Jump to content
Masatenisi.org Forum

beşyüziki

Üyeler
  • İçerik sayısı

    554
  • Kayıt Tarihi

  • Kazandığı gün sayısı

    97

beşyüziki kullanıcısının tüm içeriği

  1. Pırıl pırıl
  2. Doğrusu açık ara kürre-i arzın en iyi atak oyuncularının olduğu Çin Süper Ligi oyuncularını üçsı fır üçsı fır, tertemiz sıraya dizen Ma Te'nin başarısını kutlamak konusunda, ekipmanlarına da bakılacak olursa pek çok defans veya defansa yönelik oynayan oyuncunun olduğu böyle bir ortamda, en küçük bir kıpırtının bile olmaması, bir vakitler kesmeciliğe de bulaşmış, çivi de çakabilen kendime dokunuyor vallahi...Bu dediğimi de, kişisel, forumdan ilgi görme isteği-arzusu- ihtiyacıyla karıştırmadan söylüyorum hani. O ayrı. Gerçi Ma Te'nin de insana rahmet okutan bir yüzü var ama, dünyanın en iyi atak oyuncularını böylesine pırıl pırıl ediş de hani Rio de Janeiro festivalinden daha az bir kutlamayı hak ediyor değil. Odamın içinde tek başıma halay çekerek, boşluklara mendil sallayarak kutluyorum Ma Te'yi...Teey!..Teey! Teey!
  3. Sayın Ege VTTA, kısa pütürlü lastiklerin saldırı, bulok veya savunmaya yönelik, muhtelif sünger kalınlıkları ile muhtelif kullanımlarından söz edebiliriz. Savunmaya , (kesmeye) yönelik kullanım haricinde, umumiyetle masaya pek yakın kullanılırlar, masaya yakın ''etkili''dirler. Uzaktan yapılan saldırı vuruşlarında ise zayıf-yavaş- nispeten etkisiz kaldıkları oyuncularca sıklıkla dillendirilir. Bir şeyin kalabalıklarca, sıklıkla öyle olduğu dillendirilse de, bu, o husustaki hakikatin bu dillendirişlerdeki gibi olduğu manasına gelmez. bazen gelir, bazen de gelmez. Hangisi olduğunu, kendinize dair hakikati kendiniz, deneyimleyerek bulmak zorundasınız. Kendi naçizane tecrübelerime yaslanarak, size bazı marka ve kalınlıklarda pütürler takdim ediyorum. Bu bahiste kesenin ağzını bir hayli açmanın icabından söz etmek ise pek lüzumsuz, pek de ''o iş zaten öyle''. Dünya Masa Tenisi pazarında binlerce kısa pütür var. Ancak şu noktaya da dikkat buyuralım ki, topa vurma anında, her oyuncu bir kısa pütür kullanmaktadır. Kısa pütür kullanılacaksa artısıyla eksisiyle, getirdiği götürdüğüyle, nihayetinde tek bir pütür kullanılacaktır. Kullanılan pütür, bazı şeyleri yapmada oyuncunun ekmeğine daha çok yağ sürecektir, ama bazı bakımlardan da dezavantajlı olduğu düşünülebilecektir. Dikkat buyurunuz; pütür kendi başına ne ''avantajlı'', ne de ''dezavantajlı'' değil; o, yalnızca olduğu gibidir. Eh, gönderinizde madem ne oyununuzdan bahsetmiş, ne vidyo göndermiş, ne de kısa pütürden hangi amaçla istifade etmek istediğinizi ifade etmişsiniz, o vakit kendim dahi size aşağıdaki listeyi sunmakla iktifa edeceğim. Bu arada bir kulübe gitmeler ve pütür kullananların raketlerini deneme fırsatı bulmalarınız, bir müddet sonra konu ile ilgili anlayışınızın artması cihetinde ekmeğinize, sözlü anlatım, birilerinden duymalar ve okumaların çok, pek çok ötesinde, unutulmaz yağlar sürecektir...Kimbilir, belki de belli bir pütürü öylesine kendinize has, öylesine şimdiye değin eşi benzerine rastlanmamış bir şekilde kullanacaksınız ki, o kadar olacak yani, bilinmez bu işler. Unutmayınız ,kısa pütür = daha çok antireman. Şayet kısa pütürünüzü ekseriyetle çopçulukta, kesişlerde, hülasa savunmaya/akabinde saldırmaya ( birdir bunlar) yönelik kullanacaksanız, 1,5 mm. ve daha ince süngerli kısa pütürleri tercih ediniz; çivi, atak,bulok için 1,5 mm.1,8 mm. 2.0 mm. ve üzeri sünger kullanmanız menfaatiniz icabıdır. Pütürler: - R.I.T.C. 802, - R.I.T.C 802-1 - BUTTERFLY Challenger Attack -DR.NEUBAUER Leopard -R.I.T.C. 802-40 - YASAKA Rakza PO - BUTTERFLY FLARESTORM II - TIBHAR Speedy-Soft D-Tecs -ANDRO Blowfish - NITTAKU Moristo SP - TSP Spectol -VICTAS VO 102
