Fatih Birinci

Geçmiş olsun, ciddi bir hastalık ancak en azından olumlu yönde gidiyor gibi olması sevindirici...

Bursa Kuruluşlar Arası Birinci Lig güncel sonuçları Bursa Kuruluşlar Arası Süper Lig güncel sonuçları

Ahmed Ali Saleh'in de (Fenerbahçe'den) 64 elemelerinde Jorgen Persson'u yendiğini not düşelim...

Çin'de masa tenisine verilen önemi biliyorsunuz. tabletennista ise Çin'de masa tenisi ile ilgili en fazla takip edilen edilen sitelerden birisinin İngilizce'ye çevrilen günlük sürümü. Her gün 4-5 haber yayınlıyor. Yani özel bir site, ancak ciddi bir site...

Çünkü Dünya Takımlar Turnuvası için ciddi bir hazırlık içindeler. Alman takımı da öyle...Kendilerinin açıklaması böyle: http://tabletennista.com/2012/2/2012-kuwait-open/

Baktım konuya katılan pek olmadı, ben de kendi kendime yazmak istememiştim :) Beklenen Wang Hao - Xu Xin finali ve istenen (!) Xu Xin galibiyeti gerçekleşti. Xu Xin final maçını 3-1 gerideyken söke söke aldı. Turnuva boyunca bir çok 4-3 ler yaşandı. Kayda değer birkaç not: Jun Mizutani, Ma Lin'le oynarken oyun taktiğini bayağı bir değiştirmişti. Bol ralli ve aktif blok yerine 3. topa ve daha hızlı oynadı, yani biraz Çinlileşti! Aslında işe yaramış gibi de görünüyor, neredeyse Ma Lin'i götürüyordu. Patrick Franziska bence turnuvanın parlayan yıldızı oldu. Dima erken elenince Alman bayrağını o taşıdı. Oyun tarzının ne kadar Timo Boll'a benzediğini şaşırarak izledim. Timo Boll'dan çok iyi ders almış olmalı. Tokic'i ve Chuang'ı elemek kolay bir iş değil, bravo. Son 6 ay içinde Rusya'dan ve Fransa'dan böyle yeni genç yetenekler çıkıyordu, buna sanki bir de Almanya'dan eklendi, uzakdoğuya karşı biraz dengeleyici bir durum olması güzel tabii. Salon maalesef çok boştu. Geçen sene Katar'daki salon daha bir doluydu sanki. Bilmem Ma Long-Zhang Jike-Timo Boll eksikliğinin etkisi olmuş mudur?

