Jump to content
Masatenisi.org Forum

AhmetSozmen

Üyeler
  • İçerik sayısı

    344
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

  • Kazandığı gün sayısı

    11

AhmetSozmen kullanıcısının tüm içeriği

  1. Tsu, Wang Liqin ve Malin hazretlerini unuttun :B: Kendileri ekabirden olup ööle her turnuvaya katılmazlar. İşte şampiyonaydı, olimpiyattı felan yani. Protour mrotour açmıyo bu abileri heheheh
  2. Şimdi Tufan, karşı taraftan vızır vızır spinler gelince insan merak ediyo "ya sen kullanıyodun" falan İşin şakası bi yana Ali'yle beraber Ertan abiyi fena gaza getirdik. Aman abi ne işin olur senin öyle bryce fx 1,7 falan aaaaa
  3. Abi güzel açıklamışsın açıklamasına da, hani bayaa geçmişti benim mesajın üstüne :gulumse: Sen onu bunu boşver de abi bryce'a ne zaman geçiyorsun onu söyle
  4. Mehmet abi, çok doğru yazmışsın. Benim de fikirlerim hep o yönde artık. Eskiden sürekli olarak bhden kesik oynardım, karşı taraf da kafamda kırardı topları. Ama şimdi artık bhime gelen boş topların hemen hepsini açıyorum. bh köşesinde fhe fazla dönmüyorum, dediğin gibi ancak ve ancak bitireceksem. Bir de senin dediğin gibi bazen de idare etmek lazım, karşı tarafa da hata şansı bırakmak lazım :B: Ama karşı tarafa top bırakacağımız zaman "gel kafamda kır bu topu" der gibi top bırakmamak lazım :gulumse: Bu arada Clipper CR napıyo ? Aranız nasıl ?
  5. Mehmet abi bhlerim gerçekten ilerlemiş mi sence ? Aslında kendimi zorluyorum. Eskiden bh köşesinde kaçar kaçar fh spin yapardım. Sonra da paralele yapılan blokları seyrederdim Şimdi artık bh e gelen toplara bh yapmaya zorluyorum kendimi. Sayıyı öyle kaybedeceğime böyle kaybedeyim diyorum. Tutsa da bh spin, tutmasa da, vazgeçmek yok. Şimdi de servis karşılama ve oyuna girme kısmına kafayı taktım. Oyuna nasıl girilir, zor servisler nasıl atlatılır, bunun için sürekli olarak Samsonov'un maçlarını izliyorum. Gerçi Samsonov oynuyorken herşey kolay görünüyor ama nedense masa başına geçince o kadar da kolay olmadığını anlıyorum. Neyse artık yavaş yavaş öğrenecez bu işi :gulumse: Bu arada ben de seni tebrik ediyorum abi, Ercan Kurtuluş ile yaptığın maç çok çekişmeliydi ama sen ne yaptın ettin yine tecrübeni ve klasını konuşturdun yaaani
  6. Yaw benim serada ne işim war aaaa Gel seni gençleştirelim abi, daha kolay
  7. Arkadaşlar ben artık çiftimi buldum Ertan abi sen ne diyorsun bu konuda ? Tanju abilere ve Sedat abilere karşı gayet güzel maçlar ve güzel sayılar oldu.
  8. Yaw kardeşim, o nası mesaj okumak öyle, Allah'dan Yusuf Enes gibi dikkatli arkadaşlarımız war Teşekkürler Yusuf
  9. Arkadaşlar peki birşey öğrenmek istiyorum, Timo Boll Çin liginde oynuyor gibi sözler edilmişti yakın zamanda. Doğru mu bu ? Çünkü bu çok önemli bir ayrıntı. Eğer gerçekten Çin liginde oynuyorsa Çinlileri yenmesinden daha doğal bir durum olamaz. Ayrıca da çok üstün bir oyunu olur. Düşünsenize, adam hem solak, hem Avrupa'dan çıkmış, hem de Çinlilerle oynaya oynaya uzakdoğunun gizemini çözmüş, tılsımını bozmuş. Walla eğer böyleyse Timo ranking'de no.1 olur yani. Wang Liqin zaten hala Shanghai'da aldığı şampiyonluğun meyvesini yemekle meşgul. Öyle bir puan yapmış ki, ne turnuvaya katılıyor, ne de şampiyonluk alıyor (geçen sefer çeyrek finalde kaybetti Timo'ya) ama hala birinci sırada :gulumse:
