Jump to content
Masatenisi.org Forum

beşyüziki

Üyeler
  • İçerik sayısı

    521
  • Kayıt Tarihi

  • Kazandığı gün sayısı

    90

beşyüziki kullanıcısının tüm içeriği

  1. Sayın Bilal Olgun, öncelikle, ''1.3 soft long2 '' yazışınızın, beni konuya daha yakından bakma ve mes'elenin mahiyetini açıklığa kavuşturmak bakımından motive ettiğini ifade etmek istiyorum. Gelelim ''1.3 soft long2 '' ye. - 1.3 soft long2 diye bir lastik yok. Olsun ister miydik, bu başka bir bahs, ama yok. Burada kastedilen ya Butterfly Feint Soft olabilir, ya da Butterfly Feint Long 2 . - Feint Soft üç kalınlıkta sunuluyor, öküz(OX),1.0 mm. ve 1.5 mm. Feint Long2 ise, öküz(OX), 0.6, 1.1 ve 1.3 mm.lik dört kalınlıkta sunuluyor. - Bayan He'nin oynadığı lastiğin sanki Feint Soft, onun da 1.5 mm. olduğuna dair, eski yuçüyb yorumlarından edindiğim, bulanık bir malumatım var idi. Bu bulanıklık, üleştiğiniz vidyonun 4.04'üncü saniyesini dondurmam ile yerini berraklığa bıraktı. Siz de bakınız, dondurunuz 4.04'te, takdir edeceksiniz ki, bayan He'nin bekhendindeki, oynarken de tok tok seda veren kırmızı lastik, Feint Long2'ninki gibi sarı süngerli değil, tıpkı Feint Soft'unki gibi açık renk süngerlidir. Aynı donuk karedeki forhend lastiğiyle mukayese etmemi müteakiben de sünger galınlığının1.5 mm. olduğundan emin oldum. Ayrıca bayan He'nin forhend lastiğinin de ince süngerli olabileceği konusundaki şüphelerim...neyse, bu başka bir bahs, buna girmeyelim.
  2. ...Ilık değil, KAYNAR olmak gerekir. Kendi kaynamanı kaynayacaan...Tabi bir şey olmasını istiyorsan. Yoksa uslu, terbiyeli, cici, ılıklığın konforunda, bilinende kalayım diyorsan hiç bir şey olmaz...Unut bunu.. Şu vidyoda da misal Hina Hayata kaynamış kendi kaynamasını ha!
  3. Kanaatim odur ki; yarışmaya yönelik oynuyorsanız ve kesmeciyseniz, hoş, değilseniz de diyeceğim yine de geçerli, iyi belleyin, bu her şeyi özetliyor. Lastiknen şu vidyonun 2.52 ' sinde başlayan rallideki Wu Yang'ın kesmesi gibi kesecehsiniz. Budur, bu kadar net. Nepnet. Kıristal berraklığında. Öyle miydi, beyle miydi, ama şöyle yapmış da beyle etmiş de gibi envai çeşit yorumlar,yalpalamalar, bulanıklıklar yok burada. Berraklık kıristal. Evet işte, böyle kesmek yönünde talim yapıp, bu kerte ve artısı kesiş yapar hale gelirseniz, bunun faidesini ziyadesiyle görürsünüz. Aksi takdirde o ılık kesişlerle bir yere varılamıyacağı kabbak gibi ortada... Öyle her antiremanda lastiğine top geldimiydi öyle ılık ılık kesişler yap dur, hiç bir şey olmaz.
  4. Maçı Yuuçüyb'de izlememin akabinde foruma yaptığım ziyarette paylaşımınıza rastladım. Yuuçüyb'de izleriken ziyadesiyle lezzet bulduğum bu yaman mücadeleyi, bir kerre de bu üleşiş üzerinden izlemeye niyet ettim ve izleme teşebbüsümde de muzaffer oldum. Muzaffer olmakla da kalmayıp, dahası, maçı ilk izleyişimde farketmediğim yeni şeyleri ( neyleri? bu başka bir bahs ) farkettim ve de yeniden lezzetyab oldum, yüreğim iki kat yağ bağladı. İlaveten, üleşişinizin başında, forumda bazılarının yaptığı gibi, vidyodan önce maçın neticesini yazmamış olmanızı ( maçı henüz seyretmiş ve neticesi malumum olmuş olsa da ), yanımda yalnızca kendim olduğu halde, latif bir sevinç esintisinin içinden geçerek tecrübe ettiğimi ifade etmek istiyorum. Ma Te'yi, her ne gadar Guzey Kore'li olsa da Li Gun Sang ve çinli Chen Xinhua tarzı defansın günümüzdeki bir uzantısı olarak gördüğümü ne edeceğimi bilememiştim ilk başta, sonra, böyle bir konunun altına yazılabilirmiş gibi geldi bu. Geriye yalnızca, kompüterin tuşları ve aralarda bırakılacak boşluklarla ilgili düzenlemeler kalmıştı. Ma Te'nin, günümüz en üst seviye masa tenisinde, gayrı yaşı ilerlemiş Joo Se Hyu'ğun yerini rahatlıkla aldığını söylemekte de bir beis görmediğimi de buna eklemek isterim.
