PingPongMan

Tsu, bu durumda en modern masa tenisini ben oynuyorum demektir, çünkü ben masanın dibinden oynarım, hatta masanın üstüne çıkar oynarım, dayanamam şimdi Timo'nun modern masa tenisi oynadığı konusunu ben söylemiyorum, ama otoriteler söylüyor. ben otorite sayılmam ama benim gördüğüm ve söyleyebileceğim, Timo modern masa tenisi oynuyor ama rakibi buna izin verdiği sürece elbette... rakip ondan daha iyi oynuyorsa, isterse masanın üzerine çıksın veya düz açıyla atsın farketmez, oyunu demode görünecektir. ayrıca, örneğin, Yunanistan Avrupa Şampiyonu olurken pek de modern bir futbol oynadığı söylenemez... diğer modern oynayanlara ne oldu? suya düştü boğuldu... neyse, Timo'ya dönelim... geçen hafta sonu ilk defa resmi bir turnuvaya katılan Timo, finalde Samsonov'a kaybetmiş, ama form durumundan memnunmuş. bu turnuvanın hemen ardından, Almanya'ın Wolfsburg kenti yakınlarındaki Wesendorf kasabasında kampa girmişler; kampta: aralarında Samsonov, Primorac, Maze, Heister, Blasczcyk, Rosskopf gibi ünlülerin de olduğu Avrupa'lı masa tenisçiler Asya'ya karşı ortak olarak hazırlıklarını sürdürüyorlarmış... kamp bitiminde yine kendi aralarında resmi bir turnuva oynayacaklarmış. yani Avrupa cephesi böyle... Çinliler n'apıyorlar peki şu sıralarda... onların antrenmanları çok zevkli geçiyor, hepsi de çok neşeli ve ciddi bir biçimde antrenman yapıyor. işte resimleri: çin masa tenisi takımı antrenmanından görüntüler antrenörleri General lakaplı Zenhua Cai, geçenlerde değişik bir servis antrenmanı geliştirmiş: herzaman biryantinli olan saçlarına sürdüğü topu oyunculara veriyor ve çiftler maçındaki gibi topu sağdan karşı tarafın sağına en az iki kere vuracak şekilde servis atılmasını istiyormuş. 10'da 10 atamayan 20 Euro kaybediyor, atabilen ise 10 Euro kazanıyormuş :))) eee, ne var bunda demeyin, çünkü bunu sadece ve sadece 15 yaşındaki Guo Yue, üstüste 20 kez başarabilmiş, diğerlerinin hepsi kaybetmişler. bununla da yetinmeyen General, masanın 4 köşesine A4 kağıt koydurarak, oyunculardan servislerini bu kağıtların üzerine düşürmelerini istemiş, 10 servisten 8'ini beceremeyen iddiayı kaybediyor. gene ne var bunda demeyin, şöyle bir ayrıntı var: bir oyuncu servis atarken, diğer oyuncular var güçleriyle bağırıp, çağırıp, el çırpıp, ayaklarını yere vurup gürültü yapıyorlarmış. sonuçta, testi geçen sadece eski şampiyon "King" Kong Linghui olmuş. Wang Hao ilk 7 servisi atmış ama son üçünü başaramamış... son olarak da, Timo'nun modern olmayan oyununa örnek olması açısından bir video linki koyarak bugünkü muhabirlik görevimi bitiririm timo vs. ding song (dikkat: 49 topluk ralli = 8 MB) Ping the official olympic reporter Pong

daha kaç yaşında ki Peng Fei? yıldızlarda avrupa şampiyonu bile olsa, büyükler olayı başka. Alman Christian Süss de yıllarca Avrupa Gençler Şampiyonu olmuştu, ama Alman 1. liginde anca tutunuyor işte... bir bakıyorsun olmadık birini yeniyor, bir bakıyorsun rahat yener dediğin adama yeniliyor... Peng Fei de, daha üstünde çok çalışılması gereken bir çocuk. umarım gelecekte de başarılara imza atacak şekilde çalışmalara devam eder. Ping

estağfirullah, uyarı değil benimkisi, sadece küçük bir bilgi mahiyetinde, belki de Saadettin bilmiyordur öyle bir durum olduğunu diye, hehe. ayrıca, yazıların tamamını büyük harf yazanlar: ERTAN BEY'İ DUYDUNUZ, BUNDAN SONRA LÜTFEN YAZILARIN TAMAMINI BÜYÜK HARFLE YAZMAYINIZ!!! Ping the servant to the forum Pong

