ongun

Hem sigara hem kola içiyoruz ondandır Tanju Bey. Ve sanırım demokrasi karşıtıyım. Saat 3 olmuş. Demokrasi beni uykumdan etmiş. Karşıyım valla. Herkese iyi geceler

çoğunluğun aldığı karar en demokratik karar olabilir ama en doğru karar olmayabilir. mesela saçma sapan bir örnekleme yapayım : türkiye genelinde referandum yapalım. kolayı mı ayranı mı tercih edersiniz diye... genç nüfus fazla olduğundan referandum sonucu kola çıkabilir ama bu hepimiz kola içersek daha iyi daha sağlıklı olur anlamına gelir mi?

Yine soğuk savaş yıllarını anımsatan mesajlar yazmaya başladık arkadaşlar. Kısa bir reklam arası... Yıldız savaşları filminden bir replik: -Korku kızgınlığa, kızgınlık nefrete, nefret acıya sürükler. İçimizdeki karanlık taraf daha güçlü değil ama ona daha kolay kapılıyoruz sanırım.

Ben bir kaç aylık üyeyim. Bu kısa süre içerisinde forumdan ne ikinci el ekipman aldım, ne de sattım. Denk gelmedi, ihtiyacım da olmadı pek. Ama sürekli yeni ilanları takip ettim. Ve benim izlenimlerime göre son zamanlarda biraz işin suyu çıkmaya başlamıştı. Öyle ki mesajı yazanın ismine bakarak birçok yazıyı okumamaya başlamıştım. Bence darbe girişimi yerinde oldu. Her zaman avantaja bırakamazsınız, bazen sarı kartta göstermek gerekiyor. Umarım bundan sonraki ilanlar yeni düzenlemelere uygun olur.

Na gozel dımişin. Size katılabilir miyim? İranlı arkadaş -Muhammed Bey- orada profesyonel olarak oynayan biriymiş. Hem Türkiye'ye iş için geldiğinden hem de UPS'de dişine göre bir rakip olmadığından sürekli geleceğini zannetmiyorum. Keşke gelse. Biraz oynadık. Benimle antrenman pek açmadı. Maç yapalım mı dedi. E yaptık. Sonuç : 11-8, 11-2, 11-0. İlk sette nezaketen 8 sayı verdi sağolsun. Maç boyunca benim aldığım bir sayı var o da fileden :

Topun çok yuvarlak birşey olması ve her yönde dönebiliyor olması servis okumayı biraz zorlaştırıyor ama çok da zor değil aslında. Biraz fizik bilmek, topun dönüş yönüne göre herhangi bir yüzeyle temas ettiğinde nasıl davranacağını bilmek, rakip raketin topla buluştuğu andaki hareketini seçebilecek keskin gözlere sahip olmak, topa dönüş veren değişik raket hareketlerine aşina olmak, işlek bir zekaya ve atik bir vücuda sahip olmak, iyi servis atan oyuncuları yakalayıp, size en etkili servislerini atmaları için ikna ettikten sonra, onlarla bolca servis karşılama antrenmanı yapmak, Dünyanın en iyi oyuncularının maç videolarını çalışmak, sonra tekrar ve tekrar servis karşılama antrenmanı yapmak, sanırım servis okuma konusunda biraz ilerleme kaydetmenizi sağlar. Ama hiçbir insan evladı bu konuda %100 lük bir başarıya sahip olamaz diye düşünüyorum. (Bakınız : Birbirlerinden servis yiyen dünyanın en iyi oyuncuları)

ittf, içinde "long" kelimesi geçen ne varsa yasaklarken adamcağız da araya karıştı herhalde. ama Se Hyuk Joo olimpiyatlarda yoksa gerçekten üzülürüm. defansçı seyredemeyecek miyiz biz şimdi?

Bence öyle birşeyi istesen de yapamazsın.

Hao WANG olimpiyat birincisi Liqin WANG olimpiyat ikincisi Vladimir SAMSONOV olimpiyat üçüncüsü Lin MA - 4. (Raketini yelpaze gibi sallarken burnuna vuracak ve 3.lüğü kaptıracak) Werner SCHLAGER - 5. (Turnuva sonrası karbon tahtasını satıp samsonov alpha alacak) Se Hyuk JOO - 9. olarak defansçıların gururu olacak. Zoran PRIMORAC - 10. ya da sonuncu. Hangi tahtasıyla oynadığına göre değişir. Bu kadar kesin konuşuyorum.

