Jump to content
Masatenisi.org Forum

cagan

Üyeler
  • İçerik sayısı

    1.886
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

  • Kazandığı gün sayısı

    85

cagan kullanıcısının tüm içeriği

  1. Selim abi sensiz forumun tadı olmuyor, bak geldin iki mesaj yazdın ortalık şenlendi. Forumu böyle seviyorum ben. Yeri gelecek münakaşalar olacak, üyeler birbirleriyle atışacak, o öbürüne bir şey diyecek, diğeri diğerine bir şey diyecek ki insanlar yazmaya mecbur kalacak. Birbirimizi uyandırmamız lazım bir türlü, vesile oluyor bu tarz şeyler. Herkes döksün eteğindeki taşları, oh oh. Bu genç kardeşimiz elbette bir suç işlemedi, kimseye saygısızlık etmedi. Ama bir hata varsa şurada var; bu genç kardeşimiz gerçekten bir şeyler yazmak, kendisini ifade etmek mi istiyor yoksa işkembe-i kübradan mı sallıyor? Bir şey söylüyorsak dayanağı sağlam olmalı, tecrübe etmiş olmamız lazım. Gerçi o zaman da işin içine izafiyet kavramı giriyor ama olsun. En azından söylediğimiz şeyin dayanağı biz oluyoruz. Doğrudur ya da yanlıştır bir önemi yok, eğer bir şeyler yazıyorsak kendimizden bir şeyler katabilmeliyiz, tecrübelerimize dayandırabilmeliyiz. Yoksa forumda defalarca söylenmiş şeyleri kopyala yapıştır mantığıyla yazmak ne yazana ne de okuyana bir şey getirmez.
  2. Bence herşey zamana yenik düşüyor, zaman geçtikçe işin tüm heyecanı kaçıyor. İnsanlar aynı yüzleri görmekten, aynı kısır döngü içinde gidip gelmekten sıkılıyor. Herkes bir yenilik, bir heyecan arıyor. İstanbul'daki veteran dernekleri ve bu sporu yapanlar üç aşağı beş yukarı belli. Ne eksik ne de fazla, hangi turnuvaya gitseniz bu simalarla karşılaşmak mümkün. Ups turnuvası olsun, FB Rating turnuvası olsun, Haydarpaşa turnuvası olsun, katılanlar ve dereceye girenler hiç değişmiyor. Böyle olunca da insanların tüm hevesi kaçıyor. Spor yapmak, masa tenisi sevgisi vs tamam ama bunlar da bir yere kadar götürüyor işi. Artık o eski heyecan, o eski çekişmeler de yok gördüğüm kadarıyla. Kısacası işin ne kadar çok içindeyseniz bazı şeylerden çok daha çabuk sıkııyorsunuz, ilk zamanlardaki o heyecanınız yerini bıkkınlığa bırakıyor. Bursa gördüğüm kadarıyla masa tenisinde ilkbaharını yaşıyor. Kurulan veteran derneği, yapılan turnuvalar insanları oldukça heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor. Gönül ister ki bu heyecan hiç kaybolmasın ama turnuvalar arttıkça, daha doğrusu zaman geçtikçe işin tüm heyecanı kaçmaya başlayacak. Üstüne bir de keyfi ve yanlış uygulamalar da eklenince kim kaçıncı olmuş, kim kimi yenmiş bunların hepsi önemini yitirecek. İşin acı ama gerçek tarafı bu. İstanbul'da yapılan Rating turnuvaları Hakan abinin de dediği gibi eski heyecanını ve popülaritesini kaybetti. Başıboş ve isteyenin ''parayı veririm, düdüğü çalarım'' edasında takıldığı; kendisini, seviyesini çok aşan gruplara yazdırdığı ya da boşluktan ötürü orda oynayabildiği bir ortam hakim. Böyle olunca işin tadı daha çok kaçıyor ama yapacak fazla bir şey de yok. Bursa bu heyecanını kaybetmez inşallah, en azından doğru uygulamalar olursa insanların hevesi kırılmaz, herkes için daha keyifli bir ortam sağlanmış olur.
