Saadettin

Haklısın walla.. Acaba geri mi silsem o bölümü? Veya günümüze göre mi uyarlasam eski roman ve hikayelerin günümüze uyarlanmış dizi filmleri gibi??

O zaman daha Türkiye'de darbe olmamıştı. Evkaf zamanıydı.. Yani ekmek karneyle.. tüp yok.. yağ yok.. Yurtdışından bırak spor malzemesi getirtmeyi cebinde Marlboro sigara bile olsa kaçakçılıktan içeri atılıyordun... Yaşımda ortaya çıktı ama o zamanlar Allahtan daha çocuktum. Yoksa çok cop yerdim... Dipnot: Ne ben nede aile fertlerim hiç sigara kullanmadı...

İlk sürüm Gergely tahtaların logosu sarı zemin üzerine siyah yazılıydı ve karbonsuz olarak üretilmişti. Daha sonra metal logolu Gergely tahtalar üretildi ve Flared saplı olarak ve karbonlu olarak üretildi. Devamında ise biraz daha kenarlı olan yine flared saplı üretildi ancak bu sefer başka sap kullanılmadı... SAdece flared... Meraklıları için söyleyeyim aynı tahtanın düz (ST) saplı olanlarıda üretildi ancak bu tahtalara Gergely yerine Klampar logosu basıldı ver öyle piyasaya sürüldü.

Şimdi bu tahtayı hocan sana öneriyor ve birde fiyat istiyor! 2.el ise o zaman cebindeki bozuklukları ver kabul edecektir. Sonuçta sen onun emeğisin malzemeden kaçacak değil ya... Ben hocalık yapmaya başladığım zaman eğer çalıştırdığım takım 5 kişiyi geçmiyorsa malzemeler benden olacak. İleride çalıştırmaya başlarsam hatırlayanlar hatırlatsın...

Çinli olduğu için normaldir zaten...

Yaw geri dönsün diye zamanında az kampanya da yapmadık ama nedense olmadı... Hatta ben ona geri dönersen Re-impact tahtanı bendeki Do-impact tahtayla (bendeki ilk sürümü.. ileride de Mi-impact tahta çıkacakmış Violin'e, Acoustic'e, Vioncello'ya inat... bilginiz olsun...) bile değiştiririm dedim ama kabul etmedi bas bariton diye... Bu arada dip bilgi : Do olanı en kalın olanı(15mm), Re olan orta kalınlıkta(10mm) ve Mi olanı en ince(8mm) olanı. Bülent Ersoy'da kullanıyormuş, Pavarotti'de Masa Tenisi oynarken bu tahtalardan. En iyi anladıkları nota solfej olunca normaldir tabii... Artık bu kadar geyiğin üstüne sanırım iki satır yazar. Yazmazsa ben daha beter geyiklerini yazarım... Şaka bir yana en iyi ve kapsamlı bilgiyi pingpongman verecektir sanırım. Hatta ben onun bu tahtalarla ilgili bilgisini firmanı bile bilmediği kanaatini taşıyorum...

Evet.. Kullanan oldu.. Bende birkaç saat denedim.. Özel Balsa ağaçlardan yapılan çok kalın ama çok hafif tahtalar. (Benim denediğim 52 gramdı mesela...) Oyun için ince süngerli lastiklerle tavsiye ediliyor... Şimdi zaten birçok firmanın ürettiği bir tarz oldu balsa tahtalar. Hemen hemen her firmanın birçok balsa üretimi tahtası mevcut.

İnce süngerli çin lastikleri veya defansif üstü top tutan lastikler işini görür. (bunlarda ince süngerli olacak.. 1,3mm veya 1,5mm gibi...) Tahta olarakta All bir tahta alman yeterli. Eğer istanbulda isen masa tenisi oynana salonlara gidersen belki birkaç ekipmanda deneyerek kendin karar verirsin. Ondan sonrası cebindeki maliyetle alakalı...

Ah.. Ahh.. Bir anda aklıma pingpongman geldi.. Değerli bir dostumuzdu... Birçok güzel bilgi ve dostluğunu bizlerle paylaşırdı. Bu tahtayla ilgili ilk konuyu o açmıştı ve bayağı bir hararetli tartışmalar olmuştu.. Ahh.. Ahh... Aklıma gelince analım dedim. Bu arada merak etmeyin şükür başına birşey geldiği yok ama artık sitemize girmiyor...

Teşekkürler Hakancım. Çok makbule geçti..

