Jump to content
Masatenisi.org Forum

Recommended Posts

Oluşturma zamanı:

Okullarda sınav kaygısının yoğun olduğu öğrencilerde ortak bir özellik vardır: Bu öğrenciler, girecekleri sınavdan önce kendilerini o sınava girmiş, çok heyecanlanmış ve bu yüzden bocalar, soruları yapamazken düşünürler. Çoğu zaman bu öğrencilerin sorunlarını çözmek için kullanılan ilk teknik de, öğrencinin kendisini sınavda imgeleme şeklini değiştirmek, yani sınav esnasında kendine güvenli ve rahat bir şekilde soruları çözerken düşünmeleridir.

 

İngilizce’de bu durumu tarif etmek için öteden beri kullanılan “self-fulfilling prophecy” diye bir ibare var, dilimize bazen “kendini doğrulayan kehanet” diye çevriliyor. Bir insan aslında gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi düşünür, bu düşüncesi de bir şekilde cidden düşünceyi gerçekliğe çevirir. Örneği paranoyaklar çevresindeki insanların kendisine zarar vermek istediğini, ona komplo yapacaklarını düşünür, bu yüzden onlara karşı aşırı şüpheci ve ters davranmaya başlar, bu garip durumu da çevresindekiler farkedince onun –doğal olarak- ruh sağlığının bozulmaya başladığını düşünüp psikiyatri servislerine başvururlar. Sonuçta çevresindeki insanlar, bazen paranoyağın haberi olmadan onu akıl hastanesine yatırmaya çalışan kişiler haline gelirler, hastanın düşünceleri gerçeğe dönüşür ve bu şekilde kendi çarpık düşüncelerine daha fazla inandığı için hastalığı daha da kök salar, vb. Eskiden bizde böyle durumlara “fasit daire” denilirdi. Bu fasit daire sınav kaygısında da bu şekilde etkili olur, topluluk karşısında konuşma durumlarında da, spor karşılaşmalarında da…

 

Spor karşılaşmalarında bu fasit daire iki ayrı boyut açısından geçerlidir. Duygusal boyutu, yukarıda anlattığım şekilde kendini doğrulayan kehanet mekanizmasıyla. Motor-davranışsal boyutunda ise bazı nörolojik süreçler devreye girer:

Elektromiyografikal araştırmalarının gösterdiğine göre zihnimizde kendimizi belirli bir hareketi yaparken düşünürsek, bu bizim gerçekten de bu hareketi yaparken aktif olan beyin bölgemizi hareketi geçirir. Örneğin araştırmalara göre vücut geliştirenler, antrenman dışında da günde on dakika bu hareketleri yaptıklarını imgelerlerse, imgelemeyenlere göre aynı antrenmandan yüzde elliye yakın daha fazla kas gelişimi elde ederler.

 

Masa tenisi için düşünelim: Örneğin nizami bir topspin yaptığımızı düşünürsek, bu hareketi yapmamızı sağlayacak beyin bölgemizde elektriksel bir artış olur. Bu elektriksel artış daha yoğun şekilde, antrenman sırasında zaten sergilenir. Ama antrenman dışında da aynı beyin bölgesinin çalışması, sizin elinizi bile kıpırdatmadan biraz antrenman yapmanız gibi bir etki sağlar.

 

Bu olumlu etki sadece teknik gelişim için değil, maç atmosferi için de geçerli. Belirli bir maçtan önce kendimizi o oyunu oynarken, servisi atarken, hareketlerimizi yaparken düşünmemiz, performansımızı ne yönde düşünürsek gerçekten de o yönde oluşma olasılığını biraz artırır. Ancak bunun doğal sonucu olarak kendimizi kötü bir performansta imgelersek de bunun oluşma olasılığını artırırız.

Bu sadece kendimizi o hareketi yaparken zihnimizde “görmemiz” in dışında, eğer o imgelem anındaki sesleri duymamız, kokuları hissetmemiz, yorgunluğu hissetmeye çalışmamız gibi diğer duyularımızı da işin içine katmamız şeklinde kuvvetlendirilirsek, gerçek harekete de etkisi o kadar fazla olur.

 

Zihnimizdeki net, parlak ve aktif bir şekilde oluşturduğumuz imgelem sportif performansı artırmakta kullanılabilir. Spor psikolojisinde elit atletler üzerinde neredeyse 30 yıldır yapılan çalışmalar, bu atletlerin iradi ya da gayri ihtiyari olarak imgelem tekniklerini kullandıklarını göstermektedir. İnternette –özellikle Dora Kurimay’ın araştırmalarından- okuduğuma göre üst düzeyde oyuncular önemli maçlardan önce, o maçı oynayacağı salonda salon boşken, o masaya bakarak birkaç dakika boyunca kendilerini üstün bir performansla o masada oynarken imgelerler.

 

Kısaca, bir hareketi öğrenirken olsun ya da önemli bir maça hazırlanırken olsun, kendimizi yapmak istediğimiz şeyleri yaparken “imgelememiz”; o anı ve süreci zihnimizde görmemiz, o sırada çevrede oluşması muhtemel şeyleri zihnimizde işitmeye çalışmamız, hatta ısıyı ve kokuları hissetmeye çalışmamızın performansımızın üzerinde büyük etkisi olur.

  • Beğen 13
  • Teşekkürler 1
Gönderim Zamanı:

herşey beyinde bitiyo abi...

 

Swan, onca bilimsel dille anlatılmaya çalışılan olayı bir cümleyle ifade etmişsin ya, helal olsun. :alkis: .

