Murathan

Güç dengelerinin yakın olduğu, her takımın birbirini yenebildiği ligler gerçekten çok zevkli oluyor, 3. lük iyi derece tebrikler, 4 takım mı çıkıyor bir üst lige?

Özgür Bey, daha önce de belirttiğim gibi iki farklı sistemin kendine göre avantaj ve dezavantajları var, sizler açısından bir sorun yaratmıyorsa bizim için da iki ayrı organizasyonda yer almak son derece iyi olacaktır. Çünkü asıl olan, spor yapmak ve yarışmak. Masa tenisini yaygınlaştırmak adına ne kadar çok etkinlik olursa o kadar faydalı olacağını düşünüyorum.

Sevgili Tufan, benimde liglerde takımım var, ben de oynuyorum , çok da memnunum, il temsilciliğinin organizasyonuna da katılmayı düşünüyorum. söylemek istediğim şey sanki Ankara'da başka bir organizasyon yokmuş gibi bir duyuru yapılmış, oysaki böyle bir organizasyon zaten var. Sana katılıyorum ne kadar çok organizasyon olursa o kadar lehimize, fakat organizasyon komitelerininin mutabakat içinde olmaları gerekiyor, oysa tam tersi bir durum var, birbirlerini yok sayar gibi hareket ediyorlar. Geçen sene Türkiye Şampiyonasına derneğin organize ettiği ligin derece alanları katıldı bu sene ise İl Temsilciliğinin yaptığı organizasyondan çıkanlar katılacak deniyor, iki başlılık var,anlaşmazlık var, onun için kaos ve kargaşadan söz ettim, inşallah yanılıyorumdur.

Ben bu işi anlamadım Ekim sonunda başlayan ve 3 ligden (süper lig, 1.lig, 2.lig) oluşan ve bitmek üzere olan organizasyon yok mu sayılıyor, ondan hiç söz edilmiyor, sezon başında yapılan ve bir sonuca ulaşamayan toplantı sonrasında siz kendi liginizi yapın biz de kendi ligimizi yapalım ama bizim ligimiz resmi, sizin liginiz korsan gibi bir durum mu ortaya çıkıyor. Ben herhangi bir taraf değilim, sezon başındaki toplantıya da katıldım farklı sistemleri savunuyorlar, iki tarafında kendilerine göre haklı gerekçeleri var ama nihayetinde iki başlılıktan çözümsüzlük, kaos ve kargaşadan başka bir şey çıkmayacak gibi gözüküyor.

Güven kardeşimin aktardığı yazıdan da anlaşılacağı üzere artık Uluslararası Federasyonda bu duruma el koymaya hazırlanıyor, bu iyi haber. Çünkü artık hangi ülkenin milli takımına baksak Çinlilerin işgaline uğramış durumda, bu durum Çin'lilerin iştahını belki biraz köreltecek ama nihayetinde Çin'li oyuncuların milli takım düzeyinde Çin Milli Takımıyla sınırlı kalması gerektiğini düşünüyorum. Farklı bayraklar altında Çin'li sporcular birbiriyle yarışıyor geri kalanlar ise figürandan öte gidemiyor. Diğer üst düzey Çin'li oyuncuların ne olacağı sorunu ise bence onların sorunu.

TVU Player isimli TV programını indirirseniz, orada bulunan kanallar arasında CCTV5 Çin spor kanalında maçlar yayınlanıyor, seyredebilirsiniz.

Hakan Bey, Yazılarınızda kimliğinizi gizlemiyorsunuz ama görevinizden de hiç sözetmiyorsunuz, siz bu eleştirilere Federasyon Genel Sekreteri olarak cevap veriyorsunuz ve bundan hiç bahsetmiyorsunuz. Eleştirilere verdiğiniz cevaplar da kendinize göre haklı sebepleriniz olabilir ama buyrun siz yapın deme şansına sahip değilsiniz, bulunduğunuz yer çözüm yeri, ortada bir aksaklık varsa bunun sorumluluğunu üstlenmek ve çözüm üretmek size ait.

mmustafa ve myilik arkadaşlarımızın iyi niyet ve hoşgörülerine hayran olmamak elde değil. Federasyon bir müsabaka tarihi belirlerken nelere dikkat etmesi gerektiğini mutlaka biliyordur, buna rağmen müsabakalar çakıştığına göre biz küçüklerin anlayamadığı bazı şeyleri büyüklerimizin düşündüğünü varsayıyorum.

