Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 25-02-2015 de en çok beğeni alan içerik
-
Tahta ve alnın ötmesinde sıkıntı yok birebir yapıyorum sonrasında Haraket değilde ben oturuyorum, kendime gelincede harekete devam ediyorum :)))3 puan
-
merakımdan soruyorum bu bulusmayı belli bir ev sahibi grup mu duzenliyor yoksa yer mekan belirlenip herkes kendi imkanları ile mi geliyor ? eger kendi imkanları ile geliyorlarsa neden istanbul diyen yok ? hem katılım feci olur hem de ulasımı(istanbula gelmesi kolay sadece :P) konaklanması gibi konularda daha rahat gibi geliyor bana ?2 puan
-
2 puan
-
en sonuncuyu yaparken sakır sakır otmeli tahta ve alın. yoksa hareket oturmaz...2 puan
-
Merhaba herkese, Forumda yeniyim. Masa tenisini çok seviyorum ama amatör düzeyden bir adım ileri gidemedim. Çünkü bu (42) yaşıma kadar üniversitede başladığım bu aktiviteye -hiç düzenli olmayan bir şekilde- bulduğum fırsatları hobi olarak değerlendirmekten öte bir şey yapmadım, istesem de yapamadım çünkü başlıkta da belirttiğim gibi üniversite sonrasında etrafımda benim kadar ilgili kimse olmadı, kurs, eğitim, kulüp, turnuva vs. deneyimim yoktur. Her zaman beni düşündürmüştür, neden bilardonun, okeyin, tavlanın (hemen ayağa kalkmayın, kıyaslama yapmıyorum ) gördüğü ilginin yarısını bile masa tenisi görmemiştir bu ülkede? Belki çevremde, yakınlarımda iyi partnerlerim olsaydı ben de bu işi profesyonel dereceye olmasa da uzmanlık seviyesine getirmiş olabilirdim. Peki asıl soru, ne yapmak gerekir? Neden tek tük açılan özel masa tenisi salonları açıldığı gün kapanma gününü beklemeye mahkum kalmıştır? Bu kadar eğlenceli, bu kadar sağlığa, insanın zihin ve ruh dünyasına, insan ilişkilerine, sosyalleşmeye fayda sağlayacak bir aktivite/spor neden bu ülkede bu kadar geride kaldı? Neden sigaralı dumanlı (şimdi artık değildir çok şükür) kahve köşelerinde tarihi eser niteliğindeki masalara, izole bantla yapıştırılmış raketlere mahkum edildi bu güzide spor dalı.? Neden m-a-s-a-t-e-n-i-s-i- nokta org gibi böylesine güzel ve akılda kalıcı bir forumda 80 milyonluk ülkeden 800 üye bile bulunamıyor? Sadece imkan meselesi değil, sanırım biraz da genlerimizle alakalı olsa gerek. Yurt dışında yaşadığım uzun yıllar boyu evime gelen misafirimi salondan kaldırıp 3 metre ötede açık duran hazır masanın başına götüremiyordum, ya da binbir davet, rica, minnetle olabiliyordu ..O garip masam yıllarca yüzüme bakmıştır orada. Çok şey yazılıp söylenebilir, sorular da çoğaltılabilir, öylesine içimden geldiğince bir şeyler yazayım istedim. Şimdilik uzatmadan bırakayım. İnşallah konuyu doğru yere açmışımdır. İlgili yere taşınabilir ya da gereksizse silinebilir.1 puan
-
Yer : Samsun Tarih : 1-2 Ağustos 2015 ____________________________ Katılım Listesi 01- Tufan Yalçın 02- Bilal Olgun 03- Alican Söylemez 04- tridimit 05- Murat Ayabaktı 06- Kemal Ceyhan 07- Çağan Dağıstan 08- Umut Coşar 09- Veli Günaydın 10- Yıldıray Elbaşı 11- Onur Gençoğlu 12- Erol Yıldız 13- Ahmet Arapoğlu 14- Sabahattin Kalay 15- Vedat Keskin 16- swan 17- Harun Coşkun 18- Bilal Cemek 19- Hasan Kaya 20- Kerem Kaya 21- Abdulkadir Taşçı 22- Mahmut Orhan 23- Aydın Demirkol 24- Nihat Eker 25- Gökhan Çakır 26- Aytekin Akdeniz 27- Adem Güneşoğlu 28- Hüseyin Ekmekçi 29- Mahmut Doğru 30- Kadir Aslan 31- Rauf Doğru 32- Fatih Adcı 33- Hasan Ödemiş 34- Efkan