Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 23-07-2013 de en çok beğeni alan içerik
-
Bir forum buluşmasını daha geride bırakmanın hem mutluluğunu hem de hüznünü yaşıyorum. Mutluyum; çünkü bu yıl da dostlarla bir araya gelebildim. Hüzünlüyüm; çünkü tadı damağımda kaldı, iki gün sanki iki saat gibi çabucak geçiverdi. Bu yıl da elini taşın altına koyarak buluşmamıza vesile olan Tufan abiye çok ama çok teşekkür ediyorum. Sanırım o başımızda olduğu sürece bu buluşmanın yapılmaması gibi bir durum söz konusu dahi olamaz, bunu anlamış bulunmaktayım Gelelim organizasyona. Zaten son dakika golü gibi olduğu için çok büyük beklentiler yoktu aslında. Kalacak yer, birkaç masa ve akşam yemeği için ufak bir organizasyon yeterliydi bizler için. Daha iyileri de yapılabilir ve yapıldı belki de, ama şu şartlarda bundan iyisi Şam'da kayısı olurdu ancak. Buluşmada hiç olumsuz bir taraf yok muydu? Vardı elbettte, bunlara da biraz değineceğim yazımda. 1. Gün Cuma öğlen 13:00' da Tunç Karaman ve Atakan Bilgili ile birlikte yola koyulduk. Yaklaşık 6,5 saatlik bir yolculuğun ardından Ankara'ya vardık. Tabii terminalden salona gitmek için de takriben bir 45 dakikamızı yolda geçirdik ve sonunda salona vardık. Cuma'dan gitmemizdeki en büyük sebep akşam biraz antrenman yapmak ve gelen diğer katılımcalarla rahat rahat oynayabilmekti. Fakat salona gittiğimizde filelerin Cumartesi sabah takılacağı söylenerek salondan gönderildik. Bu duruma şaşırdık açıkçası. Sonuçta bir forum buluşmasıydı bu ve bundan önceki hiçbir buluşmada bu tarz bir durumla karşılaşmamıştık. Anladık ki il temsilcisi durumu baya ciddiye almış. Resmi maçlarda uygulanan prosedürün aynısını bizlere de uyguladı anlayacağınız. Bizler de hayal kırıklığı içinde kalacağımız misafirhaneye gittik. Misafirhane girişinde bizi Bora ve Shanks( Umut ) karşıladı. Odalarımıza yerleştikten sonra birlikte yemek yemeye gittik. Yemek yiyip, biraz da sohbet ettikten sonra misafirhaneye geri döndük. Hepimiz yol yorgunu olmamıza rağmen buluşmanın tadını çıkarmak adına Umut'un odasında toplandık ve sahura kadar geyiğin dibine vurduk. Daha sonra da uyumak üzere odalarımıza çekildik. 2. Gün Cumartesi sabahı misafirhaneden 3-4 araba ile salonun yolunu tuttuk. Salona girdiğimizde hemen kendimize boş bir masa bulup ısınmaya başladık. Katılımın yoğun olacağı salonun sabahki durumundan belliydi. Yavaş yavaş diğer katılımcıların da salona gelmesiyle birlikte kura çekimi için bir engel kalmamıştı artık. Herkes adını yazdırdı ve yaklaşık 85 kişilik bir liste ortaya çıktı. Tufan abi tüm katılımcıları hakem masasına çağırarak kalabalık olduğumuzu ve hem ferdi hem de takım maçlarının yetişemeyeceğini söyleyerek kararı biz üyelere bıraktı. Üyeler hep bir ağızdan takım maçı istediklerini söylediler ve hakemler oyuncuları 3 seviyeye ayırarak takımları kura ile belirlediler. Sanırım 28 takım çıktı. Daha sonra maçlar verilmeye başlandı yavaş yavaş. Ben 27 numaralı takımda Ankara’lı efsane blokçu Ensari abi ve Ahmet Varol adlı kardeşimizle aynı takıma düştüm. Tabii formsuz olduğum için takıma pek katkı veremedim 2. adam olarak. İlk maçımızı Bora, Erdem Kemiksiz ve adını hatırlamadığım ama nicki tridimit olan abimizle yaptık. Son maçı ben Erdem abiye 3-0 kaybedince ilk maçımızdan yenilgiyle ayrıldık. 