Jump to content
Masatenisi.org Forum

Liderler Panosu

Beğenilen İçerik

Tüm bölümlerde 07-01-2017 de en çok beğeni alan içerik

  1. Bir veteran derneğinin masalarını değiştireceğini öğrendim. Gülpınar lisesine bir tanesini bağışladılar. Yazlık sitemizdeki arkadaşlarımla aramızda nakliye parası toplayıp, nakliye işini hallettik. Bir kulübümüz sporcularının raket lastiklerini değiştirmiş. 6 raketlik lastik verdiler. Bir miktar top ile su bazlı yapıştırıcı aldım. Malzemeleri Okul müdürü aynı zamanda beden eğitimi öğretmeni olan Kemal beye teslim. Öğrenciler masa tenisi masasını çok beğenmişler ve devamlı oynuyorlarmış. Bu sene Çanakkale'de yapılacak yıldızlar ve gençler okullar arası masa tenisi müsabakalarına katılacaklarmış. Sevindim.
    3 puan
  2. https://m.youtube.com/watch?v=7Ez-E8sPbU4 Daha önce verilip verilmediğini kontrol edemedim. Muhakkak zaten bir çoğunuz biliyodur. Ama yine de bi kenarda dursun
    3 puan
  3. Yıllardır söylüyorum, on yıllardır da bu işin içinde olanlar biliyor ama yapılmıyor. Masatenisi okulu açılsın. Masayitenisine yetenekli gençler burslu o okula alınsın ve her gün derslerden geri kalmadan antrenman yapsınlar. Oyuncu çeşitliliği rekabet antrenman kalitesi eğitimden geri kalmamaları gibi çok artıları var. Masatenisinin gelişmiş olduğu ülkelerde bu uygulanıyor. Maliyeti neredeyse hiç. Getirisi inanılmaz olur. Düşünün Türkiye'de 7-8 tane okul olup her sene yüzlerce mezun verdiğini. Avrupada sözü geçen ülkelerden oluruz.
    3 puan
  4. Arkadaşlar herkese Merhabalar... Malum yakın zamanda yapılan federasyon seçimleri sonucu oluşan yeni federasyonumuzun yapısı ve sporumuzun geleceği adına fikir,görüş ve önerilerimizi burada dillendirip,güzel bir üslup ile tartışmaya açmak istiyorum ki bence muhakkak federasyon yetkililerimizin kulağına gidecektir bunlar ve burada ortaya çıkacak orijinal fikirler,projeler sporumuza katkı adına kullanılabileceği umudu ile bu konuyu açmak istedim.. Öncelikle yeni oluşan federasyon yönetimimize başarı dileklerim ile söze başlayıp,şahsi fikirlerimi paylaşmak istiyorum... Yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun gerek geçmiş spor yaşantıları, gerekse halen veteran olarak devam eden sporcu kimlikleri ile işin mutfağından gelmeleri itibari ile sporumuzun sorunlarını yakinen bilen kişilerden oluşması olumlu bir seçim olmuştur diye düşünüyorum..Bir çoğunu birçok veteran turnuvalarında,alçak gönüllü,mütevazi,entellektüel,kariyer sahibi kişilikleri ile tanıdım..Eğer bürokratik engeller ile karşılaşmaz,maddi yönden de sıkıntı yaşamazlar ise ve tabii kii halka inip ,onlara kulak verdikleri ve uygulamaya geçirdikleri taktirde de başarılı olacaklarını düşünüyorum..İşleri tabii kii kolay değil..Allah yardım etsin diyelim.... ÖNERİ 1: Yıllardır düşündüğüm,bence sporumuzun gelişimine katkı sağlayacak en önemli unsur olarak gördüğüm tesisleşme sorunu ile ilgili naçizane fikirlerimi paylaşmak istiyorum...2-3 yıl kadar önce okulumuz bahçesine prefabrik bir kantin yaptırdı okul idaremiz.. 