cagan

Bilgiye ve bilgi kaynaklarına erişim kolaylaştıkça forumların da miadı doldu maalesef. Bir de münazara ve karşıdakini dinleme kültürü de (ne diyor bu adam diye üzerine düşünme) kalmadı. Herkes içindekileri dökmek, bazen de stresini atmak için yazar oldu foruma. Zaten forumun son aktif dönemlerine bakarsak da bunu net bir şekilde görürüz. Artık insanların bir şey yazmaya ya da sormaya çekindiği bir noktaya evrilmişti forum. Bunun böyle olmasında benim de payım var, maksadım birilerini suçlamak değil kesinlikle. Bir diğer husus da şu: forumlarda insanlar birbirlerini kullanıcı adları üzerinden bilir, kafasında o kişiyle ilgili bir figür oluşturur ve bir gün tanışıp görüşebilme gayesi güderdi. Gerek forum buluşmaları gerekse diğer turnuva organizasyonları sayesinde aradaki bu sır perdesi kalktı ve bizler birbirimize bir telefon kadar yakın insanlara dönüştük. Bu kadar rahat ulaşabileceğimiz, her şeyi aramızda konuşabileceğimiz birisiyle de forum üzerinden konuşmak anlamını yitirmeye başladı. Çok tuhaf ama yakınlaşırken uzaklaştık ve koptuk birbirimizden. Sosyal medya fikrini kesinlikle önemsiyorum. Üyelere ait videoların, forum buluşmaları yahut diğer organizasyonlara dair bilgilerin, vefat-düğün gibi hayata dair iyi-kötü haberlerin paylaşılabileceği ve tüm üyelerin birbirinden daha rahat haberdar olabileceği bir mecraya ihtiyacımız var. Resmi bir instagram hesabı çok iyi iş görür diye düşünüyorum. Zaten tüm hayat instagram'da ilerliyor artık. Günümüz koşulları da bizi orada bulunmaya mecbur kılıyor. Belli bir üye sayısına ulaşılırsa reklamlardan ya da işbirliklerinden de bir miktar gelir elde edilebilir.

Hoş bulduk Selim abi.

Herkese selamlar, Uzunca bir zamandır aranızda değildim. Hayat gailesi, yaşanan acılı ve zorlu süreçler derken masa tenisinden iyice kopma noktasına geldim. Ne elime raket alabildim doğru düzgün ne de gündemi yeterince takip edebildim geçen süreçte. Sağ olsun, Emre aradı birkaç gün önce ve Tufan abinin forum buluşması planından bahsetti. Bu vesileyle de forum şifremi hatırlamış oldum ve yeniden giriş yapabildim :) Tufan abi düzenliyorsa elbette ki katılmak icap eder. Lâkin tarih netleşirse ben de net bir şey söyleyebilirim. Şu anki duruma göre haziran öncesi bir organizasyona katılabilmem hem işim gereği hem de bir sınav hazırlığında olmamdan mütevellit oldukça zor görünüyor. Yine de katılmak, hatta kalabalık bir ekiple birlikte gelmek için elimden geleni yapacağım. Son olarak birkaç ekleme yapmak istiyorum: Maalesef forum kültürünün öldüğü, sosyal medyanın ise elimiz-ayağımız olduğu bir dönemin içerisindeyiz. İşbu sebeplerden ötürü de masatenisi.org adını farklı dijital ve sosyal mecralarda yaşatmanın, buradaki dostluk bağlarını farklı diyarlara taşımanın artık ekmek ve su kadar elzem olduğu kanaatindeyim. Bu bir instagram sayfası (mavi tikli ve resmî) olabilir, bir telegram ya da whatsapp grubu olabilir, veyahut bir discord grubu olabilir. Böylelikle daha güncel ve herkesin rahatlıkla ulaşabileceği mecralar üzerinden iletişim kurma fırsatı yakalarız. Unutmayalım ki forum kültürü ölmüş olsa bile bizler hala hayattayız. Bu kültürü devam ettirme noktasında da hepimize büyük görevler düşüyor. Ancak bu toprakların artık bize dar geldiği, keşfedilecek yeni coğrafyalar olduğu da aşikardır. Dilerim ki düzenlenecek olan buluşma, forumdaki birlik ve beraberliğin yeniden sağlanmasına vesile olur. Sağlıcakla kalın...

