Fatih Birinci

Çünkü BOLL Timo, GER, sadece iki Pro Tour'a katıldı bu sene: Katar ve Almanya'dakilere... Yani kriterleri karşılamıyor.

Ma Lin'i hiç zannetmem, hiç formunda değil, bence şu an Xu Xin bile onu rahat alabilir. Evet Zhang Jike'nin bu "savaşan köpek" durumu gerçek gibi. Adam maç içinde giderek daha iyi oynuyor, karşısındakinin özgüveni arttığı zaman onun daha da çok artıyor. Karşısındaki onu ezmeye başlayınca adam gaza geliyor! Böyle birini yenmek zor tabii. Morali bozuldukça oyunu iyileşen bir oyuncu. Ancak Ma Long bence halen dünyada en şık oynayan oyuncu. Tabii ki bir Zhang Jike - Ma Long maçı da şu an dünyada en şık oynanan oyun. Top yuvarlaktır tabii. İki kişinin oyunu -seviyeleri farklı da olsa- her zaman aynı galiple bitmiyor. Kaldı ki bu ikisinin seviyeleri de birbirine çok yakın. Zevkle izleyeceğiz kardeşim.

Değişik bir bakış açısı. "Bilerek müdahale..." Olabilir de aslında. Nihayetinde Çin'in adını masa tenisine kazımak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor adamlar.

2011 yılında ITTF Pro Tour kapsamında 16 tane turnuva yapıldı. Bu turnuvaların en az 6 tanesine katılan ya da bu turnuvalardan her biri farklı bir kıtada olmak üzere en az 3 tanesine katılan oyuncular ITTF Pro Tour Grand Final'e katılma hakkı kazanıyorlar. Bu turnuva bu sene 24-27 Kasım 2011 tarihleri arasında Londra'da düzenlenecek. Kategoriler: Erkek Tek, Kadın Tek, Erkekler Çift, Kadınlar Çift, U21 Erkek Tek, U21 Kadın Tek. Tek turnuvalara Pro Tour'larda en fazla puan toplayan 15 kişi ve ev sahibi takımdan 1 kişi katılacak. Çiftli turnuvalarda 8'er takım, U21'lerde 8 erkek ve 8 kadın olacak. İlk tur eleme oluyor, en fazla puanı olan 8 kişi ayrı gruplara veriliyor. Bu şekilde 8 kişi kalacak, 4'erli iki grupta elemeler sonucu grup birincileri final yapacak. Bu turnuvayı 2008 ve 2009 yıllarında Ma Long, 2010'da ise Jun Mizutani kazanmıştı. Bu sene onaylanan katılımcılar listesi: http://www.ittf.com/...rs_PTGF2011.pdf Gördüğünüz gibi başta Çin'in en iyi ilk 5 oyuncusu olmak üzere çok iyi oyuncular var. Bu turnuva Pro Tour'lara dayandığı için onlardan daha prestijli ve önemli bir organizasyon. Ayrıca bu sene turnuva başlığının yanında bir de "Olympic Games Test Event" (Olimpik Oyunlar Test Faaliyeti" yazıyor. Yani bir nevi Olimpiyat ön hazırlığı. Kısace bizi zevkli maçlar bekliyor olacak. ITTV'ye bağlanıp kalacağız yani. Ben özellikle (her zaman olduğu gibi) Ma Long'u takip edeceğim, onun kazanması gerektiğine inanıyorum. Biri şu Zhang Jike'yi durdursun artık diyorum! Ma Long denilen "makine" son 5 aydır Wang Hao, Zhang Jike dahil "hiçbir" insan evladına yenilmedi. Lig maçları dahil. Bu turnuvayı Zhang Jike kazanırsa, dünya masa tenisi tarihinde bir ilki gerçekleştirecek: Aynı sene hem WTTC, hem WORLD MENS CUP, hem de PRO TOUR GRAND FINAL kazanmış ilk erkek oyuncu olacak. Şansı var mı, bence var. Ama Ma Long'dan az. Ma Long'un çok stabil, oturmuş bir oyunu var Zhang Jike'ye göre. Erkek çiftlerde Ma Long - Wang Hao ikilisi karşı konulmaz bir güç gibi duruyor. Tabii ki finali Zhang Jike - Ma Lin ile yapacaklar. Ma Lin son aylardaki gibi devam ederse Zhang Jike'yi batırır. Kadınlarda ise Ding Ning alacaktır. U21'de Kim Min Seok, doğal olarak.