Bilim adamları o kadar süslü anlaşılmaz laflarla uğraşa dursunlar.

Fatih Birinci, paylaşımın için teşekkürler. Ancak aynı antrenmanın yapan iki kişi arasında, imgelemenin yüzde 50 fark oluşturacağı hiç aklıma yatmadı. Bu imgelemeyi inkar değil elbette, sadece çalışmayı abartılı buldum.

  • Beğen 2
Gönderim Zamanı:

herşey beyinde bitiyo abi... (bi küçük aç doldur fatih beye sun caksssss(sigarayı da yaktık tamamdır)

 

Bir şeye sahip olmak için, hayal kurmak yada benzeri bir durum...

Dediğin gibi her şey beyinle başlayıp beyinde bitiyor. Benim bittiğim nokta tam burası işte başlamadan bitiyor.

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

Her zamanki gibi yine harika bir paylaşım Fatih bey,

Çok Teşekkürler.

Gönderim Zamanı:

şimdi eskiden tümlüklü gelenek diye bir şey vardı bilenler topluluğa sohbet içinde anlatırdı bildiklerini. hatta eski topluluklarda bu kişinin adı erlebnis (hikaye anlatıcısı) idi. yaptığım şey aşağı yukarı böyle birşey: Fatih bey değerli bilgilerini sunarken bu toplumun aslında öğrenme biçimi olan sohbete zemin hazırlama gibi. Bir yandan dayayalım mezeyi rakıyı fatih beye bir yandan sohbetin tadına varalım gibi. çok teşekkürler bu arada paylaşım için bir parça gülümsetebildim ise sizleri ne de mutlu bana

  • Beğen 2
Gönderim Zamanı:

Swan, onca bilimsel dille anlatılmaya çalışılan olayı bir cümleyle ifade etmişsin ya, helal olsun. :alkis: .

Bilim adamları o kadar süslü anlaşılmaz laflarla uğraşa dursunlar.

Fatih Birinci, paylaşımın için teşekkürler. Ancak aynı antrenmanın yapan iki kişi arasında, imgelemenin yüzde 50 fark oluşturacağı hiç aklıma yatmadı. Bu imgelemeyi inkar değil elbette, sadece çalışmayı abartılı buldum.

 

Evet, ciddi bir fark gibi duruyor, ancak bu çalışma sadece vücut çalışanlarla ilgili. Şurada, şuradave şurada bu konuyla ilgili kimi yazılar var. Şu kitapta da (google books hepsini vermiyor) bu %50 oranına ulaşan çalışma yer alıyor. Spor psikolojisinde de imgelem tekniklerinde ünlü bir gönderme olarak hep kullanılır.

Gönderim Zamanı:

katılıyorum junk player. ben bi türlü backspin serviste raketin köşesine değdiremiyordum , kafamda yaptım tabi birazda pratik yaptım olmaya başladı .=)

Gönderim Zamanı:

Bu tekniği fazlı mı kullandım ne....

 

Matrix oldum.

 

Senin şu mesajları ben anlamıyorum, tercümesini de yazsan da olaya fransız kalmasam...

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

Bu tekniği fazlı mı kullandım ne....

 

Matrix oldum.

 

 

Senin şu mesajları ben anlamıyorum, tercümesini de yazsan da olaya fransız kalmasam...

 

 

Şöyle diyeyim..

Bu imgeleme teknikleri, yapacağınız bir faliyeti (hareketi) daha verimli yapabilmek için vede olayı önceden beyinde kurmak olduğu için....Yanılmıyorum değil mi?

Bende matrix filminde olan beyin mücadelesinde ki duruma düştüm diye düşündüm.

Karşımdaki rakibe göre servisi böylemi atsam dönen top Bh geleceğini düşündüğüm için söylemi vursam diye oyunu kurgulamaktan matrixlik oldum dedim.

Açıklıya bildim mi.? Yoksa açıklıyamadım mı.?

Matrix filmi,imgeleme tekniklerine uymayan yanlış bir örnek mi oldu.?

Tereddütte bıraktınız beni şimdi.

Gönderim Zamanı:

fazlı lafını görünce aklım elektrik fazına gitti. Meslek icabı. Faz ve matrix ne alaka dedim. Fazla diye düşünemedim. Yorgun beyinlerimizi bu kadar zorlama

  • 4 weeks later...
Gönderim Zamanı:

Sayın Fatih Birinci herkesin ihtiyacı olan bu bilgiyi paylaşman çok güzel olmuş . Benim çok ihtiyacım vardı . Teşekkürler.

  • 3 months later...
Gönderim Zamanı:

Bir olayı yada objeyi yaşamak yada görmek zihnimizde yapılan ölçümlerde hayal ederek görmek yada yaşamak ile aynı olduğunu tesbit edilmiştir. Bu durumdan haraketle, oluşan duygu durumu ( adı her ne olursa olsun; fobi, anksiyete bozukluğu, heyecan, eli ayağına dolanmak v.s) şimdilerde çok rahatlıkla düzeltilebilmektedir.

 

Gündeme getirdiğiniz bu duygu durumlarının EFT ve NLP teknikleriyle çok hızlı ve kalıcı çözümleri vardır. Ülkemizde de bir çok kişi bu konularda uzmanlaşmıştır.

  • 1 month later...

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 members

    • Bu sayfayı inceleyen kayıtlı kullanıcı yok
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 0 Gizli, 243 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..