Myilik2002

Murat'cığım teşekkür ederim. Camiada artık herkes beni nasıl yenebileceğini öğrendi, isteyen uygular, istemeyen uygulamaz Selamlar,

Ersun hocam, Aynen dediğin gibi, inşallah orada buluşup üzerimdeki gerginliği atarız. Tahsin'e bakma sen, ben İstanbul'da oynarım onunla. Selamlar,

Zafer Bey merhaba, Güzel düşünceleriniz için teşekkür ediyorum. Aynen dediğiniz gibi camia küçük elbet bir gün diyorum. Bunu da demeden önce zaten Bursa'da çift maçında bize düşmüş ve cevabını da almıştı. Diğerini de dört gözle bekliyorum. Selamlar,

Ersun hocam merhaba, Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Herkes zaten beni final adayı olarak gördüğünü belirtiyordu. Normal şartlarda da öyle görünüyordu ama evdeki hesap çarşıya uymadı maalesef. Her şeyi düşünürdümde böyle bir şey yaşayacağımı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi ama her an yeni bir şey öğreniyoruz işte. Bunun için demiyorlarmı öğrenmenin sonu yok diye. İnanın bana o gerginliğini hala atamadım ve atamıyorumda ne zaman atacağım onuda hiç bilmiyorum. Görüşmek üzere,

Mehmet Yılık/İstanbul

Durum onu gösteriyor. Bencede yeni trend bu "Kazan ama nasıl kazanırsan kazan" Ne hale gelmişiz yazıklar olsun, ben bu şekilde galip gelmek istemiyorummm..

Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.

Ozan, bu servis konusu sen daha önce bahsetmiş ve bende sana cevabını vermiştim. Buradaki servis konusu maçın garnitür kısmı yani her servis geçişlerinde netin önüne gelmek suretiyle topu netin önüne bırakarak 2 seti tamamladı zaten. 3 sette de servise itiraz ettiğinde beni yeteri kadar germiş ve kopartmış durumdaydım. O yüzden servis kısmı çokda mühim değil, o esnada film kopmuştu zaten. Bu arada onun attığı faullu servislerden burada bahsetmedim bile. Tüm bunların yanında ben servisi doğru attığımı da iddaa etmiyorum farkında olmadan bende atmış yada atıyor olabilirim. İtiraz etmenin bile bir adabı ve şekli vardır, özellikle tanıdığın ve selamlaştığın insanlara karşı daha da farklı değil midir?

