PingPongMan

ben de falçata, normal makas, kağıt makası vb. aletleri denedikten sonra, son olarak, özel bir halı makasında aradığım kesiciyi buldum. bir halı firmasında çalışan arkadaşınız varsa mutlaka ona sorun, onlarda süper keskin, düzgün kesen profesyonel makaslar vardır. bu makas normal makaslara göre küçük; ayrıca tutamakları bıçaklarına "S" gibi bir kıvrımla bağlı, bu nedenle, lastiği keserken çok daha rahat çalışılabiliyor. artık lastiği keserken, çok rahat tulum çıkarabiliyorum :), kenarlar da süper düzgün oluyor... bende bir de elektirikli biley makinası benzeri bişey var, evde kullanılan küçük tiplerinden... onunla bir ince ayar çekiyorum, sanat eseri gibi oluyor; sonra da kenarları bantlıyorum... foruma nasıl foto yükleneceği konusunu çözebilsem, resmini çekip koyacağım buraya ama... (sadece link verilebiliyor galiba anladığım kadarıyla). Ping

@Progmantr Kalıntı kalıp kalmaması bir yana, her halukarda, masa tenisi lastiklerinin yapıştırılması için üretilmiş ve ITTF onaylı bir yapıştırıcı kullanmanı tavsiye ederim. İster daha sonra hızlandırıcı zamk kullanacak ol ister olma, lastikleri ilk defa yapıştırırken mutlaka sabit (ilk) yapıştırıcı kullan. Ör. Butterfly Basic Chack, Stiga Victory, Andro Universal gibi yapıştırıcılar bu iş için uygun. Bu yapıştırıcılar, lastiğin kendi esnekliğinin uzun süre korunmasını sağladıklarından, uzun süreli yapıştırmalar için özellikle uygundurlar. Hızlandırıcı zamklar, içlerindeki organik solvent oranı yüksek olduğundan, ilk yapıştırmada, süngerden geçip üst lastiğe ulaşıp buna zarar verebiliyor, örneğin lastikle süngerin ayrılmasına sebep olabiliyorlar. Çok satın almaya gerek yok, örneğin, Basic Chack'in 30 ml. tüpleri var. Lastiklere bolca, yedirerek birer kat sürüp iyice kurumasını bekledikten sonra tahtaya ince lastiklere de kalan zamkı paylaştırıp yine hepsi iyice kuruduktan sonra yapıştırın. En iyisi bu işi daha önce birçok kez yapmış, deneyimli birinin yardımıyla yapıştırman. böylece ilk seferdeki olası bir hatayı önlemiş olursun. Selamlar Ping

hehe, bu da olabilir ama ben daha çok Laz Ziya'nın Orhaaıııaaaııııaan ya da Nesriiiieeeeiieieenn demesi şeklinde düşünmüştüm... : Ping

CERMEEEEEEEEEEET !!! en güzel isim, daha güzeli yok... @Progmantr samba, piyasadaki en yumuşak süngerli lastiklerden ve bu özelliği nedeniyle zamklayıcılar (güzel terim oldu ama di mi?) tarafından çok sevilen bir lastik çünkü zamklanarak oynandığında hem hızı iyileşiyor hem de müthiş bir ses çıkarıyor. zamklanmadan oynandığında ise biraz yavaş bir lastik, pek canlı değil... spini de sriver ailesine göre daha az... ben bir sezon kadar oynadım oradan biliyorum... bahsettiğin karbon tahtayı bilmiyorum ama başlangıç için böyle bir tahtayı ben de önermiyorum... en iyisi, all veya all+ özelliklerinde bir tahta ve Sriver EL veya L ile başlamak, en fazla da 1,9 mm ile... bu kombinasyon, başlangıçta gerekli temel tüm teknikleri en iyi şekilde öğrenmeni sağlayacak yegane kombinasyondur, nokta... PingPongMan

Amiiiiin! ben de sadece benim sorunum var zannediyordum

adı bile çok daha güzel, ne güzel söyleniyor: SÖRMEEEEET... asil lastiklere yakışır asil bir isim... ayrıca, cermet: seramik - metal alaşımı demek, yani bir güç simgesi... halbuki ötekisi: vi - siteyic.... ne demek bu şimdi?

