Secici

Evet dün ilk denemelerimizi yaptık arkadaşlar. Piyasadan bulduğumuz sert-süngerimsi ve lastiğimsi malzemeleri üstüste bir OSB levhanın üzerine yapıştırarak bir plaka elde ettik. İşe yaramayabilir diye bir de yedek 4 katmanlı kontrplak tahta kestirdim. Üzerine birşey yapışştırmadım. Nihai halini masanın rakip tarafına yerleştirip deneyince gördüm ki: süngerli-lastikli olan plaka bütün topları öldürüyor hem de çok feci, hal derman kalmıyor topta. Çalışma yapmak imkansız diyebiliriz. Sungersiz-lastiksiz plakayı monte ettiğimde ise son derece kararsız bir yapı ortaya çıkıyor. Top yükseldiği zaman fena değil ama alçaldığı zaman düzenek topu daha da alçaktan gönderici yönde davranış gösteriyor. 2 gidiş-geliş sonra da topunuz filede. (Stabil olmayan-kararsız sistemin mühendislik tarifi sanırım buydu) İlk denememiz bize nasıl olamayacağı yönünde iyi bir fikir vermiş oldu. Bir abimiz tahtanın üzerine bombeli olmayan (yani araba lastiğinden elde edilmeyen) şambrel lastiği yapıştır, sabit kalınlıkta olsun, çok kalın olmasın ince olsun. Hırdavatçılardan bi bak. Anti özelliiği alırsın dedi. Ucuz alternatif olarak tek umudum o kaldı. Eğer bu çözüm bir işe yaramazsa ucuz çin lastiği alıp yapıştıracağız ama en ucuz haliyel bile en az 100 TL lastik masrafımız olacak gibi. Şimdilik bu... İzlemeye devam edin, hatta durmayın siz de çalışın... Selamlar.

Hiç başıma gelmez sanmıştım ama MR da bende de 2 tane orta seviyede fıtık ve fizik tedavi çıktı. Bendeki MR görüntüleriyle internetten bulduğum bel fıtığı MR larını karşılaştırdığımda bende nerede ise hiçbirşey yok gibi görünüyor ama doktor öyle demedi maalesef... Edit: Başka bir doktora daha gittim o da ciddi bir durumun yok, fizik tedavi hareketleri yap her sabah dedi...

EVA gibi bir şeymis ismi bu malzemenin, yanlış anlamadıysam, ya da ona yakın birşey...

Sayın lobianco; Senin dediğine benzer özellikte bir malzeme ben de buldum ve satın aldım, bir sonraki yolum o dukkan tarafına dustugunde malzemenin adını da soracağım... Ama onun üzerini de mutlaka kauçuk esaslı bir malzemeyle kaplamak gerektiği kanaatindeyim. Sünger cinsi bir malzeme ne kadar sert de olsa topun enerjisini fazlasıyla absorbe edeceğini düşünüyorum. Kauçuk bunu biraz olsun engeller gibi geliyor bana. Bu meseleye bu kadar ilgi olduğunu görmek beni çok sevindirdi. Bence bu konuda bir kültür oluşturabiliriz. Yannız bu konuda bi patent var gibi sanki. Sonra hukuken yamulmayalım?

Benim aradığım şey de aslında tam olarak bu... Böyle bir malzeme bulamazsak da olabilecek en ucuz lastiği monte etmeye çalışacağız. (Arabam halen bakımda, marangozun yanına gidip tahtasını kestiremedim) Bitince videolarını buradan yayınlayabilmek dileğiyle...

Bir de robot filesi benzeri bir düzeneğin olması servis çalışmasında çok verimlilik sağlayan birşey. Leğen tipi bir kap içerisine 30 tane top doldurup ikinci bir kabı da file düzeneğinin altına yerleştiriyorsunuz. Toplar bitince bir kabı koyup diğerini alıyorsunuz ve hiç vakit kaybetmeden çalışmanıza devam ediyorsunuz. File düzeneğini robot satan firmalardan robot harici satın alabileceğiniz kanaatindeyim ya da kendiniz de yapabilirsiniz. Topun düştüğü bölgeler deliğe doğru eğimli ve kaygan-muşambamsı bir malzemeyle takviye edilmiş, toplar birikme yapmasın diye. Yaptırmak isterseniz aklınızda olsun... Kolay gelsin.

