Saadettin

Herhangi bir nalburla konuşursanız solüsyon çözücü tiner yada solvent var mı derseniz yardımcı olurlar sanırım. Benzin yada asetonda bir başka yöntem olabilir ama uğraştığınız tahta eğer amatör tahtaysa bir değeri olmayacağı için o kadar uğraşmayın derim. Eğer profesyonel bir tahta isede ve alt tahta kalkıyorsa o zaman istanbuldaysanız bana getirin zarar vermeden çıkarmaya çalışayım...

inşallah...

Paylaşımın için teşekkürler Tanju Abi.. Kreanga'nın Primorac Karbon tahta üstüne kendi adını yazan saptan taktırması ve onu kullanması iyi bir fikir. Bende artık tahta üretmek yerine, sadece adıma özel sap yaptırıp piyasaya süreceğim. Mesela bende benim Stiga Clipper'ımdaki sapta yazan 'Ulf "Tickan" Carlsson' ismini yerine 'Saadettin "Taklit" Salman' yaptırsam nasıl olur diye düşünmeye başladım. Zaten biz Türkler taklitten iyi anlarız... Belki genimizde var..

Bayram Ali Yıldız, çok değer verdiğim ve ileride çok daha başarılarla bu spora hizmet edeceğine inandığım arkadaşlardan biridir. Kendisini verdiği emek ve başarılı gençler yetiştirerek adından söz ettirmesinden dolayı kutluyorum...

O zaman doğrudur diyelim. Ya başka markaya yönelin derim yada daha ucuz satan başka satıcı bulun. Ben her zaman Nittaku Premium aldığım için hangi top kaça bilmiyorum. Zaten bu toptan daha pahalısıda yok...

Doğru duymuşsun Canberk. Bende daha ilginç tahtalarda var ama gitgide konu sapmaya başladı. Senin karizma tahtan hangisi mesela? (konuya dönelim. konuyu açana ayıp olacak sonra..)

Arkadaşlar sitemizde birçok satış yapan firma yetkilisinin linkleri var. Sanırım orada istediğiniz fiyata istediğiniz marka top bulabilirsiniz. Eğer sizin için almamı istiyorsanız araştırır, fiyat alır, sizinli irtibata geçer, daha sonra da alırım. Ender Sporun o fiyata sattığını sanmam (kutu fiyatıyla adet fiyatını satan kişi karıştırmış olabilir) ama bir ara mağazalarına gittiğimde konuyu açarım. Kimler bu konuda sorun yaşıyor bana yazsınlar ve hangi marka top istüiyorlar bildirsinler bakayım...

Bir senede o kadar almışımdır değil mi Nejdet Abi?Ah birde üşenmeyip kullanmadığım tahtaları sitede bir listeleyip satabilsem. Ne hikmettir bilmem kendi kullanmadığım malzemeler dışında herkesin birşeylerini sanırım sitede sattım ama kendim için uğraşmıyorum. Aslında üşenmeyip kullanmadıklarımı satıp merakla beklediğim yeni çıkanları almakta yarar var ama kim uğraşır şimdi tek tek satacaklarını belirle, siteye yaz, ondan sonra kargosuydu, şuyuydu, buyuydu, EFT'siydi falan uğraş... Zaten evimin bir bölümünü onlara ayırmıştım yakında evin tamamınıda onlara ayırırım bende sokakta yatarım olur biter...

Çok tahta gördüm çok tahta denedim (Elimdeki tahtaları görseniz şaşarsınız çünkü 100 tane gibi birşey) ama Stiga Ulf "Tickan" Carlsson Clipper 9 ply tahta gibisini görmedim. Onun dışında kullandığım tahtalar arasında da her zaman eski üretimlerin kalitesinin mükemmelliğine hayran oldum...

Arkadaşlar yazılan herşeyi okumaya çalışıyorum ve herkesin yazdıklarının doğru tespitler olduğunu gördüğümden herkesin yazısına bende katılıyorum. Yukarıdaki yazımda da dediğim gibi kenarda oturan iki Türk kardeşimin o maçta oynamasını hepinizden daha çok isterdim. Çünkü koyu bir Galatasaraylı olmama rağmen uluslararası bir maç olması ve arkadaşlarımın o takımda oynaması yüzünden herkesten daha çok o maçlarda bağırıp tezahürat yapan biriyim. Maça gidipte acaba sizinle oynamış, rakibiniz olmuş ve çok iyi dostlarınız olan arkadaşlarınızın oradan bir maç alıp alamayacaklarını düşünürken hiç oynamadıklarını görmek nasıl bir duyguysa ben onu yaşadım ve bu beni hepinizden fazla üzdü. Ama ne yazık ki yazarkende gerçekleri görmek ve dile getirmek lazım. Bu spor yıllardır ülkemizde kan kaybediyor ve aynı oyuncuların içinde hiçbir gelişme gösteremeden kısır döngüye gidiyorsa belirli bir geçiş dönemine kadar böyle bir sistem daha yararlı olur kanısındayım. Bu sayede önce halkın ilgisini çekersiniz sonra da rant sağlayıp yatırımı yaparsınız. Cümleleri sıralarken özellikle bazı örneklemeleri seçiyorum ki, bize bir yol çizsin. O sebeple Naim Süleymanoğlu örneğini verdim. Şu anda halter ülkemizde nerede, masa tenisi olarak biz neredeyiz? Peki Naim Süleymanoğlu gelmeden önce hangimiz haltere meraklıydık yada televizyonlarda yayınlandığında oturup seyrediyorduk. Eğer bir sporu öncelikle göze ve beyne alıştırabilirsek zamanla her kesimin ilgi alanına da sokabiliriz. Benim yabancı oyuncuları sindirmem bu sebepledir. Yani buna katıldığım için gibi görünüyorsa görünmesin. Sadece belirli bir geçiş dönemine kadar bizde yeni ilgi uyandıracak ve birilerinin dikkatini çekene kadar böyle devam etmesi daha yararlı diye düşünüyorum çünkü belirli yaştakilerin hepsi eskiyşi biliyor ve tartıyor. Zamanla altyapılar sağlam gençlerle çoğalırsa o zaman zaten devşirme hiçbir sporcuya gereksinimimiz kalmayacak ve kendi kendimize yeter hale hatta dışarıya bizk oyuncu verir hale geleceğiz. Yeterli hale gelmekte toplumsal bir güdü gibi ilgi sonucunda yayılmamızı ve her ilde bu sporu yapacak salonları bulmamızı sağlayacaktır. Sanırım bizde bunu istiyoruz. Yani her anlamda maçı izlemek için değilde maçı oynayacak yeri yaratma çabası içindeyiz... Bu sebeple yukarıda yazı yazan her arkadaşıma katılıyorum. Yöntemler herkesçe değişik olarak yorumlansa da hepimizin tek gayesi artık bu sporu rahatlıkla her zaman yapabileceğimiz salonların olması, ara ara maçları izleyebileceğimiz, bizden daha oyuncuların neler yaptığını görebileceğimiz turnuvaların ve yayınların olması. Hepimizde zaten bunu düşünüyor ve hayal ediyoruz...

