Jump to content
Masatenisi.org Forum

Saadettin

Üyeler
  • İçerik sayısı

    1.539
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

  • Kazandığı gün sayısı

    54

Saadettin kullanıcısının tüm içeriği

  1. Merhaba Arkadaşlar, İşte size dünyanın en pahalı ekipmanına bir örnek... Raketi diğer raketlerden üstün kılan yanı antika olması (Butterly Anatomic tahta. Üstü lastik kolay yapışsın diye cilalı.-orjinalinden mi öyle bilmiyorum- Yaklaşık 35-40 yıllık)... Bu arada Re-impact tahtaların Anatomik modelinin atasının kim olduğu bu resimde anlaşılıyor.
  2. Merhaba Bahadır, Sirkeci'de Ender Spor mağazasına gidersen Butterfly'ın raket kılıfı şeklindeki çantasından bulabilirsin. Sevgiler, Bu arada evin nerede? Eğer karşıda oturuyorsan Göztepe'deki Veteran salonunda satan biri var. Ayrıca Göztepede Hazer Ticaret'te de var.
  3. Bu arada Togay bende seni ve kız arkadaşını kutlarım. Allah devamına erdirsin ve bir yastıkta kocarsınız inşalllaaaaaahhhhh. Elemtere fiş kem gözlere şiş. : Sevgiler
  4. Teşekkürler büyük Tora... Valla çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Sanırım bu konu burada kapanacak kadar kapsamlı yazmışsın. Yakında yeni bir konu başlatmamız gerekecek gibime geliyor. Daha doğrusu topların değişmesiyle birlikte tahta, lastik ve vuruş şekillerindeki değişimlerle ilgili olarak birşey başlatmalıyız. Eskiden spin çekmek için koluma olmadık bir çeper eklerken artık tanıdığım antrenörler daha kısa hareketle istediğin sonucu alırsın diyorlar. Bunu da hızlı yeni lastiklarin gücüne ve topun büyümesinden sonra kaybettiği hıza bağlıyorlar. Acaba Masa Tenisi vuruşları değişmeye mi başladı??? Ama sanırım bunu buradaki sayfadan değil, yeni bir başlığa taşımamız gerekecek. Sen ve Alman versiyonu oyuncumuz (şaka) Pingpongman neler düşünür? Araya profesyonel bazda oynamış ve oynamaya devam eden diğer oyuncularıda eklemek lazım. Mesela okuyorsa Tufan Yalçın'ı da eklemek lazım. Kısacası masa tenisinde neler oluyor? Ayrıca topları 44 mm yapmayı düşünürlerse neler olacak? Sevgiler
  5. Arkadaşlar Gürhan Yaldız hakkında çok şey yazmışsınızda 40 yaş civarında olduğunu yazmamışsınız. Ben İstanbul'da olduğum için resmi maç, milli maç birçok maçını izledim. Hatta kendisiyle maç bile yaptım -sonucu yazmıyorum -. Malumunuzdur ki, Türkiye ligi gibi kısır bir döngünün içinde oynayan ve artık hedef olarak hiçbir ideali kalmamış ulaşabildiği tüm şeylere ulaşmış birisi Gürhan Yaldız. Bence Türkiye'nin şu ana kadar yetiştirdiği en büyük oyuncusundan bahsediyoruz. Tüm lig maçlarında herkesin hedefi O'nu yenmek, olmadı set alabilmek. Bence Gürhan Yaldız artık yeniliyorsa bu artık eski hırsının kalmaması ve yaşının gençler karşısında O'nu zorlaması sebebiyledir. Sanırım şu anda hem Türkiye liginde oynarken hemde İran'da bir takımda oynuyor ve her hafta uçakla maça gidip geliyor. Önemli olan O'nu yenmek değil, O'nun başarılarını geçebilmektir. Bu yazıdan anlayacağınız gibi ben bir Gürhan Yaldız hastasıyım. Ama O'nu seyredipte hasta olmayacak kimseyi de tanımıyorum. Sevgiler Ya Ertan Abi şu smileylerin Meksika yapanlarından daha çıkmamış mı??? Valla tam sırasıydı ama bulamadım alkışlarla idare ettim.