  4. Hediyesi; Te, Wei'yi de pırıl pırıl çıkarmış.
  5. Harmoni; uyum, ahenk...Atak gücü ve yeteneklerini kesmeciyle uyumlu hale getirmenin mühim olması...Te, Shi'yi pırıl pırıl çıkarmış, sakız gibi, tertemiz...Appacık...pürüzsüz...Bekhend süngerli uzun pütüründe 1,5 mm.Palio'dan 1,5 mm.Victas Curl P4'e geçmiş olan Te, Maç sürecinde forhend kesmelerine abanabildiği kadar abanmış, zira H3'le yaptığı ''ortalama''dolu kesiklere Shi rahatça sipinks çekiyor, Te de pek çok bekhend kesmeyi taşraya atmış...Te, uyumayıp, forhend kesişlerindeki çeşitlemelere ihtimam göstermiş, Shi ise bu yeni düzenlemelerle yeni, tam o anda icab eden bağlantıları kurup, sipinkslerini ayarlamadan, kendi şartlandığı katılık ve kıpırtısızlık nispetinde, alıştığı gibi, mukabelelerde bulunmuş, böylece oluşan rallilerin sayılmasını müteakiben, netice üçsü fır olmuş, Dünyanın nice en üst seviye yiğitleriyle, Kore'nin, Çinimaçin'in nice Maalonk'larıyla, Fanzendonk'larıyla başabaş kapışma evsafına haiz Lin Shidong, maçtan Burgaz'ın camları gibi pırıl pırıl çıkmış...Yaa işte, siz de yapabiliyorsanız 3-1 veya 3-2 yerine daima 3-0 yapınız, rakibinizi böyle yapmaktan imtina etmeyiniz. Neden mi? Burada bir lahza duralım. Ne de olsa, bu, başlıbaşına başka bir yazının konusu olabilecek bir bahs.
  6. Doğrusu, hayatın, Lind üzerinden böyle işleyişi, yürümesinin bile zor olacağını belirten doktorlar için yepyeni, sürprizli, üzerine eğilinmesi, başlıbaşına incelenmesi lazım gelen, güzel vücutlarımız ve hayat üzerine, pek çok yeni şey öğrenilebilecek bir süreç gibi görünüyor.
  7. Şüphesiz ''Nezaket yapmiyorsunuz''. Dediğim tam anlaşılmamış, yanlış anlaşılmış, sonra da yanlış anlaşılan inkar edilmiş. Bakın, bir önceki gönderimde ''nasıl olsa bir gönderiyi CART! diye silebildiğiniz şartlarda, böyle ''nezaketçilik''lere falan hiç gerek yok. Hele de gerekçesini açık seçik bildirmeyecekseniz hiç.'' diye yazmışım. ''Nezaket yapıyorsunuz '' falan denmiyor size...Hay allah, bu durumda polemik de yapamayacağız desenize...
  8. Oksijenli suyla yıkamanın bu bahste ziyadesiyle faideli olduğunu deneyimlediğimi eklemek isterim. Bir dolmuşun arka koltuğunda, Sadri Alışık bu yöntemi Mualla Sürer'e eve gidince uygulaması için tavsiye ediyordu; ilk orada duymuştum. İsteyene link de atarım, lakin madem siteril kalsın istiyorsunuz, hiç yormayayım kendimi. Bilakis, cuk oturdu. Sayın Esrarte'ye yazdığım gönderi silinmiş diyorum, hala -eceği, -acağı mı kalmış... Gönderilerimi yanıtlamak yerine, yanıtlanmasının tatsızlığa neden olacağı gönderiler ''azaltılacak'' sa eğer, bu, sizin bileceğiniz bir şey, bana bildirmenize, nasıl olsa bir gönderiyi CART! diye silebildiğiniz şartlarda, böyle ''nezaketçilik''lere falan hiç gerek yok. Hele de gerekçesini açık seçik bildirmeyecekseniz hiç. Yazan haricinde kimsenin, seyrettiği Dünya şampiyonasının finalinin bh şutopla bittiğini bir kere de buradan okumanın meraklısı olduğu kanaatinde değilim. Yanılıyorsam düzeltiniz.
