Jump to content
Masatenisi.org Forum

Saadettin

Üyeler
  • İçerik sayısı

    1.539
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

  • Kazandığı gün sayısı

    54

Saadettin kullanıcısının tüm içeriği

  1. Saadettin

    Pekin 2008 Hk..

    Arkadaşlar ferdi yeteneğe dayanan sporlarda devşirme sporcu oynatmak bizim ülkemizin değil, tüm dünyanın ilgi alanı. Şu anda sadece masa tenisi dalında hemen hemen her ülke sporcularının bir kısmı devşirme. Uzakdoğu hariç - ki onlarda da bol miktarda mevcut ama isimleri ve tipleri birbirine benzediği için ayırd edemiyorum- Avrupa'nın hemen hemen her ülkesi ve Amerika Çinli oyuncularla dolu. Yani bu işin alt yapıyla falan alakası yok. Ferdi sporlarda yetenek yetenektir deyip her ülke kadrosunu daha başarılı olabilmek ve kürsüde adını yazdırabilmek adına farklı ülkelerden takviyeyle dolduruyor. Bu yöntem doğrudur veya yanlıştır diye yazmıyorum, genel bir bilgi veriyorum. Yani bu işin "bir Türk tüm dünyaya bedeldir" kısmı artık kalmadı. Çünkü kimse isme bakmıyor, sadece bayrağa ve ülkeye bakıyor. Kaçınız hangi ülkede hangi devşirme sporcular oynuyor diye biliyorsunuz? Mesela futbolda Fransa hem Dünya Kupasını hemde Avrupa Kupasını ellerinde kaldırırken kaçınız Zinedine Zidane'nin Cezayirli olduğunu düşündü?! Yukarıda dediğim gibi bu yazıyı düşünceleri yargılamak ve şu doğru bu yanlış demek için yazmıyorum ama sonuçta her ülke fırsatı bulduğunda rahatlıkla yetenekli devşirme sporcuya yöneliyor ve o ülkelerde bu konular konuşulmuyor. Belki de bunun sebebi bizim alt yapımızın olmamasından kaynaklanan hayıftır ama yazdığım gibi alt yapısı olan, bu işe dünya kadar para ayıran ülkeler bile rahatlıkla uyguluyor. Bizden bir örnek isterseniz bakınız Sinan Şamil Sam... Alman vatandaşı...
  2. Ben oynamak isterimde Ankara'ya şu aralar uçak kalkmıyormuş bu sebeple erteledim. :
  3. 1. kez neydi Sevim HAnım? Hatırlayamadım... Yaşlılık işte... Tufan Bey'in mesajına yazdığım yanıt gibi bir kendi yağımızla kavrulan bir siteyiz. Siyenini üyelerinden biri olarak tek başıma sponsor olmam kimseyi şaşırtmamalıydı aslında. Tufan Bey'in getirdiği hediye kutusuna sponsorlar olarak üstüne kurdela takmak bizimkisi.. Turnuvaya firma olarak sponsor olan arkadaşlarında bir kısmı sitemizin üyesi zaten. Bende birey olarak tek başıma sponsor oldum ve umarım daha çeşnili hale gelmesi için benim gibi birkaç arkadaş daha ileride bu işe gönül koyar ve iştirak eder. İlla cepten vermeyede gerek yok. Mesela çalıştığımız firmaların küçük eşantiyonlarını bile getirip paylaşabilsek hepimiz için bir anı olur.. Neyse bu seneyeki turnuvaya konuşulacak konu... Bu güzelliklerin üstüne daha ne gibi güzellikler ekleriz hep beraber konuşacağız sanırım...