Ben içime sindiririm Murathan... Neden sindirdiğim düşüncesinide aşağıya özetliyorum. Katılan olur, katılmayan olur bilemem ama konu geniş olduğu için kısaca yazmaya ve düşüncelerimi paylaşmaya çalışayım... Yıllardır oynayan bir oyuncu olarak, eğer hala biryerlere gelemiyorsak ve ferdi bir spor olan masa tenisi için elimizdeki sporcuların oyun seviyesi bizi heyecanlandıracak yerlere götürmüyorsa o zaman daha iyi sporcuları bünyemize katmakta yarar var. Eğer maça dikkat ettiysen rakibimizin 3 oyuncusundan ikiside Çinliydi... Biz eğer bu sporda başarılı olmak istiyorsak Çin gibi bu sporu her yere yaymış bir ülkenin sporcularının iyisini ve kalitelisini ülkemize kazandırmak bizim yararımızadır. Ben yabancı ülkelerdeki takım maçlarınıda takip ettiğimde birçok takımın oyuncusunun Çinlilerden oluştuğunu görüyorum. (Sadece orada olsa iyi çünkü bugün gelişmiş ülkelerin tamamı Çindeki yi oyuncuları kendi milli takımlarında oynatabilmenin hesabı içindeler...) Dün televizyon başına oturup eğer bir yarı final maçı izleyebildiysen, bunun başlıca sebebi dünya literatüründe yeri olan oyuncuların Fenerbahçe takımında oynamasıdır. (Fenerbahçie'nin sırf oyuncusunu da atlamamak lazım...) Bende senin yazdıklarına katıldığımı, mesela 3. adam olarak en azından İrfan'ı seyretmeyi çok istediğimi belirtmek isterim ama demek ki, bu maç için ya hazır değildi (sakatlık yada başka bir sorunu olur bilemem çünkü antrenman için bile çıkmadı) yada diğer oyuncular daha iyidi... Bireysel sporlarda ne yazık ki, bu sporun gelişmesi için yapabileceğimiz tek şey önce iyi sporcuları bünyemize kazandırmak, devamında da bu sporcularla bizim gençleri devamlı antrenman ve maçlar yaptırarak bir adım ileriye gitmemizi sağlamak. Çünkü sende masa tenisi gibi bireysel bir spor yapıyorsan biliyorsun ki. bu spor nankör bir spor ve sadece antrenman yapmak değil, senden daha iyi oyuncularla antrenman yaparak bir yere varılıyor. Neden peki içime sindiriyorum? Çünkü eğer bu branşta olmadık yerlerden dereceler almaya başlarsak gitgide ülkemizde popüler bir spor haline gelir ve sende daha çok maçı evinde seyreder duruma gelebilirsin. Naim Süleymanoğlu ülkemize kazandırılıp 1.50 boyuyla halteri kaldırdı ve devamında halter ülkemizde kilometrelerce ileriye gitti.. Belki bu sporda da ilgiyi böylelikle yakalarız. Tabii konu geniş bir konu olduğu için aslında yazılacakta söylenecekte çok şey var... Çünkü kenarda oturan iki Türk, yani İrfan ve Murat benim şahsen tanıdığım ve ikisininde kişiliklerinin dahi çok iyi olduğuna inandığım, bu işe emek vermiş ve ülkemizin yetiştirdiği en önemli oyunculardan. Ben herkesten daha çok onların sahada olmasını isterim ama ülkemizdeki herşeydeki başıboşluk gibi o sporcularda bu işten gerçekten ekmek yiyebilecekleri yerde, kendilerine iş verebilen firmalara girip çalışıyorlar ve ne yazık ki oradan kazandıklarıyla geçiniyorlar. HAliyle bir noktada ne yazık ki tıkanıyoruz. Keza Gürhan Yaldız'da onca senelik oyuncu olmasına rağmen Masa Tenisinden kazandığıyla bir yere geldiğini sanmam... Ne zaman ki bu spor artık popüler bir hale gelmeye ve televizyonlarda ilgi çekmeye başlar, sporculardan imza isteyenlerin sayısı artar ve artık başka bir işe ihtiyaç duymadan sadece bu sprdan kazandıklarıyla bir sporcu geçinir o zaman ileri gideriz ve Fenerbahçe gibi takımda tüm oyuncular Türk olur... Belki bu geçiş aşamasında yani ilgiyi çekmek aşamasında böyle bir girişime gerek vardı ve oldu. En azından FB TV bile bir önceki maçta, sadece iki maçı yayınlarken şimdi tamamını verdi ve birçok kişi evinde seyredebildi. Olimpiyatlarda Türk milli takımında oynayacak olan Cem (Chen) ve diğer oyuncularımız eğer birkaç sıra yukarı çıkabilirse o zaman TRT'de ilgi göstermek ve maçları yayınlamak zorunda kalacak. Buradaki herkeste uzun süredir TRT kanallarında izleyemedikleri masa tenisi maçlarını seyrebilmenin dayanılmaz haififliğini yaşayacaklar... Yeter sanırım bu kadar... Devam mı yoksa? Yok, yok yeter...

Bekleriz efendim... Çokta memnun oluruz... Görüşmek ümidiyle...

Canberk tarihi 25 Ocak olarak açtığı için kimse şaşırmasın ve doğru algılasın diye üstüne basa basa 27 ocak diye yazdım. Kazara okuyanlar tarihi şaşırırsa boşuboşuna yanlış tarihte maça gitmiş olurlar. Bu arada kusura bakmayın sizin yazınızı bu mesajı yazarken atlamışım ve sisizde düzelttiğinizi görmemişim.. İKimizin birden aynı tarihi vermeside iyi olmuş. En azından kimse hangi gün diye tereddüt geçirmez...