  5. Geliniz, şimdiye kadar her kategoride yapılan masa tenisi şampiyonalarının hemen hemen hepsinin voleybol, basketbol ve diğer dalların da çalışıldığı sıpor salonlarında yapıldığını hatırlayalım. Bütün o -melilerden, - malılardan önce; önce bunların gerçekleşmesinde payı olmuş, herkese, organizasyonları yapanlara ek olarak, o salonları inşa eden mühendis ve ustalar ve işçilerden, masaları taşıyan, salonu temizleyen görevliler de dahil, evet herkese, hiç birini tanımamış ya da pek azını tanımış olsak da hepsine, sanki karşımızdalarmışçasına, hepsini bir arada hayal edip, önce bir içimizden teşekkür etmek, böyle insanların olduğunu hatırlayıp, onları olabildiğince hatırlayıp, minnet hissetmek gerektiği kanaatindeyim. Buradan başlanabilir.
  6. Ekart Tol'ün ilk okuduğumda, bana sanki aradığım bir şeyi bulmuş gibi hissettirdiğini hatırladığım bir deyişini şuracaazda nacizane sunmak isterim: ''Şikayet etmeyin. Bir durumla karşılaştığınızda : ya o durumu kabul edin, ya o durumu dönüştürün, ya da oradan uzaklaşın, bunun dışındakiler deliliktir.''
  7. ...deyip bırakmakla yetinmeyip, belirtiniz, dile getiriniz. Toplar 38lik değil, 40+ da değil, 40 lık olsun, 40 mm. nin iyisi mi olsun diyorsunuz yani, yoksa Nittaku'nun Nittaku 40 deye 38 mm.lik bir topu mu var idi de onu mu beğeniyordunuz, belirtiniz. ''Yoksa ben sadece şikayet etmek istiyorum, şikayet nesneme hakkıyla odaklanıp, onu hakkıyla ifade etmeme lüzum yok, şikayet edeyim yeter'' ci bir tavırla yetinmeyi mi tercih ediyorsunuz, belirtiniz...
  8. 70'lerin ikinci yarısından itibaren oynadığım 38 mm.lik Nittaku ve kalın yüzeyli daha zor falso alan Barna'ları unutmadığım gibi, bunlara Schildkrot ve daha kolay bulunan ve daha ucuz Pioneer toplarını da eklemek isterim. Bu toplarla 70 ve 80'lerde, yapılıp da fileye takılan sipinkslerin fırıl fırıl dönmekten 4,5 hatta 6 defa tekrar tekrar fileye çarptığını o dönemlere tanık olanlar hatırlayacaklardır. O döneme tanık olmayanlar da, 38 mm.lik topların davranışlarını o yıllara ait çoğu solusyonlanmış 2,5 mm. Sriver'larla oynayan ustaların vidyolarından izleyebilirler... ...izleyebilirler de, ey yukarıdaki metinleri yazmış olanlar, biriniz bile bundan bahsetmiş değil, siz eski toplara dönün ya da eski toplar şöyleydi beyleydi derken hangilerinden bahsediyorsunuz? 38 mm.lerden mi, yoksa bu gün kullandığımız 40+ lıkların öncesindeki 40 mm.lik toplardan mı?.... hangisinden? Aha, işte, buraya yazıyorum; kesinlikle 38 mm.lik toplara dönmek ve 70 sonu 80 başlarındaki toplar gibi kaliteli, ''düzgün'', ''yamuk'' olmayan Nittaku ve Barna'larla oynamak istiyorum. ''Yamuk'' olmayan diyorum, yani dönerken yalpalamayan toplarla. Maçlardan önce, gutusundan toplar çıkarılıp, masanın üzerinde elle fırıl fırıl döndürülüp, en ''falsosuz'' olan, dönerken yalpalamayanı seçilir, onunla oynanırdı. Böyle olacak işte, bu iş böyle olur. Yukarda anılan eğriler, integraller, yeni topların (40+) az sipinli olmasının oyuna etkileri , Çin'in dominasyonuna son vermek, kırkartılık topun yakın oyuna elverişliliği, hızı, yeni topla oyunda bekentin önem gazanması gibi daldan dala, herkesin kendi hayal alemine göre yaptığı analiz ve yorumlar değil aslolan. Her çeşit malzeme konusunda envai çeşit analiz, yorum yapabilirsiniz. Aslolan bu değildir.. Analiz yanlış olduğundan değil, aslolan bu değil. Analizle canlı süreçleri anlayamazsın. Topların değiştirilmesinin nedeni aç