Secici

O emeği sarfettikten sonra riske girip alternatif arayışlara girmeni tavsiye etmem. Bu işin meraklıları her yerde olacaktır. Oradan buradan bulduğu alternatif malzemelerle denemeler yapacak araştırmacı karaktere sahip kişiler. Arge işini onlara bırak derim. Eğer amacın sadece çalışma yapmaksa verili malzemeyi temin et. Onunla çalış. Bahsigeçen ahşap malzeme (plywood) genelde uygun fiyatlı mobilyalarda falan pek kullanılmıyor. Mobilyada gelende sunta ve mdf kullanılıyor. Dolap rafı olduğunu pek sanmıyorum. Kaplamayı kaldırdığında katmanlı bir yapı görmen lazım. Ha MDF/Sunta'dan olmaz mı? Belki olur, ama ben garanti veremiyorum. Piyasadaki hazır ürünler fiyatlarına göre küçük. Aynı fiyata iki kat genişini kendin maledebileceksen. Ben bu işi beceririm de diyorsan kendin yapabilirsin tabii ki... Kolay gelsin.

Tepeye yerleştirilen yeni logo çok güzel durmuş ve uymuş. Emek verenlere teşekkür ediyorum.

Bir de sen belki halletmişsindir çoğu şeyi belki artık ihtiyaç duymuyorsundur ama ihtiyaç duyabilecekler için yazalım: Birçok çevrenizdeki iyi oyunculardan ya da profesyonel oyuncuların videolarından falan da görebileceğiniz gibi topspin çekerken topla temasta raketin açısı son derece yere dikey pozisyonda. Çok az bir kapalılık sözkonusu ve topla buluşma yeri de genelde masa seviyesi ya da onun biraz daha altında. Top masadan yükselmiş olduğu halde şut değil de spinli vuruşu tercih edeceksek raket açısı oldukça kapanıyor, neredeyse yere yatay hale geliyor. Ancak yeni öğrenen birçok kişi zaten yüksek topa topspin çekmeye ihtiyaç duymayacaktır. Aslında bu mantığa göre klasik topspin çalışmasında topu pek fazla ıskalamamamız gerekir. Ama topspine yeni başlayanlar raket açısını fazlasıyla kapalı tutuyorlar, öyle olması gerektiği zannına kapılıyorlar, bu da topu ıskalama oranlarını artırıyor. Topspinde az önce tarif ettiğimiz noktada ve oldukça dikey bir açıyla topla buluşup tüm vücuttan alacağımız güçle topu kaldırtarak kaş hizasına raketimizi çıkartıyoruz. Bence bu detaylara dikkat edilirse ıskalama yüzdesi düşer. Bir de yeni öğrenirken özellikle topun filede kalmamasına dikkat edelim. Dışarı giden topları çok fazla sorun etmeyelim. Çünkü iyi spin alan top filenin biraz fazlaca üzerinden geçse de sorun yok, zira iyi falso yükleyebildiyseniz falsosuyla bir anda yön değiştirip tekrar aşağıya, masaya doğru yönelecektir. Fakat çalışma esnesında filede kalmaya ya da fileyi silme geçme eğilimli toplar rakibin kesme ve ters falsolarını açmada son derece etkisiz kalacak siz de topspin çekmeyi biliyorum diyecek ama maçlarda bir türlü kullanmaya cesaret edemeyecesiniz. O açıdan çalışma esnasında doğru topspin vuruşunu keşfederek topa yükleyebileceğimiz maksimum falsoyu yüklemeye çalışalım. Bunu kavrayıp öğrenmeye çalışalım, ıskalayıp ıskalamamaktan daha ziyade önemli olan bir yön bence bu. Birçok orta seviye oyuncu antremanda topspin çalışıyor olmasına rağmen maçta çok az kullanabiliyor. Bir de çalışma esnasında bu maksimum spinli topları en az güç harcayarak çok fazla efor sarfetmeden ayaklardan başlamak üzere vücudumuzun tamamından aldığımız kuvvetle yapabilmeyi öğrenmek... Ve masa seviyesi ve/veya daha altında topla buluşmak zorunda olduğunu anladıktan sonra, bu noktada iken vücudumuzun en kuvvetli halini sağlayabilmek amacıyla tüm topspin çalışmalarımızı dizlerimizin kırık pozisyonunda yaparak bunu pekiştirip dizler kırık pozisyonu standart pozisyonumuz haline getirmek... Benim görebildiğim püf noktalar bunlar.