  9. Doğrusu, tam da bu konunun başlığıyla en alakasız mesajın tam da bu olduğu kanaatinde olduğumu ifade etmek isterim; yazmış olmak için mi yazılmış (hoş, zaten her gönderi böyledir) orasını tam bilemeyeceğimden, bizzat bu gönderinin azaltılacaklar listesinde başı çekmesi gerektiği kanaatindeyim, ivedilikle. Oysa böyle olmamış, yerine, Sayın Esrarte'nin gönderisi üzerine kaleme aldığım satırlar silinmiş, yerlerinde yeller esiyor, sankim hiç gönderilmemiş, postlar muvaffakiyyetle azaltılmaya başlanmış, araya Ovtcharov, Lebrun kardeşler, Moregard'ın erkenden elenmeleri falan, böylece mevzu da gayet siteril kalabilecek gibi görünüyor, bıravo! Peki neden? Neden sıtarlarımızın ( artık nereden sıtarları-mız oluyorlarsa ) veteranlık vakitlerinin geldiğini kabullenmek çok zor? Kabullenmesek te, ''veteranlık'' vakti geliyor işte. Tek gidiş bileti...
  10. Sayın Smetmusti91, Doğrusu, sukordan bağımsız olarak, öyle ikon isimlerin değil de, hani, toplumun kendi arasında bahs edebilmek için isim taktığı cisimlerin, bizzat kendilerinin oralarda olmasını daha da çok istediğimi ifade etmekten kendimi alamayacağım. Ne de olsa, o güzel oynayışları, o enfes sipinksleri göz önümüze getiren, oyuncuların isimleri değil de cisimleri, o ahenkle devinen kemikleri, etleri, adeleleri, uzuvları, kasılıp, gevşeyişleri... Hamiş: Oyuncuların isimleri olmasına, bu isimlere karşı olduğum izlenimini bırakmak istemediğimin anlaşılmasını isterim. Kendi aramızda onlardan bahsedebilmek için, elbette oyuncuları bir takım isimlerle eşleşleştireceğiz. Lakin kullanırken, ne bu isimlerle o canlı, yaşayan oyuncuyu karıştıralım, ne de o oyuncuyu o isim zannedelim.
  11. Sayın Emre İmamoğlu, bu ay sonunda Günay Afrika'da yapılacak Dünya şampiyonası'nda seyredemeyeceğimiz Timo Boll hangisi, belirtilse sanki daha rahat edilecek...Bu Timo Boll, 2003'lerdeki, hızlandırıcı yapışkanla bir hayli yoğun zamklanmış, maksimum Sırayvır'larla paso forhent sipinks çeken, nispeten taze Timo Boll mü, yokusa aradan geçen yirmi yılda ''yaşlanmaya'', şişmanlamaya, organları kaçınılmaz olarak çürüyüp dağılma süreçlerine girmiş, gayrı gitgide, kendini, alıştığı tarzda taşıyamaz hale gelmekte olan, günümüz ''TİmoBoll''ünden mi bahsediliyor... Ne de olsa iş, alışılagelmiş tarzda, beylik konuşma kalıplarıyla ifade edildiğinde sanki hep aynı Timo Boll'den bahsediyormuşuz gibi oluyor. Oysa ''Timo Boll'' , canlı, şu anda da akmakta, saçları, tırnakları uzamakta, iltihaplanmakta olan bir süreç...Doğrusu, lakırdı çarpıştırırken, bu hususu, gözden kaçırmakla ekmeğimize yağ falan sürmemiş ve tekrara düştüğümüz kanaatinde olduğumu ifade etmek istiyorum. O bakımdan, bu bahis konusu süreçte, hangi Timo Boll'ü seyredemeyeceğimizin açıklığa kavuşmasının ehemmiyet ve lüzumundan dem vurmak, doğrusu pek naturel geliyor...Naturel geliyor da, nasıl olsa hangi Timo Boll'ü seyredemeyeceksek, o Timo Boll'ü seyredemeyecek olacağımızdan, bu durumda bahis konusu ehemmiyet ve lüzumdan dem vurmaya pek gerek varmış gibi görünmüyor. Yok, hani de denirse, siz hangi Timo Boll'ün oynayamayacağını farz ediyorsanız onu farz ediniz, o vakit kendim de anlarım ki zaten öyle yapıyorum, yerine de Ruwen Filus zaten oynuyor...Lakin maçlarında kullanacağı Feint Long3'ler hala ambalajlarında, Filus'un DiodeV 'ine yapıştırılmamış, Filus'un valizinde dururken, Boll'ün yerine maça çıkacak, kaçıncı Feint Long 3'lü, hangi Ruwen Filus'tan bahsediyor olacağım?..
  12. beşyüziki