Youtube'den nasıl servis atılır konusu ile ilgili güzel bir link buldum. Not:Bu arada merak ettiğim birşy var arkadaşlar youtube gibi sitelerdeki görüntüleri CD veya DVDe nasıl kopyalayabilirim acaba?

Şimdiden Milli Takımımıza başarılar diliyorum. Umarım şampiyonluktar alarak yurdumuza dönerler ve bizleri sevindirirler. Güzel haberleri bekliyoruz Tufan Hocam...

Stiga'nın Danimarka Federasyonuyla 10 yıllık sözleşme imzalaması demek, milli takımda oynayan oyuncuların istemesi durumunda her türlü malzemeyi bedava tedarik etmesi demek.. Yani kullanmak isteyen kullanır, kullanmak istemeyen kullanmaz. Federasyon sadece milli takım kıyafetlerini oyuncularına zorla giydirebilir o kadar. Çünkü maçlara tek tip kıyafetle çıkılması gerekir ve buda bu sebeple Stiga marka olacaktır. Tahta ve lastikte de isteyen stediğini kullanır. Stiga kullanıyorsa ne ala çünkü istediği kadar malzemeyi alıp para da vermez ama o sevyede oyuncuların bu tarz şeylere para verdiğini düşünür müsünüz?!

Yazdığın lastikleri alacağına karar verdiğine göre M.Maze tahta o tahtaların içindeki en kontrollüsü onu alabilirsin.

Cevabın için teşekkürler Vgroover ancak yine de OFF+ malzemeden uzak dur. Ayrıca ilk mesajında eskiden ne kullandığını belirtmediğin gibi stilin ne altyapın ne bunu da bilmek lazım. Lisedeyken oynamış olman tabii ki güzel ama ekipman önerirken neye göre tespit yapmamız gerektiği yazdıklarından anlamamız çok zor. Böyle yazışmalarda hangi arkadaşın ne yazdığından çok -özellikle ismim belirtilmemişse- ne kadar alt yapısı var bu önemli. Bugün Bryce FX denen lastiği dünya sıralamasındaki kaç kişinin kullandığını bilmek lazım. İlk 100 içinde 10-15 kişiyi geçmez hatta ulaşmaz bile. Ama keyfi oynamak için alacaksan yazdıklarını alabilirsin ama hareketlerin yarım kalır. All bir lastikle tün kolunla doğru olarak yapman gereken bir hareketi OFF+ lastiklerle yarım yaparsın çünkü yarım harekette bile karşıya topu atar ama kol tembelleşir. Eğer kolunuz ve bedeniniz sistematik antrenman gördü ise ve hareketleriniz doğru ise istediğinizi kullanın derim çünkü herhangi bir takımda oynama hevesiniz yerine keyfi oynama hevesiniz var demektir. (Gerçi en iyi keyif yine topu masada tutan ekipmanla yapılır. Bu sebeple yine All+, Off- malzeme öneririm...) Yazdıklarınızdan daha önde ALL bir oyuncu olduğunuz anlaşılıyor. İlk ekipmanınızı bilinçli seçtiyseniz veya bilinçli yönlendirildiyseniz pütür tarafınızın sorunlu olmasındna dolayı böyle bir lastiğe geçtiğini düşünebilirim. Buda hareketinizde bir tembellik bir yarım açma ve topu çok kaçırdığınız için bu tarz bir lastiğe geçme eğiliminizi gösterir. Acaba sizi daha önce izleyenler veya ekipman öneren kişiler bilinçli mi bu kombiyi önermişti? Çünkü bunu üstünden konuşmamız lazım. Yoksa hızlı malzemelerle yarım hareketlerde ağaca toslarsınız...

Arkadaşa yüklendiğimi hiç düşünmedim Turushancım. Sadece "bende raket oluşturma konusunda yardımlarınızı bekliyorum" diyen bir üyemize seçtiği kombinin çok hızlı olduğunu ve kendisini bu kombiyle başlarsa tökezleteceğini yazdım. Belki sen 10 sene ara vermiş olabilirsin ama yardım kısmına "raket oluşturma" gibi bir cümleyle başlarsan bu işte daha yeni olduğunu düşünürüm ister istemez. Çünkü belirli bir altyapısı olan sporcu arkadaşlar daha önce kullandığı ekipmanı yazarak konuya girer ve "sizce benim hızımı daha fazla artırmak için devamında kullanacağım bu ekipman uygun mu?" diye sorabilir. Çünkü altyapısı olan her sporcu sadece lastik seçiminin değil mm hesabının bile önemini bilir...