3-4 metre yüksekliğinde,yaklaşık 50-60 metre uzunluğunda kısaca içine rahatça 5-6 masanın sığacağı içinde lavaboları dahil toplam maliyeti yaklaşık 60 bin lira civarı..Avrupa nın birçok yerinde hangar tipi maliyeti oldukça uygun, yüksek,12-16 masalık masa tenisi salonları gördüm..Velhasıl önerim; HER ŞEHİRE 1 MASA TENİSİ SALONU KAMPANYASI(BÜYÜK ŞEHİRLERE 2-3 OLABİLİR) Nasıl ki Milli Eğitim Bakanlığı birçok zengin hayırsever işadamlarına trilyonluk okullar yaptırıyor ise,Federasyonumuzda bir kampanya düzenleyip, çok daha düşük maliyet ile (100-150 yi geçeceğini zannetmiyorum)salona da istenirse sponsorun ismi verilerek böyle bir kampanya düzenleyebilir..Bu sayede masaların her daim sabit kaldığı sadece masa tenisine ait nezih salonlarımızda yetişecek çocuklarımız,spor yapacak 7 den 70 e insanımız ile sporumuzun geleceği noktayı hayal etmek bile beni mutlu ediyor.. Daha yazılacak bir çok sorun var tabii kii..Herkes 1 öneride bulunsun bence..Ne kadar çok kişi katılırsa o kadar verimli olur diye düşünüyorum..Onları da sizlerin önerileri ile duyuralım yetkililere... ÖNERİLERİNİZİ-KATKILARINIZI BEKLİYORUM...Herkese Selamlar..
    2 puan
  5. Bence her ilçeye prefabrik spor kompleksi lazım.icinde basketbol,hentbol,güreş,judo, taekwondo,karate,atıcılık, okçuluk,masa tenisi, yüzme havuzu (25*15 lik kısa kulvar),jimnastik...Çeşitli spor branşları için alan konmalı.yanina da futbol sahasi+atletizm pisti...Yani olay sadece masa tenisi değil.masa tenisi tabiiki güzel ve önemli bir spor ama en az onun kadar önemli ve öncelikli spor dalı var o spor kompleksinde yer almak için. Ne yazık ki tesis yapmak yeterli değil.onu bakacak,koruyacak,adaletli işletecek kişiler ve eğitim vermeye ehliyeti gerçekten olan hocalar olmadıkça bu tür simdilik projeler bekleyecek. Almanya gibi ülkeler spora bir sanayi kolu olarak bakar.bunun için önce o spor dalını önemli birşey olarak gösterir.sonra hem tesise hem de insana yatırım,harcama yaparlar.bunun da takibini yaparlar.Yani x ilçesine binayı yapip sonra oradaki birkaç kişinin insafında çürümeye terk etmezler. Birçok spor dalında, küçük yaştan itibaren birçok kişi alışkanlık elde edildiği için,çeşitli seviye ve kategorilerde insanlar musabiktir.ama Türkiye'de bu biraz zor.bugun ABD,Almanya,fransa,italya gibi ülkelerin insanları spora ve sosyal uğraşlara vakit,para ayiriyorsalar bu ;somurgelerdeki insanların bu ülkelerin yerine 10kat daha fazla çalıştıkları için.(Rusya+eski dogu bloku Macaristan,Ukrayna,bulgaristAn ve Çin in spor kültürleri farklı bir konunun öznesi) Türkiye ise daha yeni yeni ayaga kalkmaya başladı. Başladı da nasıl?her tarafa,artık can sıkmaya başlayan futbolun stadlarını yapıyorlar.üstelik futbol tek gerçek profesyonel sporken,yani kendi parası ile birşey yapacak durumdayken,en büyük mali destek yine futbola
    2 puan
  6. Masa tenisi gibi, oynayanların keyif aldığı, ücretsiz bile seyirci kitlesi bulamayan spor dallarının geri kalması pek şaşırtıcı değil. Selim Beyin dediği gibi, getirisi olmayan ama maliyeti olan bir spor dalı için neden yatırım yapsınlar ki. Hem diyelim ki spor adına birşeyler yaptılar, maliyeti de düşünmediler, ee bunun oy getirisi de yok. Bu hiç olmadı işte. Masa tenisinin canlanması için önerilerde bulunuyoruz ama bir de şöyle bakalım. Yetkililer masa tenisini geliştirmek istiyorlar da çözüm yöntemi bulmakta mı zorlanıyorlar? Hiç sanmıyorum. Motive edici güç eksikliği söz konusu muhtemelen. Bu durumda, biz kendi çapımızda keyif almaya devam edelim.
