Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 02-06-2014 de en çok beğeni alan içerik
-
Sevgili arkadaşlarım ve dostlarım, Ertan Bey'in kurmuş olduğu bu site sayesinde "arkadaş" ve "dost" diyebileceğim birçok üyenin hayatımda olmasından dolayı çok mutluyum. Birbirimizden bazen heyecanlı, bazen hüzünlü bazen de mutlu haberleri forum sayesinde öğrenir olduk. Bu sebeple benim için özel ve mutlu bu günümü bana değer veren sizlerle de paylaşmak istedim. 21 Haziran 2014 tarihinde(cumartesi günü), saat 18.20'de, Şişli Evlendirme Dairesinde (İnönü Stadının üst tarafı, Maçka Parkı karşısı) evleniyorum. Birlikte kader birliği yaşadığımız ve bana değer veren herkesi şahidim olmaya çağırıyorum. (Herkese tek tek ulaşabilme şansım olmadığı için davetiyemi de buradan yayınlıyorum. Kusuruma bakmayın..) Sevgiyle ve saygıyla,8 puan
-
Arkadaşlar yaş itibariyle kocayacağımız kadar kocadık.. Bir yastıkta gençleşiriz inşallah diyelim... Not : Gelmeyenlerin isim listesi çıkartılıp ilk forum buluşmasında dağıtacağım tatlılardan yoksun bırakılacaktır..5 puan
-
4 puan
-
4 puan
-
şutları yavaş, aldığı sayılardan sonra pis pis gülmüyor, sağa sola laf atmıyor, fazla atletik, tekniği düzgün.3 puan
-
sandpaper finals diye baslık var :) *bir de kimse niye 21 lik setlere ses cıkarmadı da raketlere cıkardı onun cevabı da tuketim canavarımızın benligimizi ele gecirmis olmasından kaynaklı olabilir mi acabağğ?2 puan
-
masa başında hesaplaşıcaz telaşa mahal yok. patlak lastikle bilem alırım aklınızı onurcum börekler kekler benim elimin altında olacak. sayıyı aldın mı istediğini seç ye. yeni sistemimiz bu. her sayıya bir börek maçı alırsan 10 bonus (ma long mu daha iyi oynuyo onur mu görün şimdi) gidere gider forever2 puan
-
Saadettin abim evleniiyoor , sıra da "Bora"ya geliyoorr Bu arada Emre kardeşimiz de evlenecekti yakınlarda ya, sayın Emre Adıgüzel beyefendiler burda mı acaba :)2 puan
-
2 puan
-
ya bu lastik feci bişey çıktı dostlar :) uzaktan yakından her yerden atmakla kalmayıp facia spin üretiyor. teknik yetersizse toplarınız düşüyor ama tahtaya iyi temas eden top yana döne geçiyor karşı tarafa. bu arada kolum öyleydi bileğim böyleydi deyip hareket etmeyen o onur varya, çiğköfteciyi görünce caddenin karşısına ışınlandı... xu xin öyle adımlayamazdı orayı. ben de adam antrenman yorgunudur yanıma gelsin beraber geçelim diyorum arabalara el ederim diyorum bi baktım bu zaten karşıda. not: kullanımı acuda s2 den zor ama bademyağlı acuda s2 den kolay. forehand lastiğimi buldum; bi de düzenli 80 dolar buldum mu tamamdır not2: zigzag servis yalan oldu, hatta sırf o değil bilek kullanarak attığım bütün servisler yalan oldu. reverse pendulum dahi atamıyorum şu an. olsun bende servis kandırmacasıyla değil delikanlı gibi oyunumla maç almaya çalışırım. zaten uyuz oluyodum oyunuma2 puan
-
Geçen hafta içinde pinpon adı altında yarışmaları vardı. 5 servis atıyorlar ve raketleri girişte veriyorlardı sanırım. Lastik yoktu ben bu adamları izleyince oynamadığımı anladım. Tahtayla kes spin üret 10 numara 5 yıldız iş1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Saadettin abim, Bir yastıkta kocamanız dileklerimle...bir ömür boyu mutluluklar...1 puan
-
1 puan
-
Saadettin abi, Hayırlı uğurlu olsun :) inşallah Allah Mesut etsin. Şimdiden mutluluklar dilerim :)1 puan
-
servis kandırmacası ile kadir beyi de yenememistiniz sanırım demek kandırmaca sorununuz da var. ah yazık...1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
