olanlar katılmasın derken sanırım haklıydım. Bir de ilk gün salonda olup ertesi gün gelmeyen baya kişi vardı. Bu da işin garip tarafıydı. Ya organizasyonu beğenmediler, ya ortam sarmadı ya da elendikleri için ertesi gün gelmeye gerek duymadılar ama sağolsunlar organizasyonu aksatmayı başardılar. Madem geliyorsun dalga geçer gibi kaçıp gitme, ya da hiç gelme. Tabii giden oyuncular yüzünden bazı takımlar eksik kaldı, o takımlar da elenen takımlardan oyuncu almak durumunda kaldılar. Bu seferde renk kavgası başladı. Sizin takımda 2 kırmızı oldu, güçlü oldunuz derken ortalık biraz daha karıştı. Maça çıkmayan üyelerimiz de oldu, itiraz edenler de. Haksızlar mı? Bence haklılar ama yapacak bir şey yoktu. Giden üyeler ya da sonradan katılanlar diyelim herşeyi berbat etti. Tabii insanların tadı tuzu hevesi kaçtı biraz. Onun dışında bir kaç ufak tartışma gerginlik daha yaşandı ama ona değinmeyeceğim. Forum üzerindeki bir mevzunun devamıydı bu gerginlik. Sonunda bu gerginliğin tarafları tribüne çekilip kalan dakikalarda ellerine raket almadılar. Olayı irdelemeyeceğim çünkü artık bu gerginliklerin bir faydası olmadığını gördüm. Ne desek, ne yapsak boş. İsteyen istediğini yapsın, üzerine gitmeyeceğim mevzunun. Aklıma geldikçe olumlu ya da olumsuz noktalara eklemeler yaparım ama genel hatlarıyla durum bu. Gelelim son sözlerime; İzmir tayfasından Zafer abi, Murat abi, Ahmet abi Bursa tayfasından Fatih ve Aydın abi Antalya'dan Atilla abi İstanbul'dan Rıdvan, Enes abiler Samsun'dan Bilal abi Ankara'dan Erol abi, Muhammet abi ,Alican ve tayfası ve aklıma gelmeyen diğer üyeler, sizlerle tanışmak ve aynı ortamda bulunmak benim için büyük bir keyifti. Tanıdığım ve orada olanları tek tek saymıyorum, çünkü baya sürer Onlara da buluşmaya renk kattıkları için çok teşekkür ediyorum. Takım arkadaşlarım Fatih ve Ekrem abiye de çok teşekkür ediyorum. Birlikte gruptan çıkıp birkaç tur geçtik fakat son maçı 3-2 kaybedip elendik, sağlık olsun. Kendi adıma çok keyif aldım. Seneye Artvin'de buluşmak üzere..

hakemlerle ilgili bugüne kadar yaşananları bir kitapta toplasaydınız dünyanın en komik kitabı ortaya çıkardı not : işini iyi yapan/yapmaya çalışan hakemlerimizi tenzih ederim.

Aksine Maria Sharapova çok seviliyor mesela. Kadın tenisçilerin bir çoğu vuruş esnasında bile garip sesler çıkarıyor ki bunların başında Maria Sharapova geliyor. Szocs Bernadette'in sayı aldıktan sonra attığı çığlıkları Sharapova her vuruşunda atıyor. Ama antipatik bulan pek yok, çünkü hatun güzel Bir de yaşının etkisi de var, daha 15-16 yaşında bildiğim kadarıyla Szocs, zamanla sesinin tizliği gider, çığlıkları kulağa daha hoş gelir Bağırmayı yasaklarsanız oyuncuları baskı altına almış olursunuz. Bağırmak bir rahatlama biçimidir. Bu sefer de ''aman bağırdım mı acaba, ağzımdan kaçtı mı'' gibi durumlar olur, o zaman kimse bu spordan zevk alamaz. Anırmak, höykürmek, kişnemek tabirlerini sporcular için kullanmak da pek doğru değil. Eminim ki bağırmak yasaklansın diyenler tuttukları takımın maçında, tribünde , kahvede, evde televizyon başında deli gibi bağırıyordur. O da bağırmak, bu da bağırmak. Bağırmak insanı sorunlu yapmaz, bağırmamak da kalitenin, elitliğin göstergesi değildir. Tıpkı yemek yemek, tuvalete gitmek, sevişmek gibi bu da insani bir durum.

veteran = pütürü olmazsa olmazı ilan etmiş muhabbetkar kişi. ( a nın üzerinde inceltme var )