    2 puan
  7. Sayın Hocam ,Neden bu sporun temelinin bir türlü oluşturulamadığı .. Bellide söylemeye dilimiz varmıyor.. Okulunuz kantin yaptırıyor..Öğrenci rahat etsin nefes alsın ihtiyaçlarını karşılasın diye...Harcanan 60 bin tl civarı para bir şekilde okula fazlasıyla geri dönecek..İyi bir yatırım gibi görünür... Bu konuyla alakası ne dersek ....Bizim sporda paranın geri dönmesini bırakın..... hocası, su, elektrik, masa, malzeme bir sürü bitmeyen ek masraf da üzerine ekstradan artı bir yük olarak binecek...bitmiyen bir masraf..günü kurtarmaz....kim yapmak ister bunu...tek tük okullar dışında hiç bir okul..(özeller hariç para var istek varsa elleri mecbur müşteri velinimet) Bu trajediye salt okul olarak bakmayalım bizim sınırlarda genelde bu işler böyledir...böylede yürür... Gelişmiş ülkeler de bu iş böyle değil...Vatandaşlarının isteklerine (insana) yatırım yaparlar, bu yatırımın ileride kendi hanelerine para olarak döneceğini bilirler...Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde de bu tam tersi çalışır...Mala mülke yatırım yaparız ama ileride çöp olup gideceğini hiç bir katkısı olmayacağını bir türlü algılıyamayız..... Fazla detay girmeyeyim ben yazarken bunaldım bir de okumaya istekli üyeyi de bayıltmayayım....
    2 puan
  8. Ben işin profesyonel müsabaka sporcusu yetiştirme konusunda fikir yürütebilecek konumda değilim. Çünkü masa tenisinde alt yapı çalışmaları nasıldır, hiç bir fikrim yok. Fakat bence olayın bir diğer yönü daha var. Keyif için bu sporu yapmak isteyenlerin durumu... Alman forumlarını takip ederken anladım ki, orada federasyon çok geniş bir tabana yayılmak sureti ile mahalli ligleri organize ediyor. Yani mesela o forumda yer alan herkes kendine göre bir ligde yer alıyor. Üstelik öyle yılda bir iki hafta sonu düzenlenen ve arka arkaya düzensiz maçlar yapılan ligler de değil! Bayağı kulüpler arası hafta sonları yapılan uzun soluklu organizasyonlar. Ha keza puan sistemi de merkezi olarak yerleşmiş durumda. Yani her kulübün kendi farklı puanlama sistemine göre değil. Bizde ise sadece bir kaç veteran kulübü ferdi lig uygulaması yapıyor. Acaba federasyon yavaş yavaş bu konuyu da gündemine alabilir mi? Tabii bu uygulama ile milli takım sporcusu yetişmez belki ama masa tenisi ciddi şekilde tabana yayılır.
    2 puan
  9. Bazı oyuncularin daha iyi manevra için daha küçük tahta almak veya tahtasını küçültme eğilimi var.bazi oyuncular ise daha büyük tahtanın topu daha iyi kontrol ettiğini belirtiyorlar.sizin görüşünüz nedir?
    1 puan
  10. ...biraz geç oldu ama; corç maykıl anısına...