  6. Selam Poqop, Daha önce Viscaria+Bryce kullanmıştım. (O zaman daha FX olanı çıkmamıştı.) Hızı seviyorsan ve sert bloktan hoşlanıyorsan çon iyi bir ikili olmuşlardı. Ayrıca agresif spine karşı çok duyarlılar. Kolunu fazla yormadan kullanabilirsin. Ama unutma ki, aşırı hızın kontrolüde zor olur. Elinin çok iyi olması lazım. Hata affedecek bir ikili değil. (Bryce FXin hızı Bryce'a göre çok daha düşük ama yine de aynı özellikte sayılır) Kısacası 90 km'yi geçtiğin için trafik polisinden ceza yemek istemiyorsan elinin kontrolünün iyi olması lazım. Sevgiler, Haaa... bu arada... ben Viscaria'nın hızını da beğenmeyip Sardius kullanmaya başladım yıllar evvel. Hızı severim anlayacağın... Polise enselensek bile...
  7. Merhaba Arkadaşlar, Başka bir sitede bir arkadaş 14 adet DVD çekimi (maç+antrenman+en ilginç sayılar) 53.000.000 TL'den satıyor. Sanırım dışarıdan orjinallerini getirtip kopyalattırarak satıyor. Ama ben aldım ve maçlar harika. Bu DVD'lerin 12 adedi ferdi ve takım dünya şampiyonası maçlarından oluşuyor. Bir tanesi antrenman ve vuruş teknikleri diğeride bilmem kaç senedir oynanan maçlardan ilginç görüntüler. DVD'si olan var ise tavsiye ederim. Çünkü orjinallerini alsanız $250'dan çok daha fazlaya patlayabilir. Sevgiler
  8. Saadettin

    Masatenisi Klübü

    Adınıza çok sevindim. Umarım çok başarılı olursunuz. Öpüldünüz Sevgiler
  9. Tırtık lastik kullanlar arasında açıkçası oyun stiline göre çok farklılıklar var. Defans oynayan kişiler genelde ya ox yada ince süngerli lastikleri seçiyorlar. Ama atak oynayanlar genelde 1,5 yada 1,9 arasını tercih ediyor. Oyun stilinizin sizin üzerine kurulacağını varsayarsan 1,7-1,9 arası süngerli bir lastik işinizi görebilir. Yada herşeyi boşverip güçlü bir lastiği ince bir süngerle deneyin derim. Kontrolünüzü artırdığı gibi istediğiniz zaman oyunun hızını da ayarlayabilirsiniz. Ama dediğim gibi bu söylediklerimi yapabilmek içinde belirli bir tecrübeye sahip olmanız gerekir. Yani ne kadar anlatırsam anlatayım oyunu yönlendiren her zaman sizin stilinizdir. Ya rakibi kabullenir ona göre oynarsınız yada siz kendini kabul ettirir ona göre oynarsınız. Tabii ki ikinci tercih doğru olandır ama ayak probleminizin sizi ne kadar etkilediğini siz daha iyi biliyorsunuz. Sevgiler
  10. Benimki bir öneriydi ve genelde masa üzerinde hızları düşen oyuncular genelde bir şekilde tırtık lastik kullanıyorlar. Bu lastikler hem rakibi rahatsız edip kolay atak yapamadıkları için hemde sizin spin karşılama yada hızlı top karşılama sorunlarınızı giderdiği için tercihimdi. Ben ligde birçok oyuncunun hatta milli takımda oynayan oyuncularında bazen forhandlerine bile tırtık taktıklarını ve her topa atak yaptıklarını gördüm. Bu kadar yazmama rahmen mesela ben tırtık lastikle hiç oynayamam. Çünkü alışmak için belirli bir süre lazım ve benim stilim bunun için ters. Eğer İstanbul'a gelecek iseniz haberleşelim bizim buradaki derneklere antrenman yapmaya götüreyim. Sevgiler
  11. Merhaba Bayramgeldi (Nejdet Bey), Bamboo Curl lastiklerin hızları gayet iyidir. Normalde uzun tırtık olan P1'i önerebilirdim ama BH kısmınızı tek vuruşluk yapmak istediğiniz için daha kontrollü olan ve rakibinizi zorlayacak olan P3'ü tavsiye ettim. En azından düzgün bir vuruş yapınca rakibinizin oyununuda bozan bir lastik. Hızmı önemli sayı mı artık siz karar verin. Herşeyden önemlisi aslında hepimiz belirli varsayımlar üzerine fikir üretiyoruz ama belkide stiliniz bu lastiklerin hiçbiri ile rahat edemez. Mesela Donic Formula F1 lastikte sizin için uygun olabilir. Yada metal alaşımla lastikler kullanın. Joola'nın Tango Mettalic diye bir lastiği vardı sanırım. Sevgiler
