cagan

Atladığınız çok önemli bir nokta var. Bizim derdimiz yetersiz ve gönüllü antrenörlerin varlığı değil. Yetersiz olup da bu işten nemalanmak isteyen insanlar asıl problem. Onların varlığı bu işi gerçekten yapan insanların da önünü tıkıyor. Ben naçizane bilgimle bu sporu hiç bilmeyen insanlara öğretme gayreti içinde olabilirim mesela, bu oldukça da faydalıdır. Ama kalkıp saati şu kadar ücretten ders verirsem hem haddimi aşmış olurum, hem de bu işi gerçekten yapan insanlara saygısızlık yapmış olurum. O aradaki ince çizgiyi ayırt etmek çok önemli. Gönüllü olmak başka, paraya gönüllü olmak başka..

Bence konu yanlış yerlere sapıyor. Forumda defalarca konuşulan üslup konusu hala tam kavranabilmiş değil. Hele hele de birbirini tanıyan üyeler arasında hala bu tarz garip üslupların olması beni şaşırtıyor. Konu açılmış, açılma amacı da belli, neden bu kadar ciddiyetle üzerinde duruluyor anlamış değilim. Benim de onca tahtam olsa ve birisi çıkıp yuh dese hiç de rencide olmam, ki hakikaten yuh denilecek bir durum var ortada. Zenginin malıyla, züğürdün çenesiyle de alakası yok mevzunun. Biz her daim züğürdüz nasılsa, iyisi mi hiç konuşmayalım artık.

Az önce Bora ile sohbet ederken konu bir anda Milli sporcularımıza (devşirme olmayanlarına) geldi. Onların uluslararası arenada neden bir türlü istenilen konuma gelemediklerini konuşuyorduk. Tabi çok yüzeysel bir değerlendirme bu, çok daha derinlere inilebilir elbette ama Türkiye'deki üst düzey antrenörlerin artık yetersiz kaldığını düşünüyoruz. Büyükler kategorisine gelene kadar bir türlü uluslararası arenada rekabet edebilecek oyuncular çıkarmayı başarıyoruz. Ama büyükler kategorisine geldikten sonra oyuncular genelde gerileme dönemine giriyor yahut oldukları yerde sayıyor. Bunda elbette masa tenisinin Türkiye'deki durumu, oyuncuların maddi kaygı içine düşmesi gibi faktörler de etkili oluyor ama genel anlamda uluslararası arenada rekabet etmemizi sağlayacak antrenörlere sahip olmadığımızı söylersek pek de abartmış olmayız herhalde. Geçen seneydi sanırım, Ntv'de yayınlanan bir programa Gencay ile Peng Fei birlikte katılmışlardı. Spiker, bu sporda en iyi kim diye sorduğunda Gencay tabiki Çin'liler cevabını vermişti ve daha sonra aynen şunları söylemişti. '' Bir yere kadar herşey aynı gidiyor, ama bir noktadan sonra fark açılıyor''. Bu sözden çok anlam çıkarabiliriz elbette ama benim anladığım ve en azından bu durumun bir sebebi olarak gösterebileceğim şey üst düzey antrenörlerimizin artık yetersiz kalmasıdır. Bu söylenenlere ve de görünenlere göre iş sadece altyapıya önem verme vermeme mevzusu değildir. Ülkenin gerçekten üst düzey antrenörlere ihtiyacı var. Çin'li sporcuları devşirmek yerine, işe sağlam antrenörleri bünyemize katarak başlasak eminim sporumuz ve sporcularımız için çok daha iyi sonuçlar elde edebiliriz.

Akla ilk Saadettin abi geliyor tabi ki. Ama bu koleksiyon Saadettin abininkini sollar gibi duruyor ne dersiniz ? Şu ana kadar çok direttik resimlerini çekip koyması için ama bizi mahrum bıraktı koleksiyonundan, belki şu konuyu görünce (hazır fotoğrafçılığı da kendisine hobi edinmişken) çalışmalara ufaktan başlar

Hergün birini denemeye kalksa ömrü vefa eder mi acep?