  4. Ben teşekkür ederim Tufancım...Benim yaptığım sadece organizasyonda emeği geçenlere küçücük bir teşekkürdü.. Kendi kendimize başladığımız ve kendi yağımızla kavrulduğumuz bu turnuvaya bu kadar emek vermene bir teşekkür çok çok az. Eğer kötü bir organizasyon olsaydı tipik bir şekilde eleştirilere başlanılacaktı ama hiçbir sorun göremedim ben. Hele hele süperlig maçlarını görmüş biri olarak bende o işlerde de çok çok iyi organizasyonlar yaparsın bence...
  5. Arkadaşlar neden birkaç kat sürdüğümü tam açıklamamışım, açayım... Bendeki yapıştırıcı küçük tüpte olan ve süngeri kendinden olam su bazlı yapıştırıcılardan.. üstüne iyice dağıldığına inanana kadar iyice yetiriyorum... daha sonra tahtaya sürüyorum ve gerekirse lastiğe bir kat gibi tekrar atabiliyorum. Nedeni hem sürdüğüm tüp yapıştırıcının aşırı ufak olması hemde süngerininde bu boyutta olması sebebiyle tam yaymıyor olması olabilir ancak dediğim gibi sonuçta nasıl uygularsanız uygulayın tahtaya yapışıyor. NOT:Herkese küçük tüp tavsiye ederim çünkü uzun süre kullanıyorsunuz. Ayrıca büyükleri daha zahmetli oluyor...
  6. Önce lastiklere birkaç kat sürüyorum. Daha sonra tahtaya bir-iki kat sürüyorum. Ardından ilk sürdüğüm lastiği alıp ya direkt tahtaya yapıştırıyorum yada bir kat ilk lastiğe bir kat da diğer lastiğe sürdükten sonra az bir süre kurumasını bekleyip (1 dakika kadar) tahtaya yapıştırıyorum. Bu benim uyguladığım yöntem ama şu an için verim alınamadığı için sende nasıl yaparsan yap üstünkörü birşey olacağı için her türlü yapıştırabilirsin...
  7. Daha önceden malzeme alacak imkanı olmayan ancak disiplinli şekide antrenman yapan genç oyunculara (özellikle doğu illerimiz için) malzeme yardımı yapılması hakkında bir konu açmıştım ama katılım olmamıştı...Eğer becerebilirsek -ki becerebileceğimize inanıyorum- masatenisi.org üyeleri olarak bir kampanya yapıp (illede ikinci el olması gerekmeden.. sıfırda olabilir...) belirli üyelerin başkanlığında, federasyonla veya antrenörlük yapan üyelerimiz yardımıyla bu işi üstlenebiliriz. Ben federasyon aracılığıyla çalıştığım şirkette topladıklarımı belirli insanlar yardımıyla toplamak suretiyle birkaç defa katılım yapmıştık ve federasyon başkanımızda jest göstererek katılan herkese teşekkür yazısı yollamıştı. Yine aynı işlemi yapabiliriz ama bu sefer sitemiz olarak yapabiliriz. Ama dediğim gibi birkaç yıl önce yazdığımda katılımdan çok malzeme istek talebi olmuştu. Eğer bu sefer birkaç arkadaş daha komplike çalışırsa olabilir. Hem sitemizdeki oyuncularda yararlanabilir...
  8. Sanırım kullanan olmadığı için herhangi bir yorum gelmedi. Ne hikmettir bilmem bende hiç denemedim...
  9. Saadettin

    Vefat

    Mesaj yazan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyor daha önce yazdığım mesajımı hepimiz adına tekrar yayınlıyorum...
  10. Saadettin

    Vefat

    Teşekkürler Arkadaşlarım ve Dostlarım... Böyle bir haberi sitede paylaşmak istemezdim ama benim dışımda bir şekilde gelişmiş... Bu sebeple taziye dileklerini ileten iletmeyen veya iletemeyen, duasını okuyan okumayan veya okuyamayan tüm herkesten Allah razı olsun. Allah geride kalan bizlere uzun ve güzel ömürler versin, başka acılar göstermesin. Ölümlerimizi gecinden, ele ayağa düşürmeden ve kimseye muhtaç bırakmadan nasip etsin... Doğumla ölüm arasındaki ince çizgiye "hayat" diyorsak; o zaman hayatlarımızı mutlulukla ve kimseyi kırmadan doldurmaya çalışalım. Zamanı gelipte bu dünyadan uzaklaştığımızda içimizde "keşke"lerin olmadığı güzel hayatlar hayat diliyorum. Umuyorum abimin "keşke"leri azdı. Allah bize de göçüşlerin güzelini nasip etsin...
  11. Kırmızı lastikler siyah lastiklere göre daha dayanıklı oluyor. Bunu yanında siyah lastiklerde daha kontrollü oluyor. Bu bir psikolojik tespit olabilir veya hurafe olabilir ancak eskiden beri bu şekilde yorumlanmaktadır. Ancak bu yorumlar gerçektir. Bunun sebebi kırmızı ve siyah rengi sağlayan kimyasallar olabilir. Çünkü kırmızı renk daha şeffafken siyah renk çok daha yoğun oluyor ve haliyle yukarıda yazılan sonucu doğuruyor olabilir. Yani psikolojik sebep ve hurafe olma özelliğini bu sebeple yitiriyor.
  12. inşallah Nejdet Abi... Senin gelebilmeni dört gözle bekliyordum hatta araçta da yerini ayırmıştım ama kısmet olmadı. Artık bir dahaki buluşmaya diyelim. Hele bir şu sağlık sorunlarını tam olarak hallet, gerisi kolay...
  13. yok yok daha fazla yazmayayım yoksa tüm üyeler olarak aynı anda yaparız...
  14. Arkadaşlar forum üyelerimiz bir bütün olduğuna göre ben bu turnuva için orada gelip mücadele eden herkesin sponsor olduğunu düşünüyorum. Benim yaptığım sadece derece yapanlara küçücük ve naçizane ödül vermekti o da gerçekleştiği için mutluyum. Bundan sonraki turnuvalarda da maddi olarak durumu iyi olan üyelerden ve Masa Tenisi malzemesi satan tedarikçilerden daha iyi sponsorluklar bekliyorum. Ne bileyim anı anahtarlıkları olabilir, anı tişörtleri olabilir, raket kılıfları olabilir, ve benzeri şeyler yaptırtabiliriz gibime geliyor. Bu arada Champ'ta belki malzeme satmaya çalışıyor ama sanırım zararına bir işte uğraştığını bile bile o da bu işin gönüllü emektarı olarak yine de sponsor oldu. Aklımdayken birkaç küçük ödülü şahsım olarak karşılayınca benimde malzeme satan bir firma yetkilisi sanan arkadaşlar olmuş. Oyunculuk dışında hiçbir firma ürünüyle alıp oynamaktan öteye, firma sahibiyle de kişisel muhabbetlerim dışında alışverişten ileriye bir yakınlığım yoktur. Bilgilerinize...
  15. Nasıl mı derleyip toparladım? şeklinde oldu...
  16. Kusuruma bakmayın biraz geç oldu ama uydurma bir yazı yazmak istemedim ve bu sebeple işlerim hafifleyene kadar bekledikten sonra yazmaya karar verdim. Kısmet bugüneymiş.. Bu foruma üye olmanın ayrıcalığını İstanbul’dan Ankara’ya ulaşmak için ilk seçtiğim yöntem bile göstermişti zaten. Öyle ki; önce Tuncayarac isimli üyemizle bir iki arkadaşı daha aracımıza alıp Ankara’ya gelmeyi düşünüyorduk. Ancak son dakika kendisinde olmadık bir aksilik çıkınca hiç panik yaptığımı ve nasıl ulaşacağımı düşündüğümü hatırlamıyorum bile. Hemen Ertan Beyi aradım ve kendisinin