2011 Haziran ayında “2011 Shakehand versus Penhold Battle” isimli bir turnuva yapılmıştı. Bu turnuva’da Timo Boll çok iyi bir performans gösterememesine karşın yine de Çin Milli Takım Koçu Liu Gualioiang, Timo Boll için “sadece Çin Masa Tenisi takımının değil, aynı zamanda 1.3 milyar insanın da düşmanı” dedi. Bunun üzerine Timo Boll ile yapılan röportaj: http://tabletennista.com/2011/6/timo-bolls-interview-with-the-enemies/ sitesinden çevirdim: FW: Koç Liu Gualoiang sizin sadece Çin Masa Tenisi takımının değil, aynı zamanda 1.3 milyar insanın da düşmanı olduğunuzu söyledi. Bir de siz oynamaya devam ettiğiniz müddetçe geceleri rahat uyuyamayacağını söyledi. Aynı fikirde misiniz? Boll: (güler) Liu Gualiang’ın ilgisinden şeref duydum. Tabii ki bununla birlikte Çinli oyuncuların gücü şüphesiz çok ileride. Çinlilere rakip olabilecek sadece birkaç oyuncu var. Bunlardan birisi de benim ama yine de benim gücümle onların arasında hala büyük bir fark var. Yani aslında Koç LGL rahatça uyuyabilir! FW: Çinlilerle mücadele edebilen birkaç kişiden birisiniz. Bu üstünüzde baskı uyandırıyor mu? Boll: Elbette ki bir baskı var, ama bu benim motivasyonumun da kaynağı. Çinlilerle oynamak benim seviyemi ve moralimi yükseltiyor. Aynı zamanda kendimi de sürekli geliştirmeme yol açıyor. Emekli olmak gibi bir düşüncem yok, şu anda 30 yaşındayım ve halen oyunumun zirvesindeyim. Yani birkaç yıl daha buralarda olacağım. FW: Çinli oyuncularla mücadeleye başlayalı on yıldan fazla oldu. 2002’den itibaren dünyanın sayılı oyuncuları arasındasınız. Birçok insan sizi ikinci Waldner olarak değerlendiriyor. Ona benzetilmekten hoşlanıyor musunuz? Boll: Waldner olağanüstü bir sporcu. Avrupalı oyuncular için güzel bir örnek, bir rol modeli. Uzun ve gayet tatmin edici bir kariyeri var ve Çin’in eski rakibi olarak görülüyor. Bununla birlikte, günümüzde Çin takımıyla karşılaşmak artık bir durum arzediyor. Şu anda Çin’in takımınde dünyanın en iyi oyuncuları var. Takımlarındaki her bir oyuncu çok iyi. Tabii ki ben de Waldner gibi olmak ve onun ulaştığı başarılara ulaşmak isterdim. FW: Rotterdam’daki turnuvadan sonra bir sürü insan Çin’in tüm madalyaları süpürmesini tartıştı. Ve dünya çapındaki tüm karşılaşmalarda durum böyle. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Boll: Sanırım bu, onların bir takım olarak gücünü yansıtıyor. Seviyeleri en üst düzeyde, doğal olarak da tüm altın madalyaları topluyorlar. Tabii bu aynı zamanda bir sürü yabancı oyuncunun da Çin Milli Takımı’na meydan okumak istemesini açıklıyor. Çin Seddi’ni yıkmak istiyorlar. FW: Bir Çinli oyuncuyla oynamadan önce özel bir hazırlık yapar mısınız? Boll: Özel bir hazırlık yapmıyorum. Sadece onlarla yaptığım her maçta elimden gelenin en iyisini yapıyorum. FW: Londra Olimpiyatlarına bir yıl kaldı ve Çin doğal olarak 4 altın madalyayı hedefliyor. Bu hedeflerine ulaşmaları sizce nasıl engellenebilir? Boll: Tabii ki bir oyuncu olarak ben Londra’da altın veya gümüş madalya kazanmak isterim. Ryu Seung Min’in Atina’daki zaferi Çin dışından oyuncuları çok cesaretlendirdi. Bununla birlikte önümüzdeki olimpiyatlara Çin’den sadece iki oyuncu katılabilecek. Dünya Şampiyonaları ve Uluslar arası Turnuvalarla kıyaslandığında Londra’da yabancı atletlerin şansı daha yüksek. Bu yüzden de ben Londra olimpiyatlarında altın madalyayı hedefliyorum. FW: Bu yıl Çin Süper Lig’ine katılacaksınız. Bu da Londra Olimpiyatları’na hazırlanmanızın bir parçası mı? Boll: Evet. Bir çok üst düzey yabancı oyuncu onların Süper Lig’ine katılıyor. Oraya katılmam benim kondüsyonumu ve yeteneğimi canlı tutmamı sağlayabilir. Aynı zamanda daha fazla olarak Çinlilerle oynuyor olacağım, böylelikle oyun tarzlarına ilişkin daha derin bir anlayış geliştirebilirim. Süper Lig’de oynama amacım da bu.