    1 puan
  11. Bir laf(söz) vardır...Yaptıklarım Yapacaklarımın Teminatıdır.. Buyurun işte laf söz yok icraat var... Yazının da.... içeriği de çok güzel ...Bravo hocam... Bu spora katkılarınızın devamını dilerim...
    1 puan
  12. Bu konuyu zamanında ben açmıştım son iki senedir forumda pasif güreşiyordum...Bu son iki senede de konuyu izliyordum... İlk defa sayın hocam.... Bu konun takibini bsg18 nikli yaşı küçük ama akıl küpü bir üye arkadaşa sen artık takip edeceksin dedim...Tamam dedi.. Sadece tamam dedi bulabilene aşk olsun...o gün bugün yok... Gene geldim Swana bu üye bu işin virtüözü... Foruma gönderdiğinde ilk parçada dağıldım..Zaten kulağımın biri yarım duyuyor diğerini de kaybedecektim.. Sevanla telefonla konuşmuştu..., havalardan biraz mikrop yemiş yatak döşek yatıyor..Ayağa bir kalksın foruma gelmem deme lüksü yok...
    1 puan
  13. Bu konuya diğer üye arkadaşların katılımıyla renklenip doğru mesajlarla ortaya iyi bilgiler çıkacağından, yorum yaparken az dikkat diyeyim üye olarak sağlığımıza (yasaklama anlamında) zarar verebilir..... Bu yazının realitesi Devlet politikası vede Ekonomiye dayanır... Bizler bir taraftan ekonomi dokunmalar diğer taraftan da nerede bu devlet diye yazmalara başlarsak....OLMAZ Forumun net kuralları vardır..Forumun ana sayfasında bu kurallar mevcuttur...Bu kuralları esnetmeden saygılı bir şekilde yorumlarda bulunup,forum kurallarına uymamız gerekir.. ...doğru olan da budur.. .... Hem bizlerin hemde forumumuzun düzeni için daha sağlıklıdır..
    1 puan
  14. Hadi buyrun buradan.....Muhtemel Aşk İçin... Kış ayı hastalık ayı diye GRİPİN içip bunu dinleyin.. Başınız ağırırsa da ASPİRİN içip dinlemeyin...
    1 puan
  15. Yeni Fedarasyonumuz bu konunun (alt yapı) üzerine inşallah ciddi bir şekilde gider.. Nasıl gider ne şekilde gider ama gitmeleri gereken en kangren olmuş bir sorundur.. Bu altyapıyı oluşturmayı devletin okullarından mı başlarsınız ,belediyeler lemi organize edersiniz , vakıf veya özel kuruluşlar lamı bu organize olursunuz...Bu yapılanmanın örneklerini Avrupa dan mı alırsınız Asya ülkelerinden mi...Ne yapacağınıza bir yerden başlayın artık... İstanbul da ikamet ettiğimden...( Küçük şehirlerde bu sıkıntıları çok algılanmaz.....vardır yada yoktur) Bu şehir öyle böyle değil ne var ne yok belli değil..evladınız olsa bu sporu seviyorsunuz ama işin içinde değilseniz ne yapacağınız nereden başlıyacağınızı bilemezsiniz...yol yok yordam yok hiç bir bilgi yok....Var mı yok mu olduğu bile belli değil.... Seneledir organize olunamadığı için sadece yok diyoruz.. Artık her bilgi bir tık uzaklıkta ..... Sıkıntıları söylemeye gerek yok hepsi ortalıkta zaten cirit atıyor.... Yeni yönetimin başarılı olmasını dilemekten başkada bir isteğimiz vede arzumuz yok..
    1 puan
  16. Defans tahtalarında, boyutlarını ölçmedim ama en çok hoşuma giden Nittaku Haneyoşhi. Andronun Wanokiwami midori de şimdiye kadar oynadığım ve gördüğüm en büyük tahta. Ofans tahtalarda viscaria boyutu rahat ettiriyor beni. Kesinlikle küçük ve hafif olmayacak ağırlık sorun değil.