gözlülüktür. Aç göz - lü - lük. Topların değiştirilmesinin nedeni aldanıştır, öfkedir. Topun çapını 2 mm. değiştirme cin fikrinin uygulamaya konmasının, gezegenimizde tüm bir ekipman endüstrisinin yeniden yapılanmasını, tüm dünyada pazarın harlanmasını sağlaması. Bu işte büyük indiragandi olması . Apaçıktır bu. Sistemin ihtiyacı olduğundan, yoksa oyun açısından topun değişmesi son derece gereksiz görünüyor, hiç bir alakası yok, hiç bir gerek yok. Bu konuda bütün bahaneler tıraş. Oyuncuları, sizi mi düşünüyorlar- düzeltiyorum, sizi mi hissediyorlar zannediyorsunuz... Birazcık olsaydı keşke, yeni toplar o kadar kötü ki, bahsettiğim Nittaku ve Barna 'ların yanında bu toplar ancak o 70'lerdeki kırtasiyelerde satılan, yeni başlayanlara yönelik yapılmış pilastik toplar kalitesinde, belki hadi onların bi gıdım iyisi hepsi o kadar. O pilastik topları bilen ne dediğimi takdir edecektir. Böyle şey olur mu yahu dedirtecek bir vaziyet, o kadar dandik. Dünyanın en iyi oyuncularına ''aha, naha, alın gayrı bunlarla oynayacaksınız dendi, aha bu 40+ mm. pilastik toplarla. Pazarın harlanması, gelecek gaymelerin yanında Ma long gibi, Xu Xin gibi en üst düzey oyuncuların sanatını, virtüözitesini görünür kılan malzemenin, topun kalitesinin önemi mi olur... Hem de ''n'oolacak ekmek yemeyecez mi yani''... İlaveten ''n'oolacak masa tenisi, dop oyunu aptal oyunu, ver gitsin, buna da alışırlar''... ''70'leri 80'leri kim hatırlıyor, zaten o kuşaktakiler ölmeye başladılar''... Canım, yeniler de şimdiden oyunlarını bu dandik toplara göre ayarlamak için çalışıyor, çalıştırılıyorlar, canım, canım... 1800'lerde dünyada sanayi devrimi olduğu dönemde, dünyadaki kaynakların sınırsız olduğuna dair bir anlayış var idi. O vakit, sahiden de , mesela Amazon ormanlarını kese kese bitiremeyecek durumda idiniz teknolojik olarak. Neredeyse sınırsızdı dünya kaynakları, eyle görüküyordu o vakit. Sonra, sanki bu böyle imiş, kaynaklar neredeyse sonsuzmuş gibi düşünmek, düşünme şeklimizde yer etti ve öyle de kalmış gibi gözüküyor. Ayrıca böyle düşündüğümüzü ve böyle davrandığımızı da unuttuk. Ve bu sürüyor. Oysa bu gün teknoloji sayesinde doğayı çok çok hızlı dönüştürebiliyoruz. Oysa gafamız, kafamızdaki gavramlar ve kafamızın çalışma şekli eski. Doğaya, kaynaklara büyük zarar verdiğimizin ,onu çok kolayca büyük miktarda çar çur edebildiğimizin farkında olmamız gerekir, bu hayatta asal olandır, birinci. Çünkü bu, doğa, çevre, sensin, sen kendinsin. Anlamsızca üretim yapıp, kaynakları saygısızca çar çur ediyor, çevreyi kirletiyor, zehirliyorsun. Bunu kendine yapıyorsun. Bunu herkese, çocuklarına yapıyorsun. Bu, bir nezaket ve şefkat eksikliği. Gulak vermek gerekir, bak ne diyor kızılderili abi; son ağaç da gittiğinde beyaz adam paranın yenmeyeceğini anlayacak...''
  9. 39 yaşında Çin şampiyonu oldu. Vay ilk yüzde neden defansçı yok da, vay defansın şansı yok da...Al!...Nassı yendi Chuqin'ide Jingkun'u da....Yoh yoh yoooh!..yoh eyle' iyi ama tırnıvada Ma Long' la Fan Zendonk yohtu demek''.....Nassı yendi nassı..Nassı şampiyon oldu, fiesta Hou Yingchaoooooo!!!!
  10. Hou Yingchao, 39 yaşında, Tahta DHS Hurricane Classic (All+) , fh: kalın süngerli atak lastiği, muhtemelen taki, bekend: 1,4-1,7 mm. TSP Spectol. 7.35...hediyesi...
  11. Maçın lezzeti bir yana, 1.16' daki servise de nazar-ı dikkatinizi celbetmek isterim. Hani atılışı bende pek öyle kesik intibaını da uyandırmamıştı ...
