ongun

Ne zaman veteran olcam? Bu sentetikler kaşındırıyo.

Vaaayy...Plate-hold tekniği bu... Yıllardır bu stilde oynayan birini görmemiştim.

Salona sokak ayakkabısıyla girilmez biiiirr...Servis sağdan atılır ikiiii... Pantolon, kravat, gömlekle oynanmaz, hele beyaz top beyaz gömlek hiç olmaz üüüüçç... Kenardaki cimcimeler de fazla yakındalar, bi kaza çıkacak döööörrt... Mister başkan, meydanlarda atıp tutmaya benzemez bu işler beeeeşşş...Hadi bakiym altııııı....

butterfly-world.com da Z.J nin kısa röportajı var. "Ne güzel tişörtüm vardı, yırttım attım. Şimdi cıbıldak kaldım, pişmanım." demiş... ...olabilir. Henüz okumadım.

Zaten Terfi Ligi nedir yahu?... Üç takımı lige sokmak için çekilen çile... Tebrik ederiz, iki gün önce kilimcinin köroğluydunuz, ama bakın şimdi 2.lig takımısınız.... Bastır parayı kap sırayı... Keşke birkaç lig daha açılabilse de, imkanı olan, ödenek bulan her takım gönlünce katılabilse. Zaten Türkiye'de turnuvalara gidip gelmenin maliyetini karşılayabilecek kaç takım vardır ki? Madem amaç masa tenisini yaygınlaştırmak, bırak insanlar istediği gibi katılsın. En alt ligden başlar gücü yettiğince yükselir. Üç tane daha lig açılsa bence yeter de artar bile. Hani olur da altıncı ligi açmak gerekirse, o zaman düzenlersin terfi ligini. İşte o zaman, kimse beşinci lige katılabilmek için bir oyuncuya beşbin lira ödemeye, yurtdışından oyuncu getirmeye kalkmayacaktır. Zaten kiralanabilecek oyuncuların çoğunluğu da ligin birisinde bir takımda oynuyor olacaktır. Efendim o kadar ligi açabilecek paramız mı yok? Organizasyon masrafı mı yüksek? Katılım payı yükseltilir, 4. 5. liglerde resmi hakem kullanılmaz, (hiç olmayan bişey mi yani, maçları oyuncular yönetir), ne biliym öyle yapılır böyle yapılır bir yolu bulunur. İstenirse. Sorunu çözmüş bulunuyorum. Herkese keyifli ligler...

Gerçekten görmüş olabilir. Halüsinasyon, sanrı, serap, astigmat hipermetrop... vesaire vesaire... Adını siz koyun. Olamaz mı? Günahı boynuna sayın hakemimizin.

O bant, "mueller" markasının "knee strap" isimli ürünüdür, lakin "Made in China" dır muhakkak. Dizden ziyade kafaya destek olan bir ürün kullanıyorlarsa şu Çinliler, bilmek isterim efenim.

Tamam tamam yırtsın hadi bakalım, izin verdik. Ama bundan böyle onun adı Zhang Cart 'tır benim için. Çin milli takımının tişörtleri de kevlardan dokunacaktır bundan sonra. Demedi demeyin.

Çekimser oy

Bu tartışma nasıl şekillenirse şekillensin, aramızda "Z.J. tişörtünü yırttı, çok güzel hareketti, bravo!" diyecek biri olduğunu sanmıyorum. Kendim de zaman zaman hakimiyeti kaybedip saçma hareketlerde bulunsam da, Z.J. in bu hallerini beğenmedim. Yakışmadı.

Vaaayy... Komünist ülke, halkın parasıyla alınmış tişört... Yırtarsın ha? Muhtemelen tek başına mıntıka temizliği yapıyodur şu an Zhang Jikecik. Gençlik işte...

Cetvelle ölçtüm diyorum. Nasıl yanılmış olabilirim ki?

İşe, merdiveni yapan inşaat işçilerinden ve binayı yapan müteahhitten başlarım, giydiğim ayakkabıyı üreten firmadan devam ederim. Sonra binanın asansörünü yapanları ve o asansörün bakımından sorumlu olanları dava ederim...Photoshop programcısına gelene kadar zaten köşeyi dört kere dönmüş olurum.