Sayın Looper için, DHS Hurricane KING krizini atlatma çaresi : Tahtanın ismini Türkçeye çevirip bir daha bakalım: "De-Ha-Se Kasırga Kralı" Ne oldu şimdi? Havası biraz söndü di mi? Cümle içinde de kullanalım bakalım nasıl oluyor: "Oğlum, De-Ha-Se kasırga kralı aldım geçen. Sınırlı sayıda üretilen tahtalardanmış. Ben de sınırlı sayıda bulunan tüketicilerden olduğumdan bi koşu gidip aldım hemen. Wang Liqin'in tahtasıymış. Ama aslında değilmiş. Hızı 12 yazıyor ama off artı artı artı değilmiş. Bir de 222 kağıt saymışım ki sorma çok memnunum göbek atıyorum. Umarım yardımcı olabilmişimdir. :gulumse:

Bu listedeki arkadaşları ben pek tanımıyorum. İyi mi oynuyorlar? Bana göre en zor servis ben atıyorum. Servis atarken çok zorlanıyorum. Çoğunlukla servisimi küttedenek kafama yiyip zor durumda kalıyorum. Bu sayılır mı?

Bir keresinde Serhat abi bahsetmişti, Çinli antrenörler bir kova topu sahaya döküp çocuklara toplatıyorlarmış antrenmanın bir parçası olarak. Zaten Çinli hocaların denemediği birşey kalmış mıdır acaba? Eli sopalı antrenör hikayeleri bile duydum. Hata yaptığında bir araba sopa yiyen çocuk biraz rahata ermek için çareyi dünya şampiyonu olmakta buluyor belki de. (Çinlilerin sırrını keşfetmiş bulunuyorum arkadaşlar.)

TSP sitesinde allround tahta sayfasını buldurdum ama japonca karakterler bilgisayarımda yüklü olmadığından tercüme ettiremiyorum. İlgilenirseniz buyrun...http://www.tsp-yamato.com/lineup_2006/main...logueframe.html

Masa tenisinde kurallara aykırı ve çok da gerekli değil belki ama insan bir tenis final karşılaşmasında, güneşin altında bekleyen bir düzine pürdikkat hakemle, oyunculara hizmetkarlık eden (topları toplayan, suratlarına fırlatılan terli havluları yakalayan, beyefendi/hanımefendilerin suyunu, çayını getiren...) bir yetimhane dolusu çocuk görünce çok özeniyor yahu. Keşke benim de elimi böyle sıcak sudan soğuk suya sokmasalar, 70 milletten fotoğrafçı resmimi çekse, attığım servisin hızını hesaplayıp söyleseler, itiraz ettiğimde bilgisayar animasyonuyla sayıyı tekrar seyrettirseler, Şam'da yetişmiş kayısıyı afiyetle yedirseler...

:gulumse: Sayın Özgür Bey, Ne yazık ki bu forumda ilk raketini yapacak olanlara yardım etmiyoruz. Önce gönüllerince bir raket yapıp biraz karın ağrısı çeksinler diye bekliyoruz. Ancak ondan sonra verilen tavsiyeleri dinler hale geliyorlar çünkü. Şaka şaka... Yukarıda durumunuzu biraz açıklamışsınız. Ben birkaç soru daha sorayım size. Cevaplarınıza göre üstadlarımız daha isabetli tavsiyelerde bulunabilsin. Hazırsanız başlıyalım...Başarılar. 1- Masa tenisi oynamak konusunda ne kadar ciddisiniz? Düzenli antrenman yapmayı istiyor musunuz? Eğer imkanınız varsa bir derneğe ya da kulübe üye olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa arasıra fırsat buldukça arkadaşlarla eğlenmek için masa tenisi oynamak niyetinde misiniz? 2- Top kontrolünüz ne durumda? Genel olarak topu karşı sahanın istediğiniz bölgesine istediğiniz hızla atabiliyor musunuz? 3- Arka arkaya birkaç kez forehand spin çekebiliyor musunuz? 4- Servis attıktan sonra masadan uzaklaşarak mı oynuyorsunuz? 5- Backhandinize atılan topları içeriye kesmek yada blok yapmak mı istersiniz yoksa backhand spin vuruşlarınızı geliştirip o toplara da atak yapabilmeyi mi istersiniz? 6- Pütürlü lastikler (tırtıl) hakkında ne düşünüyorsunuz? Sempatiniz var mı? 7- Yapacağınız raket için ne kadarlık bir bütçe ayırıyorsunuz? 8- İkinci el tahta/lastik kullanmak ister misiniz? 9- Başka sorum yok.

Keşke İngiltere gibi Türkiye'de bir sürü yerel lig kurabilse, ABD'li oyuncular gibi hepimizin bir seviye puanı olsa. Daha çok lig = Daha çok kulüp Daha çok kulüp = Daha çok oyuncu Daha çok oyuncu = Daha çok turnuva Daha çok turnuva = Daha çok tecrübe Daha çok tecrübe = Daha çok iyi oyuncu Daha çok iyi oyuncu = Daha çok iyi antrenman partneri, başarılı kulüp, çekişmeli lig, yurtdışında başarı, basında ilgi, daha çok para, federasyon bütçesi, daha çok herşey... Keşke, keşke, keşkeeee....