      • 2
      • Beğen
      • Teşekkürler
  12. Sayın Karpatlar, madem deneyiminizi aktarırken 7-8 yıl gibi bir süre belirttiniz ve ''fazla olmasada'' diyerek hemencecik kim bilir hangi kıstaslarla bu süreyi de yargıladınız, öyleyse, uzun pütürle oynamaya başladığınızdan bu güne kadar 7-8 yıl mı geçti, yoksa uzun pütürle oynadığınız saatleri mi toplasanız 7-8 yılı geçiyor, belirtirseniz sevinirim. Belirtiniz, hangisi?.........Zira, madem ki eksik hatta yanlış da olsa, canlı bir süreci sayılarla anlamaya çalışıyoruz, böylece aktarmak istediğiniz deneyimin sayısal karşılığı daha da netleşecektir... Üstelik, ister 7-8 yıl geçmiş olsun, ister oynadığınız saatlerin toplamı 7-8 yıl olsun, bu kadar sürede eğer hala dediğiniz gibi uzaktan defans OYNAMAYA ÇALIŞIYORSANIZ, sanırım artık bunun mümkün olup olmadığını anlamış olmanız gerekir. İsterseniz bana sorabilirsiniz, mümkün mü değil mi...... Orasını bilemem, lakin, şu kadarından eminim; masa tenisini seviyorsunuz. İlaveten, ''fazla olmasada'' derken -da ayrı yazılıyor, bitişik yazılan -da'lar yer, konum belirtiyor, misal: masada, evde, duvarda, anahtar bende değil sende, derken.....lakin, ''öbür dünyaya ben de sen de gidiyorsun'' derken, buradaki dahi manasındaki -de ayrı yazılır.
  13. Bu ifadenizin kaynaklandığı tecrübeleri paylaşır mıydınız... İlaveten, bir deneyimi ''ben bunu böyle deneyimledim'' şeklinde aktarmayı ziyadesiyle ehemmiyetli buluyorum. Zira müteakip kereler vurguladığım üzre, bir kerre daha yazıyorum, unutmamak icab eder, genellemelerle düşünüyor oysa detaylarda yaşıyoruz. ''Belkide'' diyerek bıraktığınız payı yerinde bulduğumu ifade etmek isterim. Belkide.....Evet, daha sipesifiği, belki ''kah kendi kah da rakibimdeyken, en etkili bulduğum pütür olarak bunu görüyorum'' olabilirdi...Buradaki ''etkili'' terimi, açılırsa, bizleri bir dizi taktik, teknik ve sıtratejik malumatla buluşturabilme kapasitesine haiz. Etkili derken, şayet elbette kulaktan dolma bir cümle olmaktan öteye gittiyse, ''etkili'' ifadesini kullanışınızın kaynaklandığı tecrübeleri detaylarıyla paylaşmaz mıydınız... Şimdiye kadar, süngerli Piranja Tec'le uzaktan defans yapan biri genç, biri orta yaşlı İran'lı, biri de daha yaşlı üç oyuncu gördüm. Bunlara, oyun tarzı allround diye tabir edebileceğim başka bir veteran oyuncuyu da eklemek istiyorum ki, pütürle çaktığı çiviler haricinde, zaman zaman o da uzaktan kesmekten hiç de geri kalmıyor, içeriye ziyadesiyle kesik diyebileceğim topları fırıl fırıl gönderiyordu... Ancak, sizi temin ederim, bu bahsteki asıl meselenin bu olmadığına dair kanaatim, elmasları tıraş eden uçlardan dahi daha sert ve kat'idir. Pekii nedir bu kanaat? Yanıtlayayım öyleyse : dünyada bir kişi bile kullanmasa dahi bir ekipmanı, yine de size uygunsa, siz onu kullanabilirsiniz. Bundan emin olunuz. Biricik olan size ve oyun tarzınıza uygun olmasıdır, sizsiniz önemli olan. Biricikliğiniz. Haa, çok tercih edilen, popüler olan yanlıştır, popüler olan tercih edilmemelidir gibi bir mana da çıksın istemem bu dediğimden, onu da şuracığa iliştireyim. Önemli olan ekipmanın size, oyununuza uyumlu olması. Piranja Tec'i uzaktan kesmelerde hem bizzat, hemi de başkası oynarken izleyerek, kafi miktarda tetkik ettiğim kanaatindeyim. PiranjaTec, en hızlı ve falsolu sipinkslere karşı, kesişi siz yaparsanız, yani lastiğin, gelen sipinksi üstünde gaydırarak geri iade etmesi hususiyeti ( invers ) dışında, siz bizzat kesiş gerçekleştiriyorsanız, topu döndürüşü Gıras DTecs, Curl P1R ve Vega LPO'dan belli belirsiz daha azdır. En üst seviyelerdeki oyuncuların sipinkslerini kesmeyecekseniz, üst ve üst-altı, orta, orta-altı, alt, alt-altı seviyelerde, rahatlıkla oynayabilirsiniz, rahatça tavsiye etmekte hiç bir beis görmüyorum. Zira sipinksleri uzaktan kesmedeki bu minik fark, düz vuruşlarda çok daha büyük bir oynama golaylığı olarak oyuna yansımaktadır. Lastiğin oynama golaylığına rağmen ''rakibi yanıltıcılığı''da epey yüksektir. Hah, bunu da lastiğin bir artısı olarak ifade edeyim de, kendimi konuyu bilen uzman olarak hissedişim pekişsin de dedikten sonra, geriye, lastiğin süngerli de olsa, özellikle masaya yakın yumuşak vuruşlarda daha da belirginleşen, iyi bir ''invers'' etkisine sahip olduğunu ilave etmek kalıyor. Hele ha bunu da ilave edeyim de, bu husus çok mühim: Kesmeci, atakçının, yaptığı kesmeyi hatalı takdir etmesinden çok sayı alır ha. Atakçı açısından bu takdiri yapmak Curl P1R ve Vega LPO'ya garşı en zor görünüyor. Gıras DTecs'in zorluğu da buna yakın, 1.6 mm. çok kesik gönderiyor ilaveten. Bu takdir, Piranja Tec'de daha golay. Yani atakçı olarak, rakibimin yaptığı kesme hareketiyle topu ne kadar kestiğini takdir etmem Piranja varsa CurlP1R'ye göre daha kolay. Golay emme, yine de bu ayrımı Piranja'yı uzaktan kesiş lastikleri listesi dışında tutmayı gerektirecek derecede önemli bulmadığımı ifade etmek isterim. Hele hele Kuzey koreli defansçıların( Kim Song I, Jan Song Man) bu lastiklerin hiç birini değil, 1.5 mm. süngerli Feint-Soft' ları kullandıklarını gördükten sonra. Onların bu malzemeyi kullanmaları konusu ise başka bir bahs.