Hıncal Uluç'un bugünkü yazısı. Türkiye'yi çöplük yaptık!.. Türkiye Basketbol Ligi'nde bir heyecan, bir heyecan.. Hiçbir maçın favorisi yok. Her takım, her takımı yeniyor. Sonuncu, birinciyi devirebiliyor.. Ne güzel değil mi?.. Sevsinler.. Oynanan Türkiye Ligi falan değil.. Birtakım Amerikalılar, birtakım Amerikalılara karşı oynuyorlar.. Nasıl bir takım Amerikalılar?.. Beşinci sınıf.. İşin fahişesi olmuşlar artık. Her sezon bir ülke, bir takımda oynuyorlar.. Ne her sezonu.. Ayni sezonda kırk kapı çalıyorlar.. Parayı verenin topunu atıyorlar.. Kulüp, renk umurlarında değil. Bu yüzden bir maçları ötekine uymuyor.. Bu yüzden her maçı kazanabiliyor, ya da kaybedebiliyorlar. Canları nasıl isterse.. Çin nasıl dünyaya ucuz çakmaklar satıyorsa, Amerika da ucuz basketbolcü ihraç ediyor.. New York sokaklarından yetişen kim varsa, haydi Avrupa'ya.. Haydi Türkiye'ye.. Sezon başından beri yığınla Amerikalı geldi ülkemize.. Yığınla da gitti.. Oyununu zevkle izlediğiniz, "Bugün falanca oynuyor, gidip seyredeyim" dediğiniz, tek, bir tek kişi var mı?.. Üçer beşer, ama toplamda yığınla dolar ödüyoruz adamlara.. Ne pahasına.. Türk çocuklarının yolunu keserek.. Siz bu ülkede anne baba olun, çocuklarınızın basketbol oynamasını ister misiniz?. Siz genç adam olun, basketbola heves eder misiniz?.. Siz yıllarınızı verin öğrenmek, oynamak için, elin Amerikalısı 3 otuz paraya gelsin, yerinizi alsın.. O zaman niye gayret edesiniz, niye emek harcayasınız, niye ümitlenesiniz ki. Oysa işi böyle sürü sepet serbest bırakacaklarına, kısıtlasalar, kulüpler o zaman en iyisini arayıp bulmak, getirmek zorunda kalacak.. Ülkemize seyre değer, bizimkilere örnek olacak yıldızlar gelecek, sokak süprüntüleri değil.. Türk takımlarında da, Türk çocuklarına yer kalacak, oynamak için. Basketbol böyle de, futbol nasıl?.. Giderek Brezilya'nın çöplüğü oluyoruz.. 6+2 serbest.. Yetmiyor.. Bakanlar Kurulu da emrinizde.. İsteneni anında Türk yapıyor.. Sahaya 11 Brezilyalı çıkacak nerdeyse.. Peki Türk çocukları nerde oynayacak?.. Kemal'e bakar mısınız?.. Milli takımda tek kalem oynayacak bir klas.. Kenarda.. Sahaya giremiyor.. Ali Bilgin.. Müthiş bir ümit.. 18'e alınmıyor.. 6-2 yetmiyor, Vedersonlara, Aureliolara Türk pasaportu veriyoruz üstelik.. Barış'ın yüzüne bakmayan ve onu Almanya'ya kaptıran milli takım sorumlularımız, Aurelio'yu oynatmak için yarışıyor, Kemal'in adını bile anmayarak.. Peki Anayasa'nın bu ülke gençliğinin gelişmesi ile ilgili maddeleri ne olacak?. Bu ülkenin bir Gençlik ve Spor politikası yok mu?.. Bu ülkenin, ülkenin geleceğini emanet edeceği gençlerine sahiplenmesi yok mu?.. Amerika'dan, Brezilya'dan gelen beşinci sınıf, ucuz adamların, benim gençlerimin önünü kesmesine, onların yerini almasına "Dur" diyecek bir Allahın kulu çıkmayacak mı bu ülkede.. Kulüpler belli kişilerin, federasyonların kulüplerin oyuncağı.. Tamam da.. Devlet nerde?.. Türk gencine sahip çıkması gereken devlet nerde?.. O devletin hükümeti yok mu?.. O hükümetin Gençlik ve Spor Bakanı yok mu?. Bay Bakan, Siz sadece bakar mısınız?. Görmeyi de düşündünüz mü?.. Gördünüz de düşündünüz mü hiç?.. Bay Bakan, Orda niye varsınız?.. Başbakanın en yakınının Federasyon Başkanlığına atanmasını ve bu Türkiye'yi çöplük yapma işini daha da hızlandırmasını onaylamak için mi?. Kutlarım o zaman.. Başardınız!..