    Forum öldü mü

    Sayın Moktav, Takdir edersiniz ki, Masa Tenisi oynuyorsak, bu iş için gerekli malzemeleri edinmemizin zaruriyeti de kabak gibi ortadadır...Ve elzemdir. Yıllardır Masa Tenisi oynamama rağmen, umumiyetle, bu iş için gerekli malzemelerin fiyatlarında düşüş olduğunu hemen hiç deneyimlemedim. Buna rağmen ''işten ziyadesiyle tad alıp, lezzet bulmaktan'' da geri kalmak bir yana, bilakis, kudurdukça kudurdum. Elbette, şikayet etme ihtiyacımı gidermek için, kah bir şort, kah bir tahta, kah yeni çıkan bir lasdiği kullandığım gibi, cemiyyetimizdeki pek çok fert gibi, Masa Tenisi ekipmanları dışındaki başka ürünleri de şikayet bahanesi olarak kullanmaktan geri kalmadığımı ifade etmek isterim. Bu süreç boyunca''Şikayet etme''nin ise hep yerinde kaldığını, şikayet edilen konu ne kadar değişse de, şikayet eden tarafın hep orada, iççeezimde olduğunu, ikide bir aktive olduğunu ilave etmek isterim.
  13. Sayın 42twgag1t1, mevcut şartlarda sualiniz cevaplanamaz. Andığınız ekipmanlardan ne çeşit bir oyun tarzı için istifade etmeyi pilanlıyorsunuz, bunu açığa vurmanız lazım gelir. Yoksa mesela Sayın Alievmez'in dile getirdiği istikamette, yine aynı derecede kıymetli, farklı yaklaşım, netice ve beyanlarla da karşılaşmamız muhtemeldir. Şayet öküzle, uzaktan kesmeden, masabaşı bulok yapıp, forhend atak kollayıp, çivi ve sipingsle muzaffer olmak peşinde iseniz, andığınız malzemeleri bir arada kullanmakla ekmeğinize yağ sürebileceğiniz söylenebilir. Sert satha zamklanmış öküz pütürle, rakipten gelen topun temas( ve dahi sürtünme ) süresi daha kısa olacağından, sipin rivörsıl tesirinin de azami olacağı söylenebilir. Şayet oyununuz ekseriyetle pütürle masa başı kesme-bulok ve forhend atak şeklinde değil de, topu düşürerek, nispeten kılasik müdafaa şeklinde, ekseriyetle uzaktan kesmek ve forhent çivi ve kontıra sipinkslerle sayıya koşmak ise, o vakit daha yumuşak bir tahta, hatta öküz değil de lastiğin altına biraz sünger (0.5, 1.0, 1.5 mm. gibi )koyduğunuz bir kullanış tarzıyla ekmeğinize yağ sürmüş olabileceğiniz söylenebilir. Elbette kah sert-hızlı, kah yumuşak, esnek- yavaş tahtaların ve oynayışların icabettirdiği teknikleri icra etmede ustalaştığınız takdirde. Bu da dikkatli ve mütemadiyen temrinle mümkün. Tahtalar ve satıhlarına tespit olunmuş lasdikler, ne uyumlu ne de uyumsuzdurlar; onlar, olduğu gibidirler. Ancak belli bir süre zarfında, temrinler yaparak, kendimiz bu ekipmanlara uyumlanabilir ya da uyumlanamayız. Öznel gerçeklik algımızı sanki ekipmanların özelliğiymiş gibi dış dünyaya yansıtmak, ( Sizce uyumlu mudur?) tarzı dili de böyle kullanmak, şayet mevzubahis hakikat ise, ilaveten, ayrımsama ile deneyim (bilgi) eksik ise, bu, uyumsuzluk, bulanıklık ve de dıravdan cavlamaya sebep olmaktadır.
  14. beşyüziki