Bir düzeltme : O cümle bana ait değil. Tufan Bey'in bir anısına ait. Yaşanmış olay yani. Forum buluşmasında kahvaltı masasında anlatmış hepimizi güldürmüştü sağolsun.

Çünkü ekipman ne kadar pahalıysa o kadar iyi demektir. Ekipmanımız en son teknoloji ürünü en pahalı ekipman olduğu vakit çok daha iyi oynarız. Var mı itirazı olan...? Yok. O zaman haklıyım.

Aslında kreanga da yavaş tahtayla oynamak istiyormuş ama batırfılayın adamları annanesini kaçırmışlar rehin tutuyorlarmış. Mecburen kreanga karbonla oynuyormuş diye duydum çok güvenilir bir kaynaktan.

Profesyonellik = $$$ dan ziyade profesyonel bir oyuncunun : - Düzenli, disiplinli ve bilinçli antrenman yapan - Kendi ekipmanını ve kendi oyununu çok iyi tanıyan - Ekipmanları tanıyan, hangi ekipmana karşı nasıl oynanması gerektiğini bilen - Maç öncesi ve maç esnasında rakibini iyi analiz edebilen - Üstün teknik becerinin yanısıra taktiksel zekaya da sahip - Stressle nasıl başa çıkacağını bilen, moralini yüksek tutabilen, sağlam psikolojik yapıya sahip - Kondüsyonlu atletik bir vücuda sahip - Bilinçli beslenen - Zeki, çevik, ahlaklı - Yakışıklı/Güzel - Ütülü Butterfly takım giyen - Mizuno ayakkabısı olan - Tatlı dilli, hoş sohbet - Yabancı dil bilen - Tercihan işi gücü, evliliği, çoluğu çocuğu olmayan - İmza isteyen hayranlarından sıkılmayan - Çin asıllı olmayan Türk bir Türkiye vatandaşı olması gerek. Yoksa ben de profesyonel olurum ne var?

"Ben o paraya bir ton odun alırım." Hatırlayınız forum buluşmasından. :

Süper olmuş eren harikasın. : : :

Al birini vur ötekine. Hiçbiriyle oynamam ben bunların. Hepsi beni dümdüz eder. Samsonov tek gözü bağlı haldeyken, başkasının raketini sol eline alıp penhold tarzı oynayarak beni sıfıra karşı yener mesela. Böyle bir adamla ne diye oynayayım kardeşim. Oynamıyorum ! Gitsin başkasıyla oynasın !

Haklısın Burak. Gönül ister ki o insanlar Türkiye Kupasını, play-off ları da seyretmeye gelsinler. Ama gelmiyorlar işte. Tribünler hep boş kalıyor. Bunun nedenini de ben masa tenisi oynamamış olmalarına bağlıyorum. Kesmeyi spini bilmeden bakınca insanların hayretleri, hayranlıkları kısa ömürlü oluyor herhalde ne bileyim.

Çocukları bu sporla buluşturmak gerek. İlköğretimde, liselerde beden eğitimi derslerinin bir bölümünü ayırmak gerek. Vatandaşlara oynayabilecekleri ortam sağlamak gerek. Üniversitelerde bile durum acınacak halde. Öğrenciler oynayacak yer sıkıntısı çekiyorlar. Okul binaları, apartmanlar dikilirken masa tenisi masası için de bir yer ayarlamak kimsenin aklına gelmiyor. Olursa sonradan binanın boş bir yerine uyduruk bir masa koyuyorlar. Sıkışık yerlerde, insanlar etrafınızdan gelip geçerken, yetersiz aydınlatma ile nizami olmayan uyduruk masalarda kendi raketinizi, topunuzu ve filenizi(!) getirerek oynamanız bekleniyor. Bir şeyi kabul edelim. Masa tenisi oynamamış insana masa tenisi seyrettiremezsiniz. Futbolu, amerikan futbolunu, basketbolu, dövüş maçlarını, yüzmeyi, atletizmi, tenisi seyreder ama masa tenisinde sıkıntıdan ölür. Mümkün olan her yere bir masa koyup masa tenisi oynamışların yüzdesini arttırmak gerek. Siz istediğiniz kadar masa tenisini anlatan program yapın, efendim hülya tavşanı oynatın, dünya sıralamasına girin... hikaye. Ama verin çocuğun eline bir raket oynasın, bakalım sevecek mi sevmeyecek mi.