Bütün bu anlatılan teknikleri mümkünse returnboard da ya da robotta çalış. Bul bir başıboş masa, monte et alet edevatı, 2-3 saat sakin ve huzurlu, konsantre vaziyette boğuş. Bunu 2 haftada 3 defa falan yapabilsen, 1 ay sonra baya baya başarı oranlarını artırdığını göreceksin. Zira karşındaki partnerine top toplattığından ya da sana antreman verdirecek diye vaktini çaldığından dolayı farkına varmadan strese giriyor ve bundan dolayı başarını daha da düşürüyor da olabilirsin. Ben biraz topspin yapabilir hale geldikten sonra daha rahat çalışabilir hale geldim ve eskiden biraz da böyle bir stresimin varlığını hissetmeye başladım. Ama topspin antremanında topların kaçmasını engelleyecek bir düzenek kurmak ve 5-10 antreman tipi topla birden çalışmak verimliliği çok artırıyor, herkes de bilir bunu. Seperator olmayan ortamlarda tuhafiyeden satın alacağın 10 metrelik "donlastiği" ni iki sandalye-sütun-masa bacağı-cama yapışan vantuz vs. arasına ger ve biryerlerden ucuza ya da bedavaya temin ettiğin defolu eskipüskü tül perde vb. kumaşa 6-7 yerinden yine tuhafiyeden satın alabileceğin kilitli iğneleri perde halkası olarak monte et. Kilitli iğnelerden üretilmiş bu halkaları da lastiğin içerisinden geçirirsen çok ucuza seperator elde etmiş olursun. Hem de üzerinden atlamak-geçmek esnasında sakatlanma riski de daha düşüktür. İşin bitip de topladığında tüm malzeme bir poşetin içerisine sığar ve oynadığın salonda kolayca birisine emanet edilebilir ya da metruk bir dolabın bir kenarına sıkıştırılabilir. Bir dahaki gelişinde elinle koymuş gibi bulursun. Kimse çalmaz, götürmez. :)) Ongun'un tasvir ettiği detayların da çoğuna katılıyorum. Ama "gözler topa kilitli" tabirine çok onay veremeyeceğim. Bir arkadaşta böyle bir alışkanlık vardı. Forrest Gump filminden etkilenmiş. Sanırım filmde böyle bir tabir falan geçiyor masatenisi ile ilgili kısımlarda biyerlerde. Ben "öyle yapma" dedikten ve o da benim tavsiyemi dinledikten sonra performansının %40-50 oranında arttığını söylüyor. Konsantrasyonunu oyunun geneline yaymanı veya topun her gidiş gelişi düşünüldüğünde nasıl bir vuruş yapacağına karar verdikten sonra topu göndermeyi düşündüğün noktaya konsantre olmanı tavsiye ederim. Kolay gelsin.

Yani sezon başlamış Almanya'da da: DJK Germania Holthausen - Hertha BSC Berlin BV Borussia 09 Dortmund – DJK Germania Holthausen

Fotoğraflar için çok teşekkürler, Hakan kardeş... Çok güzel bir haftasonu geçirdim. Sizler sayesinde... Selamlar...

Şimdi bu tasarım biraz ham hali olduğu için güzel mi değil mi değerlendirmek için henüz erken. Mesela tepede IPBoard yazacağına raket grafiği olsa vereceği görüntü farklı olur. Şu anki tasarım fazla profesyonel duruyor, bana da öyle geldi ama şöyle birşey var. Gerçi Ertan Bey bunları bizden daha iyi bilir de...: Bu tip forum vs. web teknolojilerinin bir arkaplan mekanizması var bir de bunların üzerine giysi gibi giydirilen tema var. Şu anda zannederim arkaplanda çalışan mekanizmanın versiyonunu değiştirmek mecburiyetinde kalındı ve eski tema da bu versiyonla uyumsuz olduğundan yepyeni bir görüntü ile karşı karşıya kaldık. Herkesin de dediği gibi şu an öncelikli sorun Türkçe karakter o çözüldükten sonra tasarım öğelerine bakmak daha doğru olur. Ancak temanın genel görüntüsü itibariyle önceki daha canlıydı bence... Bu biraz soğuk duruyor...