aracıyla birkaç arkadalaşla birlikte Ankara’ya gidip gidemeyeceğimizi sordum ve “seve seve gideriz” dedi. Ancak biz biraz kalabalık olduğumuz için bizim forumdan tanıştığım MustafaAltunok isimli üyemizide ulaşımla ilgili bir arayayım dedim. Kendisi sağolsun aracının komple boş olduğunu ve birlikte gitmemizin daha uygun olacağını söylediğinde Ertan Bey’e yük olmamaya karar verdik ve forum üyelererimizden Mustafa Altunok, Furkan Altunok, Ongun, Güray ve ben tek bir araç yapıp şarkılar söyleyerek, her türlü geyiği ve sohbeti yaparak yola koyulduk. Bu arada aynı saatlerde Aydın’dan GökhanEgemen isimli çok sevdiğim bir üyemizde kardeşiyle birlikte yola çıkmıştı ve telefonla durmadan kalacağımız İller Bankası Sosyal Tesislerinin yol haritasını tartışıyor ve küçük nüansları kaçırmamak için durmadan TufanYalçın isimli üyemizi arıyorduk. Buraya kadar yazdıklarımdan birşey farkettiniz sanırım. Tüm bu paylaşımları sadece bu site aracılığıyla kazandığımız arkadaşlıklar ve dostluklar sayesinde sağlıyorduk. Bu sitenin saygınlığına ve sevgisine öyle güveniyorduk ki, üye olan herkesin aynı büyüyle hareket ettiğine ve siteye girdikleri andan itibaren ister istemez herkesi en yakınıymış gibi gördüklerini düşünüyorduk ve foruma kayıtlı kimi ararsak arayalım 40 yıllık dostmuşuz gibi hareket edebiliyorduk. Su sevgi ve saygıyı bize sağlayan öncelikle sitenin kurucusu Ertan Bey’e, şimdi sitemizde kayıtlı veya kayıtlı olmayan çok değerli tüm eski yeni üyelerimize teşekkür ederek başlamak istiyorum. Ankara’ya geldiğimizde bizi bahçede birkaç üyemiz karşıladı. Yol yorgunluğuyla hepsinin adını hatırlayamıyorum ancak hoş bir kısa sohbet yapıp sonra da erkenden kalkabilmek için odalarımıza yöneldik ve yattık. Sabah bir kalktık o da ne? Tufan Yalçın kapıda karşılama komitesi kurmuş bizi bekliyor. Zaten tüm gece “nereden sapalım, nereden dönelim” diye uğraştırdığımız için –keza birçok üyemizde durmadan aramıştır sanırım- sabah sabah o saatte orada olmasını beklemiyorduk. Ayaküstü biraz sohbet edip kendisinin rehberliğinde buluşmamızı gerçekleştireceğimiz salona doğru hareket ettik. Salona vardığımızda birde ne görelim? Kahvaltı masaları hazır, güleryüzlü personeller işbaşında, harika yiyecekler ve sıcacık, dost canlısı üyelerimiz. Daha ne isteyelim. Herşeye ve hepsine birden tabiri caizse “yumulduk”. Sohbetti, yemekti derken salona doğru geçtiğimizde Tufan Bey’in salonu farklı bir yere aldırmasından dolayı yaşadığı tedirginliğin ve stresin farkındaydık ama salonu görünce bizler sevinip salonu ve ortamı beğenince kendiside doğru bir iş yaptığının farkına vardı ve tedirginlik yerini sevince bıraktı. Masalar, hakemlerimiz, buluşma ve turnuva için can atan üyelerimiz, herşey hazırdı. Bu ilgisi, uğraşıları, ve durmadan dinlenmeden bir aksilik olmasın diye koşturmaları en büyük alkışı Tufan Yalçın Bey’e göndermemi sağladı. Peki sadece onun için alkış yeterli mi?.. Yetmez.. Çünkü ara ara sohbet imkanı bulduğum ve bu organizasyon için durmadan koşturan ve ismini ön plana çıkarmadan didinen Gökhan Karadeniz Bey’e ve Ankara İl Temsilcisi Kenan Asil Bey’e de ayrıca tebriklerimi göndermek istiyorum. Onlarda Toranomon’un yazdığı gibi herşeyin jet hızıyla bu buluşma için yetişmesini sağlayan, bizlere salonda aç ve susuz kalmamamız işin her türlü sponsorluk ve organizasyon hizmetlerini organize eden, isimlerini ancak sorarak öğrenebildiğiniz ve yazılan teşekkürlerde