Programda 23-24 Şubat tarihleri arasında gözüküyor. Maçlar genelde Altındağ spor salonunda yapılıyor , Samsun yolunda Türk Telekomun yanında .

Ben kaliteli yabancılara karşı olmadığımı zaten yazmıştım ama farklı algılanmış, başarılı, kaliteli sporcuların bir lokomotif olduklarını kimse inkar edemez ama takımın tamamının yabancılardan oluşmasını içime sindiremiyorum. İrfan'ın antrenman partneri bulamamasından, yabancıların o anlamda fayda sağladığından bahsediyorsunuz peki aynı İrfan'ın üst düzey uluslararası maç oynama tecrübesi ne olacak, yine aynı yabancılar İrfan'ın bu hakkını elinden almıyor mu?. Ukrayna takımında da 2 çinli 1 Ukraynalı vardı, ben de onu kastediyorum. Altyapıdan yetişenlere bunu nasıl izah edeceksiniz diye tekrar soruyorum.

Dün FB TV'de izlediğimiz maçta Bir Türk takımının yarı final maçı vardı, masatenisi severler olarak bizler ekranlarda, seyirciler de tribündeki yerlerimizi almıştık. Belki de ilk defa bir Türk takımı ETTU Cup' da yarı final oynuyordu bu durum gerçekten heyecan vericiydi. Ama tipik bir Fenerbahçe klasiği yine olaya damgasını vurdu. Bütün branşlarda olduğu gibi Masa Tenisinde de tamamen yabancılardan oluşan bir kadroyla sahaya çıkan takım, İrfan Tavukçuoğlu gibi bir değerin 4. adam olarak kenarda beklemesine neden oldu. Kaliteli yabancıların katkısını kimse inkar edemez, bütün takımlar yabancıyla oynuyor tamam ama bu ülkenin yetiştirdiği en başarılı masa tenisçilerden biri eğer 3. adam bile olamıyorsa geriden yetişmekte olan masa tenisçi kardeşlerimize neyi anlatacağız. Asıl olan şey sadece ve sadece başarı mı, Fenerbahçe ETTU Cup'ı alsa ne olacak, takımda hiç Türk oyuncu oynatmayan bir takımın başarısını kim içine sindirecek.

27 Ocak pazar günü saat 16:30'da oynanacak yarı final maçının ilk ayağı Fenerbahçe TV'den naklen yayınlanacakmış. Dün akşam bu kanalda duyurdular. Bilgilerinize

Bu soruyu ne anlamda sorduğunu anlamadım, ama iki seçenek var 1-Siz de oyuncu musunuz, bir de diğer illerdeki sporcuları bir görün :gulumse: 2- Beş milyonluk Ankara'da bu sporu yapan bir Allahın kulu var mı ? Tabi bu işin şaka kısmı ama Ankara'da bir organizasyon bozukluğu olduğu kesin, forumda bu başlıktaki yazılardan birşeyler bulabilirsin de bulamayabilirsin de. Sağlıcakla kal

Sevgili Nuke, kurslar 2 hafta sürer, sabah 9- 9.30 gibi başlar 4-5 gibi biter ve her dersin sonunda o dersle ilgili sınav yapılır, dolayısıyla günü birlik gidip gelmen veya devamsızlık yapman mümkün değil, ayrıca kalacak yer temin edileceğini sanmıyorum. Cevaplar olumsuz oldu ama bir temenni ile kapatalım .İnşallah yakında İstanbul'da kurs açılır :gulumse:

Cezamız bitmedi ama buna da şükür, Ankara'lı masatenisi severler olarak suçumuz nedir onu da bilmiyoruz ya....!

Müjdeler olsun, Ankara'ya maç verildi ! 2008 yılı programında şubat ayına Ankara'ya 2. lig maçı vermişler, buradan hareketle, federasyon başkanı 2008-2009 sezonunun 2. yarısına 1. lig maçları, 2009-2010 sezonunun 2. yarısında da Ankara'ya süper lig maçı verir. Senede 1 maç yeter, fazlası zaten dokunur :gulumse: sağlıcakla kalın

Uluslararası Hakem Kenan Asil

Ankara il temsilcisi Kenan Asil, Ergün Ünlüel değil, zaten il temsilcisi değiştikten sonra oldu ne olduysa ,paylaşılamayan bir şeyler var ama anlayamadım çünkü içlerinde değilim. federasyonun faaliyet programında ilaç niyetine Ankara ismine rastlanmıyor :gulumse:

Ben bu şekilde olduğunu camiadan birkaç kişiden duymuştum siz farklı bir şey biliyorsanız tabiki öğrenmek isteriz, ama sebebin ne olduğu çok da önemli değil, önemli olan sonuç, bunun sorumlusu da başta federasyon başkanı sonra da il temsilcisidir. Madem sorup öğrenme şansınız var öğrenip bizleri de bilgilendirirseniz çok sevinirim, yalnız şu konu çok önemli filanca tarihte Ankara'da falan lig maçları yapılacak şeklinde bir açıklama bizleri tatmin etmez, burada asıl olan yaklaşık 2 sezondur Ankara'ya neden hiç bir organizasyonun verilmemesinin geçerli nedenleridir. Selamlarımla

Sevgili Erol, bu konuda daha öncede yazmıştım ama, konu olduğu için bir kez daha yazıyorum. Federasyon Başkanı ile Ankara il temsilcisinin ters düşmesi nedeniyle Federasyon Başkanı 2 yıldır Ankara'ya süper lig, 1 lig, 2.lig veya herhangi diğer bir şampiyona organizasyonu vermiyor. Bİr insan hem 70 milyonluk ülkede bir spor branşının federasyon başkanı olur da hem de bu kadar küçük düşünebilir mi, evet maalesef durum böyle, aralarındaki kavgada kim haklı kim haksız veya neden kavgalılar bunları bilmiyorum ama tek şey biliyorum 6 milyonluk şehir başkent Ankara'da 2 yıldır cezalıyız. Zaten müsabakalar için kulanılan Altındağ spor salonunun durumu da içler acısı, salon resmen dökülüyor, izolasyon diye bir şey yok, dışarının soğuğu olduğu gibi içeride, masalar çizik, panolar 5. sınıf.Buna sebep olanlar her kimse, başta federasyon başkanı olmak üzere, il temsilcisi ve bunlara siz ne yapıyosunuz kardeşim kendinize gelin demeyen bütün yetkilileri kınıyorum. Federasyon Başkanı olmak demek milli takımı çinlilere bırakıp ordan gelecek sahte başarılarla böbürlenmek değil, ülke altyapısın geliştirmek, kendi yetiştirdiğin sporcuya sahip çıkmaktır. Düşünebiliyor msunuz, bir konuda Türkiye'nin en iyi ilk 3 kişisi içindesiniz aylık geliriniz 2-3 bin ytl civarında, böyle bir durumda alttan sporcu yetişir mi , hangi hoca sporcusunu ve velisini motive edebilir, veteranlar bu sporda çok önemli bir yer teşkil ediyor onlar için bu federasyon ne yapıyor çok merak ediyorum, yani masa tenisinde sorun çok, tıpkı diğer amatör branşlarda olduğu gibi.Selamlarımla

Burak'cığım hafta sonu Ankara'da yapılan büyükler 1. klasman müsabakalarında 1. olduğunu öğrendim. Tebrik ediyor başarılar diliyorum

Arkadaşlar, ülkemizin engelliler masa tenisi branşındaki gururu Neslihan Kavas, Slovenya'da yapılmakta olan Avrupa Şampiyonasında kendi kategorisinde (9.kategori) Avrupa Şampiyonu, açık turnuvada ise (tüm kategorilerin katıldığı program) Avrupa İkincisi olarak ülkemize 1 Altın 1 de Gümüş madalya kazandırdı, 2008 Paralympıc Olimpiyatlarında ülkemizi temsil edecek olan başarılı sporcumuzu yürekten kutluyorum. Başarının büyüklüğünü şöyle izah edeyim, Engelliler Masa Tenisinde Avrupa'da ve Dünya'da düzey çok yüksek, orada mücadele veren sporcuların bir çoğu bizim Masa Tenisi süper liginde çok rahatlıkla yer alabilecek düzeyde oyuncular, zaten sevgili Neslihan'da Masa Tenisi süper liginde Eskişehir Çağfen takımının başarılı oyuncusu ve Gıda Mühendisliği okuyan pırıl pırıl bir genç. Alkışlar Neslihan'a

Forum buluşmasına daha önceden de belirttiğim gibi Ankara dışında olmam nedeniyle katılamadım. Burak kardeşimi favori göstermiştim o da beni mahçup etmemiş turnuvayı kazanmış ona çok sevindim. Burak'cığım tebrik ediyorum sezona iyi bir giriş yaptın inşallah devamı gelir, yeteneklerine sahip çık . Ayrıca dereceye giren diğer sporcu kardeşlerimi başta Ümit olmak üzere tebrik ediyorum.

Oynatmamaya yönelik , seyir ve oyun zevkini bozan, zaten kısa olan rallileri daha da kısaltan pütür lastiklere ben de karşıyım.