2. maçımızda Bursalı İlhan kardeşimizin takımıyla oynadık. Bu sefer taktik bir değişiklik yaptık ve ben kendimi 3. adam olarak yazdım. Ensari abi 2 çekip ben de 3'ten maçı alınca ilk galibiyetimizi almış olduk. Daha sonra ana tabloya kalmak için bir maç daha yaptık ve o maçta da üyelerimizden Kaisersoze’nin takımı ile eşleştik. Yine aynı şekilde Ensari abi 2 çekti ve ben de 3'ten maçı aldım ve bir üst tura çıktık. Kalan maçlar ertesi gün oynanacaktı ve biz de salon kapananana kadar aramızda antrenman maçları yaptık ve baya bir ter attık. Salonun kapanma saati olan 19:15 civarı salondan ayrılarak misafirhaneye geçtik ve hemen duş alarak iftarı yapacağımız mekanara gitmek üzere yola koyulduk. İftar yaptığımız yer Balgat’ta, çok güzel ve nezih bir mekandı. Yemekleri ve hizmeti oldukça iyiydi. Yaklaşık 25 kişi katıldı iftar yemeğine. Birlikte hoşbeş edip iftarımızı yaptıktan sonra bol bol fotoğraf çekilerek saat 10 civarı mekandan ayrıldık. Misafirhaneye geldikten sonra oyun odasında bir süre okey ve batak oynadık. Daha sonra saat 12 civarı kaçak göçek misafirhanenin teras katını açtık ve terasta çekirdek ve kola keyfi yaptık. Ersun abi, İlhan, Talha, Bora, Kemal, Tunç, Atakan ve Umut ile birlikte keyifli bir sohbet ettik terasta. Tabii gençler olarak tekrardan Umut’un odada toplandık daha sonra. İlk günkü tayfaya bu sefer Kemal de eklendi. Yine sahura kadar geyiğin dibine vurduktan sonra odalarımıza çekildik. 3. Gün Sabah misafirhaneden çıkışımızı yapıp salonun yolunu tuttuk. Salona gelir gelmez maçlar verilmeye başlandı ve bizim maçımız verildi. Maalesef o maçı 3-1 kaybederek elendik. Daha sonra ferdi maçların da yetişebileceği anlaşılınca ferdilerde oynamak isteyen oyuncular isimlerini hakem masasına yazdırdı. Tek sorun takım maçları devam eden oyuncular ferdi maçlara katılamayacaktı. Bir yandan ferdi maçlar bir yandan da takım maçları tüm hızıyla devam etti ve sonunda hakedenler madalyalarına kavuştu. Hep birlikte bolca fotoğraf çekildikten sonra çantalarımızı alıp salondan ayrıldık. Ben, Bora, Umut, Tunç, Atakan, Serol, Mert ve Onur ile birlikte Kızılay’a kadar gittik ve orda vedalaşarak dağıldık. Ben, Tunç, Atakan, Erdinç abi, Kamil, Barış, Alican, Kemal ve Talha abi hep birlikte otobüslerimizin kalkış saatine kadar bir mekanda oturup sohbet muhabbet ettik. Ve daha sonra tekrar buluşmak üzere vedalaşarak İstanbul’un yolunu tuttuk. Buluşma ile ilgili ufak tefek aksaklıklar oldu elbette. Bunların kuru eleştiri olarak algılanmasını istemiyorum, Tufan abinin de elinde olmayan bazı şeyler vardı çünkü. Sadece kısa kısa değinmek istiyorum. İlk gün salona alınmamamız tam bir fiyaskoydu, buradan Ankara il temsilcisine saygılarımı iletiyorum! Hakemlerin olması organizasyonu daha derli toplu hale getirdi kabul ama hakemlerin küstah tavırları buluşmaya maalesef gölge düşürdü. Servisi masa dışından atmama ve topu neredeyse tavana kadar dikmeme