Evkuran 35- Gökmen Yılmaz 36- Erdem Kemiksiz 37- Burhan Tufan 38- Ufuk Karabulut 39- Mesut Kuşgöz 40- Furkan Çırpıntı 41- Yusuf Uyanık 42- Umut Kaan Diker 43- Batuhan İlhan 44- Muhammed Doğru 45- Hamit Kaya 46- Sedat Şahin 47- Ercan Kösetürk 48- serdar55 49- Serdar Eren 50- Gökhan Kaştaş 51- Halil Kandemir 52- Şeref Çalış 53- Mehmet Kurudere 54- Hasan Demir 55- Alkan Asiltürk 56- Yunus Akman 57- Fatih Kaya 58- Mert Özçelik 59- Tarık Özkan 60- Sadettin Gençer 61- Adem Onursal 62- Yusuf Yaslı 63- Muhammet Mercan 64- Ümit Zedelenmez 65- Murat Yılmaz 66- Erol Deniz 67- Fuat Tekin 68- Mustafa Özkaymaz 69- Serdal Karaca 70- Alican Şahin 71- Cemrehan Demir 72- Cengiz Penol 73- Doğaç Sayar 74- Mutlu Sayar 75- Adem Tuncel 76- İsmail Cihangir 77- Ahmet Culha 78- Enes Peker 79- Bilal Atar 80- Ömer Erdoğan 81- Ersun Küçükgüldal 82- Burak Küçükgüldal 83- Kemal Demirel 84- Ayhan Özkaymaz 85- Rahim Tümay 86- Cihad Ezgi 87- Ahmet Kırmızıgül 88- Haldun Yamakoğlu 89- Turgutcan Erdoğan 90- Orhan Keleş 91- Aykut Genç 92- Ali Şenkoş 93- Erkan Sarıkaş 94- Necati Kösedağ 95- Kemal Yaşkafa 96- Kenan Bayrak 97- Hüseyin Başar 98- Gökhan Yasım 99- Erkan Kızıltaş 100- Suat Türkmen 101- İbrahim Uzun 102- Turushan Ovgu 103- Gülcan Kalıntaş 104- Sacit Kızılot 105- Deniz Kızılot 106- Mahmut Orhan 107- M. Talha Çalış 108- Tahsin Kalay 109- Ahmet Yılmaz 110- Baki Yıldırım 111- Ali Alper 112- Azad Engin 113- İsmet Türksayar 114- Ömer Gölbaşı Kırmızı (25) > Mavi (46) > Yeşil (43) * Üyeler, oyun seviyelerine göre 3 gruba ayrılır ve turnuva günü her gruptan birer kişi seçmek suretiyle 3 kişilik bir takım oluşturulur. ________________________________________________________________________________________________________ Konaklama Bilgileri (Yazan: Bilal Olgun) Aşağıdaki linkte Özel öğrenci yurdu kişi başı 25 lira olup kahvaltı dahil, deniz manzaralı ve sahile 100 metre. Diğer otellerde deniz manzaralı ve de denize bir tanesi 100 metre diğeri de 5 dk mesafededir Oteller kişi başı 70 lira ve kahvaltı dahil fiyatlardır. Aileniz ile kalabileceğiniz ve tatil yapabileceğiniz otellerdir. Salona dolmuş, hızlı otobüs ve tramvay vardır. Bütün ulaşım araçları Salona giriş yolu olan Güzel Sanatlar Fakültesinin önünde bırakıyor. İsteyen çıkışta sahil yolunu kullanarak 30-40 dak da kalalacağı yere ulaşabilir. Sahil o dönemlerde çok güzel dir :)) http://www.samsunmasatenisi.com/?&Syf=1&Id=300946&pt=Duyurular1 puan
-
masatenisi.com facebook grubunda Sencer Bey'in bu çocuk hakkında verdiği bilgiler aşağıda: Sencer Dinçsoy Herkesin aklında olsun. Çocuk gerçekte Çinli. Hem annesi, hem de babası Çinli. Ayrıca hem anne hem de baba eskiden profesyonel masa tenisçiymiş. Sonrasında anne ve baba Japonya' ya göç etmişler. Çocuk Sendai doğumlu. 2 yaşından itibaren anne ve baba çocuğu masa tenisi çalıştırmış. Çocuğun gerçek adı Zhang Zihe. Yoksa Japonya' daki eğitim ve spor sistemine göre Japonya' nın böyle bir çocuk çıkarması mümkün değil. Sencer Dinçsoy Çocuğun nasıl bu kadar geliştiğine gelince... Önceden de bir yorumda yazmıştım. İnsan beyninin insanı en yoğun ve verimli olarak geliştirdiği dönem özellikle 0-6 yaş arası, sonrasında da daha azalmış biçimde ergenliğe kadarki dönem. O yaşlarda çocuğa herhangi bir alanda özel eğitim verilirse, çocuk en ileri seviyede gelişmekte. Oysa ki çocuğu 7 yaşında başlatsalardı çocuk