Sayın Kayra,
bu başlık altında kaleme aldığınız satırları bir kaç kez dikkatle tetkik etmiş olmama rağmen, satırlarınızda pütür lastikle kesme vuruşu yapabilmek istediğinize dair herhangi bir dilegetirişe, hatta bu istikamette bir imaya dahi rastlamamış olduğumu dile getirmek istiyorum. Takdir edersiniz ki, anlayışsızlığa dair bir yakınma ancak anlaşılacak olanın ne olduğu ortadaysa anlamlı olabilir.
Şayet ağlamasının tonuna göre yavrusunun ihtiyacının ne olduğunu kestiren bir ebeveyn olmamı bekliyorsanız, size şimdiden, doğrusu sizi pek yaman bir sükut-u hayalin beklediğini söylemek isterim.
Oynayanlar, oynayışlar öncedir; bunlar gözlenir, teoriler de bu gözlemler sonucu sonradan ortaya konur.
Varoluş öncedir, yıldızlar gezegenler öncedir, bunlar gözlenir, teoriler de bu gözlemlerden sonra ortaya konur. Yokusa önce teoriler vardır da, galaksiler, seyyareler sonradan ortaya çıkmaz.
Teoriler olmasa da insanlar bal gibi oynarlar, oynuyorlar, Sayın Kayra.
Değil mi...Doğrusu bu olguyu, söyleyeceğinize dair bir kanıt sanmanız pek hoş...Sanki anasının karnından profesyonel sporcu olarak çıkmaya çabalayanlar var da, sanki bugüne kadar bunlardan biri dahi başarılı olamamış.
Öyle ise iki tarafı düz lastikli rakete geçiniz ve çivi, sipinks, bulok, kesme, kontra- sipinks gibi temel vuruşları hem forhend hem de bekhendden bir sirk cambazı düzeyinde iyi yapabilecek hale gelene kadar temrin yapınız. Pütürlü lastiklerle oynamayı ise ancak bundan sonra gözönünde bulundurunuz. Şayet o vakit de pütürle oynayacaksanız o zaman oynayınız; kuvvetle muhtemeldir ki, o vakit ekseriyetle muzaffer olacak, dahası envai çeşit ligden envai çeşit takımdan nice cazip tıransfer teklifleri alacaksınız.
Başlangıçta, tam da olması gerektiği gibi, hiç bir şey bilmiyordum, hiç deneyimim yoktu. Oynayanları, nasıl raket tuttuklarını, nasıl vurduklarını izleyerek ve benzer şekilde, onlar gibi yapmaya çalışarak başladım. Bu oynayanlar, antrenörlerin çalıştırdığı oyuncular idi Sayın Kayra. İzleyerek ve oynayarak bir gıdım, bir nebze öğrendim.
Sayın Tunay, sizin dinlemeniz, birisinin size anlatmasından daha önemlidir.
Evet Sayın Kayra Tunay.
Bir tek an vardır; hep onun içindekiler değişir, yenilenir.
Zaman geçmez, siz geçersiniz.