Katar Open 2012 başladı. Geçen sene Katar'da çok güzel maçlar vardı, umarım bu sene de devam eder. Ben iki hafta boyunca gezdiğim, bilgisayar başında olamadığım için biraz uzak kaldım, canlı izleyemedim ama Slovenya'da Ma Long ve Zhang Jike ikilisi hem teklerde hem de çiftlerde adlarını konuşturmuşlar. Zhang Jike nihayet şeytanın bacağını kırarak Ma Long'u yenmiş, ancak Ma Long da postu kolay satmamış. Çok güzel bir final maçıydı. Bravo adamlara... Ayrıca Xu Xin - Joo Se Hyuk maçını da çok beğendim. Xu Xin'in oyun tarzı sanki tamamen ve özellikle Joo'ya karşı geliştirilmiş olabilecek en iyi oyun tarzıydı. Ancak bu turnuvada Slovenya'nın finalistleri yok, ana sebep Timo Boll'un da bu turnuvada olmaması ile aynı: Dünya Takım Şampiyonalarına hazırlanmak. Turnuvada şimdiden Oh Sang Eun, Chen Weixing ve Christian Suss gibi kalbürüstü oyuncular elendi. Bu durumda başlıca favoriler Wang Hao, Joo Se Hyuk, Dimitri Ovtcharov, Ma Lin ve Xu Xin. Listedeki Çinli olmayanların, Joo ve Dima'nın son birkaç ay içindeki hızlı yükselişleri yüzünden onların durumu daha bir önemli gibi. Eğer bu turnuvayı ikisinden birisi alırsa ilk 10'daki ve zihinlerdeki yerlerini daha bir sağlamlaştıracaklar. Ayrıca kazanmış olmanın getirdiği mental güven de olacak, bu da Dünya Takım Şampiyonalarında bayağı işe yarayacaktır, hatta belki Londra'da da... Joo'nun bence tutarlı ve neredeyse sanatsal denecek ölçüde estetik bir oyun stili var, Dima ise sanki Zhang Jike'nin daha beceriksiz, Avrupa versiyonu gibi: Gelgitli, duygusal ve enerjik. Ma Lin arada yine toparlayıp eski günlerine göz kırpsa da ana bir trend olarak aşağı gider gibi duruyor. Yine bir "göz kırpma" anına denk gelmezse elenecektir. Bence -ve sanırım birçok kişiye göre- en olası iki şampiyon Wang Hao ve Xu Xin. Eğer elenmezlerse önleri açık, finale kadar karşılaşmayacaklar. Swan yazmıştı: "evlat olsa sevilmezsin Wang Hao" diye :) Katılıyorum, ben de pek hoşlanmıyorum Wang Hao'dan; oyun tarzından, bakışından, genel tutumundan, tam da bilemiyorum ama, hani "şeytan tüyü var" derler ya, işte Wang Hao'da o tüy yok! O yüzden kim olsa onu yensin istiyorum (Sanırım onun çok umrunda değildir benim bu tutumum!) O bakımdan benim favorim Xu Xin. Geçen yıl da Katar'ı o almıştı. Bence hakediyor da adam. Bakalım, bekleyip göreceğiz...

Bu seferkinde kısmet olmadı ama Mart ayında çok sıradışı bir durum olmazsa 40-49 yaş grubu tazesi olarak (!) Bursa-Bolu minibüsündeyim.

Joo Se Hyuk...

Katılıyorum. Olimpiyat takımı belli de, ferdilerdeki iki isim hala belli değil, onu bekliyoruz artık.Bu gidiş değişmezse Zhang Jike ve Ma Long olur...

Vladimir Samsonov Vladimir Samsonov'un, Kalinikos Kreanga'nın, Michael Maze'in, Timo Boll'un, Joo Se Hyuk'un, Zoran Primorac'ın, vs. herhangi bir olimpiyat ya da dünya şampiyonlukları yok. Bilmiyorum ama Timo Boll'a "sıradan bir oyuncu" demek fazla küçümsemek gibi olmaz mı? Bence Timo Boll Olimpiyat ya da dünya şampiyonu olmasa da bir "büyük oyuncu" Ayrıca Zhang Jike'nin mental eksikliği ve olgunlaşmamasıyla ilgili Liu Guoliang'ın sözleri: "Zhang Jike is like a Tibetan Mastiff. When in a good time, he will bite anyone he catches. But in a bad time, he would be just like a stupid dog." Liu Guoliang explained. Meali, iyi zamanında çok iyi, kötü zamanında aptal bir köpek gibi... Başka bir röportajdan: Meanwhile, Zhang Jike, Ma Long and Xu Xin are also very risky. "All of them play very advanced and vibrant. They already have the impact of their strength at its peak. However their technology is still not that comprehensive, their performance is still not stable enough, poor experience, and don't have enough mental maturity." Diğeri - Rotterdam'dan sonra: "Liu Guoliang: It's still hard for me to answer that. After all, he got one title. However in our team, we have players who got more championship titles. What I can only say is that he has equal chances just like the others. The player with the most stable condition will certainly get through. In Rotterdam, Zhang Jike defeated the world's number one Wang Hao and the number two player, Timo Boll. I was actually a bit surprised with his achievement. He showed a very good, explosive and bloody performance in the arena and that is his biggest advantage. However, technically speaking, he is still not good enough and he still have a number of problems. He also needs more discipline." Kısaca, Çin Milli Takımı'nın antrenörü, değil sadece Zhang Jike'nin, Xu Xin'in ve Ma Long'un bile mental olgunluğa erişmediğini düşünüyor. Ona göre mental olgunluğa erişmemeleri de performanslarının stabilitesini azaltıyor. Bu seviyeye gelmiş oyuncularda en az oyun tekniği ve fiziksel kondüsyon kadar mental olgunluk da çok çok önemli bir faktör.