Sade ve kullanışlı. Teşekkürler.

Ayıp ettin birader. Yalnız kardeşim biz seninle takım maçlarında rakiplerle maç yaparken birbirimize "güzel gidiyorsun, devam et", hadi bilemedin en fazla "soluna çalış" falan diyoruz, bir de LGL'ye bak neler diyor :) Bayağı bir fark var gibi! Tabii LGL gelip bize bunların 10 katını söylese biz Zhang Jike gibi vurur muyuz orası da çook tartışılır ya... Bu arada hepiniz sağolun arkadaşlar. Sizlerin bu desteği fazlasıyla yetiyor bana. Eğer çevirilmesini istediğiniz böyle şeyler varsa link atın, ben boş zamanlarımda uğraşırım.

Paylaşımlar için teşekkürler. Yine de her bir maçta gözüm Ma Long'u aramadı değil. Şu sıralar Zhang Jike'nin hakkından bir tek o gelebiliyor. Ve ikisinin maçları da çok güzel oluyor. En azından bu finalden daha güzel bir maç kesin olurdu. Ma Long son 4 ayda hiçkimseye yenilmemiş. Bu büyük bir başarı. Bu turnuvaya girememesi yazık oldu.

Rica ederim. Zaten çok uzun bir yazı değildi, pek vaktimi almadı. Ancak masa tenisiyle ilgili yazıları çevirirken bir sıkıntı var: Birçok terimi Türkçe'ye çevirirken zorlanıyorum: drive, counter-loop, forehand, drop shot, vb. Garip oluyor. Maalesef bizde çok karşılığı yok bu terimler. Benim bildiklerim; "game" yerine "set" diyoruz. "backspin" yerine "kesme" diyoruz. "smash" yerine bazen "küt", bazen "çakma" deniliyor. Bir de yanlış/eksik kullandıklarımız var: Örneğin "spin" oyuncusu ile sadece atak/topspin oyuncuları kastediyoruz. Halbuki örneğin Joo Se Hyuk, topu spin manyağı yapıyor. Bizde kesmeye spin demiyoruz da sadece topspine spin diyoruz. Hem fileye çarpan top durumunda, hem de bir şekilde oyunun kesintiye uğramasına "net" diyoruz. İkincisi "let" olmalı. Bilmiyorum belki Türkiye'de profesyonel düzeyde bunların yerine kullandıkları terimler vardır, ama henüz bize kadar gelmedi :)

