Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 18-05-2017 de en çok beğeni alan içerik
-
Daha yeni lig maçından döndüm, yıllardır gördüğümüzden farklı bir manzara yoktu. Hakemler saklamak ne demek bilmiyor. Soruyoruz ya cevaplayamıyorlar ya da mesela topu elin içinde tutarken düşmesin diye avuç içini biraz bükeriz ya onu saklamak sanıyorlar, rakibe topu göster diyorlar. Şaka gibi... Saklamayı biraz bilenler kolla saklamanın yasak olduğunu ama omuzla saklamanın kurallara aykırı olmadığını falan sanıyor. Bütün bunlar çok ciddi zayıflıklar. Ama bir de şu var, diyelim ki hakemler çok iyi biliyor, oyuncunun sakladığını da görüyor, ama çoğu zaman cesaret edip de söyleyemiyor. Çünkü oyuncular bu camiada daha baskın. Çoğu servislerine itiraz edildiğinde olay çıkarıyor. Hakemlerin çoğu da servis saklamak ne demek bilmediğinden, servis saklıyorsun diyen hakem sorunlu problemli hakem oluveriyor. Kimse de çirkef tiplerle uğraşmak istemiyor. E her lig etabından sonra servis saklayanlardan servis yeyip maç kaybedenler "lan ben salak mıyım" deyip servis saklamaya başlıyorlar. Ben saklayamıyorum, yasak gelince bıraktık, şimdi istesem de saklayamıyorum. Psikolojim bozuluyor. Kurallara aykırı iş yapıp da rakibin yüzüne pişkin pişkin bakmak da aynı bir sinir sağlamlığı istiyor. Ama rakip özellikle pişkinlik ediyorsa çok sinirim bozuluyor. Sadece servis saklayarak iki gömlek daha iyi oynayanlar var ki zaten camiada hemen biliniyorlar. Hangi şehre hangi ortama gitsem servis saklayan solak var ya desem hemen aynı isimler dökülüyor ağızlardan. sonuç olarak kuralları bilerek çiğneyenler bu durumdan fayda sağlayıp, kurallara uyanlar zarar görüyorsa orada kurallara çoğu kişi uymaz. Emniyet şeridine girmek, servis saklamak, sırada kaynak yapmak, torpil istemek vs vs bizim kültürümüz olmuş.6 puan
-
3 puan
-
Ya aslında konu çok basit. Avcunu düz açıp, topu en az 16 cm yukarı düz bi şekilde atıp, vücudunla saklamadan vuruşu yapacaksın. Görüldüğü üzere 1 cümlede anlatılabilinen bir kural! Ama illegal servis atmak için de epey antreman yapmak gerekiyor. Benim merak ettiğim, bu zamanı niçin oyun içi vuruşları daha iyi yapmaya çalışmak yerine sahtekarlık için harcadıkları...2 puan
-
2 puan
-
İmgeleme (İngilizce visualisation,imagination), bir olayı adeta gerçekten oluyormuşçasına zihinde net olarak canlandirmadir. Bir anlamda zihinde simülasyon yapmak da diyebiliriz. Hayal kurmaktan farkı, hayalin daha bulanık, imgelemenin ise bir film gibi açık ve net olmasıdır. Birçok senarist filmini çekmeden önce zihninde tasarlar ve bunu sonra yönetmen de tekrar eder. The Matrix filmini çekmeden önce wachowski kardeşler önce zihinlerinde filmi oynatmış,sonra teknik ekibin boyle zor bir filmi anlaması için çizgi roman haline getirmiştir. İmgeleme aslen doğu kültürünün bir parçasıdır. Duada ve meditasyonda kullanilir.acik yaralardan kanser hücrelerinin iyileşmesine kadar doğu kültüründe kullanılan bir tedavi yöntemidir. Zihinsel gücün,imgelemenin önemini keşfeden batı "NLP","otojenik çalışma","düşünce/zihin gücü", "beynin gizli güçleri", "nefes ve imgeleme ile iyileşme teknikleri" gibi kavramları doğudan alıp parlatmıştır. İmgeleme birçok alanda kullanılır. Bilim insanları bir icadı yapmadan önce kafasında ayrıntıları ile hayal eder. Bir mimar yapıyı önce farklı yönleriyle düşünür taşınır. Dualarda bile imgeleme esastır. edeceğiniz duanın konusuna ne kadar iyi konsantre olur ve kafamızda canlandirirsaniz, dilekleriniz gerçekleşmesi o kadar yakın olur. Sporda imgelemenin dogrudan ve belirgin olarak kullanıldığı alan serbest dalıştir.static,dnf,dyf gibi nefes tutma,su altından paletli ve paletsiz gidiş veya çeşitli tipteki ağırlıklı dibe dalış tekniklerinde, ciğer kapasitesnden ziyade zihinsel çalışma ve imgelemelerle, düşüncelerini farklı yer ve olaylara canlı ve gerçekmiş gibi kanalize ederek belli bir süreye kadar su altında kalabilirler. Elbette ciğer kapasitesini artırmak için de antrenman