Secici

http://www.youtube.com/watch?v=_FYL21OsEZc

Video son derece guzel. Teknik bilgiler de iyi. Biz de video yapalim bu bilgileri kullanarak olmazsa. Selamlar. Edit: Aslında Turushan Bey'lere daha çok yakışır video yayınlamak... Turnuvalar, rating maçları vs. çok aktifsiniz ve yayınlandığında ilgi görecek çok malzeme var, benim görüşüm.

TMTF web sayfasına Türkiye Gençler Şamp. 2009 un dokümanları yerleştirilmiş halde şu anda: http://www.tmtf.gov.tr/Content/NewsDetail.aspx?ID=53 PDF dokümanlarından görebildiğimiz kadarıyla Tufan Abi'nin bize biraz tanıttığı ufaklıklardan Onur OKTAV'a 3-2 ile elenen oyuncu: Caner BAYCANER. Fakat Kürşat adıyla tarif ettiği diğer oyuncuyu ise tespit edemedim. Zaten Selim Güler de finale kadar Ankara'dan kimseyle oynamamış. Tufan abi tekrar olaya bi el atarsa seviniriz. Selamlar.

Youtube : PathfinderPRO videoları Eğer ingilizceniz iyi düzeydeyse aşağıdaki linkleri mutlaka seyredin. (Çünkü adam göstermekten ziyade ingiliz ingilizcesiyle anlatıyor da anlatıyor.) Backhand shootup çalışmanıza detaylarda daha profesyonellik katın.

Öncelikle Youtube daki pingskills kullanıcısına ait tüm videolar şiddetle tavsiye edilir. Akabinde ayrıca pingpong ball training 1 ibaresini arattır youtube da. Gelen video seri olarak böyle 2, 3, 4 falan diye 35 hatta sanırım 40 a kadar gidiyor. Çinliler masa tenisini nasıl öğreniyor ve teknikleri nasıl uyguluyorlar göreceksin. Küçücük çocuklar teknikleri nasıl yeyip yutuyorlar. Selamlar.

yani. :)) Çinde 70 milyon masa tenisçi var deseler yadırgamam. Malum 1 milyar nüfus... :)) Masa tenisi ile kitleleri uyutuyorlar kanımca. :))

Ben Puma nin salon sporları için ürettiği ayakkabıyı kullanıyorum. Daha önce Nike'in uzeri full deri bir ayakkabısı vardı. Ayağımın tarak kısmı geniş olduğu için bir süre sonra sıkıntı vermeye başladı. Birisine hediye ettim. Puma'nın salon sporları ayakkabılarında tarak kısmı kalıbı geniş, benim ayagima da cok uygun geliyor (bu ikinci Puma'm), ama artık Puma pek bu işlere bakmıyor gibi. Toptana calisanlar haricinde piyasada bu tip model bulunmuyor. Sanki moda markası olma yolunda ilerliyor. Şu anki Puma'yı Ankara'da Ulkealan pasajinin arka sokaklarinda bir toptancidan almistim. Ismini hatirlayamadim. Selamlar.

Abi madem gelmedin, o zaman deme. :)) Eyvallah ufaklıkları ve oyunlarını çok takdir ettik, ama elendikleri rakipleri ne konsantre oldular ne de t-shirtlerini terlettiler. Sadece bu ufaklıklara maçı verirsek rezil oluruz diye streslenmişlerdir sanıyorum. Oynadıkları final maçı olsaydı set bile alamazlardı.

Abi sen de mi turnuvadaydin yaw? Ben niye goremedim? Tribünleri baya bi taramıştım oysa tanıdık biri çıkar mı diye...

Aşağıdaki videoları da mutlaka seyret.