Fenerbahçe Masa Tenisi takımı, Avrupa ETTU Cup Turnuvası için 27 Ocak 2008 tarihinde Pazar Günü, İstanbul Caferağa Spor Salonunda, saat 16:30'da, Ukrayna'nın önemli takımlarından Nord Donetsk ile Yarı Final maçı oynayacaktır. (Oynanacak tarih düzeltildi... Lütfen karıştırmayalım.) Tüm masa tenisi severlerin kaçırmamasını tavsiye ederim. Bu arada bu maçında FB TV'den yayınlanma olasılığı var. Oradanda maçları takip edebilirsiniz. Hatta mail bombardımanına tutarsanız belki bu sefer tamamını canlı verirler yada daha sonra banttan -umarım yine tamamını- verirler...

Selamlar Sardius.. Benim uzun yıllar kullandığım bir tahtayla oynuyorsun değerini bil...Görüntü kalitesi yüksek maç görüntüleri istiyorsan AliGüller isimli üyemize bir mesaj yollarsan onda en son maçlar vardı ve kalitesi iyidi.

İşte bu sefer işimiz zor. Çünkü rakibin iki tane çok iyi Çinli oyuncusunun olduğunu duymuştum. İsimleri aklımda yok ama iyi oyuncular diye duymuştum. Büyük olasılıkla maça giderim ve orada görürüm. Umarım 3-0 aleyhimize sonuçlanmaz çünkü bir türk takımını finalde görmeyi çok isterim.. bekleyip göreceğiz..

Arkadaşlar dini hristiyan olan ülkelerde yılbaşı tatili 24 Aralık gibi başlar ve aysonuna kadar yani yeniyılın kutlanacağı akşama kadar devam eder. Haliyle hem alışveriş yaptığınız yerin 1 hafta kapalı olma durumunu hemde ellerindeki stokta aşırı talepten bitmiş ise olmama durumunu değerlendirerek panik yapmayın derim ben... Ayrıca birkaç euroluk alışveriş için ne firma kendini mağdur eder nede siz uluslararası mahkelerde kendinize masraf çıkarırsınız. Yada mahkemelerde harcayacağınız parayla kendinize onun gibi en az 100 raketlik malzeme alırsınız. Bence sadece yukarıdaki yazdığım iki sebepten biridir ve yakında satınaldığınız ürünler elinize geçer. Ayrıca benim her zaman dediğim gibi eğer almak istediğiniz malzemeler bizim ülkedeki satıcılarda varsa onları tercih ediniz. Hem onlar kalkındıkça daha iyi ve daha ucuza ürün getirmeye başlarlar hemde olası sorunlarda karşınızda hem kişisel hemde hukuksal bir muhatap bulabilirsiniz. Bunun yanında alacağınız ürünü elinizle görerek birebir inceleyerek alma şansınızda doğar. Bakın birçok satış yapan arkadaşın artık internet satışlarıda mevcut ve aradıklarınızda sizinle en iyi şekilde ilgileniyorlar ve yönlendiriyorlar. Aldığınız ürünlerin nerede takıldığı yada gelip gelmediği sorununu aşmak için en iyi yöntem yerli firmalar...

Maçlar süperdi ve öldük öldük dirildik ama 3-2 kazanıp ilk dörde kaldık... şükür... hele son maç oynanıyor... maç 2-2.. setler 2-2... ve sayılar 9-9... allah oynayanlara sağlam kalp versin... Cem (Chen), Tiagoyu daha geriden gelip yakaldı ve önce 9-9 yaptı.. sonra 11-9 maçı kazandı... Gerçekten gitti gitti geldi... Hepsinin aAlınların öpüyorum.. Bu arada Gürhan Yaldız'ın jübilesi çok şaşalı geçti. Kokteyl, ışklandırma, canlı yayın, maytaplar, slayt gösterileriii... hepsi harikaydı.. Onun yaşadıklarının daha iyisinide, daha güzel jübileleride umarım Allah herkese nasip eder. O sporu yapanda sevinir, bizde... Gürhan'ın bir şekilde masa tenisinin içinde olacağını bildiğim için rahatım. Umarım sporculuk hayatında olduğu gibi teknik hayatında da adını yine altın harflerle yazdırır ve yeni ilklere imzasını her zamanki gibi atar...