Ya arkadaslar, Donic Waldner Senso Carbon tahtamın üzerinde kullandığım iki adet Donic Coppa Platin Soft lastikler 2 ayda, haftada ortalama 3-4 bilemedin 5 saat oynamayla eskidi. Hem olmadık yerlerinden yırtılıyor kopuyor hem de üstündeki temiz yüzey gitti 1-2 yıllık sriver yüzeyine benziyor bakınca... Gerçi bu lastiklerin dayanıksız olduğuna dair çokça şeyler de duyuyorum ama çok güzel lastik. Çok kontrollü en başta, his desen hissettiriyor, hücum desen hücum, blok desen blok, her şey kararında. 1,8 cm olması lazım, en incesinden istemiştim satın alırken... Şimdi yeni nesil lastik deyince hepsi aşağı yukarı birbirine yakın mıdır? Mesela yine son derece övülen en incesinden Tibhar Nimbus alip lastikleri değiştirsem benim için ne değişir? Her türlü tavsiyelerinizi bekliyorum işte, anladınız siz... Selamlar.

Abicim ciddi misin sen. 1. 150-200 TL fiyati olabilecek böyle bir nesneye hangi okul para verir? (Hele para kazanmak istersen 250 ye falan satmalısın.) 2. Antrenörler kendi öğrettikleri haricinde şeylerin oyuncular tarafından kendiliklerinden öğrenilmesine fena halde bozulacaklardır. (Ben 2 antrenöre tüm aşamalarıyla gösterdim. Bitmişi dahil hiçbir aşaması takdir edilmedi.) Meraklısınadır dostum böyle şeyler, meraklısına...

Ooo tamam o daha kolay bulunur. Ben salondan kastedilenin Haldun Alagaş olduğunu unutmuşum... Eyvallah, gelmeye çalışacağız...

Evet sonuçları hemen biraz yorumlayalım... Mesela bahsi geçmişken Onur Oktav'dan başlayalım. Geçen sene sonuçlardan takip edebildiğim kadarıyla O.Oktav VMTD yi playofflarda bayağı bir sırtlamış görmüştüm. Böylece ligde kalmayı da başarmış. Ama bu sezon Sarkuysan da görülebileceği üzere henüz Fenerbahçe, MTİ ve İBB ile oynamamış olmasına rağmen 4 mağlubiyet. Bir tek Lefke Unv. ne biraz direnebilmiş. Diğer maçlarını farklı kaybetmiş... Mesela ilk etapta bu dikkatimi çekti doğrusu...

Sonuçlar da TMTF web sitesine yerleştirilmiş bu arada... Tıklayınız

VMTD ye ne oldu bu arada? O.Oktav Sarkuysan'a geçmiş görüldüğü kadarıyla...

Bunun bi videosunu çekip youtube a koymak ve sizleri de haberdar etmek vaciboldu artık. Bu kadar ilgi göreceğini bilmiyordum doğrusu... Tamam en kısa sürede videosunu çekip, nete de koyup, sizleri de sonuçtan bilgilendirmenin niyetine girmiş bulunuyorum. Selamlar.

Ben şimdilik gerekli olan şeyleri ayarladım. Geliyorum Allah izin verirse... Hatta bir arkadaşım da istekli, iki kişi de gelebiliriz. İst. daki yeğenimde navigasyon cihazı var. Google Maps den Zeytinburnu Seyitnizam daki UPS yi buldum. "UPS Spor ve Kültür Merkez, Zeytinburnu, 34015 Seyitnizam, Türkiye" olarak kendini gösteriyor. (Binanın üzerinde UPS logosu bile var.) Sizin salonu aynı şekilde Navigasyondan nasıl bulabiliriz?

