smetmusti91

KİM DEMİŞ LİVENTSOV devamını getiremez diye arkadaşşş , Seo Hyun Deok'ta Liventsov'dan nasibini 4-1 ile aldı....

Benim beddualarım Boraaa :D

Anti MA Lin !!!

Arkadaşlar turnuvayı takip ediyorum süper müthiş mükemmel olağanüstü bir sonuç var turnuvada benim adıma MA LIN ana tabloda , 64'te LIVENTSOV Alexey'e 4-3 yenildi....Çok mutluyum şu anda bir Ma Lin karşıtı olarak , ve bu herifi yenen ismin Rus,dolayısıyla Avrupalı olması da güzel bişey...Çok mutlu oldum çooookkkk http://www.ittf.com/...s_Event_Type=MS

"Şöyle bir şeey söylemişsiniz hocalar bir şey vermelidirki bir şey almalı zaten bir şey alamayacak ise o hocaya ihtiyacı olmaz.Daha üst seviyedeki hocalarla yapması lazım antremanlarını zaten kimse herhangi bir hocadan bir şey almayacaksa ona herhangi bir ücret vermez zaten o hocadan ders almaz.." --Benim dediğim o bağlamda değil hocanın spora bir ilgisi sevgisi ve emeği olmalı. Sadece gelsin para yatayım dememeli , kendisi de bir değer katmalı yani. Ama senin dediğin nokta da doğru ; bu noktayı önceki yazılarımda belirttiğim gibi antrenörlük seminerleri ve belge alımı sırasında kişiye sunumu gerekiyor. Belgeyi alan adam donanımlı olmalı bunu da çevresine hissettirmeli. "Nitelikli ya da yeterililik düzeyinde hoca sayımız oldukça az yeterlilik seviyesinde olmayan hoca sayımız oldukça fazla peki bu yeterlilik seviyesine gelmemiş olan hocalarımız ders vermesin ders verirsede ücretsiz versin olurmu sizce ikisinden biride bence olmaz yeterlilik seviyesindeki hocalarımız tabi öncelikle üst seviyede oyuncu yetiştirmesi lazım fakat masa tenisini sevdirme masa tenisini yaymasıda lazım özellikle yeterlilik seviyesine gelmemiş hocalarımızın yapması lazım." Buradaki görüşümden gram şaşmıyorum , masa tenisini popülerleştirmek ve sevdirmek öncelikle FEDERASYONUN görevidir, ve dikkat et lütfen dediğime , ANTRENÖRÜN ÖNCELİKLİ GÖREVİ DEĞİLDİR. Antrenör dediğin kişinin ana amacı oyuncu yetiştirmektir.Bu görevlerin ardından gelir sporu sevdirmek, ki oyuncu zaten sevmediği bir işi niye yapsın ki? "Sizin demenize göre ne kadar elit sporcu yetiştirirse o kadar almalı peki Samet hocam benim çok yakından tanıdığım hocalarım var.Yetiştirdiği elit oyuncularda var fakat bu oyuncular o hocamın elinden alınıyor elit oyuncu dediğiniz kimseler başka hocalarla adı duyuluyor ve türkiyede kaç tane masa tenisinde elit oyuncu varki Mengenin bile dünya sıralaması 400 küsürlerde sanırsam o zaman bu işten kimse nemalanmasın kimse hiç bir talepte bulunmasın.Ve yine sizin elit sporcu oranı kadar nemalanma konusuna gelince o zaman kimse Doğuda ders vermesin ücretli olarak masa tenisi burada dursun yürümesin oldugu yerde kalsın bence de sizin bu söylemizin öyle böyle yanlış.Kimseyi kırmak kimseyi savunmak değil amacım ama biraz geniş düşünün lütfen..." ---O hocaların elinden nasıl alınıyor bu oyuncular ?Bunu da bilmeliyiz ki çözelim,bu konuda açıklama yaparsan sevinirim.Elit oyuncu tanımımda ülkemiz çapında başarılı olan oyuncuları ifade ediyorum bir Turgut, Özgün , Onur , Erman , Hüseyin , Simay, Damla gibi isimler bence elit oyunculardır. Yetenek ve gerçekten de üstün bir oyunu var bu isimlerin.Doğuda masa tenisinde elit sporcu olarak çok sevdiğim bir isim, MİRAÇ KAHRAMAN yok mu ? Gürhan Yaldız ve İrfan TAVUKÇUOĞLU nereli peki ? Bölgesel ayrımdan bahsetmiyorum ben,o yönde yanlış bir izlenim oldu sanırım.Bu yetenekleri masa tenisi dünyamıza kazandıran isimlere saygı duyulmalı ve hak ettiği şey verilmelidir. Ayrıca kardeşim "nemalanmak" kelimesi olumsuz bir izlenime sahip , burada sadece "hak" üzerinde etiksel çerçevelere bağlı bir tartışma yapıyoruz. son 2 paragrafına katılıyorum , önceki mesajımda da zaten "antrenör olma" konusunda baya bir durdum. Yanlış ya da saldırgan bir ifade kullandıysam affola , düşüncelerim böyle.....