  3. İstanbul olmaz. Neden olmaz? Birincisi oyuncu potansiyeli çok yüksek. Duyan gelmiş durumu olursa forum buluşması forum curcunasına döner, kimse bir şey anlamaz. İkincisi de buna bağlı olarak çok daha fazla emek ve maliyet gerektiren bir organizasyon ortaya çıkar, en ufak bir aksilik herşeyi berbat edebilir. Ama İstanbul'a yakın illerden birinde düzenlenirse, ki bu Bursa ya da Kocaeli olabilir, hayır demem doğrusu. Son üç buluşmaya baktığımız zaman İstanbul'a oldukça uzak yerlerde yapıldı ve hep İstanbul'dan az oyuncu geliyor diye dert yanıldı. Bursa ya da Kocaeli'de yapılırsa bu bahane de ortadan kalkar. Bursa; tarihi ve turistik güzellikleri, yemekleri vs ile ön plana çıkıyor bence. Hem Bursa'da yapılırsa Ege dolaylarından da (Bilhassa İzmir) katılım artabilir. Böylece gerçek anlamda bir forum buluşması yapılmış olur. Zaten çekirdek kadro buluşma Fizan'da bile olsa katılacağı için artık katılmak isteyip çeşitli sebeplerden ötürü katılamayanları düşünme zamanıdır diye düşünüyorum ve oyumu Bursa'ya veriyorum.
  4. Yer: Bursa Veteranlar Masa Tenisi Derneği Kahramanlar: Dernek bekçisi ve birazdan kapıdan dönecek olan masa tenisi sever - Kolay gelsin, ben masa tenisi oynamaya gelmiştim. -- Yassah Hemşerim, giremezsin. - Sebep? -- Derneğe üye olmayan giremez. - E tamam üye olalım o zaman, ne yapmam lazım? --Yaşın tutuyor mu, ehliyetin var mı, vizite kağıdın var mı, pasaportun var mı, kafa kağıdın var mı, oyun var mı, buyun var mı, ikametgah senedin var mı...? - Var var, hepsi var. Artık oynayabilirim değil mi? --Yok daha değil. TT-Rating'e üye olmazsan giremezsin. - Nasıl yani? O ne ki? -- info@tt-rating.com adresine bir boy fotoğrafınla özgeçmişini at, rakedin kombinasyon değilse işin zor. SBS setinden geçemezsen işin daha da zor. Neyse dediklerimi yap, üye ol gel oynamaya başlayabilirsin.... Sonuç: Türkiye'de masa tenisi gelişiyor. Ben söylemiyorum rakamlar söylüyor. Neyse susayım ben en iyisi, Rating'lerim sıfıra inecek yoksa
  5. Servis karşılamanın üç şartı var bence. İlki ve en önemlisi servisi nasıl karşılayacağını bilmek, ikincisi servisi okuyabilmek, üçüncüsü de bunları birbirine bağlamak, daha doğrusu aradaki reaksiyon süresini en aza indirmek. Birçoğumuz hangi falsoya nasıl bir tepki vermemiz gerektiğini kısa zamanda çözeriz. Daha sonra servis okumaya da başlarız yavaştan. Ama hep şunu deriz kendi kendimize: ''Oğlum top boş işte görüyosun ama hala altına giriyorsun'' vb..İşte sıkıntı bu, görüyoruz, nasıl karşılayacağımızı da biliyoruz ama yavaş kalıyoruz. Çok klişe olacak ama ilacı bol bol antrenman ve maç. Bayan sporcuların servis karşılama probleminin en temel sebebi spin ağırlıklı bir oyun yerine şutop ağırlıklı oyuna yönlendirilmeleri. Türkiye'de Milli Takım düzeyini saymazsak bayan oyuncuların çoğunun bakchand tarafında pütür var ve forehand tarafından da çok zorda kalmadıkça spin çekmiyorlar, şut atarak sayı almaya yöneliyorlar. Ben bunu biraz da hocaların kolaya kaçması olarak nitelendiriyorum. Zaten onları düz topa yönlendirerek masa tenisinin en temel taşı olan spinden uzaklaştırıyorlar, spinden korkar hale getiriyorlar. Ondan sonra ne servis atabiliyorlar, ne de servis karşılayabiliyorlar. Başka bir izahı olduğunu sanmıyorum, işin fizyolojik bir boyutu yok yani
  6. cagan

    Ma Long Denilen Makine!