İyi iyi 4-5 maç fena değil... Değer bence kesinlikle...

Evet, pratikteki tecrübelerim ve bulabildiğim püf noktalar nelerdir? dersek... * Bir kere öğreticilik olarak gerçekten bence çok iyi. Bir kere robottan daha iyi öğretebilme kabiliyeti olduğunu düşünüyorum. Gerçi şu ana kadar robot kullanmışlığım yok ama, bu düzenekte topun istikrarlı bir şekilde 6-7 kere ardarda gidip gelebilmesi için topspinlerinizin spin yüklü olmaları şartı var. Eğer spin atıyorum zannederek boş top atıyorsanız haydi diyelim ki en fazla 3-4 olur daha fazla ardarda topun gidip gelmesi mümkün olmaz. Çünkü düzenek kendisi güç üretmediği için enerjisini sizin topspininizden alıyor. Boş toplarda sistem kararsız bir yapıda oluyor. Ve toplar alçaktan gidip fileye takılmaya meyilli oluyorlar. Kısacası bu düzenek yüzünüze karşı aynayı tutar. Şimdi robota kötü top da atsanız, o size hep ayarladığınız topu atar ve hatanızı tespit etmeniz belki de pek mümkün olmayabilir. Ama bu düzeneği kandırmazsınız. Mesela kendini benim gibi hücum oyuncusu zanneden kişilerin neden maç içerisinde yaptıkları spinlerin işe yaramadığını ve rakibin kesmelerini açamadıklarının çok iyi izahını yapan bir düzenektir. * İlk aşamada topspinlerime çektirme kuvveti uygulamam gerektiğini, öyle sadece bir kol savurmayla yüklü bir topspin oluşturulamadığını anlayıp da biraz topspin becerisi kazanmaya başladıktan sonra, bir sonraki aşamada ondan da daha fazlasını farkettim. Spin esnasında topun masa seviyesinin de altına kadar düşmesini bekledikten sonra raketi kaş hizası denen noktaya geniş bir yörüngeyle çektirerek topspin yapıldığında bunun da ilk aşamada farkettiğim "çektirerek topspin yapma" nın da ötesinde bir spin yüklemesiyle topspin yapıldığını ve maç içerisinde kesmeleri açma denen hadisenin ancak böyle spin yüklü topspinlerle mümkün olduğunu returnboardla çalışmaya başladıktan sonra öğrendim diyebilirim. * Eğer shootup ınız yeterince iyi değilse bu düzenekle bayağı bir boğuşacaksınız demektir. İsabetli vuruşlar gerekli. Sabır gerekli. Topların arkasından bayağı bir koşarsınız. Onu baştan belirteyim. Ama shootup ı belli seviyenin üzerinde olan kişiler çok daha rahat edeceklerdir. Bunu da tahmin etmek çok zor değil. Şimdilik bu kadar. Aklıma geldikçe daha sonra yazarım. Selamlar.

Turnuvada en kötü performansı gösteren bir oyuncu minimum kaç maç oynayacak?