merhaba.antrenörlük hakkında müsaadenizle birkaç yorum yapmak istiyorum. öncelikle,sadece masa tenisi değil,tüm federasyonların birinci önceliği antrenörlük kursuna geleceklerden belirlenen ücretlere göre para kazanmaktır.ayrıca antrenörlüğün az sayıdaki bir grubun tekelinde olması da istenmemektedir. bununla beraber buna kısmen karşıyım. yakınlarımda tanıdığım birisi var,1.kademe masa tenisi antrenörü ve "ben sertifikalı hocayım,antrenörlük yapmaya ehliyetim var." diyor..bu çocuğu evire çevire yenecek seviyedeyim.işin komik tarafı,şu anki seviyem hiç de iyi değil,antrenman konusunda çeşitli sebeplerden dolayı sıkıntılarım var.düşünün benim seviyem iyi olmadığı için antrenör olmayı düşünmezken, daha oyunu doğru düzgün bilmeyen,öğrencisinin raketini hazırlayamayan,kompozit tahta ile allwood arasındaki farklar ne diye sorulduğunda abuk subuk tavır takınan,çeşitli pütürlere karşı öğrencisini eğitemeyen,farklı tarzlara karşı önlem alamayan ama "önemli olan iyi bilmek değil,önemli olan iyi bir eğitimci olmak" tarzı düşünen, antrenör güruhu.... birşeyin hocası olmak için en iyi olmak gerekmez.öyle olsaydı maradona arjantini şampiyon yapardı veya brezilya peleyi milli takımın başa getirirdi. elbette dünyanın en iyi antrenörlerinin çoğu sporculuk dönemlerinde en iyi ya da olimpiyat şampiyonu değillerdi.ama hayatlarını incelerseniz;oyunu-sporu iyi bilirler,sadece eğitimini verdikleri spordan değil,diğer spordan,çeşitli sanat-zanaat ve uğraşılardan,insan psikolojisinden anlarlar, yaptıkları doğruları ve yanlışları çok iyi tetkik edip (tecrübelerinden ders çıkarıp) öğrenci yetiştiren insanlar olduklarını görürsünüz. bir süre önce yüzme antrenörü oldum.aslında 1-2 yıl önce de kursa başvurabilirdim.ama kursa gittiğimde beni değerlendirecek hocanın ve diğer antrenör adaylarının önünde rezil olmak veya yetersiz görünmek benim karakterime ters.daha zayıf olduğum konuları geliştirip öyle başvurdum.bir işe giriyorsam,figüran olamam.kendi bilgimi,yaklaşımımı,becerimi,kalitemi ortaya koymalıyım.kursa gelenlerin bir bölümü 4 yüzme tekniğinin 1 ve daha fazlasında sıkıntılıydı,ama yine de bunların içinden 1.kademe yardımcı antrenör belgesi alanlar oldu.hatta bir kız biliyorum. uygulama dersinde hocayı şunu diyor :"hocaaaam, ben 26 yaşındayım,9 yıldır doğru düzgün yüzmüyorum,yardım edin...." . bir diğer antrenör adayı erkek:"yaa ben daha kelebeği 2 aydır çalışıyorum. hocam not verirken bunu göz önünde bulundurarak biraz insaflı olun.". başka bir kız antrenör adayından, havuzda atrenman yapan türkiye çapındaki kulübün 15 yaşındaki yüzücüsü hakkında:"aaa ne kadar yakışıklı çocuk,acaba telefon numarasını verir mi?", başka bir erkek aday ise "ben fenerbahçeye başvursam hoca olabilir miyim,orada bana ne kadar para verirler,3000tl alabilir miyim?" gibi sorular soruyordu. (aziz yıldırım daha ersun yanal ı yeni işe aldı.adam kendini 10-15 yıl boyunca ispatladıktan sonra...sorunun sahibinin yaptığı sahte kurnazlığı düşünün) hangi yüzle geldiniz hocalık kursuna?şimdi bunlar öğrenciye nasıl örnek olacak?hem hareketleri hem sporculuğun özünü/etik anlayışını nasıl gösterecekler? şahsen,"bir işi adam gibi yapan" haline gelmeden hocası olmaya kalkmamalı.elbette antrenör süper,en iyi olması gerekmiyor ama doğru formda ve orta karar bir hızda belli bir süre hareketleri yapamıyorsa bu nasıl hoca!düşünün,ileri sürücülük hocası,daha doğru düzgün araba süremiyor,notlarına bakıp ders anlatmaya çalışıyor...yazık! dans hocası, hep aynı 3-4 hareketle bozuk pikap gibi dans edip duruyor,bir de antonio banderas ın tango hocalığı yaptığı "take the lead" filmindeki gibi poz atıyor etrafa.....masa tenisi hocası daha arka arkaya 3-4 spini düzgün çekemiyor...bir zamanlar jet li nin eski bir filmi olan "the master" filminde (ve fist of legend filminde de ) kendini hoca sanan bir yeni yetme, belinde siyah kuşakla jet li den dayak yiyip duruyordu. bir antrenör bu duruma düşmeyecek seviyede olmalı. ayrıca antrenör hangi seviyedeki sporcuyu yetiştireceğini bilmeli.her antrenör ulusal/uluslararası seviyede sporcu yetiştiremez.bunun için de ekstra kendini geliştirmelidir.