yaparlar.ama en iyi dalıcı, en iyi ciğer kapasitesine sahip olan değildir. İmgeleme sporda sadece dalışta kullanilmaz. Birçok koşu ve yüzme antrenörü de bunu kullanır. Özellikle yarışma öncesi, heyecanlanan öğrencileri için bazı hocalar, yarış öncesi birkaç gün önce son provalari yaptirip tapering(antrenman yoğunluk,şiddet ve periyodu azaltma)sürecini daha fazla uyguladiklari donemde,yarış gününe kadar, öğrencisine zihninde aynı provayi yaptırır. Boks,taekwondo,güreş,voleybol ve masa tenisi gibi,rakibin yaptığı harekete göre müsabaka sırasında anlik taktik belirlemek veya önceden video ile analiz edilmiş hareketleri rakibe karsi önce zihinde,sonrasında ise hem antrenmanda canli pratik yapmak, hem de antrenman sonrasında yine zihinde canlandirmak büyük önem taşır. Bazı filmlerdeki bir çekim tekniğini gördüğünüzü sanıyorum. Bir asansörde Kahraman 4 kisi arasındadır ve 30sn icinde kavga olacaktır. 10 saniye içinde 3 farklı senaryoyu (muhtemel hareket tarzlarını) kafasında canlandırır ve sonra silahlı adamları etkisiz hale getirir. Kahramanimizin yaptığı aslında imgelemedir. Mission impossible 2000de dougray scot in oynadığı sean karakteri ise özelliklerini çok iyi bildigi,rakibi ajan Erhan Hunt in binaya en sessiz ve güvenlik görevlilerine zarar vermeden nasıl bir jimnastik ve akrobasi ile gireceğini de once zihninde canlandırıp buna göre kendi planini yapar. Bu bağlamda imgelemeye taslak plan,plan veya amacın kendisi ya da bu kavramları oluşturan en önemli husus da diyebiliriz. Peki masa tenisinde nasıl kullanabiliriz bu imgelemeyi?Hani ikide bir masa temizleyenler, dışarı çıkan toptan sonra yavaş hareketlerle masaya gelenler var ya?(Belki de siz) bilinçli veya bilinçsiz, net veya bulanık bir plan yaparlar.Bu bir bakıma imgelemedir. Tabiiki her temizleme işlemi maçı getirecek diye birşey yok.fakat faydası olduğu kesin. Bu faydayı daha da artırmak için rakiplerin maçları izlenerek oyundaki hareket tarzlari izlenmeli ve bunlar hem zihinde canlandırılarak hem de antrenmanda canlı uygulanarak pekiştirilmelidir. Maç esnasında oluşan sürpriz senaryolarda da derhal ve hızlı bir şekilde imgelemeyle irdelenmeli ve alternatif senaryolar üretilmelidir. Antrenörler de gerek maç sirasinda, gerek antrenmanda bunları kafasında düzgün bir şekilde canlandırmali/yaşamalıdir. Bu şekilde öğrencisine daha faydalı olacaktır.aksi takdirde öğrencisine faydadan çok zararı olacaktır. Birçok hoca "kolunu kaldır", "haydi simdi eller havaya,daha canlı" diyerek öğrencilerini ateşlemeye çalışır ama öğrencisi ya dinlemez, ya da hiç birşey anlamaz (Fatih terim Örneği).Oyuncunun eli ayağı birbirine girince de maç salla pati gider ve hüsran olur. ("yapamıyorsun, beni anlamıyorsun, beceriksizsin!") İmgeleme, psikolojik/zihinsel hazırlığın da temelini oluşturur. Zor ama ulaşılabilen bir Hedef koymak, belirlenen hedefe/basariya odaklanmak, ilk once onu zihinde net bir şekilde canlandırarak yani imgeleyerek olur. Stratejiler ve sürpriz taktikler/taktiklere karşı koyma önce zihninde bunu net bir şekilde tasarlamakla mümkün olur.İmgelemek ve bunu pratiğe dökmek ile ilgili iki örnek vermek istiyorum. 2010 yılında milli takım seviyesindeki bir maçta Ma long, 2-0 ondeyken, 3-2 timo boll a kaybeder. Almanlar artık Çinlileri durdurmanın yolunu bulmuştur(?)ama bütün üst düzey Çinli hocalar düşünür,zihinde canlandirirlar ve timi boll un, daha önce hiç düşünmedikleri bir açığı olduğunu fark ederler.timo boll çok temiz fh spin oyuncusudur. Lakin topa sert girmekle/girememekle ilgili kronikleşmiş bir sorunu vardır.(bizim seviyemiz için değil,arşı delip uzaya uçanların seviyesinde) Çinli oyunculara bazı servisleri high toss no/low Spin, yani yüksege atılip bol spinli/falsolu gibi gösterilen ama boş ve hızlı top atmalarına yönelik antrenman yaptırırlar. Maç zamanı gelince de bu taktiği kırılma anlarında uygularlar.timo boll bu toplara Avrupa tarzı kendine has top spinleri (ama Çinliler için göreceli olarak yumuşak) basar ama dönüşte/3.toplarda zor durumlara düşer. Aktif bloklara ve şutlara karşı kötü performans sergiler. Tüm A takım ulusal çin oyuncuları üstünlük değil, ezici üstünlük kurdu timi boll a.