    Forum öldü mü

    Sayın Emre İmamoğlu, Hakikaten de, siz ara vermeden önce bu forum oldukça canlıydı. ''Ben ara vermeden önce bu forum oldukça canlıydı'' yazarak forumu yeniden, kıvıl kıvıl canlandırışınızı, doğrusu ziyadesiyle takdire şayan bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bununla birlikte, şu meçhul konusunda size danışmaktan kendimi alamadığımı da ifade etmek istiyorum. Eh, artık, şu bahis konusu meçhulü ifade etme istikametinde kıpırdanmanın da vakti gelip, çatmışa benzer. Hoş, adı üstünde bir ''meçhul'' nasıl ifade edilebilir ki? Adı üstünde, ''meçhul''. Sayın Emre İmamoğlu, İkinci cümlenizde, neden ''Ben''i kullandığınızı sorma hususunda bende bir kanaat oluşmuş bulunuyor. Zira, açık ki, gönderinizi yapan sizsiniz ve gönderinizi yazarak ara vermiş olduğunuz bölümü geride bıraktığınızı bizzat beyan etmiş oluyorsunuz. Evet, Sayın Emre İmamoğlu, zaten sizsiniz... Öyle ise neden ''Ben''?
  15. Sayın Akifcanssss, Doğrusu, masa tenisi dünya pazarında öyle enfes, öyle nefis, öyle kişinin edinip oynamaya başladığında ''hah işte budur'' demesine yol açması muhtemel öyle harikulade bıçak ve kaplamalar mevcut ve de bunların aralarında yapılması muhtemel kombinasyonların sayısı da o denli fazla ki...Hele de bu göz kamaştırıcı teknoloci ve san'at ve tasarım alemi mahsullerinin, bu bıçakların, bu kaplamaların, değişik terkiplerle, sizin o eşsiz, o kimseye benzemeyen, o biricik, o gelmiş ve bir daha da gelmeyecek olan oynayışlarınızla bir araya gelme ihtimallerinin engin denizine doludizgin yelken açmadan önce, size sade, pek sade bir sual tevcih etmek niyetinde olduğumu bilmenizi isterim. Hoş, bahis konusu suali, sözcükleri,şu ana kadar bir araya getirdiğim ağdalı tarzda olmaksızın, yekten, direk, direkman, doğrudan da tevcih edebilirdim lakin, tecrübelerime göre insanlar bir miktar peşreve daha alışkınlar. Pekii ,sualimi tevcih ediyorum, lakin buna hazır değilseniz, şimdiden deyivereyim, suali de hiç okumayınız. Sayın Akifcanssss, Bu bahste kesenizin ağzını ne denli açmaya hazırsınız?( Bu işe vakfetmek niyetinde olduğunuz meblağ nedir? )
  16. beşyüziki