Nitelik konusunu çöpe atıyorsun cihan,o konuda yanlışsın hem de öyle böyle değil....Masa tenisini yaymak bir hocanın öncelikleri arasında değildir , nitelikli oyuncular yetiştirmek önceliktir....Tekniği ve bilgisi yeterli olmayan insanlar öğretmek istiyorsa birçok kez düşünmeli...Ve masa tenisini az ama öz oyuncular yetiştirmek çok daha iyidir bence , forehand spin çekemeyen, servis atamayan, tekniği bozuk yüzbin tane oyuncu olsa ne olur ? Sadece spor sevgisi artar , ama nitelikli antrenörler nitelikli oyuncular yetiştirirse başarı artar ; hocanın görevi nitelikli oyuncu yetiştirmektir dolayısıyla nitelikli antrenörlerin öğretmesi daha iyidir. Maddi konuları katacak olursak bir insan sporuna birşeyler vermeden birşeyler almamalı...Vermeden alamazsın bu böyle. Antrenörlerimiz de bence ne kadar elit sporcu yetiştiriyorsa ona orantılı olarak hakkını almalı.

Türkiye'de antrenörlük konusunda gelişim de sınırlı aslında....Seminerler yapılıyor,kurslar veriliyor,kursları değerlendirmeye bile almıyorum ; seminerlerimiz bile tartışılır , Romanya'nın hocası seminer vermişti Antalya'da EUROKIDS için gelirken , ama seminer 3 saatlikti , 3 saatte ne kadar bilgi edinilebilir ki.... Ayrıca başarılı oyuncular ve antrenörlerle birlikte yapılan seminerler daha başarılı olur bence.Çünkü anlatılan bilgileri uygulama bazında göremiyorsak soyut bir şekilde havada kalacaktır bu bilgiler,seminerdeki hocalar uygulayarak öğrencisine yaptırarak yapacak ki biz de iş pratiğe geldi mi gerekeni yapalım...Ve yine söylüyorum üst seviyede yetersiziz diyoruz ama hocalarımızın yeterli olup olmadığını göstermek için üst düzeydeki oyuncularla çalışması gerek ama bu pek te mümkün olmuyor.. Üst seviyede çalışma imkanı bulup bu düzeyde çalışan hocalarımız pek başarılı değil diyebiliriz(özellikle milli takımdaki Türk oyuncuların dereceleri adına söylüyorum, ITTF sıralamasında bir gencay'ımız ponfimiz ilk 100'e giremiyor.) Ama belki de onlardan daha alt seviyede görünen hocalarımız daha başarılıdır , kim bilir ? Bunu tespit etmek için fırsat eşitliği de sağlanmalı aslında....