Merhaba Dinçer, foruma hoşgeldin... elbette ki buluşmada seni de aramızda görmek isteriz. seni listeye ekledim. arkadaşlar, yakında yeni listeyi ve buluşmanın detaylarını göndereceğim. çok az kaldı, azıcık sabredin :))) Ping the making people wait Pong P.S. Saadettin, ya herseferinde sen mesaj attığında ödüm kopuyor kırmızı kırmzı görünce, acaba mod'lardan zılgıt mı yiyoruz diye yav... forumlarda kırmızı renkli yazı uyarı yazısıdır da :

Bence bu konuda fazla ısrarcı olmamak lazım. İnternetteki forumların ve sohbet ortamlarının hemen hepsinde, bu foruma girişte de olduğu gibi, üyeler kendilerine "nick" tabir edilen kullanıcı adları alarak girerler; isim, bulunduğu yer vs. gibi kişisel bilgiler tamamen ihtiyaridir. Zorunlu olanlar vardır mutlaka ama ben rastlamadım. Olsa da zaten kimlik tespiti yapılmadıktan sonra oradaki kişisel bilgilerin doğru olduğuna kim emin olabilir ki? Ayrıca, benzer çoğu forum, misafirler tarafından da okunabilmektedir. Önemli olan, forum ortamında yazan insanın samimi olmasıdır bence... Üye: yazdığı yazılarla, foruma yaptığı katkılarla, forumdaki davranış biçimiyle forumun diğer üyeleri nezdinde bir şahsiyet olur ya da olmaz. Burada gerçek ismini kullanmış veye kullanmamış hiç önemi yoktur. Ben kendi adıma şunu söyleyeyim, şu ana kadar üye olduğum forumlar içerisinde en açık olduğum forum "masatenisi.org" forumudur. Yazılarımı takip edenler, benim kaç yaşında olduğumu, nerede oturduğumu, nelerle ilgilendiğimi falan da öğrenmişlerdir zaman içinde. Ayrıca, yine diğer forumlardaki tutumumun aksine burada sohbet ortamına da severek girdiğimden, birçok kişi benim gerçek ismimi de biliyor. Bunun ötesinde, ben bu bilgilerin gerçekliğini, İzmir buluşması gibi bir etkinlikte de doğrulamış olacağım. Benim için önemli olan ilk etapta kişinin adı, yaşı, mesleği, nerede oturduğu falan değil, olaylara yaklaşımı, mentalitesi, foruma olumlu/olumsuz katkısı, forumdaki davranışları vs.dir. Ör. bir üyenin yaşının küçüklüğü yüzünden belki de önyargılı olarak okuyacağım yazısını, böylelikle önyargısız okuyup değerlendirme şansım olur. Ancak, diğer forumlarda, çoğu üyenin yaşı nedeniyle dikkate alınmadığını görüyorum. Halbuki, ne demişler, akıl yaşta değil baştadır ve bunu burada yazısıyla ispat eden herkes benim gözümde, ismini, yerini, yurdunu bilmesem bile, bir bireydir. Beni, forumda yazılarımı izleyen herkes yeterince tanıyabilir; bu kişilerle, bir vesileyle şahsen de tanışıyoruz zaten. Ancak, sayısı 400'ü aşkın üyeden en fazla 30-40 kişinin faal olduğu, yani %10 civarında katılım olduğunu düşünürsek, kim olduğunu hiç bilmediğimiz ve belki de öğrenemeyeceğimiz kimselerin beni kağıt üzerinde şahsen tanımaları veya benim onları tanımam gerektiğini düşünmüyorum. Bu yüzden de, profilimdeki kişisel bilgilerim şu andaki haliyle sınırlı kalacak. Ayrıca, herkesin iş, statü, konum vb. özel sebeplerden dolayı kişisel bilgilerini verme veya vermeme durumu sözkonusu olabilir. Ör. bir işçi ile işvereni mesai esnasında burada karşılaşırlarsa bayaa komik olabilir tabii. :) O yüzden de, profil bilgilerini durumu müsait olanlar verir, olmadığını düşünenler de vermez. Kimsenin de, neden kişisel bilgilerini vermediğinin sebebini açıklamak zorunda olduğunu düşünmüyorum. Bu tür yaklaşımların, bu forumun dışa açıklığını azaltacağı görüşündeyim. Foruma katılmak isteyen biri, foruma girişte ihtiyari olan birşeyin, daha sonra içeride dayatılmasından rahatsız olabilir. Esasen burada sizlerin arzusunun, bu forumu daha samimi, güvenilir ve ailevi bir ortam haline getirmek olduğunu düşünüyorum. Ancak, bu şekilde bunun zor olduğu kanısındayım. Yukarıda dediğim gibi, bir üyenin gerçek kimliğini kim nasıl bilecek, gerçek yüzünü kim görebilecek bu foruma aktif olarak katılmadıktan sonra. Faal olmayanların üyeliğinin silinmesi konusu da zamanında konuşuldu. Hiçkimseyi de yazı yazmaya zorlamak doğru olmayacaktır bence, ama, aktif katılımcı ve katılım sayısını artırabilmek, buna bir çözüm bulmak, bu arzunuzun zaman içinde gerçekleşmesini sağlayacaktır. Her forumda olduğu gibi bu forumda da çekirdek bir yazar kitlesi bulunmaktadır ve forumu onlar ayakta tutmaktadır. Bu kişiler de birbirini zaman içinde şahsen tanımıştır veya tanımaktadır. Bence, bu forumun ayakta kalması için yeterlidir. Bunun ötesindeki istemler, suni ve istenmeyen ortamlar yaratabilir. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Gerçekten de Ertan Bey'i ve bu forumun kurulmasında ve işleyişinde katkısı olan herkesi tekrar kutlamak ve kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten, kolay bir iş değildir. Tekrar söyleyeyim, şahsen, üyesi olduğum forumlar içerisinde en açık olduğum, en çok vakit harcadığım ve severek, isteyerek, zevk alarak katıldığım tek forum burasıdır. Benim konuyla ilgili düşüncelerim bunlar. Teşekkür ederim. Ping the corner writer Pong