Ma Long çok da formunda değil gibiydi ancak Chen Qi'nin de hakkını vermek lazım, güzel oynadı. Xu Xin formunda, Ma Long ile yarı final maçı çok güzel olacak. Asıl sürpriz, Joo Se Hyuk'a 4-0 yenilen Zhang Jike'de... N'aptın ZJK? Sanki yenmeye bile çalışmadı gibi. 4-0 arkadaş, insaf, dünya şampiyonu ünvanın var senin, insan bir iki set alır bari. İşte benim daha önce üzerinde ısrarla durduğum ZJK'nin stabil olmayan oyunu bu. Mental olgunluğunu tamamlamamış gibi hala. Ma Long'un 2-3 sene önceki mental performansına sahip gibi. Bence Joo bu gazla Adrian Crisan'ı rahat geçer. Benim bildiğim Ma Long da, Joo'yu yener. Ma Long, Zhang Jike elenince sevinmiş olmalı. Zira onun en sıkı rakibi oydu. Ancak Xu Xin de Ma Lin'le güzel maç oynamış. Neyse, ak koyun kara koyun yarın belli olacak...

Bugün akşam büyük ihtimalle şu maçları izleyeceğiz: Ma Long - Chen Qi (Büyük ihtimal Ma Long) Ma Lin - Xu Xin (Xu Xin daha şanslı) Adrian Crisan - Chen Weixing (Maç ortada) Joo Se Hyuk - Zhang Jike (Büyük ihtimal Zhang Jike)

Konuyu aniden başlığa çevireyim :) Ma Long, Wang Liqin'in rekorunu kırdı: Artık 41 tekli maç boyunca hiç yenilmemiş oldu. Bakalım bu turnuva nasıl olacak? Xu Xin yine çok enerjik ve hızlı görünüyor. Zhang Jike'nin karşısında finale kadar ilk 10'dan sadece Joo Se Hyuk var, ki o da çok dişli bir rakip sayılmaz Zhang için. Ama Ma Long'un karşısında Kreanga, Chen Qi, ve Ma Lin-Xu Xin ikilisinden birisi var. Onun işi daha zor görünüyor. Özellikle Xu Xin ile karşılaşırsa sevinirim. İzlemeye değer bir maç olur. Bir aralar forumda birisi sormuştu, çok güzel maç videoları var mı diye, bir arkadaş da cevap yazmıştı youtube'a Ma Long - Xu Xin yaz, hepsini sırasıyla izle diye... Katılıyorum.