Dünya Yıldız Kızlar Voleybol Şampiyonası'nda Yıldız Milli Takım, final maçında Çin'i 3-0 yenerek şampiyon oldu. Türkiye, böylece voleybol tarihinin ilk Dünya şampiyonluğunu elde etti. Yıldız Milli Takım, TVF Başkent Salonu'nda yapılan final maçında baştan sona üstün bir performans sergileyerek, Dünyanın en iyi takımları arasında yer alan Çin'e adeta göz açtırmadı. Tüm oyuncuların iyi oynadığı Türk Milli Takımı'nda Kübra Akman performansıyla göz doldururken, Çin Milli Takımı'nın solak smaçörü Peiyi Liu, Yıldız kızları zorlayan en önemli oyuncu oldu. TÜRKİYE TARİHİNDE BİR İLK Türkiye, 2007 yılında Meksika'da yapılan Dünya Yıldız Kızlar Şampiyonası finalinde Çin'e karşı 3-1 kaybederek Dünya ikincisi olduğu maçın rövanşını set kayıpsız aldı. Bu arada karşılaşmayı Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık ile birlikte protokol tribününden takip etti. TVF Başkent Salonu'nun tamamını dolduran seyirciler, ellerindeki Türk bayraklarıyla maç boyunca Türk Milli Takımı'nı coşkulu bir şekilde desteklediler. Voleybolseverler, TVF Bandosunun çaldığı hareketli parçalara eşlik ederek, takımlarını bir an bile yalnız bırakmadılar. TÜRKİYE: 3 - ÇİN: 0 Salon: TVF Başkent Hakemler: Paul Albright xx (ABD), Lourdes Perez Perez xx (Küba) Türkiye: Çağla xxxx, Şeyma xx, Kübra xxxx, Ece xxx, Damla xxx, Ceylan xx (Dilara xx) Çin: Wu xx, Zhu xx, Li x, Liu xxxx, Xu xxx, Ning Wang xx (Huang xx, Yunlu Wang ?, Chen x, Yuan x, Tang) Setler: 25-19, 25-17, 25-22 Süre: 79 dakika (24, 25, 30) Arkadaşlar bu maçı Televizyondan canlı izledim ve gerçekten mükemmeldi , ayrıca masa tenisi camiamızı mutlu eden bir nokta da var ; Ece , DSİ Nİlüferspor kulübünün ve ülkemizin sayılı hocalarından Hikmet Hoca'nın kızı ... Yani tanıdık bir sima diyebiliriz :) Çin'i adeta tokatlarcasına yendiğimiz bir sporumuzun olması da beni çok mutlu etti :)

Adam bence yuh dendikçe koleksiyonuyla daha gurur duyuyodur , o foruma üye değilim ama bi mesaj atmak için üye mi olsam napsam , vefat edince SK7 mi ona bağışlıyım

Gencay'ın lafına bir cevap geliyor benden : oyuncular minik yıldızken hemen hemen aynı süre dilimlerinde antreman yapıyorlar , günde 3-4 saat gibi , ancak Gençler kategorisine geçtikten sonra bizim oyuncular ÖSS gibi stres dolu dertlerle uğraşırken çalışma saatleri azalıyor artması gerektiği halde....Ve de Türkiye Şampiyonu olan oyuncularımız çok erken doyuma ulaşıyorlar , bir sürü örnek var bu konuda.... Bu yüzden bir yere kadar aynı gidiyor , ama sonradan kendisi tempoyu esasen başlatacağı yerde bitiriyor...E nasıl ulaşacak büyüklerde başarıya ? Hoca konusuna gelecek olursak Burak abi süper enstanteneler verdi , Çağan da iyi noktalara değindi bence. Üst düzey antrenörlerimiz az evet, şöyle bir durum da var benim aklımda olan, genç oyuncuların tecrübe kazanması için liglerde oynaması sağlanıyor. Peki gençlerimiz tecrübe kazanmak için ligde oynuyor , sürekli antreman yapıyor ya , sizce yeteri kadar ilerliyorlar mı ? Bence bir yere kadar , çünkü karşısındaki rakip antremansız , niye antremansıza gelirsek hoca , zaman ve salon yokluğu var....Dediğin üst düzeydeki zaafiyet burada ortaya çıkıyor Çağan'cım. Hocalar açısından bakarsak ta üst seviye oyuncular oynamayı bilmeyen hocaları adam yerine koymuyorlar zaman zaman. Dolayısıyla hocaların gerçekten üst düzey sporculara performans sağlayıp sağlamayacağını da göremiyoruz ki. Aklıma geldikçe yazacağım , bu konuları burda tartışılırken görmek güzel....Beğenilen hocalar listesi kişiden kişiye göre değişebilir, bu yüzden isim vermek gerekli değil bence :)