1. Setten Sonra Yeterli enerjin olmadığından endişelenme, eğer uzun süre loop yaparsan ne olacağından endişelenme, bu tamamen gereksiz bir şey. Resmi maçlarda tereddüte kapılmamalısın, kendini geri çekme ya da dinlenme şansın yok. Her bir sayıda sabırlı olmalısın, rakibinin pes etmesini ya da basit hatalar yapmasını bekleme, atak yapmaya devam et. Şu anda bir takım sıkıntılar var, çok yüksek spin içeren loplar yaptığında da onları kesebiliyor, drive yaptığında da kesebiliyor. Şu anda senin spinini çok iyi okuyor. Dikkat edeceğin başka bir şey var. Servisi flick yaparak karşıladığında ve o karşılığında topu kesince, top çok spinli olmuyor. Çünkü senin flick yaptığın topu masadan çok uzaklaşmadan kesmiş oluyor. Başka bir şey de, kesik topu kısa ve yüksek gönderince birkaç kez hata yaptın; topa vurdun ve topu fileye takılıp dışarı çıktı. Yüksek ve kısa gelen toplar havada biraz kalır gibi olur, böyle bir topa drive vuruş yaparken vuruşa daha arkadan başla, biraz da spin ekle, ve ağırlık merkezini arkadan öne al, sadece elini kullanma. Bunun dışında herşey güzel. Her seferinde tek sayı! 2. Setten Sonra Setin ortalarında spinle ilgili biraz kafan karıştı. Durum 9-9 olduğunda iyi drive yaptın. Bu kadar kuvvetli drive yaptığında giden topu yüksek bir spinle geri göndermesi imkansız, öyle değil mi? O zaman bu türden bir topa drop shot yaptığında top uzun gidecektir. Neden? Çünkü aşırı güç kullanmışsın demektir. Elini gevşet, biraz daha yükseğe gönder topu, bu şekilde daha kısa düşer. Buna counter loop yapsa da sorun olmaz. Daha sonra çok sıkı loop yaptığında ve o bunu bakchandiyle kesip geri gönderince top spinle dolu oluyor fakat sen bunu bir sıkıntı olmadan karşılayabiliyorsun, tabii fileye ya da kenara çarpmazsa. Bir chopper ile oynadığında büyük olasılıkla her spini çok net algılayamazsın. Bu yüzden sabırlı olmalısın ve spinden emin olduğunda ve drive yapmayı uygun gördüğünde bunu genelde ortaya doğru yapmaya çalış. {buradan sonra kamera Kore tarafına geçiyor} 3. Setten Sonra Şu an çok iyi gidiyorsun. Yine de şu anda elini daha fazla gevşetmelisin (burada raketi tutuşundan mı bahsediyor yoksa bileğinden mi tam belli değil). Onun bazı topları o kadar da spinli değil, bunlara sadece uzun looplar yapıyorsun. Bileğini gevşetmek buna yardımcı olabilir. Onu drop shotlarla yenmeye çalışmaya devam. Drop shot’lar sana kararlı bir oyun sağlayacaktır, ama eğer oyunu iyi okursan yine de drive yapmaya çalış. Sadece drop shot’a güvenemezsin, sadece bu yolla oyunu kazanamazsın değil mi? Şu anda aklında tutman gereken iki şey var. Üçüncü setten itibaren çok saldırgan olmaya başladı, ilk iki setteki gibi değil artık. Artık bir atak zihniyetine geçmeye başladı. Muhtemelen 4. Sette de atak yapmayı sürdürecek, üstelik oyunun başından itibaren. İlk iki top esnasında çok iyi gidiyorsun, servislerini iyi karşılıyorsun, ölü toplarına uzun ve güzel push’lar yapıyorsun, savunman da güzel. Senin backspin’ine karşı loop yapınca, bunu sürekli backhand’ine yapıyor. Bunlara sadece blok yap, raketini kapalı tut. O counter-loop yaptığı zaman, bunu çoğunlukla çaprazlara yapıyor. Bu türden saldırılarını kolaylıkla kapayabilirsin. O saldırdığı zaman, senin de hemen ralli moduna girmen lazım. O kestiği zaman sabırlı olman gerekiyor ve bu yüzden sabırlı ol, ama fırsat bulduğunda da drive yap. Eğer topu iyi okuyamazsan, sadece loop yap. Vuruşlarını çeşitlendir, ve sanki bu 7. set gibi davran. Bir tek sayıyı bile savaşmadan verme.

Ah, evet benim hatam, eksik yazmışım: Joo Se Hyuk Men's World Cup turnuvalarında şu ana dek en iyi derecesini yaptı.

Bir turnuvayı daha böyle kapadık. Ödül töreninde oyuncuların bir eline kupa, bir eline ufak bir anı, bir eline çiçek, bir eline de kocaman çeki verince bayağı zor anlar yaşadılar, çünkü hiçbirinin dört eli yoktu! Özellikle Wang Hao ve Joo Se Hyuk ne yapacaklarını bilemediler :)

Eli oraya gidince ben de yine yırtacak sandım ama yırtmadı. Yeni Dünya Kupası Şampiyonumuz, Zhang Jike. Ah bir de bu turnuvada Ma Long olsaydı...