bu kadar verimli biçimde gelişemezdi. Önceden Fan Zhendong örneğini vermiştim. Fan Zhendong 7 yaşında başlatıldı, 17 yaşında zirveye çıktı. Sadece 10 yılda o seviyeye geldi. Oysa ki Fan Zhendong' u 15 yaşında başlatsalardı ve yine tamamen aynı antrenmanları yaptırsalardı ( tüm vuruşlar da aynı olmak üzere ) 25 yaşına geldiğinde şu anki seviyesinin yüzde biri bile olmazdı. Çünkü insan beyninin insanı geliştirme özelliği yaş ilerledikçe azalmakta. Sencer Dinçsoy Sosyolojik bir konu ancak anne ve babanın neden Japonya' ya göç ettiklerini anlayabilmiş değilim. Japonya ve Çin, özellikle 2. dünya savaşı sebebiyle yıldızı sonraki dönemde de barışmamış 2 ülke. Muhtemelen Çin' de nüfus çok fazla olduğundan ve iş imkanları çok zor olduğundan dolayı anne ve baba milliyetçiliği fazla kafaya takmadan, Japonya' da daha iyi hayat standartları olduğu için iltica yoluna gitti. Adnan Fatih Kocamaz Hersey tamamda ilginc olan ogullarina japon ismi vermeleri. Bu bilgileri hangi kaynaktan aldiniz acaba paylasabilirmisiniz. Sencer Dinçsoy Japon ismini yasal zorunluluk sebebiyle verdiler. Yoksa gerçek adı Zhang Zihe. Sencer Dinçsoy Bende kaynak olayı şöyle: Dikkatimi çeken bir durum olduğunda İngilizce de ileri seviyede bildiğim için yabancı siteleri, forumları internetten tarıyorum. Şimdi tekrardan o siteyi bulmak zaman alır. Adnan Fatih Kocamaz Cok garibime gitti. Japonya gibi demokratik ve gelismis dedigimiz bir ulkede boyle bir zorbalık akil alacak gibi degil. Sencer Dinçsoy Anlayamadım? Japonya' nın zorbalığı derken? İkinci Dünya Savaşı' nda Çin' i işgal etmesi mi? Yoksa masa tenisi açısından zorbalık yok. Bu durum, Çinli ailenin seçimi sonuçta. Sencer Dinçsoy İsim-soyisim çok önemli değil. Çocuk Japonya doğumlu sonuçta. Artık aile iltica etmiş. Japonya' yı benimsemiş. Sencer Dinçsoy Yalnız çocuk gelecekte Çinli oyuncularla rekabet edebilecek seviyede olabilecek mi orası henüz belli değil. Safir Open 2015 Finali' nde kendisinden bir kaç yaş büyük Çinli çocuğa kaybetti. Hem de setlerin bir tanesinde sadece bir kaç sayı alabildi. Ahmet Gürbüz Sencer Bey verdiğiniz bilgiler çok güzel, teşekkürler. Sencer Dinçsoy Çocuğun gelişimini şu konu sıkıntıya sokar diye düşünüyorum: Japonya' da zorunlu eğitim 9 yıl. Yani çocuk 16 yaşına kadar okula gitmek zorunda. Bu da antrenman sistemini kesinlikle aksatacaktır. Oysa ki Çin' de bu süre yine 9 yıl ancak 5 yılın sonunda yani çocuk 12 yaşına geldiğinde Çinli çocuğun okulla ilişkisi tamamen kesiliyor ( muhtemelen özel izin yoluyla ) ve çocuk tam zamanlı antrenman ve maç sistemi için kampa alınıyor. Çin bu sebeple tam zamanlı antrenman sisteminde daha avantajlı. Sencer Dinçsoy Teşekkürler. Sencer Dinçsoy Annesi 1995' de Çin Milli Takımı' nda oynamış. Sencer Dinçsoy Babası da.Çin Gençler Milli Takımı' nda oynamış. Sencer Dinçsoy 1998' de karı-koca Japonya' ya iltica etmişler, 2014' de Japon vatandaşı olmuşlar. Çocuk 2003 doğumlu. Sencer Dinçsoy Çin Anayasası çifte vatandaşlığa izin vermediği için artık aile Japon. Bu insanlar muhtemelen karı-koca Çin' de bazı şeylere kızdılar. Antrenörlere, masa tenisi federasyonuna, yönetime vs, sonrasında da intikam almak için ve tavır almak için düşman ülkeye sporcu yetiştirdiler. Yazdığım gibi. İkinci Dünya Savaşı sonrası iki halk da biribirilerine antipati duymakta.1 puan
-