Evet bugun 30 Eylul 2009... Bu aleti ilk defa yaptırdıktan beş buçuk ay kadar sonra bir değerlendirme daha yapmak iyi olabilir. Videoya çekebilirdim söyleyeceklerimi aslında görüntüler eşliğinde, hala da çekebilirim. Ama işte şunu da yapayım, şu özelliği de katayım ondan sonra çekerim falan derken heyecanınız gitgide kayboluyor. Sonra da "Boşver, başka önemli işlerim var" moduna giriyorsunuz maalesef. Ama bir bakarsınız haftaya videosunu çekip nete koymuşum belli mi olur... Şimdi ben ne yaptım da bu düzeneği partnerim olmadığı zamanlarda 1 saat kadar birlikte sıkılmadan çalışabileceğim bir "topspin arkadaşı" haline getirebildim, püf noktaları nedir? denirse, Aletin son durumu şu, bende... * Piyasadan takımını 15-20 TL ye satın alabilceğiniz mengeneli (klipsli değil) bir masa tenisi ağ-file demiri (bundan sonra MFD olarak kısaltılacaktır.) setini biraz modifiye ederek, bu seti returnboard umuzu sabitleyici mekanizma haline getirmek daha verimli sonuç veriyor. Bu çıkarımımı, birbirine alternatif gibi gözüken iki farklı sabitleme düzeneğini (birincisi; masanın üzerinde kendi ağırlığıyla sabit duran bir kaide, Görmek için tıklayınız ikincisi ise; masaya mengene ile sabitlenen ağ/file düzeneği (MFD) Görmek için tıklayınız ) mukayese etmek için uğraşırsanız siz de tespit edeceksiniz. Bu sonucu çıkarmamızın sebebi şu ki; Returnboard umuzun daha kararlı/stable/stabil bir davranış gösterebilmesi için masadan biraz uzak olması gerekli, yoksa sağlam spinler atamıyorsunuz, güzel falsolu spinlerin neredeyse tamamı masadan uçup gidiyor. Ve siz ustalaştıkça daha falsolu toplar atma ihtiyacı içerisine giriyorsunuz. Returnboard'u masadan uzakta sabitlemenin en basit yolu bence tarif ettiğim gibi mengeneli bir düzenek yaptırtmak. Çünkü her kenarı mengeneli düzeneğin bir tanesinin dikme demirine sabitlenecek olan returnboard, mengeneli sabitleme kısmı ile dikme demiri arasındaki mesafe kadar masadan uzaklaşmış olacak ki bu da ihtiyacımızı oldukça karşılıyor diyebiliriz. * Bu MFD nin dikme demiri dikilebilir-yatabilir olmalı, yoksa hiç de söküp takması, bir çantaya sığdırıp da oraya buraya taşıması kolay ve pratik bir mekanizma olmaz. * MFD yi alacaksınız, nazınızı çekecek bir demir-doğrama atölyesi ya da en azından alet edevatı olan mahalleden bir hacıamca bulacaksınız. Sonra hacıamcaya güzelce tarif ederek bunun dikme demirine 25-30 cm kadar bir demir parça kaynattırarak ilave ettireceksiniz. Sonra bu demir parçanın da uç tarafına yakın bir yere içerisinden somunlu bir vidanın bolca/rahatça geçebileceği bir delik açtırtacaksınız. Bu delikten somunlu bir vida geçecek ve aynı somunlu vida returnboard a vidalanmış resimdekine benzer bir köşebağlantı elemanından da geçecek ve bir "kelebek somun"u da vidaya sıkıştırılarak dikme ile returnboard birbirine sıkıca bağlanmış olacaktır. Gereken noktada pul da kullanarak kuvvetlice sıkıştırarak, topun çarpması veya returnboardun ağırlığının etkisi sebebiyle çalışmanız esnasında gevşeyip board un açısının bir kere ayarlandıktan sonra bozulmasını engellemeniz de gerekli olacaktır. Daha sonra mengene kısmını da kestirerek isteğinize göre 20-25 ya da 30 cm'lik bir açıklığı kavrayabileceği şekilde yeniden yaptırtmak isteyebileceğinizi da gözönüne alın(ben yaptırdım). Aksi halde birçok maç-masası ayarındaki masaya montajı imkansız olur. Sadece ucuz ve kalitesiz masalara monte edebilirsiniz. Çünkü mengeneler orijinalinde çok fazla bir açıklığı kavrayacak şekilde tasarlanmamışlar doğal olarak, zira