çünkü sporcunun seviyesi arttıkça,yapılacak antrenman ve antrenman sonrası uygulamaların da niteliği değişir. sakın " Jose morinho futbolu hiç bilmiyor ama muhteşem bir hoca" demeyin. Morinho antrenör değil, teknik direktör. yani emrindeki forvet-defans-orta saha-kaleci hocalarını,fitness hocalarını/kondisyonerleri,fizyoterapisti,doktoru,scoutları ve diğer teknik ekibi asistanı ile beraber yöneten kişi. antrenör şunu da düşünmemeli:"ben iyi olmasam da en iyi çocukları bulur,onların üstünden ben de ünlü olurum".bunu yapanlar var.ama önemli bir takımın başına getirildikten sonra bir sene içinde maskeleri düşüyor.öğrencilerinin saygılarını kaybetmeleri ise en büyük cezaları oluyor. bir işi,özellikle eğitim vererek para kazanmayı düşündüğünüz bir işi önce uygulayıcı seviyesinde kaliteli yapmanız,sonra eğiticiliğini öğrenmeniz ve devamlı olarak yurtiçi ve yurtdışındaki meslekdaşlarınızı,işinizle ilgili yayınları-videoları-seminerleri,yeni konsept ve doktrinleri takip etmeniz,para kazanmayı düşünmeden önce maddi ve manevi yatırım yapmanız sizin ve eğittiklerinizin yararına olacaktır.1 puan
-
internette antrenman bilgisi ve sporcu sağlığı ile ilgili birçok pdf ve html formatındaki dokümanlarda mevcut. bir tanesi http://www.vucutcu.com/forum3/printview.php?t=4121&start=0 antrenmanın amacı, sporcuların varolan sporsal potansiyellerini bilimsel yöntemlerle geliştirmek ve zaman içinde yüksek bir sporsal verime ulaştırmaktır. Sürantrenman ise fiziksel ve zihinsel yorgunluktan kaynaklanan performans kaybıdır.Uzun süren ve oldukça yüksek yoğunluktaki yüklenmeler sonucunda organizmada yorgunluk oluşur.Kural olarak en yüksek şiddetteki yorgunluklar 24-48 saat içinde başlangıç noktasına döner.Eğer bir sporcunun tüm yüklenmesi (antrenman, meslek, okul nedenleri ile) onun performansının ve yüklenme yeteneğinin üstüne çıkarsa sporcu sürantrenman ortamına girer. Sürantrenman yorgunluğu devamlı olarak arttıracaktır. Uygulanan bir yüklenme sonrası, sporcunun performans yeteneği tam olarak yeniden toparlanamayacak ve sürantrene koşulları ortadan kalkıncaya kadar devamlı düşen bir grafik çizecektir SÜRANTRENMANIN NEDENLERİ *Yetersiz dinlenme *Bozuk uyku düzeni *Beslenme Alışkanlığı *İçki-nikotin-fazla kafein alımı *Çevresel Faktörler *Psikolojik Yüklenmeler *Yaşam stili- Düzensiz yaşam tarzı *Biyoritim *Enfeksiyonlu hastalıklar SÜRANTRENMAN BELİRTİLERİ *Sporcunun gücünde düşme (Dayanıklılık,kuvvet ve sürat düşer.) *Uzun süren yorgunluk (Dinlenme süresi uzar.) *Psikolojik belirtiler (Kusur bulma,her an kavgaya hazır olma,isteksizlik,depresyon,tedirginlik) *Günlük yaşamda değişmeler *Neşesizlik *Düşük konsantrasyon yeteneği *Uykusuzluk *Gece terlemeleri *İştahsızlık *Kilo kaybı SÜRANTRENMANIN GİDERİLMESİ *Öncelikle yüklenme azaltılmalı ve sporcuya dinlenme olanakları sağlanmalıdır.(Aktif dinlenme, masaj, banyolar, zengin vitaminli yiyecekler gibi.) *Pasif dinlenmelerden kaçınılmalıdır *Dengeli beslenme, *Antrenmanlar arasında yeterli dinlenme periyotlarının verilmesi, *Düzenli uyku, *Düzenli ve sorunsuz özel yaşam, *Antrenmanları sürdürmek için yeterli motivasyon ile bir takım olumsuzlukların önemli ölçüde ortadan kalktığı görülür. buna ek olarak: özellikle koşu,kayak,yüzme,pentatlon gibi sporlarda antrenman programlarını uygulamadan evvel,sporcunun eşik hızı(thershold speed) bulunur.