Tibet dünyanın en yüksek ülkesi, yerden 5000 metre yükseklikte yaşıyorlar. Geçtiğimiz Ağustos ayının ortasında Uludağ'ın zirvesine çıkıp, 2500 metrede mideyi üşütüp çenem vura vura aşağı zor indiğimi hatırlıyorum. 5000 metrede yaşamak? Gençliğimde Lobsang Rampa'nın iki kitabını okumuştum, birisinde yeni doğan bebekleri bir nehre sokup çıkardıklarından bahsediyordu. Artık nehrin soğuğunu düşünün! Eğer bebek sağ kalırsa sağlıklı ve güçlü olduğuna hükmediliyor, o bebek yaşamaya devam ediyormuş. Eğer yaşamaz soğuktan ölürse de zaten ileride ölecekti, bari fazladan acı çekmesin diye görülürmüş. O yüzden asırlar boyunca soğuğa çok dayanıklı bir nesli üretecek "yapay" seleksiyon uygulamışlar. Ülkeden yıllarca çıkmayıp da "aşağı" inip başka ülkelere gidenler birkaç ay boyunca bildiğiniz gözetim altında kalıyor. Çünkü oluşan oksijen farkıyla ciğerleri başa çıkamıyormuş uzun müddet. Birçok insan ömrü boyunca sadece birkaç tür besin yiyor: Tereyağlı çay denilebilecek bir içecek ve bir tür arpadan oluşan lapa. Çünkü başka birşey yetişmiyor. Ülkede ayna kullanmak yasak, insanın bedenine fazla önem vermesine neden olduğunu düşünüyorlar. Ölüleri bir dağın tepesine akbabalar yesin, ceset boşa gitmesin, başka bir canlıya yarasın diye bırakıyorlar. Zaten reenkarnasyon düşüncesi hakim, ruh çıkınca bedene fazla hürmet göstermiyorlar. Profesyonel dağcı bir arkadaşım anlatmıştı, biliyorsunuz Himalayalar büyük ölçüde Tibet sınırları içerisinde. İşte şu dağın zirvesine böyle çıktık, şöyle zordu, Türkiye'den sadece iki üç kişi çıkabilmiş falan diye anlatıyordu. Normalde taşıyabilecekleri ağırlığı taşıyamadıklarından bahsetti o rakımda. Ben de peki o zaman gerekli malzemeleri nasıl çıkarıyorsunuz diye sorduğumda, "Onları yerli köylüler taşıyorlar, bizden önce gidiyorlar, bazı yerlerde de yukarı ip çakıp bizim çıkmamıza yardımcı oluyorlar" demişti! Şimdi bu arkadaş o dağa çıkarken üstündeki ekipman vs. neredeyse 6-7 bin lira, belki daha fazladır. Köylü ise yün kıyafetlerini giyip, bu dağcıların yüklerini de alıp, bir de onların ipsiz çıkamadıkları yerlere ipsiz çıkıp onların çıkmasına yardımcı oluyormuş. Şimdi bu ülke, gördüğünüz gibi dünyanın kültürünü en fazla koruyabilmiş ülkelerinden birisi. Milattan sonra 6. yılda kurulmuş, çok çok köklü bir kültür. Geleceğim nokta şu: 1950 yılından Çin, "aslında bu toprakların sahibi biziz, siz burada bizim yerimizi kaptınız" deyip Tibet'i işgal ediyorlar. İşgal dediysem, orantısız gücün tepe noktasını uyguluyorlar. Çünkü Lamacı Budizm denilen ve teokrasiyle yönetilen Tibet'te bir ordu bile yok. Onlar da Çinlilerin istediklerini yapmayarak, pasif direnişle karşılık veriyorlar. Ama Çin, özellikle halkın saygı duyduğu din adamlarını, monkları öldürüyor. Rampa'nın kitabında bahseder, birçok rahibi iki ayrı kolundan iki ayrı askeri cipe bağlayıp, önce yanyana giden ciplerle rahibi biraz yerde sürükleyip daha sonra ayrılarak bir kolunun kopmasına neden oluyorlar. Bunu binlerce kişiye yapıyorlar. Onlar yine de pasif direnişe devam ediyorlar. Bunu da en fazla, rahipler kendilerini yakarak yapıyor. Malcolm Brown'ın çektiği şu görüntü Pulitzer ödülü kazandı: Bir Tibetli rahip (monk) lotus oturuşu denilen pozisyonda oturmuş, kendisini üstüne benzin dökerek ateşe veriyor. Bu inanılmaz olayı bir düşünün: Parmağınızı sobaya soktuğunuzu ve elinizi iradenizle çekmediğinizi düşüşün. İmkansız değil mi? Adam oturuşunu bozmadan bu şekilde ölüyor. İnsan iradesinin geldiği son nokta diyeceksiniz, ama bekleyin, ötesi var: Bu da videosu: http://www.dailymail...test-China.html Olay henüz iki ay önce oluyor. Bu sefer bir rahibe kendini canlı canlı, üstelik ayakta, üstelik de kömüre dönüşmeden önce kılını bile kıpırdatmadan yakıyor. İşte bu insan iradesinin üst noktası, akıl almaz bir durum. Biliyorsunuz Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama da sürgünde, ülkesine giremiyor. Hatta Tibet'in dramı ile ilgili filmler yapan Brad Pitt ve Richard Gere'in bile Çin'e girişi yasak. Sadece kayıtların tutulmaya başlanabildiği 1988'den bu yana Tibetli 156.000 kişi idam edildi! Gerisi de var: 342.000 Tibetli açlıktan öldü. 173.000 Tibetli hapishanelerde işkence gördü, 9000 Tibetli protesto için kendini yaktı. Peki insan haklarında öncü rolünü üstlenen Batı ülkeleri buna nasıl tepki gösterdi? Cevap: Suya sabuna dokunmaya çalışan filmler yaparak, çok küçük çaplı yardım organizasyonlarıyla... Peki neden? Çünkü Çin, malum üzere dünyanın en büyük ekonomilerinden ve en büyük askeri güçlerinden birisi. Bu Batı denilen grubun bir ülkeye diş bilemesi için o ülkenin zayıf olması gerekiyor. Eğer bir Amerika ya da Çin gibi yeterince güçlüyseniz istediğiniz herşeyi yapabilirsiniz. 156.000 idam ne demek?! Sadece Batı da değil arkadaşlar, bu iki ay önceki ve videosu da olan olay bizim basınımızda bile yankı bulmadı, onun için hep İngilizce sitelerden link getirebiliyorum. Yazık, çok yazık. Her şey madalya toplamakla olmuyor maalesef...