hımmmmmm, eeeeeeee, nasıl desem, hani bir dizi var, hani orada iki çocuk babası bir adam arkadaşına hani böyle, hani "layt" diye takılıyor ya, o aklıma geldi birdenbire nedense Ping the stone oven man Pong

şööööööyle : kaldım zaten, cevap bile yazamadım bir müddet Ping the paralyzed Pong

hadi bulama da gene dilimize düş... Ping the Dada light fume and run away Pong

dünkü mesajımda da belirttiğim gibi benim söylediğim bantlar kendinden yapıştırıcılı değil... o yüzden yapışkanın zaman içinde yayılması gibi bir sorun olmadığı gibi söküp takarken de sorun yok... kendinden yapışkanlı bantları ben de tavsiye etmem... Ping

aynı sorun bende de olduğundan, özellikle de benim tahtanın balsa olan sapı bir sünger gibi teri emip bir süre sonra yumuşamaya başladığından, geçen sene tenis/squash/badminton ekipmanı satan bir dükkana gidip oradaki raket sapı bantlarına baktım ve en ince olması bakımından en uygun görünen bir tanesini aldım. "Gripsy Classic" adındaki bu bant 0,5 mm ve raketin sapına, çekilerek/gerilerek sarıldığından daha da inceliyor ve bu nedenle tutuş hissini azaltmıyor; bu bakımdan çok iyi. ayrıca teri tutuyor, en önemlisi de kaymayı önlüyor. ben çok memnunum. ancak her antrenman veya maçtan sonra çıkarıp kurutmak lazım. bu şekilde bir bantı 6-8 defa kullanabiliyorum. hatta ılık suda yıkayıp biraz daha ömrünü uzatmak mümkün. bu bant 3'lük, 4'lük veya 10'luk paketlerde satılıyor; ben üçlüsünü almıştım. bir bant 60-70 cm uzunluğunda; bizim raketler için bu uzunluğun 3'te biri yeterli oluyor, bu nedenle 3'lü paketten 9 bant çıkmış gibi oluyor. kendinden yapışmalı değil ama yukarıda belirttiğim gibi, sapa sararken iyice çekerek/gererek sarınca, sap üzerinde çok iyi sabit duruyor; hiç kaymıyor. bu cilalı, yani kaygan saplar için de geçerli. daha sonra aynı markanın, yani Gripsy'nin bir de "well-grip" modelini aldım. o da aynı kalınlıkta, ancak onun iç tarafı biraz daha farklı; sökerken sap üzerinde kalıntı yaptı, o yüzden onu çok sevmedim. ama işlevsel olarak çok büyük farkları yok; ikisi de tere ve kaymaya karşı oldukça iyi... piyasada benzer başka bantlar da var (ör. pro ace, wilson) ama daha kalınlar ve gripsy kadar esnek değiller yani geremiyorsunuz. ayrıca, butterfly'ın da böyle bir bantı var, gayet ince o da, ama çok pahalı... ne yazık ki, paket üzerinde ne adres ne de internet sayfası verilmediğinden size bu konuda bilgi veremiyorum. avrupa'da dediğim gibi tenis/squash malzemeleri satan yerlerde bulunuyor. yine de fikir vermesi açısından şu linklere bir bakın: overgrips (ingilizce) gripsy (almanca) yakınlarınızda tenis ekipmanı dükkanı varsa oralara sormanızı tavsiye ederim. umarım yardımcı olmuşumdur. Ping the overgrip utilizer Pong P.S. Arsun, senin de bir zamanlar sorduğun sorunun yanıtını vermiş oldum böylece :))

