Jump to content
Masatenisi.org Forum

Liderler Panosu

Beğenilen İçerik

Tüm bölümlerde 23-04-2013 de en çok beğeni alan içerik

  1. Pozitif psikoloji denilen ve göreli güncel bir psikolojik alan var. Bu alan temelde, mutluluğun psikolojisini inceliyor. Biz insanın mutluluğunu çevresel şartların oluşturduğunu düşünme eğilimindeyiz. Örneğin işimiz, eşimiz, maddi gelirimiz, statümüz, hava sıcaklığı, vb. Bu ve benzeri süreçlerin bizim mutluluğumuz üzerindeki etkisi konusundaki tahminimiz genelde doğrudur. Mesela piyangodan büyük ikramiye çıksa, cidden çok çok seviniriz. Ya da sevdiğimiz bir yakınımız ölse çok üzülürüz gibi. Ancak bu süreçlerin "süresini" tahmin etme konusunda çok beceriksizdir. Piyangodan çıkan büyük ikramiyenin bizim üzerimizdeki etkisi maksimum 3-4 aydır. Ondan sonraki mutluluk düzeyimiz, bu ikramiye çıkmadan önceki haline döner. Ya da diyelim çok sevdiğimiz bir yakınımız öldü, "bir daha asla eskisi gibi mutlu olamam" diye düşünürüz. Ancak araştırmalara göre bunun da süresi maksimum 6 aydır. Zaman, tüm sevinçlerimizin ve üzüntülerimizin izlerini müthiş bir biçimde örtme kudretine sahiptir. Bu verdiklerim abartılı örnekler. Günlük hayatta da çok basit bir biçimde karşılaşabileceğimiz başka örnekler: "O arabayı almalıyım" dersiniz, alırsanız daha mutlu olacağınızı düşünürsünüz. "O kızla/erkekle birlikte olmalıyım" dersiniz, olursanız daha mutlu olacağınızı düşünürsünüz. "O telefonu almalıyım" dersiniz, alırsanız daha mutlu olacağınızı düşünürsünüz. Ya da tam tersi: "arabam yanarsa çok mutsuz olurum", "sevgilim beni terk ederse yıkılırım", "okulu bitiremezsem mahvolurum" vs. Oysa psikolojide hedonik adaptasyon denilen bir süreç vardır; insanların iyi ya da kötü, yaşamlarındaki her türlü değişikliğe uyum sağlama sürecine bu ad veriliyor. nasıl ki bedenimiz çok sıcak olursa terleriz ve bedenimiz kendisini serinletmeye çalışır ya da soğukta titreme başlatarak ısıtmaya çalışır, "ruh"umuz da artı ya da eksi, mutluluk seviyemiz değişince bunu hızla normale getirmeye çalışır. Bizim az çok stabil bir mutluluk seviyemiz vardır. yaşamımızdaki olaylar elbette ki bu mutluluk seviyesini azaltır ya da artırır, ancak mutluluk seviyemizde oluşan bu fark, sandığımızdan çok daha kısa sürer. İnsan sakat kaldıktan, ya da boşandıktan, ya da piyangodan büyük ikramiye kazandıktan, ya da istediği o eve kavuştuktan bir süre sonra mutluluk seviyesi, bu olaydan önceki kendi normlarına döner. Başına gelen bir olayın kendisini yıllardır mutsuz ettiğini söyleyen bir insan, zaten o olaydan önce de mutlu olmayan bir insandır, ancak bunun sebebini kendisinin dışındaki bir olaya bağlamak ona çok daha rahat gelir. Oysa en şiddetli yas süreci bile (araştırmalara göre evlat acısı) en fazla altı ay sürer. Peki varsayılan bu olaylardan önceki mutluluk seviyesini ne oluşturur? Konu ile ilgili birçok araştırmanın (pozitif psikoloji araştırmaları) ortalamasına göre bu seviyenin yaklaşık olarak yarısını genlerimiz belirler; yarısını ise bireyin isteyerek, gönüllü olarak yaptığı zevk verici aktiviteler belirler. Genlerimize yapacak bir şey yok (en azından şimdilik), ancak "gönüllü olarak yaptığımız zevk verici aktivite" kısmında yapacak çok şeyimiz var. Eğer biz gönüllü olarak gidip masa tenisi oynayıp ter döküyorsak ve bu aktiviteyi sıkça yapıyorsak, hayatımızda bunun etkisi, bizim ne kadar para kazandığımızı fersah fersah geçecek ölçüde fazla. Arkadaşlarla akşam buluşup antrenman - maç derken yaptığımız iş, uzun vadede yaşama doyumumuzu başımıza gelebilecek her şeyden çok daha fazla artırıyor. Bu araştırmalara göre çevresel şartların insanın mutluluğu üzerindeki etkisi sadece yüzde 10 civarında. En mutlu insan kimdir söyleyeyim: Küçük çocuklar. Onların da mutluluğunun sebebi