Bu adam 2050 yılının kışına kadar yakacak sorunu yaşamaz heralde yuh dedim ben de ilk görünce

ben konu dışına çıkmaktan kaçındım sadece. :)

Öz türkçe konuşmak gerek bazen aga

Hocalık değerini objektif ölçebilmemizi sağlayacak tek sistem kademe sistemi mevcut şartlarda ama bunu detaylandırıp geçiş için bazı düzenlemeler gerekiyor....Hocanın oyuncuları ve bu ölçütlerdeki seviyesi bize kesin bir dille hocalığını belirtir , yoksa hoca yokken az bilgisi olan birisi oraya hoca olup adeta krallık yaratır ki bu tarz şeyler her büyük şehirde var.... Not : Çağan konu paralelinde konuşuyorum,konuyu genişletme ya da dışına çıkma gibi bir durumumuz olursa çook uzun soluklu konuşmak gerek. :) Ayrıca, benim yazılarımı çevreme mal ettiğimi , kendi öz düşüncemi ifade etmediğimi düşünenler var..Bu da beni üzüyor.

Bu konuda o kadar çok şey çıkar ki,gerçekten en damar sorunlardan birine giriş yaptın Mehmet abi.... Ücret konusu zaten apayrı bir konu hepsinin ötesinde , ben Gençlik Spor salonlarında çocuklara oyun oynatıp günde 2 saat , haftada 3 günden olmak üzere , çalışan hocaların 4-5 seans maaş , Türkiye dereceleriyle dolu bir altyapı sunan , takımını çok iyi yerlere çıkaran, birçok milli oyuncu yetiştiren hocanın da tek seans ki komik bir ücret bu, aldığını biliyorum,üstelik aynı hocaya bir de bu yönetim " Biz masa tenisi istemiyoruz ki,yapmazsan yapma dereceler de milli sporcular da ligler de umrumuzda değil diyorlar" hoca iyice çöküyor.......E şimdi hangi hoca daha iyi , neyi hak ediyor ve ne alıyor sizce ? Bilgi seviyesine gelecek olursak; antrenörlük belgesine göre değerlendiriyor resmi kurumlar , e 5 kademe var zaten ki sporumuzda 1. kademeyi almak gayet basit , 2. kademe de çok zor değil , gerçekten elit antrenörlerimiz ise 3. kademeye geçmekte zorlanıyorlar.Bu sınıflandırmada bir değişiklik gerek ya da antrenörlerimizin önünün açılması gerek.Ben kendim şahit oldum birçok kez ismini herkesin bildiği hocalarımız 3. kademe kurs açılması için dilekçe topladı ama sonuç alınamadı.Gelişime imkan da tanınmıyor....Eğitim almak isteyen kişilerin de gözü korkuyor ; bugün bir BESYO'da antrenörlük okuyan kişinin mezun olduktan sonra nasıl geçineceği tam bir muamma mesela....Gerçekten hoca olabilecek isimlerin önü tıkanıyor böylece. Benim yazım sanırım biraz farklı yönlere de hitap etti , devam da edecektim ama konuyu özetleyerek bitireceğim ; antrenörlük için sadece belge yeterli oluyorsa , milli takım kamplarına altyapıda derecenin yanından bile geçemeyen hocalar "işi öğrenmek için" gönderiliyorsa , ve biraz ağır olacak belki ama adam yokluğunda adam olunuyorsa (ki sporumuz henüz istenen yaygınlıkta değil her ilde kaliteli antrenörler yok,kastım bu.) , hocalık kavramı lafta kalmaz da ne olur sizce....Başarıyı ve dolayısıyla başarılı hocayı rekabet getirmelidir , hocaya bu adam kaliteli bir hocadır denilmesi için de takımıyla yaptığı işlere , çıkardığı sporculara bakılmalıdır. Bunun yanında da şu anki sisteme göre ; Kademesi göz önünde bulundurulmalıdır , kıstas budur bence.. konunun dışına çıktıysam ya da saldırgan bir tutum çıkarıldıysa herkesten özür dilerim.Bu konu hakkında konuşulacak çok şey var aslında ama başlık başlık değerlendirmek gerek.

