Saadettin

Selamlar.. Eğer Çapa tarafına yakınsanız bana getirirseniz yapıştırırım. Herhangi bir masrafınızda olmaz.Sevgiler

Bir muska yazdırıp dua okuttur. Olmadı hangi fileyse onu maç yapmadan önce bir hocaya götürerek okutup üflettir. Bu olay her oynadığın masada başına geliyorsa o zaman kendini de bir okutup üflettir. Soru böyle olunca cevapta böyle olmalı sanırım. Rakibinin topu hep fileden geçiyorsa o zaman filenin ipini biraz daha gerip, sert olmasını sağla. Olmadı birkaç mm fileyi yükselt. Veya spin yapıyorsan boş spin çek top direkt fileye gitsin.

1 ply yani tek katmanlı tahtadan oluşan raketlerin en önemli özelliği his duygusunun yani vibrasyonunun daha fazla olmasıdır. Kimi oyuncu bunu sever kimisi sevmez. Ara katmanlar ve ekstra yapıştırma işlemi olmadığı için benzerş tahtalara göre daha kalın olmasına rağmen ağırlığı yine de çok değildir hatta hafif bile sayılır. Kalın olmalarının başlıca sebebi tek kat oldukları için ince kesilmeleri durumunda uzun yıllar (10 yıl ve üstü) kullanan oyuncular belirli bir süre sonra tahtanın bükeysel bozukluklarıyla karşılaşmaması içindir. (1cm yerine 0,5cm yapsalardı bundan on sene sonra tahta kendiliğinden şekil değiştirdi denmemesi için...) Hinoki tahtalar genelde hızı artırmak için tahtaların üst katmanında kullanılan bir tahta ayrıca kıymıksız bir tahta. Bu sebeple birçok oyuncu tarafından (özellikle amatörler) tercih ediliyor. Ancak tke kat tahtalar yeni yeni tutulmaya başladı. Özellikle Japon tarzı raketle oynayan oyuncular uzun yıllardır tek kat tahta kullanıyorlar ama Avrupa tarzı diyeceğimiz stilde oynayan oyuncular şimdilik bu tahtalara karşı pek sıcak değiller. Belki ileride daha fazla ilgi gösterirler. Bunun tabii ki en önemli sebebi tek kat olmalarından dolayı ağaçların belirli bir bölümü kullanıldığından ve daha fazla fire verdiklerinden yüksek fiyata satılmaları. Bizim ülkede en pahalı malzemeye karşı her zaman bir rağbet var ama Avrupa'daki gelişmiş ülkelerde genelde bizim paramızla 50 liranın üzerine oyuncular tahta alırken çıkmıyor. Yani başlıca sebep maddiyat...Gelelm tahta açıklamasına... Öncelikle top hissi çok iyi. Vuruşlarınızda topun titreşimim sapta hissedebiliyorsunuz (yukarıda da dediğim gibi kimi oyuncu bunu sevmez.. hatta sevmeyen daha fazla. vibrasyon olayı yani..) Her tahtada hinoki farklı tepki verebilir ama benim denediğim tek kat hinokilerde top genelde alçak kavisli bir yol izledi. Yani yükselmiyor. Bunun sebebi lastiklerden de kaynaklanması muhtelemel ancak alçak atan lastikleri tercih etmemeniz için yazayım dedim. Ayrıca kalın bir tahta olduğu için ince süngerli lastiklerle kullanmak en iyisi. Tahtanın ele oturumu iyi ve tok bir sesi olması vuruşlarınızda sizi daha konsantre kılıyor. Lastik yapıştırma ve sökme işlemi hinoki ağaçlarda daha kolay. Bu arada yukarıda dediğim gibi alçak açıyla topu masaya attığı için masadan açılmadan oynamak en iyisi. Zaten bu tahtayı en çok kullanan japonlar masa başı oyunu seviyorlar...Umarım bir parça katkım olmuştur. Ben ince tahta sevdiğim için çok fazla deneyemedim ama aklımda kalanlar bunlar. Daha detaylandırıp yanlış bilgide vermek istemem çünkü bir tahtanın karakteristiğini nalamak bir bebeğin gelişimini izlemek gibi En az 2 seneden başlıyor...

Bilgi için teşekkürler Tufan Bey... İyi bir bilgi paylaşımı olmuş...Arkadaşlar okuduğumuz haber için yorum yazmayıda ihmal etmeyelim...