İlginiz için tekrar teşekkür ediyorum. Bir nevi "itiraf ediyorum" gibi oluyor açıklamalar ör. "itiraf ediyorum: rakip topu iki santim yüksek göndersin, çakarım valla acımam"... ankete şu ana kadar verilen yanıtlardan, forum üyelerinin büyük çoğunluğunun hücum ağırlıklı oynadığı anlaşılıyor. ilk üç seçenek başbaşa gidiyor. ikinci ve üçüncü seçenekler tamam da, dikkat çeken, birinci seçenekten bu kadar çok çıkmış olması. aramızda "Kreanga"lar var ama açıklama yazmıyorlar... kim bunlar, çıksınlar ortaya, hehe... ha bu arada, itiraf ediyorum, ben kendi oyunumu yazmamışım... izin verirseniz, kısaca izah edeyim: - masaya yakın hücum oynuyorum (ikinci şık); raketim, özellikle de tahtam bunu destekler niteliklere sahip. reflekslerim (hala) hareket kabiliyetimden daha iyi... - 8-10 değişik servisim var; ancak, rakibe göre, maç sırasında bunlardan en fazla 4-5'ini kullanırım. en sıkı servisimi, setlerin ve maçın sonuna saklarım. - servis bendeyse, mümkün olduğunca üçüncü topu, özellikle de fastspin veya topspin ile (eskiler bu terimleri daha iyi anlarlar) köşelere atarak öldürmeye çalışırım; servislerimi buna yönelik atarım. başarırsam, rakip bu üçüncü topu genelde karşılayamaz, çünkü, değişik spin ve hız miktarıyla onu oyun içinde şaşırtmaya çalışırım; yok karşılarsa, benim sorunum var demektir, çünkü bu tür toplar, karşılandığında genelde "pis" geri geldiğinden %70-80 sayı onların olur - servis rakipteyken, uzun servislerde topu hemen açmak isterim; kısa servislerde, flip mümkün olursa, yine açmayı denerim. topu ben açamaz da rakip açmayı başarırsa, genelde bloka geçerim, blok oyunum iyidir. rakip, tek topta beni geçmek zorundadır; üstüste iki-üç hücumu savuşturursam sayıyı genelde kaybeder, çünkü forhendime zayıf bir topu gelirse mutlaka hücum bana geçer. - nadiren orta mesafeden oynadığım için, nadiren spine spin ile karşılık veririm. aslında bunda iyi sayılırım ama oyunumu orta mesafeye çekemedim bir türlü. bunda, masatenisine 15 yıl ara vermiş olmanın ve bu arada 20 kilo almış olmanın da payı var mı bilmiyorum :)) - benim masa tenisi öğrendiğim zamanlarda anti vardı ama "uzun tırtık" denilen illet yoktu. yeniden masa tenisine başladığımdan beriki en büyük sorunum bunlara karşı oynamak. artık sistematik bir biçimde antrenman da yapmadığım ve bizim kulüpte de bu tip bir lastikle oynayan olmadığı için, maçlarda, uzun tırtıkla "işi bilerek" oynayan birinin oyununu çözene kadar maç bitiyor ve kaybediyorum doğal olarak ( . teorik olarak nasıl oynayacağımı bilmeme rağmen, bunu "antrenman" eksikliğinden pratiğe geçiremiyorum, henüz. bir de bunların çeşitleri var: yok biraz çekeni, yok kayganı falan... tam işte böyle... daha çok az kişi yanıt vermiş sayılır; daha fazla katılım lütfen... teşekkürler... tüm balıklar sizinle olsun...