Andro Hexer Powersponge (bundan sonra kısaca HPS olarak anılacaktır) ve Xiom Vega Europe 'nin (bundan sonra kısaca VGE olarak anılacaktır) mukayeseli analizi : HPS'nin yüzey sürtünme katsayısının (0,8506), VGE'nin yüzey sürtünme katsayısına (0,8721) oranı 0,9753 dür. Yani fırçalayarak yapılan vuruşlarda, HPS'nin %2,47 lik bir spin dezavantajı vardır. HPS'nin lastiği, VGE'ninkinden %9,17 daha serttir. HPS'nin süngeri ise VGE'nin süngerinden %7,89 daha yumuşaktır. HPS lastik yüzey gerginliği, VGE'ninkinden 0,136 oranında düşüktür ve bu sebeple topu HPS, VGE'den %11 daha az zıplatır. Tüm bu oranlar gözönüne alındığında, ivmeli vuruşlarda, HPS'nin VGE'den %3,14 daha fazla spin üretme kapasitesine sahip olduğu görülür. VGE'nin top atış açısı HPS'den 6,4 derece daha yüksektir. Bu da topspin vuruşlarında VGE'ye HPS karşısında üstünlük sağlar. Tüm ölçümler cetvelle yapılmıştır. Velhasıl-ı kelam, alınız birini oynayınız. Kimse o kadar ince eleyip sık dokumuyor. Masa tenisinde aslolan çok oynamak. Mümkün olduğunca çok oyuncuyla, mümkün olduğunca fazla oynamak. Lastik tahta işin gırgırı.

Samsonov - Chen Qi maçından yeni çıktım. Kalbim ağrıyor, saçlarım ağardı... Öldürdün beni Samsonov. Ne maçtı...

Art niyete art niyet... 2000 senesinde sağlık raporu aldım, fotoşapta düzeltip düzeltip kullandım. Aramızda kalsın tabii, söylemeyelim. Merdivenleri de koşa koşa çıkarım hiçbişeyciğim yok maşallah.

Yavaştan hızlıya : Stiga Allround Classic Stiga Allround Evolution Stiga Allround Wood NCT

Teşekkür ederim Onur. Eve gidince yükleyip bakacağım. Olur ise yatıp uyuyacağım, olmaz ise şikayetçi olacağım.

http://www.radikal.c...048789&Yazar=M. SERDAR KUZULOĞLU&Date=12.05.2011&CategoryID=41]Bu yazı mı?[/url] Başka tavsiyesi olan var mı? Bende real player var mesela youtube videolarını indirebiliyorum ama ITTF bu işe indirmeye izin vermiyor. Ben yasak masak tanımam söke söke indiririm tarzı bir programa ihtiyaç var herhalde. Yardımcı olabilecek var mı?

ITTV de banttan yayınlanan maçları bilgisayara kaydetmenin bir yolunu bilen var mı arkadaşlar?

Elinizdeki Baracuda, T05, G3FX lastikler birer çift mi, tek tek mi? Lastiklerin kalınlıkları nedir? Mutlaka Allround tahta alın. Lastiklerden, T05 uygun olmaz. Baracuda ile oynamadım. G3FX max değilse olabilir. Max ise kontrolde zorlanır. Herşey arkadaşınızın durumuna bağlı olduğundan, farazi konuşuyorum.

ITTF anasayfasının sağ kenarında, canlı skor için üstteki "Live Scoring"e, fikstür için "Main Draws" başlığı altındaki bağlantılara tıklayınız.