  14. ''Moderen'' defansçının hem forhend hemi de bekentten çivisi, sipinksi ve kontra spinksi atak oyuncusu kadar iyi ,hatta ondan daha iyi olursa, atak oyuncusu karşısında muzaffer olabilir. Yoksa en üst levıl, ilk 15 de diyelim, muzaffer olması mümkün değil. İyi derken kastım, topun içeri gitmesi bakımından ve sürat ile sipini bakımından. İlaveten, modern defansçı, atak oyuncusu gibin 3. dopu gollayacak. Servis ve top yüksek geldimiydi CART! diye geçirecek topu. Bütün bunlara ilaveten, moderen öyle bir oynayacak ki, iralli spinks-kes sipinks-kes halini aldığında geçmesi gerçekten çok çok zor olacak. Ayrıca hem lastiği hemi de pütürüynen, rakibe belli etmeyerek çok iyi boş dolu yapacak. Çok iyi servisleri olacak. Böyle ancak hayatınızın 3üncü 7 si yani 14 - 21 yaş aralığında oynayabilirsiniz. 4üncü 7 nin ortalarında düşme başlar. Neyin düşmesi? Enerjinin, enerjinin tazelenmesi süreçlerinin yavaşlaması. Enerji harcadığında yerine yenisinin gelmesi en çok 3üncü 7 , yani 14 - 21 arasında, bunun da başlarındadır, 21e doğru yavaşça düşer. 4üncü 7 yani 21 -28 de ustalık ve artan deneyim, enerji ve efordan sonra tazelenme hızındaki yavaş yavaş düşüşü zaman zaman telafi edebilir. Enerjinin tazelenmesi çabuk olursa, oyuncunun yeteneği ve iyi yetiştirilmiş olması koşuluyla, maç süreci boyunca yukarda tarif ettiğim şekilde oynaması ve muzaffer olması mümkündür. En üst düzeyde, ilk 50 diyelim, enerjetik ve sinirsel vaziyetteki mikro değişikliklerin bile tayin ediciliği çok yüksektir. Aramızda bu levılda oyuncu olmadığıynan bu konuda konuşmak fazla olursa cildi bozar. Masa tenisi dışı başka bir alanda en üst levılda ise ve farkındalığı da yüksekse, anlayışı da entellektüel değil, deneyimden gelen anlayışsa, isterim böyle insanı da dinlemek ha! İlk 50de de 2-3 defansçı var, lakin o levılda defansçı sayısı da pek az. Joo Se Hyuk gençken ilk 10 - 15 arasında yer alıyordu. Şimdi füze hızıyla düştü emme, doğal bu. Hyuk'un kendi kuşağından yenmediği oyuncu da kalmadı hani. Sıralamaları ilgi çekici buluyorum emme buna pek de takmamak iyi . Çeşitli konularda, özellikle canlı süreçler ise bunlar, sayısal değerlere bakıp meseleyi anladığımızı zannediyor, yanılıyoruz.
  15. ''.....finali '' diye konu başlığını görünce, finali izlemek için konuya tıklıyorum. Açar açmaz, videodan önce ilk cümlede maç neticesinin yazılmış, müteakiben de yorum yapılmış olduğunu görüyorum. Aslen izleyerek deneyimlenip, sayı sayı tamamlanan bir süreç, videodan önce, açar açmaz okunan, zihinsel bir malumata indirgenmiş. Malumat hemen veriliyor ve yorumlanıyor. Demem o ki, böyle yapılacak ise başlığa ''....finali '' yerine ''........finali üzerine bir yorum '' ( veya yorumlar ) ''.......finalini yorumluyorum '' ''.........finalinin galibi üzerine bir yorum '' ( veya yorumlar ) ''...........finalini bir de benden dinleyin '' , ''........finalini yorumladım, buyrun okuyun '' , ''.......finalinin galibi ........'nın bilmem neyi '' ''.......finalinin galibi .............. 'nın .........sı üzerine yorumlar'' ''.......finalinin neticesi ve üzerine yorumlar'' ''........final neticesinin yankıları '' gibi bir cümle yazılır ise yerinde olur. O vakit, bunu görür de, ''dur şimdi gazananı bilmeyim de, vidyoyu Yuçüyb'den izleyerek bileyim nassı oynamışlar da, gazanç nassı oluşmuş '' deyip, tıklamam bu paylaşımı. Daha sonra bakarım ona da belki. Yoksa başlığına ''.......finali'' yazılarak konu açılıp vidyo paylaşılıyorsa, bırakılır da, o konuyu açan izler finalini.