    Ben Ma Long'un abartıldığını düşünüyorum. Robot haline gelmiş, asla yenilmez gibi gözüken bir boksör edası var Ma Long'da. Fakat bu devran hep böyle gitmeyecek. Gençliğinin verdiği avantajı şu an çok iyi kullanıyor ama 3-4 seneye kalmaz o hızını kaybeder ve düşüşe geçer. Ayrıca Pro Tour, World Cup, Asya Şampiyonası vs elbette önemli turnuvalar ama tarih her zaman Ferdiler Dünya Şampiyonası'nda şampiyon olanları hatırlıyor. Ben Ma Long'un hala işin hatice kısmında olduğunu düşünüyorum, daha bir netice elde edebilmiş değil. Hele bir Olimpiyatlar'da ve daha sonra 2013'de ferdilerde görelim bakalım makine miymiş hurda mıymış
  7. cagan

    Antranörlük Kursu

    Şimdi sorularımı sırayla soruyorum; -Neden herkesin uzun zamandır beklediği bu kurs böyle yangından mal kaçırır gibi düzenleniyor? -Nasıl oluyor da gerekli evraklar kurs başladıktan sonra temin edilebiliyor? -Neden bu haber ilk olarak yasaka sitesinde çıkıyor? Türkiye'de masa tenisini kim idare ediyor bilelim. (ben biliyorum da herkes bilsin diye soruyorum) -Yazılarından anladığım kadarıyla senin başından beri bu kursun düzenleneceğinden haberin varmış Onur. Her fırsatta Sabahattin Hoca ve sitesinin reklamına ayırdığın enerjinin milyonda birini neden bu haberi duyurmak için ayırmadın merak ettim doğrusu. -Katılımın çok olması isteniyor demişsin ama şaka yapıyorsun herhalde. Katılımın çok olması istense böyle apar topar mı düzenlenir bu kurs, yahut duyuru kaynaklarına olabilecek en son zamanda mı konur haberi? Daha sorulacak çok soru var da bunlar kafi sanırım.
  8. cagan

    Dandik Dandoy

    Romain'e bir de senden her ay düzenli olarak 500 euroluk alışveriş yapacağım diye mail at Ahmet abi, aradan 1 dakika geçmeden de gelen kutunu kontrol et Şaka bir yana ilgisiz satıcılar benim de sinirime dokunuyor. Dandoy yerel bir satıcı değil, dünyanın hemen hemen her yerine satış yapıyorlar, gerçekten de önemli bir marka masa tenisi sporu için. Böyle bir ortamda bunca mail ile uğraşmak zorundalar maalesef. Eğer dünyaya satış yapan bir firmaysanız koyarsınız bir tane adam bilgisayarın başına, tek işi gelen tüm mailleri cevaplamak olur. Zaten canlı yayın anahaber ya da izdivaç programının mail adresi değil. Gelecek mail sayısı üç aşağı beş yukarı bellidir. Müşteri memnuniyeti sadece piyasa fiyatının altına mal satmakla, 50 euro üstü alışverişe kargo ücreti almamakla sağlanmıyor. Eğer müşteri size ulaşmak istediği an ulaşamıyorsa orda sıkıntı var demektir. İster küçük bir satıcı olun isterseniz dünyaya mal satın farketmez. Bu işin kuralı budur ve müşteriyi bir satıcıya bağlayan en önemli faktörlerden biri de satıcının ilgisidir.
  9. Rakibe saygı duymak demek onu ciddiye almak demektir. İyi ya da kötü rakip yoktur, saygı duyulması gereken rakip vardır. Kat kat zayıf da olsa ona çaktırmadan ya da bilerek verilen her sayı asıl ego tatminidir. Ben kendimden çok üst seviyedeki oyuncularla bir çok kez karşılaştım. Ben sonucun ne olacağını biliyorken, karşı tarafın sırf egosunu tatmin edecek diye beni oyunda tutma çabalarını çok karaktersizce buldum ve her seferinde maç çabucak bitsin istedim. Kaldı ki bunu benden kat kat üstün olmayan oyuncular da yapmaya çalıştı çoğu zaman. Kısacası benim gözümde antipatik olmak isteyenler varsa bana bilerek sayı verebilirler. Ama saygı duymamı isteyen rakiplerim de gerçek mücadelerini ortaya koyar ve gerekirse sayı bile alamam. Sayı vermek vermemekle pek ilgisi yok ama söylemeden geçmeyeyim. Yenilen hangi oyuncuya sorsanız maçı kendisi vermiştir. Yani maç yahut sayı alan kimse yoktur, hep birileri verir, başka türlü yürümez bu iş
  10. cagan