Hadi hayırlı olsun, merakla bekliyoruz izlenimlerinizi. Yalnız, bu konu sohbet olmaktan çıktı gibi sanki... ekipman bölümüne mi geçsek izlenimler için... :) yine de ben Cermet derim, başka bişey demem Cermeeeeeeeeeeeeeeet

@genocider yayın kalitesi düşük, 100 kbit civarında, bazen daha da kötüleşiyor... görüntü ebatı da küçük... ben bir müddet girdim, sonra vazgeçtim... yalnız bu benim dediğim 1 yıl kadar önce idi, sanmıyorum ama, arada değişiklik olduysa bilmiyorum... selamlar

ben Cermet bilirim, Cermet derim, başka birşey demem... şu an için spin, hız ve kontrolu en dengeli bir biçimde birleştiren lastik Cermet. bana göre Butterfly'ın Sriver'dan sonra ürettiği en başarılı lastik... hem üst lastiği hem de süngeri birbirine yakın sertliklerde... hem zamklamadan çok iyi oynanabiliyor, hem de zamklanınca lokum gibi oluyor, yumuşacık ama elastik ve kontrollu... ayrıca son zamanlarda dayanıklılığı da iyileşti. daha ne diyeyim... V-stage Cermet yanında gözyaşları içinde kalır

Neyse arkadaşlar, daha fazla uzatmayalım... bu haber tabii ki 1 Nisan : şakasıydı... Yalnız, Ertan Bey, siz de az değilsiniz yani... biran için ben de "kendi attığım şey gerçek mi oluyor, bu kadar da şanssızlık olmaz, bir şaka yapalım dedik o da gerçek çıktı" diye düşünmedim değil... Ama Timo hakikaten gelecek olsa, bence de sıkılır biraz... Ayrıca, şu ana kadarki veriler, seneye Borussia Düsseldorf'a geleceği yönünde... Ama kesinleşmiş birşey yok... PingPongMan

Fenerbahçe, masa tenisine verdiği önemi süper bir transferle pekiştiriyor. Kulüp içinden aldığımız istihbarata göre olimpiyatlardan sonra, TIMO BOLL Fenerbahçe'ye geliyormuş. Bir süredir kendi kulübüyle finansal sorunlar yaşayan Timo Boll'un her an kulüp değiştirmesi bekleniyordu. Ancak, bunun Almanya'da bir kulüp olacağı, ya da düşük bir ihtimal, Çin'de oynayacağıydı... Böyle bir gelişmeyi kimse aklının ucundan bile geçirmiyordu. Türk masa tenisine hayırlı olsun...

Lisedeyken (yaklaşık 20 yıl önce) bir hafta sonu Akhisar'lı bir arkadaşa misafir olmuştum. Orada bir kahvede, o zamanın Manisa şampiyonu olduğu söylenen bir arkadaşı yenerek unvanını ele geçirmiştim. Eski Manisa şampiyonlarındanımdır yani....

@genocider (çok ürkünç bir nick bu yaaa ) sözkonusu yayınları ben bir ara izlemeye çalıştım, şunları söyleyebilirim: 1) yayınlara bağlanana kadar adamın canı çıkıyor; sana gelen gibi birçok hata mesajı geliyor, adamın canını çok sıkıyor.. 2) şansın yaver gitti ve bağlandın diyelim; internet bağlantın ne kadar hızlı olursa olsun, onların yayın kalitesi çok düşük olduğundan maçlardan bişey anlayamıyorsun, kopuk kopuk seyrediliyor; sadece arkada bir spiker hababam konuşuyor, japonca olduğundan onu da ben anlamıyorum :) 3) bir de maçların arasında bayaaa sıkıcı uzun reklamlar da oluyor; onlar iyi anlaşılıyor çünkü birileri habire spor malzemesi satmaya çalışıyor ama fazla kıpırdamadan... işte böyle...

Stiga Chop&Drive, Tackiness C stilinde oldukça yumuşak süngerli çok çeken bir yüzeyi olan bir lastik... kimileri c&d'yi kimileri de Tackiness C'yi seviyor... C&D'nin yeni versiyonu Neos Tacky...