  10. Ya walla anlamıyorum deli olcam yaaa, niye katılmıyosunuz kaaarrrdeşiiiimmmm Bu arada Muratcım tahmininden dolayı tebrik ediyorum, Samsonov'un elendiğini (hele de J.M. Saive'e 3-4 ve 12-14 skorla kaybettiğini) esefle öğrendikten sonra bu turnuvada favorim OH Sang Eun ya da RYU Seung Min idi. Ancak OH Sang Eun yarı finalde Saive'e 2-4, RYU da Timo'ya 1-4 feci şekilde kaybetti. Buradan şu sonuca varabilir miyiz acaba, Timo Çin oyununu çözdü mü ? (Aslında bu saydıklarım koreli ama olsun, onlar da Çinliler gibi sonuçta) Finalde Timo, Saive'yi 4-1 çok rahat geçmiş. Set sonuçları 6-11, 8-11, 7-11, 11-9, 5-11 Bu arada Süss, Schlager, Karlsson ohoooo, olmaz böyle yaaa, tekli maçlarda onları da görmek zevk verir. Şimdi diyecem ki, iyi oyuncular katılmıyor bu turnuvalara, ama Timo Boll var, Samsonov var, Saive var, uzakdoğulu oyuncular var. Walla ben çözemedim bu işi, çözebilen varsa beri gelsin
  11. Benim merak ettiğim şey, niçin Wang Liqin, Wang Hao, Ma Lin katılmıyorlar bu turnuvalara ? Geçen Samsonov'un (Liege World Cup sonrası) katıldığı bir turnuva vardı, adını bile unuttum şimdi ne turnuvasıydı, orada Ma Long ile final oynayıp şampiyon olmuştu, çok yeni sayılır, mesela orada da yoktu bu adamlar. Niye katılmıyorlar acaba ? Tenezzül mü etmiyorlar yoksa ne biliim oyunlarını mı gizliyorlar, neden acaba ? Bu arada Timo Boll, J.Michel Saive'i finalde 4-1 yenerek şampiyon oldu.
  12. Saadettinciğim tavsiyene teşekkürler. Sevgili Ozan sana da teşekkür ederim. Herşeyden önce bu hafta sonu Almana yı ve Sound'u deneme şansım olacak. Kararımı sonra vereceğim. Saadettin evet her topa, boşa doluya spin yapmak isteyen bir oyuncu olarak ama aynı zamanda koyu bir Samsonov hayranı olarak imzamı deiştirmiş bulunuyorum. :B: Avatarımı da buna göre düzenledim zaten :gulumse: Samsonovun eğitim cd'sinde son bölümde "Samsonov at his best" kısmı başlıyor ve bu sırada anlatıcının söylediği söz hafızama kazınıyor "When Samsonov plays, everything seems so easy" Bu söz çok hoşuma gidiyor, Samsonov'u temsil eden en güzel slogan, öyle deil mi ?
  13. Muratcım selam, Hatırlıyorum tabii ki hatırlamaz mıyım ? Ben de senin gibi bir ara Tibhar Rapid Soft kullandım, ancak o bana biraz yumuşak ve yavaş geldi. Sriver FX kullandım sonrasında, ve çok memnun kaldım. Daha sonra Bryce FX denedim, güzeldi ancak topu fazla düşürmeden oynamak gerekiyordu, bense bazen yavaş kalıyordum ve top düştüğünde spin yapamıyordum, zorlanıyordum. Top dışarı gidiyordu, yani top raketi çok çabuk terkediyordu Bryce FX'de. Merakımı gidermek için Bryce ile de oynadım o ise - şu söz ettiğim yönlerden - Bryce FX'den daha zor bir lastikti, toleranslı gelmedi bana, yani zamanlama hatalarımı tolere etmiyordu, hata yaptırıyordu bana. Sert ve fazla bombesi olmayan spinler çekebiliyordum. Sonra yeniden Sriver FX kullanmaya başladım. Şimdilerde Almana/Sound lastiklerini merak ediyorum. Bu hafta içinde deneme ve test etme imkanım olacak. Bakalım belki onları kullanmaya başlayabilirim :) Sonuç olarak sen ya da ben, çoğumuz öyle çok iyi ve çok hızlı oyuncular değiliz. Toleranslı lastiklerle oynamamız gerekiyor. Fazlasının zararı yine bize oluyor
  14. Arkadaşlar merhaba, Bryce FX'i birçoğunuz denemiştir. Acaba aranızda Almana Sound ve Bryce FX kullanmış olanınız var mı ? Almana Sound nasıl bir lastiktir ? Bryce FX ile Almana Sound'u karşılaştırabilir misiniz ?
