Sualiniz haliyle bir genelleme taleb ediyor. Oysa herkes biriciktir. Şu an, şu kainatta herkesten bir tane var, barnak izi misali. Bunu defalarca tekrar etmeme rağmen, burada bunu bir kerre daha hatırlatmanın icab ettiği tabak gibi ortada.
Biricikliğinizi hissediyor musunuz? Hayır, böyle olduğunuzu düşünmeyiniz; bunu hissetme zarureti var. Neye mi beyle söylüyorum... Çünkü şekliyle, ağırlığıyla kendiniz için uygun tahtayı tam manasıyla , ancak kendinizi kendinizin hissettiği noktadan başlayarak bulabilirsingiz. Başkalarının tavsiyeleriynen deel.
Tahtalar herkesin kendisine göredir. Aslında bu konuda umumi sonuçlar ve sohbetlerde duyduğumuz lakırdılarla hareket etmekle ekmeğimize yağ sürmüş olmayız. Bütünüyle kendi oyun ve hareket tarzımıza odaklanarak, yalnızca bizim için uygun ekipmanı bulmak yine bize düşer. Deneyimli ihtiyarlara da kulak vermenin bazen bu yolda işleri golaylaştırdığı da vakidir.
Aar raketi savurursak topa afif raketi savurduğumuzdan daha fazla hız ve yön değişimi getirebilirik. Momentum yaratmak kolaylaşır. Masadan nispeten uzakta oynuyorsak bunu işe yarar bulabiliriz. Bu, bazı bünyelerin kaslarına daha çok yük bindirebilir, doğru, lakin bu daha başka bir meseledir, sipesifikdir. Bu aar raket daa iyidir, oburi kötüdür manasına gelmez. Pekiyi ne manasına gelir?...Şuna; aar raketi savurursak, topa, afif raketi savurduğumuzdan daha fazla hız ve yön değişimi getirebilirik, hepisi bu. Bu da masa tinisinde ekmeğe sürülen bir yağdır.
Bileğe ve raketi tutuşa göre bazı bünyeler, nispeten aar ekipmanla oynadıklarında çeşitli arazlar gösterirler, yakınan da pek boldur. Zira kafa, düşünmek habire, puroblem yokusa da puroblem yaratır.
Eğer bileğimiz ekipman aar diye incinmiş, bağlarında yırtılma olmuşsa bunu başkalarına sormak yerine, dinlenip vücudumuza iyileşmesi için zaman tanıyıp ( tam iyileştiyse bağ, orası öncekinden daha da güçlenmiştir ), eski ekipmanımıza dönebilir, çivilerimizi, sipinkslerimizi gerçekleştirebiliriz. Veya tamam, biraz daha hafif ekipmana geçesin. Hepisi bu, bundan neye puroblem çıkaralım.
Kimi oyuncu gafası aar raketi beyendiğini ifade eder, kimisi aarlık merkezi ele yakın olsun ister. Bunların biri, oburinden ne daa iyi ne daa kötüdür. Oldukları gibidirler. Buna nazar-ı dikkat celbetmekle, herşeyi bölen ve paso mukayese eden zihnin garma garışık patikalarında, bir uyku halında, oradan oraya savrulmak yerine, ekmeğimize yağ sürmüş oluruz.
Biz ne istiyoruz, o önemlidir, onu bulursak rahat ederiz. Bununla kendim oynayacam, şu an da geçmekte olan ömrümde onunla ben seyahat edecem, kimesne bunu benim yerime yapamaz, neye onlara sorayım. Bunun cevabı diğerlerinde değildir, onlar da başkalarından ööle olduğunu duymuşlardır...veya kendi tecrübelerine göre söylüyorlarsa da, dikkat buyuralım bu, yine de onlara göredir.
Ne tarz ekipmanna oynayacaamızın cevabını kendimize daha çok dikkat ederek alabiliriz. Yiğitlerin kendilerince yourt yidikleringi unutursak, ekmeğimize yağ sürmüş olmayız.