rağmen servis uyarısı aldım. O da yetmedi takım arkadaşım Ensari abi 10. sayı da terini sildiği için hakemden uyarı aldı. 6 sayıda birmiş havlu molası, Allah razı olsun bilmiyorduk öğrendik. Takım arkadaşımız Ahmet maç yaparken ‘’bravo Ahmet böyle devam et’’ adlı şiiri okuduğumuz için bir fırça daha yedik hakemlerden. Neymiş, taktik veriyormuşuz. E pes yahu. Boş masa bulup oynamaya başladığımızda hakemlerden ‘’çıkın ordan’’ diye uyarı aldık. Ama yer mi Anadolu çocuğu. Hepsinin ağzının payını verdim gel çıkarabiliyorsan çıkar diye, sustu oturdu. Lisansınız var mı diye sordu hakem maç öncesi. Ne lisansı, bu bir dostluk turnuvası adlı şiiri okudum. Elime bir kağıt sıkıştırıverdiler, başıma gelecek her şeyden ben sorumluymuşum diye. İmzaladık mecbur. En sonuncusu daha bomba. Madalya töreni geldi çattı. Tabii gelen giden yok derece yapanlardan. İlk 4 gelsin diye seslendim, seslenmez olaydım. Ordan pos bıyıklı bir hakem amca atladı hemen: ‘’ilk 3!! 2 tane 3. var’’ diye. Sağolsun onu da bilmiyorduk, öğrendik sayesinde. Allah razı olsun. Bizi aydınlattılar engin bilgileriyle. Velhasıl bundan sonraki buluşmalarda lütfen hakem olmasın. Onlara ihtiyacımız yok. Hakem varsa buluşma olmasın, tadı kaçıyor çünkü. Onun dışında salonda kaç üye vardı, kaçı dışarıdan dahildi hiç bilmiyorum. Yahu forum buluşması ve forumda aktif olan ama tanımadığım bir sürü üye salonda ama ben hiçbirisini hala tanımıyorum. Niye? Çünkü adam buluşmaya değil turnuvaya gelmiş. Maçımı yapar, giderim mantığında. Üyelerle tanışmakmış, forum buluşmasıymış hak getire. Selamı, sabahı evde unutmuş. Onun dışında üye olmayanlar alınmasın dicem, kızmayın. Forumla işi olmayan, foruma bir faydası olmayan insanların turnuva var diye gelip oraya çöreklenmesine açıkçası tahammül edemiyorum. Fazla açık sözlüyüm ama durum bu. Lütfen üye olun, lütfen bir şeyler katın ve öyle gelin. Raketini kapıp gelme, selam sabah ver beni germe kısacası. Seneye Bursa’da olacak gibi gözüküyor buluşma. Ama ne olur ne biter bilinmez. Benim ve birçok üyenin buluşmaya dair fikri şu. Madem bu bir forum buluşması, o zaman masa tenisi kadar buluşma ve sohbette olmalı içinde. Lakin raket sallamaktan etrafta kim var kim yok fark edemiyoruz, bunun önüne geçmeliyiz. Seneye yapılacak buluşma için tavsiyem şudur. İlk gün turnuva olur, ferdi ya da takım fark etmez. 2. Gün o şehrin gezilecek yerleri gezilir hep birlikte, üyeler birlikte zaman geçirir, tanışır kaynaşır, böylece gerçek bir buluşma olmuş olur. Yoksa harbiden forum turnuvasına doğru gidiyor olay, sevmedim ben bu işi. Pro tourlardaki gibi her üye için nickinin, gerçek adının ve katıldığı şehrin yazılı olduğu bir kağıdı sırtına yapıştırıveririz, kim kimdir, necidir tanımış oluruz. Forum buluşmasına uygun olan budur. Şimdiden gelecek senenin planlaması yapılmalı derim. Bir komite kurulsun önerim vardı, hala geçerlidir. İçinde ben bile olabilirim, yeter ki işler daha kolay yürüsün. Yük tek bir kişiye binmesin. Tişört, kalacak yer, sponsor, maçların planlaması, ödüller, diğer organizasyonlar vs vs. Bunları parça parça bölüştürürsek her şey çok