beşyüziki

''Aynı fikirdeyim. Renk farklı olmalı ama. Fark bilinmeli ki ona göre farklı vuruş tekniği geliştirilsin. '' Bende, yukarıdaki ilk cümlenizin başına '' kısmen'' ibaresinin gelmesinin kuvvetle yerinde olacağı kanaati hasıl ol...ne kanaati, %100 eminim bu husustan (&100e de lüzum yok burada, sanki %99 emin olunurmuş gibi). Total olmak, kulli olmak bahsi bununla alakalıdır. İfadenizde bütün iseniz hem aynı fikirdeyim, akabinde de ''ama'' diyemezsiniz. Dense dahi, sizi temin ederim bu, biri siyah biri beyaz, iki sıçanın kemirmekte olduğu bir köke tutunmuş vaziyette, bir dipsiz ve karanlık yozluk-çürüme uçurumuna sarkmış olmaktan daha öte bir mana taşımayacaktır. Burada naçizane bir tavsiye devreye giriyor, o da şudur: söylediklerimi mübağalalı bulanların mes'eleye daha dikkatli nazar eylemeleri. Lastikler farklı renklerde de olmamalı. Bununla birlikte farklı renkte lastiklerle oynamak isteyene de katiyyetle mani olunmamalı. Ancak bu renklerin tonu, topun rengiyle mükemmelen zıtlık oluşturacak şekilde olacah. Ayni renkte lastikli bir raketin bir yüzünde bütür var ise oynarıken çıkan sese dikkat buyurunuz, oradan hangi yüzle frulduğunu tesbit etmek kabildir veya edemezsiniz ve olacak olan olur. Zaten her zaman böyledir, hep olacak olan olur, başka türlüsünü gören olmadığı kat'idir. Burada naçizane bir tavsiye devreye giriyor, o da şudur: söylediklerimi mübağalalı bulanların mes'eleye daha dikkatli nazar eylemeleri. Şu andaki teknolojinin elverdiği her türlü malzeme, her türlü formda,max+ lastikler de dahil, serbest olmalıdır. Tıpkı şu an yeryüzündeki silahların durumu gibi. Kişileri gullandığı ekipmanın nevii yüzünden kınamakta zerre kadar faide yoktur.. Savaş beyledir. Savaşırsan beyledir. Burada naçizane bir tavsiye daha vücut buluyor, o da şudur: söylediklerimi mübağalalı bulanların mes'eleye daha dikkatli nazar eylemeleri. Toplarda falsosunu görünür kılmak için benekler filan bulunmayacak ( böyle toplar idmanlarda pek ala kullanılabilir ve kanaatimce kullanılmalıdır da, ziyadesiyle faydalı buluyorum) ve dahi şirketlere, markalarını topun yüzeyine beyaz mürekkeple basma mecburiyeti getirmenin de nazar-ı dikkate alınmasını vurgulamak isterim. Solusyon tipi hızlandırıcıların kullanılmasını, solunması doğamızla uyumlu olmadığından, düzenli kullanıldığından, bu da alışkanlık demek ve dahi alışkanlığın kötü olması açısından, yerine, istenirse su bazlı ya da benzeri kullanılabilir pekala , burada ne demek istediğimin anlaşıldığı kanaati bende hasıl oldu...