Sonuncuyu yapabiliyorsunuz ve hala burada yazabiliyorsunuz. Demek ki spinleriniz güçlü değil. Çalışmanız lazım.1 puan
-
Besyo hocam evet çok haklısınız iş ailede bitiyor ve insan öncelikle çok sevmeli ve sonra da sevdirmeye çaba göstermeli. Ancak sevdirebilmek için (avantajlarını biliyoruz da) sanırım önce dezavantajlarını bilip oralardan çalışmak gerekiyor. Konunun dağılmaması için biraz toparlayacak olursak, Linkinmetin'in ve sugar23'ün dediği gibi kapalı yer mecburiyeti, malzemenin pahalı olması vs. aşikar. Bu konularda badmintonla kardeş sayılırlar ki onu bile masa olmadan voleybol sahasında oynuyorsunuz. Bence diğer en büyük dezavantajları ; 1- Masayı etrafıyla birlikte düşündüğünüzde, özel girişimci için fazlaca alan gerektirmesi ve kira, vergi, stopaj, elektrik, ısıtma gibi giderlere çok yansıdığı için ticari faaliyete uygun olmaması. Adam neredeyse 4 metrekarelik yere çiğköfteci açabiliyorken 3 masa için koca bir salona niye parasını bağlasın?. Hem de masa tenisi gibi çok sevilen (!) bir konuda. Burada da bütün yük ister istemez yerel ve merkezi yönetimlere düşüyor. 2- Yönetimler bunu kar amaçlı bir iş değil de ülke sporuna ve gençlerin kazanılmasına yönelik bir yatırım olarak görmeliler. 3- Sadece yatırıma değil, tanıtım ve teşviğe de önem verilmeliler. Belki Türkiye'nin en güzel spor salonunu açıyorsunuz, ama iki sokak ötedeki adam "ben burda doğdum büyüdüm, hiç bilmiyorum" diyorsa hatayı o insana yüklemek bence kolaycılık olur. 4- Ne olursa olsun ülkemiz şartlarında fiyatlandırmada gelip tıkanıyor herşey. Fitness, voleybol, basketbol dahil tüm spor branşlarında üyelik sistemi yanında, kullan-öde imkanı da bulunmalı. Evinde ağırladığı misafirini "hadi gel senle bi saat masa tenisi atalım" diyebilmeli insan. Hayır spin atmayı bilmeseler de olur, malzemeler süper kalite olmasa da olur, eğer kuvvetler denk ise inanın siz ustalarımızın attığınız burgulu spinlerde aldığınız lezzetin, kesiğe paralel çaktığınızda duyduğunuz hazzın belki daha fazlasını alabilirler. O haz içinde oluşacak ki bir şekilde bir yerlerden başlasın, o da aşka gelsin, vay böyle birşey varmış desin, o da arkadaşlarını teşvik etsin. Hem, hiç kimse bu işi doğarken öğrenmiyor, sonuçta hepimiz biliyoruz ki bir şey denenmeden bilinmez, bilinmeden sevilmez, sevilmeden yaygınlaşmaz. yaygınlaşmadan da uluslararası başarı gelmez. Eğer tamamen işi üyeliğe bağlarsak konuyu sadece "fanatik"lerin aralarındaki bir aktiviteye dönüştürmüş oluruz, "kardeşim bu işi biliyorsan, çok oynayacaksan üye ol gel, yoksa ayda bir gelme istemiyorum" dersen bu iş baştan kaybetmiştir zaten. Oysa tüm hedef, amatörleri, yeni ve sıfırdan öğrenmek isteyenleri bu spora dahil etmek olmalı. Biraz yaratıcı olunabilir. Klasik saat ücreti her zaman olmalı. Üyelik diyorsan da aylık peşin üyeliği diyelim 5-20 saat aralığı için alırsın. Ayda 5 saati geçemezse kalanını iade edersin, 20 saati geçerse de ekstra (GSM'de dakika artırma gibi) ücret alırsın falan filan. Önemli olan az gelenden az, çok gelenden çok alabilmek. Aklıma gelenler şimdilik bunlar.1 puan
-
Ongun abi, bunların hepsini aynı anda yapsak olur mu abi? ben en sonuncuyu yapabiliyorum, Top spin yapmayı öğrenmiş oluyormuyum abi? :)))1 puan
-
Elin terliyorsa bu aynı zamanda raketi tutarken çok sıkıyorsun demektir ki daha rahat oynaman gerek. Sapına grip sarabilirsin ama lekeyi çıkaracağım diyorsan sirocco diye bir kimyasal vardı. Tene zararlı değil ve daha çok araba tamircileri gibi metal işiyle uğraşan ve elleri yağlananlar kullanır.1 puan