Selamlar Vgroover. Öncelikle aramıza hoşgeldin ama "ehliyetim yok fakat yarış arabası kullanacağım" diyorsun! İstersen önce gaza yüklendiğin zaman senin ölümüne sebebiyet vermeyen bi kombi seçelim. Biraz siteyi karıştırıp okursan birçok değerli bilgiye ulaşırsın.

Benim salon salomanje Onguncum (ne demekse!)... 2 WC var. Ayrıca apartman zaten aile apartmanı haliyle diğer katlarda da biryerler bulursun. Olmadı camide çok yakın. 50 mt gibi... Senin prostat sorununu çözdüysek diğer soruna geçeyim. Evde kolduk sandalye bol bol var. Dediğim gibi alt kat üst katta sorun değil. Sadece oturacak yeri bulursunda oyuncularda "oynamaya değil misafirliğe geldik" derlerse ne olacak? Sen bu konumda onlarla sohbet etmek için aşırı kalabalıkta hangi katta kalacaksın. Oyuncuları her kat için sistematik dağıtalım desek sen kimlerle sohbet etmek isteyeceksin? Bunlar çok önemli.. Mesela ben Samsonovla sohbet etmek istemem çünkü gözü hep yukarıda olduğu için bizin seviyemize inemeyebilir (boydan tabii).. Acaba merdiven boşluğunda birkaç basamak çıkarak mı sohbet etsek?

Bence bizim evde yapılsın.. İki floresan daha taktım mı ortam mükemmel olur. Hem Türk adet ve gelenek göreneklerinide sergilemek lazım. Maçtan sonra kolonya dökmek, çiğ köfte falan yedirmek, olmadık acılı krbapların tadına baktırmak lazım...

Tuuuuffffffffaaaaaannnnnnn Aaaaaabbbbbbiiiiii... Nerdeeeeesinnnnnnn? Nerede kaldı bizim tişörtler yaw??

Öncelikle İrfan'ı tebrik ediyorum. Sonuç olarak o bizim yegane Türk evladımız... "Masa Tenisinde ilgiyi uyandıralım dünya bizi tanısın" diye federasyonumuz uğraşırken haliyle Çinli oyuncuların vatandaşlığımıza geçmesi bu işe emek vermiş birçok değerli oyuncumuzu milli takımın dışına itti. Umarım belirli bir ilgi uyandırılıp bu spora alttan daha çok oyuncu gelmesi ve berlirli ve kararlı bir sistemin oturtulması sağlanırda bizde kendi ülkemizin safkan oyuncularıyla birşeyler yaparız. (Pomfi'yi tamamiyle bizim ülkemizde yetiştiği için bu kıstasların dışında tutuyorum...) Belki bu yazıyı neden ekledin diyeceksiniz ama süperligde maçları izlerken şampiyonluğu zorlayan takımların tamamının neredeyse tüm oyuncuları çekik gözlüydü. Çekik gözlü olmayan diğer oyuncularda renkli gözlüydü. Bilmem anlatabildim mi?!

Leyla Atakan ile UPSin ne alakası var.. Hem geçen hafta değil ama 2 hafta üstüste UPSe geldim sen nerdeydin. Herkesle oynamaktan kolum bile uyuşmuştu bi ara hatta. Bu arada http://www.kkmtb.org/ linkinden turnuva sonuçlarına ulaşabilirsiniz. Tüm katılan arkadaşları kutluyor derece yapanları ayrıca tebrik ediyorum... Semih ile konuşamamıştık, derece yaptığını görünce sevindim...

Aynen... Zaten bu sebeple edebi konuyu pütür ve anti hece vezniyle yazdım ki, genç kuşak masallardan geri kalmasın. Eski Dede Korkut, Nine Ayılt dönemi hikayelerinide bilmeleri gerekirdi zaten. O dönemden pek fazla kamyon kalmadığı için hatıra defterimden çıkardım hepsini...

Hijyene önem verin, anti lastik kullanın... Pütür pütür yerim seni... Dikkat kaygan zemin (anti lastik)... Kadınlar pütür gibidir, bi türlü çözemezsin... Erkek dediğin dönek(spin) top değil direkt(pütür) top atar... Anti ve pütür kullan, solüsyonmuş su bazlıymış düşünme... Ecelin pütüre faydası yok... Kilo sorunu olanlar! Zayıflamak için pütüre karşı oynayın... Kendini tanımak istiyorsan antiye karşı oyna... Tek rakibim tarak (pütür)...