Waldner gençken servis saklamama kuralı kararlaştırılmamıştı. Ha, sonradan ittf tarafından servisi rakipten gizlememe kaidesi getirildi; uygulanıyor mu, bu alanda yaşanan deneyimler gibi konular ''Hakem Hatıraları'' başlığı altında pıtırak vermeye başlayınca, bende bunu başlıbaşına yeni bir başlık altında değerlendirme zaruriyetinin vücut bulduğu kanaati hasıl oldu...ve dahi naçizane şu satırları karalama lüzumunu hissettim. Anacağım hususlara, gerek daha önce başkalarının kaleme aldığı satırlarda rastladım, gerekse bu hususları, hayatımda bizzat tecrübe ettim, ediyorum. Takdir edersiniz ki ( hoş, takdir etmeseniz dahi bu böyledir ki o ) savaşta tek amaç muzaffer olmaktır. Harpte amaç gazanmahtır. ''Savaş Yolu'' kavramından bahs edildiğini işitmişsinizdir. Savaşta tek gaye gazanmahtır . Lütfen dediğimi, sadece muharebe etmek, silahlarla öldürmek, yahut ''düşmanı'' tesirsiz gılmak manasında, askeri bir manada almayınız. Ancak, askeri manasını da gatarak, ''savaş'' kavramını bir galite, bir nitelik olarak alınız. Çevremizde ve iç alemimizde olanların bir kalitesi biçiminde alınız. Misal, derya gıyısında, kumlara uzanmış, güneşleniyorum...buradaki kalite ''savaş değil, ''seviş''tir ( Hippilerin ''savaşma seviş'' suloganını burada hatırlatmak isterim, savaşma ve sevişme hayatın yaşanışının, enerjilerin deveranlarının nitelikleridir , bazen biri, bazen de yekdiğeri sarar içimizi, dışımızı.)...Ama mesela poker oynuyor isem buradaki kalite ''savaş'' dır, diğerlerinin paralarını yutmak istiyorum, kazanmak istiyorum. Kaatlar daatıldı, açıyorum, kare as gelmiş. Yüzümü kıpırtısız tutarak sevincimi bastırıyor, saklıyorum, gizliyorum. Kuvvetle muhtemeldir ki, diğeri anlamaz ise onu yutarım . Satırlarımın buralarında, içinizden bazılarınızda konuyu nereye getirmek istediğime dair tasavvurlar oluşmuş olsa da, hayır, oraya getirmeyeceğim. İdman yaparken, ekseriyetle, sayı almak için topu öldürmeye yönelik oynamak yerine, topu oyunda tutarak daha fazla tekrar için süreçler oluştururuz. Lakin maçta, takdir edersiniz ki ( etmeseniz dahi bu böyledir zaten ) tek amaç muzaffer olmaktır. Sair şeyler ( ''iyi oynamak'', ''oyununu oynamak'' veee ''mükemmel oynamak'') bu asıl gayenin altında kalır. Tekrar ediyorum, savaşta, pokerde, iş dünyasında, masa tenisi maçında, tek amaç, en önde gelen amaç kazanmaktır. Bu açıdan, ittf'nin koyduğu kah servis saklanmaması, kah lastiklerin farklı renkte olması mecburiyeti, kah uzun pütürlerin yükseklik-genişlik oranının sınırlandırılması ve sürtünmesiz pütürlerin yasaklanması kaidelerini bu anlayıştan yoksun buluyorum. Zira savaşta her türlü ''sahtekarlık'', ''hile'', ''onursuzluk'' ve ''kalleşliğ''e yer vardır. Dikkat ediniz, ''böyle savaşalım, bu iyidir, kazanmak- hele de kolayca kazanmak istiyorsak ki gafa, zihin hemen en golay olanı seçer, böyle çalışır- şerefsizliğin en karanlık ücralarına gitmeliyiz ''değil kastettiğim şey. Bu , başka bir bahs. Lakin savaşta her türlü ''sahtekarlık'', ''hile'', ''onursuzluk'', ''pusu'' ve ''kalleşliğ''e yer olduğunu, bunların da sıtratejiler olduğunu açıkça görmenin ehemmiyetini ne denli çok vurgulasam kifayetsiz. Bunun böyle olduğuna içinizde tamamıyla yer veriniz. Ittf'nin karar almalarında takdir edersiniz ki başka yönler vardır. Bu da başka bir bahs ve sair forumlarda da dillendiriliyor. İmkanım olsa idi malzeme, renk ve servis saklama konusundaki bütün kısıtlamaları kaldırır, öyle yol verirdim müsabakalara. Bu , külliyen bir tutum. Toptan, total, tamamıyla. Servis atarken saklanabilir, ancak top elden dikey , dikeye yakın, en az 15 cm. çıksın ve elle hiç bir falso verilmeden.