kolay yürür ve daha güzel buluşmalar geçiririz. Benim öneri ve düşüncelerim şimdilik bu kadar. Aklıma geldikçe ekleme yaparım yine. Konakladığımız Vali Erdoğan Sahinoğlu Vilayet Evi'ne de değinmeden geçmeyeyim. Odaları harika, 5 yıldızlı otel konforunda çok nezih ve rahat bir yerdi. Ankara'ya tekrar yolum düşerse hiç düşünmeden kalacağım bir yer. Herkese tavsiye ederim. Son olarak teşekkür faslı; Bize tekrar buluşma fırsatı veren Tufan abiye, Yol arkadaşlarım Tunç ve Atakan’a Takım arkadaşlarım Ensari abi ve Ahmet’e Gece odada geyiğin dibine vurduğumuz tayfaya (Bora, Umut, Kemal, Tunç, Atakan) Bursa ekibi Ersun abi, Burak, İlhan ve Talha’ya Ankara’dan katılan ve bizlerle yakından ilgilenen Alican, Kamil, Barış ve Talha abiye, Adlarını tek tek hatırlayamadığım Samsun ekibine, Ve her şeyden önemlisi biz masatenisi severleri böyle güzel bir forum etrafında toplayıp her yıl yeni insanlarla tanışıp kaynaşmamıza vesile olan forum Yöneticmizi Ertan abiye Çok ama çok teşekkür ediyorum. Daha nice buluşmada görüşmek üzere diyorum2 puan
-
Bu başlığı yeni başlayan, hazır raketten daha ciddi ekipmana geçiş yapan veya mevcut tahtasını bu tip bir tahta ile değiştirmek isteyen arkadaşlar için kaynak olması amacıyla başlatıyorum. Amacımız tüm forum üyesi arkadaşların tecrübe ve tavsiyeleri ile güzel bir kaynak yaratmak. Ben şimdilik 5-6 adet tahtayı kısaca yorumlayarak listeliyorum. Sizlerden ricam, benzer şekilde önceden kullandığınız/denediğiniz bahsi geçen "Yeni Başlayan ve Gelişmekte olan oyuncular için uygun tahtalar" tanımına uygun başka tahtaları da burada kısaca yorumunuzla paylaşmanız. Katılım yapıldıkça çoğunluk tarafından kabul görmüş, denenmiş, kendini kanıtlamış ürünleri güncelleyerek listeleyip asılı başlık olarak sabitleriz. Bu şekilde ekipman tavsiyesi isteyen arkadaşlar için de yararlı bir başlığımız olur. Eğer ilgi görürse zaman içerisinde bunu farklı kategorilerde (agresif ofansa uygun tahtalar, çeşitli sınıflarda lastikler vb.) yeni başlıklarla uygulayabiliriz. Butterfly Primorac OFF- Seveni çok olan bir tahta. Her tür vuruşu yapmak için uygun, gelişmekte olan oyuncular için ideal. Ne sert ne yumuşak. Avrupa/Japon stili lastiklere daha yatkın. Yasaka (Gatien) Extra Aslen dünya sıralamasında üst sıralarda birkaç Çinli de dahil olmak üzere birçok oyuncunun vaktinde bolca solüsyonla kullandığı bir tahta. Her tip lastikle kullanılabilir fakat Çin lastikleri ile uyumu harika, çok iyi hisli, ALL+ OFF- civarı hıza sahip, genelde hafif. Spin ağırlıklı oyun geliştirmek için ideal. İsveç yapımı. Stiga Offensive Classic Bolca hisli (titreşimli), esnemesi yüksek, spine çok yatkın bir tahta. Sert lastiklerle çok rahat uyum sağlıyor, WRB versiyonu azıcık daha hızlı olmakla birlikte sapın boş olmasını unutmamak lazım. CR versiyonunun yüzeyi az da olsa daha sert. Stiga’nın rüştünü çok uzun zaman önce kanıtlamış tahtalarından biri. Neredeyse tüm Stiga’larda olduğu gibi kıymık-lif atma gibi sorunlara karşı vernik veya zımpara kullanılmasında fayda var. Stiga Allround Classic Offensive Classic ile benzer özelliklerde olmakla birlikte