    1 puan
  17. Sayın hocam bu tahta ilk çıktığında kim sitelerde def+ yazar dı kimi sitelerde Off- yazar dı.. Defansif lastiklerle yeni defansçı dedikleri türden oyuncu olursunuz..Tenergy (ofansif oyuncuların olmazsa olmaz dediği için en azından forum yazılarında aldığım bilgiler, azcıkta bu lastikle vurmuşluğumdan )lastik takarsanız ofansif yönü olan bir tahta hüviyetine girebilir.. Kısaca nittaku violencello desem....violin in ebat olarak geniş yüzeylisi.. Hocam sizdeki def tahta yeni jenarasyon def tahtadır..Eski defler tava büyüklüğündeydi..Hali hazırda Juic ghost tahta standar üretimde olan piyasanın yanılmıyorsam en geniş yüzey tahtasıdır. Paketinde açılmamış sıfır lastik bile bu ebatlarda olmaya bilir... http://www.tabletennis11.com/other_eng/juic-ghost İnşallah açıklayıcı olabilmişimdir.
    1 puan
  18. bu tahta off mu def mi acaba.bendeki def tahtadan da iri yüzeyli çünkü
    1 puan
  19. İdeal ofansif tahta boyutu....konu bu.... yanisi .....malzeme bilgi alışverişi...7 kişi ankete katılmış, konuyu açan arkadaş artı 2 üyede yorum yapmış... Nerede bizim forumda börek çörek muhabbeti vede benzer yakıştırmalarda bulunan, bıktık bunaldık ortalığı sulandırdınız diye veryansın eden sayın üyelerimiz... Konu burada 4 üncü gününde ilgi alaka almış başını gitmiş, sayfada yazacak yer kalmamış, bırakın bize de sayfada bir boşluk bizde yazalım düşüncesi mi içindeler....yada konunun açıldığından mı haberleri olmamış... Bekliyoruz bakalım hangi malzeme konularında değerli bilgilerini bizlere sunacaklar.. Sohbet konusuna değer vermiyorsunuz sıkıcı gelir anlarım...malzeme bilgilendirme konusuna yakından uzaktan alakanız yok, onuda uzun zamandır gösteriyorsunuz.....En azından bizlere bir tiyo verinde bizde nereye ne şekilde nasıl bir yazı yazacağımızı bilelim... Konuya döneyim...benim ideal ölçüm 154x164 geniş yüzeyli tahtaları sevdiğim için, 5 katlı ağaç karbonsuz fazla titremiyen 5 ile 5,5 mm kalınlığında bir tahta,
    1 puan
  20. Geçmiş olsun.bu sorunun cevabını bu sitede iki kişinin bildiğini düşünüyorum.birisi Rıdvan bey.kendisi bir dönem tahtalar yapmıştı.oldukca da başarılıydı.ikincisi de, efsanevi kaptan Tsubasa(ya da Tsubasa chronicles hangisi olduğunu henüz açıklamamis). O da,duyduğum kadarıyla yıllar önce araştırmış ve kendisine tahta yapmış.bu kişiler sana bir fikir verecektir. Bir de Trm tahta yapımcılarının facebook adresi var.onlara sorabilirsin. Ama tahminimce,verecekleri cevap şöyle birşey olacaktır:eğer çok büyük bir anısı yoksa,çok çok pahalı ve ünlü bir tahta değilse,boşver,değmez,yeni bir tahta al.
    1 puan
  21. Ideal bir ölçü yok herkesin stili kas yapısı sinir sistemi başka. Ölçülerin yanında tahtanın kafasının sapa yakın olan kısmın sapa uzak olan kısma göre daha geniş veya dar olması da aslında çok çok önemlidir. Kimisi kafası ağır tahta sever kimisi hafif. Bu tamamen tercih meselesidir. Butterfly genelde kafası hafif tahtalar üretir stiga ise ağır.
