Tamam işte Backhand kullanımının yanlış olduğunu söyleyen, aslı ''back of the hand'' olmalı diyen de sizdiniz sanırım. Gökten gerçekten de kedi, köpek yağmayacağına göre backhand de gayet elin arkası, ya da raketin tersi anlamını alabiliyormuş demek ki.
Türkçe'yi düzgün kullanmak için otobüse ''çok oturgaçlı götürgeç'', yumurtaya ''hayvansal fırtlangaç'' , ya da forehand topspin'e ''el içi üst spin'' demek gerekmiyor ve yetmiyor da. Bizler toplum olarak kelimeleri dejenere edip sanki doğrusu öyleymiş gibi söylerken kimsenin gıkı çıkmıyor. Ama nedense İngilizce ya da diğer yabancı dillerdeki kelimeler kullanılınca hemen ayaklanıyor herkes. Tamam, fazla yabancı özentisi olmaya gerek yok ama bu kadar hassasiyete de gerek yok. Bizler önce şarz yerine şarj demeyi, yalnış yerine yanlış, yanlız yerine de yalnız yazmayı, ya da söylemeyi becerebilelim bu bize yeter de artar bence. Yanisi daha toplum olarak bunları konuşacak konumda değiliz.
Bugün bir sosyal paylaşım sitesinde dolaşan çok hoş bir ileti vardı. Konu ile pek alakalı gibi gözükmese de toplumumuzun bazı konulardaki hassasiyeti ve değer yargıları ile ilgili fazlasıyla ironik bir iletiydi. ''Bir kadını sokak ortasında dövebilir hatta öldürebilirsin. Ama öpersen toplum buna tepki gösterir. Çünkü değerleri olan bir toplumuz.'' Bu iletiden yola çıkarsak buradaki hikaye de aynen öyle. Bir kelimeyi yanlış yazabilirsin, yanlış telaffuz edebilirsin hatta 2 lafı biraraya bile getiremeyebilirsin. Ama yabancı kelime kullanırsan toplum buna tepki gösterir, çünkü toplumumuzun hassasiyetleri vardır