isminden de anlaşılacağı gibi bir miktar daha kontrollü, yavaş (ALL, ALL+ civarı) ve titreşimli. Stiga Energy WRB Yumuşak ve esnek, hissi – titreşimi bol bir spin tahtası. WRB olduğundan sapı boş. Bu nedenle kafa daha ağır hissetiriyor. Spin vuruşlarında bunun pozitif etkisi olduğu söyleniyor. OFF- ayarında hızda, orta-ileri seviyedeki oyunculara da hitap ediyor (en azından solüsyon yasaklanmadan önce Chen Qi tarafından kullanıldığını biliyoruz). Aşağı yukarı her tip lastikle uyumlu. Bir tahtadan diğerine ağırlığı oldukça oynayabiliyor (80gr-95gr arası), o yüzden elle seçebiliyorsanız daha iyi olabilir. Tibhar Samsonov Alpha Kafa kısmı küçük sayılabilecek, sapı çok rahat, hafif ve çok dengeli bir tahta. Orta sertlikte, hızı OFF- civarında. Yukarında bahsi geçen tahtalara göre esnekliği biraz daha az. Kafanın küçük olmasından dolayı FH-BH arası geçişlerde çok kıvrak. Avrupa/Japon lastiklerle çok uyumlu olmakla birlikte Çin lastiği bile kullanılsa kafa ağırlaşma sorunu yok. Yüzeyi üretimden vernikli gibi, bu nedenle kıymık/lif atma sorunu yaşanmıyor. Avalox P500 Güzel yumuşak hisli, rahat saplı bir tahta. OFF- civarı hızda. Her tip lastikle uyabilecek, tekniğin gelişmesi için çok uygun bir tahta. Bir çok Çinli şampiyon tarafından da geçmişte kullanıldı. 1 kat vernik veya ince zımpara ile kıymık/lif kalkmasına karşı korumakta fayda var. Butterfly Petr Korbel Üstteki diğer tahtalardan farklı olarak bu tahta OFF hızında. Bu nedenle tekniği biraz daha oturmuş, daha ofansif düşünen oyuncular için biraz daha uygun olabilir. 5 kat orta sertlikte, Petr Korbel'in kendisi birçok başka profesyonel tarafından da kullanılan bu tahta genelde 90 gr civarında ağırlıkta. Avrupa/Japon lastikleriyle daha uyumlu. Sriver FX gibi klasik lastiklerle iyi gider. FL sapı biraz ince. Bunlara ek olarak; 729 Bomb LKT Instinct ve + Donic Applegren Allplay Yasaka Sweden Classic Yinhe (Galaxy) 8961 puan
-
http://www.youtube.com/watch?v=ElKwS4a1WHA&feature=youtu.be1 puan
-
1 puan
-
Evet yabancı forumlarda beğeneni çok. Bluefire da aynı şekilde. Ben Bluefire'ın çok başarılı olduğunu bizzat biliyorum, Evolution da aynı üretim serisinden, ufak tefek farklar dışında o da iyi olacaktır. Ama Tenergy'i geçmesi ayrı bir konu. Evo ve Bluefire farikadan fena halde boosterlanmış ürünler.1 puan
-
http://ooakforum.com/viewtopic.php?f=43&t=11969 Ne güzel şeyler yapıyorlar yahu. Bunları görünce insanın kendi tahtasını yapası geliyor. :gulumse: Balsa, Ayous, Limba v.s. gibi ağaçlar işlenmeye hazır katmanlar halinde nereden temin edilebilir acaba?1 puan
-
Butterfly'ın işçileri, "Durmadan senin adına bi sürü tahta yapıyoruz, bittik geberdik. Uvan insan bi yardım eder, birini de ben yapiym der be. Gel layn buraya!" diye isyan etmişler, yakalamışlar Timo'yu. Zorla tahta yaptırmışlar. O tahta da sana denk gelmiş Çağan. Kör talih. Made in Japan da hikaye. Orda Rüstem usta var. Alırsan onun yaptığı tahtaları alcaksın.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 0 Üye, 0 Gizli, 106 Misafir (Tam liste)
- Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
-
Konular