sadece adlarını okuduğunuz bu iki gizli kahramanımıza ayrıca ve hepimiz adına tekrar teşekkür etmek istiyorum. Bitti mi?.. Bitmedi.. Çünkü sadece turnuva değil akşamda ne yapılacağı düşünülmüştü. Harika bir sohbet imkanı bulduğumuz ve birçok üyeyle masa başında ama bu sefer sadece yemek yiyerek kaynaştığımız iyi muhabbetlerin döndüğü yemek organizasyonuda çok güzeldi ve bayağı kalabalık oldu. Bitti mi?.. Bitmedi tabii.. Biter mi? Böyle büyük bir organisazyon için bu küçücük yazı yeter mi? Büyük diyorum çünkü 100 kişiden fazla bir topluluğu bu salon barındırdı. İnanın İstanbul’da tüm lig maçlarına ve turnuvalara giden biri olarak bu kalabalıkta bir topluluğu süperlig maçlarında bile göremeyeceğinizi rahatlıkla söyleyebilirim. Ki beni İstanbul gibi bu işin merkezi olan yerde (insan çokluğu sebebiyle tabii) yaşıyorum. Tek kelimeyle harika bir organizasyon oldu. Bu sebeple işin asıl ciddiyetini ve sorumluluğunu taşıyan, kupa törenine kadar bizzat en yetkili kişilerin orada bulunmasını sağlayan Etimesgut Belediye Başkanı Sayın Serhat Kemal Yılmaz Bey’e ve tüm belediye çalışanlarına büyük bir alkış ve teşekkür gönderiyorum. Belki ilk forum buluşmalarımıza benzemedi, herkes herkesle bu kadar katılımın olması sebebiyle çok sohbet edemedi ama benim gibi önüne gelene “merhaba ben Forum üyelerinden Saadettin” gibi bir taktiği kullanan herkes birçok üyeyle tanışma şansını yakaladı. (Benimle gelip aynı taktikle tanışan herkese de ayrıca teşekkür ederim.) Başka teşekkürü hakedenlerde vardı. Mesela Malatya’dan kalkıp gelen ve Yinhe Yetkilisi olarak turnuvaya sponsor olan üyelerimizden Champ (asıl adı Orhan Bey) ve Ankara’da ve İstanbul’da malzeme satan Altunay Spor Yetkilisi Kadir Bey yaptıkları jestlerle teşekkürü hakettiler. Sonuç olarak bu turnuvanın tadı damağımızda kaldı... Sanırım bu durum ve bu organisazyon gücü birçok buluşmamızı ve belkide tamamını Ankara’da yapmamızı sağlayacak. O kadar güzel bir turnuva oldu ki; bu organizasyonu gören federasyon yetkilileri varsa dayanamayıp sanırım emeği geçenlerle görüşerek fikir alışverişi yapacak.. Teşekkürün en büyüğünü (alkışı yukarıda göndermiştim) baştan sona bu organizasyonla yatıp kalkan Tufan Yalçın Bey’e göndermek istiyorum ve bu sebeple en sona onun adını sakladım. Bir organizasyon yapmanın ne kadar zor olduğunu bilen birisi olarak 100 kişiyi geçen ve hakemdi, yiyecekti, kalacak yerdi, gibi birçok şeyin peşinden koşturmak zorunda olmak her baba yiğidin harcı değil. Bu sebeple kendisine tekrar tekrar teşekkür ediyor tebriklerimi sunuyorum. Aklıma gelen gelmeyen geç yazdığım için teşekkür etmeyi atladığım, maç yaparken bile karşılıklı şakalaşabildiğim, yukarıda yazdığım taktiksel yöntemi uygulayarak tanımadığım üyelerle tanıştığım, maç aralarında koridorda çay içerken selamlaştığım, maçlar sırasında seyirci kolduğunda oturduklarımla birbirimizi kızdırdığım, salonda ve gidiş geliş yol boyunca hoşça sohbet ettiğim, kaldığımız sosyal tesisin bahçesinde eğlendiğim, kısacası benim gibi düşünüp sadece bizlerin klavyedeki üç beş harften ibaret olmadığını hatırlayıp bu buluşmaya katılan herkese de ayrı bir teşekkür göndermek istiyorum. Yeter sanırım.. Devam edeyim mi?? Az ise söyleyin lütfen.. Çünkü daha çok şey varda yazacak ve okuyacak vakit var mı o önemli Yeter.. Yeter..
  17. Lobianco'ya yolladığım resimler onunda elinde olmayan sebeplerden dolayı biraz geçikmiş ama temiz iş olmuş. Ellerine sağlık...