-
Galaxy note 3 ile oynamış. Note 4 'ün spin/hız değerleri daha yüksektir.1 puan
-
1 puan
-
Ohoo Ahmet Bey, pütür geometrisi, ezilen pütürlerin mancınık etkisi... O işe benim fiziğim müsait değil1 puan
-
Evet bu konuya hiç cevap gelmemiş...Ben gene izlenimlerimi yazmaya devam edeceğim. Belki bir faydalanan çıkar. Yaklaşık 7 ay önce yukarıda yazdığım yazıda kesme yapamadığımı söylemişim. Elbette hücum tahtasıyla kolay kolay kesme yapılmıyor. Allahtan farkına vardım ve halen kullandığım butterfly joo sae hyuk defans tahtamı aldım. Artık ne kadar kuvvetli gelirse gelsin doğru pozisyonu yakaladığımda hücum spinlerine kesik yani back spin yapabiliyorum. Karşıdaki oyuncu ne kadar tecrübeli olursa olsun iki ya da üç spinden sonra toplar geri geldiği ve kendini rahatsız ettiği için ya kısa bırakmayı deneyip fileye takabiliyor ya da şut vurmaya çalışıp hata yapıyor. Çünkü spine karşı yapılan kesme toplar hemen filenin üzerinden ve çok ama çok dolu şekilde karşı tarafa geçiyor. Haliyle doğru pozisyonu almadan ve raketi taa kalça tarafına çekmeden yapılan spin denemeleri hep filede kalıyor. Yani topu kolay kolay açamıyor rakip... Gercekten ezik toplara insafsızca şut vurabilen oyuncuların toplarını karşılamakta hala zorlanıyorum ama inanın atakken aldığım zevkten çok daha zevkli pütürle oynamak... Şu an atak uzun pütürden defansif atak uzun pütüre geçtim. Bh spin bile yapabiliyorum. Gerçi çok etkili değil ama rakibin temposunu bozucu etkisi var. Masabaşı bloklar çok ölü top gönderiyor. Bir miktar bu şekilde oynayıp süngersiz OX denemelerine başlamayı düşünüyorum. İlk denemek istediklerim Dragon Talon ve Donic Piranja Formula olacak... Nasipse izlenimlerimi paylaşırım... Saygılarımla...1 puan
-
Aman abi sakın bulaşma düz lastiğe az oyuncu buluyorsun buna hiç oynayacak oyuncu bulamazsın :)1 puan
-
Sağ elini kullanıyorsan, topa vurmadan önce sağ ayağın geride gövden sağa dönmüş olacak, top yanına geldiğinde raketin topa vuracak, gözün vurana kadar toptan ayrılmayacak, topu sadece gözünle değil başını çevirerek takip edeceksin, vururken vücudunu da cevireceksin ve vuruş sonrası başlangıç pozisyonuna geri dönmüş olacaksın, raketi topa vurmadan önce dizine vurduktan sonra alnına gömmeyeceksin. Bu sonuncusu önemli.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Pinpon oynarken "ping..pong..ping..pong" şeklinde sesler çıkar masadan, raketlerden ve toptan. Dolayısıyla bu oyuna pinpon oyunu, toplarına da pinpon topu denmiştir. Haliyle oynayanlara da pinponcu denir. Herkes pinpon oynayabilir. Masatenisi ise uzun öğrenme ve geliştirme antrenmanları isteyen zor bir spordur. Yetenek ve melekelerin uzun çabalardan sonra elde edilebildiği konsantrasyon ve reflekslerin üst düzeyde olduğu bir spordur. Masatenisinde ekipman olarak giyim, ayakkabı, tahta, lastik, yapıştırıcı, top, masa, geniş ve yüksek bir kapalı alan, uygun zemin, ışıklandırma gibi özel olarak tasarlanan profesyonel malzemeler ve ortam gereklidir. Haa, masatenisi oynarken çıkan sesler "çıtaak, çıtook, dürp, dürp, takada tukada, çakada, çukada, çoo, yoo, çaat, çoot" gibidir.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 1 Üye, 0 Gizli, 145 Misafir (Tam liste)
-
Konular