Allah tüm merhumlara rahmet geride kalanlarına sabır ihsan eylesin.Umarım umduğumuzdan daha az "başın sağolsun", daha çok "geçmiş olsun" demek kısmet olur...

Bazı arkadaşların hiç bilmediği şeylerdi. Bende bir daha üstünden geçmiş oldum. Bu yararlı bilgi için teşekkürler..

FEDERASYONUMUZUN YAZISINDAN ALINTIDIR...MASA TENİSİNDE BAYANLAR RÜZGAR GİBİ ESTİJOOLA AVRUPA MİLLİ TAKIMLAR LİGİNDE BAYAN MİLLİ TAKIMI İSVİÇRE’Yİ 3-0 YENEREK 6 PUANLA GRUP LİDERLİĞİNİ SÜRDÜRDÜERKEKLER PORTEKİZ KARŞISINDA ZORLANMASINA RAĞMEN 3-2 İLE 2 PUAN ALARAK GRUP LİDERLİĞİNİ BIRAKMADI Avrupa Masa Tenisi Birliği bünyesinde yapılmakta olan 2009-2012 Joola Avrupa Milli Takımlar Ligi’nde bayanlarda milli takım İsviçre’yi 3-0, erkeklerde ise milli takım Portekiz’i çiftler maçını kazanarak, 3-2 galip gelmesini bildi.Bu sonuçlar sonunda bayan milli takım ve erkek milli takım yenilgisiz olarak gruplarında 6’şar puanla liderliklerini sürdürdüler.Caferağa Spor Salonu’nda yapılan maçları kalabalık masa tenisi sever izledi. Seyircinin büyük desteği ile başlanan maçlarda ilk karşılaşma bayan milli takımı ile İsviçre arasında oynandı. Bu sezonki performansından hiçbir şey kaybetmeyen Melek Hu, rakibi Scharrer Laura karşısında adeta esti ve rakibine set sayısı tanımadan 11-5, 11-1, ve 11-3’lük set sayıları ile masadan 3-0 galip ayrıldı. Maça galibiyetle başlaya milli takım Şirin He ile baskısını sürdürdü ve Şirin He, Monika Fuhrer karşısından maçı 3-1 (11-5,8-11,11-6, 11-4) alarak milli takıma avantaj sağladı.. Milli Takım adına 3. oyuncu olarak sahaya çıkan Fulya Özler, rakibi Moret Rachel karşısından 3-1’lik (11-2,3-11,11-5,11-4) skorla ayrıldı ve böylece Türkiye maçı 3-0 kazandı.Erkekler ise Portekiz karşısında zorlandı. En iyi oyuncumuz Cem Zeng’in belinden sakatlığı yüzünden ferdi karşılaşmalarda yer almadığı için Türkiye maça en iyi ikinci oyuncu Bora Vang ile başladı. Bora Vang, rakibi Silva Diago karşısında başarılı bir oyun çıkartarak, maçın setlerini 11-2, 11-5, 11-3 alarak sahadan 3-0 galibiyetle ayrıldı. Gencay Menge Enıo Mendes karşısında 3-2’lik (5-11, 11-4, 12-10, 10-12, 9-11) yenilgi alınca skora denge geldi: 1-1. Doğum gününde milli maça çıkan Pengfeı Jıang, zorlanmasına rağmen rakibini 3-1 (11-8,11-8,14-16,13-11) yenerek ilk doğum günü hediyesini aldı.Türkiye bu skorla maçta 2-1 üstünlüğü yakaladı. 3. oyuncu olarak masadaki yerini alan Bora Vang’dan galibiyet beklenirken, aldığı 3-2’lik (13-11, 7-11, 8-11,11-7,10-12) yenilgi salonda adeta soğuk duş etkisi yarattı. Skordaki 2-2 beraberliği bozacak çiftler maçına geçildi. Gencay Menge-Cem Zeng, Andre Silva-Dıago Sılva çiftini, 3-0 (11-7,12-10, 11-8) yenince Türkiye sahadan 3-2 galip ayrılıp, grup liderliğini de sürdürmüş oldu.

Bende Plak çalmak için birşey yok ama Aksaray'da plaktan CD'ye aktarabileceğini düşündüğüm yerler var Onur. İlgilenirim.. Birde film stüdyolarına çalışan ajanstan bir arkadaş var. Ona danışacağım. Belki kendi sistemlerinde hala plak kullanan vardır. Bu arada Aksaray'daki arkadaşıda aradım elinde pikap yok ama belki albümü bulabileceğini söyledi. Araştıracak. Olmadı pikap bul dedim. (Profesyonel kayıt işleriyle uğraşan biryer..)Hallederiz inşallah...