    Forum öldü mü

    ''Düzenle'' tuşu yerine ''Alıntı''ya basmamı müteakiben, alıntı üzerinde bir takım ameliyelere giriştim. Bu girişiş, bu yetersiz ayrımsama ile bir şeyleri düzeltme girişişi, işleri iyiden iyiye arap saçına çevirdi ve dahi neticeden hiç de memnun olmadığımı hissettim. Gönderimi tamamen silip, hiç göndermemiş gibi yapmaya çalışışımda zerre muzaffer olamadığımın mükemmel delili ise halen bu satırları okuyor olmanızdan başka bir şey değildir.
  17. beşyüziki

    Forum öldü mü

    Sayın Lynxis, talebinizin karşılanması için, evvela, sizin 'şu 'arkadaşlar''a bir şeyler sunmanız gerektiği kanaatinde olduğumu ifade etmek istiyorum. Önce vermek, sonra almak...Sonra yine vermek; sonra gene almak...Paylaşmak...Yoksa bu alemin bize borçlu olduğu bir şey yok...Vermeyi de almayı da içermek, kendimizde ikisini de barındırabiliyor olmak durumundayız. Dilerseniz, bunlardan birini dışlayıp, yalnızca öbüründe kalmayı deneyiniz. Dem vurduğunuz, bir müddettir forumda zuhur etmiş olan mesaj ve yanıt kıpırtısızlaşmasının, size yaptığı tesir nedir?.. Yakındığınız bu durum, size neler neler etmekte, sizde hangi duygu veya duyguları harekete geçirmektedir?.. Bunları açığa vurmalı, dinamik olunması talebinizi dillendirirken, ''aksi takdirde bende şunlar şunlar oluyor diye, olanları da yazmalı, yani bir manada, talepte bulunduğunuz bahste, bizzat ''biraz dinamik olmalısınız.''
  18. her Vay, vay, vay...Mizah da katarmış...Hem de hafif...Dozunu da ayarlayabiliyormuş hani, dikiz edelim... Sayın Lynxis, buraya yazar, cümle kurarken kendinizi biraz daha ciddiye alır, eylemleriniz hususunda şu an olduğundan bir nebze daha mes'uliyet alırsanız, şaşırmalarınız da azalacaktır...Doğrusu...Eski haliyle: Duy kulak ağızdan çıkanı, izleyecek şaşırışın azalsın... Karşı tarafı kontrol etmeye yönelik, kontrol manasına da gelen zihninizle özdeşleşmeyi, kendinizi, kafanızdaki süregiden vızıltıyla bir tutmayı bıraktığınızda, belli bir anda, başkalarına da, emir kipi kullanarak öğüt vermek üzere olduğunuzu, daha çok ayrımsayacak, akabinde kendinize bunu yapmak istemeyecek, her seferinde bu kadar çok şaşırmayacaksınız... ''İnsanların çoğu, kendilerini, kafalarının içindeki sesle, yani istemdışı, kesintisiz ve zorlanımlı (kompülsif) düşünce akımıyla ve buna eşlik eden duygularla o kadar özdeşleşmişlerdir ki, zihinlerinin tutsağı haline gelmişlerdir. Bu özdeşleşmenin farkında olmadığınız müddetçe, düşünen kişinin siz olduğunu sanırsınız. Aslında o düşünen şey, sizin ego temelli zihninizdir. Ona ego-temelli zihin dememizin nedeni, anı, yorum, fikir, görüş, tepki ve duygu ifade eden her bir düşüncede bir benlik (ego) algısının olmasıdır. Spiritüel açıdan konuşacak olursak, bu, bilinçaltı bir durumdur. Sizin düşünceleriniz ve zihninizin içeriği doğal olarak geçmişle şartlanmıştır. Yetiştirilme tarzınız, kültürünüz, aile geçmişiniz bunları etkiler. Tüm zihinsel aktivitenizin özünde, kendinizi özdeşleştirdiğiniz ve sürekli olarak tekrarlanan, bir takım güçlü ve inatçı düşünceler, duygular ve tepki kalıpları vardır. işte bunların tümü, egonun kendisini oluşturur.'' - ECKHART TOLLE-
