Myilik2002

Yukarıda da anlatmaya çalıştım. Bu konu geniş kapsamlı, teknik detayları ve doğruları farklı(yani tahtanın yada lastiğin markasına, kullanılan ağaca, karbona, süngere göre vs vs) olan bir durum olduğu kanaatindeyim. Bu yüzden buna fazla takılmadan kendi oyununuza en uygun olduğunu belirleyeceğiniz bir kombinasyon seçmek daha doğru olacaktır.

Her ikiside desem yanlış olmaz herhalde. Aslında bu konuya geniş bir perspektiften bakmak lazım diye düşünüyorum. Çünkü çok hızlı bir tahta alırsınız fakat üzerine 1.5 mm lastik takar yavaşlatırsınız. Daha az atan bir tahta alır üzerine max lastik takar hızlandırırsınız. Fakat bu durum kişiden kişiye değişiklik arz edebilir. Bunun için bence en doğru yaklaşım kişinin oyun kalite ve seviyesine göre bir seçim yapması olmalıdır kanaatindeyim.

Samet merhaba, Hayırdır süper ligde durum kritik galiba, umarım öyle değildir.

Bora merhaba, Eline sağlık, güzel bir paylaşım, teşekkürler,

Turushan Hocam, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Sizin ve ailenizin başı sağ olsun, Allah sabır versin.

Başta turnuvayı düzenleyen Hakan Kırık olmak üzere, turnuvaya katılan ve dereceye giren arkadaşları ayrı ayrı tebrik eder, böyle spor dolu, dostluk ve arkadaşlık ortamlarının artmasını temeni ederim.

Fatih hocama katılıyorum. Bende seneler içerisinde bu tür şeyleri gördüm ve yaşadım. Skor her ne olursa olsun, maçtan sonra el sıkmamak o kişiyi çok itici ve antipatik yapıyor. Bundan 6-7 sene bir maçta genç bir oyuncuyla maç yapıyordum. Kendisini oyun olarak tanımadığım için maça gevşek başladım fakat bayağı iyi olduğunu ilerleyen sayılarda görmeye başladım. Haikaten iyi oynuyordu ama bu arada her servis atmadan önce bayağı bir bekliyor ve benim sinirlerimi bozmaya çalıştığını hissettim. Maçta bir anda 2-0, ve 6-1 geriye düştüm ve 3-0 kaybetmek üzereydim. Sonra ne olduysa oldu toplarım tutmaya başladı ve maçı oradan 3-2 aldım. Rakibim maçı kaybedince benimle tokalaşmadı, çok kızmıştım. Bana göre sporcu ruhuna ve ahlakına bu tür davranışlar yakışmaz. Bir de maç kaybedince raketini fırlatanlar var sanki maçı oyuncu değil de raket kaybediyor bence çok yanlış hareketler bunlar.

Konuyla alakalı olarak bir şeyi paylaşmakta fayda var diye düşünüyorum. Tek maçları ile çift maçlarını karıştırmamak lazım çünkü çift oynamak ayrı bir marifet ve sanattır. Bazı oyuncular tek olarak çok iyi olup dünya sıralamasında ilk sıralarda olabilirler fakat çok daha alt sıralarda olupta bu oyuncuları yenen bir çok çift çıkabilir. Çift maçları her türlü sürprizlere açık olabilir, şaşırmamak lazım. Bir çok üst düzey oyuncu çift oynamasını beceremiyor çünkü topun geliş zamanı, süresi, değişik pozisyonlar alınması kısacası ikili arasında çok büyük bir uyum gerekiyor. Ülkemizde de üst düzey oyuncular çift maçlarında çok zorlanıyorlar, bu durumu aşmak içinde birlikte bol bol oynamak gerekir kanaatindeyim. Dünya genelinde de çift klasmanlarına bakıldığı zaman ismi çoz daha az duyulan kişilerin çiftlerde başarılı olduğunu görebilirsiniz, bu kort tenisinde de böyle diye hatırlıyorum.