Geçen hafta kendimi iyi servis atmaya başladığım havalarında hissederken iki farklı antrenör servislerim için aynı eleştiriyi getirdiler: "Servisleri çok yukarıdan masaya bırakıyorsun!" Ben ise hiç de öyle olduğunu sanmıyordum. Sonra bu eleştirileri dikkate aldım ve masa seviyesine çok yakın noktada topla buluşmaya çalıştım. Henüz buna yeni alışmaya başladığım için zorlanıyorum ve çok da hata yapıyorum ama şunu söyleyeyim; topla alçak seviyede temas sağladığınızda: 1. Top masa seviyesinden çok az yukarı yükseliyor. Böylece karşı tarafın servisinize hücum yapması zorlaşıyor. 2. Top fazla yükselmediği için, topun sizin tarafınıza çarpması sonrası fazla hız alarak karşıya değmeden masadan uçup gitme ihtimali de azalıyor. 3. Düz servisler mermi gibi ani, ama daha kontrollü ulaşıyor karşı tarafa. Ve karşı tarafı hazırlıksız yakalama ihtimaliniz artıyor. Ben öyle hissettim ilk çalışmalarımda. Ama youtube daki öğreten videolarda böyle bir hassasiyet dikkatimi çekmedi...

Bu arada orijinalini satın almak isteyenler için fast-spin.com getirebileceğini söyledi. Fakat 15 günde temin edilebiliyor. Tüm masayı kaplayanı iki parça halinde andro markali, daha ufak ve mobil olanı TSP marka... Fakat fiyatı epey pahalı dediğiniz gibi, tekli olan 150-200 EURO, çiftli olanı ise 300-350 EURO gibi düşünmemiz lazım zannediyorum. Kendimiz yaptırırsak, hele bi de eş-dost yardımı falan bazı malzemeyi veya işçiliği ucuza/bedavaya getirebilirsek en fazla 100 TL ye maletmemiz lazim... En büyük maliyet sıkıntısı süngerli lastikte... Bunu ucuza getirmenin bir yolu olmalı...

Ben bizim işyerindeki ustaya bunun mekanizmasını yaptırdım bugün. Dikdötgen profilden. Maliyet şu an sıfır zira işyerindeki artan malzemelerden yaptı ve oldukça pratik becerikli olduğu için 10. dk da yapıp teslim etti. Mekanizmayı 2 parça halinde düşünmüş dolayısıyla arasına istediğim ölçüde tahta+süngerli lastik kombinasyonu monte edebilirim. Tahtasını kestirip üzerine de lastik yapıştıracağım ama sorun şu. Üzerine eski lastik yapıştırılırsa elimde o kadar çok eski lastik yok; bir de yamalı bohça gibi olacak hiç hoş değil. Kare şeklinde olacak olan yeni/sıfır lastikleri yapıştırırsam da oldukça pahalıya gelecek hem de yine de ek yerleri olacak. Bunun üzerine yapıştırılacak sünger+lastik kombinasyonu piyasadan bir şekilde ucuza temin edebileceğimiz yekpare bir plaka şeklinde mümkün olabilir mi? Böyle bir malzeme var mıdır piyasada? Varsa ya da alternatifi olarak ne olabilir? (Ben seneler önce Kütahya'da piyasadan bulunabilen malzemelerden raket yapıp satan bir spor salonu işleticisi hatırlıyorum, acaba süngerli lastiği nereden temin ediyordu?) Kestireceğim tahta suntalam mı, MDF mi, ahşap mı olsa daha iyi olur? Selamlar.

Ya bu T-Shirtlerin bi arkasi Sarı-Lacivert yazılı olanları vardı bir de atnalı gibi iriyazılı ve kırmızılı olanları vardı. 2 farklı model... Ben sarı-lacivert olanı zaman içinde daha hoş buldum doğrusu. Fakat bendeki 2 tane almış olduğum sarı-lavicert olanlar zaman içinde hediye edip dağıttım elimde kalmadı. Basılacaksa onlardan iki adet L isterim.

Acıtıcı ve dirençli oynayan bir oyuncu olamamak...

Şu anda -yani 2009 yılı itibariyle söyleyeyim- veteranlar olarak salı/perşembe günleri 18:30 da stadyum/açıktribünaltı'nda oynanmakta. Ben de veteran bir oyuncuyum ve ortama girmek isterim diyorsanız, Gençlik ve Spor il Müd.'e bu konuda başvurun. Doktor muayenesinden geçin, 50 TL yıllık para yatırın, kart çıkartın ve aramıza katılın. Selamlar.

Wang Liqin - Tan Ruiwu macini ucundan seyrettim de... Wang Liqin eziyodu karsisindakini resmen... Sanki bu birinci sinif karsisindaki ikinci sinif oyuncu gibi... Hic zevkli olmuyo ya boyle olunca. Biri su cinlilere bisey yapsin artik. Bu kadar da olmaz. Umudumuz Persson.

Evet az once Segun Toriola, Jean-Michel Saive yi yedi arkadaslar. Hem de catir catir... Hayirli ugurlu olsun.

Bi Nijerya kadar olamadik bee... Adamin kendisi de Afrikali antrenoru de... Cinden baska care olmadigini dusunenlere onemle duyurulur. Segun Toriola'yi takdirle izlemekteyiz.

Anaaaa yendi be....

Sporcumuz Melek Hu, Elke SCHALL'i yenecek gibi gorunuyor, bu arada... Sevinelim mi uzulelim mi?