Ben izliyorum ama bu 4 .sette etraf karardı gibi oldu cidden. Ama donma hiç olmadı.

Zhank Jike vitesi yükseltti nihayet: 2-2

Wang Hao 2-0 önde. Jike'nin oyunu tutuk devam ediyor. Wang Hao güzel taktiklerle sayıları topluyor.

Wang Hao 1-0 önde. Hızlı başladı. Ama daha yeni ısınıyor gibiler.

Joo Se Hyuk kariyerinin en iyi derecesini yakaladı. Bravo. Timo ile maçında bunun işaretlerini vermişti. Az sonra Wang Hao - Zhang Jike finali başlayacak. Seyreyleyelim.

Wang Hao - beklendiği üzere- Mizutani'yi rahat geçti. Yine final Çinlilere kaldı. Ben final maçının güzel geçeceğini düşünüyorum. Bizim saatle 18:00'de...

Aferin bücürlere. Türkiye'de masa tenisinin geleceği için onlardan çok şeyler bekliyoruz, ümitliyiz.

Zhang Jike yine güzel oyununu gösterdi: 4-0. Spikerlerden birisi Jike'ye Çin'de "savaşan köpek" dendiğini söyledi: Strese girdiğinde, karşısındaki saldırganlaştığında kendisi de giderek daha iyi savaştığı, daha kuvvetli olduğu için. Enteresan bir benzetme. Evet, ilk finalistimiz belli. Şimdi de Wang Hao'nun Mizutani'yi yenmesini izleyelim :)

Zhang Jike, Joo Se Hyuk'tan ilk seti rahat aldı. Belirgin bir taktik uyguluyor gibi görünüyor. Önce masanın bir tarafına doğru kararlı, tutarlı spinler, sonra aniden diğer tarafına hızlı bir spin. Eh, görünüşe göre işe de yarıyor...

ITTV'de oyuncularla yapılan röportajların bazılarını izledim. Timo Boll biliyorsunuz çok centilmen bir oyuncu olarak bilinir. Röportaj Joo'ya yenildiği maçtan hemen sonra yapılmasına karşın sürekli gülümsüyordu, neşeliydi. Spiker bunun nedenini sorunca "kendi oyunumdan çok memnunun, gayet güzel oynadım" dedi. Yenilmesini ise, Joo'nun performansının zirvesinde olmasıyla açıklayıp, maç çok zevkli geçtiği için ona, güzel bir atmosfer yarattıkları için seyircilere teşekkür etti. Sadece sakatlığı yüzünden oyuna ve antrenmanlara biraz ara verince fiziksel kondüsyonunun çok iyi olmadığını, şu an yorgunluktan öldüğünü söyledi. Spiker Joo'ya da başarısının sırrını sorunca Joo öncelikle salondaki güzel atmosferi, daha sonra da halen fiziksel kondüsyonunun çok iyi olmasını belirtti. Geçmişte Timo'yu bir kez yenebildiğini, kendisine bunu sürekli hatırlatarak inancını koruduğunu söyledi.

Eminim hemen hemen herkes bu siteye benim gibi giriyordur: Direk http://www.masatenisi.org/forums adresini yazarak, ya da sık kullanılanlara eklediği bu adresten. Anasayfanın dizaynı pek albenili görünmüyor ve güncellenmiyor. Orayla biraz daha uğraşmak gerekebilir. Ben yukarıdaki yazılardan sonra girip baktım, orada evet sizin de katkınızla gayet güzel yazılar var. Ama çok dikkat çekici görünmüyorlar. Belki de forum sayfasının içeriğine bu şekilde bilgilendirici yazılar - çeviriler gibi sabit yazıların olduğu bir bölüm konulabilir. Bu da sadece ve direk forum giren - benim gibi- kişilerin de o yazılardan faydalanmasını sağlayabilir. Ben vakit buldukça bu şekilde çeviriler yapacağım. Ya da eğer öyle bir bölüm olursa arkadaşlar çevrilmesini istedikleri yazıları oraya koyabilirler, bilemiyorum, onlar çevirilebilir...