masanın ince bir noktasını kavramaktadırlar aslında... Fakat dikkat edin bu işlemi basit bir metodla "Bir noktasından kestirir ilave parça kaynattırıp uzattırırım" diye düşünerek yaptırtırsanız mengene kısmı bu operasyondan sonra masaya monte esnasında returnboardun ağırlığını taşıyamayarak eğrilebilir. Daha doğrusu eğrilecektir. Bu sorunun çözümü de iki farklı yolla olabilir: 1. Mengenenin arkaya doğru eğrilerek yatacağı tarafa üçgen bir demir parça kaynattıracaksınız(bayrak attıracaksınız) 2. Mengene kısmının demirini komple ağ demirinden ayırarak "yeterince uzun ve daha sağlam" yeni bir parçayı MFD nin ana gövdesine monte edeceksiniz. Sonra mengenenin vidalı sıkıştırıcısını önce kesilmiş olan kısımdan ayırıp daha sonra da bir somunun içerisinden geçirerek bu somunlu mengene vidasını "yeterince uzun ve daha sağlam" olarak tarif ettiğimiz parçanın alt tarafına kaynattıracaksınız. Böylelikle aynı yerine fakat daha uzun bir yan-kaideye monte edilmiş "vidalı sıkıştırıcı parça", somunun içerisinde yukarı aşağı hareket eder, mengeneyi sıkıştırır veya gevşetir. Bir somun içerisinde hareket ettiğinden MFD orijinal halinden de uzun ömürlü olur, zamanla dişlerini de yemez, yalama falan da olmaz. Masanın karşı kenarının o kadar da kalın olmaması ve MFD nin vidalı sıkıştırıcısının en kısa durumunda bile yeterince iyi bir sıkıştırma yapamamış olması durumunda ise iki ufak tahta takoz ile mengenelerin ayağını basacakları yeri takviye etmeyi düşünebilirsiniz. * Tahta malzeme olarak Plywood yüzeyine yapıştırdığım 8 adet Friendship 729 FX ya da sizin temin edeceğiniz benzer özellikli lastikler birarada son derece kararlı bir returnboard yüzeyi oluşturdular. Eğer çok AR-GE ci değilseniz siz de fazla riske girmeyin aynı yüzeyi oluşturun. Belli tecrübeyi edindikten sonra arka arkaya 6-7 tamfalsolu topspin çekebilirsiniz bu yüzeye ve bu da çok ustalaştığınızda 20-30 tane de çekebileceğinize delalet eder. (Orijinali 8-9 katmanlı olan plywood yüzeyini biraz ağır ve kalın bularak ardiyede ortasından yardırdım ve 4 er katmanlı iki plaka elde ettim. Şu an 8-9 katmanlı yaptırmış olduğum ilk yüzey elimde olmadığı onu kestirip de ikiye ayırdığım için ikisini mukayese edemeyeceğim fakat ilk tecrübelerimde 4 katmanlı yüzey, diğerine göre bana daha kararlı gelmişti.) Tahtanın üzerine mobilya süngeri, şambrel lastiği vs. gibi başka birşey yapıştırayım daha ucuza gelsin diye bence sakın uğraşmayın. Harcadığınız emeğe ve kaybettiğiniz zamana deymez. Kararlı olmuyor çünkü. 8 lastik için satıcılardan fiyat isteyin, pazarlık yapın. Bence tanesi 20TL nin altında bir fiyattan çin lastiği bulabilirsiniz. Toplam 150 TL nin altında bir lastik maliyetiniz olamayacağı gerçeğini kabul edin. Ya da bir antrenörden eski çıkma sriver lastik bulun. Belki ücretsiz de bulabilirsiniz ama 8-10 tane çıkma lastikle 2 tane sıfır kare şeklinde lastik yüzeyini ancak kaplayabileceğinizi (hem de yamalı bohça şeklinde) farkedince üzüleceksiniz maalesef. * Returnboard çok büyük bir alan kaplamamalı, zira sürekli montajlı halde bekletebileceğimiz bir masamız yok. Masamız olsaydı zaten 1000 TL harcayıp da hiç olmazsa gerçek bir robot almanın yoluna bakardık. Bu sebeple ortasından yardırıp iki plaka elde ettiğim Plywood tahtamı sonradan bir de enlemesine kestirdim. Bir plakaya 4 tane sıfır lastiği kare şeklinde yapıştırabileceğim bir yüzey elde ettim. İkinci plakayı ise en itibariyle ondan bir parmak daha kısa yaptırdım. (sebebini birazdan söyleyeceğim) Yani iki lastiği