Bence çok ta saçma olmaz,tahtanız belirli bir karaktere sahip ( OFF - ) ama diğer yorumlara da bakalım..

Masa tenisine gram sevgi yok bazı yüksek rütbeli isimlerde demek ki,sadece paraya bakıyorlar...Anlamak çok ta zor değil ; size yapılan muamele ve il temsilciliklerindeki ihalelerine detaylıca bakılması kafi olur sanırım(tüm illerde masalar hangi marka ve distribütör kim sizce :) ).....Masa tenisi severlere bu kıllığı , olum istemiyoz lan sizi demeye getirilen tavırları sergileyenleri şiddetle kınıyorum.

Burası Türkiye abi olur böyle işler,daha neler neler var ki, inan bana say say bitmez....

Teşekkürler emre :) turnuva bu sene çok daha güzeldi gerçekten , ben gruptan çıktım ama elemede başarılı olamadım malesef...Videoyu beğendin umarım;telefonla bu kadar..

Maaşallah diycez

Ben şöyle bir oyuncu düşünüyorum FH Timo Boll , BH Wang Hao , Servis Ma Long , Drop ve Açma malesef Ma LİN,oyun okuma J.O. Waldner ve ayak çalışması Xu Xin...

http://www.hazerspor.com/default.asp?git=9&urun=87632#. http://www.masatenisi-market.com/index.php?do=catalog/product&pid=224 bu ayakkabıyı birçok arkadaşımda ve iyi oyuncuda gördüm , tam da indirimde. bu da çok sağlam görünüyo http://masatenisi.com/UrunDetay.asp?KategoriID=26&UrunID=337 umarım yardım edebildim :)

Çağan benim kulaklıkları kargoya verdiler 3 gün önce bekliyorum ben sabırsızlıkla,umarım senin ürününü de fazla sallamazlar , masa tenisi camiasına yamuk yapmasınlar adam olsunlar ! :)

Allah sporumuzu bu tarz şeylerden korusun :) İşin içindeki paralar bazen emeği ve insanlık haklarını aşar boyutta resmen...Bir oyuncu yılda 70 maça çıkıyorsa futbolda diyelim , basketbolda 100 maç yapıyosa play-offlar dahil , bu adam ne zaman dinlenecek , özel yaşamını nasıl yaşayacak , oyuncular da büyük paralar kazanıyor ancak çok büyük fedakarlıklar yapıyor....Bu sporcuların haklarını parayla susturmak gibi bir yöntem deneniyor sanki , Casillias bugün bir açıklama yapmış mesela ; daha fazla para peşinde değiliz diye.... Sporseverlere yansıyan açıdan ise ; Arz - Talep dengesi her yerde var , sporda da...ama sporun odak noktası da gitgide para odaklı bir yere kayıyor , toplumları kaynaştıran sağlık aşılayan bir aktivite olmaktan çok...Bu çok kötü bir gidişat... Biz nasıl bu durumu tersine çevirebiliriz sorusuna ise cevap bulamamak daha da kötü....

Bunları izleyince duman oluyorum ya , stres basıyo , bunlar dünyalı mı lannn ne biçim hayat bu bee falan diyip isyan edesim var.