Aynı yöntemi kullanıyorum, memnunum. Kuruduktan sonra raket kılıfına koyuyorum. Suyla silmeyi her oynamadan sonra yapmayı ehemmiyetli bulmuyorum doğrusu. Lastiğin yüzeyine bakıyorum, üzerindeki toz ve yağ fazla gelmiş gibi hissedersem siliyorum. Bir de, yazar iken ''veriyormuyum'' yerine ''veriyor muyum'', ''kısaltıyormuyum'' yerine ''kısaltıyor muyum'' diye yazmak lastiğin ömrünü uzatıyor. ..hah hah hah hah...latife...latife..şaka...

Vidyoyu seyrederken bana olan haller neticesinde şu satırları kaleme alma ihtiyacını hissettim, akabinde de davrandım, kompüterimin ekranında zuhur eden harf ve boşlukların dizilişi aşağıdaki gibidir: İlimdeki bulgulara göre, insan gelişimi 7 yıllık evrelere ayrılır. 1. 0-7 ailede büyüme, 2. 7-14 yavaşça uzaklaşma, aile ortamı dışındaki tecrübeler açılma, 3. 14-21 seks, çocuk vücuda getirme, yeni gelen yavrunun tamamıyla muhtaç ilk yılları, 4. 21-28 anne-baba yavru 7 yaşlarına gelene kadar(bu yavrunun asgari düzeyde hayatta kalabileceği yaş) yaşıyor, sona da ölüyorlar, dişler çürüyor, enfeksiyon vd. nedenlerle. Eski zamanlardan bahs ettiğimi takdir ettiğinizi farz ederek devam edeyim. Bu 4. dilimin ortalarında hayat enerjisinin tazelenme süresi düşüşe geçmeye başlıyor. Yukarıdaki oyuncular, 7 yaş civarında, en kaabiliyetliler arasından seçilip, askeri disiplin ve bilimsel yöntemlerle yetiştirilmiş oyuncuların içinden seçilmiş en krem dö la krem'lerdir emmee-afedersiniz ama 4. yedide iseniz (Ding Ning) aynı seviyeden bir 3. yediyle yaptığınız maçta bu tazelenmenin azalması neticeyi belirliyor. Ralli sırasındaki mikro bir yavaşlama ve güle güle. Uzun ralliler sonrası yeni ralliler için tazelenip hazır hale gelme 3.yedidekilerde çok daha çabuk oluyor demekte niye bir beis göreyim ki. Ha beis görme şundan olabilir: konuşmam sürerken karşı tarafın aktarmak istediğim mesajı aldığını hissettiğim halde hala lakırdılara enerji vermeye devam ediyorsam. 3. 7 deki enerji düzeyi ve lezzet bulmayı hayatta başka bir dönemde yakalamak imkansız.Tabiat ve biyoloji beyle-pardon, böyle. Bu dönemin keyfi ne kadar çıkartılsa azdır

Şu okuduklarım bende, Piranha ile oynadığınız ve bu tecrübenin zihninizdeki aksisedaları olarak da telakki edebileceğimiz bir takım düşüncelerin, berraklığı müphem muhakemesi neticesinde bu satırları karaladığınız intibaını uyandırdı. Kendimizin ve başkalarının sübjektif izlenimlerini umumi hakikatler gibi değerlendirip değerlendirmediğimize dikkat etmenin faidelerini ne denli vurgulasam azmış gibi hissettiğimi ifade etmekte herhangi bir beis görmem şöyle dursun, bir yanda harfler ekranda ardarda zuhur ederken bir yandan da parmaklarımın kompütürün tuşlarında ziyadesiyle lezzet bularak dolaştığını eklemek isterim. Anlayışım, ''oynaması kolay lastiklerin içinde en bozucusu diyebilirsiniz de, yine de ben kendi tecrübemi yaşamak mecburiyetindeyim'' anlayışıdır.

