beşyüziki

Sayın çokolat, Yinhe N10 S'nizle oynamayı sürdürünüz. Bu tahta ile ilgili zihninizde tekrar tekrar beliren düşüncelere, kıyaslara, başkalarının bu tahtaya dair yorumlarına hiç ilgi göstermeyiniz. Onlara enerji vermeyiniz. Bu düşüncelerin orada olduklarını yalnızca fark edip, geçiniz. Enerjinizi ( canınızı, canlılığınızı ) tamamen oyununuza, antremanlarınıza yöneltiniz.

Videonun sağ alt köşesindeki işaretlerden giderek, videoyu Türkçe altyazı ile izlemek mümkün...

Videodaki bahs, gayet mühim görünüyor. Üleştiğiniz için teşekkürler. Özelllikle 1.43'ten vidyo sonuna kadar izlemenin ( belki ) bir yararı olabilir. Şayet bunu yapmadan altyazı ayarları ''görünür'' ve ''Türkçe'' ye getirilirse, baklava olur.

Sayın Myilik, Bakın, ''oluruz...'' buyurmuşsunuz. Lütfen...Lütfen Sayın Myilik, beni de katmışsınız; lütfen beni katmayınız. Sayın çokolat, Sayın çokolat! Duyuyor musunuz, işitiyor musunuz, dahası anlıyor musunuz? Lütfen beni katmayınız, lütfen göndereceğiniz oyun videonuzu buradan izleyerek, elinizin açısı konusunda sizi ikaz edeceğim zannına kapılmayınız. Bu ameliyenin, buradan, bu şekilde yerine getirilebileceği kanaatinde değilim...Elcaazınızın doğru ( işgörür )açısını, vidyonuzu seyredip ''ha, biraz daha aç'', ''ha çokolat bey, az daha açınız...yok, şimdi hafif kapayınız'' gibi terimlerle size aktarabilmenin pek mümkün olduğu kanaatinde değilim. Onun için Sayın Myilik, beni bu işe katmayınız. Sayın çokolat, Sayın MYili'ğin ''yardımcı oluruz''una dahil değilem, bilesiniz. Yanlış anlaşılmamışımdır umarım; yardımcı olmak istemediğimden değil, bu, bu park eden kamyon tellalı yöntemiyle (az kapa, ha, az aç...) mümkün olamayacağından...

Sanki öyleymiş gibi bir izlenim söz konusu, Sayın Myilik. Lakin bu, bu oyundan değil, saymaktan ve sayıları mukayese edip, bundan bir netice çıkartan, zihnimizden ve bizim, kendimizi onunla bir tutup, kendimizi o zannetmemizden kaynaklanmaktadır. Onu galip, şunu mağlup sayan, hep daha ileri, hep daha yükseğe çıkmanın, asla doymadan, hep daha fazlanın peşinde olan obur zihnimizden, onun kalite ve özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Yoksa sabahtan akşama kadar saymadan, mukayese yapmadan oynamak da mümkün. Hiç maç yapmadan oynasanız da vücut, bundan fayda görür, sağlığı beslenir. Sporu yine yapıp, ekmeğimize yağ sürmüş oluruz. Hem neyi neyle, kimi kiminle mukayese etmektesiniz. Herkesten bir tane vardır ve o, şu kainatta, biriciktir, eşsizdir. Ne ağaçlar, ne de hayvanlar kendilerini yekdiğeriyle mukayese etmemekte, zeytin ağaçları ''Vay benim boyum niye selvi gibi uzun değil'' diye hayıflanmamaktadır.

Eski şampiyonlardan tek yüz, kısa pütür, masabaşı penholder blok oyuncusu Gao Jun (youtube'. da gani gani videoları var ), sapı 1.5 cm. kadar kısaltılmış bir BUTTERFLY Matsushita Pro ile oynuyor. İdi. Lastik BUTTERFLY Challenger Attack... Peki neden? Amerika Birleşik Devletleri nam-ı hesabına raket oynatan bu yaman oyuncu, istese, ona penholder raket mi yoktu da, normalden geniş kafalı, allround hızda diyebileceğimiz bir tahtanın sapını kısaltıp oynuyor?.. Girmeyelim oralara, bilemeyiz, pek çok neden de bulabiliriz. Lakin öyle oynadığını kesin olarak biliyoruz. Şimdi size bir Matsushita Pro tahta alıp, sapını 1,5 cm. kısaltıp, alın , artık bununla oynayın dense, bunu yapar mıydınız, dahası ciddiye alır mıydınız? -------------- Sayın Guest Koray, Normal bir allround veya muadili shakehand raket edinip, sapını 1,5 cm. ( ya da daha az ) kısaltıp, rakedin boynunu da parmaklarınızı kesmeyip, rahatlatacak şekilde, kendinize göre, fazla da kaçırmadan, nazikçe zımparalayarak, akabinde, onunla penholder bir oynayışa pekala girişilebilir görünüyor.Özellikle penholder oynamak için inşa edilmiş bir raket elde etmeye giden yolun taşları böyle böyle döşenecektir... Ötesini bilamaacam.