Öncelikle yazıya ilgi gösterildiği için herkese teşekkür ediyorum. Ben Hakan Bebek Bey'in bu kadar teknolojiyle haşır neşir biri olduğunu tahmin etmiyordum. Sadece burada ve TMTF websitesinde arada ismini görüyordum o kadar. Buraya ve websitesi üzerinden kendisine attığım mesaja hemen ilgi gösterip cevap yazdığı için ayrıca teşekkür ediyorum kendisine. Bu tür teknolojik ve yenilikçi fikirler TMTF'de düşünce düzeyinde bile olsa varsa bundan memnun olduğumu belirtmek isterim. Zira Türkiye ortalamasında bir amatör spor federasyonunun yönetiminden aslında bu tip teknolojik gelişmeleri takip etmeleri, web sitesi üzerinden maç yayınının planlarını kurmalarını falan da pek beklemiyorsunuz doğrusu. Zira bizim memlekette maalesef bu işlerle uğraşanlar hep üvey evlat gibidir. Varsa yoksa futbol, biraz da basketbol. O açıdan bu tip düşünceleri proje bazlı bile olsa hayata geçirme çalışmaları varsa bunu tribünlerdeki seyirci sayısına bakarak planlamak pek doğru bir yaklaşım da olmaz. Eğer seyirci sayısına bakıyorsak, futbol camiası için yapılan her türlü yatırım hakkında gönülden gele gele "onlar için hepsi helal-i hoş olsun" diyebilmek gerekir. Ama bakıyorsunuz rant ve güç mücadeleleri, bahislerle ilgili şike söylentileri, her türlü serseri tip ve grupların yöneticileri tarafından korunup kollandığı, taraftarları arasında alkol ve hertür kötü alışkanlıkların gırla gittiği bir yapının sırf kalabalıklığından dolayı yatırımı haketmesi değil, aslında hiçbirşeyi haketmemesi gerekir. Dolayısıyla masatenisine yapılması gereken yatırımlar da, eğer camiada bu işe gerçekten gönlünü vermiş 10 tane babayiğit varsa -ki mutlaka vardır- onların hatırına ve ihtiyaç olarak düşünüldüğü için yapılmalıdır. Amatör sporlar eminim ki hep böyle boynu bükük de kalmayacak, bu ülke insanlarının eğitim ve kültür düzeyi arttıkça daha bilinçli bir kitle halinde takip edenler ve meraklıları sayıca da artacaktır. Sadece Hakan Kırık Bey'in kurduğu gayriresmi rating sistemi bile çok güzel şeylere vesile olacak, yakında göreceksiniz. Şimdiden Bursa'lı veteranlarla bir rating turnuvasının planlarını kurmaya başladık. Mesela bir pazar biz iki araba organize olup Bursa'ya gideriz başka bir pazar onlar Esk. e gelirler. Biz veteranlar olarak, beden terbiyesi ne bağlı olmayan resmi tatil günleri bile kullanıma açık ve onlarla birlikte oynayabileceği bir ortamı oluşturmak için biraz olsun gayret gösteririz, ve birşeyler gelişmeye ve ilerlemeye başlar, bir sinerji oluşur. Ve inanın bir yerde sinerji oluşmaya başlamışsa orada birşeyler iyiye doğru gelişmeye başlamış demektir. Zaten bu kadarcık olsun ümitlerimiz ve beklentilerimiz de olmasa bizi yaşama sevincine bağlayan başka neyimiz kalır. Tekrar teşekkürler ve selamlar. Hakan Bebek Bey'e Not: TMTF ile ilgili özellikle olumlu olan fikirlerin özel mailler yerine bu tip kamuoyuna açık ortamlarda yazılması ve tartışılmasının çok daha hayırlı sonuçlar doğurduğu, bu başlık altında benden başka 2-3 kişiyi daha fikren tetiklemesi gözönüne alarak doğru bir tercih olduğu gördüm. Ve ben de bu sebepten buraya yazmayı özelde göndermeye tercih ettim.

Mobil teknolojilerin bu kadar ucuzladığı ve geliştiği bir dönemde web sitesinin hatta TMTF maç ve turnuva kayıtlarının tamamen online olarak yayınlanması gereğinin çoktan oluştuğunu ve hatta zamanla bunun zorunlu bir ihtiyaca doğru gittiği görülmekte. Bugün bakıyorsunuz cep telefonu şirketleri iPhone gibi cihazları abonelik paketleriyle verir hale geldiler. Benim ailemde bile şu anda 2 adet 600-700 TL lik netbooklardan var. İhtiyaç olan her yerde çantanızdan çıkarıp işinizi görebiliyorsunuz. iPhone ya da muadili cihazlar daha da yaygınlaşacak. Ama bir taraftan bakıyorsunuz bir turnuvayı seyretmeye gitmişsiniz. Bir anadolu şehrindesiniz ve oyuncuları isim ve yetenekleriyle sürekli takip imkanınız yok. Bir oyuncu dikkatinizi çekiyor, kimdir nedir anlayayım diye anonslara kulak kabartıyorsunuz duyulmuyor. Fikstürün asılı olduğu panoya bakayım diyorsunuz sonuçlar işlenmemiş, dolayısıyla kim kimle oynuyor ve oynadı, sizin takip ettiğiniz bir oyuncunun durumu ne oldu vs. Takip edemiyorsunuz. Sıradan bir seyirci olarak hakem masasına gidip bunları sormak falan da abes kaçıyor. Benim talebim -ki artık web tabanlı yazılımlar yapmak o kadar maliyetli şeyler değil, etrafta bu tür yazılımları makul fiyatlara yapabilecek kişiler/firmalar da bulmak o kadar zor değil- her TMTF organizayonundaki hakem heyetine bu ucuz netbooklardan turnuva boyu kullanmak üzere bir tane verilsin ve onlardan da bilgisyardan anlayan her kimse kağıda yazdıkları sonuçları ve tuttukları raporları da internete bağlı olacak bu bilgisayara anında işlesinler; -hatta şu da kaymaklı ekmek kadayıfı olurdu- mesela 3 numaralı masaya Ahmet'le Mehmet'i maç yapmak için çağırdığında sistem üzerinde de bunu anons ettikten hemen sonra tespit ettiğinde, sistemi online olarak takip etmakte olanlar maç esnasında o anda 3 numaralı masada kimlerin oynamakta olduğunu görebilirler. Bu da takip edecek kişiler için çok güzel bir kolaylık olurdu. Şu anda siteye bakıyoruz, bazı turnuvaların detay dokümanları hazırlanmış, bazılarınınki eksik kalmış. Bazıları PDF halinde bazıları excel formatında. Halbuki bu tip bir yazılım yaptırıldığında bahsi geçen sonuç dokümanları da zaten sistem tarafından otomatik olarak oluşturulacağından hiçbir organizasyonun da ne bilgileri sitede eksik bırakılmış olur ne de formatları arasında bir standart dışılık sözkonu olur. Hepsi bir örnek oluşmuş olur. Daha da detayı ilerde bu sitenin ingilizcesi vs. si dendiğinde verilerin ingilizce olarak dünya çapında sunumu da son derece kolaylaşmış ve pratikleşmiş olur. Şu anda benim teklif ettiğim ve ittf vb. web sitelerinde benzerleri uygulanmakta olan böyle bir sistem şimdilik Türkiye için biraz lüks gibi gelebilir fakat 200-300 TL lik cep telefonlarının bile sürekli internete bağlı olacağı yakın bir gelecekte kaçınılmaz olarak kurulmak zorunda kalınacağını düşünüyorum. Öyleyse biraz daha çabuk davransak ve veritabanımıza daha çok veri kaydetmiş olsak daha güzel olmaz mı? İlgilenecek olan herkese teşekkürler. Selamlar. Sonradan ek: Yukarıda benzeri bir fikirden bahis açılmış. Ve salonlarda internetin olmayışından teknik bir sorun olarak bahis geçmiş. GSM şirketleri ya da TürkTelekom dan bilgi istenirse mobil internet çözümü çok zor bir teknoloji değil artık. GPRS'i var, EDGE'i var, WiNet'i var ya da olacak çok yakında, belki ADSL nin bile papucu dama atılacak... Masaüstü olsun notebook olsun bilgisayarlara bugün bile takılabilen ucuz aparatlarla bu tip mobil internet çözümlerini her yerde kullanmak mümkün olabiliyor. Hatta bu şirketlerden bazıları sunulacak olan bu tip mobil hizmetlerin gençler arasında tanıtımını yapmak amacıyla organizasyonlara sponsor bile olmak isteyebilirler. Kısacası bu konu önemli bir sorun teşkil etmiyor şu anda.

Gençler Türkiye Şampiyonasında bir antrenör özellikle İstanbul menşeyli üst düzey oyuncular için onların okullarıyla kulüplerinin arasında anlaşma olduğunu, neredeyse hergün 4 saat antreman yaptıklarını ve ders meselesinde çok fazla zorlanmadıklarını ve milli sporcu oldukları için de besyo'lara geçiş hakları olduğundan masa tenisine tam konsantre olabildiklerini halbuki anadolu gençlerin pek böyle bir şans elde edemediklerini söyledi. Eğer durum böyleyse ekonomik kaygı bu işin neresinde?... Eğer kendi gibi bir başka sporcuyla da evlenmiş olduklarını da varsayarsak ekonomik bir kaygı sözkonusu olmayacaktır. Yanlış mı düşünüyorum?

Sen zannerderim 3 nolu masada Miraç a yenildin değil mi? Anonsları pek duyamıyorduk da...

Sadece sonuçları mı yazacaksın. Yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat bari. :) Biz tribünden herşeyi detaylı göremedik.

Eğer shoot-up ın iyiyse ya da şöyle diyelim, yükselmiş topspinleri otomatik olarak kontraşuta çeviriyorum diyebilecek kadar iyiyse, buna ek olarak topspin antremanında rakip tam falsolu topspin attığında sen de ona antreman yaptırabilecek 10 tane ve daha fazla blok yapabiliyorsan. Hatta bu blokları pasif blok şeklinde değil de şut gibi ve topu taşıyacak şekilde yapabiliyor, istediğin yöne yönlendirebiliyorsan; maç içerisinde gelen topspin hücumlarında topu doğru pozisyonda yakalayabildiğin sürece sorun yaşamazsın. Çünkü topspinle gelen topun falsosuyla nasıl başa çıkacağını iyi kavramışsın demektir. Aksi taktirde raketin açısı şu kadar mı kapalı olsun bu kadar mı kapalı olsun, tecrübesi nispeten az bir oyuncu için açı ayarlamaya çalışmak çok zor birşey. Sen topu masaya düşüremedikçe birlikte antreman yaptığın partnerin için de bu sıkıcı sonuçlar doğuruyor. Onun için hakimiyeti ele almaya çalışmak bence daha sağlıklı... Ben de daha önce topspinleri pasif blokla masaya düşürmeye çalışıyor ve pek başaramıyordum. Şimdi hücuma en garanti karşılık yine hücumdur diye düşünerek tarif ettiğim topu taşıyan/aktif blok vuruşlarımı geliştirmeye çalışıyorum. Bence böylesi hem daha çabuk sonuç alınacak bir yöntem. Bu tip blok vuruşları için: Bkz: Blok yapan kişinin topu nasıl taşıdığına dikkat et. Selamlar.

Ha bi de... Penhold oynayan bir çocuk daha vardı, yaşı Oğuzhan'a göre biraz daha büyük. Sanırım siyah kıvırcık saçlıydı. O da epey ilerleyebildi... O kim? Bi de Selim Güler'le Onur Oktav'ı zorlayan ufaklıklar kimler? Ya tabi şöyle birşey de var aslında. Bakıyorsun final ayarındaki maçlara gelmeden başa oynayan oyuncular t-shirtleri terletmiyorlar bile. Ne yeterince ısınmış olabiliyorlar ne de motive olabilmiş oluyorlar. Onun için bu tür maçlarda ters gelen süprizli rakipler böyle sorun olabiliyor. Onun için demek ki gerçekten iyi bir oyuncuysanız bu tip maçları -oynamadan- kazanmayı da bilmelisiniz. Selamlar.

Bugünle ilgili genel değerlendirmem de şu: Bilirsiniz bir iyi oyuncular var bir de profesyonel-milli ayarındakiler var. Mesela KKTC den bir çocuk vardı. Tek tek baya ilerledi. Özellikle backhand spinler vs. de kendi seviyesindeki oyunculara göre oldukça başarılıydı. Iskalamadan ve son derece isabetli vuruşlarla güzel sayılar alıyordu. Yusuf Dayıcan la karşılaştı sonlara doğru. Yusuf Dayıcan bu maçı rahat kazandı. Backhandde Y.Dayıcan özellikle ilk 10 seviyesindeki oyunculara kıyasla son derece güçlü göründü bana. Daha çok maçını seyretmek isterdim. Ama imkan olmadı. Pazar günkü maçlarda 2 saat kadar başka işim çıktı. Geri geldiğimde ferdi finallerinin ilk iki setleri oynanmıştı. Madalya töreninde ilkdört de kendisini göremeyince şaşırdım. Eğer yanlış tespit etmediysem Furkan Altınok-Miraç Kahraman'a elendi. Miraç Kahraman bir sonraki turda Hakan Erbay'a o da Onur Oktav'a elendi. Sarp Özbayraç - Uğur Aksoy'a elendi. Uğur Aksoy'un S.Özbayraç'la maçını seyredince dedim bu çocuk Safa Avcı gibi hem çok atletik hem kontralarda hep son vuruşlara kadar kontrolü elinde tutuyor. Kesin finali oynar bu çocuk derken bir gittim geldim finalde yok. Sonra madalya töreni yapıldı baktım ferdilerde ilkdörtte de yok. Şaşırttı beni doğrusu. Selim Güler'i i ilk maçından önce hiç ortalıkta görmedim. Dikkatimi de çekmemiş. Bu kadar uzun boylu olduğunu bilmiyordum. Daha önce bir fotoğrafını görmüştüm. Artık büyüyorlar demek ki özellikle boy olarak. Fazla gösterişli bir oyunu yok Selim Güler'in. Bir de çok kişinin dikkatini çeken bir konu, Ankara'dan kırmızı-siyah t-shirtli iki tane ufaklık vardı. Ilk 16 lar falan oynanırken biri Selim Güler e diğeri Onur Oktav'a düştü ve 2 şer set alıp son setlerde de epey zorladılar. Bu ufaklıkları takip etmek gerek. Hele Onur Oktav'la oynayan, neredeyse her sayıdan sonra sürekli "ço" çekerek rakibin de sinirine oynadı durdu... Onur Oktav hakkında bu forumda özel bir konu da bulunmasından dolayı daha farklı bir beklentim vardı. Mesela çok akıllı alınmış sayılar bekliyordum. Ama klasik bir üst seviye final maçı izledik. Bazı sayılarda ardarda 10 tane şut yapılan ralliler de oldu... Onur Oktav soğukkanlılığını hiç kaybetmemişken Selim Güler maç kötüye giderken tedirginliğini epey belli etti. Onur Oktav son seti sanırım 10-5 den falan çevirmişti.

Maçlar az önce sonuçlandı. İlk etapta ezberimde kalanları daha sonra hatırladıkça da editle diğerlerini göndereyim: Ferdi Bayanlar: 1. Gökçenur Güngör (Final 4-0) / ADANA 2. Pınar Şen / DSİ-İZMİR 3. Hatırlayamadım. 3. Hatırlayamadım. Ferdi Erkekler: 1. Onur Oktav (Final 4-2) / VMTD-İSTANBUL 2. Selim Güler / AKPINAR-İSTANBUL 3. Ertan Gökmen / DSİ-İZMİR 3. Hatırlayamadım. (Umut Doğan olabilir?) Çift Bayanlar: 1. Aslı Şahin - Kevser Yılmaz / DSİ-İZMİR 2. Dsi Nilüfer Bursa (Pınar şen in içinde olmadığı takım) 3. Hatırlayamadım. 3. Hatırlayamadım. Çift Erkekler: 1. Yusuf Dayıcan - Ertan Gökmen / DSİ-İZMİR 2. Selim Güler - Uğur Aksoy (Yüzdeyüz emin değilim) / AKPINAR-İSTANBUL 3. Mehmet Deniz - Emre Deniz / Zonguldak YOLSPOR 3. Hatırlayamadım. Takım Şamp. Bayanlar: 1. DSİ-İZMİR (Düzeltme: DSI Nilufer BURSA olacakmış) Erkekler: 1. AKPINAR-İSTANBUL

Bugün Cumartesi tarafını imkan bulabildiğimizce seyretmeye çalıştık. Yarın iyi maçlar olacak gibi. Bugün ferdi olarak oynayanlardan Miraç Kahraman, Sarp Özbayraç ve Oğuzhan Bingöl, Onur Kader ve ismini duyamadığım bir iki kişi daha oldukça dikkatimi çekti. Mesela Oğuzhan Bingöl penhold tekniği ile oynuyormuş. Beni çok şaşırttı uzakdoğulu olmayan bir oyuncunun bu kadar iyi uyguluyor olması doğrusu... Diğer ismini bildiğim bazı oyuncular ya ilk turları bay geçtiler ya da anonslar net anlaşılmadığı için onları duyamadım ve takip edemedim sanıyorum. Onur Oktav'ı merak ediyordum doğrusu. Maç yapmadı ama oynama konusunda çok istekli olduğu belli. Vaktini boşa geçirmek istemeyecek şekilde Miraç ve Sarp la ısınma çalışmaları yaptılar boş masalarda. Forumda hakkında okuduklarımdan, tekniğinden çok strateji ve konsantrasyonla oynadığını düşünmüştüm. Ama tekniğinin de turnuvadaki en iyi 3-4 oyuncudan biri, hatta belki de en iyisi olduğunu söylemek masa tenisinden anlamayan biri için bile çok kolay olurdu. Dikkat ettim özellikle shoot-up tarzı çalışmada topa oldukça güç yüklüyor. Tekniği iyi olan herhangi bir oyuncudan farklı olarak bu yönü dikkatimi çekti. Bir de spin çalışmasında bloklarını oldukça kısa düşürmeye çalışıyor gibi geldi. Daha garantili bir hedef olabilir bu da, bilemiyorum. Yarın yine yazarım nasipse. Selamlar.