  19. Sayın Lynxis, Paraya kıyıp en iyisinden mi?..AH!..AH!..AH!..AH!..AHHAHH HHAA!..Doğrusu sizinkisi pek bi ''gece gulübe gıcır Ferrari'yle geleyim de clubteki en şugar manitayı araklayayım''olmuş, lakin o işler öyle olmuyor Sayın Lynxis; en pahalı değil, oyun tarzınıza, topa vuruşlarınıza, yani sadece kendinize, size en uygun ekipmanı bulmak zorundasınız...Bu da öyle kesenin ağzını biraz daha açmakla halledilebilecek bir mes'ele değil...Kendinizle, oyununuzla, ihtiyaçlarınızla, daha yoğun ve içten, bağlantı kurmanızı gerektiren bir süreç... ''Paraya kıyıp en iyisinden bi combo çekmek'' ise bu, ağrılı ve acı verici olması pek muhtemel süreçten bir kaçış sadece... O vakit, oradan buradan duyduğunuz, Tamca'ları alınız, üstüne de Dignics'leri takınız; o vakit ''paraya kıymış, en iyisinden çektiğiniz kombonuzla'', sağınızdan solunuzdan vızır vızır geçen sipinleri, trenleri, dağlara taşlara giden, karşılayamadığınız servislerin toplarını ''git, getir!'', ''al da gel!'' yapmak için, elinizde ''en iyisinden'' combonuzla, dolaşırsınız...Forumdaşlar da sizi, şimdi, birbirlerine nelerle oynadığınızı anlatarak tribünlerden seyrederler... HAHHAH HAH HAHHHH HHAAA!!!..AAAHHAH HAH HAHH HHHAHH HHAAA!!!..
  20. Amman ''teşekür'' değil de ''teşekkür'' olacak demeyeyim de, kendimi yakmayayım. Görmeye hakkım olduğunu hissettiğim itina ve dikkatten de feragat edeyim...
  21. Sayın Lynxis, evvela sizi Leo Tolstoy'un bir cümlesiyle başbaşa bırakmak istiyorum: ''Saygı, sevginin olmadığı yerde, onun üzerindeki boşluğu kapamak için icad edilmiştir.'' Naçizane, Masa Tenisinin erken dönemlerinde, oyuncuların kullandığı raketlerin, süngersiz kısa pütürler olduğunu, süngerli kısa pütürlere daha sonra geçildiğini hatırlayalım. Unutmayalım ki bu gün kopyalayıp, lüpletiverdiğimiz vuruş tekniklerinin pek çoğu, bu kısa pütürlerin kullanıldıgı dönemler boyunca, oyuncu ve antrenörlerin birikim, ter ve keşiflerinden gelmektedir. Bundan bihaber olmak bu hakikati değiştirmez. Bu gün kullandığımız ''düz'' lastiklerin de aslında süngere ters yapıştırılmış kısa pütürlü yüzeyler olduklarına dikkat ediverelim. Sayın Lynxis, Var mı öyle, bu gün, Masa Tenisi oynama tarzınız, sırf düz lastikten gelen toplara karşı şartlanmış olduğu ve ''terlemeden'', kolay zaferler kazanmak için, hem de tek olduğunuz halde ''biz''diyerek, gerekçesini de içtenlikle açıklamaksızın yasaklansın demek...
  22. Sayın Ege Mert, Wu Yang, Han Ying, Hou Yingchao gibi kesmeci-atakçılar backhandlerinde Spectol marka kısa pütürü masadan uzakta kesme, masaya yakın da top kalktığında şut atmada kullanmaktadırlar. Oyunlarını tetkik ederseniz, istifade edebileceğiniz kanaatindeyim. Kontrol de olması yönünden,Spectol'ü orta hızda tahta üzerinde, ince ya da orta kalınlıkta sünger ile kullanmaktadırlar. Bu tarz ekipmanla andığınız tarzda oynayabilmek için bacaklarınızın ''iyi'' çalışması gerekir. Topu, iyice düşürerek, çoğunlukla diz hizasında kesmeniz gerekir. Orta sünger kalınlıklı,Tibhar Speedy-soft DTecs'ten de istifade edebilirsiniz. Hani 1.5 mm. gibi...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..