ongun

Benim tavsiyem topspine yönelmeniz. Yavaş ama dolu topspinlerle atak yapmaya çalışın. Topa yüklediğiniz spin oranını sürekli değiştirin. Benzer toplar atmayın. Topları rakibinizin uzağına atarak onu sürekli hareket etmeye zorlayın. Aynı hareketle başlayıp farklı şekillerde bitirebildiğiniz bir servis geliştirin. Rakibinizin masa hakimiyetini ve dengesini bu yollarla kırmaya çalışın. Bütün bunları denedikten sonra rakibiniz hala toplarınızı rahat rahat öldürmeye, hatta katletmeye devam ediyorsa, o zaman son çareye başvurun: Rakibinizin kullandığı raketin nizami olup olmadığını kontrol edin. Eğer raket nizami ise yapacak birşey yok, bükemediyseniz öpünüz. Nizami değilse şayet...

Çok güzel. Şiir gibi. Güle güle kullanınız. Fiyat da oldukça makul. Eski Stiga tahtaların işçiliğine ve hissine sahip, kibar görünümlü, şık bir tahta için değer. Ne yazık ki bana göre değil. Raketini sıkça masaya vuran biri olarak, böyle kıymetli tahtalarla oynamama imkan yok. (Şu anki tahtamı alalı iki ay olmadı, dört yerinde vuruk var.) Seri üretim tahtaları bile biryere çarptığımda içim gidiyor. Böyle birşeyi masaya eklesem, düşer kalırım herhalde.

Helal olsun DHS'ye. Sonunda bize uyan bi lastik yapmış adamlar, vallahi bravo! Toprağımsın Memo!! Görünüşe göre Memo fh'e iyi gider. Bh için Haso, pütürcüler için de Hüso çıkarsa, 2 milim sünger kalınlığıyla beraber fiyat da yuvarlak hesap 10 dolar olursa bi zahmet, milletçe bağrımıza basarız DHS'yi.

Peki bir soru: Önce belirteyim, benim yedek raketten anladığım şudur: Yedek raket, oynadığınız raketin tıpkısıdır. Eğer tahta veya lastiklerden biri, hatta sünger kalınlığı bile farklıysa o yedek raket değil, sahip olduğunuz farklı, ikinci bir rakettir. Sorum şu: Seri üretim olanlarda bile bir tahta diğerinin tam olarak aynısı değilken, lastiklerde bile bir parti üretim diğerinden farklı olabiliyorken, özellikle çin lastiklerinde görülüyor bu mesela, asıl raketin aynısını oluşturmak ne derece mümkündür? Eğer iki raketin birbirinin aynısı olamayacağını kabul ediyorsak, yedek raket oyuncuya ne ölçüde faydalı olabilir? Tamam, maçtan önce raketin başına bir kaza gelmiştir yada testten geçememiştir, sporcu hemen çantadan alır yedek raketini, çıkar maça. Ama elindeki raket sürekli oynadığı, elinin alıştığı raketten farklı bir raket aslında. Bunun tahtası 88gr değil 90gr. Ara katmanların birinde raketin ortasına denk gelen bir ek yeri var mesela. 2.1mm diye alınan lastikler de aslında 2.134mm. Sonuçta bu oyun iki gramlık selüloid bir topla oynanıyor, salonun kapısı açık olsa, rüzgar esse bile fark ediyor, bunlar da fark yaratacaktır. Acaba kahramanımız yedek raketiyle çıktığı maçı alabilecek mi? Fazla mı ince eleyip sık dokudum? Öküzün altında buzağı mı buldum?

İkinci el tişört satan biyer olcaktı. Tişörtler sadece bir iki antrenman giyilmiş. Koltukaltı kısmında, giyimi etkilemeyecek ufak tefek ter lekeleri dışında temiz. Yeniden farkı yok. Kargo alıcının, mesuliyet postacının, tuzu kuru gönderenin. Resim isteyen olursa fotoğraf sergisi gezebilir. İlgilenen varsa bilmiyorum artık.

Öyle kolay değil... En az iki sene, "Acaba antrenörlük kursuna gitsem mi, gitmesem mi?" kararsızlığını yaşamış olmak; En az iki sene, yakın illerden birinde, uygun tarihte açılacak kursu beklemiş olmak (Kara tren gecikiiir, belki hiç gelmez...); En az iki sene, üstüste aynı tek dersten çakmış olmak; (-Beslenmeden yine kalmışım iyi mi? -Ee ben senden bakmıştım. -Sen de kaldın o zaman, geçmiş olsun.) En az iki sene, çalıştırmaya müsait bir takım dolusu çocuk arayıp, tek bitane bile bulamamış olmak; (Şeytan diyo kaçır bi çocuk, yap masatenisçisi.) En az iki sene, kıdemli bi antrenörün yanına kapağı atıp, el öpüp berhudar olmak; (Öpiym hocam.) En az iki sene, azmedip en sonunda elde etmeyi başardığınız antrenörlük belgeniz yastığın altında uyumak, kullanma fırsatı doğana kadar onu koyacak şöyle güzel bi çerçeve aramak çarşı pazar, asacak iyi bi yer düşünmek, misafirliğe gelenlere göstermek... (-Aaa antrenörlük belgeniz var... Ne güzel. Federasyondan mı aldınız? -Yok şeyden aldım. Tövbe tövbe...) En az bi düzine sene bekliycen yani. Öyle kolay olsaydı babam da antrenör olurdu. Not: Herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemek ve kendimi sigortaya almak maksadıyla şu ibareyi ekliyorum:

+1 Süper Teşekkür

Turushan hocam sorularım var: Soru 1: Diyelim ki, İstanbul'dan attım kendimi bi otobüse (mesela Ulusoy'un Hopa seferine). Bana sordular nerde inceksiniz diye. Adamlara ne cevap vercem? Gak guk mu diycem? Tam olarak nerede inmem gerek benim? Kayboldu diye sepet içinde karakol kapısına bırakmasınlar sonra? Soru 2: Diyelim ki, benim tüm uğraşlarıma rağmen, kaptanın peygamber sabrı ve insanüstü gayretleri sayesinde, otobüs kazasız belasız ineceğim yere vardı. Yolcuların alkış ve tezahüratları eşliğinde karga tulumba attılar beni otobüsten. Kapıları bile kapamadan gazladılar gittiler. Kaldım mı yol kenarında keçiyle bi başıma? Yol bilmem iz bilmem. Şimdi ben burdan bahsettiğiniz şu yıldızlı otele nasıl gidicem? Soru 3,4,5,6...: Yine diyelim ki, yol sersemi o halimle dön dolaş, güç bela buldurdum oteli. Ben ve egom için iki yataklı bi oda tuttum ama keçiyi almadılar. Bağladım dışarı. Bavulu, çantayı, dengi, çuvalı attım odaya, raketi kaptığım gibi doooğru salona. Ama iyi de salon ne tarafta? Yürüyüş mesafesinde mi? Kaç dakka sürer? Kahvaltıyı nerde edeyim? Ne yiyeyim? Ne içeyim? Dır dır dır vır vır vır... Bileti daha almadım ama Perşembe öğle vakti varmayı planlıyorum. Salon hazırlığına yardım edebilirim.

Çok teşekkürler. İndirdim, değiştirdim, denedim, oldu. Yalnız benim külüstür XP deki orijinal dosya adı "lmhosts" idi. "hosts" dosyasıyla değiştirmeden önce ne olur ne olmaz, günün günü var, sakla samanı gelir zamanı, ak akçe karagün içindir diyerekten yedekledim, bilmiyorum gerek var mıydı? Forum heyetine ek bilgi olarak arz ederim.

Yalnız, oynadığı raket fazla hızlı bence. Tekniğini ilerletmesine mani olur teyzemizin. Pardon ne teyzesi? Abla, abla... Maşallah.

Dün itibariyle Yaz takvimi uygulamasına geçilmiş olup, Haydarpaşa Turnuvaları bir gün (1 gün) öne alınmıştır. Bundan böyle turnuvalar Cumartesi günleri yapılacaktır. Tüm turnuvadaşların takvimlerini ayarlamaları önemle rica olunur. Eminim feysbukta paylaşılmıştır, hatta kapış kapış gitmiştir ama hani benim gibi feysbuk sevmeyen kenarda köşede biriki kişi kalmıştır belki diye (yoktur ya) yazayım dedim Eyy gurub-u feyzbuki. Artık forum takvimine etkinlik ekleyen vatandaş da kalmadı. Haftaya Cuma Terfi Ligi var mesela. Neden takvimde yok? Herkes kendi dalgasına düşmüş birader.

45 gün önce de, 30 gün önce de, 15 gün önce de "15 gün sonra açılacak" dediler. Bizi oyalıyorlar. Orada bi işler dönüyor. Burnuma pis kokular geliyor. (Tadilat bittiğinde gelmez inş.) Ben bir tünel kazıp, orada ne yaptıklarına bakalım diyorum. Kuzey duvarından, 2 no'lu masanın altına 15 günde kazarız. Çıkan toprak sorun değil. İski tabelasını koyduk mu kimsenin umru olmaz. Evet kim geliyor?

AAAAaaaaa.... İSTERİZ!! İSTERİZ!! TUFAN HOCA BURAYA, (göbek) HAVAYA!!

Teşekkür ederim Aydın Bey. Avni de selam söylüyo.

Konu ekipman olunca ben bilgisiz arkadaşlar sınıfına giriyorum. Bişey bilsem o saçmalıkları yazar mıyım? Uyum zor bi konu. Seninki de popüler olmayan bi tahta olduğundan, istediğin gibi doyurucu cevaplar alamayabilirsin.

Butterfly'ın işçileri, "Durmadan senin adına bi sürü tahta yapıyoruz, bittik geberdik. Uvan insan bi yardım eder, birini de ben yapiym der be. Gel layn buraya!" diye isyan etmişler, yakalamışlar Timo'yu. Zorla tahta yaptırmışlar. O tahta da sana denk gelmiş Çağan. Kör talih. Made in Japan da hikaye. Orda Rüstem usta var. Alırsan onun yaptığı tahtaları alcaksın.

Bi dakka bi dakka, burda bana cevap hakkı doğdu. Olabilir. Normaldir. Bir yuvarlak çizersiniz, biri bakar çember der, diğeri daire der, öteki kusursuzluğun sembolüdür der, beriki gelir sen bana top mu dedin der gömer kafayı. Hepimizin dalgaboyu farklı. Yapacak pek bişey yok. Ben tahta yorumlarını tiye aldığımı düşünerek yazdım. Karizmatrix, yazımı iptal edip özür dilemem gerektiğini düşünüyorsan Eylül'de referanduma gideriz.

Tahtaya şöyle bi baktım da valla ne yalan söyliyim, benim gözüm pek tutmadı bu tahtayı. Ne biliym... tuhaf görünüyo, acayip yani. Tekin olmayan bi hali var sanki. Kafa büyük, kalınlık 6.5mm ama ağırlığı 80gr mesela. İşkilleniyo insan. Sap da acayip. Yarısı siyah, yarısı beyaz. Hani iyiyle kötünün savaşı gibi bi mücadele var sanki tahtanın içinde. Her an bi kerizlik yapabilir hissi veriyo adama. Bi de komple griye boyamışlar süper olmuş. İç sıkan, boğucu, itici bi renk. Tahtanın kafasına bakın, anteni olmayan eski bi televizyon gibi. Karıncalı gösteriyor. Uzun süre baksa kafayı yiyecek insan. Üstüne üstlük tahtaya verdikleri isim de başlı başına bi çelişki. "Schlager Precision Off-". Hadi anlı şanlı Schlager adının, Off- bi tahtada ne aradığı sorusunu geçtim. Timo'nun da var, Kreanga'nın da var... Hepsinin antin kuntin tahtalarda ismi var. Onu anladık. Ama hem Precision hem de Off-. O nasıl oluyo? Madem precision demişin, bi hassaslığı, bi kesinliği, tamlığı ifade etmişsin, iyi güzel... de, peki o eksinin orda ne işi var? Madem herşey kesin ve tam, eksik olan ne? Neden Off değil de Off- ? Di mi? Orda bi enayilik var. Velhasıl bu tahta benim kafama yatmadı arkadaş. Schlager borç para istese veririm de Schlager Precision Off(eksi)ye para vermem. Valla da vermem billa da vermem. Vermem abi. * Tahta yorumu dediğin böyle olcak arkadaş - Erman TORrrOĞLU

Filmin sonunu söylemeye utanmıyor musunuz? Cezalısınız. Haftasonu evde oturup pür dikkat sörvayvır seyredeceksiniz.

Burada bazı derslerin eksik olduğunu tespit ettim. Sırasıyla : How to tie your table tennis shoes Choosing a good table tennis partner Comfortable ready positions for middle aged Average Joe How to play effectively without any footwork at all The very ancient secret about "Da best serve in the world" -Unreturnable How to return it... -Well. You can't... Counter flipping a flick OK. You may FH Push and you may BH Push but sometimes it's much better an option that you DON'T PUSH! Killer chops Chopping kills FH Topspin against all odds Blocking a counterhit Smash against lob Lobster with smashing potatoes Cleaning your blade How 'bout having someone to glue them for u. Coool... How to wash your dirty training shirts What about Bob? Elinde bu derslerin notları olan varsa fotokopi çektirelim.

Doğru değil. Ben olay anında Jennifer Connelly ile beraberdim, Leonardo DiCaprio şahidimdir. Sadece arkadaşız.

Sağol Ekrem abi. Teveccühünüz. (Sözlüğe baktım.)

Kardeşim Mayıs ayı bitti mi? Bitmedi. Bahar lastiği olcak tabii, ne olcak? Hem sen googledan daha mı iyi bilcen yani? Alla alla... Hayır, kızmıyorum!

Gün büyük gündür. Sonunda, Sarı benizli savaşçılarımız, Soluk benizlilere günlerini gösterdi. Atalarımızın kanları yerde kalmadı, Kızılderili kardeşlerimizin intikamı alındı. Artık raketimi arka bahçeye gömebilirim. Bi de ateş suyu olsaydı... Neyse, Tekel suyuyla idare edicez. Tam tam tam tam... Tam tam tam...

Başlığı değiştirseniz, "Türkiye'de Masa Tenisi Tesisi ve Kulübü" diye, kaç cevap gelir acaba?