Buna 6.Ders denmiş lakin, diğer bölümleri de izlemekte bir beis yok. Vidyo, alttan, ''ayarlar'' dan yürüyüp, icab eden düzenlemeleri yaptıktan sonra Türkçe altyazılarla da izlenebiliyor. Elbette ki, en mühimi bu bölümleri izlerken,sonra da uygularken, kişinin hem topa, hem rakibine, hem de kendine gösterdiği dikkatin yoğunluğu.

Doğrusu bende, ustanın burada pek mühim şeyler gösterip, bunlar şayet bi iyi bellenip, tatbik edilir ve oynayışa katılabilirse, doğrusu masa tenisçilikte bir hayli merhale kaydedilebileceği istikametinde kesif bir kanaat hasıl oldu. Ne de olsa ( boru değil ), tahsilimizi, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biriyle yapmış, onun rahle-i tedrisatından geçmiş oluyoruz. Teşekkürler Zhang Jike.

Oynadığınız toplar, yeni, fabrikadan gelmiş toplar ise, yüzeyinde, eser miktarda mikro, beyaz pilastik ve karton tozundan başka bir şey içermez; bu bakımdan bu toplar için ''kirli'' değil , ''pür-u pak nitelemesinin daha uygun olduğu kanaatinde olduğumu ifade etmek istiyorum. Oynadığınızda lastiğinizi sözümona''kirleten'' toplar da işte bu toplardır. Tabii salondaki o ana kadar oynanmış ve kah zeminden, kah çeşitli yüzeylerden çeşitli parçacık, toz ve püsürleri toplamış olan eski, oynanmış topları da bütünüyle dışlamayalım, onları da kenardan katalım. Onların da lastik yüzeylerinin pür-ü paklığına halel getirmelerde hiç payları yok mudur? Olma mı, hepisini katalım, hepisini bu işte görelim, hiçbirini gözden kaçırmayalım... Bu lastiklerin ömürlerine , onları, oynayış ertesinde hafif ıslak kağıt mendillerle güzelce silerek katkıda bulunmak, ekipmanlarını gözeten her oyuncuya düşen bir görevdir adeta. Öyle ya, onlar onlara, onlar da onlara... SAUER&TROGER Firestarter ST ( standart kafa ölçüsünde ) JUIC 999 Defence 1,0 mm. DAWEI 388D-1, 0,5 mm. HRS Süngerinde, Kırmızı

DHS Power PG-7, bütçenizin yaklaşık dörtte birinden azına edinebileceğiniz, yine 7 katlı, orta yumuşak, aşağı yukarı STIGA Clipper muadili enfes bir tahtadır. Öğrenişlerinizi takviye edecektir. PG-7, nispeten yavaş olduğu halde, bayaa bir süre, eski dünya şampiyonlarından Ma Long tarafından kullanılmış; tahta onun da forhend sipinks çekişlerini ve basışlarını takviye etmiştir.

Oynayış seansınızdan sonra, rakedinizin her iki yüzündeki oynayış ve top temaslarından birikmiş toz, püsür, vesaireyi ıslak(sucuk gibi ıslak değil de, nemli ) bir mendil ya da kumaş ile itinayla siliniz, akabinde raket yüzeyini kurutup, raketi naylon torbayla güzelce sarınız, arada kalan havayı bastırarak alınız ve raketinizi, ondan, bir sonraki seansta neş'e ve keyifle istifade etmek üzere çantanıza koyunuz. Rakediniz temiz tutsanız da tutmasanız da eskiyecektir; her şey eskimektedir. Oynamadığınızda silip, torbaya koyarsanız ki, bundan murat yüzeye çarpan Oksijen moleküllerinin miktarını olabildiğince, bu sayede yanmayı azaltmak, bu vesileyle rakedinizden biraz daha uzun süre istifade etmektir. Hoş, gerçi rakedinizi temiz tutsanız da tutmasanız da eskiyiş değişmeyecek, mutlaka zuhur edecektir. Eskimenin yalınızca hızı değişecektir.

