ongun

Servis kullanacak oyuncu, masanın yanlarına, kendi sahasının orta bölgesine doğru soldan, karşı sahanın orta bölgesine doğru sağdan üfleyecek iki vantilatör koyarsa, bütün servislerine "s" şekli verebilir. Kısıtlı fizik bilgime dayanarak iddia ediyorum.

O-lololaa...

All+ ile Off- arasında fazla bir fark olmaması sebebiyle ben böyle bir şıkkı gereksiz görüyorum ama çok isterseniz ve isim konusunda iyi bir fikir ortaya atılırsa ankete ekleyelim. Düzeltmesi basit. Nedir ki? Klavyenin tuşu.

Butterfly inek gibi sağdı sömürdü, iliğini kuruttu çocukcağızın. O kadar reklama hangi can dayanır? Kolay mı çift taraf tenergyli raketi sallayıp durmak? Eşek ölüsü gibi ağır. Çakı gibiyken dayanamadı sakatlandı sonunda. Gencecik yaşta antrenörlük çağına girdi. Kendi tahta serisi var ama mutlu değil. Demek ki tahta saadet getirmiyor. Saadettin abi, sana demedim abi, hürmet ederim.

0:06- 0:30 Fh-Fh : Kürşad dirseğini vücudundan biraz daha uzak tut. Sol kolunu denge ve salınım için kullan. Raketin daha geriden gelerek topa vursun. Ağırlığını topuklarına verme. Dizlerini daha çok kır ve vücudunu biraz daha öne eğ. Topu masanın orta bölgesi yerine köşelere daha yakın atmaya çalışın faydasını görürsünüz. 0:30- 0:48 Bh-Bh : İkiniz de dizlerinizi daha çok kırmalı ve vücudunuzu öne doğru daha çok eğmelisiniz. Hareketiniz çok uzun ve çok yukarı doğru. Omzunuzu pek oynatmadan, dirsek ve bileğinizi açarak, (bir frizbi fırlatır gibi) vurmayı deneyin. Kolun ön kısmı ve raketin havada çizdiği yol, masa yüzeyine çok daha paralel olmalı. Bunun için önce vücudunuzu öne eğerek, önünüzde boş bir alan (yada hacim) yaratmalısınız. Top gelirken önce dirseğinizi öne çıkarıp, sonra ön kolunuzu kendinize çekip, bileğinizi iyice bükerek (neredeyse raketin tepe noktasını göbeğinize değdirecek kadar) raketi bu alanda toplayıp, top önünüze geldiğinde, dirsek ve bileğinizi bir frizbi fırlatır gibi hızla açarak topa vurmayı deneyin. Vurmaktan çok fırçalamaya kaçıyor aslında. Bu şekilde vurduğunuzda topa çok iyi spin verebildiğinizi ve hareket kısaldığı için ikinci topu daha iyi karşılayabildiğinizi göreceksiniz. Yalnız topa vuruş zamanlaması çok önemli. Geç vurursanız, topspinden çok yan falso yaratırsınız ve böyle olunca da size kesik gelen topların sonu file olur. Topa vurmadan önce dizlerinizi iyice kırıp, biraz daha çöker ve vuruş anında dizlerinizi açıp tekrar yükselirseniz, bacaklarınızdan aldığınız bu güçle daha sağlam bir vuruş yaparsınız. 0:49- 2:49 ??? : İkiniz de raketi sağ elinizle tuttuğunuza göre, fh köşesinden bh vurmaya acilen son vermelisiniz. Fh-Bh dönüş çalışan oyuncu Bh köşesinde kalmalı. Eğer karşılayan oyuncu fh vurmak istiyorsa, top çapraza değil paralele atılarak bu yapılabilir. Sen Fh den paralele atarsın, Burak da Bh köşesinden Fh-Bh dönüş çalışır. Biriniz sürekli aynı köşede kalmak zorunda da değil. Kelebek, Zarf artık adı her ne karın ağrısıysa bir çalışma var. Biriniz sürekli topu paralele atar, diğeriniz sürekli çapraza atar, top masanın dört köşesini de dolaşır. İkiniz de aynı anda hem fh, hem bh, hem de ayak çalışması yapmış olursunuz. Sonra değişirsiniz sen çapraza atarsın, o paralele atar. Bu çalışmayla fh-bh top kontrolünüzü ve kondüsyonunuzu arttırırken, vuruş hızınızı kontrol etmeyi ve dengenizi sürekli korumanız gerektiğini de öğrenirsiniz. Bu çalışmayı yaparken (aslında tüm çalışmalar için geçerli) dikkat etmeniz gereken, beceremeyeceğiniz bir hızda yapmaya çalışmamak. Bazen oyuncular hırslanıp işi bir şut düellosuna çeviriyorlar. Çalışma da anlamını yitiriyor. Topu masada tutun. Ne çok yavaş, ne çok hızlı. Ne yaptığınıza da sürekli dikkat edin. Sağ ayağım nerede duruyor, dizlerim kırık mı, duruşum nasıl, topa ne zaman vuruyorum, nasıl vuruyorum vs... 2:50- 4:25 :) Yorum yok. Gençler eğleniyor. Son bir tavsiye. Artık, topun nereye ve nasıl geleceğini bildiğiniz, robotvari çalışmalardan çok, top atan oyuncunun karşılayana daha düzensiz toplar yolladığı çalışmalara ağırlık verin. Mesela: Burak senin fh'dine kesik servis atar ama uzun da atabilir, kısa da, köşeye de atabilir, orta çizgiye de. Sen bunu bilmezsin. Top kısa gelirse masaya girip topu iterek keser, alçak ve kısa bırakmaya çalışırsın. Top uzun gelirse spin çekersin. Ama iman gücüyle değil de tatlı bir hızda çekersin ki Burak karşılayabilsin. Ve tabi sen Burak'ın işini kolaylaştırmak için, hep topları önceden kararlaştırdığınız aynı noktaya atmaya çalışırsın. Burak gelen topu bloklar ama sen yine topun nereye geleceğini bilmezsin. Köşeye de gelebilir, orta çizgiye de. Belki zorluk derecesini arttırmak için arada bh'dine bile gelebilir toplar. Sen hepsini yakalayıp, ortalama bir hızda spin çekmeye çalışırsın. Bu bir örnek. Hayalgücünüzü çalıştırıp eksik olan taraflarınızı güçlendirecek daha ilginç çalışma şekilleri bulabilirsiniz. Amaç, ezber bozucu, daha maçvari çalışmalarla, yaptığınız antrenmanları daha faydalı kılmak. Sahte doktoru da geçtim ben. Hocalarımız affetsinler. Kolay gelsin.