Evet, 2012'nin ilk Pro Tour'u hayırlı olsun diyelim. Bu ilk turlar tabii ki pek çekişmeli geçmez. İyi maçları yarın, daha da iyilerini Cuma günü görürüz. Ayrıca şu da var: Ma Long, rekoru elinde bulunduran Wang Liqin'in üstüste 40 tekli maçta yenilmemesini egale etmişti. Bu turnuvada çok büyük bir ihtimalle Ma Long'dan yeni bir rekor göreceğiz. Turnuvada son dönemin parlayan yıldızları Ruslar ve Almanlar yok. O bakımdan Çinlilerin dişli rakibi olarak yine bir tek uzakdoğulular kaldı.

Xu Xin'in bayağı bir backhand banana flick kullandığı maç... Evet Kim Min Seok da güzel oynuyor tabii, özellikle topu rakibin masada boş bıraktığı yerlere yönlendirmesi başarılı. Ancak Xu Xin'de de bir forehand var ki, kendi içinde bir de backhand absorbe etmiş gibi :)

http://www.minhwind.com/blog/2009/05/06/bruce-lee-nokia-n96/ Buna inanmayı ne kadar istediğin bayağı belli, bu derin inançla başaçıkmak da haliyle pek mümkün değil... Bu sözde Bruce ile ilgili: http://www.yicit.com/2009/10/viral-video-2009/ http://www.zerzle.com/zarticle.php?mbid=239&find=bruce%20lee%20plays%20ping%20pong Yönetmen Polly Chu. Çin'de önemli bir reklam yönetmeni. 2008'de çekilmiş. Birçok ödül almış. Bu reklamı ne kadar çok kişinin gerçek zannettiğine kendileri de şaşırmışlar. Karşısındaki adamların o gelen yüksek toplara ne kadar yavaş vurduğu da mı dikkatini çekmedi? Bruce Lee'nin filmleri o kadar da eski değil, hepsi renkli, peki bu video neden siyah beyaz? Bruce Lee'yi oynayan aktörün yüzü neden hiç yakın plan çekilmemiş? Bir de adam Bruce Lee'den biraz daha uzun ve kilolu. Ama haklarını verelim, Nokia iyi iş başarmış.