Ben bugüne kadarki tecrübelerime dayanarak, konuya farklı yaklaşacağım. Her nedense başkasına ait tahta yada lastikler deneme amaçlı oynandığında o kısacık süre içerisinde sanki kendi oynadığınızdan çok daha iyi gibi gelir. Fakat o ekipmanları alıp bir kaç defa oynamadan sonra eski ekipmanlarınızla daha iyi oynadığınızı düşünmeye başlarsınız ki bence bu doğru bir yaklaşım olur kanatindeyim. Bunun için ekipman(lastik-tahta) değiştirmeden önce paranızı boşuna harcamak istemiyorsanız iyice değerlendirip emin olmadan kesinlikle yenisini almayın derim.

Fatih Hocam, Çok güzel, açıklayıcı ve öğretici bir yazı olmuş. Paylaşım için teşekkürler,

Babür'cüğüm, Başarınızı tebrik eder, Avrupa Şampiyonu olarak kürsüye çıkmanızı ve Ülkemizin adını duyurmanızı dilerim.

Sayın Ktm, Demek istediğim şu, bir defans oyuncusu ne kadar iyi olursa olsun, bence şu anda dünyada en iyisi joo see huk olmasına ve bu oyuncunun tam defans olmamasına ve müthiş spinleri olmasına rağmen ancak bu kadar olabiliyor. Ama bu da demek değil ki, an gelir bir defans oyuncusu çok iyi bir hücumcuyu yenebilir. Burada önemli olan hücum oyuncusunun doğru oynamasıdır. Örneğin ülkemizdeki hücum oyuncularının çoğu defansa nasıl oynanacağını bilmiyor ve karşısına bir defansçı gelince ne yapacağını şaşırıyor. Sizin yukarıda belirttiğiniz örneğe gelecek olursak, tabiki genelde herkes oyunu hücum oynamak ister veya istiyor olduğundan defans oyuncu sayısı daha az olabilir. Bunun tam tersini düşünelim, diyelim ki herkes defans oynamak istiyor ve daha az hücum oyuncusu olduğunu var sayalım. Sonucun yine çok fazla değişeceğini düşünmüyorum. Defans oyuncusu ne kadar iyi olursa olsun, eğer hücum oyuncusu yanlış oynamazsa maçı alır. Yani defansçıların oyunu bir yere kadar, anlatmak istediği budur. Buradaki videolarda bu yüzden tam ders niteliğinde..

İşin sırrı penhold oynamak değil, işin sırrı defansa oynanması gerektiği gibi oynamak, eğer defansa doğru oynanırsa ortaya böyle sonuçlar çıkıyor. Bence defansa oynamakta zorlananlar bu videoları çok iyi izlesin. Bunun içindir ki, dünya sıralamasında üst sıralarda defans oyuncusu yok.

Sayın Karpatlar, Çok geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum. İnşallah en kısa zamanda sağlığınıza kavuşursunuz.

Çok teşekkürler, teveccüh göstermişsin:)Terfilerde inşallah.

Bu gidişle beni liglerde göremediğin için şansın olmayacak zaten, ahı gidip vahı kalmış oyuncuyu kim alır takımına

Ali Fuat merhaba, Bırak bu işleri de gel benimle rövanş maçını yap yoksa bir daha şansın olmayacak Selamlar,

Wang Hao defansa nasıl oynanması gerektiğinin dersini vermiş. Genelde hücum oyuncularının yaptığı en büyük hata üst üste çok hızlı ve sayıda spin yapmaya çalışmalarıdır.Halbuki, yavaş yapılan top spinler ve ardından file dibine bırakılan kısa toplar defansçıların en sevmediği vuruşlardır. Onlar karşıdan gelen hızlı spinlerin enerjisiyle topu geri döndürüp sayıları alırlar fakat biraz boş toplar gitmeye başladığında şaşırırlar ve ayarları bozulur.

Bence bu maçta Ma Lin özellikle son sette oynamamış ve maçı vermiş. Oynadığı zaman sayıları istediği gibi alıyor.

Güzel kardeşim anlattığın kısmen doğru ama burada ne kadar anlatırsak anlatalım çok yüzeysel oluyor, bunu uygulamalı yapıp göstermek lazım yoksa hala eksik kalacak. Kendi kendine oyununu geliştirmen çok zor. Yukarıda da belirttiğim üzere, (sen anladığım kadarıyla gitmemekte ısrarlısın galiba) mutlaka bir yerlere git, neresi olduğu önemli değil ama iyi oyuncuların olduğu bir yer olsun. Oyun seviyenin ne olduğunu anla ondan sonra kendine bir yol haritası çiz derim.