Madem İstanbul'dasınız, bence ilk işiniz bilgisini aldığınız o veteran dernek veya kulüplerinden birine üye olmak olmalı. Orada tanışacağınız diğer üyelerin raketlerini rica edip deneyerek bir fikir sahibi olabilirsiniz. Daha da iyisi, sizin nasıl oynadığınızı görüp, sitiliniz ve nasıl bir altyapıya sahip olduğunuz hakkında fikir sahibi olacak olan, oradaki hocalar ve iyi oyuncularla birebir görüşerek raket tavsiyesi isteyebilirsiniz. Emin olun böylesi, burada alacağınız sanal tavsiyelerden çok daha sağlıklı olacaktır. Kendiniz hakkında pek bilgi vermemişsiniz. En son mesajınızdaki tercihleri neye göre yaptığınızı da büyük ihtimalle benimle beraber siz de tam olarak bilmiyorsunuz. Şıkları işaretleyip size tavsiyede bulunan arkadaşlar da bilemezler. Sizin titreşimli tahtaları mı titreşimi az olanları mı daha çok seveceğinizi bilemezler. Kafası küçük olan tahtalar mı, normal olanlar mı bilemezler. Sapı uzun olanlar mı, ince olanlar mı, köşeli olanlar mı, yuvarlak hatlı olanlar mı bilemezler. Esnemesi az olanlar mı, çok olanlar mı bilemezler. Yumuşak veya sert sünger mi, yüzeyi topu iyi tutan lastik mi, az tutan mı, alçak atan mı, yüksek atan mı, hafif mi, ağır mı, şut ağırlıklı oyun için mi, spin ağırlıklı mı bilemezler. Bu tercihleri siz yapmalısınız. Bunun için de bizzat denemeniz gerek. Belki iyi bir oyuncusunuz ve burada tavsiye edilen raketler size saman balyası gibi gelecek veya tersi olacak. Kim bilebilir?

Çok doğru. Yamuk teknikle spin çekmeye çalışmak bir sanattır.