Arkadaşlar Joola National Liginde Erkek takımımız Portekiz ile mücadele ederken, bayan takımımızda İsviçre ile mücadele edecek. Kadıköy'deki Caferağa Spor Salonu'nda 02 Mart 2010 Salı günü, saat 18.15'te bayan takımımızın maçıyla başlayacak Masa Tenisi şöleni için şimdiden yerlerimizi ayırtalım ve milli takımlarımıza tam destek olalım. (Erkek Takımımız 19.30'da maçlarına başlayacak)

Arkadaşlar İzmit Derince Askeri Hastanesinin tam karşısındaki Kardeşler Spor Tesisinde artık Masa Tenisi oynabilirsiniz. Sadece oynamak için değil aynı zamanda isteyenlere eğitimde veriliyor. İlgilenenler olur ise iletişim bilgilerini isteyene mesajla yollarım.

Sadece LP olarak var Onur... CD olarak çıkmamış.. veya çıktıysa da sonradan yenilenmiş kaydıdır. Bir iki arkadaşa sordum. Albüm çok eski olduğu için CD zor. Ama istiyorsan LP bakarım. Hem sende Gittigidiyor sitesinde bulmuşsun. Onu bende görmüştüm ama plak aramıyorum deyince yazmadım. araştırırım biraz daha...

Erkin Baba'yı konuya hiç katma dostum. Konserine bile gitmiş biriyim. Sadece Nükhet Duru beni çekmiyor o kadar. Yoksa onunda çok iyi ve kailetli şarkıları var. Ama herkes her tarzdan hoşlanmadığı gibi benimde Nükhet ve Nükhet gibi bazı sanatçıların bir albümünü eve koyayım hevesi yok. Sebep bu...

Eğer kasetini istersen; http://urun.gittigidiyor.com/NUKHET-DURU-quot-BIR-NEFES-GIBI-quot-LER-2-EL-KASET-mSc_W0QQidZZ20200760 linkinden satın alabilirsin..Müzik benimde ilgi alanıma girer ama Nükhet Duru nedense o alana yanaşamadı... :-)

Umut, Gencay o sene Türkiye Ferdi Şampiyonu olduğu için otomatikman ALLSTAR'daki gösteri-dostluk maçında yeraldı. Yani rastgele seçilerek değil, belirli bir statü gereği oynadı.

Allstar maçlarının duyurulamama sebebi sadece Federasyonun tecrübesizliğinden ve işbitiri olamamasından kaynaklandı diyelim. Çünkü onlarda bu organizasyondan sonra bazı şeyleri idrak etmişlerdir ve reklam organizasyonu ve Masa Tenisinin çok farklı olgular olduğunu görmüşlerdir. Sanırım bir dahaki sefere profesyonel yardım alacaklardır. Bu arada bu oyunun ismini Timo yada Hao değil bizler anlatmalıyız. Bizler anlatamıyorsak o oyuncularında bir önemi olmaz..