Arsun arkadaşımızın söyledikleri çok doğru ve tamamen katılıyorum. Esasen bu yapıştırıcılarla ilgili bu forumu ilk okuduğumda irkilmedim desem yalan olur. Burada zamklamada/zamk tazelemede kullanıldığı söylenen zamklar ve diğer katkı maddeleri son derece kanserojen maddeler ve kullanımları tamamen yasaklanmış durumda... bunlarla hem temas etmek hem de onlardan yayılan gazları teneffüs etmek veya başkasının teneffüs etmesine neden olmak sağlığı hiçe saymak gibi birşey... özellikle, ikinci konu çok önemli... hadi kendinizi düşünmüyorsunuz diyelim, ancak, başkalarının sağlığını tehlikeye atmamak lazım. bu aynı sigara meselesi gibi yani... ayrıca, masa tenisi oynayanlar arasında bu gazların düşük konsantrasyonuna dahi alerjik reaksiyon gösterebilecek (örneğin astımlı) kişiler olabilir, bu gazlar bu kişilerin krize girmesine yol açabilir, istenmeyen sonuçlar doğabilir (yaşanmış olaylar var!!!) spor yapmaya çalışırken sağlığı tehlikeye atmamak lazım diye düşünüyorum. ayrıca, bütçe açısından şimdi uygun gibi görünen bu maddeler, ileride hasta olunması halinde bütçeyi çok daha fazla zarara sokacaktır, kesinlikle... olayın diğer bir yüzü de, ITTF tarafından onaylı olmayan maddeler kullanarak raketleri "tune" etmek, kimseye ithamda bulunmaksızın söylüyorum, bence doping ile eşdeğerde; nereden bakılırsa bakılsın sportmenliğe ve centilmenliğe aykırı (kimseye ahlak dersi vermiyorum, benim düşüncem bu). yine de önce sağlık konusu önemli, bunu kesinlikle gözardı etmemek lazım... şartlar nedeniyle bu şekilde zamklamak zorunda kalınmış olunabilir... ancak benim tavsiyem, en kısa zamanda bunu bırakmak ve onaylı zamklarla yapıştırmaya ya da zamklamadan oynamaya yönelmektir. çünkü, ileride kullanılabilecek tek zamk olan su bazlı zamklar daha pahalı olacaklar (ör. Rapid Clean de Luxe, Millenium Chack, Donic Enduro, bu tür zamklardandır). selamlar

şu an itibariyle 9 kişi oy kullanmış, ancak, kimse açıklama yanıtı yazmamış gözüküyor... düşüncelerinizi, oyun stilinizle ilgili ayrıntıları da yazın lütfen, çekinmeyin ilginize teşekkürler... P.S. Ertan Bey, forum giriş sayfasında, henüz giriş yapılmamışken, anket bölümü halen konusuz ve yanıtsız gözüküyor. buraya bakan biri, herhangibir değişiklik görmediği için foruma giriş yapmadan geçiyor olabilir. teknik bir sorun olsa gerek. (sadece ben mi öyle görüyorum acaba? )

Sevgili Forum Üyeleri, Forum üyelerinin oyun stillerini belirlemeye yönelik olan bu anketi bakalım beğenecek misiniz? Değişiklik ve/veya yeni şık ekleme yönünde önerileriniz varsa mutlaka söyleyin, lütfen. Ayrıca, uyan seçeneği işaretlemenizin yanısıra, oyun stilinizle ilgili ayrıntıları da (ör. servisleriniz, oyunu açışınız, loop stiliniz vs.) yanıt olarak yazarsanız süper olur. Tüm forum üyelerinin katılması dileğiyle... PingPongMan

birşey değil... yalnız ben uzun süreden beri Türkiye'de oturmadığım için bu malzemeleri orada nereden temin edeceğini bilmiyorum açıkçası... eminim diğer arkadaşlar bu konuda yardımcı olacaklardır.

haaa, oldu o zaman... ben de boşuna telaşlandım... yine de, bu yeni, kalın süngerli lastiklere benim bir türlü içim ısınmadı ya, sen bilirsin... eskiden fx oynadıysan, en fazla 2,1 mm olmak kaydıyla belki BTY Catapult denemek isteyebilirsin. fx'in az zamklanmışı gibi bir hissi var... spini ve kontrolu iyi bir hücum lastiği. altına biraz sert bir allround tahta alırsan süper kontrollu bir yeniden başlangıç yapabilirsin...