Bir dakika. Anketteki isimlerin edebiyatçı olduğunu da nerden çıkardınız ki? Orada Reşat Nuri yazıyor, Reşat Nuri Güntekin değil. Yahya Kemal yazıyor, Yahya Kemal Beyatlı değil. Sait Faik de Sait Faik Abasıyanık değil. Bunlar amatörce oynayan sade vatandaşlar, edebiyatçı değiller. "Bu anketteki karakterler hayal ürünüdür. Gerçek veya tüzel kişilerle olası benzerlikleri tamamen tesadüf eseridir. Bu anketi hazırlayan kişi, bu tür benzerliklerden doğabilecek olumsuz hallerden sorumlu tutulamaz ama herkesin tongaya düşmesini keyifle izlemekte serbesttir." Eee... üç isimli olanları boşuna seçmedik herhalde.

Sn. Emre Adıgüzel, Bir üniversite öğrencisi olarak, mesajınızda dilbilgisi kurallarına hiç dikkat etmediğiniz, cümle sonlarına nokta (.) işareti bile koymadığınız tarafımızca tespit edilmiştir. Bu umursamaz tutumunuzu sürdürmeniz durumunda; klavyenize, laptop'ınıza ve cep telefonu tuşlarınıza el konulması; ortaokuldaki Türkçe öğretmeninize kulağınızın çektirilmesi gibi ağır yaptırımlara maruz bırakılacağınızı üzülerek bildiririz. Bilginize. TDKEDMDŞ Türk Dil Kurumu Elektronik Denetleme Merkezi Dilbilgisi Şubesi

Kendinizden hiç bahsetmemişsiniz. Çok zor bir hedef seçmişsiniz. (İmk..... demeye dilim varmadı.) Masa tenisi çok zor bir spor. Yalnız olanlara hiç şans tanımıyor. Mutlaka bilen birine ihtiyaç var. Yoksa bir arpa boyu ancak ilerlenir. Masa tenisine erken yaşta ve antrenör gözetiminde başlamadıysanız, bence en iyisi profesyonel olup, kariyer yapmayı aklınızdan çıkarın, masa tenisi hayatınıza mutlu bir amatör olarak devam edin.

Eskiden talebelik bitti mi hayata atılırdın, şimdi öğrencilik bitince kenara atılıyorsun. İş yok, güç yok, para yok, umut yok, hayal yok, yokoğlu yok. "Güven" gitti, "Çalış" bitti, geriye bir tek "Öğün" kaldı. Genç nüfusumuzun fazla oluşuyla övünüyoruz ama gençlerimizin gençliği paslanıp çürüyor içten içe.

Ben zemin olarak düşünmüştüm Saadettin abi ama boy da olur tabi. Hatta çok güzel olur. Ben bizim çinlilerden daha boyluyum, yani hepsinden daha üst seviyede oluyorum, haliyle Fener'e transferimi istiyorum abi, ellerinden öper artık.

Dostoyevski de kim abi? Hem Off- ler bana lazım, o gitsin başka tahta alsın.

Son olarak bir de Offensive Classic denemek istiyorum. Benim için son nokta bu iki klasikten biri olacak. Yemin billah, iki spin çekmek nasip olmasın ki bu sefer son. Pro seviyeye tek ulaşma şansımız, süper lig maçlarına gidip, salona inip, masaların yanından geçmek. O zaman onlarla aynı seviyede olabiliriz.

Reçeteniz: Tahta: Stiga Allround Evolution (Master sap), Yasaka Gatien Extra Lastik: Yasaka Mark V 1.8 mm, Butterfly Sriver FX/Sriver EL 1.9mm, Tibhar Rapid 1.8mm. (Aslında bu söylediğim, forumda sıkça dile getirilen "ALL+ tahta ve çok hızlı olmayan 1.8/1.9mm atak lastikler" tavsiyesinden başka birşey değil. Hiç şaşmaz. Yeni nesil diye tabir edilen lastiklerden almaya niyetliyseniz eğer, bol şans diliyorum.)

Yukarıdaki oyuncular, antrenör desteği almayan, başlangıç seviyesi yada alt seviyeden, amatör oyunculardır. Sizce hangisinin izlediği yol daha doğrudur ve neden böyle düşünüyorsunuz? Düzenleme : OFF- seçeneği ankete eklenmiştir. (03.12.2010) Ne var ? Geç olsun güç olmasın.