Arkadaşlar bu arada Gürhan Yaldız'ın Jübile davetiyeleri gönül parasına satılmaktadır. İsteyen davetiyeleri bedavaya alabileceği gibi (bunun için bir yaptırım yok) isteyende katkı amacıyla günlünden kopan paraya davetiye istetebiliyor. Gelmek isteyen ve kararsız kalan arkadaşlara duyurulur. Ayrıca ETTU kupası maçı girişi ücretsizdir. Jübilenin devamında maç yapılacaktır...

Fenerbahçe Masa Tenisi takımı, Avrupa ETTU Cup Turnuvası için 06 Ocak 2008 tarihinde, İstanbul Caferağa Spor Salonunda, saat 16:00'da, Fransa'nın önemli takımlarından Caen ile Yarı Final maçı oynayacaktır. Tüm masa tenisi severlerin kaçırmamasını tavsiye ederim. (Mehmet Abimize bilgi için teşekkürler...) Ayrıca Masa Tenisi Camiamızın yetiştirmiş olduğu gelmiş geçmiş en büyük oyuncularımızdan olan Gürhan Yaldız'ında jübilesi aynı salonda yapılacaktır. (teferruatını bilmiyorum... gidince göreceğim...) Kendisine sitemiz aracılığıyla bize şimdiye kadar seyrettirmiş olduğu güzel oyunu ve kazandığı başarılarla yaşattığı gurur için teşekkür ediyorum. Umarım yeni yetişen oyuncularımız birgün onun bıraktığı bayrağı alırlar ve bizi daha yüksek noktalara ulaştırarak bizi gururlandırırlar...

eğer uğraşıp aktarırım dersen sana yollarım Tsu. Çünkü ben o tarz sitelere girmediğim için pek anlamıyorum. Yada yüklemesi kolaysa denerim çünkü daha önce denemedim. Yada tecrübesi olan pratik dip bilgilerini versin halledeyim. Belki yazdığın yöntemle daha iyi olur...

Karıştırmadım Şeref... Çünkü sen zaten buradasın ve diğer Şeref Alanya'da. Maçlardan birkaç set çektiğimi ve bunu sizler için yaptığımı söyledim ama buradaki yazıları hatırlayıp sanırım karıştırdığımı düşündün... Çekimler tripod olmadığı için ve fotoğraf makinesinden çektiğim için çok iyi olmadı ama yinede seyredilir sanırım. Eğer hepsini DVDye düzgünce aktarırsam isteyen herkese yollayacağım. Çok isteyen olursa toplanıp birkaç koli boş DVD alırsınız yeterli olur... :

Benim video çekimi yapabileceğim bir fotoğraf makinem var ama onunla uzun çekim yapmam imkansız çünkü maçlar sanırım çok uzun sürecek. Eğer bu yazıyı okuyan ve elinde iyi kayıt yapabilen kamerası ve tripodu olan arkadaş varsa belki sahanın içinde iyi bir yerden bile çektiririm. Böyle hassas malzemeleri kimse emanet etmekten hoşlanmaz ama kararsız olan varsa belirteyim benim fotoğrafçılık eğitimimde var... Bu arada ilk maç saat 10.00'da Adana'yı yenen İBB ile Fenerbahçe arasında. Daha sonraki saatlerde de Fenerbahçe-Adana karşılaşacak...

O diyen şeyin adı Şeytan değil olsa olsa iyilik meleği olur... Gelde birlikte seyredelim...

Arkadaşlar, Bayrampaşa Spor Salonunda 29 Aralık 2007 tarihinde (sadece tek gün olarak oynanacak... Pazar günü maç yok...) saat 10.00'da başlayacak olan Süperlig maçlarını kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ederim. Özellikle Adana'yı yenen Büyükşehir Belediyesi'nin Fenerbahçe ile yapacağı maç ve uluslararası ve yerli birçok iyi oyuncunun karşılaşacağı Fenerbahçe-Adana maçını aynı günde seyredebileceksiniz... "Maç.. Maç.." diye yanıp tutuşan arkadaşlara bayram şekeri ve yeniyıl hediyesi olsun diyorum... Görüşmek üzere...