Bu konuda ben de bir şeyler söylemek istiyorum. 5-6 sene önce Anel'de düzenlenen bir turnuvada rakibimle birlikte grup birincisi olmak için mücadele veriyordum. Eğer son maçımda nispeten benden zayıf olan rakibime yenilirsem 2. olacak ve diğer gruptan gelen güçlü rakiple eşleşmeyecektim. Aklımdan yenilmek geçti ama yapmadım ve maçımı kazandım. Sonra o güçlü rakibimi de 3-0 yenerek yoluma devam ettim. Tam tersi bir durum da gerçekleşebilirdi, ben grup lideri çıktığım turnuvada daha ilk eleme turunda elenebilirdim. Sonuçta turnuvaları kazanmak için oynuyoruz, bazen yolumuza hiç beklemediğimiz güçlü rakipler çıkabiliyor, onlardan sıyrılarak yola devam etmek varken kimse daha zorlu bir yolu tercih etmez! Bunun adı şike değil, stratejidir ve sporun her branşında da mevcuttur. Sizlerin dediğine göre güçsüzün güçlüyü yendiği her müsabaka incelenmeli ve şike kapsamında değerlendirilmelidir. Böyle bir mantıksızlık olabilir mi? Kaldı ki oyuncular gerçekten isteksiz ve formsuz olabilir ve ortaya o şaibeyi akıllara getirecek sonuç çıkabilir. Niyet okuyuculuğu yaparak birilerini cezalandırmak, yahut yapılana şike demek ne kadar mantıklı? Ve işin ilginci maçı veren kendisine üst turda bir avantaj sağlamıyor, bir alt kupaya gidiyor! Eğer sampiyonlar ligindeki rakipleriyle baş edemeyeceklerini düşünüyorlarsa, kazanabilecekleri bir organizasyona gitmeleri neden şike olsun ki? Sonuç olarak; eğer o takımın maçı bilerek kaybettiğine dair ortada herhangi bir delil yoksa, verilen cezanın hukuki anlamda da bir hükmü yoktur. "Sen kendinden güçsüz bir takıma yenilemezsin, kesin şike yaptın." diyebilmek için önce soruşturma açarsın, olayı derinlemesine incelersin. Baktın ortada çok somut deliller var, verirsin cezayı. Ama delil vs yoksa, sadece niyet okuyuculuğu yaparak bir kulübü cezalandırmak abesle iştigaldir..

Önceki mesajlarımda belirtmiştim, demek ki cevap vermek için seçmece cümleler seçiliyor, ya da mesaj tamamen okunmuyor ki gözden kaçmış... Ağustos ayı benim adıma yoğun geçecek..Birkaç tatil planım var, bayram var..Ama yine de elimden gelen yardımı yapacağımı belirtmiştim.. Salon olduktan sonra gerisi kolay..Tek yapmamız gereken katılımın sınırlarını çizmek ve itiraza açık olmayacak kurallar koymak..Birkaç gündür gelecek yılları kapsayacak bir forum buluşması kurallar bütünü üstünde çalışıyorum. Zaten 2 sene önceki buluşma öncesinde Bora ile birlikte bir forum buluşması katılım şartnamesi hazırlamıştık. Eminim ki birçok kişi açıp okumamıştır bile..Hoş, orada yazanlar birçok üyenin bildiği şeyler gibi dursa da uygulanma ve bu kurallara uyma anlamında ne kadar başarılıyız burası tartışılır.. İlk olarak katılımın sınırlarını iyi çizmemiz gerekiyor..Mesela geçmiş birçok buluşmaya gelen, çok da sevdiğimiz, ama forumda yeterince aktif olmamış, sadece buluşma için üyelik açmış birçok arkadaşımız var..Öyle bir sınır çizmeliyiz ki ne bu ve benzeri durumdaki arkadaşlarımız mağdur olsun ne de foruma yıllardır emek veren, bir şeyler katan üyeler mağdur olsun..Referans sistemi en etkili çözüm gibi duruyor..Atıyorum, bir kişi foruma 10 sene önce üye olmuş olsa bile eğer kendisine, oyununa referans olacak bir üye yoksa ( bu üye de herhangi bir üye olmayacak elbette, örnek olarak Bilal abi, Ersun abi, Ozan vb tanıdık, bilindik güvenilir üyeler)..Bunlardan birisi size referans vermiyorsa forum üyeliği olsa dahi katılım olmayacak..Bu şekilde hem seviye (renk) ayrımı daha kolay olacak, hem duyan gelemeyecek hem de kimse turnuva ortasında takımını bırakıp gidemeyecek..Yani herkesin özlediği o bizbize buluşma ortamını yakalamış olacağız.. İkinci olarak ödül yönetmeliği konusunda da bazı sınırlar çizmemiz gerekiyor..Bence dereceye girenlere dağıtılan lastik, tahta, tişört, ayakkabı vb hediyeler meseleyi bir buluşma ortamından çıkararak şahsi hırsların ön plana çıktığı bir turnuva havasına sokuyor..Bir kupa, bir madalya ve günün anısına verilecek birkaç ufak hediye bence kafidir..Bunu düzenleyenin keyfine bırakmak da çok mantıklı değil çünkü bu ödüller organizatörü başarılı gibi gösterse de aslında buluşma ruhunu bozan bir şey..En büyük ödül orada dostlarla olmak düsturunu benimsemiş insanlar gelsin, lastik-tahta peşinde koşanlar yallah veteran turnuvalarına.. Son olarak; katılımcılar isimlerini belirtilen en son tarihe kadar yazdırmak durumunda olmalı..Buluşma günü ismini daha önce yazdırmamış olup salona gelenler kesinlikle turnuvaya alınmamalı..Ayrıca saat kaçta salonda olmak gerektiği tarafımızca duyurulur..Bu süreyi 1 dakika dahi aşan, ismi katılımcılar arasında olsa dahi turnuvada yer alamaz..Geçen yıllarda gördük, saat 9 denmesine rağmen 11'de gelenler oldu. Sağlıklı bir kura çekimi ve buluşmanın selameti için herkes dakikası dakikasına orada olmalı..Nasıl ki işinize geç gitme lüksünüz yoksa buluşmaya da keyfiyeten geç gelme lüksünüz yok.. Diyeceklerim bunlar, konuyu takipteyim, bir haber çıkarsa buralardayım..