    Lastiklerin Dereceleri

    Aslında ben de bu çelişkiden muzdaripim Tanju abi. Sorduğum soru da kafa karışıklığımı gidermek içindi. Genel olarak böyle bir kanı var ama sadece etken sünger sertliği mi ya da tırtık yapısı mı, ne ne kadar etkili atış açısında bunu öğrenmek istedim. Yoksa tenergy 05 gayet taş gibi bir lastik ama atış açısı oldukça yüksek. Bu veya bunun gibi örnekler çoğaltılabilir ama genel olarak sert lastik alçak atar gibi bir algı herkeste mevcut bence.
  11. cagan

    Lastiklerin Dereceleri

    Velhasıl kelam sert süngerli yani derecesi yüksek olan lastikler alçak atarken sertlik derecesi düşük olan lastikler yüksek atar.
  12. Kullanıp beğenmedikleriniz değil de, beğenip de kullanamadıklarınız diye bir başlık açsaydınız keşke Tanju abi Lastik olarak Sinus Alpha kullandığım en anlamsız lastikti. Tahta olarak da Timo Boll Off- diyebilirim. Zaten 1 aya kalmadı çatladı kendiliğinden. Onun dışında da beğenmediğim tahta ve lastikler oldu ama gerçek performanslarını gösterebilecek şartları yaratmadığım için bana uymadılar belki de.O yüzden kötü deyip günahlarını almak istemem mübarek Cuma gününde
  13. cagan