  16. Bu günün nesi peki?....... Hayır, o, bu günün yıldızıdır. Tam da bu günün yıldızı. ''Gelecek'', şu bulunduğumuz andan doğar.
  17. Sayın bellek, yukardaki gibi bir cümlede ''oyunumu'' derken, ''mu'' , ''oyunu mu'' şeklinde ayrı yazılıyor. '''Oyunumu kaybettim'' veya ''oyunumu iyi oynadım'' derken ise ''oyunumu'' diye yazılıyor. ''Sorsak'' tan sonra virgül konuyor. İlaveten, hem ''yine'' hem de ''tekrar'' fazla , bunlardan biri yeterli . Sayın bellek, cümlenizi okumamı müteakiben, dimağımda oluşan hareketli manzaranın bir tasvirini yapmak istiyorum. Bu manzarada, ilkokul seviyesinde kızlı erkekli çocuklar var, bir kaç antrenör, masa tenisi masaları, bazılarında oynayanlar, arka planda, bir kaç veli... Yavrulardan bazıları ,masa tenisine o gün başlayacak ... Ve antrenör o çocuklara soruyor: defansif bir oyunu mu tercih edersiniz?.......heyhat, böyle olmamaktadır. Sorulmamaktadır çocuklara. Bazı antrenörler, deneyimlerinin ve takdir kapasitelerinin nispetinde, çocuğun oyun tarzına , istidatına, topa girişiş biçimine, hareket tarzına göre bazılarını kesmeci olmaya yönlendirmektedir. Bazen bu yönelim, yavrunun kendisinden de gelmektedir. İşin aslı her şey birlikte olmaktadır. Çocuk, bazen kendi aralarında yaptıkları maçlarda, bir atak oyuncusu olmak üzere öğrenime başlamış olmasına rağmen, kesmeler yaparak büyük başarı gösterir, bir defansçı olarak oynar ve arkadaşlarının çoğunu yener. Atak oynasa idi yenemeyeceği arkadaşlarını defans yaparak bariz rahat bir şekilde yenmekte, böyle, defans yaparak daha rahat oynamakta, daha çok muzaffer olmaktadır. O vakit antrenörün de tecrübesi nispetinde, yavrunun bu yönde ilerlemesi için doğru olduğuna inandığı şekilde hareket edeceği düşünülür. Bazı ekollerde mesela kızları defansçı yaparlar. Hepsini, veya yarı yarıya. Direk şutop ve kesme ile başlatırlar. Masa tenisinin tahta raketlerle oynandığı 40'lı, 50'li yıllardaki vidyolara bakınız. Herkes defansçıdır. Kesiğe kesik. Nadiren dırayv tarzı vuruşlar veya çivi. Bu bakımdan, kesmecilik konusunda bir hayli birikim vardır. O kuşaklardan antrenör olanlar sonrakileri yetiştirdiler, onlar da sonrakileri. Elbette ekipman teknolojisindeki değişimleri de bu süreçlerden ayrı tutacak değiliz. Başlarken oyunculara nasıl oynamayı tercih edersin diye sorulduğu yok. Zaten böyle bir soruyu yanıtlayabilmek için önce biraz öğrenmiş olmak gerekir, hemen olmaz. Yani yarışmaya yönelik, sistemli, antienörle çalışılan çevreleri kastediyorum. Sonra sipinks ve dırayv gelişti, gelişen teknoloji ve yeni lastikler. Şimdi en son tensorlar, Tenergy ve Dignics...Hücum, daha çok hücum, her topa hücum, artık masa üstü, her topa hücum, geçir, her topa geçir, hücum, geçir, geçir geçir, bitir, geçir, servis at, geçir, kazan. Bu gün masa tenisine başlayan bir çocuk böyle bir ortama giriyor...Aç topu! Banana filik! Gelir gelmez, bekent sipinks çek, üstten! Üstten! Geçir, cart, cart! Gelir gelmez, gelir gelmez! ..Servis at geçir, cart! Bu yani , günümüzdeki yarışmaya yönelik masa tenisi. Şiddet dolu. Sen daha çok şiddet göster, o daha sana şiddet gösteremeden sen ona şiddet göster, bu en iyi savunmadır, saldırı en iyi savunmadır. Üstten!..Üstten!..Daha güçlü! Daha hızlı!!.Üstten! Gelir gelmez, gelir gelmez! İleri doğru, ileri doğru!.. Chtchetinine nasıl kırk yılda bir sipinks yapıyorsa Ma Long da öyle kırk yılda bir çop-bulok, yahut ıraktan kesme yapıyor, diğer süper atak oyuncularında da rastlıyoruz ıraktan kesmelere. Atak yapamadıklarında, zor pozisyonda veya aniden rakibi şaşırtmak için veya bilmediğim nedenlerden dolayı yapıyorlar. Atak ve defans, sipinks ve kesme, birbirinin tersi yönde. Atak ve defans oranlarının, oyunculara, ustalığa, oyun sırasındaki o ana göre değiştiğini görüyoruz. Defans dişil, hücum eril. Lakin mesela, topu sert kestiğinde bu kesme hareketinin kalitesi gayet eril olduğu gibi, o servis ve sipinkslerdeki fırçalama hareketlerindeki topa temasın letafeti de dişil. Yine defansif bir oyunu mu tercih ederlerdi? Bilemeyiz. Senaristlere güzel ekmek çıkar buradan. Geleceğe Dönüş, Terminatör, vb... Geçmiş geçmiştir, yapılacak hiç bir şey yok onun için. Bunu %100 idrak etmek ne büyük bahtiyarlıktır. ''Defansif bir oyunu mu tercih ederlerdi?.''