Selim abi sen şahitsin..Geçen seneki buluşma üzerine bir konu açmadım mı? Gelecek senelerde neler yapılabilir, meselenin buluşmadan turnuvaya dönmesinin önüne nasıl geçilebilir diye sormadım mı? Birkaç tanıdık sima dışında konuya katkı veren oldu mu? Mesele beleş turnuva, tişört, yemek, madalya olunca duyan geliyor, ama mevcut sorunları çözme noktasında kimseden en ufak ses dahi çıkmıyor..Zaten forumla ve buluşmalarla ilgili umudumu taa o zamanlar yitirmiştim. Çünkü ben daha iyiye nasıl ulaşırız diye yırtınırken, hatta bu seneki organizasyonu komple üstlenmeyi düşünürken insanlar göbeğini kaşımakla ve nasılsa seneye de çıkar birisi üstlenir, biz de gider keyfimize bakarız düşüncesindeydi..Koskoca forumuz, yeri geliyor 100-150 kişiyle buluşma yapıyoruz, ama hala en ufak aksilikte gözler Tufan abiyi arıyor..Ya da birkaç kişi çıkıp Pendik'te yapılsın diyerek bazılarının katıla katıla gülmesine vesile oluyor..Bu forum bünyesinde bu işi organize edebilecek başka bir kişi yok mudur gerçekten? Ya da neden güçler birleşmiyor? İnanın İstanbul'da değil de başka bir şehirde olsaydım bu işi çoktan üstlenirdim..Fakat İstanbul dışına çıkma, yahut durumu uzaktan kontrol etme gibi bir şansım yok maalesef..E İstanbul da yeterince doydu bence buluşmalara..Gidilmedik, görülmedik onca şehir varken İstanbul-Ankara ekseninden ayrılmamız lazım artık..Umarım seneye güzel bir planlamayla herkesin özlediği o buluşmayı gerçekleştirebiliriz..Diyeceğim budur..

Bir sitemim de mesele Veteran turnuvası düzenlemeye gelince heryerde bangır bangır reklam yapıp konu forum buluşması olunca ortadan yok olan insanlara.. Bursa'dan senelerce en az 10 sporcu geldi buluşmalara. Bu organizasyondan en çok mutlu olan grup da Bursa grubudur..Fakat ne gariptir ki yıllardır "yok dernekleşemedik", "yok salonun tadilatı var", "yok yönetimden izin çıkmadı" gibi bahaneler ortaya atıldı..Merak ediyorum, kimdir bu yönetim? Zaten veteran grubu belli, başkan belli, herkes yıllarca forum buluşmasının tadını çok güzel çıkardı, ama mesele salonu forum buluşmasına açmaya gelince kimsenin gıkı çıkmadı..Kimse kusura bakmasın ama durum budur.. Misal Adana..Son yıllarda Veteran turnuvası anlamında büyük işler başardılar..Hatta Kemal Sağ abi de forum buluşmalarına katılmış birisidir ve aynı zamanda Adana'da sözü geçen eski bir millet vekilimizdir..Neden organizasyona katılmak olunca herkes sıraya girerken iş organizasyonu üstlenmeye gelince ortadan yok oluyor? Mesela İzmir..Yıllarca forum buluşmalarına geldi İzvet'in oyuncuları da..Neden bir gün de çıkıp demediler ki şu organizasyona biz talibiz, gelin bizim dernekte yapalım diye? Elinde gücü olanın, imkanı olanın gıkı çıkmazken, abalıya vurmak, bir günah keçisi aramak kolaydır..Kelle başı 200 lira versek havalimanında kırmızı halıyla bile karşılarlar forum üyelerini..Kusura bakmasın kimse ama herşey para olmuş.. Keşke camiada sözü geçen, nüfuzlu birisi olabilseydim, istediğim salon kapıları bana ardına kadar açılabilseydi..Ama şartlar böyle..İş forum buluşmasına katılmaya gelince en önde bayrak tutup, iş organizasyonu üstlenmeye gelince 3 maymunu oynayanlara selam olsun..

Geçmiş mesajları şimdi gördüm.. Benim "6 masada ancak yemek yenir" mesajıma atıfta bulunulmuş...Allah aşkına, yıllardır bu organizasyonların içindeyiz. Pendik Sülüntepe gibi bir salonda dahi kaç masa vardı, yaşanan aksilikleri gördünüz..6 masa ile forum buluşması yapılabileceğine gerçekten inanan varsa ben daha bir şey demeyeceğim.. Malatya buluşması; katılım neredeyse 50-60 kişi, ferdi maçlar son birkaç saatte eleme usuluyle anca tamamlandı.. Kocaeli buluşması, o kadar geniş ve 12 masalı bir salonda, ikinci gün giden onca insana rağmen akşam 8-9 larda oynanan maçlar vardı.. Samsun buluşması..TMTF hakemlerine ve koskoca salona rağmen, biz pazar akşamı 7'de salondan çıktığımızda daha eleme maçları oynanıyordu.. Yani diyeceğim o ki; en az 10-12 masalı bir salon ancak bu buluşmayı kaldırabilir. 6 masa ile bırakın 100 kişiyi, 50-60 kişiyle bile işin altından kalkamazsınız..Çözüm üretmek adına ortaya atılan ferdi ya da takım maçları oynanmasın önerisinin de hiçbir hükmü yoktur..Forum buluşması yıllardır 1. gün takım maçları, 2. gün ise ferdi maçlar olarak düzenlenir ve bu iki uygulama da üyelerin çoğunluğunun kararıdır..

Levend abi, sonuçta resmi bir kurum değiliz. Zaten forum buluşmaları gönüllülük esasına dayanarak düzenlendi yıllarca. Ama forumda bu konuda benden daha yetkili kişiler varken topun bana atılıyor olmasını çok mantıklı görmüyorum. O yüzden yetki ve moderatörlük konusuna değindim. Eğer forumun yöneticisi ya da moderatörü olsaydım ister istemez bazı sorumluluklarım olacaktı ve ben de bunları yerine getirecektim..Şu saatten sonra forumun sahibi de olsam o organizasyonu yapmak oldukça zor. Zaman daraldı..Gelecek sene için çalışmalara başlamak daha mantıklı duruyor ama yine de bir babayiğit çıkıp ben düzenliyorum derse ona da eyvallah..

Levend abi selamlar; Yetki meselesiyle başlayayım yazıma.. Evet, forumda herhangi bir yetkim yok. Ne forumun sahibiyim, ne de Ertan abinin vazife verdiği moderatörlerden birisiyim..İnsanlarda böyle bir algı oluşmasının nedenlerini bir önceki yazımda açıkça belirtmiştim. Aslına bakarsan bu durumdan pek de şikayetçi değilim. Çünkü forum buluşmalarına katkım forum sahibi Ertan abiden ve gelmiş geçmis birçok yöneticiden daha fazladır. Bir kişi hariç tabii ki; o da Tufan abi..Eğer Tufan abi yıllar önce bu işe önayak olmasaydı şu an böyle bir organizasyondan ve gelenekten söz edemiyor olurduk..Mesela Ozan; foruma ve forum buluşmalarına herkesten çok katkısı olanlardan birisidir, ama yönetici değildir.. Ben zamanında moderatör olmak için çok istekliydim ama benim istemem bir şeyi değiştirmedi, her seferinde çeşitli bahanelerle talebim ya reddedildi ya da dikkate bile alınmadı. Belki sivri dilim, belki geçmişte yaşadığım polemikler belki de Ertan abinin benden pek haz etmemesi de bunlardan birisi olabilir. Forumda yetkili denebilecek birisi olsaydım zaten ister istemez aldığım sorumluluğun şartlarını yerine getirirdim. Ama şu noktada benim de herhangi bir üyeden farkım yok..Zamanında yaptıklarım da tamamen masa tenisine ve bu organizasyona duyduğum bağlılıktan ötürüydü. Keşke daha fazlasını yapabilseydim..Ama olmadı.. Gelelim organizasyona talip olanların hevesini kırma meselesine..Ben her zaman olaylara gerçekçi baktım, asla hayal satmadım..Bunca yıl forum buluşmalarının nerede, hangi tarihlerde, hangi şartlarda yapıldığına, tarih ve yerin belli olduğu dönemlere bakarsak gözüken tablo ortadadır. Ben her sene şu saatlerde forum buluşmasının değerlendirme yazısını yazıyorken şimdi böyle bir yazı yazıyorsam herşey çok net bellidir..Kaldı ki insanlar işini, gücünü, tatil planını, uçak biletini, kalacağı otelin rezervasyonunu belirlenen tarihe göre ayarlıyordu, Temmuz ayı neredeyse bitti, birçok kişi zaten yıllık iznini vs kullandı. O yüzden bu kadar olumsuz konuşuyorum. İşin özü; geç kaldık.. Tufan abi el atmadığı ve birilerini vazifelendirmeği sürece bu aksaklıkların olması normaldir, çünkü top her sene tek bir kişinin kucağındaydı. Ben gönüllü üyelerden oluşan bir komisyon kurulsun, bu şekilde hem Tufan abinin yükü azalır, hem de iş hiçbir zaman bu noktalara gelmez diye düşünmüştüm..Tufan abiyi az çok tanırım, onun bu işlerden uzak kalmasının en önemli sebebi bazı şeylerden yorulmuş ve bunalmış olmasıdır..Eğer bu sene benim bile telefonum günde en az 5-6 defa bu meseleden ötürü çalmışsa, sosyal medya hesaplarıma onlarca mesaj gelmişse varın Tufan abinin yıllardır yaşadığını siz düşünün.. Gelelim Murat abiye..Belli bir IQ seviyesinin üzerinde olan herkes sorulan soruların ve yazılan mesajın hangi amaca hizmet ettiğini anlar zaten..Merakımdan soruyorumun meali; "noldu, bık bık ötüyordunuz, hani nerede organizasyon?"dur.."Bana o kadar laf ediyordunuz ama bakın bir haltı dahi beceremiyorsunuz" diyerek bıyık altından gülmektir, "oh olsun" demektir..Aksini düşünen ya çok saftır, ya da aynı düşünceye sahiptir..Evet, geçen sene çok eleştirdik, kantarın topuzunu kaçırdığımız yerler oldu, özür de diledik telefon açıp, şahsi meseleleri zaten kapattık. Ama bu durum maalesef geçen seneki organizasyonun kötü olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmiyor...İlk yapılan organizasyon için yazdığım mesaj da hala duruyor, isteyen açıp okuyabilir..Demek ki iyiye iyi, kötüye kötü diyebiliyormuşum, kuru kuruya eleştirmiyormuşum.. Bundan sonra herkes için hayırlısı olsun, organizasyon olursa katılmaya ve elimden gelen yardımı yapmaya çalışırım. Ama fikir beyan etmek, gerçekleri söylemek işi örseliyorsa da kenara çekilirim..

Öncelikle herkese tekrar merhaba. Forum buluşmasının Kırklareli'nde yapılması fikri değerli üyemiz ve arkadaşım Samet Polat tarafından yaklaşık 2 ay önce bana önerildi. Ben de herhangi bir talipli olmadığı için ve Kırklareli'nin de gayet uygun olacağını düşündüğüm için bu konu ile ilgili olarak babası Soner Polat Hoca ile konuştum. Kendisi benden organizasyonun nasıl düzenlendiği ile ilgili bazı bilgiler istedi ve olumlu yahut olumsuz bir geri dönüş yapmak suretiyle telefonu kapattık. Fakat kendisinden yahut Samet'ten olumlu-olumsuz herhangi bir geri dönüş olmadı. (Daha sonra da Samet ile durumu tekrar konuşmama rağmen bir geri dönüş olmadı bana) Açıkçası ben de daha fazla üstüne düşmek istemedim sonra. Çünkü herkesin aklında böyle bir algı oluşsa da; benim bu forumun eski bir üyesi olmam dışında herhangi bir yetkim ya da sorumluluğum yoktur. Ne sitenin sahibiyim, ne de yöneticisiyim..Herhalde foruma zamanında kattıklarım, fikirlerim ve birkaç organizasyonda ön plana çıkmam nedeniyle insanların aklında böyle bir algı oluştu.. Gelelim meselenin özüne..Forum buluşması çok güzel bir gelenekti, devam etmeliydi..Ama gözüken o ki bu sene düzenlenemeyecek, hatta bu durum gelecek yıllardaki organizasyonlar ile ilgili de bazı şüpheleri beraberinde getirecek..Tufan abi el atmadığı sürece İstanbul dışında bir yerde düzenlenmesi zor gözüküyor..Son iki yıldaki organizasyonun İstanbul'da yapılması kötüye gidişatın habercisiydi zaten.. Velhasıl; forum satılıyor, bir gelenek yavaş yavaş yok oluyor ve bizler bunu izliyoruz öylece. Hepimiz için hayırlısı olsun, diyeceğim başka bir şey yok.