Aydın Hocam, Teveccüh göstermişsin teşekkürler, En kısa zamanda oynarız inşallah. Bu aralar servislerimde sıkıntı var, iyi atamıyorum. Servis çalışmam lazım hem de çok Tüm Bursa ekibine selamlar,

Genç kardeşim, Moralini bozmak gibi olmasın ama sen hala pinponcusun Nedenine gelince, yukarıda yazdıklarının hepsi tam pinponcu anlatımları(bana göre).Bugüne kadar yazdığın yazılardan bu oyunu çok sevdiğin anlaşılıyor fakat seninle ilgili bir çok eksiklik tesbit ettim. 1- Kullandığın lastikler imzandaki lastikler ise en baştaki eksiklik, hata, yanlış max lastiklerle oynuyorsun. Bu lastiklerle neye ve kime göre defans yapabiliyorsun? Yada yaptığını zannediyorsun. Defanstan kasdın kesik mi, blok mu? Kaç tane üst üste blok veya kesik yapabiliyorsun? Tabi karşıdan gelen topların da hızı, enerjisi önemli. 2- Antrenman yapmadan oyun durduk yere kendi kendine gelişmez, öyle olduğunu zannetmişsin. 3- Antrenman yada maç yaptığın arkadaşlarının seviyesi neki senin yaptığın spini karşılayamıyorlar? 4- Herhalde İstanbul'dasın. Herhangi bir derneğe gidip oradaki değişik oyuncuları izledin mi yada maç yaptın mı? 5- Yukarıda Samet kardeşiminde dediği gibi masa tenisinde smaç diye bir kavram yok. Kısacası yolun daha çok başındasın. Benden sana abi tavsiyesi, masa tenisi oyunu uzun zaman gerektiren, çok sabır isteyen ve sistemli çalışmayı gerektiren bir spordur. Oyunu nu ilerletmek istiyorsan mutlaka iyi oyuncuların olduğu derneklere git ve onlarla oynaki oyun seviyenin ne olduğunu anla. Benim gittiğim dernekte bu oyunu çok seven ve ilerletmek için çırpınan genç bir kardeşim var, her gittiğimde hemen yanıma gelir, abi oynayalım mı diyerek ne kadar istekli olduğunu ifade eder. Açıkçası bu durum benim hoşuma gidiyor. Kimse kimseyle durduk yerde oynamaz, uygun bir zamanı ve anı bulup o kişiye oynamayı teklif etmek gerekir. Ben de hiç bir zaman kırmam(beni bilenler bilir, aslında müsaitsem teklif eden herkesle oynarım, iyi yada zayıf oyuncu ayırımı gibi kompleks yapmam) ve oynarım. Bu kardeşimde aslında oyun olarak ta bence iyi düzeyde, yani spin, şutop, blok, kontra spin vs vs hepsini gayet iyi yapıyor. En son maç yaptığımızda ağzından morali bozuk bir şekilde şu ifadeler döküldü, abi ya seninle maç yaptığımda bir şey bilmediğimi düşünüyorum. Bence yanlış bir ifadeydi, kendisine de söyledim, oyun olarak gayet iyisin ama daha yapman ve düzeltmen gereken şeyler var, en önemlisi özellikle servis atışlarından gelen topları daha tanımıyorsun, zamanla buda olacak. Bunuda ne şekilde yapacağını ve moralini bozmaması gerektiğini kendisine söyledim. Umarım yeteri kadar aydınlatmışımdır. Selamlar,

Aydın hocam, Sizi çok tebrik ediyorum. Sırasıyla Mehmet Şen ve Yılmaz Yatak'ı yenmeniz bence çok çok iyi bir başarı, oyun olarak en son gördüğümden bu yana demekki daha da ilerlediniz. Tırtıkçı Yılmaz'ı yenmesi ise süper olmuş, çok ters bir oyuncudur. Bu vesileyle tüm Bursa ekibini tebrik eder, başarılarınızın artarak devamını dilerim. Selamlar,

Böyle(çöp, çamur, uzun kısa tırtık, pütür, anti, güneşte kalmış lastikler vs vs) ne kadar oyuncu varsa bana gönderin. Bu tarz oyuncuları gördüğüm zaman bayılıyorum.

:thup: