Liderler Panosu
Beğenilen İçerik
Tüm bölümlerde 30-03-2022 de en çok beğeni alan içerik
-
Oynarken, servis atarken karın bölgesini, ''hara''yı, ''tan tien'' veya ''dan tien'' i kullanmayı vurgulamasını son derece yerinde, yararlı ve sevindirici bulduğumu ifade etmek istiyorum. Teşekkürler Pengfei Jiang. Teşekkürler Timo Boll. Bunun haricinde, videoda her biri başlıbaşına ele alınıp, üzerinde çalışmayı gerektiren pek çok konuya ard arda geçilmesini hızlı ve yüklü buldum. Elbette mevzu kişinin kendi vücuduyla uygulamalı olarak, yaparak öğrenebileceği bir mevzu. Bunları dinlemiş, vidyoyu izlemiş olmak, vidyoda anılanları öğrenmemizi sağlamıyor. Ancak bağlantı kurarak, yaparak, yanılarak, deneyimleyerek öğrenebiliriz. Vuruş yaparken ve yer değiştirirken iki türlü hareket etme şeklinden söz edilebilir: Biri, günlük hayatta diğer işlerimizi yaptığımız, çoğunlukla yapmaya alıştığımız gibi bir hareket etme şekli; yani ''kafadan''. Yani kafa komutu veriyor ve kol, onu yerine getirmek üzere hareket ediyor. Kollarımıza ulaşan sinirlerin ensemizden aşağıya inip, ikiye ayrılarak kollarımızdan ellerimize ulaştığına dikkat edelim. Bu manada, kollar, kafanın uyrukları, onun buyurduklarının yapıcıları, kafanın, göğüs bölgesi takviyeli uzantılarıdır. Kafadan hareket ederken, tam bulunduğumuz anda, gücümüzü asıl almaya başladığımız yerle, zeminle bağlantımız az veya hiç yoktur. Bedenimizle de. Kafa, bedeni, ondaki canlılık ve hassasiyetle bağlantı kurmaksızın, bedeni, buyruklarını yerine getirecek bir mekanizma olarak değerlendirmektedir. Yaşadığımız yepyeni anda, bulunduğumuz yer ve koşullarla onların gerektirdiği şekilde tam olarak bağlantı kurmaktan ziyade, ezbere, otomatik, eski ( kafaya ne yüklenmişse onlarla) tepki gösteririz, ister istemez kendimize karşı zor kullanır, bölünürüz. Diğeri de karından, kung-fudaki, çin tıbbındaki ''tan-tien''den veya japonca ''hara''dan hareket etmektir. Karın merkezinden yayılan enerji elbette yine kafadan geçip kol ve ellere uzanmaktadır ama bu kez daha derin bir yerden, ''merkez''den, kafada olup bitenlerin de kaynaklandığı yerden, derinden gelmektedir. Hara, yani leğen kemiğinin üstü, bağırsaklarımızın ve son derece yoğun sinir ağlarının olduğu bölge, yediklerimizi (ve yaşadıklarımızı) hazmetme ( veya hazmedememe) bölgesidir. Aynı zamanda gelişimimizin en erken dönemlerinde, annemizden gelen göbek bağının ucunda oluşmuş sonra da oradan büyümeye başladığımız bölgedir burası: yani omurga, diğer organlar, gözlerimiz, kaslarımız falan daha oluşmamış, henüz daha filiz hallerinin bile öncesindeyken, göbek bağının bittiği yerin ucunda biz, güp güp atan, an be an oluşan ve çevresinden söze pek öyle kolay dökülemeyecek de olsa izlenimler alarak şekillenen capp-canlı bir halde idik. Ve varlığımızın derinlerinde bu izlenimler hala capcanlıdır. İkinci beyin olarak da adlandırılan Dan-tien aynı zamanda fiziksel ağırlık merkezimizdir. Ucu, göbek deliğimizin yaklaşık 5 cm. kadar altına yerleştirilmiş bir değneğin ucunda havaya kaldırılmamız ve orada çabasızca mükemmelen dengede durmamızın mümkün olduğunu biliyor muydunuz? Doğrusu, cambazlıkla, jiminastikle, hatta belki güreşle iştigal edenlerin bu denileni takdir etmekte gecikeceklerini sanmıyorum.. Onlar, kendi pıratikleri esnasında bunu sezmiş ya da fark etmişlerdir. Hara bölgesi aynı zamanda tüm savaş sanatları uygulamalarında başat bir öneme sahiptir. Orası merkezdir. Hareketlerin merkezlendiği, oradan başlayıp, oradan koordine olduğu yerdir. Yaptığımızın etkili, güçlü ve yaparken bütünleşmiş olmamız için, merkezimizden, haradan hareket ederiz. Servisin vücutla atılması gerekliliğinden de kasıt budur. Bunu Liu Guoliang'ın bir dersinde de görmüş idim. Deney: Arkadaşınız 1 mt. önünüzde, kolları gövdesine yapışık vaziyette ayakta dursun. Bir kaykaycı misali bacaklarını hafif açıp dizlerini de hafifçe kırarsa, yerle bağlantısı da güçlenecektir. Şimdi siz, yandan, ''kafadan'' hareket ederek, avuçlarınızla arkadaşınızı, onun omuzuyla dirseği arasındaki bir bölgeye temas ederek, onu olduğu yerden etmek amacıyla kısa bir süre itip, bırakın. Arkadaşınız bu sırada itişinize dirensin. Şimdi siz de dizlerinizi hafifçe kırın, dikkatinizi de göbek deliğinin 5 cm. altı merkez olacak şekilde karnınıza verin. Kollarınızı arkadaşınıza doğru uzatın ve bu kez hareketi kafadan değil, dikkati orada tutarak karnınızdan başlatarak itin. Şimdi kollarınızla bir şey yapmanız bile gerekmemekte, karın merkezli hareket ederek onu tüm varlığınızla itmektesiniz. Arkadaşınız yine dirensin. İki durumda da açığa çıkan gücü, etkisini ve kalitesini hissedin, deneyiminizi birbirinizle paylaşın. Halihazırda ''kafadan'' hareket etmeye alışmış olduğumuz için, ''hara'' merkezli hareket etmek çalışma gerektirir. Gün içinde her hatırladığımızda ''haraya gelirsek'', bunu daha sonra kendiliğinden daha kolay hatırlamak ve yapmak için sistemimizde kendimize yol yapmış oluruz. Mesela oturduğumuz yerden kalkarken karnımıza bağlanmak ve hareketi buradan başlatmak. Diğer hareket edişlerde de hatırladıkça bunu yapmak. Zevklidir ve keşif de doludur bu. Ancak karnımızı hatırlayıp, o bölgeyi hissedip, oraya yerleşip, oradan hareket ettiğimizde, kafa karışıklığımız ve sağımızı solumuzu şaşırmışlığımız azalır, gücümüze, kendimize ve olduğumuz yere geliriz. Khabib Nurmogamedov'un altına aldığı rakibi nasıl sürekli kendi karnı ve pelvisiyle preslediği ve böylece boş kalan kollarıyla da üstten ayrıca çalıştığını paylaştığı kısa bir eğitim videosu da var bu mevzuda. ''Hara'' bahsinde özellikle Koechi Tohei'nin Aikido videolarına da bakılabilir.1 puan
Liderler panosu zaman dilimi: Istanbul/GMT+03:00
-
Çevrimiçi Kullanıcılar 1 Üye, 1 Gizli, 368 Misafir (Tam liste)
-
Konular