  18. Benim nickimi 1970 senesinin Eylül ayında babam koymuş ogün bugündür hep aynı nicki kullanıyorum. :
  19. Arkadaşlar bana hepimiz tecrübeleniyormuşuz gibi geliyor. Onur'u bizler daha erken keşfetmiş olmamıza rağmen federasyon belki geç keşfetmiş olabilir ancak Hakan Bey gibi bazı federasyon üyelerinin artık ellerini taşın altına soktuklarını görmek güzel. Bakınız sitemizde bazı bilinmeyenleri bizlere aktarmaya çalışıyor ve tepki koyuyor. Bunun sebebi bence bu işe gönül vermiş olmasındandır. Çünkü eskiden karşımızda tek muhatap bulamıyorduk. En azından bizlere cevap veriyor olması, sorularımız ve sorunlarımız için mail adresini veriyor olması bile bu işe ne kadar sevdalı olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu sene milli takım için yapılanlar tam bir devrim niteliğinde sayılır. 2 çinli oyuncuyu Türk yaptık ve olimpiyatlarda onların ne yapacaklarını göreceğiz. Sadece olimpiyatlarda değil, gelecek yıllarda da bu oyuncuları seyredeceğiz. Eğer bayrağımızı göndere çektirmeyi başarabilen bir oyuncu olursa bu şimdiki federasyonun aldığı devrim niteliğindeki kararlarla olacaktır. Yanlışları yok mu? Var tabii. Ama dediğim gibi onlarda bizlerde tecrübeleniyoruz. İleride belki oyuncu seçimi içinde daha radikal ve gerçekçi kararlar alarak daha ufak yaşta oyuncuları farklı şekilde tespit etme yoluna gideceklerdir. Başarı burada gizli ama zaman ve uygulayacak tecrübe lazım...
  20. Arkadaşlar eski solusyonları kullanabilirsiniz ancak sök tak yapıyorsanız kullanamazsınız. Şöyle ki, lastiği sadece ilk aldığınızda yapıştırıyorsanız ve bir daha solusyon nedir bilmiyorsanız korkmanıza gerek yok. Eğer maçlarda orjinal solusyon kullanıyorsanız tahmini 24 saat önceden kokusu uçacak şekilde yapıştırıp kurumaya bırakırsanız sanırım maç günü enez cihazında bir sorun yaratmaz ama lasitklen solusyonlu iken aldığınız hazzı alamazsınız. Biz durmadan solusyon yasaklanacak solusyon yasaklandı dedikçe amatör oyuncuların paniğe kapılmasını istemediğimden bu yazıyı yazdım. Çünkü birçok oyuncu sadece bir defaya mahsus lastiklerini yapıştırıp yada yapıştırtıp oynadıkları için onları ilgilendiren bir panik havası yok kısacası...
  21. birbirinize ayak yapmayın. en iyi çalışma şu yengeç gibi yanyan koşulan çalışma... Turushan Bey açıklamış ama anlamayanlar için anlatmak gerekirse kolları yana açıp, sağ ayak bir öne bir arkaya gelecek şekilde koşmayı deneyin. Diğer bir yöntem hem sağ ayakla hemde sol ayakla sek sek oynar gibi depar atmaya çalışmanız. Yani tek ayağınızı kullanarak ileri doğru sıçrayabildiğiniz karar sıçrayarak koşun ve daha sonra diğer ayakla aynı çalışmayı yapın. Geri geri koşmak, civciv yürüyüşü denilen çömelerek gibi koşmakta ayaklar için ideal çalışmalar. Tabii önce 5 ile 7 km arasında tempolu koşmalısınız. Bunlar bu işe ciddi soyunanların yaptığı çalışmalar. Bazıları bizzat çinli antrenörlerin kullandığı metodlar. Sizde yapabildiğinizi yapın veya az az yapın sonuçta yararını görürsünüz. Tabii çoklu top çalışmalarını saymıyorum. Masa başında antrenörünüz sizi olduğu yerden çalıştırırken sağınıza ve solunuza devamlı hızlı toplar atarak bunlara müdahele etmenizi isteyebilir sizde o toplara yetişeceğim diye koştururken ister istemez ayak çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Zaten başka şansınız yok. Çünkü hocanız çinliyse yetişemediğiniz her topta tekmeyi basar...
  22. Saadettin