  12. Merhaba Bayram Bey, Bazı problemlerinizden dolayı BH tarafınızın sorunlu olduğunuzu belirtmişsiniz kısaca. Bryce'dan daha hızlı lastik yok ama bence siz düz lastik yeri tırtık lastiğe geçerseniz rahat edersiniz. Yani spini kolay yemeyen ve rakibe bozuk top atan bir lastik daha çok işinize yarar. Mesela kısa tırtık lastikler işinizi görür sanısındayım. Eğer bulabilrseniz TSP Bamboo Curl P3 lastik size çözüm olabilir. Aslında bu lastiklerden daha çok Ertan Bey anlar ama kendi şirketimizde bir oyuncuya da takmıştık şimdi bizi neredeyse perişan ediyor sayılır. Eskiden rahatlıkla yenerken şimdi çok zorlanıyoruz. Ama stiliniz lastiği belileyeceği için bence sizi seyreden bilinçli birisine sorun. Eğer İStanbulda iseniz yardımcı olmaya çalışırım ama başka bir yerde iseniz sadece tahmini şeyler söyleyebilirim. Sevgiler
  13. Merhaba Kaiser, Maç konsantresi ile antreman konsantresi çok farklı şeyler. Hatta bazen duymuşsundur kimi insana maç adamı bile derler. Yani antremanını seyretsen o kadar güçlü görünmez ama maçta öyle bir konsantre olur ki, en iyi rakiplerle başabaş oynar yada yener. Bu aslında senin farkına varmadan kendi kendine yarattığın stresten kaynaklanır. Benim İzmir Buluşması ile ilgili yazımı okuduysan hatırlarsın orada da "yeni şampiyon olmuş bir takımın oyuncusu olarak İzmir'de konsantre yoğunluğu yaşamadan keyfime göre maçlar yapmak istedim" diye yazmıştım. Maça maçtan önce hazırlanmak lazım. Yani maça çıktığında değil maçtan önce rakibini biliyorsan motivasyonunu nasıl yapacağın konusunda yoğunlaştırman lazım. Bilmiyorsan eskiden beri ilk kural "ilk set hiçbir zaman önemli değildir ama set bitene kadar ama rakibini çözmelisin" cümlesidir. Ayrıca bu konsantrenin yanında tecrübe de çok önemli. Kimi insan o kadar çok maça çıkmıştır ki, senden daha rahat oynamasını öğrenmiştir. Zaten bunu zamanla sende kazanacaksın ama bunun için aslında devamlı değişik rakiplerle hiç durmamacasına maç yapman lazım. Tıpkı servis çalışmak gibi birşey. Ama ilk kuralı unutma kendi oyununun yanında rakibinin oyununu da çözerek bir sistem oturtman lazım. Bu arada sayıya oynamanda çok önemli tabii. Sadece sayıyı kafanda kurgulaman ve top herhangi birinize puan kazandırana kadar tek sayı için oyunu takip etmen gerekli. Bunun yanında sadece senin konsantre olman yetmeyebilir. Rakip iyise, standart hilelerede başvurabilirsin. Mesela ardarda birkaç sayı alırsa su iç, havlunu kullan, masadan az uzaklaşıp tekrar konsantre ol ve nerede sayı verdiğini düşün. (Eğer antrenörünüz var ise en çok hangi vuruş ve konumda sayı alıp verdiğini sana söyler ama tabii ki tecrübeli yada istatistik tutan bir antrenör olmasıl lazım) Aldığın sayılarda özellikle rakibinin güçlü olduğu tarafından sayı çıkardıysan sevincini hırslı göster. (Saygısızlık babında demiyorum ama rakibinde bu sırada kırılgan olacağından morali bozulacaktır. yararlan çünkü birkaç sayı daha gelir) Yani çok şey yazılır ama aslında bu kadar cümleye rağmen ben herkese konsantre için Boris Becker'i örnek veririm. Sayı verdiğinde bile hırsını kaybetmeyen ve kendini her sayı için motive eden birisi olduğundan almanların en ünlü tenisçisi olmuştur. Eğer imkanın olursa yada eskilerden yakalarsan onun maçlarını seyret. Konsantre için en iyi örnektir. Her sayı için tekrar motive olmak... Eski sayı ne olursa olsun yeni sayıya yoğunlaşman gerekiyor. Ve herşeyden önemlisi.... yukarıda yazdığım ama tek çözüm diyebileceğim... durmadan değişik insanlarla maç yap. Devamlı antreman arkadaşların varsa her maçını kolasına, yemeğine yada sinemasına yapman yani ortaya bir hedef koymakta konsantrasyon için bir tecrübe olur. Sevgiler