  15. Selamlar, Aslında bana da saçma geldi böyle bir olay. Ben bunu iki farklı kaynaktan duydum. Kim oldukları çok da önemli değil. Ama bunu söyleyenler camiada iyi oyuncu olarak biliniyorlar. Nereden duyduklarını onlara sormadım. Ancak bu haber bana da asparagas gibi geliyor. Sadece bu haberi forumda da duymuş olanlar var mı onu öğrenmek istedim
  16. Selam herkese, FH servisler kaldırılacak şeklinde haberler duydum iki farklı kaynaktan. Böyle bir duyum alan var mı acaba ? Aman Allah'ım, rüyalarım gerçek mi oluyor
  17. Arkadaşlar Kong Linghui'nin her maç öncesi 20 küsur kat solüsyon sürmesinin bir ölçü olmadığını düşünüyorum. Örneğin üst sıralarda yer alan Samsonov ve Timo Boll, acaba onlar da bu kadar mı solüsyon sürüyorlar ? Sanmıyorum. O, onun tarzı olmuş, biraz da psikolojik belki
  18. Arkadaşlar, bendeniz de servisle ilgili naçizane görüşlerimi açıklamak istiyorum. Servis yemek 2 çeşittir. Birincisi, servisi karşılayamamak, yani gelen servisi karşı tarafa gönderememektir. İyi oyuncuların, bu işi bilenlerin bu şekilde servis yemelerinin sebebi, çok büyük ihtimalle karşı tarafa kolay top vermemeye çalışırken hata yapmalarından dolayıdır. Yani olay sadece topu karşı tarafa gönderebilmek olsa, kimse kolayına servis yemez. Ama üçüncü topa yapılacak atağa (bilirsiniz, yabancılar "3rd ball attack" diyorlar ingilizce deyimle) maruz kalmama çabasındandır bu yapılan hata. İkincisi de, topu içeriye "3rd ball attack" olayına en müsait şekilde (mesela file dibine yüksek top bırakmak şeklinde) göndermektir ki üçüncü top kafamıza iner, sayıyı da çok büyük ihtimalle kaybederiz. Bu hatayı da mesela topun falsosunu iyi okuyamadığımız için yaparız. Ya da mesela file arkasına drop yapmak isterken file dibine yüksek top bırakırız vs. vs. Şahsen, bu iki çeşit karşılamanın ikisinin de servisi yemek olduğunu düşünüyorum. ...ve bugün bakıyoruz, MaLinler, Samsonovlar, Waldnerler de servis yiyorlar ve yediriyorlar. Hatta bazen bu en usta bilekler bile 1 sette 5-6 servis yiyebiliyorlar. Falsonun nasıl okunacağını onlar belki en iyi biliyorlar, adamların işi bu çünkü :B: Ama ne yaparlarsa yapsınlar servis yemekten onlar da kurtulamıyorlar. Sonuç olarak iyi servis atabilmek için bol antrenman gerekiyor. Servis atma antrenmanı gene kolay iş, al yanına 200 tane top, koy masanın karşısına kocaman bir file, kova vs. bir düzenek, akşama kadar servis atma antrenmanı yap. Ama karşılama işi için iyi servis atan ve sabırlı bir partner bulmak gerekiyor. :gulumse: Bir de video izlemenin de faydası olduğuna inanıyorum. Topa nasıl giriyorlar, nasıl karşılıyorlar ? Hangi topa açma hareketi yapıyorlar, nasıl yapıyorlar, nereye yapıyorlar ? Hangi topa bitirici spin giriyorlar ? Hangi topu kesiyorlar ? Mesela birçok yerde antrenörlerin "kesme o topu, açman lazım" vs. gibi uyardıklarını görüyorum. Oysa üst sınıf oyunculara bakıyorum, nadiren servise atak yapıyor, çoğunlukla kesiyorlar. Bu servis mevzuu çok ama çok derin, ayrıca üzerinde durulması gereken çok önemli bir mevzu bana göre. Walla bu konuda ne kadar fikir, öneri, püf noktası ne varsa hepsini değerlendirmek, foruma da yazmak gerekir derim. Şu ana kadar yazılanlardan, çok güzel ve çok faydalı olan taktikler var elbette. Ama bu işin sonu yok. Belki bir yeni taktik daha vardır
  19. AhmetSozmen