evet, şimdi ben de onu diycektim ki, sen benden önce yazmışsın... :) kendisini tebrik ediyoruz ve ileride de başarılarının devamını diliyoruz. Ping the congragulating Pong

arkadaşlar, kavram kargaşası olmasın diye yazıyorum: co (veya cn) = CONIC yani konik sap oluyor, konkav değil !!! çünkü konkav = concave = flared (= içbükey) (Çağdaş, senin sorunun yanıtı aynı zamanda) ayrıntılı bilgi için bkz. raket sapi biçimleri Ping the nowadays Straight player Pong

Tsu, doğru söylüyorsun ama, şu anda masa tenisinde gidilmek istenen nokta, tam tersi aslında, yani biran önce oyun bitmesin diye uğraşıyor sayın üst makamlar... topu büyütme, servisin saklanmasının kaldırılması, yakın gelecekte zamklama olayının kalkacak gibi olması falan hep buna yönelik. yani modern masa tenisine ters şeyler bunlar o zaman... ama temel olarak Çinlilerin oyunu hep eskiden beri öyle olagelmiştir, biran önce topu öldürmek... yalnız, 3. topta sayı alınıyorsa modern masa tenisidir, olay 4. 5. 6. toplara sarkıyorsa modern masa tenisi değildir gibi bişey yok tabii... herkes rakibinin izin verdiği ölçüde oyununu oynayabilir. izlediysen bilirsin, dünya şampiyonasında Qui Yike, Timo'yu bloklarıyla mahvetti... keza Samsonov da avrupa şampiyonasında aynı şekilde... Timo demek ki bu şekilde bir oyuna hazırlıklı değildi, iyi çalışmamış. rakipler de onu iyi çözmüşler, blokta başarılı oldular ve işi bitirdiler... bu durumda tabii ki, Timo'nun oyunu demode gözüktü... burada bir laf var: "rakibim beni yaşlı göstertti" diye... onun gibi yani... bir de herkesin olduğu gibi, Timo'nun da kendine ters gelen rakipleri var, tabii... bunlar Wang Hao ile Ma Lin ve bir de Alexei Smirnov... bunlara karşı oyununu tutturamıyor... ama olimpiyatlarda onlara denk gelmez ise, Liqin falan denk gelirse, o zaman şansı daha çok... Wang Hao ile Ma Lin'i yenmek istiyorsa, onların servislerini iyi çevirmesi ve onların oyunu, senin dediğin gibi hemen bitirmesini önlemesi lazım. şu anda da belki ona çalıyordur, son dünya şampiyonasındaki en büyük zaafı, en çok kritik yediği konu bu... bana da ters gelen ve hiç yenemediğim rakipler var... örneğin, Tora. neden yenemedim? çünkü hiç oynamadık, hehe... ama şimdiden ters geldiğini söyleyeyim de, neme lazım.... Ping the defeat justifier Pong