    Dandoy Sports

    Yerli malı, yurdun malı... Lütfen şaşmayınız... Bakınız hemen hemen her firmanın satıcısı ülkemizde mevcut sayılır. Alın, kullanın, beğenmezseniz iade bile etseniz alıyorlar sayılır. Yani her konuda bir muhatap buluyorsunuz ve her konuda da teknik bilgi veriyorlar ve yardımcı olmaya çalışıyorlar... NOT:Dayanamayıp yerli satıcılar pahalı satıyorlar ve yeni modeller yok diyebilirsiniz ama hepimiz ülkemizdeki satıcılardan alırsak onlarda para kazandıkça hem daha ucuza getirtip satabilirler hemde ellerindeki malzemeler erkenden satıldığından yeni ürünleride hemen temin ederler sanırım.
  23. Saadettin

    Kısıtlama Konusunda..

    Referandum diye bir anket gördüm ve bir bakayım dedim o da ne! Herkes birşeyler eklemiş ve oylamadan çok eleştiri ve antieleştiri konusu olmuş. Kimseye birşey dememek için konuya dönüyorum. Sanırım kim haklı, kim haksız olayını uzatmamakta fayda var. Sitenin kurucusu bir olayı kısıtlama gereği duyuyorsa demek ki bir rahatsızlık söz konusu ve kendisi hop diye böyle bir karar almadığına göre bence daha fazla uzatmamak gerekir. Gelelim verdiğim oya... Bence kısıtlanması iyi olmuş arkadaşlar. En çok malzeme deneyen sitede sanırım benim. Her yeni çıkan ürünün üstüne atlayan, birebir görmek isteyen ve bunun için ucuz olsun diye mümkünse 2. elini benim gibi yeni çıkan ürünlere meraklı arkadaşlar vasıtasıyla sitemizden yada gittiğim derneklerden satın aldığım mümkün değilsede malzeme satan tedarikçilerden buldurtmaya çalıştığım (yeni ürünler hemen ülkemize gelmeyebiliyor) bir yapıya sahibim. Bu sebeple 2. el malzeme satan birçok arkadaşla hem yeni çıkan birşeyi almak için bir araya gelen hemde benim kullanmadığım tek tük şeyler olduğunda onlarda deneyebilsin diye takas yoluna giden biriyim. Ama bunları yaparken bu kısıtlanmanın beni etkileyeceğini sanmam. Çünkü her ay 6 ürün satıyor olsaydım ve bu her ay rutin şekilde devam etseydi o zaman benim için yeterli olurdu. Çünkü 1 ay içinde ben en fazla 2 veya 3 kombi deneyebilirim gibime geliyor. Belki ilk aldığımda birkaç vuruş yapıp beğenmediğim malzemeler olabilir tabii ama sonuçta cebimdeki parayla her ay en fazla 2-3 kombi alabilirim ve 6 ürün satışı benim için yeterli görünüyor. Bunu yazarken en fazla ürün alan ve deneyen üye olduğumu düşünerek yazıyorum. Benden daha çok malzeme alan üyemiz olmadığı düşündüğüme göre de beni bu kural rahatsız etmiyorsa sanırım diğer