    Kullandığınız Tahta

    Ferro, Aslında Carbo7.6 yı denedim, o da güzeldi. Biraz daha tok bir hissi var tube aluminiuma göre. Onu da çok beğenmiştim (bir kere denedim sadece, arkadaşımın raketiydi). Tabii bu deneme faktörünü etkileyen diğer bir faktör de para faktörü Şimdilik aluminiuma bu parayı vermişken (ki pahalı da değil, clipper ile aynı fiyat) bir daha tahta değiştirmeyeyim diyorum. Ama ileride her zaman için düşünebilirim tabii :B: Bu arada aluminiumdan tamamen memnunum. Lastikte değil de tahtada değişiklik yaptığında insan sanki daha bir mutlu oluyor (ya da doğru seçim yapamadıysa tam tersi) yani tahtanın bize vermiş olduğu moral farkı lastiğin vermiş olduğu farktan daha büyük. Örneğin kendimi ele alayım lastik değiştirdiğimde ya da yenilediğimde sadece lastiklerimi değiştirdiğimi düşünüyorum. Ama tahtayı değiştirdiğimde sanki raketimi tamamen değiştirmişim gibi hissediyor, çocuklar gibi mutlu oluyorum : Bana bu konuda katılıyor musunuz bilemiyorum ama ben böyle hissediyorum.
  20. AhmetSozmen

    Kullandığınız Tahta

    Selam Ferro, Şimdi, his görece bir kavram olduğunu söylemiştim. Bir oyuncu stiga tube aluminium tahtayı hissiz bulabilir. Burada ben net olarak şunu söylemek istiyorum: Stiga Tube Aluminium (ya da diğer offensive tube modelleri) hızlı bir tahta. Hızlı olduğu için kontrolü herkes için kolay olmayabilir. Hızlı olduğundan hiç şüphe yok. Ama şu var, Stiga Tube aluminium'a geçtiğimde çok bocalamadım, bildiğim ve alıştığım Stiga hissi yine vardı. Ama tabii ki daha hızlıydı, kontrolü biraz daha zordu. Aradaki çizgiyi iyi belirlemek gerek. Problemimiz tahtanın hızlı olması mı yoksa hissinin bize uymaması mı ? Bunu cevaplıyor olmalıyız. Örneğin, Stiga Tube Aluminium hafif titreşimli ve (bana göre) hisli bir tahta olmasına rağmen Schlager Carbon ile oynayan bir arkadaşım hissini beğenmedi. Hızları birbirine çok yakın olmasına rağmen birini beğeniyor, diğerini beğenmiyor. Aynı şekilde ben de hard (sert hisli, titreşimsiz) olan tahtayla rahat edemiyorum, topa yeteri kadar spin veremediğimi düşünüyorum. Şikayetim tahtanın hızlı ya da kontrolsüz olması değil, hissiz olması. Oysa hisli tahtayla bir topspin yapıyorum rakiplerim topu tavana dikiyorlar :gulumse:
  21. AhmetSozmen