...icat olundu, mertlik bozuldu. Gazeteye karşı sineklerin her zaman bir şansı olmuştur ama bu şey bir katil. Kitle imha silahı bu! Bunun onuru nerde?

sağlama mı... giydin mi balerinler, geyşalar kadar rahatsın. bozuk parke zeminde mükemmel tutuş. üstüne üstlük git düz duvara tırman istersen yada mağlupsan veyahut yeni başlayansan. ;(

ben memnunum budur

never say kimse again. ya tavsiyede bulunan dünya şampiyonuysa?

masa

İddia ediyorum; o günkü ekipmanlarla oynamak zorunda bırakılsak, o adamlar kadar iyi top çevirebilecek oyuncu bu forumdan zor çıkar. Vay be, ne günlermiş! (Lüüs babanın müzüğü de çok iyi gitmiş videoya.) 10/10

Masa tenisindeki amaç ve hedefleriniz, oyun stiliniz, teknik seviyeniz, raketi nasıl tuttuğunuz, avuç içi ölçünüz, size en sık sayı kazandıran vuruşlar, hangi vuruşları yapıp yapamadığınız, yapabildiğiniz vuruşlarda ne derece başarılı olduğunuz, top hakimiyetinde ne düzeyde olduğunuz ve genel olarak hata yüzdeniz, masa tenisine nasıl başladığınız, nerelerde, kaç yıldır, nasıl oyuncularla oynadığınız, ne kadar tecrübeye sahip olduğunuz, düzenli oynayıp oynamadığınız, antrenman yapıp yapmadığınız, halen oynadığınız raketinizde size eksik gelen yanlar, yeni raketinizden neler beklediğiniz, kısa öz geçmişiniz, sabıka kaydınız, psikolojik profiliniz... Tüm bu hususlar hakkında detaylı bilgiye ihtiyaç var. Ekipman tavsiyesi müspet ilimdir, şakaya gelmez.

hayır hayır, bence kaideler istisnaya uymaz.

Benim imzama bakmayın. O imza benim değil. Ben o kombinasyonu yolda buldum. Şimdilik öylesine oynuyorum işte. Aslında bu rakete kombinasyon demek ne kadar doğru olur bilemiyorum. İki yüzde de aynı lastik olduğundan pek öyle kombinezonlara giren, kombine bir kombi gibi durmuyor. Raketi yapan da ben olmadığımdan, bana hazır geldiğinden, hazır raket demek daha doğru sanırım. Ama neyse ne, iyi kötü benim işimi görüyor işte. Vurunca top karşıya gidiyor mu? Gidiyor. Hızıydı, spiniydi karşı taraf düşünsün artık, bana ne. Belki ilerde kendime kombinasyon değil de, permutasyon bir raket yapabilirim. Ön yüz lastiği olarak da yakında piyasaya çıkacak olan Magna TC2'yi alabilirim. Bu lastik hakkında verilen bilgilerde aynı beni tarif etmişler çünkü: "Magna TC II is recommended for highly skilled attackers with excellent technique." Yani, "Magna TC II, mükemmel tekniği ile çok yetenekli saldırganlar için önerilir." (Çeviri: Made in Gooooogle) Arka yüzde de, ön yüz lastiğinin aynısını, arkasını çevirip, ters yapıştırarak kullanabilirim. Tahta ise lastiklerle aynı marka olmalı ki, alt üst takım olsun. Ben, eli düzgün ama mantalitesi yamuk; tekniği külliyen bozuk; allround attack oynamaya çalışan ama beceremeyip, yüzüne gözüne bulaştıran; antrenman seven ama yapamayan; maç tecrübesi olmayan; özel turnuvalarda boy gösterip, gruptan kıl payı çıkan ama ilk maçta yenilip kös kös kenara oturan; elindeki atak raketle alçak, yüksek, uzun kısa demeden, her topu sürekli kesen yada tutsun tutmasın gelen her topa şut atan oyunculara sinir olan; kendi seviyesinde hiçbir ekipmanın derdine çare olamayacağını, yaptığı kontrolsüz, yamuk vuruşlardaki tek kabahatli unsurun kendisi olduğunu gayet iyi bilecek kadar uzun süredir oynayan ama hala tahtalara, lastiklere bakmaktan geri durmayan; bu gidişle Tufan Yalçın hocanın, 7. Forum Buluşması'nda önce sallandırıp sonra Rize Kalesi'nden aşağı atacağı kesin olan, şurada üç aylık ömrü kalmış amatöroğlu amatör bir oyuncuyum. Çocukluğum İstanbul'da geçti. Ama hala İstanbul'da olmama bakarsak, çocukluğum tam geçmemiş olabilir... (Siz öyle uzun uzun yazılar okutursanız, ben de böyle alırım intikamımı.)