    Lastiklerin Dereceleri

    Peki madem öyle ben de bir şey sorayım. Sünger sertlik derecesi ile lastiğin atış açısı arasında nasıl bir orantı var ? Doğru orantı mı ters orantı mı? Yoksa sadece içe dönük tırtık yapısı mı belirliyor atış açısını?
  14. Donic Silver jenerasyonundaki lastiklerden muadil illa bulunur ama ihtiyacı karşılamaz bence. Çünkü onlar da yavaş yavaş üretimden kalkıyor. Son çıkan lastiklerin hemen hemen hepsi Tenergy'ye benzetildiği için üst yüzeyi top tutan lastikler. O yüzden bu şartlar altında Silver'a alternatif bulmak pek mümkün gözükmüyor. E madem yeni nesil alternatif yok, Silver ile devam etmek en mantıklısı. Kalkıp f3 ya da sonex jp almak anlamsız olur.
  15. 1. ve 2. gruplarda ilk ikiye girecekler belli. En karışık grup 4. grup. Ordan her sonuç çıkabilir bence. Samsonov'un Mattenet ve Mizutani'nin gerisinde kalacağını düşünüyorum. 3. grupta da ilk 2 belli gibi, Timo Boll yine belalısı Oh Sang ile aynı grupta
  16. Timo ile Wang Hao final oynar, çekişmeli geçen maçı Wang Hao alır ve şampiyon olur.
  17. Tim'in sitesinde kırmızı 1.8 mm ve siyah 2.0 mm seçenekleri mevcut. Hazır 1.8 mm varken ve de indirimdeyken ordan kendinize bütçeniz dahilinde bir stok yapabilirsiniz bence.
  18. İlk başta kontrolün artması hoşuna gidecek ama bu tahtalar off tahtalara göre yüksek atan tahtalar. Alışana kadar baya zorluk çekebilirsin. Onun dışında sert tahtadaki gibi etkili şutlar, ya da bloklar da olmayacak. Bunları da düşünerek seçim yap derim. Bence pütür takıp defans oynamayacaksan gereksiz olur bu tarz bir tahta alman. Onun yerine alabileceğin yüzlerce allround tahta mevcut. Bir de imzanda yazan andro blax off oldukça dengesiz bir tahta. Orta katmanı balsa olduğu için içi boş hissi veriyor, hem dayanıksız hem de ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir tahta. Bence sorun tahtanın kendisinde, hızlı olması yahut olmamasında değil. Tahtanı daha dengeli ofansif bir tahta ile değişirsen eminim ki sorunlarını büyük ölçüde çözeceksin.
  19. Benim tutumum gayet net bu konuda. 10-0 önde iken rakibe bilerek sayı vermek centilmenlik değil, ego tatminidir. Rakibe saygı değil saygısızlıktır, spor ahlakıyla bağdaşmayan bir durumdur. Bunu alt seviyeden tutun da dünya klasmanındakine kadar bir çok sporcu yapıyor ama bence son derece gereksiz ve saçma bir hareket. Eğer benden çok düşük seviyede bir oyuncu ile oynuyorsam ve durum 10-0 iken bilerek sayı veriyorsam bu ukalaca bir davranış olur. Aynı şekilde dünya klasmanındaki iki oyuncu oynarken de bu skor oluşsa ve biri diğerine bilerek sayı verse, maçın ordan dönmeyeceğinin garantisi var mı? Yok. Eğer biri nasıl ki 10 sayı üstüste alabilmişse diğeri de pekala alabilir. Keşke böyle bir durumda 10-0 dan geri dönebilen bir oyuncu çıksa da bu saçma uygulama tarihe karışsa. Velhasıl kelam bilerek sayı vermenin altında rakibe saygıdan ziyade ego tatmini yatıyor bence. Hadi bunu sadece amatörler yapsa neyse de profesyonellik bu tarz davranışları kesinlikle kaldırmaz. Düşen rakibine acıyıp son darbeyi vurmazsan yerden kalktığında o sana asla acımayacaktır.
  20. Ben de Fatih abiye yazdım Turushan abi, alıntı yapmayınca karışıklık oldu, yoksa aynı fikirdeyiz
  21. Ben devamından bahsediyorum. İlk başta Hao 2-1 önde gözüküyor ama devamındaki sayıdan sonra scoreboard 3-1 Ovtcharov lehine. Bir daha izlerseniz farkedeceksiniz zaten.
  22. Sayıyı Wang Hao'ya vermemiş ki hakemler. Durum 2-1 olduktan sonra Ovtcharov'un backhand spinle aldığı sayı ile birlikte durum 3-1 Ovtcharov lehine gözüküyor. Yani hakemler sonuç itibariyle sayıyı Ovtcharov'a vermişler. Ama bence ilk karar doğruydu, top masa yüzeyinin köşesine değmiyor, direk olarak yan kısma temas edip düşüyor. Gerek ilk gösterimde gerekse ikinci gösterimde anlamak mümkün bunu. Son gösterim biraz yanıltıyor ama dikkatli bakılırsa orda da topun masanın yanına temas ettiği anlaşılır.
  23. cagan

    P500 Or P700?

    To be or not to be..
  24. Ersun abi, o nasıl söz. Ama kendisinin dışında birisinin daha o hesabı kontrol ettiğini biliyorum. Zaten ona ve son zamanda atılan mesajlara istinaden söyledim bunu. Yoksa tabii ki hesabın sahibi Gencay.
  25. Hesap Gencay'a ait ama o mesajları atan Gencay değil, bir başkası.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..