    1 puan
  22. İdeal tahta boyutu hakkında hiç bir bilgiye sahip değilim ama üretici firmaların en büyüğü olan Butterfly ağırlıkla yeni seri tahtalarını 150x157 ebatlarında üretiyor. Benim ise tutkum geniş kafa tahtalar..Bu tahtalar def tahtalar sınıfında çoğunluk teşkil ediyor..Defans mı yapıyorum hayır. Hatta BH tarafında tahtanın genişliğinden dolayı oyunumda sıkıntı bile yaratıyor. Normal bir durum değil ama bizdeki kafa anormal... Butterfly def 3 155x166 ebatlarında...
    1 puan
  23. Çekim çok iyi topların ne kadar falsolu aktığını net 1 şekilde görebiliyorsunuz...
    1 puan
  24. evet efendim yine karşılaştık biraz yazdığım yazılardan bahsedeceğim bugün Yazdığım osuruktan hikayeler içi ne kadar boş olsa da romanın yolunu izler. Her birinde insana dair bir şeylerin sorgulanması araştırılması vardır. az da olsa vardır. çok olsa buraya yazmam zate. çok olsa hiçbiriniz okumazsınız zate. adamı bayar öyle yazılar. hikayelerin genel şeması odisseas 'a benzer. kahramanımız (benim bu kimse üstüne alınmasın) yolculuğa çıkar badireler atlatıp evine ulaşır. olay budur. tabi destan yada romandaki gibi iç içe örülü olayları fazla beklemeyin dümdüz yazıyorum ben. araya bazen bir iki şey atıyorum. Ama odize diyelim artık yazana kadar yazmaktan soğudum en önemli fark bir kral bile yolculuğu sonunda olaylardan etkilenip değişirken benim (onurun taktığı isimle hayvan herif) bir odun gibi hiçbir olaydan etkilenmeyip ders almayıp bir nebze değişim geçirmememdir. yazıda böyleyken durum oturgaçlı göstergeçte değişiktir (televizya) orda film dizi ne halt izliyorsanız insana dair olanın araştırması pek yapılmaz olay entrika üzerinden döner. Ama bu entrikalar dandik entrikalardır. kalitelisi şekspirde bulunur. zaten romanın yolunu izleyemez film. roman bir bakış üzerine 3 sayfa çözümleme yazar filmde istedğin kadar uğraş yapamazsın bunu. yani zaten ayan olanı ne kadar anlatabilirsin... ki, anlatmaya çalıştılar. bokum gibi filmlerle doludur sanat sineması. 3 saat bakar adam içiniz şişer. bi bok da anlamazsınız. roman, ayağa düştüğü için 20.yy dan itibaren entrikayı terk etmiştir. bunda televizyanın ve sinemanın etkisi büyüktür yani şunu demeye getiriyorum: yazılarım saçma olduğu kadar da faydalıdır. peki düzeltiyorum saçma olduğunun onda biri kadar faydalıdır ama ben bir faydasını şahsen görmedim... bu sefer düzgün bir şeyler yazacak diye oltaya gelmişken şunu da açıklıyayım bu sefer bambaşka bir saçma yazı yazmayı planlıyorum. öyle böyle değil hazır buraya kadar geldiniz, tuzağı yediniz okumaya devam edelim lütfen şunu da belirteyim. uzun yazıp saçmalamak konusunda teach and learn müdür nedir başka bir kulvardan yardırmaktadır. abicim bırak sen o işleri. benim kadar saçmasını uzununu yazamazsın. bazen ben yazmaya niyetlenip yazamıyorum sen nasıl benle yarışıcan. gelelim bu seferki maceraya Bu tsubasa ve onur geçen haftalarda bana yaptıkları akıl almaz, çirkince hareketten dolayı çok üzülmüşler. tabi benim gibi bir müttefiki de kaybetmek istemediklerinden abi gel konuşalım barışalım. biz naptık nasıl bir eşşeklik ettik zattiri zuttiri