    Kullandığınız Tahta

    Selam arkadaşlar, En eskileri saymazsak ben de uzun süre Butterfly Mazunov OFF+ ile oynadım. Sonra Clipper CR'ye geçerek "Stiga feeling" (Stiga hissi) in ne demek olduğunu anladım. Clipper CR çok güzel bir tahtaydı. Ama insan değişiklik arıyor, ben de biraz araştırma yaptım ve yaklaşık 1 aydır Stiga Tube Aluminium (Master) kullanıyorum. Hem atak hem de hisli bir tahta. Şimdi şöyle bir konu var. Her oyuncudaki his anlayışı farklıdır. Bazısı titreşimden nefret eder. Butterfly'ın hard tahtalarını daha önce denediğim için biliyorum, Gergely, Primorac OFF+, Schlager, Mazunov ... bunların hepsi de titreşimsiz tahtalar. Bir de hafif titreşimli tahtalar var. Butterfly'ın TimoBoll Spirit, Michael Maze, Viscaria tahtalarını da bu sınıfa koyabiliriz. Stiganın tahtalarında ise daima hafif (ya da daha fazla) bir titreşim mevcut. Bu hisden yani Stiga feeling'den hoşlananlar Stiga'yı bırakamıyor (aynı benim gibi :B: ) Şu anda Butterfly'ın hisli bir tahtasıyla oynayacak olsam Primorac OFF- ile oynardım. Kendini ispatlamış bir tahta ama o da çok atmıyor, ben de hızlı tahtadan vazgeçemiyorum. Eee hem hız hem de his olsun diye tutturunca da Stiga'dan başka çözüm bulamıyorum. Sonuç olarak, lastikte Butterfly'dan tahtada da Stiga'dan şaşmam diyorum
  22. Bi de şimdi Dr. Neubauer tırtılları var, tam başa bela. Bütün toplar sarhoş geliyor. Örneğin bir spin yaptın, hafif side mı yaptın ? sana side kesik geliyor, sen de bunu hesaba katmazsan gelen topu içeri atmaya çalıştığında (hani yavaşça kesik bırakayım desen bile) bu kez top yandan dışarı çıkıyor. Berbat bişii Değişik bi tırtıl, çok pis, çok etkili ... Anlatılmaz, yaşanır
  23. Doğrusu bu konular üzerinde epey kafa yordum. Bunları paylaşmaktan da mutluluk duyuyorum. Yazdıklarımın işe yaradığını öğrenmek beni mutlu ediyor. Bu ve benzer konularda birçok tesbit ve çalışmalarımız var. Bunları da zaman içinde sizlerle paylaşıyor olacağım. Bu tür mevzularda beraberce kafayı yeme noktasına geldiğimiz değerli arkadaşım Ali Güller'i de burada anmadan edemeyeceğim. Teşekkürler sevgili Ali.
  24. Çoğumuz sök yapıştır yapıyoruz. Özellikle yeni bir lastik aldığımız zaman bunun ikinci ya da üçüncü yapıştırmada ve ilerleyen yapıştırmalarda lastiğin büyüdüğünü görüyoruz. Bu da istenmeyen bir durum oluyor tabii. Bu konular üzerinde kafa yormadığım zamanlarda lastiği yeni aldığım gibi solüsyonu sürer, tahtaya yapıştırır sonra da keserdim. Birkaç sök yapıştır sonrasında lastik (özellikle uç kısımdan) sinir edici bir şekilde taşmaya başlardı. Ben de bir dahaki yapıştırma sırasında, lastiği yapıştırıp taşan kısmı özenle keserdim. Güzel de olurdu. Ama bir problem olurdu. Sonra bu lastik çekerdi, yani küçülürdü. Bu sefer de rakete küçük gelmeye başlardı. Lastiğim telef olurdu Son olarak bazı çözümler ürettim bu konuda. Lastik kare iken (daha kesilmemiş iken) köşelerini kırpıyorum, genişlemeye daha müsait bir hal alıyor. Bunu