öhhööö, sayın arkadaşlar, buluşma tertipleyicisi olarak Tora ile benim, bu alışverişlerden cüzi bir komisyon keseceğimizi söylemiş miydim? hehe ayrıca, buluşmanın resmi fotoğrafçısı olarak, organizasyon esnasında hertürlü foto ve video talebinizin de makul ücretler karşılığında tarafımdan karşılanacağını belirteyim... catering hizmetlerimiz de olacak... ekmek arası köfte, ayran, soğuk meşrubat vs... cüzi ve makul fiyatlar canım... saygılarımla... Ping the going-to-be-rich-after-this-event Pong

evet, Togay, NurdaN'a katılıyorum... seni masatenisi.org'un: resmi olimpiyat izleyicisi, maçları kaydedicisi, onları bilgisayara aktarıcısı ve vcd haline getiricisi ilan ediyoruz... bu işte de, tişört işinde gösterdiğin üstün performansı göstereceğinden eminiz... muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur... bir bira kazanmıştın zaten, bu işi de hallettin mi, bir de mükellef bir yemek kazanıyorsun... eeee, ne demişler: kaz gelecek yerden... yalnız vcd'leri dağıtım için bana göndermen lazım, ortak... Ping the investor Pong P.S. NurdaN, teessüf ederim yani, hangi lafımdan çıkardın kayıtların üzerine yatacağımı? DDDG

Tsu, sana bu konuda katılamıyorum... Timo, belki de en modern masa tenisini oynuyor... topu en erken alan, spinlerini, daha top yükselirken çeken biri. önkolu ve bileğini yoğun olarak kullandığı topspin tekniğiyle, topa en fazla spini veren oyunculardan. ayrıca, çinlilere karşı başarılı olması meselesi, çinlisine bağlı. iki yıl önce world cup'ı kazanırken, hem de kendi ülkelerinde yendiği adamlar çinli değil miydi? Timo'nun problemi, ya da şanssızlığı, çinlilerin, masa tenisi konusunu onur meselesi yaptıkları için, Timo'ya özel önlemler almış olmalarıdır, bu da normal birşey. Çinde aynı Timo gibi oynayan ve dünyadaki birçok süper oyuncuyu yenebilecek kapasitede birsürü oyuncu milli takım antrenmanlarında kullanılıyor sadece. Timo'nun Çin'deki saygınlığı çok yüksek, masa tenisi oynayan her çocuk onun ismini ve oyununu ezbere biliyor... bir de Avrupa'daki çocuklara çinlileri sormak lazım... son dünya şampiyonasında yenildiği çinliyi, onun önüne çıkarabilmek için çinlilerin kurayla ilgili özel numaralar çektiği falan konuşuldu bir ara. ne derece doğrudur bilmiyorum ama, birinin hiç tanımadığı birine karşı oynaması tanıdığına karşı oynamasından çok daha zordur; hele tanımadığı bu oyuncu, sırf Timo'ya özel çalıştırılmışsa... Timo, iki yıldan beri sürekli sırt ağrıları ve sakatlıklarıyla uğraşıyor ve tedavi görüyor. dün bir gazetede çıkan yazıya göre (www.timo-boll.de sayfasında okunabilir), sözkonusu sırt ağrıları geçen hafta, ağrı kesici ilaçları kesmesinden sonra düzelmiş. umudu bu ağrıların Atina'ya kadar tekrar gelmemesi... yılbaşından bu yana sadece olimpiyatlara yönelik olarak hazırlanıyor. sanırım, olimpiyat öncesi sadece bir turnuva var programında... bu, ne derece doğru bir yöntem ama bir bildikleri vardır herhalde... geçen sene dünya sıralamasında 1 numara oldu Timo; eğer eski moda masatenisi oynuyor olsaydı olabilir miydi? ama her çıkışın bir de inişi vardır. biraz inip kendini toparlaması normal. olimpiyatlarda Almanların en büyük madalya umutlarından biridir kendisi... Ping the giving hero's right to hero Pong