  14. Merhaba Doruk, Eğer robot alacak paran yoksa masanın karşı tarafına herhangi bir marangozla konuşarak 30-60 derece açılı ve hareketli bir sunta kestirtebilirsin. Yalnız suntanın üzeri topu sana düzgün atacak şekilde olmalı yada MDF olmalı. Belirli bir açıyla karşı tarafa koyarsan, karşında rakip varmış gibi her attığın top, önce masaya sonrada MDF'ye çarparak belirli bir açıyla sana geri gelecektir ama sadece düz oyun çalışabilirsin. Sevgiler
  15. Merhaba Arkadaşlar, Milli takımımızın resmi sponsorluğunu Tibhar yapıyor -du. Eğer hala değişmediyse çünkü milli takımın maçı bu sene oynanmadı.- Yasaka masaları maçlarda görebilirsiniz ama bunun sebebi milli takımı çalıştıran Sebahattin Sabrioğlu'nun Yasaka Distribütörü olması. Haliyle masalarıda o satıyor ve maçlarda onları görüyoruz. Sevgiler
  16. Merhaba Togay, O kadar emek verdiğin ve sitemizin tanıtımını yapan t-shirtlerimizi giymeyip ne giyseydik? O gün orada Ertan Abi, Ümit Abi, Ben, Kaieser, Tsu ve Nurdan hep aynı t-sihrlerle dolaştık. Hatta ne diyeyim yeni talepler bile oldu ama kalmarı dedik? (Kaldımı?) Fenerbahçe TV uzun süre çekim yaptı. Belki bugün yarın yine yayınlarlar. TV8'de çekim yaptı ama açıkçası hiçbir kanalı seyredemedim. Çünkü maçtaydık. Bugün finaller var inşallah güzel ve çekişmeli geçer... Sevgiler
  17. Merhaba Hebiloğlu, Öncelikle Catapult alacaksan tahtasını sert seçmen gerek. OFF tahtaların hepsi uyar. Sana tavsiyem Primo Powerfeeling yada Andrej Mazunov olur. Sapı kalın ve OFF tahta ikiside. Bende solak olduğum için bunlarla rahat edersin kanısındayım. Eğer istanbulda isen birebir görüşür ona göre başka xşeylerde önerebilirim. Mesela neden Catapult? Yazdıklarından topları tam kontrol edebilen birisi olmadığın sonucuna varırsak acaba OFF sana uygunmu bunu belirlememiz lazım... Sevgiler
  18. Uçuk rakamın ne olduğunu bilmiyorum ama ben İstanbul'da Sriver FX'i 22 Eurodan, Boll Forte Tahtayı 25 Eurodan ve Boll Spirit tahtayı 65 Eurodan bulabiliyorum. Roma'daki ve İzmir'deki fiyatları karşılaştırabilmen için sana yön çizer diye düşündüm. Ayrıca Almanya'daki sitelerden kargo masrafı ödemeden getirtebilirsin. Bu arada iki tarafa da FX yerine tek tarafına Sriver, Sriver EL yada Tackhiness de düşünebilirsin. Sevgiler
  19. Ertan Abi öncelikle geçmiş olsun. Umarım bir sorun yaşamazsın ve çabuk iyileşirsin. Bende Ümit Abi ile turnuva da olacağım. Artık turnuva da görüşürüz. Bu arada turnuvaya gelecek arkadaşlar + Kaisersoze, Nurdan ve Tsu , Salonda olur iseniz beni de bulun.Sanırım erken saatte maçta olacağım. Biraz sohbet ederiz. Turnuvaya katılan herkese şimdiden başarılar dilerim. Sevgiler ve Saygılar,
  20. Kadıköy merkezde yada postanenin orada sorarsan birileri mutlaka salonun yerini gösterir. Çünkü yürüyüş mesafesinde... Sevgiler