tam yapıştırabilecek fakat diğer iki lastiğin kenarından bir parmak taşacak. Onu da keserek alırsınız. Daha sonra mobilya parçacısından 2 ya da tercihan 3 tane "yaprak menteşe" tabir edilen bulabileceğiniz en ufak menteşeyi satın alın. Ve bunları tahtaya monte edebileceğiniz 8-10 tane küçücük sivri uçlu vidalar... Returnboardumuz katlanabilir olursa büyükçe bir çantanın içerisine sığacaktır. Menteşeleri uygun yerlere (lastik yapıştırdığınız tarafa değil tabii ki arka tarafına) vidalayarak returnboard u katlanabilir hale getirin. Fakat dikkat edin eğer yaprak menteşelerin tüm vida deliklerine vida sıkarsanız returnboard u tam olarak katlayamadığınızı, vida kafalarının birbirinin üstüne bindiğini farkedeceksiniz. Bunu engellemek için vidaları karşılıklı çapraz deliklere sıkın. Bir vidanın kafası, returnboard katlandığında diğer tarafta boş olan vida deliğine denk gelsin. Plakalardan birini bir parmak kadar dar yapmamızın sebebi de benzeri bir durum. Eğer birini biraz dar yapmazsanız köşebağlantı elemanları katlandığında birbirinin üstüne binerler ve tam istediğimiz kompaktlıkta bir returnboard yapamayız. Çantaya falan da sığdıramayız. * Eğer Plywood u ortasından ikiye yardırırsanız iki farklı plakanın kalınlığı milimetrik olarak aynı olmayacaktır. Dolayısıyla iki plakanın menteşeyle birleştiği noktada iki yüzeye de yapıştırılmış olan lastikler birleştiğinde arada ufak bir seviye farkı oluşabilir. Bunu menteşeleri vidalamadan önce öngörüp menteşelerin viadalanacağı yüzeyin zımparalanması vb. bir metodla seviye farkının ortadan kaldırılması istenecektir kanımca. Dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı da bu... * İki MFD nin de masaları kavrayacağı ağızlara en pratik şekliyle tek tarafı kendinden yapışkanlı lastik tamponlar yapıştırmayı ihmal etmeyin; yoksa takıyorum söküyorum derken masayı çizdirebilir ve kaş yapıyorum derken göz çıkarıp etrafa rezil olabilirsiniz. "Uff çok süper bir icat yaptım" der ama kimseye havanızı basamazsınız. Oynadığınız masaların ve salonların sahipleriyle de aranız pek iyi olmaz. Adamlar zaten kıllancaklardır yaptığınız montajdan... * Şimdi bu mekanizmayı masaya monte edeceğiz ama düzgün bir montaj olacak mı? Çalışırken orası burası yamulacak mı? Evet doğru bir endişe bu da... Tecrübe kazanana kadar yapacağınız en büyük hata, MFD leri katlanabilir returnboard un plakaları sıkı ve gergin dursun diye mümkün mertebe herbir returnboard plakasının uzağına uzağına monte etmeye çalışmaktır. Halbuki bu tam ters bir etki yapıyor. MFD leri plakalardan uzak monte etmeye çalıştıkça plakalar sıkı birleşmiş ve gergin olmazlar. Mümkün mertebe plakalara yakın olurlarsa plakalar daha gergin ve sıkı dururlar. * İlk montajlarınız biraz uzunca sürecek, somunlu vidayı pulları kelebek somunlarını yere düşüreceksiniz. Tek başınıza montajı biraz eziyetli olacak. Moralinizi bozmayın bir süre sonra oldukça pratik ve hızlı montaj yapar hale gelirsiniz. Bütün bir sistemin tüm parçalarını tarif edilen veya tarif edildiğinden daha kompakt yapmayı becerebildiyseniz; sürekli bütün bir düzeneği bir çanta içerisinde arabanızın bagajında hazır bulundurur ihtiyaç halinde 5 dk. da montaj, 5 dk.da da demontaj yapabilirsiniz. Evet, hepsini yaptık bitirdik uygulamaya geçeceğiz onda püf noktalar nedir? Ufff yoruldum vallahi anlatırken... Onu da bir dahaki yazıya bırakalım. Sizler de tecrübe ederseniz eminim benimkinden daha pratik çözümler bulacaksınızdır. Paylaşırsanız sevinirim... Kolay gelsin. Selamlar.