Hükümet, yurtdışı alışverişteki vergi muafiyet sınırını 150 Euro'dan 75! Euro'ya düşürdü. Amaçları ne anlamak mümkün değil. Bu sınırı belirlerken, yapılan alışverişlerin genelini baz almışlar ve yüzde 95'lik kısmının 75 Euro ve altında olduğunu saptamışlar. İşte haberin linki; http://www.tumhaber....verenler-dikkat

Dealextreme'in alternatifi olan bir çok site bulmuştum ve bunlardan gözüme kestirdiğim buyincoins'e dün bir ürünün ellerinde olup olmadığını sormak için mail attım ve aradan 2 saat geçmeden cevap geldi. İşte satıcı budur

O zaman herkes kendisinden iyi oynayan kişiye hocam desin, böylece ortalık hocadan geçilmez. Zaten az hacı hocamız var.. (üstüne alınma Cihan bu kısım işin esprisi) Mevzu kimin kime nasıl hitap ettiği mevzusu değil Cihan. Sen olayı çok baside indirgemişsin. O senin tercihindir, kimse sana karışmaz zaten. Bizim derdimiz; kendisine etrafındaki kişilerin de gazıyla hoca sıfatı yakıştırıp bu işten haksız rant sağlayan insanların varlığı. Aslına bakarsan onlara hoca deyip bu payeyi verenlerin de biraz hatası var Mehmet abinin dediği gibi. Çünkü o zaman bu işi gerçekten yapan insanlarla, şarlatanların bir farkı kalmıyor. Hakedenler yerine haketmeyenlere değer gösteriyoruz diye de masa tenisi bu halde olabilir belki. Hatta hayatın tüm alanlarında durum böyle sanırım. Ne zaman herkes hakettiği değeri görür, o zaman işler rayına oturur.

Aslında acelem yok ama bu konularda biraz sabırsız biriyim, sorun biraz da ondan kaynaklandı. Fakat maillere ve canlı sohbette yazılanlara cevap vermeyip, sipariş iptaline cevap vermeleri baya bir soğuttu beni. Madem maile cevap yazabiliyorsun, her zaman yazmalısın. Para elden gidiyor kaygısıyla cevap yazarsa o iş olmaz. Bu siteye alternatif bir çok site mevcut ve netten araştırmalarıma göre diğer sitelerle problem yaşayan kişi sayısı çok az. Dealextreme biraz fazla sorumsuz bence, siparişin ne zaman geleceği çok da umrumda değildi ama dediğim gibi maillere cevap alamamam canımı fazlasıyla sıktı ve dealextreme defterini tamamen kapattım. Sabrın yanında biraz da sorumsuzluğa tahammül gerekli bence

Dealextreme beni tam bir hayal kırıklığına uğrattı. Gerçekten hayatımda gördüğüm en kötü satıcı diyebilirim. Sipariş ettiğim tablet pc tam 1 haftadır paketleme sürecinde gözüküyor ama hala gönderilmedi.(siparişi vereli de 16 günü geçti) Ben de hemen iptal ettim siparişimi. Ne olduysa şu ana kadar maillere cevap atmayan çok değerli dealextreme! ben siparişimi iptal edince, ürününüz artık stoğumuzda beyefendi, hala iptal etmek istiyor musunuz tarzı bir mail atmış. Ben de hiç düşünmeden iptal ettim siparişi. Bir arkadaşım için de 30 dolarlık (tüm ürünler stokta görünüyor bir de) sipariş verdim 1 hafta önce, ondan da tık yok. Böyle giderse onu da iptal edeceğim. Dealextreme'den alışveriş yapacak olanlar 2 defa düşünsün derim.

Herkese merhaba; Bu sene forum buluşmasına da katılan Osman kardeşimiz Mersin'den Konya'ya taşınacak ve lise eğitimine bu ilimizde devam edecek. Konya'da masa tenisi oynamaya devam etmek istiyor, fakat nerede masa tenisi oynanıyor, yahut kiminle irtibata geçecek bu konuda pek bir bilgisi yok. Foruma Konya'dan yazan bir hocamız vardı sanırım. (notsniw nick'li). Ona mı ulaşsın yoksa başka birileri de var mıdır masa tenisi oynayan? Burdan yazarlarsa ben de Osman'a iletebilirim.