Lastik topa sipinks vermez; lastiği kullanarak siz topa sipinks verirsiniz. Elbette masa tenisçilerin kendi aralarındaki terminolojilerinde ''sipinksli lastik'', ''sipinks lastiği'' gibi terimler vardır ama, burada kastedilenin farklı olduğunu fark edebilirsiniz. Sözü, sanki, ''sipinkslilik'' lastiğin bir niteliğiymiş gibi söyleyerek, bir nevi eylemin mes'uliyetini üzerimizden atar, böyle yaptığımızı görmezden geliriz. Öyle ya, belki sipinks hareketini iyi yapamıyoruzdur, oysa ''iyi sipinksli bir lastik, daha yapamıyor olsak da, onunla oynarsak oyunumuzu ''sipinksli'' hale getirecektir ( yersen ). Dahası, bizi sipinksli lastikle oynuyor gören, daha oyunumuzu görmese de, ''herhal sipinksli oynuyordur, yoksa neye bu lastiği kullansın ki, deye düşünmesi zannı... Şunu da hatırlamakta faide vardır; topa iyi sipinks verebilen lasdikler, rakipten gelen sipinksten de en çok bi etkilenen lastiklerdir. Bizi ne denli dezavantajlı duruma düşüreceklerini hemen o an idrak ediversek, doğrusu lasdiği, tahtamızdan derhal söküp atardık. Turnuvada sipor salonuna girsek, tiribünlerde oraya buraya dağılmış, ellerinde lahmacunlar misali sipinli lasdiklerini söken oyuncularla bolca karşılaşırdık...O vakit bu biçarelerin, daha ilk tur maçlarında, rakip servislerini yiye yiye elenip, turist olmuş (gayrı rahat rahat turnuvanın yapıldığı ili gezecek olan) oyuncular olduklarını anlardık... Xiom Musa ile DHS NeoH3'ün sipinksten etkilenebilirlikleri arasında fark. büyük, çok büyüktür; ona göre seçim yaparak ekmeğimize yağ sürmüş oluruz. Sayın Kagan1121, Doğrusu, lastik listenizde Hem Musa'ya hem de Neo H3'e yer vermiş oluşunuza dilerseniz bir kerre daha dikkat ediniz... Doğrusu, ayın 13'ü geçildi, turnuvanıza katıldınız. Bir habar da vermiyorsunuz, acep nasıl geçti deyu. Bu bahiste sessiz kalıp, bir kaç satır kaleme alışta da bulunmadığınıza göre, insan tez elden turist olduğunuz kanaatine kapılmıyor da değil...

Sayın çokolat, Acele etmeyin, oyun tarzınız siz oynadıkça, baharın gelişi, çiçeklerin açışı misali belirginleşecektir. Bunun olması ( baharın gelmesi ) için bir şey yapıyor musunuz? Öyle ise, bunun için de birşey yapmanız gerekmez. Antıremanlarınızda acıya katlanınız, her bir vuruşun hakkını vererek yapınız; böyle öğrenebilirsiniz, yoksa kendinizi kandırmanın hiç bir yararı olmaz. Çivi, bulok, sipinks, fassıpinkks, bekhentsipinks gibi elemanlarınızı icra edişinizde seviyeniz yükselip, bacaklarınız güçlenip, pozüsyondan pozisyona geçmeler, forhentten bekhente geçmeler akışkanlaştıkça, ''atak mı oynasam, çok yönlü mü'' tarzı, zihninizin ürettiği sözümona sorunların ne denli tıraş olduklarını daha iyi idrak edeceksiniz. Zira o vakit hayalinizde, zihinsel sorunlar üretip, sonra da onlara gerçeklikmiş gibi inanıp kanmak yerine, oynarken, canlı ralli sırasında beliren ''mes'ele''leri yaşayarak, durumlara canlı karşılıklar verebilerek yaşıyor olacak, masa tenisi oynamaktan ziyadesiyle lezzetyab olacaksınız. Zira artık muktedirsiniz, yapabiliyorsunuz'dur. Şimdilik orta hızda (size göre, bunu siz bulacaksınız ve bu oynadıkça değişecektir ) bir tahta, YASAKA Sweden Classic veya Yasaka Gatien ve bir çift lastik ( mesela YASAKA Mark V HPS ) işinize yarayacak, bu ekipmanlar öğrenişlerinizi alttan alta, inceden inceye destekleyecek, bilek hassasiyet çiçeklerinizi sulayacaklardır. Gücünüzü de arttıracaklardır; zira bu orta hızda ekipmanlarla, ŞAAAK!..ŞAAAAK!..ŞIRRAAK!..ŞIRRAAAK!..ŞAAAAAKKK!!.. ŞAAAAAK!..ŞAAAAAAAAAKKK!...Diye şakırdatmalara başlamalara gelip de, az biraz daha hızlı ekipmana ondan sonra geçiş yaparsanız, her gün bir buzağı kaldıran adamın büyüyünce bir boğa kaldırması misali, siz de şey edersiniz...