yapmaz da direkt orta kısma solüsyon uygularsam dış köşeler sabit kalıyor orta kısım kamburlaşıyor farketmişsinizdir. Tam genleşemiyor yani. Köşeleri kırpıp lastiğin tamamına solüsyonu yediriyorum, lastik terse kıvrılana kadar, böylece lastik ilk seferde yeteri kadar genleşmiş oluyor. Ondan sonra tahtaya yapıştırıyor, sonra da güzelce kesiyorum. Böylece ileriki yapıştırmalarımda (önceden genleştirilmiş ve sonrasında kesilmiş olduğu için) lastik fazla genişlemiyor ve taşma yapmıyor. Oysa direkt, lastik kare iken solüsyonu sürüp tahtaya yapıştırıp kesince lastik o an genleşememiş olduğu için ileride ortaya çıkıyor bu taşmalar. Ama eğer böyle yapmadıysanız, ve lastiğiniz sürekli taşma yapıyorsa, o zaman şunlara dikkat etmek gerekiyor: Lastik içe kıvrık ise solüsyon sürülerek genleşmeye müsait demektir. Solüsyon sürdükçe düzleşir düzleşir sonra daha da sürülürse terse kıvrılır yani lastik kısmı içeride sünger kısmı dışarıda kalır (Böyle tarif ederek anlatmak da biraz zor oluyor ama neyse) Terse kıvrılma durumunda lastik maksimum genleşmesine ulaşmış demektir, bu şekilde yapıştırdınız ve taştı ise, siz de bu taşan kısmı jiletle maket bıçağı vs. ile kestiyseniz işte o zaman lastiğiniz yandı demektir Çünkü bir dahaki yapıştırmada lastiğinizin tahtayı kaplayamadığını farkedeceksiniz. Lastikdeki taşmayı almanın en iyi zamanı, lastik içe kıvrık iken çok az solüsyon sürüp, lastik düzleşmeye başlarken (ve terse kıvrılma olayı gerçekleşmeden) hemen tahtaya yapıştırıp taşan kısımları kesmektir. Böyle yaparsanız lastiğiniz ileriki yapıştırmalarda tahtaya ya tam gelecek ya da çok çok hafif (milimlik) taşacaktır. O kadarın da ziyanı yok :gulumse: Peki niye bu kadar kafayı taktım bu işe ? bu taşma mevzuu çok mu önemli ? Buna cevap olarak da bir anımı anlatayım. Birgün İstanbul dışında bir turnuvadayım, raketimi yapıştırırken bir hata oldu tekrar solüsyonlamak ve yapıştırmak lazım geldi, o zaman da lastik iyice terse kıvrıldı ve büyüdü (fazla solüsyondan dolayı). Tam maça çıkacağım, hakem demez mi ki "bu taşan kısımları kesmeden oynayamazsın" diye, lastik de çift taraf bryce, yeni sayılır, yazık olacak lastiklere. Biliyorum onu o şekilde kessem çekecek, bir daha asla tahtaya tam gelemeyecek. Hakeme yalvardım ki, "bunu şimdi kesersem küçülür, rakete yazık olur" diye, hakem başhakeme yönlendirdi, başhakem baktı düşündü, "rakibin kabul ediyorsa olur" dedi. Allahtan rakibim kabul etti de lastiklerim bana kaldı : Bir turnuvada böyle bir durum yaşamayı kimse istemez tabii. Bu yüzden gerekiyor taşan kısımları kesmek. Haa bu arada, taşan kısımları ve yeni raketlerimi keserken jilet kullanıyorum, jilet gibi düzgün kesiyor
  25. Hatta bizim bir arkadaş var, o da düzgün olmayan (kenarlardaki hafif tırtılları olan) kesimin rakete ayrı bir hava kattığını söylüyor. Daha böyle profesyonel bir raket görüntüsü veriyormuş. Öyle diyo valla :
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..