@Sonsuvari hehe, şaka yapıyorsun herhalde, biraz atak geldi diyerek değil mi? senin şu an oynadığın raketten öyle bir rakete geçmek, murat 124'ten Formula 1 arabalarına geçmeye benzer... gerçi ona da alışılabilir ama biraz zaman alır herhalde... birkaç yıl kadar... : selamlar...

Acemiii Kardeş, şu anda oynadığın raketin sanırım Primorac 7000. sünger kalınlığı 1,5 mm olan, spin, kontrol ve hız seviyeleri de hobi oyunculara yönelik olarak orta seviyelerde olan bir raket. başlangıç için fena olmamakla birlikte, bu tür raketleri, aktif masa tenisi oyuncularının kullandığı raketlerle karşılaştırmak pek sağlıklı olmaz, çünkü arada dağlar kadar fark vardır. örneğin, daha önceki arkadaşların önerdiği allround tahtalardan birinin üzerine 1,5 mm bir Sriver yapıştırsan bile, elde edeceğin hız ve spin, senin şu andaki raketinden çok fazladır. bu nedenle, ben sana, gerçekten masa tenisini spor olarak yapmak, kendine de böyle bir raket oluşturmak istiyorsan, başlangıç için 1,7 mm'den kalın bir lastikle başlamamanı tavsiye ederim. Tabii en iyisi, böyle bir raketi olan birini bulup, o raketle biraz oynayıp aradaki farkı anlaman. Benim sana tavsiyem: tahta olarak Stiga Allround Classic veya Butterfly Grubba Variant All, ikisi de oldukça kontrollu allround tahtalar. Lastik olarak ise iki yüz için de: Butterfly Sriver EL 1,7 mm. Sriver serisinin orta sertlikte ve hızda olan bu lastiği ile hertürlü temel tekniği kolaylıkla öğrenebilir ve uygulayabilirsin. İleride, oyun stilinin daha iyi belirginleşmesi doğrultusunda lastik kalınlığını artırabilir veya stiline daha uygun olabilecek lastiklere geçebilirsin. Örneğin, forhende başka bekhende başka bir lastik takabilirsin. Ancak, başlangıç için, önerdiğim bu kombinasyon idealdir. Tackiness de iyi bir lastik olmakla beraber, yeni başlayanlar için bir dezevantajı, Sriver'a göre daha fazla çeken/tutan bir yüzeyi olması nedeniyle, spine ve kesik toplara karşı daha duyarlı olması bu nedenle de başlangıçta kontrol problemi yaratabilecek olmasıdır. Örneğin, falsolu servisleri karşılamak, bu duyarlılığı nedeniyle Tackiness ile senin için daha zor olabilir. Allround ile allround+ tahtalar arasındaki fark ise, allround+ tahtaların biraz daha ofansif eğilimli tahtalar olmasıdır. Bir de, kesinlikle zamklama olayını düşünme zaten. Zamklama, vuruş teknikleri açısından sorunu olmayan ileri seviyedeki oyuncuların artı hız ve spin elde etmek için başvurdukları bir yöntemdir. Umarım yardımcı olabilmişimdir.