Ayni şey olmadığı maymun gözü gibi ortada. O başlıktaki vurgu Ito Mima'nın oyunu, bazı maç sonuçları ile ilgili malumat da ihtiva ediyor lakin konu o değil, konu İto'nun enerjisi, oyununun parlaklığı. Yarışma neticesi değil burada asal olan.

Forum sayfasında konu başlığı Sividiş Oğpın 2018 final'i görünce, neticesini de bilmediğim ve ziyadesiyle de merak ettiğim bu maçı izlemek üzere helecanla imlecimi üstüne getirip tıkladım. Lakin paylaşımın bende bıraktığı intiba, adeta gazı tamamı ile alınmış bir kola. Vidyoyu izleyip kendimiz görsek olmuyor yani muzaffer olanı. Siz söyleyeceksiniz, sizden duyacağız yani daha izlemeden...

İzin verirseniz önce harikulade Mima Ito'nun üç Çinli yaman oyuncuyu yendiği maçların keyfini biraz daha çıkaralım. Şahsen ''yakacak'' la bulunduğumuz an yerine hiç bir zaman gelmemiş ve gelmeyecek olan bir gelecek rüyasında kaybolup gitmeyi tercih ettiğim kanaatinde olmadığımı belirtme niyetimi gizlemekte bir faide görmediğimi ifade etmek istiyorum. Bu genç tatar pakize, bu torpil ergenin bu en iyi, bu görülmedik derecede saldırgan oyunu, disiplin filtresinden geçmiş enerjisi , DİZGİNLERİNDEN BOŞANDIĞINDA zuhur ediyor. Hiç de uslu, münasip, cici gıza- afedersiniz- kıza yakışan bir hal değil( iyi ki de öyle), köprüleri yakmış bir nitelik görüyoruz 2018 Sividiş Oğpın'ın Ito Mima'sının oyununda. Bu kadar saldırgan oynaması iyi geliyor ona, buna ihtiyacı var. Mima'nın eğer bir şeyler yapmazsam, daima muvaffak olmazsam sevilmem ve istenmem gibi bir inancı var ve dahi bu inancın daha da derininde, bu fiziksel olarak da muazzam derecede güçlü ve dayanıklı olan genç kadın, merkezinin hemen çeperinde patlayıcı, yoğun ve güzel bir öfke taşıyor.

Son İsveç Açık'ta Mima İto finale doğru önce Liu Şiven'i, akabinde Ding Ning'i ayıkladı...Masaya yakın, açma, şutop, çivi....çatır çatır, çatır çatır...çatır çatır...çatır çatır....

'' uzun pütüre karşı oynayarak''....en iyisini yapıyorsunuz. Topu oyunda tutarak ve alıştığınızdan da yavaş oynayarak çalışınız. Mesela yumuşak, pek yumuşak, az falsolu sipin çekiniz, arkadaşınız da önce bulok, sonra yavaş yavaş kesme bulok yaparak...Topu oyunda tutarak devam ediniz. Bulok ve masaya yakın kesmelerden arkadaşınız yavaşça açılarak ıraktan kesmeye geçsin, yavaş yavaş uzaktan, sizden gelen topları düşürerek kesmeye geçsin...Ucu ayaklı bacaklarınızla sağa sola kayarak kendinizi hep rahatça sipin yapacak pozisyona getirerek çalışınız, yumuşak, yavaş sipinler...ikiniz de topu ısrarla oyunda tutarak kas, göz ve sinirlerinize koordinasyon kazanmak hususunda tecrübe kazanmaları için zaman tanıyınız. Bu çok zevklidir, keyfini çıkarınız. İki spinden sonra dönmeler ve fileye takmaya başlamalar artar...size zor gelen mesela fazla kesik yahut pozisyonunuz kötüdür o anda, o vakit sipin yerine gelen topun altına girin, yani hani kesme veya kısa bırakmalarda olduğu gibi ittirin, raketinizi gerektiği kadar açarak, tüy gibi dokunarak- hepisini keşfedeceksiniz oynarıken, şayet gözünüzü açarsanız- topu içeriye atın, sonraki topa yine sipin yapabilirsiniz....lakin en son içeriye ittirdiğiniz toptan sonra pütürden size gelen top ''boş'' olacaktır, eskisi gibi sipin çekerseniz bu fazla gelir ve topu ''dağlara taşlara'' atarsınız...sipin çekerken ve diğer vuruşlarda da vites değiştirerek oynamak gerekir. Oynaya oynaya maharet kazanabilirsiniz bunda...Dikkat edildiği takdirde bu süreçler pek zevklidir, keyfini çıkarınız. Öğreniyorsunuz, süratli oynamayınız ve dahi sürate aldırmayınız, sürat kendi kendine gelir.