Öncelikle herkese merhaba, Uzun bir aradan bu yana foruma girememiştim. Murat Eriş arkadaşımı şampiyonluğu için canı gönülden tebrik ediyorum. Gerçektende bileğinin hakkı ile canını dişine takarak ve çok zorlu maçları alarak şampiyon oldu. Süpersin Murat Bu turnuvayla ilgili bir konudan özellikle bahsetmek istiyorum. Bunca yıldır bu camianın içindeyim, bugüne kadar görmediğim şeyleri yaşamaya başladım. Daha düne kadar bizleri izleyerek bir şeyler öğrenmeye çalışan ve öğrendiğini sanan bazı kişiler(Atilla Eryıldız/İstanbul) oyunu doğru dürüst öğrenmeden işin üçkağıdını öğrenmişler. Aklıma geldikçe hala hayretler içerisindeyim ve sinirlerim geriliyor.Beni bilenler bilir, bunca senedir, yenemeyeceğim bir rakibi yenmek için hiç bir zaman sportmenlik dışı farklı yollara ve entrikalara başvurmadım, başvurmamda. Fakat daha dünkü oyuncular cin olmadan adam çarpmayı öğrenmişler. Hayatında bende maç almamış olan bu şahıs türlü entrikalarla bunu başardı. Nasıl mı? Anlatayım. Benim grup maçım saat 12:00'de bitti. Bu şahıs ile oynayacağım maç saat 18:30 civarında verildi. Bu şahıs benim maçımdan hemen önce 3-2 biten bir maçtan ısınmış şekilde çıktı. Bense 6.30 saat oturdum ve ısınma şansım olmadı. Maç başladı, bu şahıs her servis bana geçtiğinde topu elinde tutarak filenin dibine gelip topları oraya bırakmaya başladı, bu durum sürekli devam etti ve ben hiç bir şey demedim(itiraz etmek yapım gereği olmadığı için sustum)akabinde servisime itiraz ederek beni tamamen germeyi başardı. Ben zaten 6:30 saat oturmuş ve buz gibiyim bir de bu durumlar olunca tamamen oyundan koptum ve oyuna konsantre olamadım bir türlü ve yenildim. Maçtır bu yenen adam gibi yendiyse tebrik ederim ama bu durumu bir türlü kabullenemiyorum. Şimdi herkese soruyorum. Ya bu kadar basit mi bu işler? Galip gelmek için rakibe karşı her yol mübah mı? Nedir bu terbiyesizlik ve sahtekarlık? Ben bu şekilde bir maçı galip bitirmek için camiadan bir arkadaşımın selamından uzak kalmaktansa her maçta mağlup olmayı tercih ederim. Çiftler maçında ise, çok kötü bir kura denk geldi, normalde finalde oynamamız gerektiğini düşündüğüm çift(Zafer Yıldırım/Ahmet Yusuf Ark) ile ikinci tur maçında karşılaştık ve yenildik. Tahminime göre, zaten bizim maçtan galip gelen çiftin şampiyon olacağını düşünmüştüm. Nitekim de aynen öyle oldu. Zafer ve Ahmet Yusuf arkaşımı da çok tebrik ediyorum.

İran'lıların zaten iyi bir masa tenisi ekolu vardır. Her zaman da iyi oyuncular çıkar. Hatta bir ara Türkiye süper liginde oynayan oyuncular olmuştu.

Harun merhaba, Senin fikrin öyle olabilir, saygı duyarım. Çinliler yukarıda ismi geçen Avrupalılardan üstün olabilir, zaten ben değiller demiyorum ki zaten, o konuda seninle hem fikirim. Yalnız benim üzerinde durmak istediğim konu, Çinli sporcuların antrenman ve çalışma temposu azalınca ve yaş ilerlemeye başlayınca hızlı bir düşüş yaşıyorlar, ben Avrupa'lı sporcularda bu böyle değil diyorum. Bir düşün yakın zaman eski Çinlilerden şu anda çok başarılı olan var mı? Hatta yukarıda ismini atladığım bir Avrupalı daha var, Jorgen Person hala müthiş oynuyor.

Bence bu durum şunu gösteriyor. Çinli sporcularda yaş ilerlemeye ve antrenman temposu azalmaya başladıkça bu tip sıkıntılar baş göstermeye başlıyor. Çünkü oyunları tamamen mekanik, güç ve tempoya dayalı. Evet belki Wang Ligin bu sporcu ile yapacağı maçların büyük bir çoğunluğunu kazanabilir. Fakat ilerleyen zamanlarda bu tür durumları gerek Wang Ligin, gerek Ma Lin gerekse Wang Hao için görürsek şaşırmamak lazım diye düşünüyorum. Bence ilerleyen yaşlarda Avrupalı ve Çinli sporcular arasındaki fark belli olmaya başlıyor. Bakın Waldner, Kreanga, Schaleger olsun bu tip sıkıntılar yaşamıyorlar yada yaşamazlar diye düşünüyorum.

Doktor arkadaşlar daha net cevap verecektir ama bence bu anlattıkların menisküs çağrışımı yapıyor gibi geldi.

Tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.

Çok güzel bir akşamdı. Yanlış hatırlamıyorsam toplam 4 maç yaparak doyasıya keyifle oynadık. Bence de Murat tevazu göstermiş. Çatır çatır oynayarak bileğinin hakkıyla aldı setleri, yalnız deplasmanda oynadığı ve sahaya alışık olmadığı için balıkları hep ben yaparak sayıları topladım.