Az önce Kırklareli'nden Soner Polat Hoca ile görüştüm. Bana bir geri dönüş yapacak. Bence gayet güzel olur. En azından 8-10 masalı büyük bir salon olacak organizasyon için. Sizler ne dersiniz bu duruma? Temmuz sonu diye düşünüyoruz.

Sanırım bir gelenek yavaş yavaş yok oluyor..İşin gerçeği şu ki; önceki yıllarda Tufan abi önderlik ediyordu bu işe. Aday şehirlerden en uygun olanı seçiliyor ve organizasyon yapılıyordu. Fakat tahmin edebildiğim nedenlerden ötürü kendisi elini eteğini çekti. Gerçekten elini taşın altına koyabilecek bir organizatör olmayınca da durum bu noktalara kadar geldi.. Uzun yıllardır forum buluşmalarının düzenlenmesi ile ilgili bir komite kurulsun diye bas bas bağırdım. Fakat her zaman ki gibi yine kulak veren olmadı..Söylediklerimin değeri ne yazık ki seneler sonra anlaşılıyor..Bir kişi salonu ayarlar, birisi konaklama işleriyle ilgilenir, birisi tişört-kupa-madalya işlerini halleder, bir başka kişi de yeme-içme-sponsor vs bunları halletti mi geriye sadece eğlenmek kalıyor bizlere.. Fethiye teklifine gelirsek; 6 masa ile forum buluşması olmaz, en fazla birleştirip yemek yenir birlikte..He olur, ama nasıl mı olur? Sadece forum üyelerinden seçersin katılımcıları, max kontenjan belirlersin o zaman olur..Ama son yıllardaki gibi duyanın geldiği bir organizasyonu en az 10-12 masalı bir salon karşılar ancak..Aksi halde zor..

https://youtu.be/Ea36ZCz34cM Geçen hafta Bayrampaşa'da ufak bir servis videosu çektim. Eski bir kamera olduğu için görüntü kalitesi pek iyi değil, kusura bakmayın o yüzden. Deneme çekimi diyelim, daha iyisi gelecek.

Aşkolsun Selim ve Saadettin abilerim :) Baba parasıyla har vurup kendi parama gelince varyemezlik yapanlardan değilimdir. Öğrenci harçlığının bereketi daha farklıymış, şimdi onu anlıyorum. Yoksa aldığım harçlık kendime anca yetiyordu. Ama o zamanlar masa tenisi dışında pek bir masrafım olmadığı için tüm paramı ekipmana yatırırdım. Pişman mıyım, asla. Deneye yanıla doğruyu buldum diyebilirim :) Pahalı bir kombinasyonum daha var ama onunla oynarken rahat edemiyorum nedense, yıpranır, başına bir iş gelir diye pamuklara sarıp sarı sandıkta saklıyorum :)))

Eskiden ben de ekipman uyumu denen şeye itibar ederdim. Bunun için de yüzlerce tahta ve lastik değiştirdim. Ancak zamanla anladım ki; uyum, muyum hikaye.. "Falanca tahta ile filanca lastiğin uyumu nasıl olur?" minvalinde sorulan sorular asla cevabı tam olarak verilemeyecek sorulardır. Birine çok uygun olan bir kombinasyon bir başkası için hiç de uygun olmayabilir. Bu iki kişi aynı oyun tarzına sahip olup, bahsi geçen kombinasyon oyun tarzları için biçilmiş kaftan olsa bile..Beşyüziki genel olarak doğru söylemiş. Test etmeden bilemezsiniz. Pahalı bir deneyim olacaktır muhakkak, ki ucuz olacağını da kimse söyleyemez sanırım. Ben ideal kombinasyonu bulana kadar binlerce lira harcadım ve kendim için en uygun kombinasyonu sonunda buldum. 10 dolarlık bir tahta ve iki tane ucuz çin lastiği :)

Bence çok doğru söylemiş. Dünyada kendi alanında en başarılı diyebileceğimiz her insan biraz delidir, hatta uğraştığı şey ile kafayı bozmuştur. Ronaldo'yu Ronaldo yapan yeteneğinden yahut çalışmasından ziyade futbola olan delice bağlılığıdır. Ya da Michael Jordan'ı gelmiş geçmiş en iyi yapan da basketbola olan delice tutkusudur. O işle kafayı kırmadan da başarılı olunabilir, ama en iyisi, en efsanesi olmak istiyorsanız tek çözüm o işle kafayı bozmak.

Nezih'in söylediklerine genel olarak katılıyorum fakat es geçtiği bazı noktalar var. Bir oyuncunun seviyesini bildikten sonra ona kırmızı demekle 2000 rating demek arasında çok bir fark olmuyor. Geçen yıl sistemsiz bir şekilde gayet adil bir dağılım yapılmıştı zaten. Çünkü katılımcıların hemen hemen tamamını seviye anlamında biliyorduk. Sorun yaratan; gerçek seviyesini bilmediğimiz, yani forum dışı katılımcı dediğimiz oyuncular. Mesela soyadını hatırlamıyorum ama adı Erdem idi kendisinin. Gerçek seviyesi koyu mavi ila açık kırmızıydı, fakat kimse tanımadığı için kendisini yeşil yazdırmış. Şimdi rating sistemini uyguluyor olsak yine bu adamı tanıyan birisi olmadığı için kendisine 0-100 rating vereceğiz, bu durumda sorun aynı şekilde devam edecek. Bizim katılımı sınırlandırma isteğimizin esas nedeni gerçek anlamda bu foruma bir şeyler katmış insanların bu organizasyondan en güzel şekilde faydalanmaları. Sanırım kimsenin buna itirazı olamaz. Çünkü bu buluşma masatenisi.org sitesine ait. Sürekli olarak halka açık bir organizasyonmuş gibi lanse edilmesi beni rahatsız ediyor açıkçası. O yüzden herkes gelmemeli, gelememeli. Bunun için de belli kurallar, sınırlandırmalar olmalı, olacak da.

Sevan; biz burda Pendik belediyesi neyi eksik yaptı, hadi bunları düzeltelimin muhasebesini yapmıyoruz ki. O konu kapandı, konuşuldu, çözüldü, organize eden kişilere teşekkür edildi, helalleşildi. Artık gelecek buluşmalarda bu tarz bir kalabalığın ve doğal olarak ortaya çıkabilecek aksiliklerin nasıl önüne geçebiliriz, bunun mücadelesindeyiz. Birinci problem; Selim abinin de dediği gibi, kimler katılabilir, bunun net bir sınırını çizmemiz gerekiyor. 6 ay üyelik, 10-15 mesaj diyen var, ben katılmıyorum. Eğer mesele nicelikse bunun bir sürü şekilde istismarı olur zaten. Hişt, hop, hey, naber yazar adam 10 mesajı doldurur. Ya da sırf buluşmaya gelebilmek için atar kenara bir üyelik, sonra ne şifresini ne de sitenin adresini hatırlar. Daha keskin, daha gaddar bir önerim var benim. Mesela foruma en az 5 senelik üyelik şartı ve bu süreçteki aktiflik durumu. Sadece mesaj anlamında değil. Siteye neler katmış,, dişe dokunur, birine fayda sağlayabilecek kaç mesaj atmış. Yani nicelik esaslı değil, nitelik esaslı bir eleme yapmamız lazım. Aksi halde aynı sorunlar yine baş gösterir.. Benim bir diğer radikal önerim de; 1. dereceden referans sistemi. Yani yöneticilerle forumun ve forum buluşmalarının demirbaşı diyebileceğimiz isimlerin tanıdığı bildiği, sorun sıkıntı çıkarmayacak isimlerin buluşmaya katılabilmesi. Dikkatinizi çekerim, forum üyesi olmak da yetmiyor, eğer birisi sizi refere etmiyorsa buluşmaya dahil olamıyorsunuz. Kısacası isteyen isim yazdıramıyor, potansiyel bir katılabilecekler listesinden belirleniyor katılımcılar. Çünkü bir gelenek göz göre yok oluyor, iş halka açık bir turnuva halini alıyor. Erdinç abinin dediği gibi insan kalitesi daha önemli bir hal almaya başladı, belki de meseleyi buluşmadan ziyade turnuva şekline sokan da bu insanlar oluyor. Sonrasında bizler buluşmanın güzelliklerini değil turnuva kısmını konuşuyoruz.. Son olarak; üyelerin genelinin bu hibrit organizasyon şeklinden rahatsızlık duyduğunun farkındayım. Çünkü esas çoğunluğu forum kitlesi oluştururken işin kaymağını yiyen tarafın forumla hiç alakası olmayan insanlar olması herkesi rahatsız ediyor. Belki zamanında yaptığım(ız) birçok uyarı dikkate alınsaydı iş bu noktalara gelmeyecekti. Beni az çok bilen bilir, ben 2009 Malatya buluşmasından beri aynı şeyleri söylüyorum, 10 yıl olacak neredeyse ama temel anlamda yapılan hatalar, yanlışlar pek değişmedi. Bu bile bile lades durumunu ortadan kaldırmamız lazım önce, sonra zaten herşey çorap söküğü gibi gelecektir..

Bu daha önce de dile getirilmişti. Hatta senede 2 buluşma ( 1 yaz, 1 sonbahar-kış şeklinde) olması düşünülüyordu. Ama gerek maç takvimi, gerekse 1 organizatörün dahi zor bulunur hale gelmesi bu fikri imkansız kılmaya başladı. Bir de işin içine üyelerin yıllık izinleri, öğrencilerin okul durumları eklenince en uygun dönem yaz ayları oluyor. İyi bir havalandırma sistemi yoksa salonda, şapur şupur ter içinde oynamak gerçekten zorlayıcı olabiliyor, o konuda katılıyorum size.

Bence sıcağı sıcağına konuşmak daha mantıklı Ayhan abi. Çünkü olumsuzlukların zamanla unutulmak gibi bir huyu vardır. Seneye biz yine forum buluşması telaşıyla geçmişteki güzel anılara dalıp nerede hata yapıyoruz, neler eksik acaba kısmını es geçeceğiz, buna adım gibi eminim. Her buluşma sonrası neler güzeldi, neler eksikti bunları dile getirmek gelecek yılların planlaması açısından oldukça önemli. Senin de birçok konuda benimle paralel düşündüğünü biliyorum. Bence ağzındaki baklaları çıkarsan daha güzel olur :)

Ben takım maçlarından ziyade ferdi mücadelenin, yani ferdi turnuvanın forum buluşmasına zarar verdiğine inanıyorum. Fakat nedense her üye bize sürekli "bu sene ferdiler olmayacak mı?" minvalinde sorular soruyordu. Herkesin kendisini ispat etme, öne çıkma gayreti konu forum buluşması olsa dahi var sanırım. Sadece buluşup aramızda top çevireceğiz desek acaba kaç üye gelir merak ediyorum. Takım maçlarının forum buluşması ruhuna daha uygun olduğuna inanıyorum ve bu geleneğin devam etmesi taraftarıyım. Belki üzerinde biraz oynama yapılıp kuralları revize edilebilir. 3. adam zayıftı vb durumlar yerine çift maçı oynatmak daha adil ve mantıklı olabilir. Daha çok fazla fikir var aklımda ama müsait bir zamanda toparlayıp yazacağım inşaallah. Bu arada birkaç üye hariç kimseden ses çıkmaması da üzücü. Herkesin muhakkak bir fikri vardır bu konuda ama neden susuyorlar merak ediyorum..

Katılıyorum, muhakkak bir tarih sınırı olmalı. Ama insanlar şöyle düşünür; bir üyelik alayım da kenarda dursun. O zaman yine "kuru katılım"ın önünü alamayız. Benim o konuda daha gaddar bir düşüncem var ama çok fazla kişi gümbürtüye gider diye korkuyorum :))

İyisiyle kötüsüyle bir forum buluşmasını daha geride bıraktık. Şu ana kadar 14 adet forum buluşması düzenlenmiş. Bunların 7'sinde yer almış bir üye olarak forum buluşmalarının atmosferini, üyelerin beklentilerini, olumlu-olumsuz tüm durumları neredeyse adım gibi biliyorum diyebilirim. Geçen yıl Tufan abinin de önerisiyle bir forum buluşması yönetmeliği hazırlamıştık Bora ile birlikte. Fakat revize edilmesi gerekiyor, çünkü ne kadar kural koyarsak koyalım maalesef bir şeyler hep eksik kalıyor. Bunu bir ya da birkaç kişinin eline bırakmak olmaz elbette. Acaba forumu yıllardır ayakta tutan, her buluşmaya türlü fedakarlıklar yapıp gelen üyeler ne düşünüyor bu konuda? Onların önerileri nelerdir? Bir beyin fırtınası yapalım ve gelecek yıllardaki buluşmaların temellerini şimdiden atalım, ne dersiniz? Hem forumun üstündeki kara bulutlar da bir nebze dağılmış olur.. Söz sizde efenim :) Not: Bence şu şöyle olsun, bu böyle olmasın minvalinde kısa öneriler yerine gördüğünüz tüm eksikleri kapsayan bir öneriler bütünü yazarsanız hepimiz için daha faydalı olur.

Benim de çok sevdiğim bir söz vardır mesela; rahmetli dedem çok söylerdi; "seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma, yani maydonoz olma" derdi. Neyse konunun özüne dönersek..Murat hocayla 1-2 saat önce telefonla konuştuk. Gayet güzel bir konuşma oldu. Konuşarak halledilemeyecek bir mesele olmadığına kanaat getirdik ve meseleyi çözdük, helalleştik. Yani benim için konu kapanmıştır. Beni tanımayan insanların hakkımda ne düşündüğü bu dakikadan sonra umrumda değildir. Neyi ne kadar bildiğimi zaten bilen biliyor, anlatmaya uzun uzadıya gerek yok.. Bundan sonra artık ileriki buluşmalarda nasıl bir yol haritası izleriz, aksaklık yaşanmaması için ne gibi önlemler alırız buna eğilmemiz lazım. Hepimizin ortak gayesi bu sporun yücelmesidir..Gerisi teferruattır bence. Herkese selamlar. Bir forum buluşmasında daha yeniden bir arada olmak dileğiyle..