  21. Bundan sonra nerede ve hangi tarihte buluşuruz bilmiyorum ama eğer İstanbulda olur ise sizin için belirli organizasyonları yapabileceğim için daha çok mutlu olacağımı biliyorum. En azından çorba yapacaksak ya tuzunu atmayı yada karıştırmayı kimseye bırakmayacak birisi olduğumu anlamışsınızdır. Bakalım Herşeyi zaman gösterecek zaten. Bu kadar yazdığım şeyden sonra İzmirde üzüldüğüm tek birşeyin olduğunu da belirtmek istiyorum. Sanırım herkeste aynı kanıdadır. O kadar insan bir araya gelmemize rağmen hepimiz zaman kısıtlığı sebebiyle az sohbet etmek zorunda kaldık. Yani en azından sohbetlerin tadı damağımızda kaldı. Bence bir dahaki buluşmamızda sadece maç için değil; kültür turu olur, muhabbet turu olur böyle günleride hesaplayarak program yapalım. (Hani İstanbulda olmaz ise diye böyle yazdım. Bilenler bilmeyenlere öğretsin babında) Aslında yazmak istediğim daha çok şey var ama sanırım bu kadar kısa! yazdığım için bana zaten sinirlenmişsinizdir. O yüzden fazla uzatmayayım ve noktayı koyayım. Hepinizle tanıştığım için kendimi çok şanslı sayıyorum. Bizimle birlike orada olma şansı varken orada olamayan herkes içinde kaçırdıkları şeyler adına üzgünüm. (Bir dahaki sefere) Gerçekten sıcak bir ortamda paylaştığımız herşey, havanın sıcaklığından bile daha sıcak oldu ve bu sıcaklıktan sıkılan kimseyi de görmedim. Bu yüzden herşey adına hepinize şahsım olarak teşekkür ediyorum. Hepinize sevgiler ve saygılar, 5/5
  22. Pazar günü Pazar gününün iki kötü yanı oldu. Birincisi gene sıcaktı, ikincisi de katılımın birgün önceye göre çeşitli arkadaşların mazeretleri yüzünden gelememesi sebebiyle daha az olmasıydı. (Mazeret dilekçelirini bana gönderdiler) Bugüne çiftli maç müsabakaları hazırlamıştık ve İzmirde İzmiri bilmeyen hem yoldaş hemde arkadaş olan iki İstanbullu kurada da bu sefer ortak olmuşlardı. Yani ben ve Arsun. İlk kez yanyana oynamamıza rağmen çokta güzel maçlar yaptık. Hatta şampiyon olan Kaisersoze-Nurdan ikilisi bile bizden zarzor maçı 2-1 almışlardı. Yani gitgide ortak olmaya da alışmıştık ama araya büyük okyanus girdi! (Amerika da işler nasıl Arsun? Turnuvalara giderken bizim sitenin tanıtımını yapmayı unutma! Şimdiden sana başarılar dilerim. Geldiğinde inşallah görüşürüz.) Açıkçası ben günümü maçlardan ziyade sohbet etmeye çalışarak geçirdiğimden o gün kimlerle oynadım neler yaptım hatırlamıyorum. Tek hatırladığım güzel sohbetler oldu. Mesela Mehmet Abi ve oğlu Dinçer çok hoş insanlardı. Özgün, Nurdan, Kaisersoze, Freud, Mustafa, Toranomon, PingpongMan ve Tufan Beyde yapabildiğimce sohbet etmeye çalıştım. Çünkü son günümüzdü ve bir daha nereden baksan hemen hemen hepsiyle bir sene görüşemeyecektik. Herkesten imzalı bir resim almaya çalışırken zaten saatte ayrılık vaktine beş kalaya gelmişti. Günümüzü daha ne kadar uzatabiliriz diye düşünürken son bir yemek yemek için maç sonunda bizden ayrılması gereken bir grup dosta daha hoşçakal diyerek kalanlarımızla güzel bir yerde "karışık dostluklu, ayrılık acılı pide"lerden yaptırdık. Kısa süren ama uzun soluklu bir dostluğun başlangıcı olarak düşündüğüm bu buluşma sanırım hoşçakal nefeslerimizi verirken, yine görüşürüz nefeslerinin içimize derin derin çekildiği bir ayrılık oldu. 4/5
  23. Daha sonra maçlara geçtik. Açıkçası maçlar hakkında birşey yazasım gelmiyor. Çünkü o kadar güzel muhabbetler geçti ki maç içinde, sayılardan çok aradaki diyaloglar daha zevkliydi benim için. Zaten maç ciddiyetinde de hiç olmadım. (Ayıptır söylemesi daha 15 gün once şampiyon olmuş bir takımın oyuncusu olarak tekrar bir konsantre maç ortamına girmek istemedim ve eğlenebildiğim kadar eğleneyim dedim.) Aslında kimseninde maç ciddiyetinde olduğunu düşünmedim. Mesela şampiyon olan Tufan Yalçını seyretmek çok zevkliydi benim için. Direkt seyirciye