Hayırlısı olsun. Öncelikle karşıdan gelen topları(falsolu, kesik, boş vs) tanıyabiliyor musunuz? Eğer topları dışarı atıyorsanız bu servisler kesinlikle kesik olamaz. Servisi eğer fileye takıyorsanız karşılamanızda da bir yanlışlık yoksa bu tip servis kesiktir. Eğer dışarı atıyorsanız ya falsoludur yada boş servistir. Bu arada tahtanızda atan bir tahta, lastiklerinizde max ise ondan dolayıda problem yaşıyor olabilirsiniz.

Dün akşam Murat Eriş arkadaşımızla hem tanıştık hem de FBVTT derneğinde epey bir oynadık. Gerçekten de duvar gibi her top içeri geliyor, spin yapıyorsunuz içeride, şut atıyorsunuz içeride, spine çok güzel kontralar yapıyor, bir sayı alana kadar göbeğiniz çatlıyor. Beni bayağı bir yordu doğrusu. Oyun olarak bu kadar iyi seviyede olduğunu düşünmemiştim açıkçası, benim için sürpriz oldu. Kendisini tebrik ediyorum.

Çakmaya çakma oynuyorsan en iyisi sen bir çakar almaz al ve onunla oyna

Emre, Seni biraz gergin gördüm, ne dersin?

Şöyle söyleyeyim. 50'li yaşlarda oynarken dünya tatlısı, sempatik, heyecanlı oynarken çok bağıran, ön dişlerinde problem olan arkadaştı.

Ahmet Yusuf Ark gerçektende bh pütürü ile çok etkili ve iyi oynuyor aynen düz lastikle oynuyormuş kadar rahat vuruşşlar yapıyor. Fakat netice itibarıyla bh vuruşları iyi olduğu için pütürü iyi kullanabiliyor. Eğer bh iyi olmasa bu kadar iyi oynaması mümkün değil.

Eğer yanlış hatırlamıyorsam Olcay eskiden liglerde oynayan iyi bir oyuncuydu. Şimdi duyduğuma göre antrenörlük yapıyormuş. Isparta'da olduğunu bilmiyordum. Ayrıca en son Ankara veteranlar turnuvasına Isparta'dab bir kaç arkadaş gelmişti. İsimlerini hatırlamıyorum ama oyun seviyeleri fena değildi hatta bir tanesiyle grup maçında oynamıştım. Bence eğer bu arkadşları tanımıyorsan bir şekilde ulaşmaya çalış derim.

Madem konu bu kadar detaya inmeye başladı, kendimden örnek vereyim. Ben geçen sene bir ara bh tarafıma kısa atak pütürü taktım. Amacımda, pütür sayesinde lig maçlarında rakiplerime hata yaptırarak(özellikle benden daha üst seviyedeki oyunculara)daha fazla maç kazanırım düşüncesiydi. Fakat aradan geçen süre içerisinde maçlara çıktıkça pütürün bana bir fayda sağlamadığını hatta ve hatta çok rahat yendiğim rakiplere karşı çok zorlanmaya başladığımı gördüm. Bundan da önemlisi oyundan aldığım zevk, keyif artık yoktu, güzel bh vuruşlarımdan eser kalmamıştı. Aynı zamanda amacımız maç kazanmanın dışında oyundan zevk ve keyif almakta değil mi? Bu düşüncelerden sonra hemen pütürü söküp, düz lastiğe geçtim. Ne kadar rahatladığımı anlatmak mümkün değil fakat pütür ile oynadığım geçen süre içerisinde oyunumda bayağı bir düşüş olduğunu daha sonra fark ettim. Yani bu olay benim tam bir sezonuma mal oldu. Neyse ki artık normale döndüm.

Ezilen topu, sıcak suya koyup tekrar düzeltebilirsin fakat ezilen yerde ufak bir pürüz kalacağından top çok falsolu olarak oyunu etkileyecek ve randıman alamayacaksın. Bu yüzden topları iyi muhafaza etmeye çalış ki ezilmesinler.

Tanju hocam çok güzel açıklamışsın.