Arkadaşlar, Özellkle bel problemi çekenler. Doktor kontrolünde olacak şekilde Tibet'in Gençlik Pınarı (Ing: 5 Tibetan Rites) denen hareketleri bir incelemenizi tavsiye ederim. Youtube da videoları da var, izleyebilirsiniz, nasıl yapıldıklarına dair... Her sabah kalktığınızda ve masa tenisi oynamadan önce de ısınma hareketleri olarak yapabilirsiniz. Ben çok faydasını görüyorum şu anda. Iki haftadır yapıyorum. Tüm bel problemlerim ortadan kalktı denebilir. Özellikle uzak doğu olaylarıyla akupunktur vs. ilgilenen doktorlar bu hareketleri iyi biliyorlar... Selamlar.

Ucuz alternatif tecrübem de şu: Diğer plakaya ise bir otolastikçiden bulduğum minibüs lastiği şambrelinden parçalar yapıştırdım. Bu durumdadüzenek, lastiksiz yani çıplak tahta gibi yansıtıyor. Çıplak tahta, iyi çektiğiniz bir topspini uzun ve öldürerek gönderiyor. Bu durumda siz de daha fazla falso vermek (kesmeye topspin) uygulamak zorunda kalıyorsunuz ve tahta bu tip bir topu direkt masanın dışına ve yüksek şekilde uçurarak gönderiyor. Çalışmak imkansız oluyor. Selamlar.

Evet, Bugün 1-1,5 saat bendeki düzeneği tecrübe ettim. Gerçekten davranışı daha önce verilen videolarda gördüklerinizin aynısı ya da çok yakını... Ben de video çekmeye gayret ettim ama olmadı. Neden derseniz; şu anda bendeki düzenekte lastiğin yapışık olduğu yüzey oldukça küçük bir bölge. yaklaşık 30 cm falan. Dolayısıyla 4-5 den daha fazla arka arkaya gidip gelen (rally yapan) top olmadı. Ama 4 ya da 5 li rally olduğunda oldukça kaliteli rallyler oldu. Fakat 8-10 defalı rally olmadan videoda hoş bir görüntü olmayacaktır. Ben de öyle olunca elimdeki görüntüleri flash bellekten bilgisayara aktarmaya gerek bile duymadım. Pratik tecrübelerim şunlar: Düzeneği masanın koyabileceğiniz en uç noktasına koyun. Hatta ağırlık merkezine dikkat ederek devirmemek koşuluyla plakası masadan dışarıda kalacak şekilde yerleştirin. "O kadar uzağa gerek yok, açıyı daraltır aynı etkiyi alırım" diye düşünmeyin. Aynı etkiyi vermiyor. Düzenek uzak olduğunda daha kontrollü ve kararlı top atıyor. Bu şekilde yerleştirdikten sonra açıyı önce çok değil ama bir miktar kapatın. Topspinleriniz çokça dışarı çıkıyorsa birazcık daraltın. Yine yeterli gelmediyse biraz daha daraltın. Doğru açıyı bulduğunuzda arka arkaya 6-7 tane topspin yapabiliyor olmalısınız ve toplarınız masanın dışına dışına uçma eğiliminde olmamalı. İlk topu masaya bırakıp o topa topspin çekerek başlatmak yerine topu direkt olarak masanın karşı tarafına vuracak şekilde topspin etkili bir vuruşla başlatmayı başarabilirseniz, daha verimli çalıştığınızı farkedeceksiniz. Denemenizde yarar var. Şunu gördüm, seviyeniz/tecrübeniz çok iyi değilse 50-60 cm genişliğinde bir plaka bile sizi tatmin etmeyebilir. Bu durumda en az 80-90 cm genişliğinde, hatta daha da guzeli tum masayı baştan başa kaplayacak 1,5 metre genişliğinde bir plaka alın ve 2mm lik sriver turevi lastiklerle kaplayın. Plaka çok geniş olacaksa iki ayrı kaideli ve iki ayrı düzenek olacak şekilde, biri forehand biri backhand tarafına yerleşirerek uygulamak durumunda kalabilirsiniz. Lastiklerin birleşim yaptığı ek yerlerinin mumkun olduğunca bitişik olmasına dikkat edin. Bu konuda bundan ötesine de endişe etmeyin. Benimki çok yamalı olmasına rağmen ek yerlerinin problem çıkarmasına dair bir problem hissetmedim. Kullanacağınız plaka benim de tercih etmiş olduğum yüzeyi parlak olmayan kontrplak-plywood tipi olabilir. Mobilya sanayi sitelerinde Sunta-MDF kesip satan imalathanelerde bulabilirsiniz. (Bunun yüzeyi parlak olanları da var. Beton-kalıplamada kullanılıyor. Dikkat edin) Bu malzeme raket tahtasına görüntü olarak da epey benziyor. Resmini görmek için tıklayabilirsiniz. Malzeme bana bu haliyle biraz ağır geldiği için hem hafiflesin hem de plakalarımı sayıca artırayım diye tam ortasından da ikiye yardırdım. 9-10 katmanlı olan malzeme 4-5 er katmanlı iki tane plaka haline geldi. Ve şu dikkatimi çekti. Bu şekilde 4-5 katmanlı bir kontrplak-plywood 9-10 katmanlı olandan daha güzel atıyordu topları. Daha kontrollü gördüm. Sebebini bilemiyorum. Belki tecrübem arttığından bana öyle gelmiştir gibi de düşündüm. Ama en azından böyle yaptığınızda plakalarınızın sayısı 2 ye katlıyor. Bu sebepten sizin de malzemenizi ortasından yardırmanızı tavsiye ederim. Düzeneğin kaidesini tıklayınız resmindeki görüntüye yakın olarak yaptırabilirsiniz. Alttaki açı sabitleyici parçayı sisteme ilave etmek zorunda değilsiniz. Yanlardaki civataları sıkıştırarak da açıyı sabitlemek mümkün. Yine kaideyi benim de tercih ettiğim gibi 2 parça halinde Sağ ve Sol olarak yaptırabilirseniz, ortadaki plakanın genişliği ne olursa olsun düzeneğiniz her şartta esnek yapısını korur. Aksi taktirde tahtanın genişliğini santimi santimine tutturmak zor olabilir. Hem sokup kaldiracağınız zaman da parça parça olması daha avantajlı görünüyor. Dün 6 tane Friendship FX Lightning sipariş ettim. Bu şekilde yüzeyi artırarak daha fazla verim alırsam ben de kendi videomu çekip youtube a ya da google-video'ya koymaya çalışırım. Herkese kolay gelsin.

Tamamdir, bence. Ilk denememi sadece 15-20 top atarak yapabildim, ancak oldukca basarili sonuclar verdi seklinde hissettim. Imkan olmadi ve daha fazla tecrube edemedim. En kisa zamanda daha genis manada tecrubemi foto ve video olarak sizlerle paylasacagim. Selamlar.

Abiler kardesler, Bir tanidik hurdası cikmis 6 tane sriver fx verdi. Onlari kestim bictim. Oncelikle maksimum yuzeyde dikdortgenler cikardim. Geri kalan ovallerden de kirparak ucgenler elde ettim ve kontrplagin yuzeyini Tangram modunda bu parcalarla kapladim. Tahtanin %40 i kel kaldi ama olsun. Bugun ilk denememi yapacagimi tahmin ediyorum. Ilk gozlemim ise bu yeni seyin uzerine topu yuksekten biraktigimda normal raket ustune biraktigimda top ne kadar ziplarsa bunda da o kadar zipliyor. Yani umidim var. Youtube a ktunnel ya da baska bir metodla girin. Instructional forehand TOPSPIN training ifadesini aratin. Videoyu seyredin. Ben ozellikle 01:20 deki ve 01:45 deki ufakliklarin teknigine epey imrendim. Onları ornek alacağım ilk etapta... Sonraki aşamada da TOPSPIN mit MAXIMUM - SPEED ifadesini arattığımda videosu çıkan arakadaşlar gibi olabilmek için çalışacağım. Selamlar.