Bizim bir egitim politikamız yok ki spor politikamız olsun. Sporcular nihayetinde egitim camiasinin icerisinde bir branstir. Cok acik soyluyorum, boyle bir sosyal duzenin icerisinde basarili insanlar sorun cikarir. Baskalarinin basarisizligini yuzune vurur, dolayisiyla boyle tipleri yasatmamak gerekir. Her taraf onun bunun ciftligi olmussa sen basarili olmaya kalksan birinin ayagina basarsin, o da seni alir asagiya ittirir... Sorunun cozumu once kendimizde... Once kendimizi duzeltecegiz. Iste zor olan da bu...

Dün akşam yine Orhan Oğuz Lisesi Spor Salonundaydık. 5-6 masa kurma imkanı var. Ve kontenjan itibariyle de rahat. Sıra beklemeden 2-2,5 saat kesintisiz oynayabilirsiniz. Murat sağolsun Tepebaşı Bld. organizasyonuyla bizlere yardımcı oluyor ve yönlendiriyor. İsteyeni de çalıştırıyor bir taraftan... Veteran organizasyonuna benzer bir durum sözkonusu... Evet arkadaşlar Pazartesi - Perşembe akşamları aynı yerde 19:00 - 22:00 arası gelenler oynayabiliyorlar. Yalnız cüzi bir aylık ücreti var. Eskişehir' deki tüm masa tenisi severlere duyurulur.

Evet dün akşam hakikaten oradaydık; hem de masatenisi.org T-Shirtlerimizle... Ortam gerçekten çok güzel. Geniş, ferah, aydınlık, temiz, zemin de ayrıca güzel. Masalar oldukça iyi. Biraz fazla zıpladığını söylüyor tecrübeli arkadaşlar. Ben henüz ancak sunta masayı MDF masadan ayırt edebiliyorum. MDF masaları birbirlerinden ayırt edemiyorum. Onun için de mekanımızdaki masaların benim oyunuma pek de tesir etmediklerini söyleyebilirim. Bana fazla bile geldiler. Herkese tavsiye ediyoruz.

Adını bilmediğiniz göbeği çocukluğumdan Sıhhiye Kavşağı olarak hatırlıyorum. Masa Tenisi.org T-Shirtlerimizle orada olacagiz.

Evet arkadaslar geri geldim. Beni masa tenisi'nden uzak tutan sey sadece askerligin araya girmis olmasi degildi onu basta itiraf etmem gerekir. Gundelik islerimi yoluna bir turlu koyamamak ve surekli kafamin mesgul olmasi bu olaya konstantre olmamı engelleyen faktorlerden bazilari. Yakin akrabam Fatih ile (ki kendisi forum icin hangi kodismini tercih edecek bilmiyorum) ilk firsatta Orhan Oguz lisesine gelecegiz. Hatta bu bu aksam bile olabilir. Buradan Nurdan a ve Alper bey e basta selamlarimi iletiyorum. Alper Yurdasiper ismi bana hic de yabanci degil. Acaba sizinle yillar once maillesmis miydik; ben de sizi kontak listeme eklemis olabilir miyim?

Ben de seyretme imkanı buldum birkaç kere. Gercekten çok orijinal bir oyun stili olduğunu düşünüyorum. Özellikle oyunu yavaşlatıyor ve bozuyor gibi oynuyor ve sizin "ya bu ne kadar uyuşuk bir oyuncu!" şeklinde düşündüğünüz bir anda beklenmedik bir serilikle oynuyor ve sayıyı alıp çıkıyor. Rakip çok iyi bir servisle oyuna başlamayı düşündüğü ya da gelebilecek bir hücuma karşı tetikte olmayı planladığı belki bir anında topu belki öyle pis bir yere açıyor ki rakip hiç ummadığı bir pozisyonda kalıyor ve sayının geri kalan kısmı için avantajını kaybediyor. Acaba gençken de böyle mi oynuyordu? Yoksa o zamanlar daha mı hareketliydi?

Yaaa hakkaten degil mi.... Eskiden 21 sayili setler vardi oyna oyna bitmez... Bi kere seti kopardi mi birisi digeri illa seti cevirecem diye ugrasir durur ama cogunlukla bosunadir... Bi de anneannemlerin evine gelirdik Eskisehir' e Kutahya' dan. Sobaliydi evleri. Soba uzerinde mermer tasi isitir ayaklarimizin altina koyardik usumeyelim diye. Hatta sobada kestane de pisirirdik. Hey gidi gunler... :gulumse:

Bisey soyliyim mi... Talihsiz bir organizasyonsuzluktan arkadasimla gorusemedim haftasonu. Ve hatta İzmir' deki cok sevdigim bir arkadasim da telefonda beni israrla "İlk firsatta cik gel" diye davet edince ustune tuz biber..... Ama pazar gunu cok gec bir vakitti artik... Ahhhhh ah.... Ben katilamamis olsam da emegi gecenlere tesekkurler.