Bu arada İbrahim Beyin yazısını üstüne ekleme yapmak istiyorum. Ben bırakın tüm takımın çinli olmasını tek bir devşirme sporcuya bile razı değilim ama şu anda gelinen nokta bu. Elimizdeki yetişmiş oyuncuların altyapıları ve aldıkları eğitim ve antrenman bu kadar. Daha doğrusu belirli bir yaşa geldiklerinde maddi olanaksızlıklar sonucu belirli bir işte çalışmak zorunda kaldıklarından ancak bu kadar ilerliyorlar. Zamanında hep konuştuğumuz şu yatırımların bir kısmı Gürhan Yaldız'a yapılsaydı onun dünyadaki ilk 10 ilk 20 içinde bir oyuncu olacağına inanan ve buna hayıflanan biriyim. Keza İrfan'da öyle.. Gencay ve Safa'da öyle.. ve şu anda isimlerini buraya yazamayacağım her oyuncu için kader öyle.. dereceler gelmeyince ilgisinide ülkemizde kaybetmiş bir spor.. Yukarıda da yazdığım yazıda olduğu gibi burada yazacağımız birkaç yazıyla durum kurtarılamıyor.. Salonlar en önemli maçlarda sinek avlıyor. Dünyanın en kalabalık nüfuslu yerlerinin başında olan İstanbul'da en üst düzeyde maçlar yapılıyor ama seyirci yok.. yani destek yok.. Yazılanlarla değil fiili yaptıklarımızla yorum yapalım. Yoksa ilk cümlem gibi ben tek bir devşirme oyuncuya bile karşıyım ama ülkemizde bu sporu kaybetmektense yeniden kazanma adına şu anda hangi oyuncu gelse kabul diyorum. Bunu derkende İBB'nin Türk Vatandaşı yaptığı oyuncunun burada yaşadığını ve antrenman yaptığını (çokta iyi bir çinli antrenörle birlikte gençlerde yetişiyor aynı salonda) biliyorum. Keza diğer oyuncuların bir kısmıda öyle. Benim alttan gelen gençlerimle maç yapıyorlarsa ve yurtdışından iyi antrenörler ülkemizde yaşarsa ve ibizim antrenörlerle birlikte iyi para kazanarak devamı sağlanırsqa bu iş rayına oturur. Ama dediğim gibi önce ilgi olmalı sonra para dönmeli sonra da bu kazançlar doğru yerlere aktarılmalı. Masa Tenisi oynuyor olmak ne yazık ki malzeme satan firmalar dışında kimseye yarar sağlamıyor. Belki o firmalar iyi kazanırlarsa birkaç oyuncuya sponsorluk yaparak katkıda bulunuyorlar ancak o kadar. Biz sadece oyuncu olarak konuyla ilgilenip sporumuzla ilgili etkinliklere katılmazsak nasıl bir gelecek oluşmasını bekliyorsunuz? O spora gönül vermeye çalışan minikleri nasıl salonlarda oynamaya çekeriz?!Benimde bildiğim bu sitede bazen yazılarıyla tanınan bazen hiç kimse tarafından bilinmeyen ve internet dahi kullanamayan ama bu işi adam gibi yürütmeye çalışan o kadar iyi antrenörlerimiz var. Ama yetiştirdikleri oyuncularını bu işte devam ettirmek için ailelerinden izin alamıyorlar bir süre sonra.. Sistem kurulmalı diyeceksiniz ama o sistemlerin hepsini bende biliyorum. Önce oyuncuyu teşvik etmek bak bu sporu yaparsan ileride aç kalmazsın diyebilmek lazım. Diyebiliyor muyuz? HAYIR..Bende de sistem çok mesela.. Devletin biran önce belediyeleri pro sporlardan ellerinin çektirmesini ve amatör sporlara yöneltmesini bekliyorum. Her ilçenin çeşitli spor branşları olmalı ve bunların Spor Bakanlığı aracılığıyla takibi ve denetimi federasyonca sağlanmalı. Gerekirse iyi derece alan tüm takımlar iyi ücretlerle desteklenmeli ve teşvik sağlanmalı. Federasyon aracılığıyla liglerimiz 3 lig değil, 6 veya 8 lig olmalı ve isteyen herkes bedavaya her zaman kendi ilçelerinde veya kasabalarında antrenman yeri bulunabilmeli. Nasıl ki her devlet kendi sınırları içinde yaşayan her bireyine elektrik, su, yol gibi temel şeyleri vermek zorunda ise spor yapmaları içinde yaptırım ve uygulama olmalı.. Gördüğünüz gibi bende de yazacak çok şey var ama en önemli ilkenin ilgi olduğunu biliyorum. İlgi yoksa herşey unutulur ve bertaraf edilir. İnsanlarımız çocuklarını halterci bile yapıyor ama Masa Tenisçi yapmıyor. Para neredeyse o sporla uğraşsın deniyor. Olayın özeti bu..Bu sebeple ilgi devamlı yazdığım gibi (bende devşirme oyuncuların bırakın tekini hiçbirini tasvit etmememe rağmen) kimden sağlanacaksa onun arkasındayım. Çünkü bu bir geçiş dönemi. Tekrar ilginin sağlanması, olmadık yerlerde ve en önemli turnuvalarda boy gösteriyor olmamız gerek. Hıncal Uluç gibi yazarların olmadık yazılar yazması gerek. Dünyanın en iyi oyuncularını ülkemizde ağırlamamız gerek. Gerekte gerek...Off.. off.. Yazacak ve dertleşecek çok şey var ama yazdıkça yazı bitmiyor. En azından ben yıllardır bu spora elimden geldiğince emek koyan biri olarak mini mini çocukların ellerinde raketlerle bu spora gönül verdiklerini ve gelecek kaygısı yaşamadıklarını bilmeyi ve yaşları büyüdükçe Dünya'da da büyüyüp dereceler yaptıklarını görmeyi hepinizden daha çok arzu eden biriyim. Aslında hepimizinde aynı fikirde olduğunu düşünüyorum ama herkesin bu geçiş dönemindeki yöntemleri onaylayıp onaylamamasıyla alakalı bir durum. Federasyon sağda solda bir derece alırsak devletten teşviğimiz artar ve daha fazla maddi güçle daha fazla şey yapabiliriz diyerek bu işe başladı. Bende bu durumu destekliyorum başka birimiz desteklemiyor. Federasyon milli maçlarda 3 kişiyle oynamak zorunda olduğu için oynatabilieceği en iyi 3 oyuncuyla sonuca gidip dikkat çekmek peinde ve bende bu düşünceyi destekliyorum. Diğer kararlar sizlerin.. Fikrime katılabilirsiniz veya katılmayabilirsiniz. Buda hepimizin mozaiği...Bu arada;Belki olimpiyatlarda temsil edilmediğimiz dallarda vardır ama sebep edilmediğimiz mi yoksa edilemediğimiz mi? Yani derece yapamadığımız için elendiğimiz sporlar mı??Masa Tenisinde zaten yıllardır hiçbir şampiyonada temsil edilemediğimiz için bu ilgi gitgide kaybolmadı mı?Savaşa gitsek Çin'den ordu getirmiyoruz ama savaşmak için dünyanın her yanından her türlü savaş silahı getirtip (ülkemizde en fazla para savunma sanayine gidiyor)ve birde kullanacak kişilere eğitim aldırıyoruz. Hatta bazen Çin'den ordu getirmesekte başka bir ülkeye destek adı altında ordu da gönderiyoruz (Şu anda Afganistan, Irak gibi.. Eskiden Dünya Savaşında herkes bir taraf olmadı mı? Kısacası Çinden ordu gelmesinede gerek yok heryerden geliyor heryere de ordumuzu gönderiyoruz..)