Gözüme çarpan hakem vukuatlarından bir demet: *Bitirici vuruş yapan oyuncu, masayı gacırrrt diye yerinden oynatarak bileğinin hakkıyla alır sayıyı. Hakem oralı olmaz, tabelayı çevirir, sayıyı verir. Karşı taraf da enteresandır sayıya hiç itiraz etmez. Sayıya tanıklık eden seyirciler, "Acaba gördüğüm mü doğru, bildiğim mi yanlış?" diyerek kendilerinden şüphe etmekle meşgulken oyun devam eder gider. *Servis karşılayan oyuncu, atılan servisi karşılarken elini kaldırıp let der ve topu yavaşça karşı sahaya atar. Servisi atan oyuncu da let konusunda mutabıktır, o da, kesinlikle sayı alma maksadı gütmeden, topu yavaşça karşı sahaya geri yollar. Servis karşılayan oyuncu tekrar topu servis atan oyuncuya, kolayca tutabileceği şekilde usulca gönderir. Servis atan oyuncu gelen topu, servisi yeniden atmak için eliyle tutar ve hakem sayıyı verir. Oyuncular şaşkın şaşkın itiraz eder. Hakem: "Hayır, let yok." der. İnsiyatifin böylesi diyorum. *Oyuncu ilk seti kaybeder... İkinci seti de kaybeder... Hakem oyuncuyu yanına çağırır... "Şuraya bi imza lütfen." "İmza mı?" "Pardon pardon. Ben maç bitti sandım."... Oyuncu üçüncü seti de kaybeder. *"Hocam servis bende miydi?" "Eee...Sizdeydi servis diil mi?" "Ben az önce kullanmıştım ama?.." "O zaman sizde. Bi dakka, neresi başlamıştı? Orası mı?" ................... *Eleme maçı oynanmaktadır. Setler 2-1 dir. Dördüncü set başlar, birkaç sayı oynandıktan sonra hakem oyunu durdurur: "Bi dakka...Kusura bakmayın. Alo!..Naaptın? Haa geldin mi? Şimdi maçtayım da, sen kapının oraya gel, beş dakka sonra geliyorum. Tamam, hadi."..."Evet. Sayılar fişmekan, buyrun." Maç gerçekten beş dakika sonra 3-1 biter. *"3 numaralı masa!! Ahmet-Mehmet!!" "Hocam!.. Ben maç yapıyorum zaten?" "Kiminle yapıyosun?" "6 numaralı masada Hüseyinle oynuyorum?" "Ha peki tamam. Tamam doğru."... ??? *"Hocam benim listede ismim yok?" "Hangi gruptaydın sen?" "Dört." "3. olmuşsun." "Nasıl üçüncü? Grup ikincisi olmam lazım benim?" "Bi dakka, bakalım maçlara." "İki galibiyet, iki mağlubiyet, 3. olmuşsun." "Hocam nasıl ya? Bi yenilgim var benim? Diğer maçı ben aldım 3-0." "Maç föylerine bakalım. Evet. Evet doğru. Sen 2.sin, Ali 3. Buraya yanlış yazılmış." "Durdurun o masadaki maçı, onlar oynamıyor."........... *Seyrettiğim turnuvalarda, maçlar başlamadan hakemler itinayla fileleri kontrol ederler. Ölçerler, bakarlar, yükseltirler, alçaltırlar, gererler...Dakikalarca uğraşırlar. Fakat en az filenin düzgünlüğü kadar önemli olan, belki de daha önemli olan masa yüzeyinin düzgünlüğüne, paralelliğine pek bakan olmaz. Oysa masa yüzeyinin düzgün olmaması top sekişini doğrudan etkiler. Lig maçları, hatta Süper Lig maçları için hazırlanmış salonlarda, oyuncuların yamuk duran masalarda maç yaptıklarına çokça şahitlik etmişimdir. Ya masanın ortası yüksek, kenarları alçaktır, ya ortası çukur, kenarları yüksektir yada masanın bir kenarı yüksek, diğeri alçaktır. Masalar salon görevlilerince çıkarılıp, salona kuruluyor, ondan sonra da nasıl kurulduysa öyle kalıyor sanırım. Ta tribünden ben o masanın yamukluğunu görebiliyorsam, çok daha yakında olan ve masaları her açıdan gören hakemlerin ve oyuncuların da durumun farkına varıyor olmaları gerekir. Ama düzeltmek için girişimde bulunan birini hiç görmedim şimdiye kadar. Neyse. Şikayet etmek kolay derler.

Dikkat! Ateşle Yaklaşma! -Fart... -Pırt pırrrrt... -Zoooort...

Sivrisinek yok herhalde oralarda.