Liderler Panosu

Böyle bir koleksiyona sahip olmayı kim istemez ki? https://www.youtube.com/watch?v=-uzQEi6k6lI#t=38

masatenisi.com facebook grubunda Sencer Bey'in bu çocuk hakkında verdiği bilgiler aşağıda: Sencer Dinçsoy Herkesin aklında olsun. Çocuk gerçekte Çinli. Hem annesi, hem de babası Çinli. Ayrıca hem anne hem de baba eskiden profesyonel masa tenisçiymiş. Sonrasında anne ve baba Japonya' ya göç etmişler. Çocuk Sendai doğumlu. 2 yaşından itibaren anne ve baba çocuğu masa tenisi çalıştırmış. Çocuğun gerçek adı Zhang Zihe. Yoksa Japonya' daki eğitim ve spor sistemine göre Japonya' nın böyle bir çocuk çıkarması mümkün değil. Sencer Dinçsoy Çocuğun nasıl bu kadar geliştiğine gelince... Önceden de bir yorumda yazmıştım. İnsan beyninin insanı en yoğun ve verimli olarak geliştirdiği dönem özellikle 0-6 yaş arası, sonrasında da daha azalmış biçimde ergenliğe kadarki dönem. O yaşlarda çocuğa herhangi bir alanda özel eğitim verilirse, çocuk en ileri seviyede gelişmekte. Oysa ki çocuğu 7 yaşında başlatsalardı çocuk bu kadar verimli biçimde gelişemezdi. Önceden Fan Zhendong örneğini vermiştim. Fan Zhendong 7 yaşında başlatıldı, 17 yaşında zirveye çıktı. Sadece 10 yılda o seviyeye geldi. Oysa ki Fan Zhendong' u 15 yaşında başlatsalardı ve yine tamamen aynı antrenmanları yaptırsalardı ( tüm vuruşlar da aynı olmak üzere ) 25 yaşına geldiğinde şu anki seviyesinin yüzde biri bile olmazdı. Çünkü insan beyninin insanı geliştirme özelliği yaş ilerledikçe azalmakta. Sencer Dinçsoy Sosyolojik bir konu ancak anne ve babanın neden Japonya' ya göç ettiklerini anlayabilmiş değilim. Japonya ve Çin, özellikle 2. dünya savaşı sebebiyle yıldızı sonraki dönemde de barışmamış 2 ülke. Muhtemelen Çin' de nüfus çok fazla olduğundan ve iş imkanları çok zor olduğundan dolayı anne ve baba milliyetçiliği fazla kafaya takmadan, Japonya' da daha iyi hayat standartları olduğu için iltica yoluna gitti. Adnan Fatih Kocamaz Hersey tamamda ilginc olan ogullarina japon ismi vermeleri. Bu bilgileri hangi kaynaktan aldiniz acaba paylasabilirmisiniz. Sencer Dinçsoy Japon ismini yasal zorunluluk sebebiyle verdiler. Yoksa gerçek adı Zhang Zihe. Sencer Dinçsoy Bende kaynak olayı şöyle: Dikkatimi çeken bir durum olduğunda İngilizce de ileri seviyede bildiğim için yabancı siteleri, forumları internetten tarıyorum. Şimdi tekrardan o siteyi bulmak zaman alır. Adnan Fatih Kocamaz Cok garibime gitti. Japonya gibi demokratik ve gelismis dedigimiz bir ulkede boyle bir zorbalık akil alacak gibi degil. Sencer Dinçsoy Anlayamadım? Japonya' nın zorbalığı derken? İkinci Dünya Savaşı' nda Çin' i işgal etmesi mi? Yoksa masa tenisi açısından zorbalık yok. Bu durum, Çinli ailenin seçimi sonuçta. Sencer Dinçsoy İsim-soyisim çok önemli değil. Çocuk Japonya doğumlu sonuçta. Artık aile iltica etmiş. Japonya' yı benimsemiş. Sencer Dinçsoy Yalnız çocuk gelecekte Çinli oyuncularla rekabet edebilecek seviyede olabilecek mi orası henüz belli değil. Safir Open 2015 Finali' nde kendisinden bir kaç yaş büyük Çinli çocuğa kaybetti. Hem de setlerin bir tanesinde sadece bir kaç sayı alabildi. Ahmet Gürbüz Sencer Bey verdiğiniz bilgiler çok güzel, teşekkürler. Sencer Dinçsoy Çocuğun gelişimini şu konu sıkıntıya sokar diye düşünüyorum: Japonya' da zorunlu eğitim 9 yıl. Yani çocuk 16 yaşına kadar okula gitmek zorunda. Bu da antrenman sistemini kesinlikle aksatacaktır. Oysa ki Çin' de bu süre yine 9 yıl ancak 5 yılın sonunda yani çocuk 12 yaşına geldiğinde Çinli çocuğun okulla ilişkisi tamamen kesiliyor ( muhtemelen özel izin yoluyla ) ve çocuk tam zamanlı antrenman ve maç sistemi için kampa alınıyor. Çin bu sebeple tam zamanlı antrenman sisteminde daha avantajlı. Sencer Dinçsoy Teşekkürler. Sencer Dinçsoy Annesi 1995' de Çin Milli Takımı' nda oynamış. Sencer Dinçsoy Babası da.Çin Gençler Milli Takımı' nda oynamış. Sencer Dinçsoy 1998' de karı-koca Japonya' ya iltica etmişler, 2014' de Japon vatandaşı olmuşlar. Çocuk 2003 doğumlu. Sencer Dinçsoy Çin Anayasası çifte vatandaşlığa izin vermediği için artık aile Japon. Bu insanlar muhtemelen karı-koca Çin' de bazı şeylere kızdılar. Antrenörlere, masa tenisi federasyonuna, yönetime vs, sonrasında da intikam almak için ve tavır almak için düşman ülkeye sporcu yetiştirdiler. Yazdığım gibi. İkinci Dünya Savaşı sonrası iki halk da biribirilerine antipati duymakta.

Masatenişçi: Pinponcu:

Ankara 2 sene önce oldu...Samsun ayarlamaya çalışıyorum. İl temsilcisiyle görüşmelere başladım olaya yaklaşımı güzel. Bursa olmazsa, Samsun olsun :)

Ankara bence de uygun olmakla birlikte, Kayseri, Konya, Nevşehir, K. Maraş ve Niğde gibi İç Anadoludaki iller düşünebilir. Nemden uzak yerlerde yapılması ilk tercih olmalı, ayrıca doğal ve tarihi güzelliklerin olduğu yerler olursa daha iyi olur.

Vay anasını sayın seyirciler! Şimdi bu adama 'En çok hangi tahtayı beğeniyorsun?' diye sorsan ne cevap verir acaba? İnsanın "Keşke benim olsa!" diyesi geliyor...

Troll:

Adana da tamamen üçretsiz bu işler :)

Hakancım kötü oynayanlara pinponcu denmiyor. Diyenler masatenisi bildiğini ve iyi oynadığını zanneden ama tam tersi olan oyuncu kitlesidir bence. Kompleks sahibi oldukları için hazır raketlerle falan oynamaya çalışan oyuncuları kendi profesyonel raketleriyle yenip "sen pinponcusun" derler. Hatta kendi teknikleri zerre kadar olmadığı halde karşısındakine hemen teknik göstermeye çalışırlar, Kendini bilen oyuncu asla kötü oynayana pinponcu deme hatasına düşmez.

Bilgiler için: http://www.masatenisisalonu.com/ https://www.facebook.com/events/776925159043426 www.TT-Taring.com sorular için ayrıca: http://mesaj.masatenisisalonu.com/

Cevap çok basit. Masa tenisini seyretmek nerdeyse kimseye zevk vermiyor (çoğunluktan bahsediyorum). Özellikle de canlı olarak. Seyircisi olmayan bir spora da , istediği kadar sağlıklı, faydalı olsun; bizim devlet destek olmaz. İnsanlık adına güzel bir yatırım olsa da, devlet kafasına göre ölü yatırım olacak çünkü... Futbolu veya basketbolu hiç oynamamış olsalar da bu sporları zevkle ve heyecanla izliyor insanlar. Ama masa tenisinde bu imkansız. Salon/malzeme ücretleri yüksek oluşu kısmen etkili olsa da asıl etken değil. Bizim salonu işleten arkadaş mesela hiç bir zaman öğrencilere sorun çıkarmadı; verebilen verir, veremeyen de vermez. Ama 2 yıldır bir genç oyuncu bile göremedik. Salona gelenler hep çalışan kesim.

tek başlık için 3 ekipman kuralını ihlal ederdi. yoksa canınız sağolsun. aç diyin açayım.

Sonuncuyu yapabiliyorsunuz ve hala burada yazabiliyorsunuz. Demek ki spinleriniz güçlü değil. Çalışmanız lazım.

en sonuncuyu yaparken sakır sakır otmeli tahta ve alın. yoksa hareket oturmaz...

doverim ben bunu

Ben masa tenisi antrenörüyüm ve büyükler katagorisinde hem erkekler hemde bayanlar katagorisinde Türkiye şampıyonu ve milli olmuş talebelerim var. Gelişi güzel antreman programı yapılmaz. Bilinçli antreman yapmak başka bir şey saatlerce oynamak başka bir şey. Antreman programı sporcunun yanlış yaptığı vuruşlara, hareketlere, pozisyon hatalarına, ayak hatalarına, hız eksikliklerine göre yapılır. Her antremanda hatalar azaltılarak daha mükemmel bir oyun tarzına ulaşılır. Yazın yani pasif dönemde daha çok kondisyon çalışmaları, sonbahar, kış ve ilkbaharda (aktif dönemde) masa antremanlarına ağırlık verilir.

Çocukları bu sporla buluşturmak gerek. İlköğretimde, liselerde beden eğitimi derslerinin bir bölümünü ayırmak gerek. Vatandaşlara oynayabilecekleri ortam sağlamak gerek. Üniversitelerde bile durum acınacak halde. Öğrenciler oynayacak yer sıkıntısı çekiyorlar. Okul binaları, apartmanlar dikilirken masa tenisi masası için de bir yer ayarlamak kimsenin aklına gelmiyor. Olursa sonradan binanın boş bir yerine uyduruk bir masa koyuyorlar. Sıkışık yerlerde, insanlar etrafınızdan gelip geçerken, yetersiz aydınlatma ile nizami olmayan uyduruk masalarda kendi raketinizi, topunuzu ve filenizi(!) getirerek oynamanız bekleniyor. Bir şeyi kabul edelim. Masa tenisi oynamamış insana masa tenisi seyrettiremezsiniz. Futbolu, amerikan futbolunu, basketbolu, dövüş maçlarını, yüzmeyi, atletizmi, tenisi seyreder ama masa tenisinde sıkıntıdan ölür. Mümkün olan her yere bir masa koyup masa tenisi oynamışların yüzdesini arttırmak gerek. Siz istediğiniz kadar masa tenisini anlatan program yapın, efendim hülya tavşanı oynatın, dünya sıralamasına girin... hikaye. Ama verin çocuğun eline bir raket oynasın, bakalım sevecek mi sevmeyecek mi.

masa tenisinden anlamayan bir izleyici, seri oyunda topun aldıgı falsoları, oyuncuların aldıgı pozisyonları ve yaptıkları kritik hataları anlayamıyorlar. bu yüzden de, 'böyle hata olur mu' diye içlerinden söyleniyorlar. bilmiyor ki, adam falsoyu okuyamadı ya da rakibi tarafından pozisyonu bozuldu vs.. (fbtv de 4 saat süren süper lig finalini daha 2. dk sından kapatan bir çok arkadaşım var. çok zevksiz bir oyun diye söylenip duruyorlardı. bu kişiler spor hakkında bilinçlenmiş olsalardı kendilerini ekrandan ayıramazlardı.) televizyon kanallarının, diğer sporlara ayırdıgı zamanı masa tenisi için de ayırması ve bu spora gönül vermiş kişilerin insanları bu spora teşvik ettirici bir takım reklamsal faaliyetlerde bulunması gerekiyor. birçok insan masa tenisini sadece hobi olarak biliyor. spor dalı oldugunu bilmiyor.