. Bana ne! Neyi tercih ederse etsin. Farketmeden bundan sonuç çıkaran kafaya göre hareket edersem, sizi kelimenin tam manasıyla temin ederim, kendimle hiç bir bağlantım olmaksızın oradan oraya savrulur, çooooook çok şey kaçırırım. Hayat tam şu anda, hepsi bu. En önce kendimle, o da en önce kendi vücudumla bağlantı kurarak başlarım. Varoluş ve hakikatle en yakın bağlantım güzel vücudumdur. Vücudum, olduğum yerdedir. Biriciktir. Eşsiz. Vücudum şimdiki zamandadır. Buracıkta. Dinleyiniz vücudunuzu. Öğrenilir bu, yavaş yavaş. Düşünmeyiniz onun hakkında, bu harika vücudu dinleyin sadece. Vücut fısıltıyla konuşur, dinleyiniz onu, insan şeklinde kainat. Deneyimleyiniz onu. Neye ihtiyacı var güzel vücudunuzun, şampiyon olmaya, dünyada ilk 50 ye mi girmeye?...
  18. 44- Wang Yang, 47- Gionis, 61 - Filus
  19. Doğrusu, bu yorumu pek de uçar-kaçar bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bir lahza bakışımızı, şu anda dahi muhtemelen antreman yapan Kuzey ve Güney Koreli çoğu kadın defansçıya, eski Sovyetler coğrafyasına yayılmış salonlarda, daracık şortları içinde terleyen totoları ve çoğu bekentlerinde kah 1.1 kah 1.3 Feint Long 2'leriyle antrenörleri nezaretinde, eşşek gibi antireman yapan Rus defansçı kadınlara çevirelim mi ne dersiniz. Hele de buna bir de dünyanın kalanındaki defansçıları ilave etsek . İlk 50 de yokmuş defansçı...İlk 50 de olmayan oyuncuların çoğu atakçı ya buna ne diyeceksiniz?...Hoş, olanların da çoğu atakçı, ona da ben bişey diyemem ama, doğrusu, olaylara bakışımı yalnızca rekabet ve sıralama perspektifiyle daraltmaya niyetim olmadığını da burada ifade etmek istiyorum. Joo Se Hyuk bir ara 12. idi. Evgueni Chtchetinine yaşlılığında bile uzun süre ilk yüzde kaldı. Hadi ilk 200 de olsun, hadi rekabetçi perspektiften bakalım, başarı ise yine de bu çok çok büyük bir başarı. Şu an dünyada ki oyuncuların sayısını bilen var mı. Yalnızca Çin'de 3 milyon lisanslı masatenisçi olduğunu duymuştum. İlk 50 ye girememişmiş, ilk 100 e girememişmiş, bu defansçıların çok çalışması lazım... ''Defansçılar daha çoookk çalışmalı''.....Oooooohh, rahat rahat, ne güzel...Atakçılar çok çalışmalı..Ooooh, oturduğum yerden, ne güzel, ver gitsin... Ma Te'nin Xu Xin'i yendiği maçta da mı ''defansçılar çok çalışmalı''. Çin süperliginde Ma Te ilk 50 deki oyuncuları çatır çatır yendiğinde de mi ''defansçılar çok çalışmalı''. Hoş, son turnuvalarında Ma Te dökülüyor ama olsun, biliyoruz oyunculuğunu. YouTube'de de defansçı maçlarının altında sık rastlayacağımız bir yorum kalıbıdır. Defans oyun tarzının işe yaramaz olduğundan, kazanmaya yetmeyeceğinden dem vurmalar. Kalıptır bu. Bir defans oyuncusu yeniliyorsa bu kalıbın devreye girdiğini görürüz zaman zaman. Bu kalıp kullanılarak ''eleştirilir'' kesmecilik. Neden bu kalıp kullanılır, bu başka bir bahs. Genellemelerle düşünüp detaylarda yaşadığımızı bir kez daha hatırlamanın zamanı olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. ''Klasik defansçıları ancak Türkiye'deki veteran turnuvalarında görebileceğiz desenize..!! ''....Beğenemiyor muyuz, vah vah....Yurtdışındaki turnuvalarda da rastlıyoruz klasik defansçılara. Çivi çakar veya sipinks atarken modern, keserken klasik. Topun değiştirilmesi neticesinde yeni topların ağırlaşıp az falso almasının, kesmecileri etkilediği yönünde yorumlar duyuyoruz. Buna tabii ki uzun pütürlü lastikler konusundaki daha evvel yapılan sınırlandırmaları da eklemeden geçmeyelim. Bununla beraber, 40'lı yaşlarınının sonlarındaki E. Chtchetinine hala büyük kafalı karbonlu özel yapım defans tahtası üzerinde, forhend 1.0 mm. TSP Triple Spin-Chop, bekhende de 1.0-1.3 mm. TSP Curl P1R 'siyle ilk 100-150 nin altındaki oyuncuları sıraya dizmeye devam ediyor.