Hiç kılçıksız, lop...

Sayın bellek, Kaleme aldığım satırlara dair, hani, ''hançer saplamak''tan ziyade, ''takviye etme''yi kullanmayı tercih edeceğimi ifade etmek isterim. Ancak sizin bunu, pekala ''birinin sırtındaki halihazırdaki deliği, hançerle doldurmak'' diye değerlendirmeniz de mümkündür. Sayın bellek, bir süredir ''Sohbet ve Diğer Konular'' bölümüne gelmez, bir çaycaazımı içmez oldunuz. Oysa ki yepyeni yıkanmış havlularınız, banyo kapısında asılı, hazır, sizi bekliyor. Soba ise daima en kuru odunlarla tutuşuk, gürül gürül yanmakta. Odanın içindeki hava şimdi kupkuru; öyle ki hararetli sohbetimiz sırasında ağzımızdan farketmeksizin saçtığımız mikro tükürcükleri daha ağızdan çıkar çıkmaz buharlatacak efsafta.

İlla oynamayla olması gerekmez ; Lastiklerle hiç oynamasanız, hatta paketini bile açmasanız, onlar ööle rafta dursalar bile, ( hoop! ''raf ömrü'') yine de ''eskirler''. Aslında, havadaki oksijenle temas sayesinde ''yavaş yanma''da tabir edilen süreç zuhur etmekte, lastikler de, bizim ''eskimek'', ''bayatlamak'' tabirleriyle işaret ettiğimiz üzre, her an değişmekte, dönüşmekte, ömürlerini sürmektedirler. Yerinde. Ancak değiştirilmeleri şart değildir. Lakin, ekseriyetle değiştirildiklerini görürüz. Lastiğinizin cillop olmasa da, halihazırdaki kondüsyonuna intibak ettiyseniz, ondan bir süre daha istifade etmeniz pekala da mümkündür. Zaten tamı tamına, lastiğin ''halihazırdaki kondüsyonu'' diye birşey de yoktur. O,''halihazırdaki kondüsyon'' daha biz onu söylerken yitmekte, ''yanma'' her an sürmektedir. Diğer her şey gibi, lastiklerin de havayla (oksijen) temas halinde oldukları her an yanmakta ve değişmekte oldukları olgusunu gözden kaçırmayalım. Güneş ışığına maruz kalmak/bırakmak da lastiklerimizin tez eskimesine yol açan olgulardan biri olarak bilinir. Bunu, henüz tecrübe etmediğimden, doğrulayamayacağım da. SAUER&TROGER Firestarter ( modifiye/küçültülmüş kafa ) - 1.0 mm JUIC 999 Defence, siyah -DAWEI 388D-1, kırmızı,0.5 mm

- YASAKA Sweden Classic ya da SAUER TROGER Firestarter

Bahis konusu maç, vidyoda 01: 01: 20 - 01: 33: 06 arasında. Sabine Winter, hemi de, yıllardır en üst seviyede, çift taraf atak oynayan bir oyuncu... Burada, bekendinde Süper Glanti sürtünmesiz anti var ve gayet güzel muvaffak da oluyor.

Değişik branşlarda, ustayı, o icrada bulunurken sessizce izlemenin ehemmiyetinden sıkça dem vurulur... Vidyo başlığında analiz deniyor lakin, burada analiz yok; sessizce izleniyor. Vidyoyu izlerken, orada olanların farkında olacan da, o süreçte sende de neler oluyor, onların da ayrımında olmak mevzubahis... İzlerken, doğrusu, bende, vidyodaki kesişlerin, kendi aramızdaki oyunlarda pek nadir ya da hiç rastlayamayacağımız kadar ağır oldukları istikametinde bir kanaat husule geldi.