Benim anlamadigim bir sey var. Bir yandan sagolsun Tufan abi katilim cok olsun, herkes bir arada olsun derdinde, amac turnuva degil diyor ama diger tarafta Ozan sanki dunya sampiyonasi duzenlenecek gibi bilirkisilige soyunuyor. Bizler hangisini baz alalim soyleyin bilelim. Organizator Melih abiyle Tufan abi mi yoksa Ozan mi? Yazilarimi sert bulabilirsiniz ama emin olun tek amacim sorunlari cozmek, durduk yere sorun cikaranlarin karsisinda olmak. Susup koyun gibi oturmayi kendime yakistirmam asla. Beni agresif ve sert bulanlar gelecek hafta nasil biri oldugumu gorurler. Evet bir hatam varsa o da bazilarinin dusunmeye bile cekindigi gercekleri benim acikca soyluyor olmamdir. Ne cekiyorsam su dilimden cekiyorum ama kusura bakmayin, herkes memnun olacak diye de susamam. Gordugum yanlislari paylasmak sucsa daha ne diyebilirim? Bu konuyu ilk olarak ozelden cozmek istedim fakat sonuc alamayacagimi biliyordum. Yonetimden kimse cikip da Ozan yonetimdeydi diyemedi. Sadece oyle bir sey dememistir denip gecildi. Ozan da birseyler anlatti ama anlayan var mi bilmiyorum. Madem yoneticisin bunu CIA ajanligina donusturmeye gerek yok. Herkes bilsin ki saygi duysun. Sen hem bizden biri gibi gozukup bu tarz islere girince haliyle tepki cekersin. Umarim derdimi anlamissinizdir. Bir de ricam olacak. Usluptan ziyade yazinim icerigiyle ilgilenirseniz sevinirim. Cunku hicbir yazdigima cevap alamiyorum, surekli ''agresifsin, avukatsin'' laflarina magruz kaliyorum. Esas noktalar hep es geciliyor, ya da oylesi daha kolay goruluyor.

Ben kimseye saldırma peşinde değilim. Sadece yönetim ile olan samimiyetine güvenip kendisini diğer üyelerden üstün görenlerin karşısındayım. Savunduğum şey yasaklı lastikle oynanması değil. Bir çok defa ben de itiraz etmiştim Mustafa abiye bu konuda ama bunun muhatabı ya da karar mercisi ben değilim. Afedersiniz ama adam resmi maçlarda bile oynarken biz ''senin lastiğin yasaklı kardeşim, oynayamazsın'' deme hakkını nereden ve kimden alabiliriz? Beğenmiyorsak, adamın lastiği yasaklı ise oynamayız olur biter. Ozan madem lastiğine bu kadar tepkili, özel maç da yapmasın, resmi turnuvada da denk gelirse itiraz etsin ya da maça çıkmasın. Bu öyle ''ben yöneticiyim, seni oynatmam'' efelikleriyle olmuyor. Tepkisini farklı mecralarda ortaya koysun, yetkisi olmayan işlere karışmasın. Benim derdim Ozan'ın tavrı ve tutumu ile ilgili.Rahatsız oluyorsan git demekle de olmuyor, ben burada masa tenisi sevgim ve sevdiğim insanlar için varım. Onlara yönelik ters bir tutumda da saygı çerçevesinde yazılarımı yazarım. Ama bunu avukatlık, gereksiz hır gür çıkarmak olarak görüyorsanız başka hiçbir şey deme gereği duymuyorum Ertan abi. Bu konuyla ilgili de son yazım. İster kapatın, ister silin ama lütfen olayları değerlendirirken ''bu adam nasılsa mimli'' deyip tek tarafı suçlamayın. Suçu biraz da sizden yüz bulan dostlarınızda arayın. İyi geceler.

masa tenisinin cristiano ronaldosu gibi bi adam bence zhang jike oyununa diyecek bişi yok ama artistliğinden havasından dolayı nefret ediyorum zat-ı şahanelerinden inşallah bir numara da fazla kalmaz diyeceğim ama yenilmiş olsa da china open'da xu xin ile yaptığı yarı finaldeki oyunu bana yeni bir idol geliyormuş mesajı verdi o kadar üst klasman bir maçta zhnag ın istediği şeyleri rahat rahat yapması korkuttu beni sevmiyorum adamı işte arkadaş sevmiyorum

istanbullulardan daha centilmen sayılırsınız. kaktırmada olmasaymış ( bizimkilerin kavgasına bu sitedekiler şahit oldu.) neyse tekrar tebrikler. şimdi yeniden alevlendirmiş olmayayım.