oynuyordu. Bergamadan gelen Arno, Geno ve Çağdaş Üste zıpkın gibi çocuklar. Ellerinden tutulursa daha da iyi olacaklar. Ve hırs küpü bir Nurdan gördüm ki, inşallah Eskişehirdeki okulda da takıma girersin. (En azından orada olmaz ise mutlaka başka bir yerde gerçek bir takıma girersin. Sadece devam et) Arsun mükemmel bir arkadaş oldu benim için. Zaten kaldığım yere dönerken onun aracıyla döndüğümden arkadaştan önce yoldaş olmuştuk. (Allahtan yoldaşlığımı devam ettirip Amerikaya gitmedim.) Salonda bulunduğumuz süre boyunca benim için kötü giden iki şey vardı. Birincisi havanın aşırı sıcak olması, ikincisi de bu havada durmadan birileriyle maç yapıyor olmamdı. Yaşlı başlı bir adam olduğum için daha doğrusu o kadar sıcakta ardarda o kadar maç yaptığım için bunaldım. Hatta yapacağım daha birçok espriye bile engel oldu bu durum. Müsabaka aralarında sağolsunlar Togay ve kız arkadaşı bize Armut takviyesi yaparak ayakta tuttular. Gerçi ben birkaç maç kaybedince ruhum yerlerdeydi ama bedenim ayakta durabildiği için kimseye çaktırmadım. Günün en ilginç maçı Toranomon ile PingPongMan arasında oldu. Yani onca yazışmadan sonra turnuvada birbirleriyle eşleşmeleri bize keyifli bir maç izlettirdi. Re-Impact mi Violin mi çekişmesi aslında dostlukların zaferiyle sonuçlandı. Gecenin asıl galibi müthiş şovuyla ve Gergely tahtasıyla finalde Savaşı yenen Tufan Yalçın oldu. Kısacası açılışı çok güzel bir şekilde yapan Tufan Yalçın, kapanışı da muhteşem yapmış oldu. Maçlar bitince hemen hemen tamamımız topluca yemeğe gittik. Güzel bir deniz kenarında kendin pişir kendin ye tarzında bir yerde kendi sevgilerimizi kendimiz pişirip muhabbete ve dostluğa doyduk. Güzel bir günün devamını, güzel bir yemek, güzel bir içki ve Nurdanın elleriyle hazırladığı mangal sotelerle bitirmek yarın ki programımızda neler olacağı konusunda da sanırım hepimizi heyecanlandırmıştı. 3/5
  24. İlk akşam Arsun, Özgün, Nurdan, Kaisersoze, Sergent, Toranomon ve PingPongMan ile bir araya geldik. (Unuttuğum başka isimler varsa kusuruma bakmayın. Ancak o kadarını hatırlayabildim Yaşlı başlı adamız işte) Tanışma ve güzel bir sohbetin ardından hep beraber gecemize güzel bir yemeği de ekleyerek kaldığımız yerlere dağıldık. Ama belirtmeden geçemeyeceğin bir nokta daha ilk sohbetin sıcaklığından yarın yapılacak olan turnuvanında ne kadar güzel olacağı zaten belli olmuştu. (Bu arada bir dipnot: Aslında bu turnuvada emeği geçen arkadaşlara da yardımcı olmayı çok istemiştim ama İzmiri hiç bilmediğim için elimden birşey gelmiyordu. Fakat sohbet ederken anladım ki, sağolsunlar herşeyi son noktasına kadar çok iyi düşünmüşlerdi ve olası bir aksiliğe karşı bile önlem almışlardı. Hepsine tekrar teşekkür ederim.) Cumartesi sabahı erken kalkıp doğruca büyük bir heyecanla salona geçtim. Salon çok iyi seçilmişti. Yeni bir binada, yeni masalarda ve temiz bir tesiste maçlarımızı oynadık. İlk tanışma ve antrenmandan sonra açılış konuşması işi Tufan Yalçına kaldı. Gerçekten güzel bir konuşmanın ardından, yurtdışında bir turnuvaya katılan ve bu yüzden aramızda olamayan Ertan Beyin göndermiş olduğu yazıyıda bizimle paylaştı. Ardından da bize bir sürpriz yaparak hepimiz için hazırlamış olduğu katılım belgelerini tek tek kendimizi tanıtırken isim isim dağıttı. Yani şu anda elimizde böyle bir turnuvaya katıldığımıza dair yazılı bir belge de olmuş oldu. (bu belgeyide o günün anısına her zaman saklayacağım.) 2/5
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..