Sevgili Umut öncelikle bir şekilde bu sporu ülkemizde dikkat çekici kılmamız gerek. Naim Süleymanoğlu halteri havaya kaldırır kaldırmaz nasıl ki, halter ülkemizde biryerlere gelmeye başladı ben bu olaya aynı mantıkla yaklaşıyorum. Benim İstanbulda gitmediğim maç takip etmediğim olay yok. Ama en son gittiğim Süperlig maçlarında elimin parmakları kadar seyirci vardı. Herkesin okuyacağı şekilde de "şu salonda maç var" diye siteye yazdım. Federasyon yazmamıştı falan durumuda yok. Onlarda sitelerinde yazdı ama maçlarda seyirci yok. Öncelikle maçlara seyirci çekmeliyiz. Bunun için "BİZ" lazımız. Bunun yanında dereceler elde edip ülkemizde her yerde dikkat çekmeliyiz. Dikkat çektikçe medya da ilgilenmeye başlar. İlgi arttıkçada rant oluşur ve devamında oyuncular ve klüpler bu işten para kazanmaya başlar. Alt yapıda gelir, gencecik türk bebeleride yetişir. Sanırım yeterince açtım.. Çünkü öncelikle bu kadar genç nüfusu olan ülkemizde ilgiyi ve kazancı arttırmalıyız. Türkiye'deki en üst seviye gördüğün oyuncular para için biryerlerde çalışmak zorunda kalmamalılar. Son 20 senede bu sporda geriye doğru gitmemizin tek sebebi federasyon mu yoksa maddi olanaksızlıklar mı yoksa başka şeyler mi? Bizler oynamasak bile seyirci olarak salonlarımızı ne kadar doldurabiliyoruz? Önce biz kendi içimizde bunu başaralım. Salonları bırakın hıncahınç doldurmayı elimin parmakları kadar insan geliyor ve gelenler hep aynı yüzler. Ben maçlara giderken tek düşüncem federasyona ve bu spora destek olmak. Çünkü biz kendi sporumuza destek olmadıktan sonra neyin gelişiminden bahsedebiliriz! Sadece oynamayı düşünüp birlik olamazsak kimse de bizi görmez..

