Jump to content
Masatenisi.org Forum

Liderler Panosu

Beğenilen İçerik

Tüm bölümlerde 21-09-2012 de en çok beğeni alan içerik

  1. Bu ise sayın yorumcunun kafasının Everest kadar uçuk, havalarda olduğu bir andan kalma galiba :D http://www.youtube.com/watch?v=glqhhXpyax8
    2 puan
  2. Okullarda sınav kaygısının yoğun olduğu öğrencilerde ortak bir özellik vardır: Bu öğrenciler, girecekleri sınavdan önce kendilerini o sınava girmiş, çok heyecanlanmış ve bu yüzden bocalar, soruları yapamazken düşünürler. Çoğu zaman bu öğrencilerin sorunlarını çözmek için kullanılan ilk teknik de, öğrencinin kendisini sınavda imgeleme şeklini değiştirmek, yani sınav esnasında kendine güvenli ve rahat bir şekilde soruları çözerken düşünmeleridir. İngilizce’de bu durumu tarif etmek için öteden beri kullanılan “self-fulfilling prophecy” diye bir ibare var, dilimize bazen “kendini doğrulayan kehanet” diye çevriliyor. Bir insan aslında gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi düşünür, bu düşüncesi de bir şekilde cidden düşünceyi gerçekliğe çevirir. Örneği paranoyaklar çevresindeki insanların kendisine zarar vermek istediğini, ona komplo yapacaklarını düşünür, bu yüzden onlara karşı aşırı şüpheci ve ters davranmaya başlar, bu garip durumu da çevresindekiler farkedince onun –doğal olarak- ruh sağlığının bozulmaya başladığını düşünüp psikiyatri servislerine başvururlar. Sonuçta çevresindeki insanlar, bazen paranoyağın haberi olmadan onu akıl hastanesine yatırmaya çalışan kişiler haline gelirler, hastanın düşünceleri gerçeğe dönüşür ve bu şekilde kendi çarpık düşüncelerine daha fazla inandığı için hastalığı daha da kök salar, vb. Eskiden bizde böyle durumlara “fasit daire” denilirdi. Bu fasit daire sınav kaygısında da bu şekilde etkili olur, topluluk karşısında konuşma durumlarında da, spor karşılaşmalarında da… Spor karşılaşmalarında bu fasit daire iki ayrı boyut açısından geçerlidir. Duygusal boyutu, yukarıda anlattığım şekilde kendini doğrulayan kehanet mekanizmasıyla. Motor-davranışsal boyutunda ise bazı nörolojik süreçler devreye girer: Elektromiyografikal araştırmalarının gösterdiğine göre zihnimizde kendimizi belirli bir hareketi yaparken düşünürsek, bu bizim gerçekten de bu hareketi yaparken aktif olan beyin bölgemizi hareketi geçirir. Örneğin araştırmalara göre vücut geliştirenler, antrenman dışında da günde on dakika bu hareketleri yaptıklarını imgelerlerse, imgelemeyenlere göre aynı antrenmandan yüzde elliye yakın daha fazla kas gelişimi elde ederler. Masa tenisi için düşünelim: Örneğin nizami bir topspin yaptığımızı düşünürsek, bu hareketi yapmamızı sağlayacak beyin bölgemizde elektriksel bir artış olur. Bu elektriksel artış daha yoğun şekilde, antrenman sırasında zaten sergilenir. Ama antrenman dışında da aynı beyin bölgesinin çalışması, sizin elinizi bile kıpırdatmadan biraz antrenman yapmanız gibi bir etki sağlar. Bu olumlu etki sadece teknik gelişim için değil, maç atmosferi için de geçerli. Belirli bir maçtan önce kendimizi o oyunu oynarken, servisi atarken, hareketlerimizi yaparken düşünmemiz, performansımızı ne yönde düşünürsek gerçekten de o yönde oluşma olasılığını biraz artırır. Ancak bunun doğal sonucu olarak kendimizi kötü bir performansta imgelersek de bunun oluşma olasılığını artırırız. Bu sadece kendimizi o hareketi yaparken zihnimizde “görmemiz” in dışında, eğer o imgelem anındaki sesleri duymamız, kokuları hissetmemiz, yorgunluğu hissetmeye çalışmamız gibi diğer duyularımızı da işin içine katmamız şeklinde kuvvetlendirilirsek, gerçek harekete de etkisi o kadar fazla olur. Zihnimizdeki net, parlak ve aktif bir şekilde oluşturduğumuz imgelem sportif performansı artırmakta kullanılabilir. Spor psikolojisinde elit atletler üzerinde neredeyse 30 yıldır yapılan çalışmalar, bu atletlerin iradi ya da gayri ihtiyari olarak imgelem tekniklerini kullandıklarını göstermektedir. İnternette –özellikle Dora Kurimay’ın araştırmalarından- okuduğuma göre üst düzeyde oyuncular önemli maçlardan önce, o maçı oynayacağı salonda salon boşken, o masaya bakarak birkaç dakika boyunca kendilerini üstün bir performansla o masada oynarken imgelerler. Kısaca, bir hareketi öğrenirken olsun ya da önemli bir maça hazırlanırken olsun, kendimizi yapmak istediğimiz şeyleri yaparken “imgelememiz”; o anı ve süreci zihnimizde görmemiz, o sırada çevrede oluşması muhtemel şeyleri zihnimizde işitmeye çalışmamız, hatta ısıyı ve kokuları hissetmeye çalışmamızın performansımızın üzerinde büyük etkisi olur.
    1 puan
  3. Beyler bu akşam 2 şarkı ile renk vereceğim buraya , ikisi de güldürücü bulduğum eserler :) ve birincisi
    1 puan
  4. Dhs deneyebilirsin. Sökmesi de kolay sürmeside ucuz olmasıda cabası
    1 puan
  5. 1 puan
  6. bende robopong 2040 var.gayet memnunum.file robota monte edilmis.yelpaze gibi aciliyor.tek parca oldugundan portatif. tek bantli oldugundan surekli spinli attigi dogrudur.ama 1 yildan sonra sungeri asinmaya basliyormus ve kanimca asinan sunger az spinli atacagindan,zamanla bos top atacak kadar asinir.o zaman yeni birsunger alirsiniz.bos top istediginizde asinmis sungeri kullanirsiniz . robotumla kisa bir video!
    1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 0 Gizli, 131 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..