Susmak yok, yola devam Samet. Eğer sen, ben konuşmazsak, ortada dönen çarpık işlerden insanları haberdar etmezsek bu devran böyle sürüp gider. Madem bir şeylerin değişmesini istiyoruz, en azından yapabileceğimiz lafımızı esirgememek, ne görüyorsak burada paylaşmak. Kısa sürede bir sonuç elde edemeyiz belki ama uzun vadede getirisi olacağına canı gönülden inanıyorum. Bir sonuç elde etmeyi de geçtim artık, en azından gördüklerimizi yazmak, susup oturmaktan, görüp de birşey yapmamaktan kat kat iyidir.

Ben diğer başlıklarda Mehmet abiyle paralel şeyler yazmıştım, burda da yazayım. Maalesef bazı insanlar hocalık yapmayı, ders verdiği kişiye 1-2 saat top tutmak, arada bir de ona yanlışlarını söylemek olarak görüyor. Ama bir hocanın ilk işi, ders verdiği kişinin oyun tarzına uygun ekipmanı belirleyip, onun eksiklerini kapatarak güçlü enstrümanları üzerine bir oyun planı kurmasına yardım etmek olmalı. Sadece temel teknikleri öğretmek hocalık sayılmaz. Bunu video izleyerek yahut çevredeki iyi oyuncuları taklit ederek de başaran bir çok insan tanıyorum. İş sadece el düzgünlüğü yahut teknik bilmek olsaydı herkes süper ligde oynardı. Demek ki çok daha fazlası lazım ve bu noktada da gerçekten işi bilen insanların yardımı gerekiyor. Bir de ücret mevzusu ayrı bir karmaşa. Kim neye göre bir ücret belirliyor? Bu işin Türkiye'deki piri diyebileceğimiz insanların bile çok uçuk rakamlara ders vermediği bilinirken, hocalık seviyesi sorgulanabilecek insanların astronomik rakamlara ders verme çabaları beni gerçekten hayrete düşürüyor. Buna dense dense kandırmaca, aldatmaca denir. Aslında fazla da bir şey diyemiyorum, çünkü kandırılmamak da biraz insanın elinde. Birine ''sen niye insanları kandırıyorsun'' demek yerine, niye araştırmadın da aldatıldın demek daha doğru gibime geliyor. Bu insanlara fırsat verilmezse, işin ehli diyebileceğimiz insanlar bu ihtiyaca karşılık verirse eminim ki çok daha iyi sonuçlar elde edilebilir.

Caizdir efenim.

Evet, kesiliyor. Ama önceden elden ödediğimiz paralara kesilmiyordu Bize, ''salonu 3-4 milyara kiraladık'' gibi komik palavralar atılıyordu, tabi ki kolpa. Dekont isteyip, biraz sesimizi çıkardığımızda bize Sabahattin hocanın akbank hesabına yatırılmış bir dekont gösterildi o kadar. Yani şu an para spor aş'ye gidiyor ama salonun üzerinde hala söz sahibi başka birileri var bu kesin

Aidatı yukarı ödüyoruz ama haftalık 3 gün için. Onun dışındaki günlerde gidersek fiş açtırmak zorundaymışız. Garip bir sistem anlamadım ben de.

