Arama
Showing results for tags 'tibet'.
-
Çin Diyoruz, Iyi Diyoruz Da Kim Bu Çinliler?
Fatih Birinci bir konuya ileti yazdı: Sohbet ve Diğer Konular
Tibet dünyanın en yüksek ülkesi, yerden 5000 metre yükseklikte yaşıyorlar. Geçtiğimiz Ağustos ayının ortasında Uludağ'ın zirvesine çıkıp, 2500 metrede mideyi üşütüp çenem vura vura aşağı zor indiğimi hatırlıyorum. 5000 metrede yaşamak? Gençliğimde Lobsang Rampa'nın iki kitabını okumuştum, birisinde yeni doğan bebekleri bir nehre sokup çıkardıklarından bahsediyordu. Artık nehrin soğuğunu düşünün! Eğer bebek sağ kalırsa sağlıklı ve güçlü olduğuna hükmediliyor, o bebek yaşamaya devam ediyormuş. Eğer yaşamaz soğuktan ölürse de zaten ileride ölecekti, bari fazladan acı çekmesin diye görülürmüş. O yüzden asırlar boyunca soğuğa çok dayanıklı bir nesli üretecek "yapay" seleksiyon uygulamışlar. Ülkeden yıllarca çıkmayıp da "aşağı" inip başka ülkelere gidenler birkaç ay boyunca bildiğiniz gözetim altında kalıyor. Çünkü oluşan oksijen farkıyla ciğerleri başa çıkamıyormuş uzun müddet. Birçok insan ömrü boyunca sadece birkaç tür besin yiyor: Tereyağlı çay denilebilecek bir içecek ve bir tür arpadan oluşan lapa. Çünkü başka birşey yetişmiyor. Ülkede ayna kullanmak yasak, insanın bedenine fazla önem vermesine neden olduğunu düşünüyorlar. Ölüleri bir dağın tepesine akbabalar yesin, ceset boşa gitmesin, başka bir canlıya yarasın diye bırakıyorlar. Zaten reenkarnasyon düşüncesi hakim, ruh çıkınca bedene fazla hürmet göstermiyorlar. Profesyonel dağcı bir arkadaşım anlatmıştı, biliyorsunuz Himalayalar büyük ölçüde Tibet sınırları içerisinde. İşte şu dağın zirvesine böyle çıktık, şöyle zordu, Türkiye'den sadece iki üç kişi çıkabilmiş falan diye anlatıyordu. Normalde taşıyabilecekleri ağırlığı taşıyamadıklarından bahsetti o rakımda. Ben de peki o zaman gerekli malzemeleri nasıl çıkarıyorsunuz diye sorduğumda, "Onları yerli köylüler taşıyorlar, bizden önce gidiyorlar, bazı yerlerde de yukarı ip çakıp bizim çıkmamıza yardımcı oluyorlar" demişti! Şimdi bu arkadaş o dağa çıkarken üstündeki ekipman vs. neredeyse 6-7 bin lira, belki daha fazladır. Köylü ise yün kıyafetlerini giyip, bu dağcıların yüklerini de alıp, bir de onların ipsiz çıkamadıkları yerlere ipsiz çıkıp onların çıkmasına yardımcı oluyormuş. Şimdi bu ülke, gördüğünüz gibi dünyanın kültürünü en fazla koruyabilmiş ülkelerinden birisi. Milattan sonra 6. yılda kurulmuş, çok çok köklü bir kültür. Geleceğim nokta şu: 1950 yılından Çin, "aslında bu toprakların sahibi biziz, siz burada bizim yerimizi kaptınız" deyip Tibet'i işgal ediyorlar. İşgal dediysem, orantısız gücün tepe noktasını uyguluyorlar. Çünkü Lamacı Budizm denilen ve teokrasiyle yönetilen Tibet'te bir ordu bile yok. Onlar da Çinlilerin istediklerini yapmayarak, pasif direnişle karşılık veriyorlar. Ama Çin, özellikle halkın saygı duyduğu din adamlarını, monkları öldürüyor. Rampa'nın kitabında bahseder, birçok rahibi iki ayrı kolundan iki ayrı askeri cipe bağlayıp, önce yanyana giden ciplerle rahibi biraz yerde sürükleyip daha sonra ayrılarak bir kolunun kopmasına neden oluyorlar. Bunu binlerce kişiye yapıyorlar. Onlar yine de pasif direnişe devam ediyorlar. Bunu da en fazla, rahipler kendilerini yakarak yapıyor. Malcolm Brown'ın çektiği şu görüntü Pulitzer ödülü kazandı: Bir Tibetli rahip (monk) lotus oturuşu denilen pozisyonda oturmuş, kendisini üstüne benzin dökerek ateşe veriyor. Bu inanılmaz olayı bir düşünün: Parmağınızı sobaya soktuğunuzu ve elinizi iradenizle çekmediğinizi düşüşün. İmkansız değil mi? Adam oturuşunu bozmadan bu şekilde ölüyor. İnsan iradesinin geldiği son nokta diyeceksiniz, ama bekleyin, ötesi var: Bu da videosu: http://www.dailymail...test-China.html Olay henüz iki ay önce oluyor. Bu sefer bir rahibe kendini canlı canlı, üstelik ayakta, üstelik de kömüre dönüşmeden önce kılını bile kıpırdatmadan yakıyor. İşte bu insan iradesinin üst noktası, akıl almaz bir durum. Biliyorsunuz Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama da sürgünde, ülkesine giremiyor. Hatta Tibet'in dramı ile ilgili filmler yapan Brad Pitt ve Richard Gere'in bile Çin'e girişi yasak. Sadece kayıtların tutulmaya başlanabildiği 1988'den bu yana Tibetli 156.000 kişi idam edildi! Gerisi de var: 342.000 Tibetli açlıktan öldü. 173.000 Tibetli hapishanelerde işkence gördü, 9000 Tibetli protesto için kendini yaktı. Peki insan haklarında öncü rolünü üstlenen Batı ülkeleri buna nasıl tepki gösterdi? Cevap: Suya sabuna dokunmaya çalışan filmler yaparak, çok küçük çaplı yardım organizasyonlarıyla... Peki neden? Çünkü Çin, malum üzere dünyanın en büyük ekonomilerinden ve en büyük askeri güçlerinden birisi. Bu Batı denilen grubun bir ülkeye diş bilemesi için o ülkenin zayıf olması gerekiyor. Eğer bir Amerika ya da Çin gibi yeterince güçlüyseniz istediğiniz herşeyi yapabilirsiniz. 156.000 idam ne demek?! Sadece Batı da değil arkadaşlar, bu iki ay önceki ve videosu da olan olay bizim basınımızda bile yankı bulmadı, onun için hep İngilizce sitelerden link getirebiliyorum. Yazık, çok yazık. Her şey madalya toplamakla olmuyor maalesef...