Forhend kesmeler 2.0, 2.15'lik lastikle. Bh. 1,4 - 1,7 mm. TSP Curl P1R Tahta Butterfly Joo Se Hyuk

Sayın sevbil_58'in bahsettiği tahtayı ve üzerindeki japon yapıştırıcısının halini görmeden, tahtayı elinize almadan, bazı kimselerin hayallerindeki imgelere göre verdiği tavsiyelerin, bir işe yarayacaklarmış intibaını uyandırsalar dahi, nazarımda zerre kıymetleri yoktur. Sayın sevbil_58, size de bu bahiste, böyle hayali tavsiyelere katiyyetle itibar etmemenizi öneririm. Gerçeklik, her an yepyenidir. Oysa bu tavsiyeler, geçmişteki, kim bilir hangi deneyimlerden ya da ordan burdan okunup, duyulmuş lakırdılardan oluşmaktadır. Ya da Sayın sevbil_58, tutun bu tavsiyeleri, harfiyen yerine getirin; ne olacaksa zaten o olacaktır. Ya da tutmayın hiç birini, yine ne olacaksa o olacaktır, zaten hep ne olacaksa o olmaktadır. Anlıyorum sabırsızlığınızı; ne de olsa, her geçen an, Samsanov Alpha'nızın yüzeyindeki o japon yapıştırıcısı biraz daha donmakta, biraz daha katılaşmakta...Lakin hissediliyor ki, yeni bir Samsanov Alpha edinmemeye gösterilen direnç, japon yapıştırıcısından çok daha katı, çok daha zorlu...

Sade bu tarz oyunculara değil, hiç bir oyuncuya karşı ''genel'' bir çözüm bulamayacaksınız. Zira genellemelerle düşünür, özelde yaşarız. Her oyuncu bir kar tanesi gibi farklıdır, biriciktir, eşsizdir. Her durum yepyenidir.

Sayın Ali Oktay, O iki tarafını da iyi kullandığı halde tırtıla geçmiş olanlar da, alıştıkları sayı kazanma kalıplarına göre raketlerini çevirerek oynarlar, ilaveten, hemen vücut pozisyonlarını ayarlar- mesela hızla forhende döner, esaslı bir çakış için topu yükseltmenizi hazırda beklerler. Tırtıllar, özellikle uzun ve orta olanlar, yavaş ve nispeten sipinsizdirler. Dolayısıyla, iyi de kullanıyor olsalar, bir manada, onlarla oynayanlar, yanıltıcılıkla sür'ati değiştokuş etmiş, aldatıcılığı alıp, sipin verebilirlikten olmuşlardır. Dolayısıyla bu onların bu vaziyetlerini zerre acımaksızın istismar etmek, onlar ezip, parmparça yapmak gerekir. Oyuncusuna göre, burada verilecek taktik pek bol ve çeşitlidir ama umumi ilke : onu avlayınız'dır. O özel rakibi, pütürü nasıl kullandığını, rakiplerine hangi vuruşlarıyla hata yaptırdığını, vuruşlara nasıl hazırlandığını, izleyiniz. Sinsiliğini ve becerilerini tartınız. Tartım sonuçlarını, bulgularınızı, rakibinizin hızlı ve yavaş, erken veya geç kaldığı yönlerini, hiç acımadan istismar edip, menfaatinize kullanınız, sayıları siz alınız.

Sayın esrarte, Bu başlık altındaki yazışmalarımıza bakmış bulunmaktayım. Ancak,''de''yi ayrı yazmam gerektiği halde, ayrı yazmamış olduğum bir yere rastlamadım. Elbet ne kadar tetkik etmiş olsam da, yazışmalarımızda bir veya bir kaç yerde, imla kurallarınca ayrı yazılması gereken bir''de''yi ayrı yazmayı gözden kaçırmış olabilirim. Sizden ricam, nerede vuku bulduysa, bu husustan beni haberdar etmeniz...Etmeniz ki, böylece onu düzeltebileyim ( sonradan gelecekler düzgün halini okusunlar). Ne de olsa satırlarınıza ''de'yi de ayrı yazalım ilk önce'' diye başlamışsınız... Oyun videosu projenizi ise düşüneceğim...Tuhaf şey; ancak şu kadarını söyleyeyim, bu konu hakkında, daha önce konuştuğumuzu, doğrusu hiç hatırlamıyorum. Emr-i vakilere de hiç gelemem. Ancak daha kesif bir şekilde alakadar olduğum bir konu, bir oyun videosundan ziyade, onun da öncesine yönelen bir antreman/oyuna hazırlık/ısınma hareketleri videosudur. Sayın esrarte, otoüsünüzde, size, hayırlı yolculuklar dilerim.