Fan Zendong kilo vermiş...arada antrenör Wang Hao' yu da görmek kabil...o da zayıflamış. Belli ki orada , takımlarında bunun için bir çalışma var. Şuurla beslenmek ne güzel, insanı kah 5, kah 10, 15 hatta 20 kiloluk sırt çantalarıyla dolaşmaktan kurtarıp, kalbe ve eklemlere rahatlık, bünyeye ve dimağa hafiflik ve daha pek çok faideler getiriyor.

''Detay vermemişsiniz'' deyip bırakmışsınız. Öyle yok, kafanızdan çıkınız ve tüm varlığınızda mevcut olup, sorumluluk alınız. Detay istiyorsanız bunu belirtiniz. Lakin, bende, Karatay'ın vurguladığı yiyecekleri kesme konusunda herhangi bir gayret, bırakın gayreti, niyet taşıdığınız konusunda herhangi bir izlenim uyanmadı. Ayrıca, ikinci cümleniz, bende, sınırlar konusunda berraklığa ihtiyacınız olduğu izlenimini uyandırdı.

- Gılibi...afedersiniz kılibi beğenmek şöyle dursun, ziyadesiyle lezzet bulduğumu ifade etmekte hiç bir beis görmüyorum. Ve dahi şarkının biraz daha sürmesini isterdim doğrusu. - Canan Karatay doğru söylüyor, söyledikleri yerinde. Söyledikleri biliniyor ve dile getiriliyor. Bir misal : önünde iki şişe su var, biri iyi su, öbürü de zehirli. Ve sen de hangisi zehirli biliyorsun. Şimdi, esenlik istiyorsan iyi sudan, acı, bedbahtlık ve hastalık istiyorsan zehirliden içersin. Vücudung-pardon- vücudun ve hayatın için iyi olanı yapıp yapmamaktan yalnızca sen mes'ulsün. Bu mesuliyet yalnızca senindir, kimsenin değil ha. Bu örnekteki zehirin çok seyrek olduğunu varsayalım şimdi. Hangi şişe hangisi yine biliyoruz. Sudaki zehir öyle az ki, bir kaç yıl içmeye devam edeyim, ancak o zaman belirgin etkisi görülsün. Şimdiii, esenlik istiyorsan iyi sudan, acı, bedbahtlık ve hastalık istiyorsan zehirliden içersin. Gelişimimiz boyunca, doğum öncesingden bu güne, pek çok -hemen her- alanda şartlanıyoruz ve beslenmenin de çok, ziyadesiyle çok güçlü bir şartlanma olduğunu ne kadar takdir etsem azdır. Lakin bu yukarda anılan yiyeceklerin vücudun için zararlı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Çevremde gördüklerimin de tesiri ve dahi hissettiğim merak ve keşif duygusuyla hareket edip, bir işe giriştim. Yukarıda anılan türde yiyecekleri, buyday, gulüten içeren yiyecekleri yemeyi kestim..Ve dahi içinde buyday-pardon buğday ve gulüten olan yiyecekleri de takibe aldım günlük hayatımda. Yemiyyomg- afedersingiz- pardon, yemiyorum, tüketmiyorum bunları. '' Ne yerseniz o olursunuz'' adlı deyişi dahi burada anmadan geçmek, bir nevi ''keşke'' tohumu ekmek gibi olacağından, bunu da tercih etmediğimden, onu da anmış olayım ha. Peki ne elde ettim, bu ürünleri kesince, 1- tüm eklem ağrılarım nihayet buldu. 