arkadaşlarıda rahatsız etmez... Belki diyebilirsiniz ki, önemli olan kaç adet sattığın değil yapılan kısıtlama ve başka sitelerde bu durumun böyle olmadığı yönünde olduğu yönünde ama Ertan Beyde yıllardır böyle bir uygulama yapmayıp şimdi böyle bir karar alma gereği duyuyorsa demek ki bir rahatsızlık duyuyor ki uygulama yoluna gidiyor. Olayı böyle değerlendirip verilen karara da saygı duymamız gerekir. Sonuçta ülkemizdeki satıcılar bu işten para kazanamazken 3-5 ekipman satışıyla kimse cebine artı bir rakam koyamaz ama sitemizdeki gereksiz şişkinliğin önlenmesinde de yarar var. Sitenin ilk üyelerinden biri olarak bu site kurulduğunda ilk hatırladığım düşünceler; bilgi ve tecrübelerimizi paylaşmak, yurtiçi ve yurtdışı ilginç yazıları buraya taşımak, masa tenisiyle ilgili her türlü faaliyetleri birbirimize duyurarak güçlü bir grup oluşturmak ve masa tenisini daha ileriye taşıyabilmekti. Bu düşünceler Ertan Bey tarafından da söylenmiş şeyler değildi yanlış anlamayın sakın. Sadece ortak birliktelikti "neler yapabiliriz?" cümlesi altında toplandığımız. Bu düşüncenin halen devam ediyor olmasını sağlayan en önemli olgu, sitenin rantsız bir site şeklinde devam ediyor gerçeğini taşımasıdır. Bu sebeple yazıların artık gitgide 2. el bölümünde yoğunlaştığı görüldüyse ve artık yukarıdaki düşüncemiz yerine "ne alırım, ne satarım?" düşüncesi oluşmaya başladıysa bir yerde müdahele edilmesi gerekiyordu ve benim düşünceme göre iyide oldu. Yukarıda yazdığım gibi bu kısıtlama beni rahatsız etmiyorsa sanırım diğer üyeleride etmez. Hem kişisel mesajlaşmalarda sınır yok ki! İsteyen istediği zaman birbirine birçok şey sorabilir ve özel satışlar veya takaslar yapabilir. Dediğim gibi bu konu bazı üyelerimiz tarafından kısıtlamaya tepki olarak ortaya atılmış ama birde bu yazılanları derleyip toparlayan, biz yattıktan sonra yazdıklarımızı düzenlemeye çalışan, sadece yazılanları değil kişisel mesajlarında bir kısmını okuyan ve şikayetleri değerlendiren kurucumuzun yerine koyalım. Ve hergün sitenin amacının dışına çıktığını ve basit bir ticarethaneye döndüğünü düşünelim. Siz ne yapardınız? Yazdıklarımın genel bir yazı olduğunu kimseyi ve hiçbir üyeyi baz almadığımı bilmenizi isterim. Bu kuraldan önce satışı olan arkadaşlarda lütfen üzerine alınmasın. Bu arada Allahtan kimseye birşey demedim!.. Yazdıkça dibini bulmuşum galiba...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..