  20. Tahtalarda gullanılan ağaç nevii ve sıralaması aynı görükse dahi, ağaçlar farklı galınlıklarda gullanıldığında belirgin değişiklikler zuhur ediyor. Yokarıdaki tablo muhtevasında gatman galınlıkları bulunmadığından, işbu tabulaya bakarak kestirimde bulunmak yerinde görünmüyor. Oynadığımnan söylüyomg, misal, Koji Matsuşita tahtası ile Sitiga Ofensiv Gılasik iki ayrı alem. Bununla beraber, tablonun tetkiki bende ''haa..hımmmm.....hımmm..haaaa....bakıyım, hımm, hhaaa...haa...hımmmm'' şeklinde betimleyebileceğim bir sürece yol açtı...bunda da bir lezzet bulduğumu ifade etmek istiyorum.
  21. Sayın Moktav ve Vedaty, kanaatimce ''ziyadesiyle doyurucu'' tabirini mükemmelen hak eden malumatlarınızı okumamı müteakiben bende, öğlen sıcağının sabah serinliğini ortadan kaldırışının ilk duyumsanışı misali bir belirişle, bir şükran hissinin husule geldiğini ifade etmek istiyorum. Teşekkür ederim.
  22. Sayın Moktav, üleşişiniz için teşekkür ederim. İlaveten, bu üleştiğiniz konunun, bende başlıbaşına tamamıyle başka bir başlık altında değerlendirilmesi lazım gelen bir bahs intibaını uyandırdığını farkettim. Sizden ricam, yukarıdaki cümlenizi tafsilatlı bir şekilde açmanız... Revolution No:3 Cleaner namlı mayii bizzat denemiş olmak tecrübesinden noksanım. Muhtemeldir ki, bu vaziyyette olan başkaları da var. Vereceğiniz malumatın, her ne kadar bu mayii bizzat kullanmanın yerini katiyyetle tutmayacak olsa da, yine de kendine göre bir kıymetinin olacağı kanaatindeyim. Dikkatimi zihnime tevcih ettiğimde karşılaştıklarımın, sadeleştirilmiş bir versiyonunu aşağıda takdim ediyorum: Mayii satha tatbik etmemizin akabinde yüzey top tutuculuğunda muhakkak bir artış var gibi görüküyor...ancak ne kadar?.....Sipinks artıyor mu kayda değer yani, belirtiniz... Çin lastihlerine tatbik ettingiz mi mayii, ettingiz ise nasıl neticelendi belirtmez miydiniz.... Zira mayi lastik yüzeyinde ince bir tabakayı eritiyor, yakıyor veya ortadan kaldırıyor, velhasıl-ı kelam dönüştürüyor ve dahi alttan taze lastih çıkıyor....Hee mi, beyle mi? Lastikten lastiğe değişiklik göstermekle beraber, gerek üst gerekse alttaki süngerde olan değişiklikler, zamanla lastikte hız gaybı diye tarif ettiğimiz bir duruma yol açıyor. Sanıyorum Revolution No:3 Cleaner' in hızlandırıcı bir tesir i yoh... beyle ise lütfen teyid ediniz. Zira belki de mayinin lastiğin yüzeyini temizlemekle galmayıp, sathın derinliklerine nüfuz ederek, üst lastiği gerginleştirmek gibi bir etkisi de söz konusu...beyle olduğunu sanmamakla birlikte, bu bahste de sizden bir teyid taleb etmekte bir beis görmüyorum doğrusu. Bir ay sonra ne oluyor, sürsek yeniden... yeniden sürsek...bi bir ay daha istifade edebilir miyiz lastiğimizden belirtseniz...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..