Alttan gençler geliyor arkadaşlar.. Ancak onların yetişip milli takıma katkı sağlayana kadar geçecek sürede alınacak önlemler çok önemli. Ben şu an için Federasyonun belirli bir yapılanma içinde olduğunu düşünüyorum ama daha evvelinden gelen yanlışlıklar ve planlanamayan altyapı sebebiyle şu anda Olimpiyatlarda mücadele edebilmek için devşirme oyunculara sığınıyoruz. Daha önce de yazmıştım şu an için buna karşı değilim ancak devamında TÜRKİYE CUMHURİYETİ gençleri için ne yapılacağı ve nasıl yapılandırılacağı çok önemli. Şu anda olimpiyatlarda bir Türk forması olsunda kim giyerse giysin demekten başka çaremiz yok. Oralarda alacağımız dereceler neticesinde bizim ülkemize dikkat çekmek ve ülkemizde de bazı şampiyonaların kaydırılmasını sağlamak gibi bir etkisi olacaksa o arkadaşlarımızın oynaması daha hayırlı.. Bu arada unutmadan bizdeki oyuncular için hayıflanıyoruz ama bireysel sporlarda birçok ülke devşirme sporcu kullanıyor. Bakım bizim ülke boksörlerine mesela hangi ülke vatandaşılar. Veya Chen Wexing size bir Avusturyalı ismini çağrıştırıyor mu? Veya Kalinikos Kreanga Yunanlı ımı yoksa Romen mi? Gerçek adı nedir? Eğer ben 5 sene sonra bu sporun ülkemizde biryere geleceğineve ülkemizde bu sporun eskiden olduğu gibi canlanacağına inanırsam uzaydan gelen ziyaretçileri bile devşirme sporcu yapsalar farketmez. Yeterki sonunda ülkemiz sporcuları için fayda sağlayalım ve kademe atlatalım...

Arkadaşlar madem bizim şirkete eleman alacağız buraya da yazarak sizlerle paylaşayım dedim. 4 Yıllık üniversitelerin muhasebe birimiyle bağlantılı (işletme, iktisat, vb.) bölümlerinden mezun İyi derecede ingilizce bilen (eğer bitirdiği okul iyise dil seçeneğini bertaraf edebiliriz) Ve masa tenisi geçmişide olan bir arkadaşa yardımcı olmak isterim. adresim: salman@izocam.com.tr

Bende el yapımı tahta ürettirmeyi düşünüyorum. Hatta ismi de "Elizabet" olacak. Gerçi Recep İvedik o kelimeyi başka bir durum için kullanıyordu ama olsun... El, El'dir...

Aaa!! Buda devşirme sporcularımızdanmışta haberimiz yok. Türkmüş ve Kore devşirmesi olmuş(inport ekisport yani)... İleride ilk 3 içinde yer alacak diye şimdiden adının üstünü fosforlu kalemle çixiom... aha ben demişidim diyeceeemmm...

Bunun birçok sebebi olabilir... Rakibinin topları senin spin çekmeni zorlaştıracak şekilde spinli geliyor olabilir. Bunun için kolunu daha aşağıdan ve topun tam yükseldiği yerden düşmeye başlayacağı anda yakalayarak spin yapmalısın. Spin hareketini tam yapamıyor olabilirsin. Toplar fileye gittiğine göre ya raketini çok kapalı tutuyorsun yada topla temas anını iyi ayarlayamıyor olabilirsin. Önümüzdeki günlerde UPS'e gelirsem seni de ararım birlikte değerlendiririz...

Bizim bu gidişle sonumuz ne olacak diye düşünmeye başladım... Normal tahta, eski üretim tahta, yeni teknolojiyle üretilen tahta derken el yapımı tahta yapan firmalarda bir bir çoğalmaya başladı.. Birkaçının mail adreslerini buraya ekliyorum. Sizlerde kendi bulduklarınızı eklerseniz daha güzel olur. En azından üretim yapan kişileri olmadık sorumlarımla bunaltmak istiyorum. Borko & Son: http://www.borkoandson.com/index2.php (Çok eski bir firma..Sitelerini yenilemişler. Özellikle site müziği harika.. tabii benim için..) Ian Worz Beatsticks: http://worzbeatsticks.blogspot.com/ Amerikan Hinoki: http://www.americanhinoki.com/ Blades By Charlie: http://www.bladesbycharlie.com/ Tischtennis Manufaktur: www.tischtennis-manufaktur.de/ Old Stiga: www.oldstiga.com/ (Bu sitede eski üretim Stiga tahtaların muadillerini üretiyorlar...) (Not:İlgili linkleri myTT.net sitesinden alarak ekledim.)

Benim şıkkımda o zaman 0(sıfır) aşaması olsun. Yani; "Backhand ne demek? Ne işe yarar?" aşaması...