Benim haftasonu Ist. da olabilme durumum var. Turnuvaya katılabilmek için kiminle ne şekilde temasa geçebilirim? Herhalukarda guzel bir turnuva olmasını diliyorum... Selamlar.

Şu videoda anlatılan çok ilginç teorik şeylerin ne olduğunu bilen ya da izah edebilecek var mı? http://www.youtube.com/watch?v=gUbcnKrpKYM Teşekkürler.

Florian Wagner adında bir çocuk: http://www7.tt-total.tv/videos/regionallig...-por-vid12.html http://www7.tt-total.tv/videos/regionallig...ro-wu-vid9.html http://www7.tt-total.tv/videos/oberliga-he...erne/vid-4.html Bu çocuk hakkında açıklama talep ediyorum... Selamlar.

Valla ilk fırsatta lastiklerimi Donic Platin ile değiştirmeyi düşünüyorum. Bende Waldner Senso Carbon tahta var. Sizce kötü mü? Deneyen birçok kişi çok beğeniyor. Sitelerde aldığı yorumlar da hep olumlu. (Ben çok ekipman deneyen bir insan değilimdir de o açıdan fazla da kıyas yapamam) Selamlar.

Eğer bir değişiklik yapılacaksa bunu ancak tasarımcı yapmalıdır. 3. numara ya da ona yakın bir logo bence de güzel olur. Ayrıca forum için çizilmiş logolar da güzel...

Merhabalar; Ben 4-5 senedir kendimi kısmen haraketli ve ayak hareketlerini de uygulamaya çalışan bir oyuncu olarak görüyordum. Fakat son 1-2 haftadır -tabi akıl veren antrenörümüz falan da olmadığından- "Kendimi biraz daha zorlayayım ve her gelen topa karşıdan çıkıp da bana doğru yönelmeye başladığı anda en azından bir küçük adımcıkla olsun en iyi pozisyon ayarlaması yapmaya başlayayım, bakalım oyunumda nasıl bir etki oluşturacak?" dedim. İlk çalışmada pek bir fayda göremedim gibi geldi ama sonraki bir kaç antremandan itibaren -özellikle dün yaptığım çalışmada daha net gördüm- masa tenisimin en az bir seviye yukarı çıktığını hissetmeye başladım. Özellikle forehand spinde bunu çok iyi hissettim. Bir zaman sonra spine uygun bir top rakipten bana doğru gelirken vücudumun refleks halinde -sağ el kullanan bir oyuncu olarak- sol bacak önde sağ bacak onun arka çaprazına basacak şekilde bu bacaklardan kuvvet alarak ve dizler kırık şekilde bir eğilme ile ve hassas bir şekilde tam doğru noktada topla buluşarak çekilen spinlerin çok kuvvetli, çok spinli ve bombeli ve fazla da güç harcamadan çekilebildiğini de gözlemledim. Sonra da sanki ben bu hareketi daha önce Waldner'in falan öğretici videolarında görmüştüm diye bile hatırlamaya başladım. Neyse bu işin teknik boyutu ancak, bu şekilde shootup çalışması dahil her bir vuruşta yeniden ayak pozisyonunu ayağı yerden kaldırarak ayarlamakla ve boş kaldığımda da yerimde küçük küçük zıplayarak yaptığım bu tip çalışmaların o çalışmanın akşamında diz kapaklarımın hemen üztündeki kaslarda ciddi ağrılar oluşturmaya başladığını söyleyebilirim. Yani özgür'ün: cümleleriyle ifade ettiği tezi bana pek doğru gelmedi. Ya da bende farklı sonuçlar doğurdu. Selamlar. Edit: İki antreman sonra ağrılar kesildi. Zannederim diz çevresindeki sözü geçen kaslar yeterince güçlendiler.