Malum o salonu senelerdir İBB sporcuları ve Sabahattin Hoca'nın kurduğu Akpınar Spor Klübünün oyuncuları kullanıyordu. Cebeci'de yeni salon yapılınca ve sporcular antrenman için oraya taşınınca burası boş kaldı haliyle. Fakat Sabahattin hoca oranın başı boş kalmasına pek razı olmadı.(nemalanmak amacıyla tabi). Ve halka açtı salonu. Attı da attı. Yok şöyle yapacağız, yok şunları getireceğiz, yok ders vereceğiz, yok araba ödüllü! turnuva yapacağız falan da filan. Tabi bunlardan bir tanesi bile gerçekleşmedi. Salon ilk açıldığı zaman terfi liginin yaklaşmasından da ötürü baya iyi oyuncu geliyordu fakat terfilerden sonra bunlardan bir tanesini bile görmedim orada. Sürekli olarak Beşiktaş'lı oyuncular gelip antrenman yapıyor bir de, arada bir bu oyuncularla kanka olan diğer lig elemanları da salonu istila ediyor. Anlamadığım nokta; salonu Spor A.Ş işletecek dendikten sonra gittiğimizde 4-5 tane takım elbiseli adam gelip bize fiş aldınız mı diye sordu. Tabi biz Sabahattin hoca düzenine alıştığımızı, ona aidat ödediğimizi falan söyledik. Fakat adam beni yukarı çıkartıp zorla fiş açtırdı ve artık Sabahattin hocanın salonla bir ilişkisinin kalmadığını, işletmeyi üstüne basa basa Spor A.Ş nin aldığını söyledi. Bizler de tamam öyleyse dedik. Fakat nasıl işse salona antrenör olarak atanan kişi Sabahattin hocanın biricik öğrencisi Halil Hacı! Hala bizler salonu aradığımızda yok Bjk takımının 15 gün antrenmanı var gelmeyin deniyor. Madem Spor A.Ş aldı bu işletmeyi, nasıl oluyor da Sabahattin hoca yahut bir başkası salonu babasının çiftliği gibi kafasına göre kullanabiliyor? Salona, bizlere masa tenisi öğretmek için atanan Hoca ise arada göstermelik 1-2 set maç yapıyor bizle, ama biz antrenman programı çalışma vs isteyince, yok çok topumuz yok, yok sizin tekniğinizi düzeltmek seneler alır, size de eziyet olur gibi bahaneler sürüyor ortaya. Yani masa tenisinden soğumak için ne kadar çok neden var aslında. Öyle değil mi?

Medeniyetin beşiğinde!, Avrupa yakasında oturuyoruz güya ama maalesef koskoca İstanbul'da masa tenisi oynanabilecek ne kadar salon varsa hepsi Anadolu yakasında toplanmış. Bu durum iyiden iyiye can sıkmaya başladı ama yapacak bir şey de yok maalesef. Belediye'nin yerleri malum, alan geniş oluyor ama masaların kalitesi düşük. Genelde pinpon oynayan kesime hitap eden yerler oluyor buralar. Masa tenisini ciddiye alan, düzenli antrenman yahut maç yapmak isteyenler için uygun bir salon yok maalesef. İstanbul'un trafik keşmekeşi, benzin pahalılığı, ulaşım ücretlerine zam derken kıta değiştirmek işin astarını yüzünden de pahalıya getiriyor. Lafı bağlayacağım noktaya şimdi geliyorum. Yaklaşık 2-3 senedir Zeytinburnu'ndaki Ups spor klübünde antrenmanlara devam ediyordum. Fakat salon haftanın 3 günü açık oluyordu ve bu süre ben dahil bir çok masa tenisi sever için azdı. Salonun hergün açık olması için çok çabaladık ama nafile. Daha sonra Bayrampaşa Spor Komleks'indeki salon veteranlara açıldı dendi ve sevindik açıkçası. Çünkü hergün masa tenisi oynayabileceğimiz, iyi kalitede masaları ve zemini olan , duş, otopark ve kantin gibi imkanlara sahip bir salonumuz olacaktı. Fakat işin gidişatı daha baştan mide bulandırdı. Bizlerden salonda oynama ücreti altında makbuz verilmeksizin aidatlar toplandı. (bir nevi değnekçilik desek abartmış olmam herhalde). Daha sonra çeşitli bahaneler öne sürüldü. (yok x takım antrenman yapacak, yok badana boya var, yok şu yok bu vb..) Ve çeşitli periyotlarda, salon veteranların kullanımına kapandı. Ondan sonra salonun işletmesini Spor A.Ş aldı dendi ve buna biraz daha sevindik, çünkü en azından vereceğimiz paranın nereye gideceğini biliyorduk. Emekli, kamu çalışanı ve öğrenciler için de aidatlarda indirime gidilince bizim için tadından yenmez bir hal aldı durum. İbb sporcularının antrenmanları da yeni yapılan Cebeci spor salonuna alınınca salonu rahat rahat kullanabilecektik artık. Ama bu da kısa sürede yalan oldu. Haftanın 7 günü istediğimiz gibi masa tenisi oynayabileceğiz derken nedenini anlamadığımız bir şekilde salonu 3 gün kullanma hakkı verildi bizlere.(onun dışında gelen giden Allah'ın bir kulu yok, salon boş boş duruyor) Yok efendim salona hoca tutulmuş muş da, ona 3 gün için para veriliyormuş da falan da filan da. Neyse ona da eyvallah dedik, çünkü başka alternatifimiz yok. Fakat bu sefer salona her gidişimizde salon süper lig oyuncularının istilasına uğruyordu. Boş masa bulmak, yahut o oyuncular oynarken salona girip oynamamız pek mümkün olmuyordu. Sonra yine şu takımın 15 gün antrenmanı var gelmeyin vs. gibi bahaneler ortaya sürülerek bizler yine salondan uzaklaştırıldık. Uzun lafın kısası ortada hoş olmayan bir tablo var ve kaynağı da az çok belli gibi. İsim vermek istemiyorum ama salonu babasının çiftliği olarak kullanan birileri burda istediği gibi at koşturuyor ve buna bir dur diyen de yok maalesef. Yakında salon veteranlara da kapatılırsa hiç şaşırmam açıkçası. Bunu sizlerle paylaşmak istedim, çünkü gerçekten garip şeyler dönüyor ortada. Spor A.Ş işletiyor dendikten sonra hala birileri salon üzerinde keyfi uygulamalara gidebiliyor. Gerçekten garip.