yanılmıyorsam, KASATURALAMA, olsa gerek Ping the grip nominator Pong

hayırlı olsun, da bunları deneyip mi aldın, yoksa sırf okuduklarına göre mi? Ping

Togay'cım, ayıp ettin yani, aramızda paranın lafı mı olur, ortak... evet bir tarife var ama sana uygulamayacağız elbet... yeni tişörtleri ne zaman bastırıyom demiştin? Ping the going into t-shirt business Pong

Sayın Arkadaşlar, İstanbul-Ankara seferini yapan trenin Pamukova dolaylarında bugün akşam raydan çıkması sonucu gerçekleşmiş elim kazayı biraz önce derin bir acıyla öğrenmiş bulunuyorum. Kazada hayatını kaybeden çok sayıda vatandaşımız için Allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır dilerim. Allah kimseye böyle acılar vermesin...

o sırada herkes İzmir'de olacak, hehe :

oldu o zaman tamam ama biraz indirim yapın bari çünkü onun bu aralar tez işleri falan vardı, onları halletmeye çalışıyor, yazık sevaptır... : ayrıca, tahta denemek isteyenler, İzmir buluşmasına, lütfen... ancak, orada da cüzi bir deneme bedeli olacakmış diyorlar.... Ping the never giving in Pong

ne yatırımı, stok yapmış stok : ohooo, iyi valla, bu tişörtleri biz konuşulan fiyat üzerinden sipariş verdik, paraları Arsun tarafından bizim için, yani Tora, Dada ve benim için, tarafınıza ödendi... yani alışveriş işlemi tamamken şimdi üste para mı ödeyecez, biz de uyanıklık yapıyoz zannediyoruz, burada... belliydi böyle olacağı, zaten neyin korsanını yapmıyoruz ki??!! ey ahali, korsana rağbet etmeyin, gerçek tişörtler buradaaaaaa... şurada üç kuruş sebeplenelim dedik, başımıza gelmedik kalmadı yav... Ping the bankrupt Pong

Togay, tam ben "satılık t-shirt var" diyecektim ki, sen mesajı geçmişsin yalnız masatenisi.org tişörtleri "limited edition" olduğundan şu an fiyatları çok yükselmiş diyorlar... bazı açık artırma sitelerinde 100 euro verenler varmış yeni tur tişört bastırılmasına kesinlikle karşıyım Ping the t-shirt speculator Pong

eeee, eskiden toplar böyleydi Dada... çarşıda bir tek bu toplar vardı Türkiye'de, o da tezgah altında... ama Pioneer toplar normal toplara göre hafiftiler ve çabuk kırılırlardı... ağır, kalın ve kaya gibi olanlar Barna toplardı, böyle her topa vurduğunda tahta kırılacakmış gibi gelirdi... ama bir dönem o toplarla oynandı... çok dayanıklı toplardı, üzerleri çizik içinde kalır ama hiç kırılmazlardı kolay kolay... bu arada, alın size bir acaip daha, gerçi Ertan Bey'in koyduğu tahtalara benziyor ama gene de değişik biraz... tabanca mı raket mi ya da hem tabanca hem raket Ping the pioneer balls rememberer Pong