içinde büyüdüğü evin konforu, oyuncaklarının miktarı, statüsü vs. değil; gönlünce hoplayıp zıplaması, spor yapması, hareket etmesidir. Yoksa çocuk sahibi arkadaşlar bilirler, yeni bir oyuncağın çocuğu ne kadar mutlu edebileceğini, ancak bunun aynı zamanda ne kadar kısa sürdüğünü... Oysa günümüz toplumunda çocuklar da biz de artık pek hareket etmiyoruz. Ev denilen betondan kutuların içinde oturuyoruz sadece. Dolayısıyla biz de, çocuklarımız da giderek daha mutsuz hale geliyor. Psikolojik araştırmalara göre çocuğa kazandıracağımız bir spor alışkanlığının, onu, dünyanın en iyi üniversitesine gitmesinden bile daha mutlu edeceği gerçeğine karşın... Genel olarak bir çok oyuncunun yenmekle yenilmekle çok fazla meşgul olduğunu gözlemliyorum. Bu manzaranın büyüğünü görmemek demek, ağaçları incelerken ormanı fark etmemek demek. Kendi mutluluğumuz için yapabileceğimiz en iyi şeyi yapıyoruz. Bunun dışında oyunumuzun ilerlemesi ya da kazandığımız madalyalar ancak bir yan etki olabilir; yaptığımız sporun yan etkisi. Esas amacımız her zaman spor olmalı, madalyalar değil... Konuyu daha ayrıntılı incelemek isteyenler için özellikle bu kitabı ya da bu belgeseli öneririm. Başka bir yerde yazdığım bir yazıydı, bu forumla da oldukça ilgili olduğu için biraz düzenleyip paylaştım...
    5 puan
  2. Sayın Ertan Hocam, Pendik Kurtköy Çamlık Mahallesinde "Pendik Masa Tenisi Spor Klübü Derneği" adı altında resmi olarak salonumusu hizmete sunduk. Salonumuzda 3 adet nizami maç alanı 4 adet de antrenman alanı olmak üzere yedi adet masamız mevcut. Salonumuzu geliştirmeye çalışıyoruz, henüz duş imkanımız yok, soyunma odalarımız, bay bayan tuvaletimiz var. Kantinimiz mevcut, ayrıca 6 adet satranç masamız var. İletişim Telefonu; Atila Eryıldız : 0552 409 82 54 Yasin Hoca : 0507 754 79 93 Salon Telef : 0216 646 00 03 Saygılar, Atila
    1 puan
  3. Her iki senede bir yapılan dünya masa tenisi şampiyonası, 13-20 Mayıs tarihleri arasında Paris'te düzenlenecek. Haber ile ilgili geniş bilgi bu linkte var. Soru başlıkta açık: Sizce yeni masa tenisi dünya şampiyonumuz kim olacak? (Sitede anket tanımlarken 12'den fazla seçeneğe izin verilmiyor. O yüzden bazı isimleri yazamadım. Eğer onlardan birisinin yeni şampiyon olacağını düşünüyorsanız 'diğer'i seçerek mesaj olarak kafanızdaki ismi yazabilirsiniz.)
    1 puan
  4. Ma Long'un 7 defa maç sayısı attığı, 7.dakikadan sonra başka bir boyuta taşınan enfes bir maç.
    1 puan
  5. Öncelikle merak ettim, bu kadar büyük yazma sebebiniz nedir? Rakete gelirsek, tahta olarak ilk kombo için karbon tavsiye edilmiyor diye biliyorum, tanıdıklarımın yalancısıyım karbon konusunda. Tahta olarak allround s uygundur. Yok ben çok aşırı hücum istiyorum dersen blax off alabilirsin. İlk kombo için blax off fazla hızlı gelebilir. Lastik olarak vega europe alma. Sana önerebileceğim bir forehand lastiği yok ama europe lastiği her ne kadar düzenli antreman da yapsanız gereksiz hızlı. Tecrübeyle sabit konuşuyorum; vega europe lastiğini alınca top masayı bulsun diye hareketleri eksik yapmaya başlarsınız ve bu da gelişiminizi olumsuz etkiler. Joola 4 all hakkında bir bilgim yok, çok yerde önerildiğine göre pek çok tarz oyun düzenine uyan bir lastik olsa gerek. Bu lastik hakkında malesef tahmini bir yorum yapmak durumundayım. Moon PRO ile ilgili ise aşağıdaki linkteki yorumlara bakabilirsin: http://www.masatenisi.org/forums/topic/13437-denemeniz-icin-yinhe-kombinasyonlar/ İyi günler dilerim.
    1 puan
  6. Aslinda soyledigin dogru =) ama biraz daha ilginc dusunursek hem defansci hemde solak bi adam cok tehlikeli =) 2 bilinmeyen bir arada.. Selamlar..
    1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 1 Gizli, 91 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..