E boy 1.90 olunca

Teskere: Sandalye=> Yanlış. Tezkere: Askerliğin bittiğini gösteren belge=> Doğru

Ben pek normal ayakkabı giymiyorum Tanju abi. Genelde spor ayakkabı giyerim günlük hayatta da. Ama normalde 45 giyiyorum ve Speedflex ayakkabım da 45 numara. Alırken kalıbı küçüktür diye 46 denemiştim ama çok büyük gelmişti, ben de 45 ini aldım tam oturdu. Ayakkabıyı net üzerinden almak biraz sıkıntı oluyor, deneyebilmek oldukça önemli. Yoksa değişimi, ıvır zıvırı derken hem zaman kaybı oluyor hem de ekstra kargo masrafı çıkıyor. Ama masa tenisi ayakkabısı satan bir mağaza olmayınca çevrede, net üzerinden almaktan başka çare kalmıyor.

Donic Speedflex fiyatına göre alabileceğin en iyi ayakkabıdır Kürşad. Ben de 6 aydan beri kullanıyorum, hala ilk günkü gibi sapasağlam.

Bakalım Üniversite Olimpiyatları varmış bu haftasonu, pazartesi yahut salı da ses çıkmazsa iptal eder gittigidiyor.com dan alırım bir tane

Dealextreme'den alışveriş yapacakların yahut yapmak isteyenlerin dikkatine. Yaklaşık 11 gün önce kendime bu siteden 1 adet tablet pc sipariş verdim. Tedarik ve kargolama süresi 3-7 gün olarak görünüyor. Amenna, acelem yok beklerim, ne paketler bekledim de bir sıkıntı yaşamadım ama işin can sıkıcı tarafı adamlar ne canlı sohbette ne de mailde yazdıklarıma hiç geri dönmediler. İlk defa böyle bir durum başıma geliyor. Bu kadar ilgisiz ve umursamaz bir satıcı ile ilk defa karşılaşıyorum. Biraz araştırınca farkettim ki almak istediğim türden tablet pc'leri zaten yurtiçinden de tedarik etmek mümkünmüş. Şimdi siparişimi iptal etmekle etmemek arasındaki ince çizgide gidip geliyorum. Param gitse hiç üzülmem ama bu kadar sorumsuzluk, hele de muadil siteler varken ve satıcıları daha ilgililerken, fazlasıyla can sıkıcı. Facebook sayfasını da takip ediyorum, benzer durumla karşılaşan çok kişi var. Kimsenin E-Mail'lerine geri dönüş yapmıyorlarmış. Adamlar galiba bu kadar ucuza ürün sattıkları için müşteri memnuniyeti vs gibi şeyleri pek kafalarına takmıyorlar. Pazartesi yahut salı günü de ses çıkmaz ve siparişim kargoya verilmezse siparişimi iptal edip parayı geri ödemelerini bekleyeceğim. Alışveriş yapacakların aklında bulunsun yaşadığım durum ve ona göre tedbirli olsunlar. Yurtdışı alışveriş köşesinden şimdilik bu kadar efendim. Yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.