Öncelikle, yeni üyesi olduğum bu forumda ve masatenisi.org sitesinde emeği geçen herkese bu vesileyle teşekkür etmek isterim. Bir masa tenisi tutkunu olarak, yıllardır başka dillerdeki forumlarda faal olup, anadilimde bir forumun eksikliğini hep duydum. Bu siteyi ve sonra başlatılan forumu gördüğümde oyuncağını bulmuş bir çocuk gibi hissettim kendimi... Bu nedenle, daha yeni bulduğum oyuncağımı tekrar kaybetmeyi hiç mi hiç istemiyorum. Ancak, oyuncağımla iyi oynamazsam, onu oynanması gerektiği gibi yani oyuncağın kılavuzunda anlatılan gibi, kuralına uygun oynamazsam, oyuncağım bozulur ve birdaha oynayamam. Her forumda, o forumun kurucuları ve/veya yöneticileri tarafından konulan birtakım kurallar vardır. Bu kurallara uyulmazsa, inanın, o forum, kesinlikle forum olmaktan en kısa zamanda çıkar. Yukarıda da dediğim gibi, birçok forumu izliyorum. Ciddi olan her forumda, kurallara uyulması yüzünden ciddiyet korunmaktadır. En önemli kural da, o foruma sözkonusu kurallar kabul edilerek girilmiş olduğundan, kuralları sorgulamamaktır; çünkü kurallar, forumun kurucusu tarafından konulmuştur ve kurucu, bu kuralların korunması hususunda son derece hassastır. Yoksa oyuncak bozulur, kimse de onunla oynayamaz... Hele bu kuralların hatırlatılması, forum yöneticisinin--bana göre haksız bir biçimde--yasakçı muamelesi görmesine sebep veriyorsa, iş, forumun varlığını tehlikeye sokacak hale bile gelebilir. Anadilin mümkün olduğunca doğru kullanılması, ciddi tüm forumların en başta gelen kurallarından biridir. Forum üyelerinin biribirlerine karşı samimiyetini göstermesi için dilin bozuk kullanılması gerekmez; ya da anadilde olmayan birtakım harflerin, kılavye farklılığı öne sürülerek kullanılması, o yazıyı daha samimi bir hale getirmez. Samimiyet, dil güzel kullanılarak pekala gösterilebilir. Ben yıllardır yurtdışında yaşayan biri olarak, daha hiç Türkçe kılavyem olmamasına rağmen, gördüğünüz gibi gayet güzel Türkçe karakterleri yazabiliyorum. Türkçemiz, birtakım kılavyelerin tutsağı haline gelmesin; istenirse herşey yapılabilir. Bana göre, böyle bir forum olduğu için hepimiz son derece mutlu olmalı, onu koruma konusunda da son derece hassas olmalıyız. Sayıları--anladığım kadarıyla--Türkiye'de çok azalmış bulunan masa tenisi tutkunlarını biraraya getirmeyi amaçlayan bu ortamın, belirli bir seviyede varlığını sürdürmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Bu da ancak, kurallara uymakla sağlanabilir... Bitim Kardeş, bunları sana özel olarak yazmıyorum, yanlış anlama sakın... Ben uzun süredir misafir olarak forumu takip ediyordum. Bunlar daha önceden de karşılaşılan şeyler, yazmayı düşünüyordum zaten. Senin konuna denk geldi... Ertan Bey, tekrar teşekkür eder, forumla ilgili sitemkar halinizi haklı bulmakla beraber bu tür şeylerin, sizi, bizi üzecek düşüncelere sevketmemesi temennisinde bulunur ve çalışmalarınızın devamını dilerim.

Herkese Merhaba, sözkonusu kural önerisi, yaklaşık 3-5 ay önce Almanya ile Çin tarafından ortaklaşa hazırlanarak, geçtiğimiz Dünya Şampiyonası'nda ITTF üyelerinin onayına sunuldu. Kural önerisi: top omuz hizasının altından oyuncunun kafa hizasının üstüne veya asgari 50 cm atılacak, şeklindeydi ve oylama sonucu reddedildi. Ancak, bir komite oluşturularak, bu konuda çalışmalar yapması ve gelecek dünya şampiyonasına kadar yeni bir servis kuralının olgunlaştırılmasına karar verildi. Dünya Şampiyonasını seyredenler görmüşlerdir; servis kuralı, şimdiki haliyle hala hakemler tarafından yanlış yorumlanabiliyor, oyuncular tarafından hala istismar edilebiliyor. Yani tam anlamıyla bir çözüm getirmiş değil. Ancak, eğer kafa üstüne veya asgari 50 cm atma kuralı gelmiş olsaydı, ki ben buna taraftarım, tabanda çok büyük sorunlar yaşanacaktı olduğu da kesin. Ör. küçükler bunu nasıl becerecek, ya da veteranlar nasıl tekrar böyle servis atacaklar gibi haklı sorular sorduruyor insana... Bu benim ilk mesajım, böyle damardan girmiş gibi oldum, affınıza sığınarak... :gulumse: PingPongMan