2- bedenimi, özellikle göğüs ve bağırsaklarımın olduğu bölümü son derece hafiflemiş, sanki televizyon köpüğü- sıtrafor-dan yapılmış gibi hissediyorum. Hiç mübağalasız, taze ve hafif hissediyomg- afedersiniz, hissediyorum. 3- vücudumla bağlantım güçleniyor, onu dinlemeyi öğreniyorum, güzel yiyecekler sunuyorum vücutcağızıma. 4- gafam, pardon, kafam çok rahat. Ne gadar alışmışım yapış yapış ilişki ve düşünme şekillerine, bunlar daha çok dikkatimi celb ediyorlar şimdi. Fark edebildiklerimi yapıp yapmama şansım oluyor ha. - Bir müddet önce, yazım dilim hususunda şikayetler geldiği ve buna dikkat etmem gonu...konusunda bir mesaj aldım. Bu, bende bu konuyu ele almam konusunda bir kanaat vücuda gelmesine sebebiyet verdi ve dahi güzel yazma kurslarına başladım. Bir süredir güzel yazma tahsilim devam ettiğiynen- afedersiniz ettiğinden, arada sırada forumda yazılanlara iştirak edip, naçizane bir iki sözcük de etme hususunda bir eksiklik de hissetmedim desem, doğruya yakın laf etmemiş olurum hani. Şimdi, yaptığım kurslarr neticesinde, nispeten güzel yazma konusunda gayrı bende bir kanaat hasıl oldu. Ufak tefek kaçaklar, minik gölgeler olmuyor mu peki yazarken...ah, oluyor tabii, olacak şimdilik onlar da o kadar, tuzu biberi...zamanla azalıp nihayet bulur gayrı-pardon. Arada internette sörf ederken, muhtemelen bazılarınızın önceden rastlamış olması muhtemel şu videoyu da, güzel yazım dili kurs döneminde yaşadıklarıma pek iyi tercüman olduğundan, burada neşretmek istedim

Pek nadir rastlanan bir hareket, bir kesme-şut yapmışsıngız ve dahi fayda da sağlamış . Daha ne? Gafa heman aktive olmuş, bunun üstüne vırıl vırıl düşünmeye başlamış a, gayrı düşünsün dursun, işi bu. Doplum piskolojisinde şöyle de bir hususiyet var ki, o toplumda görükmeyen bişey yaptığın vakit senı dışlarlar da ( dışlanmış hissedersing), dayanıp o şeyi yapsan da başarı elde etsen, şampiyon olsan o vakit medalya gupa verirler, vay şampiyon derler, dahası o doplumung içingden o kesme şutu talim edip uygulayanlar zuhur eder pıtrak gibi ha. Daha önceden nirdeydingiz? Bu gardaş tek başınga kesme şutlarıngı atarken nirdeydingiz?

Raketi sanki fayansla gaplı .

Antirenmanın galitesi ... Her neyi tekrar ediyorsan o sistemingde yer yapar. Galiteli tekrarın izi de galiteli olur. Galiteli tekrar derken, eylemin başındang sonuna gadar taradığın alanın ne kadar farkında olursan ve bu süreçte rahatlarsang o gadar ''galiteli'' olur, rafine olur, bir güzellik hoşluk olur... Okumak, analiz etmek, düşünmek, gonuşmak, oyunungu ilerletmez, oyunda oynayarak ustalaşırsıng ha. Serviste ustalaşmak istiyorsan servis atacağn. Sürekli servis atacağn.