(laktik asit sorunu olmadan,performansında/doğru formda düşüş yaşamadan o sporu belli bir tempoda yapabildiği hız.) buna göre dayanıklılık 1-2-3 ve sprint 1-2-3 antrenmanları planlanır.bu hızı bulurken çeşitli yöntemler,antrenmanı planlarken çeşitli kriterler vardır.uygularken de bazı başka kriterler.(bunlar bilimsel hikaye.burada bahsetmeyeceğim.çok merak edersen bunları da internette bulursun. mesela dayanıklılık 2 antrenmanı veya spr 2 antrenmanını her gün uygulayamazsınız,arasında belli dinlenme süresi olmalı [12-96 saat arası,antrenmanın tipine göre] ve daha hafif,tekniğe-taktiğe dayalı antrenmanlar yapılmalıdır. (türkiyede bazı bilimselllikten uzak ve sabırsız hocalar hormonlu domates veya tavuk yetiştiririr gibi en sert antrenmanları uygular.15 yaşına geldiğinde çocuk malulen emekli).uyguladığınız takdirde sürantrenman ve devamında ciddi sakatlıklar ile sağlık problemleri ortya çıkar. veya düzgün antrenman yaptınız ama sekiz saat uyumadınız. (ağır antrenmansa 9 saat.sakın az uyku bana yeter demeyin. belki sporla iştigal olmayan veya günde sadece yarım saat koşmayı veya sadece iki ağırlık kaldırıp biseps şişirmeyi spordan sayanlar için 6-7 saat geçerli olabilir ama ciddi olarak sporla uğraşanlar 8 hatta 9 saaat uyumalıdır. sporcular için "sadece aptallar 8 saat uyur" kitabınının ilkeleri geçerli değildir.üst düzey performans sporcuları iki yarış arasında bile ekstradan hemen uyur.toplamda 9 saat kadar uyurlar.). bir sonraki antrenmanda fiziki hem de psikolojik yeterliliği sağlayamazsınız. bunu devam ettirirseniz bir sonraki antrenman daha da zorlaşır ve sonunda şalter atar. veya;antrenman yaptın ama olması gerektiği kadar karbonhidrat-protein ve yararlı yağları yemedin,antrenman sırasında kaybettiğin elektrolitleri (tuz,bikarnonat,sülfat,magnezyum,potasyum vb....maden suyunun içeriğinde de elektrolitleri görebilirsin) tamamlamadın,yine toparlanamazsın ve performans düşer sürantrene olursun. antrenmanı yaptın,gittin alemlere cigara-alkol aldın.bu maddeler seni,kaslarını ve organlarını uyuşturur,dinlenme sürecini sekteye uğratır.özellikle türk sporcular yıllarca dış ülkelere müsabakaya gidince iplerini kopartıp bunu yapıyordular. nasılsa birinci olamayacaklar ya,o zaman sorun yok anlayışı vardı.bunun dışında birçok genç sporcu,gençliğinin gücüne güvenip sigara alkol alır ve birkaç yıllık süreçte kaybolup giderler. antrenman yaparken yoğunluk planlaması,dinlenme,yeme içme dikkatli planlanmalı, psikolojijk,fiziksel(kas-eklem yapısı,kalbinin durumu,herhangi bir organda sorunun olup olmadığı vb...) ve çevresel faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. bir örnek vereyim:üniversiteyi kazanmak istiyorsun.en geç liseye başladığında artık ciddi bir çalışma programı uygulamaya başlamalısın.ciddi derken deli danalar gibi sabahtan akşama kitaplara gömülmek değil bu.ama günde en az 2 saatini,bazen de 4-5 saatini buna ayırmalısın.haftada 1 gününü veya 5 günde 1 gününü tamamen başka şeylere harcayabilirsin.bazen formül çalışmalı,bazen örnek soru çözmelisin.sıkılınca sözel konulara geçmeli,çok sıkıldıysan ara vermeli,daha da sıkıldıysan başka birşey bulmalısın.bu arada vakit ayarlaması yapıp sporunu,sinemanı,arkadaşlarını,sosyal faaliyetlerini de ihmal etmemelisin.böylece hep moral,motivasyon ve odaklanmanı belli bir seviyede tutabilirsin.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 0 Üye, 0 Gizli, 294 Misafir (Tam liste)
- Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
-
Konular