Budur.
Bariz veya değil, vurduğum top karşıya çarpmadan dışarı giderken rakip, raketi , takıları, giysileri veya bedeniyle kendi sahasının üzerinde bu topa değmeyecek. Değerse sayı benim olur.
Top karşıya çarpmadan dışarı giderken, rakip kendi sahasının dışında topa vurabilir, topu tutabilir veya hiçbir şey yapmaz; hepsinde de sayı rakibin olur.
Saha alanından kasıt, rakip masa alanının kenar çizgilerinden tavana doğru dikey yükselen hat ve o hattın içinde kalan alandır.
Bazı toplar dışarı gidiyor gibi görünse, topun hareket ederken çizdiği çizgi top henüz masa üzerindeyken o an bizde dışarı gidiyormuş gibi bir izlenim uyandırsa da, bazen son anda masaya veya kenarına çarpmaktadır. Dolayısıyla, ''masanın üzerindeyken topa dokunmama'' genellemesi özellikle bu tarz toplara yönelik olarak burada yerini almıştır. Kural, haliyle, mesela çok yukarıdan gelen, bize kesin, bariz dışarı gittiği izlenimini veren ve sonunda hakikaten de öyle olan topları da kapsamaktadır. Arada onlar da yanmaktadır. Evet, o toplara da kendi sahan üzerinde dokunmayacaksın, yoksa sayı benim olur. Bu bir kabullenip, öyle oynama biçimi; bunun böyle oynanması taraftarıyım.
Kural, bir genelleme. Oysa ''bariz dışarı giden top'' özel bir durum, ''dışarı mı gidecek yoksa masaya mı çarpacak'' gibi bir top başka bir özel durum. Kural, özellikle, bu ikinci tür topların değerlendirilebilmesine yönelik, topun hareket sürecinin tamamlanmasını bekleyip, böylece emin olmamıza yönelik. ''Bariz dışarı giden'' toplara da uygulanmasına, onları da kapsamasına şarlamayalım. Öyle bile olsa, o toplara masa üzerinde dokunmayalım, o toplarda da kuralı uygulayarak oynayalım. Böylece, dışarı giden toplara masa üzerinde dokunmaktan kaçınma şeklinde aktifleşen bir maharet de oyunun bir parçası olur, dikkatimizi biler.