Vu Yank'tan sonra yetişen yaman kesmecileri amma bitirmiş ha!..Genco Che Xiaoxi...

Ovçarov'un rakibining de 12 yaşında olduğu yazıyyo yutüb yorumlarıngda ha.

Yazdıhlarım mı fıtıh edici, yohsa sen mi fıtıh oluyong Al Gapon'um de hele. Zira ikisi ayni deel. Herkes faydalanıyyo mu, yoksa seng mi faydalanıyyon, hele de. Zira bu ikisi de aynı deel.

Grubba tahtaynan Mambo lastihleri alırdım ha. Xiom Vega Elite zıplaktır, sen temeli öğreneceen, Mambo bu iş için biçilmiş gaftandır. Xiom da olur emmeee Mambo ilen daha golay ve rahat çalışırsın, daha orta garar malzeme olduğuynan herşeyi çalışma yolunda en iyi o hizmet eder, vuruşlarındaki eğriyi doğruyu en iyi o belli eder. Gullanmadığın zaman da raketingi naylon torbaya goy, aazıngı da bağla, lastiğin ömrüngü gaydadeğer biçimde uzatır bu ha.

Meşhur beyaz eşya markasına adıngı vermiş olan BOSCH' ung bir sözü: ''Ucuz mal alacah gadar zengin deelimg.''

Bilgiyi iki yolla edinebileceemi tecrübe ettim. Bu forumda ohudum, güzel bulduğum bir örnek, aktarıyomg: Misal, rakıyı bilmek istiyomg. İki yol var, 1: İnternette ve dünyanın tüm kütüphanelerinde rakı üzeringe yazılmış her dilde, herşeyi, okumakg ve rakı içmiş olanlardan rakı içme tecrübeleringi dinlemek..rakınıng gafası, bu gafa nası değişiyyo, hangi miktarlarda içtiğinde hangi etkileri yapıyyo, ertesi günü vb.içmiş olanlardang dinniyong, beyle biliyong emmeee buradaki bilgin ''hakkında'' oluyyo. Direk bişey bilmiyong, kendisingi bilmiyong. Bu ''öğrendihleringi'' sağda solda annatabilirsing emmeee bu, varoluşsal olarah bilme deel. 2 : İçmek...ve gözlemeh...yavaş yavaş arttırmah...ve gözlemeh, neler oluyyo......olayı direk tecrübe ediyong, beyle biliyong. Direk biliyong, ''hakkında'' yoh, yorum yoh bunda. Boşuna almış olacahsın, evet, bi bakıma. Bu gombiyle oynamak fikri nereden geliyyo, bi forumdan okumah..bir tavsiye...nereden?... ...belki aynı gombiyle oynayan var ise ondan raketingi isteyip bi süre dikkatle oynamah... Yüzüün barnağınga ya da ayahgabının ayaana uyması gadar mekanik deel ki buradaki uyum. Bu uyum, organih bi süreç, sen oynadıkça, galiteli bi şekilde, veznedarlarıng para sayarlarkenki dikkatlerining galitesiynen, bazen de bu galiteyi gaybedereh oynariken, bir yandan vücudunung gas ve sinirleringde kendi kendinge oluşur uyum. Vücut uydurur şartlara kendingi.. Mesela gulüplerde arkadaşlarının raketleriyle biraz oynayarak da deneyim gazanmak mümkün, nası bi lastih ve tahtaynan rahat ediyong, bir antrenörle gonuşmak... T11+'nıng merkezi balsa, uzaktan ve sipingli oynayang üst düzey oyuncuların balsalı tahtayı tercih etmedihleringi biliyomg ,yakın ve şutlu (çivili) oyun için iyi emmee... Ma Long'un oynadığı tahta iyi deel mi mesela...