O "reklamın" tamamı burada küçük tenisçi kardeşim: Nokia N96'nın Çin özel sürümü için çekilmiş, iyi de ödüller almış bir video. Gerçek olur mu hiç o video? Bu da aynı reklamın diğer sürümü ile birlikte olan hali: http://www.mutantpalm.org/2008/11/22/bruce-lee-ad-better-than-bruce-lee-tv-series.html

Videonun sonunda antrenör gelip bir şeyler diyor ya...Bence şöyle diyor: "Yeter artık ya, adamı maymuna çevirdin. İnsan gibi oyna. Azıcık insaf et!"

Bu ciddi bir mesaj mı gerçekten?

İşte bu menüde en sağda... Ben dün de girdim, profilimi, ayarlarımı kurcalayıp durdum bulamadım. Nedense kesinlikle oralarda olacak diye düşündüm. Belki benim gibi bulamayanlar vardır diye göstereyim dedim. Hoş bir uygulama...

2.4 7 Yüzeyin sürekliliğinde ve renginin tek düzeliğinde, eskimeden oluşan küçük sapma ve aşınmalara, yüzeyin niteliğini önemli ölçüde değiştirmediği sürece izin verilebilir. Yani biraz hakeme bağlı.

Evet, araştırırken bu "tenergy shrinking" denilen duruma rastlamıştım. Zaten daha fazla "çeken" lastik Tenergy oldu. Tibhar Aurus daha az çekme yaptı. Ve evet, oradaki ifadem biraz yanlış olmuş. Demek istediğim şuydu: " eğer kişi daha gergin bir lastik istiyorsa neden daha gergin (tansiyonu daha yüksek dediğiniz şey) üretilmiş olanı almıyor? Ne kadar gergin üretilirse o kadar iyidir diye bir kural mı var? O zaman her lastik maksimum gerginlikte üretilebilirdi, herkes için daha iyi olurdu". Kaldı ki lastiklerin gergin olması iki yolla yapılıyor: Kimyasal veya mekanik olarak. Kimyasal olarak gerginleştirilmiş lastikler zaten mekanik germeyle deforme olacağı için, onlar için bizim şahsi gerdirme işlemimiz çok daha zararlı sonuçlar verecektir. Kaldı ki mekanik gerdirme kullanılan lastiklerde de tek gerdirilen kısım üst yüzey, sünger hiç gerdirilmiyor. Oysa biz bunu kendimiz manuel yaparsak süngeri de -kendisinin öyle dizayn edilmemesine karşın- gerdirmiş oluyoruz: What is a high tension/pre-tensed/tensor rubber sheet? With the banning of VOC based glues (such as speed glues) and booster, manufactures need another way to provide the extreme spin. Speed glue worked by swelling the sponge with what is basically a combination of rubber cement and paint thinner. This has the effect to massively stretching the topsheet beyond what would be done with normal manufacturing. Tension rubbers are rubbers where the topsheet is streatched before gluing to the sponge during manufacturing. There are two different methods of 'tensioning' rubber, chemical and mechanical: Mechanically tensioned rubbers are produced by gluing the rubber topsheet to the sponge in a chamber negative pressue (such as a weak vacuum), this causes the sponge to expand (visualize a marshmellow in a microwave). Chemically tensioned rubbers are produced by the same basic method as normal speed gluing, but the solvent is soaked into the sponge itself instead of the glue. This allows stronger glues to be used which keeps the effect active for much longer than typical speed-glues and boosters.