Sayın Saadettin,
Teşekkür ederim, ''Masa Tenisi'' namıyla takmış olduğum at gözlüğünden bendenizi kurtardığınız, haydi mübağalayı o kerteye vardırmadan ifade etmeye çalışayım; şayet masa tenisini mütemadiyen muzaffer olmaya, hep daha ileri, hep daha yükseğe çıkmaya, hep herkesi yeneyim'e yönelik, yarışmacı bir tarzda oynuyor ve ekseriyetle de bu gayeye ulaşıyorsam, o vakit ''oyunu ben mi kontrol ediyorum yoksa aldığım ekipman mı beni yönetiyor''un hiçbir ehemmiyeti kalmıyor, artık pırıl pırıl, tertemiz, daha da hür, sanki omuzumdan yük kalkmış gibi hissediyorum. Ne önemi var; o mu beni yönetiyor, ben mi onu, nass'olsa gereken temrinleri yapıyor, tekinikileri öğreniyor, muzaffer oluyor, yeniyor, yeniyor, yeniyor, yeniyorum.
Ekipmanla hiç kafamı yormazam; çözmeye falan uğraşmazam. Neye dert çıkarayım kendime durduk yere? Haa, lakin dersem ki bunu çözmek de yükselişin bir parçası, bunu da çözersem yükselmeye bir faidesini bulurum, oyunuma olumlu bir katkısı olabilir, başım göğe erer; bakın bu zaviyeden hiç bakmadıydım; çözeyim o vakit bunu da, başım da ersin göğe...