telefonda ağladılar. tamam dedim buluşup konuşalım mevzuyu. neyse efendim kadıköyde buluştuk bunlar altlarında bisikletle gelmişler gıytı gıytı pedal çevirerek yanıma vardılar. böyle taytlar kasklar o biçim ama. dediler abi ne istersen yaparız tatlıya bağlayalım şu işi bizi affet. tamam len dedim pisikletin önünü kaldır 10 pedal çevir affedecem sizi. her ikiniz de yapacaksınız. bu voltran gibi giyinen arkadaşların havası o andan itibaren söndü arkadaşlar. onur 1.5 pedalın üzerine çıkamadığı gibi 4 saatin sonunda tsubasa 6.5 pedal basabildi. hayır istemez olaydım. gıytı gıytı pedal sesinden başıma ağrı girdi. bunların kasklar yana devrildi kaydı taytları sündü çatal göründü. dedim ben ne yapıyom ya ne yapıyom işte tam böyle derken tsubasanın eşi geldi . elinde kundağa sarılı bebek, göğüs hizasında kaldırmış bana tutuyor " bre zalim tsubaya acımıyosan kundaktaki bebeğine acı" diyor. vicdanım jın jın etti efendim. bebeğe bakıyorum ağlıyo kundakta, üzülücem çocuğu dolma gibi sarmışlar yaprak sarmaya benzetiyorum, çocuğu yaprak sarmaya benzettiğim için kendime kızıyorum, eşini kadıköye getirttiğim için kızıyorum kendime, karmakarışık duygular içindeyim... derken sen bir tane dev bir kartal uç çocuğu kap! evet aynen böyle oldu. kartalın başı erol taş idi, alt tarafı ediz hun idi. ne biçim kartal. ağzımız açık bakarken evlat yetiştirmiş tecrübeli onur hiç tereddüt etmedi. 110 kiloluk o cüssesiyle hop diye bi sıçradı - ben diyim 10 metre sıçradı siz deyin 15 metre sıçradı. havada yakaladı kartalı. tecrübeli baba işte her şeye hazırlıklı. yakalayıp indirdi yere altını değiştirdi temizledi pudraladı kartalın altı da üstü de erol taş oldu bu sefer. çok sinirlendim ben. nerede lan çocuk dedim. utanmıyon mu kundaktaki bebeği kaçırmaya. çabuk geri ver yoksa bi kamyon dolusu döverim seni dedim. erol taş ağlamaya başladı; ama filmlerdeki gibi yalandan ağladığından şüphelendim bir an. " yapma abi ben onu valla billa yaprak sarma zannettim ondan uçtum üstüne" dedi ya dedim beyaz yaprak sarma mı olur! hiç mi yaprak sarma görmedin. çıkar ver çocuğu. al dedi kolunun altından çıkarıp verdi. valla bilsem çalmazdım dedi. tsubaya verdik çocuğu eşiyle sarıldılar mutlu oldular. biz izlerken mutlu olduk ama altında çocuk beziyle bir erol taşla kadıköyün ortasında da fazla bekleyemezdik. gel dedim sana giyecek bişeyler bulalım Bim ' e gittik ucuz bişeyler alalım giydirelim şuna dedik. ordan yurt konserve yaprak sarması da aldım buna çom çom yedi hepsini. bir anda bim' in ortasında beyaz bi ışık belirdi. erol taş bize döndü "vakit geldi gitmem lazım" dedi ya sen niye geldin ki zaten dedim dur ben sana yardım edeyim buna arkadan voleyi bi çaktım ışığın içine uçtu gitti tsuyla onuru da affettim gıytı gıytı neşe içinde dolaşmaya gittiler neyse efendim tsubasa' nın gerçekten bir bebeği oldu. yazının amacı buydu buradan ailesine sağlıklı şanslı uzun bir gelecek diliyorum. çok güzel günleriniz olsun sevgi ve saygıyla sevan
    1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 0 Gizli, 234 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..