İsin kötü tarafı, en olgun döneminde hocaları veya t.b bu soruna karşı hamle uretemediler.aradan 7 yıl geçti ve t.b kariyerinin sonunda. bulunacak bir çareyi antrenmanlarda çalışmak ve uygulayacak yeterli zamanı ve fiziksel kapasitesi sınırlı. Timo boll birkaç yıl sonra "keşke 20 yıl önce doğmuş olsaydim" der.keske Avrupa'nın belki de en iyisi olan Alman antrenörler de Çinli hocalar kadar imgeleme yapabilseymis!. (Almanlar,gerçekten çalışkan ve iş disiplini yüksek bir millet.Hem bilimde,hem hem endüstride,hem de sporun her dalında Avrupa'da Ryslarla birlikte,toplamda 1 numara,en büyük.dunyada da ilk beşte. Ama disiplinli savaşmak bazen yetmiyor,zihninizi de özgür kılmaniz lazım.) Efsanevi Waldner ise hayatı boyunca farkli bir yönde ilerledi. En büyük özelliği en hızlı veya güçlü olmak değildi.ama rakiplerinin adeta her hareketini biliyordu ve buna göre de her zaman gerekli tedbirleri almayı başardı. yaşı arttıkça yavaşlamasına rağmen yine de üst düzey maçlar çıkardı. Bana göre, özellikle belli bir seviyedeki rakipleriyle maçı önce kafasında oynuyordu. Bunun için de imgeleme ve empatiyi kullanıyordu. Elbette sadece imgeleyerek/zihinde canlandırarak/düşünerek/dua ederek, fiziksel çaba gerektiren bir zorluğu asamazsiniz ama onsuz da eksik kalırsınız. Unutmayin, Herşey zihinde başlar.1 puan
-
Hocam ne yaptın sen böyle.. Bu hakemi buraya getirsek önce lafla döveriz..hızımızı alamayıp birde arkasına teneke bağlarız.1 puan
-
Hakemler görevlerini layığıyla yerine getirseler, oyuncunun bilerek yada bilmeyerek hatalı servis atmasının bir önemi olmayacak. Oyuncu uyarılır ve tekrarında, kurallar neyi gerektiriyorsa gereği yapılır. Hakem görevini yerine getirmeyince oyuncular karşı karşıya geliyor malesef.1 puan
-
Hayat tecrübesi olarak tüm konularda farkettiğim bir hususu anlatayım: kuralllara uymayanlar, yetkililer (hakem,bashakem vb..) tarafından yetersizlik,art niyet ve daha da kötüsü ... Gibi sebeplerle cezalandirilmayinca, diğer insanlar da kendine göre hak düzeltmesi yapıyor. Zamanla çoğunluk yozlaşıyor, çoğunluk içinde de bir çoğunluk kendilerini en azından daha az hileci olduğu için iyi insan olarak görüyor. Gerçek düzgün insanlar da enayi oluyor. Ne zaman bu hatalardan dolayı büyük bir bela veya hayat kaybı yaşanıyor, o zaman da sadece bir günah keçisi aranıyor. Adama diyorsun bu yaptığın kurala aykırı. o da diyorki "herkes bunu yapıyor zaten, buralarda herkes böyle..".1 puan
-
Evet haklısınız. Aynı olayları hep yaşıyoruz. Kuralları okuduğu halde anlamayanlar da çoğunlukta. Mesela: Topu eline alır almaz havaya atıp servisi kullanıyor, halbuki topu eli açık olacak sekilde gösterip sonra servisi kullanması lazım. Topu gösterip sonra elini masanın seviyesinin altına indirenler de var. Masanın içinden topu gösterip atanlar, topu parmaklarıyla tutanlar, elden çıkarmadan atanlar, yataya yakın atanlar, top havadayken kolunu çekmeyip son anda çekenler, bariz koltukaltı atanlar, topu eliyle havaya kaldırıp düşmeye bırakıp servis atanlar, neler neler var.1 puan
-
Bu sene katıldığım üniversite maçlarında şahit olduğum birkaç örnek vereyim: Rakip (bu sezon 1. ya da 2. ligte oynuyor) sağ elle, bizim takımdaki sol elle oynuyor. Rakip vücuduyla top saklıyor ve uyardığımızda masanın orta kısmını göstererek 'orda bekle o zaman diyor'. Başka bir maçta rakip yine vücuduyla top saklıyor ve baş hakemi çağırıyoruz. Baş hakem geliyor ama izleyeceği yerde başka birisiyle sohbet ediyor. Baş hakem 'iki hakemin de görmesi yeterli' diyor. Bunların dışında yine uyarılınca ben senelerdir ligte oynuyorum diyen tipler var.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 0 Üye, 0 Gizli, 284 Misafir (Tam liste)
- Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
-
Konular